Şimdi Ara

[b]Osmanlı'da Türklük karşıtlığı var mıydı?[/b] (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
96
Cevap
0
Favori
5.489
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: EagleWING

    Osmanlı'da 18. yüzyıl sonlarına kadar divan eserlerinde veya devlet belgesınde Türk adını göremezsiniz. Osmanlı, kendine Türk demekten resmen utanmış, Arap emperyalizminin kölesi olmuştur. Resmi dil Türkçe yerine Arapça olmuş, hiçbir padişah kendisine Türk dememiş, mekteplerde Türk tarihi değil Arap tarihi okutulmuştur. Zaten Osmanlı'ya baktığımızda milliyetçi görüşlerden çok ümmetçi hareketlerle ön plana çıkıyor, yani fazla şaşırtıcı değil aslında.


    Dostum, milliyetçi olmak için milliyetçiyim demek yetmez. Hangi Arap emperyalizminden bahsediyorsunuz Allah aşkına. Osmanlı neyiyle Araplara özenmiştir. Evet sanat ve edebiyat alanında Arap ve Fars dili ile sanatları örnek alınmıştır. Kaldı ki, bu eserlerde bile İslam'ın yanında Türk Milleti'nin gelenekleri ve yaşayışı bolca yer alır. Ama özellikle son yüzyılda Türk Milleti BATI'nın kültür emperyalizmine maruz kalmamış mıdır? Osmanlıyı Arap hayranı olmakla suçlayan tanzimat döneminin karanlık AYDINCIKLARI basit birer BATI taklitçisi olmaktan öteye gidememişlerdir.

    Bugün kendilerine Türk diyenleri de görüyoruz. Onlar her biz Türk'üz dediklerinde ben çay demliyorum.

    Bugün kullandığımız alfabe Türk alfabesi mi? Bugün dilimizde birçok Batı kaynaklı kelime yok mu? Sokaklarımızdaki tabelaların çoğu yabancı dilde yazılmamış mı? Giyimimiz Türk tarzı mı? Yaşamımız, düşüncelerimiz Türkçe mi?

    EagleWING Türkçe bir kelime mi?

    Kimlere özendiğimiz ve hangi kültürün esiri olduğumuz açıkça ortada. Öyle ben milliyetçiyim demekle bu işler olmaz.Lafla peynir gemisi yürümez.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ahmet144


    quote:

    Orjinalden alıntı: EagleWING

    Osmanlı'da 18. yüzyıl sonlarına kadar divan eserlerinde veya devlet belgesınde Türk adını göremezsiniz. Osmanlı, kendine Türk demekten resmen utanmış, Arap emperyalizminin kölesi olmuştur. Resmi dil Türkçe yerine Arapça olmuş, hiçbir padişah kendisine Türk dememiş, mekteplerde Türk tarihi değil Arap tarihi okutulmuştur. Zaten Osmanlı'ya baktığımızda milliyetçi görüşlerden çok ümmetçi hareketlerle ön plana çıkıyor, yani fazla şaşırtıcı değil aslında.


    Dostum, milliyetçi olmak için milliyetçiyim demek yetmez. Hangi Arap emperyalizminden bahsediyorsunuz Allah aşkına. Osmanlı neyiyle Araplara özenmiştir. Evet sanat ve edebiyat alanında Arap ve Fars dili ile sanatları örnek alınmıştır. Kaldı ki, bu eserlerde bile İslam'ın yanında Türk Milleti'nin gelenekleri ve yaşayışı bolca yer alır. Ama özellikle son yüzyılda Türk Milleti BATI'nın kültür emperyalizmine maruz kalmamış mıdır? Osmanlıyı Arap hayranı olmakla suçlayan tanzimat döneminin karanlık AYDINCIKLARI basit birer BATI taklitçisi olmaktan öteye gidememişlerdir.

    Bugün kendilerine Türk diyenleri de görüyoruz. Onlar her biz Türk'üz dediklerinde ben çay demliyorum.

    Bugün kullandığımız alfabe Türk alfabesi mi? Bugün dilimizde birçok Batı kaynaklı kelime yok mu? Sokaklarımızdaki tabelaların çoğu yabancı dilde yazılmamış mı? Giyimimiz Türk tarzı mı? Yaşamımız, düşüncelerimiz Türkçe mi?

