Şimdi Ara

Okyanusa sahip bu Süper Dünya yaşam için uygun koşullara sahip

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
17
Cevap
0
Favori
599
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Okyanusa sahip bu Süper Dünya yaşam için uygun koşullara sahip
    Dünya dışı yaşam arayışı onlarca yıldır devam ediyor olsa da henüz buna dair kesin bir kanıt elde edilemedi. Bilim insanları yaşamın var olmuş veya halihazırda var olabilecek gezegenleri ararken öncelikli olarak sıvı suya sahip ötegezegenlere öncelik veriyorlar. NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu (JWST) ile gözlemlenen LHS 1140 b adlı Süper Dünya kategorisindeki ötegezegen yaşam konusunda büyük umutlar veriyor.



    Sıvı su bulunuyor ve sıcaklık 20 derece



    NASA ve dünya çapındaki diğer bilim insanları Dünya ile aynı ya da yeterince yakın bileşenlere sahip, kendi yıldızının vahşi ortamından uzak ancak yüzeyinde sıvı suyu barındıracak kadar yakın bir yörüngede dolanan gezegenler arıyor. Son olarak James Webb Uzay Teleskobu ile yapılan gözlemlerde ilk defa detaylı bir şekilde incelenen LHS 1140 b, bilim dünyasının aradığı ötegezegen olabilir.



    LHS 1140 b hakkında yayınlanan makalenin başyazarı Charles Cadieux'ye göre, bu ötegezegen, yüzeyinde sıvı suyun varlığını dolaylı olarak doğrulayabileceğimiz en iyi seçenek. Dünya'dan 48 ışık yılı uzaklıkta Cetus takımyıldızı içindeki kırmızı cüce sınıfı yıldızın yörüngesinde dolanan LHS 1140 b, ev sahibi yıldızının yaşanabilir bölgesi olarak adlandırdıkları yerde konumlanıyor. Yani sıvı suyu barındıracak bir uzaklıkta.



    Okyanusa sahip bu Süper Dünya yaşam için uygun koşullara sahip
    JWST verilerine göre ötegezenin kütlesinin yüzde 10 ila 20'si sıvı sudan oluşuyor. Araştırmacılar ayrıca suyun 20 derece sıcaklığa sahip olduğunu düşünüyor. Bu, kabaca Atlantik büyüklüğünde bir okyanusa işaret ediyor. Hatta ve hatta gezegende bir atmosferin varlığına dair de kanıtlar bulunmuş durumda. Üstteki görsel ise gezegenin nasıl görünebileceğini ortaya koyuyor.



    Ayrıca Bkz.1 yıllık simüle edilmiş Mars görevinden sonra ekip "Dünya'ya döndü"



    Öte yandan LHS 1140 b esasında ilk olarak 2017 yılında keşfedilmişti. Bu süre zarfında araştırmacılar gezegeni Hubble Uzay Teleskobu ve Transiting Exoplanet Survey Satellite (TESS) ile incelemişti. Ancak JWST ile daha önce bu gezegene bakılmamıştı. JWST gözlemlerinde LHS 1140 b'nin Dünya gibi nitrojen (azot) bakımından zengin bir atmosfere sahip olduğu keşfedildi. Bunun da gezegenin kendi atmosferini koruyabildiği anlamına geldiği belirtiliyor. Tüm bunlar bir araya geldiğinde gezegenin yaşam için elverişli bir ortam sunduğu belirtiliyor.



    Ancak her iyi şeyde olduğu gibi LHS 1140 b'nin de tatsız bir özelliği var. Gezegenin kendi yıldızına kütleçekimsel olarak kilitli olduğu belirtiliyor, tıpkı Ay'ın Dünya'ya kilitli olduğu gibi. Dolayısıyla tıpkı Ay gibi LHS 1140 b'nin bir tarafı sürekli olarak yıldızına dönükken diğer tarafı daima karanlıkta kalıyor. Dolayısıyla gezegenin bir tarafı muhtemelen buzlarla kaplı, yıldızına bakan tarafı ise nispeten ılıman ve sıvı suya sahip bir ortam sunuyor. Araştırmacılar bulguların henüz kesinleşmediğini ve JWST ile daha fazla gözlemin yapılması gerektiği konusunda da uyarıyor. Ancak bilim insanları ilk adımın umut verici olduğunu söylüyor.




    Kaynak:https://www.tweaktown.com/news/99236/nasa-telescope-discovers-super-earth-exoplanet-with-possible-alien-ocean/index.html
    Kaynak:https://news.umich.edu/astronomers-find-surprising-ice-world-in-the-habitable-zone-with-jwst-data/







  • O kadar uzağa solucan deliği lazım.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Hep varsayım bunlar, gerçeği ile hiç bir zaman karşılaştırılamamış bilgiler.. Daha ay ı bile tam keşfedememiş olan nasa destekleyenlere nabız veriyor..

  • Teori ispatlanmış ortada birşey yok.

  • teknokaptan kullanıcısına yanıt
    En güzeli solucan deliği, kesinlikle gerekecek. Mars için bile gerekecek aslında. Yani yolculuğa gerekmese bile iletişim için burnumuzun dibindeki Mars bile çok uzak kalıyor. Hani uydu iletişimi ile bile, yani ışık hızı ile bile 15-25 dk arası mesafe var. Güneş bile daha yakın bize. 8 dk. İleride diyelim Mars'ta insanlar yaşıyor. Telefonla konuşma şansın yok. Alo dedin, senin alo oraya 20 dk sonra ulaşıyor. Karşıdaki de duydu ve cevap verdi, üstüne 20 dk .

