Şimdi Ara

ÖLÜM KORKUSU

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
29
Cevap
0
Favori
1.862
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Beyler ben ölümden çok korkuyorum bir anlık korku geliyor sonsuza kadar yok olacağım bidaha olmıcağım ve tarihten silineceğim gibi bir an hepsi geliyor. müslümanım ancak ya cennet cehennem yoksa. Yani diyorum ki ya bütün herşey maddesel ve bunun ötesinde birşey yoksa ? Bütün anılarımız, düşüncelerimiz biz öldükten sonra beynimizle beraber çürümeye başlayacak ve bir daha hiçbir şekilde hiçbir yere geri gelemeyecek şekilde yok olacaksak ? sonsuz boşluğu düşünmek beni çok korkutuyor.Ne demek istediğimi tam olarak anlatabildim mi bilmiyorum ama şöyle bi düşünün bir daha hiç gelmemek ve hiçbirşeyden haberiniz olmamak üzere tamamen silineceğinizi sonsuza kadar... Bu korku bende öyle büyük duruma ulaştı ki bazen düşündüğümde kalbimin çok hızlı çarpmaya başladığını ve damağımın yavaş yavaş kuruduğunu hissediyorum. Bu düşünceden kaçmak istiyorum ama kaçsam bile gerçeği değiştirmeyeceğini biliyorum. Eninde sonunda.Ancak cennet-cehennemde sonsuz yaşamdanda korkuyorum bir o kadarda oda sonsuz yaşam sıkılırsın hep aynı yerdesin aynı şeyi yapıyorsun düşünsenize bi aynı şeyi 90 milyon kez yaptığınızı sıkılmak felan bi yerden sonra yaşamak acı olur lütfen yorumlarınızı esirgemeyin sizin düsüncelerinizide merak ediyorum teşekkürler..







  • Insan butun canlilardan ustun yaratilmis bir varliktir. Allah ona akil, vicdan, irade gibi hicbir canlida olmayan duygular - yetenekler vermistir.

    Ondan tek istedigi bunlari kullanarak kendisine iman etmesidir. Yine ona kolaylik saglamasi icin ancak hak gonderdigi din ile tatmin edilebilecek duygular vermistir.

    Insanda sonsuz yasam arzusu vardir. Yok olmak kendi kendine asla kabul ettiremeyecegi, nolursa olsun bir sekilde hic olmazsa var olma istegi koymustur.

    Dine sımsıkı sarilmakla ve Allah sevgisiyle ancak asilabilecek bir duygudur diye dusunuyorum bu korkularin.

    Tabi herkesin kendi yorumu kendi vicdanidir.
  • Konuyu açan arkadaş iki ihtimal üzerinde durmuş:

    1)Ölümden sonra ahiret hayatı diye bir şey yoksa ve öylece yok olacaksak bu çok ürkütücü.
    2)Sonsuz cennet,cehennem hayatı varsa, o da ürkütücü ve sıkıcı.

    Öncelikle 2. seçeneğin test edilebilirliği,güvenilirliği ve gerekliliği var mı ona bakalım.Test edilemez.Bu konuda inançlı,inançsız sanırım herkes hemfikirdir.Çünkü gözlemlemek mümkün değil.Cennet veya cehenneme turist gibi gidip,şöyle bir bakıp geri geldiğini söyleyen biri de yok.Varsa da muhtemelen akıl sağlığı yerinde olmayan birisidir.Peki 2. hayat gerekli midir?Asıl sorulması gereken soru bu olmalı.Konu sahibi arkadaş mesajının bir yerinde bunun püf noktasına değinmiş.İnsan sürekli yaşamak ister,ölümden korkar.Bu konuda sonsuz bir arzusu vardır.Ölüm sonrasının açıklanamıyor oluşu veya tatmin edici cevabının bulunmaması tanrının ve dinlerin temelini oluşturur.Şimdi bir an sadece kadim pagan toplumlarını düşünün.Kenan topraklarının bereket tanrılarına sunulan adaklar,edilen duaların sebebi verimli hasat isteğidir.Antik Yunan'da balıkçı olduğunuzu düşünün.Dalgalarla coşan bir denizde sağ salim evinize dönmek için Poseidon'a yakarırdınız.Romalı olsaydınız deprem anında Neptün'e sığınırdınız.Bu örnekleri vermemin sebebi şu:İnsanlar tarih boyunca bilgisizlik kaynaklı açıklayamama ve korkma durumlarına düşmüştür.Anlam veremediği bu durumlarda tanrı ve dine yönelmiştir.Cennet ve cehennem de bu çaresizlik üzerine oluşturulmuş kavramlardır.