    EagleWING Türkçe bir kelime mi?

    Kimlere özendiğimiz ve hangi kültürün esiri olduğumuz açıkça ortada. Öyle ben milliyetçiyim demekle bu işler olmaz.Lafla peynir gemisi yürümez.


    Güçlü olan devlet, muhakkak bir gün emperyal boyuta ulaşır. Zamanında güçlü sayılabilecek İslam Devleti de bunu yaşamıştır. "İslam'ı yaymak" gibi bir bahanenin altına sığınarak toprak ve ganimet avına başlanmıştır.

    Aydınlık, bilim, uygarlık neredeyse Aydınların bunu taklit etmeleri zaten şarttır. Osmanlı da bunu anladı, ancak anladığında çok geç oldu. (Bkz : Lale Devri)

    Bugün kendilerine Türk diyenler derken kimleri kastediyorsunuz gerçekten de merak ettim.

    Nasıl bir alfabe kullanılmalı sizce ? Henüz halkımızın büyük çoğunluğu mevcut alfabeyle bile doğru düzgün cümleler kuramazken, sesli harfleri yazmak zor gelirken Göktürk Alfabesine dönmemiz söz konusu dahi olamaz. Zaten Latin alfabesi bugün Dünya'nın çoğunluğunun kullandığı bir alfabe, bir nevi ortak miras. Türklükle bağdaştırmanın doğruolmadığı düşüncesindeyim.

    Yaşam, düşünce tarzım(ız) Türklükten değil, uygarlıktan yana olmalı. Dilimizde Arapça kelimler yoğunlukta, Türkçe kesinlikle özgün veya geniş bir dil değil. Geliştirmekse bizim işimiz hiç değil. Bize düşen, kelimenin Türkçesi yaygın ise elimizden geldiğince onu kullanmak.

    EagleWING Türkçe değil, ancak düşündüğünüz şey anlamına da gelmiyor. Üç özel isimden oluşmuş bir sözcük. (Eaglewing, Ewing ve Agle - Tamamı, Büyük harfler ve Küçük harfler)

    Ben milliyetçi değilim, aksini de asla söylemedim zaten. Ancak sözüm Osmanlı ile övünen milliyetçilere. Benim özendiğim kesim şu an Batı, kültüren ise özellikle İngiltere. Yanlış bulanlar olabilir, ancak günümüz koşullarına göre bunlar böyle.




  • ''Aydınlık, bilim, uygarlık neredeyse Aydınların bunu taklit etmeleri zaten şarttır.'' diyorsun ve buna katılıyorum. Ama Osmanlı aydının birçoğu, daha sonraki dönemlerin birçok aydını da dahil olmak üzere BATI'nın kokuşmuş kültürünü anlattılar hep. Bilimden uygarlıktan zere kadar bahseden olmadı pek. Bilim denince de hep kuru materyalizmin ürünü olan birtakım konular tartışıldı. Halkı refaha kavuşturacak konular tartışılmadı. Atatürk'ün başlattığı birçok atılım kendisinden sonra ya yozlaştırılıp, belli ideolojilerin emrine verildi ya da bıçak gibi kesildi.

    Ben bugünkü alfabeye söz söylemiyorum. Sen Osmanlı Arapça'yı vs kullandı dedin. Ben de bunu örnek verdim. Dönemlere göre farklı alfabeler kullanılabilir. Türklükle bağdaştırmak doğru depilse Arap alfabesini de bağdaştırmayın o zaman.

    Her türlü bilim-teknik taklit edilmelidir. Birtakım kültürel alışvrişler de olabilir. Ama körü körüne bir taklitçiliğin yamnlış olduğu kanısındayım.

    ''MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET, DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.''

