Şimdi Ara

Naturalizm ile materyalizm arasındaki farklar nelerdir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
992
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Naturalizm ile materyalizm arasındaki farklar nelerdir?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HIGHER -- 23 Temmuz 2020; 10:52:35 >



  • Natüralizm materyalizmin az tuzlusu. Materyalizmden farklı olarak natüralizm vahşi doğa, doğa sevgisi, doğa teması, kır yaşamı ve benzerini kapsıyor dahası böyle bir edebiyat ve sanat akımı da mevcut Emile Zola, John Steinbeck gibi yazarlarca temsil edilen. Materyalizm ise tıpkı natüralizm gibi karmaşık detaylarla dolu soğuk ve iç karartıcı bir dünya öneren ancak daha çok doğanın hammaddesine (arkhe) ve tabiatın güzelliği yerine eşyanın kendisine odaklı olan bir mefhum. Yalnız natüralizmden farklı olarak materyalizm yer yer kültürümüze, yüksek tüketim alışkanlığına sahip yaşam tarzımıza, aletlerimize, ekonomik servetimize karşılık olarak kullanılıyor yani doğaya dair değil insana dair mevzularda; materyalizm, normalde kapsamının genel olarak daha geniş olacağı düşünülebilecek natüralizmin aksine günlük insan yaşamının daha çok içinde. Natüralizmle materyalizmin kurucuları İyonlar ve Elea varlık okulu ile İyon Milet - Efes doğa okulunu uzlaştıran atomistlerdir, onların zamanında materyalizm diye bir terim dahi yoktu fakat natüralizm ve natüralistler vardı (physiologos, phsikoi; doğa araştırması, "fizikçiler").

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Mesela doğa yasalarının fiziksel olduğu barizken, maddi bir içeriğe de sahip değillerdir. 


    Bu biraz sakat bir ifade. Doğa yasalarının pek azı - sanıyorum ki kütleçekimi hariç - maddi içerikten yoksun. Adı üstünde "doğa" yasası. Kütleçekime dahi standart modelde maddi bir karışılık verilememesini teorik graviton bozonlarının dedektörlerle tespit edilmesinin zorluğuna bağlıyorlar. Yalnız bir de şu var Heisenberg belirsizlik ilkesi, Hilbert'in sanal uzayında dalga gibi prensip, yasa veya konseptlerin gelişimi bir doğa yasası elde etme çabasında madde ve enerjinin kesikli ve random yapıya sahip olmasından kaynaklanıyor. Bazı doğa yasalarında maddi içerik kayıp veya bir bilinmezlik (kesinliksizlik). İhtimallerin "kesinliği" var (%4 ihtimalle yansıma, %27 ihtimalle şu ürüne bozunma gibi) ancak bu da maddi sistemin veya örüntünün <partiküllerin> sık ve düzenli gözleminden ortaya çıkıyor. Fizikalizm deyince benim aklıma hem maddi içerik (nesneler, madde, enerji vs) hem de matematiksel içerik (fizik, salt haliyle yasalar, sayısal modellemeler) geliyor. Daha çok eşyadaki eylemsizliği (Newton'un atalet yasası), bu fundamental yasaya bağlı olarak ortaya çıkan beyin kimyasını ve zihnin tek nesnel / maddesel tözün ürünü olduğunu vurguluyor.




  • quote:

