Üniversitelerin güz dönemi biterken bu konuda bir şeyler yazmak ve görüşlerinizi almak istedim. Bu dönem tamamıyla online geçti ve bu yüzden çok kısır bir dört ay geçirmişim hissine kapılıyorum. Normal bir günüm derse kalkıp sonrasında boş boş internette gezmeyle geçiyordu. Sosyalleşme açısından lise arkadaşlarımla -telefonda elbette- konuşmak dışında pek bir şey yapmadım. Üniversiteden Wp ile birkaç kişiyle tanıştığım oldu ama bu arkadaşlıklar da pek meyve vermedi, belki de online olduğundan dolayı. Çoğu lise arkadaşım da mezuna bıraktığından üniversite hakkında konuşacak, dersleri tartışacak birisini bulamadım :D (burada küçük bir parantez açayım, bu demek değil ki tek konuşmak istediğim konu üniversite ve sınavlar, burada belirttiğim konuşmak istediğim birçok konudan üniversite hayatıyla ilgili olanın muhatabının olmaması.). Bu rutinden biraz bıktım açıkçası. Normalde MUN kulübüne katılmak isterdim de online MUN biraz itti beni, gelecek dönem belki. Yurtta iki hafta kadar kalmıştım, vizeler ve kayıt için. O iki hafta çok güzel geçmişti ya. Öyle pijamalarla sınava girmektense sınıfa gitmek, sınavdan önce oradaki kişilerle konuşmak falan çok güzel bir şeymiş. Oda arkadaşı falan da derken tamamıyla yalnız kalmak çok mümkün olmuyordu, bir de bu bağımsızlık hissiyle takviye olduğunda cidden güzel günler geçirmiştim. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu dönem sizin için nasıl geçti? < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi phosphophyllite -- 15 Ocak 2021; 0:54:19 > |
Online Üniversite, Sosyalleşme, Bıkkınlık
-
-
Çok özlüyorum valla üni günlerini. Her gün bir ayrı bir macera olurdu. Tam istediğim gibi yoğun tempolu bir hayattı ve bu beni disipline sokmuştu. Hatta 90 kilodan 75’e kadar düştüm ancak bu korona falan çıkınca memlekete döndüm. Daha şehrin caddesine girdiğim anda bir sıkıntı kapladı içimi. Ünideki arkadaşları falan çok özledim. Eve dönünce yine o asosyal hayatıma döndüm. Yine 90 kilo oldum ve yüzüm mayın tarlası gibi sivilce doldu full. Geçenlerde bir fotoğrafıma baktım geçen yılbaşından kalan. Yüzümde sıfır sivilce, sıfır leke vardı. Umarım 2.sınıf online değilde yüz yüze olarak başlar. -
Ben hazırlık öğrencisiyim bu yıl. Açıkçası büyük bir problem yaşamadım, çoğu arkadaşla dışarı çıkılan saatlerde kurallara riayet ederek buluştuk, yürüdük vs. Üniversitede de çok kral insanlar tanıdım, bazılarıyla buluşup kampüse de uğradık, yasaklar gelmeden önce de oturduk takıldık vs. Yani şansım bu konuda yâver gitti, çoğuyla kafalarımız uyuyor. Eğitim yüz yüze başladığında Whatsapp'tan çok daha samimi olacaksındır hocam üniversitedekilerle, o nedenle onu dert etme derim. Tez zamanda virüsten kurtuluruz umarım, hepimizi çok yordu süreç.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
gecen sene sabaha kadar yks kasıyodun peki bunları unuttunmu ?
-
Yemin ederim dışarının kıymetini anladım psikolojik etkileri cok onemliymis insan insana muhtacmis. Artik deliricek gibiyim evde
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
okulda hibrit eğitim alıyoruz evden bi nebze daha iyi fakat hala aynı bıkkınlık hissi var çünkü sadece şehir değişti yaşantın aynı her yer kapalı arkadaşlarla yurtta sigara içmekten başka bişey yapmıyoruz. ağır bir teorik eğitim var lab yüzü görmedik bu kadar yoğun çalışma sürecinde kafa dağıtamamak çok kötü.