    .......................................................................................M.Kemal ATATÜRK




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ahmet144

    ''Aydınlık, bilim, uygarlık neredeyse Aydınların bunu taklit etmeleri zaten şarttır.'' diyorsun ve buna katılıyorum. Ama Osmanlı aydının birçoğu, daha sonraki dönemlerin birçok aydını da dahil olmak üzere BATI'nın kokuşmuş kültürünü anlattılar hep. Bilimden uygarlıktan zere kadar bahseden olmadı pek. Bilim denince de hep kuru materyalizmin ürünü olan birtakım konular tartışıldı. Halkı refaha kavuşturacak konular tartışılmadı. Atatürk'ün başlattığı birçok atılım kendisinden sonra ya yozlaştırılıp, belli ideolojilerin emrine verildi ya da bıçak gibi kesildi.

    Ben bugünkü alfabeye söz söylemiyorum. Sen Osmanlı Arapça'yı vs kullandı dedin. Ben de bunu örnek verdim. Dönemlere göre farklı alfabeler kullanılabilir. Türklükle bağdaştırmak doğru depilse Arap alfabesini de bağdaştırmayın o zaman.

    Her türlü bilim-teknik taklit edilmelidir. Birtakım kültürel alışvrişler de olabilir. Ama körü körüne bir taklitçiliğin yamnlış olduğu kanısındayım.

    ''MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET, DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR.''

    .......................................................................................M.Kemal ATATÜRK


    Kokuşmuş dediğiniz kültür bugün dünyaca örnek alınıyor. Tekrar düşünün derim.

    Bilim denilince Osmanlı'da akla gelen Akademik değil dini dersler olmuş genelde. Halkı neyin refaha kavuşturduğu tarihte yüzlerce kez görülmüştür. Daha fazla irdelemek isterseniz her zaman açığım.

    Atatürk gereğinden fazla uzun veya tam kararında bir Cumhurbaşkanlığı yaptı aslında. Ölümünden önce çatlak sesler tekrardan çıkmaya başlamıştı. Unutmayınız ki güç sahibi olanın sevmeyeni çok olur. Zaman, her lideri yıprattığı gibi Atamızı da yıpratmıştır. Ancak Atatürk her yöne çekiştirilmeye çalışılan bir şahsiyet. Sözlerine nereden bakarsanız o yöne çekmek mümkün, yani ucu açık.

    Zamanında Osmanlı istese Türkçe'yi resmi dil ilan edip dili zenginleştirebilirdi. Bu da bize çok güzel -belki de tek- miras olurdu, ama yapılmadı. Tüm sözcükler Arapça veya Farsçadan seçilip edebi eserlerden mimariye kadar Arap etkisinde kalınmış. Bu gelenek hala da ne yazık ki devam etmekte. (Bkz: Cami mimarileri)

    Verdiğiniz sözünse doğruluğu konusunda şüphelerim var. O asil kanı taşıyan insanlar, Atalarına ihanet edip, dalalet içinde ülkelerini 100g buğdaya sattılarsa bu o sözle ifade edilenin sadece Türk kimliği taşıyan insanlar olmadığını gösterir. Elbette herkesin doğruları kendine, ancak bana göre açıktır ki halkımızın büyük çoğunluğu hıyanet içerisinde.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: me_the_deli

    quote:

    Ayrıca mimar sinan bir RUM devşirmesi olup gerçek adı Joseph'dir.Osmanlıda birçok önde gelen kişide devşirmedir.Türkler arka plana itilmişlerdir

    devşirme dediğin insanlar yabancı ailelerden alınıp Türk aileler tarafından Türk gelenklerine bağlı ve Ülkesi için mücadele edecek şekilde eğitilen insanlar. Türklük sadece DNA ile olmaz diye demiştim daha önce. Nice Türkler var ki yeri gelince yunanlarla bir olup Türkiye ye saldırıyor. (çerkez ethem). Bir mimar sinan bir hayrettin bir sokullu ülkeyi ayakta tutan insanlardır. Ve bu insanlar Türklük gelenek ve göreneklerine uygun yetiştirilmiştir. Devşirme sistemini bilmeden onlar Türk değildi suçlaması yapılamaz. genetik olmasa da kültürel açıdan tam bir Türklerdi.

    quote:

    Halk OSMANLIYIZ diye kendilerini hitap eder hale gelmişti nitekim Fransız ihtilaliyle çıkan milliyetçilik duygusu ÇANAKKALE savaşında doruk noktaya ulaşmıştır ki zaten o zamnda Kadınlarda yavaş yavaş ayaklanmaya başlamışlardır..