    İnsan hayatını önemli kılan sadece iyiliğin ve güzelliğin olması değildir.Ölüm sonrası yaşamda sonsuzluk ve sıkılma problemlerini bir kenara bıraksak bile karşımıza iyinin özelliğini kaybetmiş hali çıkacaktır.Kötü hiçbir şeyin olmadığı bir düzende tomurcuk göğüslü hurilerin,şarap ırmaklarının,kuş cıvıltılarının ne anlamı olabilir ki?

    Gelelim 1. seçeneğe.Öldük,bilincimizi,farkındalığımızı yitirdik.Öncelikle kendimizi ve etrafımızdakileri anlayamıyor olmak,seslenememek,toprağın altında ailemizden uzak olmak,çürümek,doğaya döngüye karışmak yok olmak değildir.Bu durumu doğum öncesini,sürecini hatırlayamıyor olmanın varlığa bir engel olmaması ile ilişkilendirebiliriz.Zaten ölüm korkusu madde halinin kaybolmasından ziyade anıların ve farkındalığın yitirilme endişesinden kaynaklanır.

    Ne kadar kürek çeksen de akıntının seni götüreceği yeri biliyorsun.Bu yüzden ölüm korkusunun var olması çok doğal.Ölüm korkusunu yenebilmek ölümün kendisi ile mümkün olabileceği gibi sonsuz bir uyku haline özlem duymak da insanın içini bir nebze rahatlatır.




  • İşte insanoğlunun dinleri yaratma sebeplerinden bir tanesi de bu. Ölüm korkusunu ortadan kaldırmak için. Böylece normal bir birey senin gibi olan yani ölümden korkmayacak telaşa kapılmayacak. Bir de işin savaş boyutu var. İnsan ölüm korkusu olduğu sürece onu ölüme gönderemezsin ölüm riski olan bir şeyi yaptıramazsın, yaptırsan bile istediğin sonucu alamazsın. Ama cennet var şehit olup cennetr gideceksin dersen o adam ölüme balıklama dalar. Heleki dünyadaki hayatı boktan bir vaziyetteyse ve kaybadecek bir şeyi de yoksa cenneti cehennemi boşver bu adam yine ölüme dalabilir. Bu ayrı konu tabi. Neyse dinler insanların kendilerini de inandırdıkları kuşaklardan kuşaklara aktardıkları, daima bilinmeze oynayan masallardan ibarettir. Din bir düzendir bir mekanizmadır. Ben inanmasam da yine de en azından bu coğrafyada gerekli olduğunu düşünüyorum. Tabi belli bir dozda daha azı veya fazlası zararlı.




  • Cennet ve cehennemin test edilebilirligi mi

    Din asla ispatlanamaz ve inanc meselesidir. Ispatlansaydi zaten hicbir anlami kalmazdi. Sonucta bu inancin temelinde bir sinav soz konusu.

    Insan tamamini reddetmekte ozgurdur. Istedigi delili istedigi yorumu getirsin sonucda vicdan meselesidir.

    Ama cennet cehennemi gormuyoruz gidip de goren mi var vs. arkasinda durulabilecek bir cevap degildir. Zaten gorseydik ve bunun ustune iman etsek bir anlami kalmazdi. Ayni sekilde bir mucize gormezsem inanmam diyenlerin durumu da bana gore boyledir.