-
Hocam nasıl olsa elden bir şey gelmiyor. Benden size tavsiye: Kendinizi iyi hissettiğiniz her anı ders çalışmaya ayırın. Zaten çoğu zaman bıkkınlık içerisinde geçiriyoruz bu süreci bari yanımıza kâr kalacak şeyler yapalım. Mümkün olduğu kadar da düşünmemeye çalışın sosyalliği falan. Düşündükçe bir an önce açılsa da gitsek kafasına giriyorsun, kendi kendini sıkıyorsun. İnkar etmeye gerek yok, eğitim içerisinde bir rekabet içerisindeyiz. Aklı olan bu süreçte rakipleriyle arayı açar, hatta bu şans elinize bir daha geçmez.(hiç eleştirmeyin, gerçekler bunlar)
-
Hocam mezuna kaldım sınava hazırlanıyorum, herkes gibi evdeyim ben de. Aynı durumları ben de yaşıyorum arkadaşımla bisiklet&yürüyüş yapmak haricinde dışarı çıkmıyorum bazen öyle daralıyorum ki. Umarım bir an önce yasaklar kaldırılır fiziksel sağlık öncelik ancak ruh sağlığı elden gittikten sonra vücudun sağlam olsa ne yazar.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi steepstone -- 15 Ocak 2021; 0:39:30 > -
2019 ve oncesi mezun olup bu sene yerlesenler en sanssiz kesim sanirim.Lise arkadaslariyla baglar yavastan kopmus oluyor.Universiteden de bir arkadasin olmuyor-ki olsa bile yuzde 90 farkli sehirdedir-. Kotu bir surec.Umarim seneye her sey normale doner.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Fabri hocam nasılsın? Uzun süre oldu görüşmeyeli. Kadıköyde bize nasıl koydunuz ama? :D hahaha
-
1 haftadır evden 1-2 kere migrosa gitmeye çıktım. Dışarıda kafeler açıkken iyiydi yine, üniversitenin kapalı olmasının yokluğunu çok çekmiyordum. Şimdi tam sefillere döndüm. Mezun senemdeki gibiyim :D Uyku düzeni zaten yok. Neyse ben derse kaçayım.
Ha bu arada günde 20 dakikalık yürüyüş bile çok faydalı. Yürüyün yürüttürün: https://neurobollocks.wordpress.com/2014/06/21/the-power-of-a-well-chosen-image-eeg-measures-of-brain-activity-and-exercise//
-
Çok çok katılıyorum. Her dersin notlarını, word'e çıkardım. Hocaların bazen birebir tanımlarını yaptım sınavda yazarım diye. 500 sayfa yazı yazmışımdır worde şimdiye kadar. Online dönemin faydası bu oldu, ders kayıtlarını fena sömürdüm. Sınıftayken bu kadar rahat öğrenemezdim.
-
Başlık yakınma başlığı birazcık, elbette herkes gibi ben de sıkıldım fakat kendimi mümkün mertebe adapte ediyorum bu online işine. Online dönemde verim arttırmak için yaptıklarımdan bahsedeyim, belki işine yarayan olur. Seneye üniversiteye başlayınca kullanırsınız, ya da ne bileyim okuyorsanız fikir edinirsiniz. Metotlarım biraz gelenekselin dışında, şöyle çalışın, böyle okuyun falan değil de bence insanların gözünden kaçan ama verimliliği epey etkileyen şeyler.
-Öncelikle çalışma alanımı her zamankinden düzenli tutuyorum, buna odamın geneli de dahil. Bunu herkes yapsın, bahane bulunacak bir şey değil bu. Artık evde çalışmak sarmıyor, şuraya gideyim de çalışayım diyemediğim için evi mümkün mertebe çekici kılıyorum kendime.
-Online dönemde eğitim sebebiyle bilgisayarla günde bazen 5-6 saati ders, ödev olmak üzere, 2-3 saat de Netflix, YouTube şeklinde haşır olduğum için ve bilgisayarım artık eskidiği için hiç olmadığı kadar yavaşlığını hissettim dönem başında. Tavsiyem şudur, yenileyebiliyorsanız bilgisayar yenilemenin tam zamanı. Muhtemelen artık eğitim sebebiyle çok haşır neşir olacağız, bitmeyecek bu durum. Yenilemek çok pahalı, bunu da anlıyorum. Herkese bilgisayar alın demiyorum. Zaten tek yol yeni bir bilgisayar almak değil. Upgrade edin biraz bilgisayarınızı. HDD vars SSD takın, Ram takın, ne bileyim bilirsiniz siz zaten neyin eski olduğunu. Bunu yapmak eğer yavaş bir bilgisayarınız varsa emin olun bu online eğitimi hızlı ve akıcı bir şeye çevirecek, siz bile şaşıracaksınız olumlu sonuçlarına. Genelde kimse söylesem farkında değil bunun.