    kavramları karıştırmayınız. Osmanlı hanedan ismi olarak kullanılmıştır. Halk osmanlıyız dememiştir. ve ısrarla söylüyorum ki o dönemlerde milliyetçilik imparatorluğun zararına bir sistemden başka birşey değildir. İmparatorluk ve milliyetçilik kavramı birarada kullanılamaz. O dönemde milliyetçili diye bir kavram dahi yok dünyada.

    quote:

    Unutmayınki Cumhuriyet öncesine kadar halkın 100de 99 u okuma yazma bilmiyordu kadınlar kara çarşaf içinde dışarı çıkmaları yasak gezmeleri konuşmaları herşey yasaktı....

    Biz burda osmanlının 1299 dan 1920ye kadar hiçbir zaman hata yapmadığını savunmuyoruz. Genel olarak osmanlı tarihinde böyle bir suçlamanın söz konusu olamayacağından bahsediyoruz. Osmanlı son dönemlerinde illa ki hata yapmıştır. Yapmasaydı hasta adam olmazdı, çarşaf olmazdı. fakat bu hataların türklük karşıtlığı ile ilgisi olmamıştır. yönetim hatalarıdır...



    Ben aksini idda etmiyorum sadece Osmanlı'nın ozamanlar Türklüğü ağıza almayı bile yasakladığından bahsediyorum...Ayrıca halk Osmanlı diye bir topluluk gibi bir sıfata sokulmaya çalışıldığı için Osmanlıyız kelimesini kullandım...

    Bir arkadaşımızda devşirmenin yararlı olup olmadığını hatta kafa tasçılık gibi birçok söylemde bulunmuş...

    Arkadaşım neyin kafa tasçılığı ben kendi yorumlarımı söylemiyorumki Osmanlıdaki Türk düşmanlığını ve Osmanlı'nın Padişahlarının çoğunun tam oalrak Türk olmadığını söylüyorum.Evet Osmanlı Padişahalrının kökenlerine indiğimizde illaki Türklük vardı ama hepsinin annesi babası ermeni-rus zart zurt idi..He gelelim diğer konuya Osmanlı'nın hataları illaki vardır demişiniz.Biz OSM'nin hatalarını değil Türk ayrımcılığından bahsediyoruz lütfen konuyu farklı yerlere götürmeyi bırakalım artık...
    Konumuz milliyetçilik değil OSMANLIDA TÜRK karşıtlığı yada Türk ayrımcılığı diyebiliriz...

    Ayrıca Osmanlı Türk kelimesinin kullanılmasının engellenmesi nefretten ziyade İmparatorluğun refahı ve huzuru içindir .Çok uluslu olunduğu için böyle bir milliyetçilik yukarda bahsedildiği gibi halkın arasında çatırdamalara yol açabilirdi ki Osmanlı yüzlerce sene bu hoşgörü sayesinde ayakta kalsada kendi benliğini unutan bir ırk nekadar sağlıklı ve sürekli olabilirdiki....

    Kurucusu Türk olan bir imparatorluk ta Türkler köylü sınfıını oluşturur horlanır hale gelmişken Çanakkale savaşında bir anda milliyetçi olunmuştu acaba neden?Anadoluya muhtaç kalındığından olabilirmi? Birçok neden sayabiliriz ama Türk kelimesinin Osmanlıda ne yazikki hoş karşılanmadığıda aşikardır...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sendenbenden -- 30 Mart 2008; 5:48:21 >




  • quote:

    Zamanında Osmanlı istese Türkçe'yi resmi dil ilan edip dili zenginleştirebilirdi. Bu da bize çok güzel -belki de tek- miras olurdu, ama yapılmadı. Tüm sözcükler Arapça veya Farsçadan seçilip edebi eserlerden mimariye kadar Arap etkisinde kalınmış. Bu gelenek hala da ne yazık ki devam etmekte. (Bkz: Cami mimarileri)


    Şu kısmı düzeltmek gerek. Arapça veya Farsça hiçbir zaman %100 Osmanlı dili olarak kabul edilmedi. Arapça veya Farsça'dan ekler ya da sözcükler alındı. Cümle yapısı her zaman Türkçe kaldı. Hiç Türkçe sözcük kullanılmadığı da yanlış. Bunun Tanzimat döneminde Fransızca saldırısına uğrayan Türkçe ile hiçbir farkı yok. Günümüzde de bu saldırıya uğramaya devam ediyor.