    Diger yorumlarin senin fikrindir saygi duyarim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: FlameSplasher

    Konuyu açan arkadaş iki ihtimal üzerinde durmuş:

    1)Ölümden sonra ahiret hayatı diye bir şey yoksa ve öylece yok olacaksak bu çok ürkütücü.
    2)Sonsuz cennet,cehennem hayatı varsa, o da ürkütücü ve sıkıcı.

    Öncelikle 2. seçeneğin test edilebilirliği,güvenilirliği ve gerekliliği var mı ona bakalım.Test edilemez.Bu konuda inançlı,inançsız sanırım herkes hemfikirdir.Çünkü gözlemlemek mümkün değil.Cennet veya cehenneme turist gibi gidip,şöyle bir bakıp geri geldiğini söyleyen biri de yok.Varsa da muhtemelen akıl sağlığı yerinde olmayan birisidir.Peki 2. hayat gerekli midir?Asıl sorulması gereken soru bu olmalı.Konu sahibi arkadaş mesajının bir yerinde bunun püf noktasına değinmiş.İnsan sürekli yaşamak ister,ölümden korkar.Bu konuda sonsuz bir arzusu vardır.Ölüm sonrasının açıklanamıyor oluşu veya tatmin edici cevabının bulunmaması tanrının ve dinlerin temelini oluşturur.Şimdi bir an sadece kadim pagan toplumlarını düşünün.Kenan topraklarının bereket tanrılarına sunulan adaklar,edilen duaların sebebi verimli hasat isteğidir.Antik Yunan'da balıkçı olduğunuzu düşünün.Dalgalarla coşan bir denizde sağ salim evinize dönmek için Poseidon'a yakarırdınız.Romalı olsaydınız deprem anında Neptün'e sığınırdınız.Bu örnekleri vermemin sebebi şu:İnsanlar tarih boyunca bilgisizlik kaynaklı açıklayamama ve korkma durumlarına düşmüştür.Anlam veremediği bu durumlarda tanrı ve dine yönelmiştir.Cennet ve cehennem de bu çaresizlik üzerine oluşturulmuş kavramlardır.

    İnsan hayatını önemli kılan sadece iyiliğin ve güzelliğin olması değildir.Ölüm sonrası yaşamda sonsuzluk ve sıkılma problemlerini bir kenara bıraksak bile karşımıza iyinin özelliğini kaybetmiş hali çıkacaktır.Kötü hiçbir şeyin olmadığı bir düzende tomurcuk göğüslü hurilerin,şarap ırmaklarının,kuş cıvıltılarının ne anlamı olabilir ki?

    Gelelim 1. seçeneğe.Öldük,bilincimizi,farkındalığımızı yitirdik.Öncelikle kendimizi ve etrafımızdakileri anlayamıyor olmak,seslenememek,toprağın altında ailemizden uzak olmak,çürümek,doğaya döngüye karışmak yok olmak değildir.Bu durumu doğum öncesini,sürecini hatırlayamıyor olmanın varlığa bir engel olmaması ile ilişkilendirebiliriz.Zaten ölüm korkusu madde halinin kaybolmasından ziyade anıların ve farkındalığın yitirilme endişesinden kaynaklanır.

    Ne kadar kürek çeksen de akıntının seni götüreceği yeri biliyorsun.Bu yüzden ölüm korkusunun var olması çok doğal.Ölüm korkusunu yenebilmek ölümün kendisi ile mümkün olabileceği gibi sonsuz bir uyku haline özlem duymak da insanın içini bir nebze rahatlatır.

    Arkadaş çok güzel açıklamış




  • quote:

    Orijinalden alıntı: efe4

    quote:

    Orijinalden alıntı: FlameSplasher

    Konuyu açan arkadaş iki ihtimal üzerinde durmuş:

    1)Ölümden sonra ahiret hayatı diye bir şey yoksa ve öylece yok olacaksak bu çok ürkütücü.
    2)Sonsuz cennet,cehennem hayatı varsa, o da ürkütücü ve sıkıcı.