    bazı şeyler fiziksel olduğu halde maddeden meydana gelmiyor.
    ifadesinden olguyu kastettiğini anlıyorum, doğru mu? Yani bazı şeyler nesne iken, bazı şeylerde nesnelerin etkileşimlerinden ortaya çıkan durumdur, olgudur gibi.
    Eğer bu bir olgu ise, ve burada fizikalizm tercih ediliyorsa, materyalizm olgu hakkında bir şey söylemiyor mu ki? Yani ben bir olgu göstererek materyalizm mi çürütebilecek miyim?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    O zaman fizikalizmle materyalizm arasında fark bulmak zorlaşıyor ve fizikalizm zaten materyalizm varken birazcık lüzumsuz bir terim oluyor. Ne dersin?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    Teorik fiziğe göre normalde stabil bulunan uzay zaman Planck - Wheeler uzunluğunda kararsızlaşarak kuantize madde ve enerjiyle karışıyor ve küçücük bir boyutta kararsız kuantum köpükler olarak karakterize oluyor ama tıpkı gravitonlar gibi kuantum köpükler de gözlem eşiğinin dışında addediliyor. Belirsizlik ilkesi kökten bir ilke, doğanın özelliği. Aslında maddi prensip. Delta x (konum) delta p (momentum) veya delta t (zaman) delta E (enerji). Deltalar belirsizliği gösteriyor ve ne kadar hassas ölçüm yapılırsa yapılsın bir alt limitleri var. Konum değişkeni ne denli iyi biliniyorsa (ne denli iyi, ne denli tam değil) momentum değişkeni o denli az biliniyor ya da vice versa. Dalga/parçacık ikiliği ve süperpozisyon ile söze girişirsek, temastan arınmış kusursuz sinüs dalgasında momentum belirli ancak konum uzayda sonsuz olarak belirsiz. Farklı dalga boylarına sahip dalgaların bileşiminden meydana gelen süperpozisyon bir dalga paketinde konum belirsizliği daha az ancak bu sefer momentum belirginliğinde kayıp var. Dalga, konumunun tamamen bilinmesi için giderek lokalize edildiğinde momentum değişkenini yitiriyor, belirsizlik artıyor. Gözlemlerde "partikül" veya "dalga" olarak karakterize olan madde ve enerjinin tüm hareket veya dönüşümü temelde belirsiz. Bir diğer deyişle de olasılıksal. Parçacık olarak gördüğümüz sanal uzaydaki sinüs dalgasının herhangi bir tepeciğinde olabilir. Teorik kuantum köpükler de zaten parçacıklar gibi böylesi kuantize olgular. Maddesel veya fiziksel olarak varlar. Hepimiz spesifik olarak kuarklar, gluonlar ve elektronlar; kompozit olarak da proton ve nötronlardan yani kuantize varlıklardan veya parçacıklardan meydana geliyoruz. Hücrelerimizin boyutsal derinliklerinde kuantum prensipler ve yasalar geçerli. Öngörülemez addedilen genetik mutasyonlar kimyasallar, çaprazlamalar vb başka etkenler haricinde başka türlü nasıl ortaya çıkabilirdi mesela?
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-596C9B846

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    İki teoriyi tutarlı bir formülasyonda birleştirmek evet bir mesele ancak genel görelilik ile parçacık fiziğine dayanan standart modelin uyumsuzluğu doğrudan iki kuramın - görelilik ile kuantumunun - temel varsayımlarındaki ciddi farklılıklarda yatıyor; birisinde öngörülebilir alanlar ve bütünlük sözkonusu iken öbüründe alansılar meydana getiren öngörülemez parçacık etkileşmeler ve enerji, yük gibi korunan bazı özelliklerin farklı parçacıksal karakterizasyonlara bürünmesi sözkonusu. Matematiksel veya görsel olarak birleştirmekten ziyade ama daha teknik sorunlar var. Sicim veya kuantum gravitasyon kuramları kuantum köpük gibi nesnel karşılıklardan yoksun ve en azından test edilebilir öngörülere ihtiyaçları var. Aşırı teorik kalan çalışmalar. Bu konuda fizikçi Lee Smolin'in The Trouble with Physics diye bir kitabı var ve fizik bilimini katıksız metafiziğe dönmekle eleştiriyor. Düşük enerjili gravitonlar tespit edebilseydik veya etseydik söz konusu ettiğin o kuramlar elbette öyle pat diye birleşemezdi ancak standart modelde en azından kütleçekiminin maddesel karşılığı olurdu. Gravitonun teorik özelliklerine (spin, yük vs) sahip bir parçacık bulmak yeterdi tabii sadece parçacık fiziği ve kozmolojik araştırmalar kapsamında konuşuyorum.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    BSD ve Linux Arasındaki Farklar
    6 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.