-Notlarınızı düzenli tutun. Sadece düzenli ve sürekli not tutmayı kast etmiyorum. Kast ettiğim şey notlarınız iyi tasnif edilmiş olması lazım. Zaten bir ekrandan ders dinliyorsunuz, verim çok düşük. Bir de notlarınız karman çorman, iç içe girmiş olursa vay halimize. Aradığınız şeyleri kolay bulmak açısından alt başlıklara önem verin, güzel muhafaza edin notları. Sınavlara çalışırken faydalı oluyor. Dersi derste öğrenmek zorsa siz kendinize güzel materyal yaratacaksınız. Burada bir parantez açayım, bir arkadaşım iPad üzerinden not tutuyor. Ondan gördüm, onu da söyleyeyim o yüzden. Bütün notları el yazısıyla dijital ortamda saklamak online dönemde çok iyi bir şey. çok rahat tasnif ediyor her şeyi, aradığını saniyeler içerisinde buluyor falan. Fakat ülkede bu cihazların fiyatı malum, açıkçası ben de almadım. Fakat bu bana notlarımı tıpkı oradaki gibi düzenleme fikrini verdi ve bu epey işime yaradı.
-Online dönemde sınıfta kalmak zor. Kimse kalamıyor. Farkı yaratan ise bunu telafi edebilme beceriniz. Nasıl mı telafi edeceksiniz? Dersi ve hocanızı çözmeye çalışın. Kimi hoca textbook temelli gider, fazlasıyla sadıktır kitaba. En güzellerinden biri bu. Kitaba çalış, özet çıkar, hocanın soru tarzlarını derslerde anlattıklarından çıkarmaya bak. Yok öyle değil mi, hoca textbooku süs olsun diye mi aldırmış? Asıl önem verdiği şey slaytları mı? Slaytlarını kesin paylaşıyordur. Bunları çıktı alın. Hocanın dersine ne olursa olsun gidin ve kafanız dağılsa bile o kağıtlara hocanın dediklerini yazın. O gün çok kötü bir gününüzdür, dinleyip anlayamıyorsunuzdur. Sorun değil, siz yeter ki not tutun. Daha sonra dinlemediğiniz bir dersin slaytına bakınca bir şey anlamak zor olabilir fakat üzerinde öyle ya da böyle not aldıysanız ders bağlama oturacaktır ve işiniz kolaylaşacaktır.
-Son olarak online sınavlar. Kopya işi aldı başını gidiyor, bu gerçek. Bilkent dışında bu konuya kurumsal düzeyde sert müdahale eden okul duymadım. Bilkent'e öyle dedim, böyle dedim, kızdım falan ama nihayetinde bu işe gerçekten müdahale edilmesi lazım. Müdahale edilmezse bazı okullarda bazı hocalar inisiyatif almak zorunda kalıyor ve kendi metotlarıyla engelliyor ya da engellemeye çalışıyor kopyayı. Bazısı başarılı oluyordur elbette. Bazısıysa çok zor sorulara az zaman verip öğrenciyi zorlayarak kopyayı önlemek gibi ilkel yöntemlere başvuruyor duyduğum kadarıyla. İşte bunlar moral bozucu. Siz yapamayın diye sınav yazılıyor sanırım bazı yerlerde. Hatta Bilkent'te de vardır belki, her bölümü, her hocayı bilemem. Öğrenci zaten evde, sıkılmış, ilk yılıysa hele hayalleri suya düşmüş. Bir de sen sırf yapamasın diye sınav veriyorsun bu insana. Bunlara hazırlıklı olun. Sizi rahatsız eden durumu değiştiremiyorsanız bakış açınızı değiştirmek zorundasınız. Bazı hocalar 5 tane çok zor soruya 30dk vermeye devam edecek, sizin yapmanız gereken bununla baş edebilmek. Hayal kırıklığına uğramayın, kendinizi yetersiz hissetmeyin. Bunu bilin diye söylüyorum, aksi takdirde affalayabilirsiniz.