    Öncelikle 2. seçeneğin test edilebilirliği,güvenilirliği ve gerekliliği var mı ona bakalım.Test edilemez.Bu konuda inançlı,inançsız sanırım herkes hemfikirdir.Çünkü gözlemlemek mümkün değil.Cennet veya cehenneme turist gibi gidip,şöyle bir bakıp geri geldiğini söyleyen biri de yok.Varsa da muhtemelen akıl sağlığı yerinde olmayan birisidir.Peki 2. hayat gerekli midir?Asıl sorulması gereken soru bu olmalı.Konu sahibi arkadaş mesajının bir yerinde bunun püf noktasına değinmiş.İnsan sürekli yaşamak ister,ölümden korkar.Bu konuda sonsuz bir arzusu vardır.Ölüm sonrasının açıklanamıyor oluşu veya tatmin edici cevabının bulunmaması tanrının ve dinlerin temelini oluşturur.Şimdi bir an sadece kadim pagan toplumlarını düşünün.Kenan topraklarının bereket tanrılarına sunulan adaklar,edilen duaların sebebi verimli hasat isteğidir.Antik Yunan'da balıkçı olduğunuzu düşünün.Dalgalarla coşan bir denizde sağ salim evinize dönmek için Poseidon'a yakarırdınız.Romalı olsaydınız deprem anında Neptün'e sığınırdınız.Bu örnekleri vermemin sebebi şu:İnsanlar tarih boyunca bilgisizlik kaynaklı açıklayamama ve korkma durumlarına düşmüştür.Anlam veremediği bu durumlarda tanrı ve dine yönelmiştir.Cennet ve cehennem de bu çaresizlik üzerine oluşturulmuş kavramlardır.

    İnsan hayatını önemli kılan sadece iyiliğin ve güzelliğin olması değildir.Ölüm sonrası yaşamda sonsuzluk ve sıkılma problemlerini bir kenara bıraksak bile karşımıza iyinin özelliğini kaybetmiş hali çıkacaktır.Kötü hiçbir şeyin olmadığı bir düzende tomurcuk göğüslü hurilerin,şarap ırmaklarının,kuş cıvıltılarının ne anlamı olabilir ki?

    Gelelim 1. seçeneğe.Öldük,bilincimizi,farkındalığımızı yitirdik.Öncelikle kendimizi ve etrafımızdakileri anlayamıyor olmak,seslenememek,toprağın altında ailemizden uzak olmak,çürümek,doğaya döngüye karışmak yok olmak değildir.Bu durumu doğum öncesini,sürecini hatırlayamıyor olmanın varlığa bir engel olmaması ile ilişkilendirebiliriz.Zaten ölüm korkusu madde halinin kaybolmasından ziyade anıların ve farkındalığın yitirilme endişesinden kaynaklanır.

    Ne kadar kürek çeksen de akıntının seni götüreceği yeri biliyorsun.Bu yüzden ölüm korkusunun var olması çok doğal.Ölüm korkusunu yenebilmek ölümün kendisi ile mümkün olabileceği gibi sonsuz bir uyku haline özlem duymak da insanın içini bir nebze rahatlatır.