    Hele burası maşallah 47 ışık yılı. Hadi füzyon falan çözdük sınırsıza yakın enerji çözdük bile desek, ışık hızının %90 ı ile bile 22 yıl sürüyor. Ki dünyada 52 yıl geçmiş oluyor. Bu seferde geleceğe gidiş hesabı işler karışıyor time dilation dan ötürü. Işık hızının %95 inde süre 15 yıla düşüyor, dünyada 50 yıl. Arada 35 yıllık geleceğe gidiş zaman farkı yolcular için. Karman çorman. En iyisi şu delikleri çözmek.





  • Spider_hip kullanıcısına yanıt
    warp drive veya solucan deliği eğer insanoğlu kendi kendi yok etmezse 300 ila 400 yıl arasında çözülür; Teknoloji ve bilginin katlanma hızına bakılacak olursa. Torunlarımızın torunlarının konusuna ancak onlar adına sevine biliriz mevcut teknolojimiz ile Aİ, Quantum işlem kabiliyeti, White noise kanal adımlama, ayıklama teknolojisi ile belki yıllardır yayın yapan akıllı medeniyetlerin dilini teknolojisini okuma anlama kabiliyeti kazana bilirsek bu 300,400 yıl 100 yıllara düşe bilir, Yeni bir teknolojik kırılımın eşiğindeyiz...

  • bağane ya, siz ekmek benzin fiyatlarından haber verin bağa

  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Super dunyalar yuksek kutlecekimleriyle yasam icin daha ideal sartlar sunuyorlar. Yuksek kutle daha kalin atmosfer daha guclu manyetik alan demek, uzayin tehlikeli radyasyonundan sartlarindan koruyacak faktorler. Gelgelelim yuksek kutlecekimi gezegenden uzaya cikmayi imkansiz kilabilir. Dunyada bile uzaya bir sey firlatmanin ne kadar zor oldugunu dusununce. Orada dogacak gelismis bir medeniyet gezegenin disina asla cikamiyabilir.



    Bu arada gezegenin artistik cizimi cok guzel. Mavi goze benziyor. Acaba gercek goruntusu buna ne kadar yakindir

  • Herkes kendi işini doğru düzgün yapsın. Herkez için herşey için her..... için yeterlidir...

  • Geniş çaplı düşündüğümde bazen kendimizi teknolojinin en alt çağında, sapanla kuş avlıyormuş gibi hissediyorum.

  • Dünya'nın uyguladığından daha büyük kütleçekim - ki bu durumda eğer canlılık evrilebiliyorsa - orada evrilmiş veya evrilecek organizmalar için ideal denebilir. Ama Dünya koşullarında evrilmiş canlıların ekseriyeti için iyi olmayabilir. Mesela üzerimize binen fazladan bir yerçekimi bizi çok yorgun kılabilir, vücudumuzda buna bağlı çeşitli rahatsızlıkların - mesela eklem veya kas sorunlarının - gelişmesinin yolunu açabilir. Anekdot şeklinde yazdım. Yazına bir eleştiri değil, olur da günün birinde "yaşama münasip" başka gezegenlerde koloni kurma imkanlarına erişebileceğimize hayal edenlere dönük ek bilgi paylaşımı. Yaşam dediğimiz nane genetiğin vücut verdiği organizma yapısı kadar bu yapıyı seçilim baskısıyla şekillendiren ve koşullara - kısmen - uyarlayan çevre ve adaptasyondur. Koşullarda marjinal değişimler uygun adaptasyonlara sahip olmayan organizmalar ve bu adaptasyonları geliştirememiş türler açısından zararlı hatta son derece yıkıcı olabilir.


    Bu arada son zamanlarda bir uzay başlığında gördüğüm en cahilce yorumlar bu başlıkta yer alıyor. Bir gezegenin bulunması bir kere bir keşiftir (discovery, detection vs), bir teori değil. Keşfedilmiş bir gezegenin tekrar incelenmesi zaten bilinen bir olgu üzerinde - daha fazla bilgi edinmek için - yapılan araştırmadır (research). Bir gezegenin ya da verilmiş bir gök cisminin belirli bir hata payı ve ilave-tekrar gözlem önerisiyle öne sürülen nitelikleri hipotez düzeyinde kalabilir ama bir teori olamaz. Teori daha genel açıklayıcı bir çerçevedir. Bir keşif veya olgunun tekrar gözlemlenmesi belirli varsayımlardan hareket etse de pekala İngilizce assumption anlamında bir varsayıma da karşılık düşmezler. Belirli somut veriler elde edip bu verilerden hareketle bir takım sonuçlara ulaşırlar.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • Warp drive ve solucan deliği teorik konseptler ve genel görelilik geometrisinin düşünce egzersizleri olup asla somutlaşmayabilirler. Açıkçası bu konseptlerin gerçekte var olmadığını veya daha doğru deyişle gerçek bir karşılıklarının bulunmadığını farz etme eğilimindeyim. Bence bir noktada madde ve enerjinin, yalnızca belirli biçimlerde titreşen fiziksel alanların, evrenin fokurdar ancak stabil görünen dokusunun sınırlandırıcı tabiatı böyle tahayyüllerin gerçek bir fiziksel rejime dönüşmesine engel teşkil ediyor.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.