Duygusal bir tavsiyeyle kapamış oldum. Kısaca fikirlerim ve yaptıklarım bunlar. Umarım yardımı dokunur.
-
Çok yerinde bir yazı. Sistemi, hocaları az çok çözdüğümü düşünüyorum. Örneğin, roma dersinde hoca sınava yakın pratik veriyo. Sınavlarda da 2 bölüm soruyo(olay ve bilgi sorusu) olay değişiyo ama bilgi sorusu hep verdiği kağıtların aynısından geliyor. Özellikle birin sınıf olan bir kişi sistemi kavrama açısından vb. zorlanabiliyor. Özellikle aile de anlayışsızsa öğrenci hem ailesiyle arası bozulduğundan dolayı bir bunalıma giriyor hemde kendini yetersiz hissediyor. Bu durumu bu sene yaşadım. Aile direk bilgisayar oyunlarını çok oynuyosun diye işin içinden sıyrılıyo halbuki 2-3 aydır doğru düzgün pc açmamışım. Bu böyle gidiyo😢.
En Beğenilen Yanıtlar
Tüm Yanıtları Genişlet
Hocam nasıl olsa elden bir şey gelmiyor. Benden size tavsiye: Kendinizi iyi hissettiğiniz her anı ders çalışmaya ayırın. Zaten çoğu zaman bıkkınlık içerisinde geçiriyoruz bu süreci bari yanımıza kâr kalacak şeyler yapalım. Mümkün olduğu kadar da düşünmemeye çalışın sosyalliği falan. Düşündükçe bir an önce açılsa da gitsek kafasına giriyorsun, kendi kendini sıkıyorsun. İnkar etmeye gerek yok, eğitim içerisinde bir rekabet içerisindeyiz. Aklı olan bu süreçte rakipleriyle arayı açar, hatta bu şans elinize bir daha geçmez.(hiç eleştirmeyin, gerçekler bunlar) |
Başlık yakınma başlığı birazcık, elbette herkes gibi ben de sıkıldım fakat kendimi mümkün mertebe adapte ediyorum bu online işine. Online dönemde verim arttırmak için yaptıklarımdan bahsedeyim, belki işine yarayan olur. Seneye üniversiteye başlayınca kullanırsınız, ya da ne bileyim okuyorsanız fikir edinirsiniz. Metotlarım biraz gelenekselin dışında, şöyle çalışın, böyle okuyun falan değil de bence insanların gözünden kaçan ama verimliliği epey etkileyen şeyler. -Öncelikle çalışma alanımı her zamankinden düzenli tutuyorum, buna odamın geneli de dahil. Bunu herkes yapsın, bahane bulunacak bir şey değil bu. Artık evde çalışmak sarmıyor, şuraya gideyim de çalışayım diyemediğim için evi mümkün mertebe çekici kılıyorum kendime. -Online dönemde eğitim sebebiyle bilgisayarla günde bazen 5-6 saati ders, ödev olmak üzere, 2-3 saat de Netflix, YouTube şeklinde haşır olduğum için ve bilgisayarım artık eskidiği için hiç olmadığı kadar yavaşlığını hissettim dönem başında. Tavsiyem şudur, yenileyebiliyorsanız bilgisayar yenilemenin tam zamanı. Muhtemelen artık eğitim sebebiyle çok haşır neşir olacağız, bitmeyecek bu durum. Yenilemek çok pahalı, bunu da anlıyorum. Herkese bilgisayar alın demiyorum. Zaten tek yol yeni bir bilgisayar almak değil. Upgrade edin biraz bilgisayarınızı. HDD vars SSD takın, Ram takın, ne bileyim bilirsiniz siz zaten neyin eski olduğunu. Bunu yapmak eğer yavaş bir bilgisayarınız varsa emin olun bu online eğitimi hızlı ve akıcı bir şeye çevirecek, siz bile şaşıracaksınız olumlu sonuçlarına. Genelde kimse söylesem farkında değil bunun. -Notlarınızı düzenli tutun. Sadece düzenli ve sürekli not tutmayı kast etmiyorum. Kast ettiğim şey notlarınız iyi tasnif edilmiş olması lazım. Zaten bir ekrandan ders dinliyorsunuz, verim çok düşük. Bir