    Arkadaş çok güzel açıklamış

    Alıntıları Göster
    Kardeş sen yarın sabah erkenden kalk.
    Evde güzel bir abdest al ve sabah namazı için camiye git.
    Namazdan sonra güzel bir dua et Allah'a
    Sonra bak bakalım içinde ölüm korkusu kalıyormu..
    Seven sevdiğine kavuşacağı günden korkarmı??
    Kendine sor; De ki ben peygamberimizi görmek için ölürmüydüm?? Eğer evet diyebiliyorsan korkunun ne anlamı kaldı
    (Eğer benimle aynı şehirde olsaydın seninle bir fincan kahve için sohbet etmek isterdim)




  • panik atak hastaları genelde korktukları şekilde ölürler
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BatuKır

    panik atak hastaları genelde korktukları şekilde ölürler
    beyler teşekkürler ya rahatladım az bile olsa
  • quote:

    Orijinalden alıntı: efe4

    Kardeş sen yarın sabah erkenden kalk.
    Evde güzel bir abdest al ve sabah namazı için camiye git.
    Namazdan sonra güzel bir dua et Allah'a
    Sonra bak bakalım içinde ölüm korkusu kalıyormu..
    Seven sevdiğine kavuşacağı günden korkarmı??
    Kendine sor; De ki ben peygamberimizi görmek için ölürmüydüm?? Eğer evet diyebiliyorsan korkunun ne anlamı kaldı
    (Eğer benimle aynı şehirde olsaydın seninle bir fincan kahve için sohbet etmek isterdim)

    Ne güzel söylediniz gerçekten
  • Kimolaki kullanıcısına yanıt
    ''İnançlı,inançsız herkes hemfikirdir'' yazdım.Sanırım o kısım gözünden kaçtı.Yani inançlılar, cennet ve cehennem kavramlarının test edilebileceğini düşünür demedim.Neden açıklama gereği duydun anlamadım.

    Görüp,iman etmek zaten olmaz demişsin.Peki hücreye,doğaya,evrene bakıp; muhteşemliği görüyor musun diyerek Allah'ı kanıtladığını sanan Müslümanlar hakkında bir fikrin var mı?
  • Boşver merak etme kısa zamanda öğreneceksin diğer tarafta ne olduğunu dünya hayatı o kadar kısa ki göz açıp kapayıncaya kadar zaman geçiyor
  • Psikoloğa git.
  • keramet1313 K kullanıcısına yanıt
    Bir kere şunu belirtmek lazım, bu düşünce normaldir, yani sen normalsin :)

    Hayata olumlu yönden bak!

    100 sene önce yoktun (ama sen vardın aslında) ve 100 sene sonra yine olmayacaksın (ama var olmaya devam edeceksin). Dünyayı hiç gelmeyebilirdin de! Şu an yaşıyorsun ve varsın. Ne kadar düşünürsen düşün varlığına veya yokluğuna senin bir katkın olmaz. Bebeklik halini düşün. Sen o zaman vardın ama haberin yoktu. İnaçlı biriysen, hani kalü bela'da söz vermiştin, o zaman da sen vardın ama haberin yoktu! İnsan olduğun için şükret, bir hayvan da olabilirdin! Bu dünyayı hiç göremeyebilirdin de; gelsen bile bir bebek gibi dünyadan bir haber yaşayabilirdin (bir hayvan veya bir bitki olabilirdin). En azından evren diye bir şey var, ya evren olmasaydı, ya hiç bir şey olmasaydı, ya sen hiç olmasaydın!

    Aynanın karşınan geç, ben buyum, ben yaşıyorum, şu anda yaşamıyor olabilirdim, ama yaşıyorum. Ben iyi ki benim. Ben bu bedendeyim. Ben bir erkeğim, kadın da olabilirdim; ben bir kadınım, bir erkek de olabilirdim. Şu an neden ben benim, ya başkası olsaydım? Sahiden neden ben benim, başkası olsam acaba nasıl olurdu? Ben bir dünyayım aslında! Birim, tekim, şu an olduğum yerden haberim, var, olmadığım yerden haberim yok. Herkes aslında bendir. Herkes tektir, biriciktir! Ben ölsem en kötü olur. Demek ki herkes ben gibidir. O yüzden insan değerlidir!

    İster inaçlı ister inaçsız ol, sana ölümden korkma diyenlere aldırma, ölümden korkmak normal bir şeydir, ama gelip geçer! Müslüman olup, ölümden korkma diyenlere "sana cennetten garanti mektubu mu gelmiş" de! İnançsız olup ölümden korkma diyenlere, "yok olmayacağına dair varlıktan resmi belge mi aldın" de!
    Hahh, bir de sonsuz uyku edebiyatı yapanlar var; ne sonsuz uykusu ya, ne saçmalık bu? Benim uykum sonsuz olsa ne olur, olmasa ne olur, ha toprak olmuşum ha sonsuz uykuda olmuşum, haberim yoksa kendimden, olsam ne olur olmasam ne olur.

    Ölümden korkmanın hallerinde en önemli şey öldüğüm andan itibaren şu anki bilinç halim devam edecek mi? Yoksa uyku halinde mi olacağım, yoksa rüya halinde mi, yoksa (bilinç halim) benden halinde mi, yoksa ruh halinde mi?. Ya da öldüğümde, doğmadan önceki bilinç halim ne ise öldüğüm andan itibaren o ana mi geçeceğim. Önce bunları düşünmem lazım ki, ölüm hakkında bir fikrim olabilsin.

    Bazıları sonsuz cennet ve cehennemin sıkıcı olacağına kafayı takmış, onlar da bir alem. Sıkıcılık neye göre, şu anki sanal zaman evrenine göre. Peki bebekliğinde sıkılan var mı? Peki uykusunda sıkılan var mı? Rüyasında azap çekmekten veya fildişi kulelerde yaşamaktan sıkılan var mı? (inançlı insanlar için) ruhlar aleminden doğumuna kadar geçen zamandan sıkılan var mı; dünyaya gelene kadar beklemekten sıkılan var mı; kabir aleminden kıyamete kadar geçecek zamandan sıkılacak olan var mıdır? 2000 yıldır mezarda yatanlardan sıkılan var mıdır? mantık, düşünme, doğmak, ölmek, çürümek, iyilik, kötülük, aile, insan, hayvan, dünya, ağaç, madde, şekiller hepsi sanal bir görüntüdür. Ahireti bu dünya kavramları ile neden düşünüyorsun? Sonsuzluk sıkıcı oluyormuş! Sonsuzluk, son denilen şey nedir? Zaman sonradan oluşmuştur, zaman da sanal bir şeydir, sen de sanal bir şeysin, zaman da doğum da, ölüm de!

    Zamanın, doğumun ve ölümün olmadığı, dünyanın olmadığı dolayısıyla tüm dünya kavramlarının olmadığı bir ortam düşün, düşün düşünebilirsen tabi... Eğer düşünmeyi başarabilirsen işte şimdi ÖLÜMÜ, Cennet, cehennem ve sonsuzluğu veya yok olmayı düşünebilirsin işte.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi asau -- 16 Nisan 2015; 2:11:14 >




  • asau kullanıcısına yanıt
    çok iyi açıkladın çok saol rahatladım baya bi :D :D
  • asau kullanıcısına yanıt
    Forumun yeni modası da bu sanırım.Birine cevap çakıp haberdar etmemek.Yukarıdaki arkadaş da aynısını yapmış.

    Benim yaptığım yorumdaki şu kısım sanırım kafana takılmış:
    Ne kadar kürek çeksen de akıntının seni götüreceği yeri biliyorsun.Bu yüzden ölüm korkusunun var olması çok doğal.Ölüm korkusunu yenebilmek ölümün kendisi ile mümkün olabileceği gibi sonsuz bir uyku haline özlem duymak da insanın içini bir nebze rahatlatır.

    Yazdığın cevap:
    quote:

    Hahh, bir de sonsuz uyku edebiyatı yapanlar var; ne sonsuz uykusu ya, ne saçmalık bu? Benim uykum sonsuz olsa ne olur, olmasa ne olur, ha toprak olmuşum ha sonsuz uykuda olmuşum, haberim yoksa kendimden, olsam ne olur olmasam ne olur.