de notlarınız karman çorman, iç içe girmiş olursa vay halimize. Aradığınız şeyleri kolay bulmak açısından alt başlıklara önem verin, güzel muhafaza edin notları. Sınavlara çalışırken faydalı oluyor. Dersi derste öğrenmek zorsa siz kendinize güzel materyal yaratacaksınız. Burada bir parantez açayım, bir arkadaşım iPad üzerinden not tutuyor. Ondan gördüm, onu da söyleyeyim o yüzden. Bütün notları el yazısıyla dijital ortamda saklamak online dönemde çok iyi bir şey. çok rahat tasnif ediyor her şeyi, aradığını saniyeler içerisinde buluyor falan. Fakat ülkede bu cihazların fiyatı malum, açıkçası ben de almadım. Fakat bu bana notlarımı tıpkı oradaki gibi düzenleme fikrini verdi ve bu epey işime yaradı. -Online dönemde sınıfta kalmak zor. Kimse kalamıyor. Farkı yaratan ise bunu telafi edebilme beceriniz. Nasıl mı telafi edeceksiniz? Dersi ve hocanızı çözmeye çalışın. Kimi hoca textbook temelli gider, fazlasıyla sadıktır kitaba. En güzellerinden biri bu. Kitaba çalış, özet çıkar, hocanın soru tarzlarını derslerde anlattıklarından çıkarmaya bak. Yok öyle değil mi, hoca textbooku süs olsun diye mi aldırmış? Asıl önem verdiği şey slaytları mı? Slaytlarını kesin paylaşıyordur. Bunları çıktı alın. Hocanın dersine ne olursa olsun gidin ve kafanız dağılsa bile o kağıtlara hocanın dediklerini yazın. O gün çok kötü bir gününüzdür, dinleyip anlayamıyorsunuzdur. Sorun değil, siz yeter ki not tutun. Daha sonra dinlemediğiniz bir dersin slaytına bakınca bir şey anlamak zor olabilir fakat üzerinde öyle ya da böyle not aldıysanız ders bağlama oturacaktır ve işiniz kolaylaşacaktır. -Son olarak online sınavlar. Kopya işi aldı başını gidiyor, bu gerçek. Bilkent dışında bu konuya kurumsal düzeyde sert müdahale eden okul duymadım. Bilkent'e öyle dedim, böyle dedim, kızdım falan ama nihayetinde bu işe gerçekten müdahale edilmesi lazım. Müdahale edilmezse bazı okullarda bazı hocalar inisiyatif almak zorunda kalıyor ve kendi metotlarıyla engelliyor ya da engellemeye çalışıyor kopyayı. Bazısı başarılı oluyordur elbette. Bazısıysa çok zor sorulara az zaman verip öğrenciyi zorlayarak kopyayı önlemek gibi ilkel yöntemlere başvuruyor duyduğum kadarıyla. İşte bunlar moral bozucu. Siz yapamayın diye sınav yazılıyor sanırım bazı yerlerde. Hatta Bilkent'te de vardır belki, her bölümü, her hocayı bilemem. Öğrenci zaten evde, sıkılmış, ilk yılıysa hele hayalleri suya düşmüş. Bir de sen sırf yapamasın diye sınav veriyorsun bu insana. Bunlara hazırlıklı olun. Sizi rahatsız eden durumu değiştiremiyorsanız bakış açınızı değiştirmek zorundasınız. Bazı hocalar 5 tane çok zor soruya 30dk vermeye devam edecek, sizin yapmanız gereken bununla baş edebilmek. Hayal kırıklığına uğramayın, kendinizi yetersiz hissetmeyin. Bunu bilin diye söylüyorum, aksi takdirde affalayabilirsiniz. Duygusal bir tavsiyeyle kapamış oldum. Kısaca fikirlerim ve yaptıklarım bunlar. Umarım yardımı dokunur. |
Benzer içerikler
- denizde yüzen 10 manken
- concerta sicile işler mi
- okuması en zor bölümler
- iki noktadan sonra tırnak gelir mi
- ayt matematik için hangi tyt konular bilinmeli
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X