    Şimdi şöyle düşün.Derin bir uykudasın,kafanda bir rüya canlanmıyor,aldığın nefes,yatağında sağa sola dönmeler.Hiçbir şeyin farkında değilsin.Gece 1'de yatıyorsun sabah 7'de kalkıyorsun.O arada yaşanan hiçbir şeyden haberin yok.Zaten genel olarak böyledir.Hatta işi daha farklı boyuta taşıyalım.Koma veya bayılma durumundaki gibi bilincin kaybolduğu durumları düşün.Senin farkında olmaman bu durumların olmaması anlamına gelmez.Kişi, hiçbir olayı hatırlamak istemediği bir uykuya dalmak isteyebilir.Böyle bir özlemi olabilir.Gece yatıp aynı günün sabahında uyanılmadığı,günlerce,aylarca,yıllarca sürecek bir uyku.

    Aslında basite indirgeyerek anlatmama da gerek yoktu.Yine senin yaptığın yorumdan bir bölüm:
    quote:

    Ölümden korkmanın hallerinde en önemli şey öldüğüm andan itibaren şu anki bilinç halim devam edecek mi? Yoksa uyku halinde mi olacağım, yoksa rüya halinde mi, yoksa (bilinç halim) benden halinde mi, yoksa ruh halinde mi?. Ya da öldüğümde, doğmadan önceki bilinç halim ne ise öldüğüm andan itibaren o ana mi geçeceğim. Önce bunları düşünmem lazım ki, ölüm hakkında bir fikrim olabilsin.


    Kusura bakma ama bir dediğin bir dediğini tutmuyor.Bir de ölümden sonra bilinç devam etmez.Bunu sorman bile tuhaf.Yukarıda örneğini verdiğim bayılma ve koma durumlarında bile bilinç yitirilir.Uydurulmuş ruh kavramına sığınmak da beyhudedir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FlameSplasher -- 16 Nisan 2015; 18:28:27 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: FlameSplasher

    Forumun yeni modası da bu sanırım.Birine cevap çakıp haberdar etmemek.Yukarıdaki arkadaş da aynısını yapmış.

    Benim yaptığım yorumdaki şu kısım sanırım kafana takılmış:
    Ne kadar kürek çeksen de akıntının seni götüreceği yeri biliyorsun.Bu yüzden ölüm korkusunun var olması çok doğal.Ölüm korkusunu yenebilmek ölümün kendisi ile mümkün olabileceği gibi sonsuz bir uyku haline özlem duymak da insanın içini bir nebze rahatlatır.

    Yazdığın cevap:
    quote:

    Hahh, bir de sonsuz uyku edebiyatı yapanlar var; ne sonsuz uykusu ya, ne saçmalık bu? Benim uykum sonsuz olsa ne olur, olmasa ne olur, ha toprak olmuşum ha sonsuz uykuda olmuşum, haberim yoksa kendimden, olsam ne olur olmasam ne olur.


    Şimdi şöyle düşün.Derin bir uykudasın,kafanda bir rüya canlanmıyor,aldığın nefes,yatağında sağa sola dönmeler.Hiçbir şeyin farkında değilsin.Gece 1'de yatıyorsun sabah 7'de kalkıyorsun.O arada yaşanan hiçbir şeyden haberin yok.Zaten genel olarak böyledir.Hatta işi daha farklı boyuta taşıyalım.Koma veya bayılma durumundaki gibi bilincin kaybolduğu durumları düşün.Senin farkında olmaman bu durumların olmaması anlamına gelmez.Kişi, hiçbir olayı hatırlamak istemediği bir uykuya dalmak isteyebilir.Böyle bir özlemi olabilir.Gece yatıp aynı günün sabahında uyanılmadığı,günlerce,aylarca,yıllarca sürecek bir uyku.

    Aslında basite indirgeyerek anlatmama da gerek yoktu.Yine senin yaptığın yorumdan bir bölüm:
    quote:

    Ölümden korkmanın hallerinde en önemli şey öldüğüm andan itibaren şu anki bilinç halim devam edecek mi? Yoksa uyku halinde mi olacağım, yoksa rüya halinde mi, yoksa (bilinç halim) benden halinde mi, yoksa ruh halinde mi?. Ya da öldüğümde, doğmadan önceki bilinç halim ne ise öldüğüm andan itibaren o ana mi geçeceğim. Önce bunları düşünmem lazım ki, ölüm hakkında bir fikrim olabilsin.


    Kusura bakma ama bir dediğin bir dediğini tutmuyor.Bir de ölümden sonra bilinç devam etmez.Bunu sorman bile tuhaf.Yukarıda örneğini verdiğim bayılma ve koma durumlarında bile bilinç yitirilir.Uydurulmuş ruh kavramına sığınmak da beyhudedir.
    Böyle konuları fazla düşünmemeye çalış. Yaşadığın hayattan zevk almaya bak. Sürekli bunları düşünerek kendi kendini yiyip bitireceğine, hayatın yaşanmaya değer yanlarını keşfetmeye çalış bence. Yoksa depresif moddan hiçbir zaman çıkamazsın.

    Çünkü bu konular hakkında kimse sana kesin bir bilgi, içini rahatlatacak, sorularına net cevaplar verebilecek durumda değil. Herkes senin gibi belkide. Kimi görmezden geliyor, kimide senin gibi kafaya takıyor. Fark bu işte.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Aleksandar Kolarov

    Böyle konuları fazla düşünmemeye çalış. Yaşadığın hayattan zevk almaya bak. Sürekli bunları düşünerek kendi kendini yiyip bitireceğine, hayatın yaşanmaya değer yanlarını keşfetmeye çalış bence. Yoksa depresif moddan hiçbir zaman çıkamazsın.

    Çünkü bu konular hakkında kimse sana kesin bir bilgi, içini rahatlatacak, sorularına net cevaplar verebilecek durumda değil. Herkes senin gibi belkide. Kimi görmezden geliyor, kimide senin gibi kafaya takıyor. Fark bu işte.

    Alıntıları Göster
    Peki hiçbir beklentisi olmayan yok olmaktan korkmamak bir psikolojik sorun mudur ?




  • Bence ve kabul goreceğini zannettiğim kabulunuz üzere cennet cehennem gibi kavramlar çok yanlış anlatılmış. Birisi bize hiçbir ihtiyacı yokken neden sonsuz mukafat ya da ceza versin. Bu duşunuş insanın kendisini ilahlaştırması demektir. Muhattap alınacak kadar musavi ceza verilecek kadar hasmani. Kanatimce olum bir son olacaktır. Hiçbir toprak oluyu insan olma yonune eviremeyeceği gibi hiçbir ateşte insanı temizleyemeyecektir.
    İnsanın korktuğu olum değil yeniden var olma endişesini ve kavgasını tek başına yapma zorunluluğunun verdiği baskıdır. Annesiz babasız evsiz bir mekanda varoluşu kendisinin kazanma zorunluluğu insanı korkutur. Bu açıdan insanı bu korkudan halas eyleyen şey olumu bir son bilip kabullenmek olmalıdır. Zira bu sona uygun olmayan bir başlangıç kişiyi savunma ve sorgulama denen surece sokar. Tek başına haşrolan kişi bu halde savunması gerektiğini bildiği-inandığı-iman ettiği aslı kendisi olan başka bir kişiyle karşılaşır ve yaptığı mücadele yaratılışını kendisi kazanan kişinin nucadelesi gibi onurla ve gururla kazanılır. O kişi sanki ilk insan gibi olur ve hakkını savunduğu yek diğerini ehli gibi sever. Olum bir son değilse olumden sonraki yaşam bir zafer olarak yaşanacaktır.




  • Düşünme hocam böyle konular kafayı yersin, Antik Roma'da ölümden sonrasını merak ettiği için intihar edenler vardı.
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.