    Fars şairleri ünlüdür. İstersen biraz araştır. Farsça için genellikle şiir dili denir.

    Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul kuşatması sırasında Bizans'a yardıma gelen üç kalyonun Haliç'e girmesini engellemek için gönderdiği donanma parçası, bunu başaramamış hatta geri çekilmek zorunda kalmıştı. Fatih Sultan Mehmet'in resimlere geçen ünlü anı da tam bu ana denk geliyor.

    Atıyla denize girer ve bağırır: "Bre nasıl yenilirsiniz?"




  • quote:

    Orjinalden alıntı: M

    quote:

    Zamanında Osmanlı istese Türkçe'yi resmi dil ilan edip dili zenginleştirebilirdi. Bu da bize çok güzel -belki de tek- miras olurdu, ama yapılmadı. Tüm sözcükler Arapça veya Farsçadan seçilip edebi eserlerden mimariye kadar Arap etkisinde kalınmış. Bu gelenek hala da ne yazık ki devam etmekte. (Bkz: Cami mimarileri)


    Şu kısmı düzeltmek gerek. Arapça veya Farsça hiçbir zaman %100 Osmanlı dili olarak kabul edilmedi. Arapça veya Farsça'dan ekler ya da sözcükler alındı. Cümle yapısı her zaman Türkçe kaldı. Hiç Türkçe sözcük kullanılmadığı da yanlış. Bunun Tanzimat döneminde Fransızca saldırısına uğrayan Türkçe ile hiçbir farkı yok. Günümüzde de bu saldırıya uğramaya devam ediyor.

    Fars şairleri ünlüdür. İstersen biraz araştır. Farsça için genellikle şiir dili denir.

    Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul kuşatması sırasında Bizans'a yardıma gelen üç kalyonun Haliç'e girmesini engellemek için gönderdiği donanma parçası, bunu başaramamış hatta geri çekilmek zorunda kalmıştı. Fatih Sultan Mehmet'in resimlere geçen ünlü anı da tam bu ana denk geliyor.

    Atıyla denize girer ve bağırır: "Bre nasıl yenilirsiniz?"


    Yazdıklarınıza çoğunlukla katılıyorum. İslam Arap Yarımadası'nda ortaya çıktı. İranlılar vasıtasıyla Türkler İslam'ı daha yakından tanıdı. Arap-Fars- Türk. Bu üç toplum aynı bölgede yaşıyor ve aynı inanca sahipler. Dil ve edebiyat konusunda da özellikle Fars ve Arap edebiyatı çok gelişmiş bir durumdaydı. Bu durumda Türk Dili ve Edebiyatının bu kültürlerden etkilenmemesi söz konusu olamaz.

    Osmanlı döneminde yazılan ve halka hitap eden eserlerin hemen hemen hepsi Arap alfabesiyle yazılmış olsa da Türkçedir. Arap alfabesini tanıyan her Türk bunları pek zorlanmadan okuyabilir. El yazması olduklarından biraz karışık görünüyor yazılanlar.

    İkincisi şudur: Bugün Dünya'nın tartışmasız en saygın dili olan İngilizcede bile birçok yabancı sözcük vardır. Önemli olan bu sözcükleri kendi dilimizin yapısına uygun hale getirebilmek. Hiçbir dil SAF DEĞİLDİR.

    @EagleWING, Batı kültürünün kokuşmuşluğu konusunda hiçbir şüphem yok. Osmanlıların mimari eserleri Arap mimarisinden farklılık gösterir. Osmanlı TÜRKTÜR.

    Atatürkçüyüz diye geçinip Atatürk'ün mirasına sahip çıkmayanalrın Osmanlıya sahip çıması beklenemz zaten.




  • M,

    Bilgilendirme için teşekkürler. Olabilecek en yakın zamanda araştıracağım.

    Ancak Fatih Konusunun konuyla alakasını tam olarak anlayamadım. (?)

    ahmet144,

    Peki, siz buna inanın. Osmanlı, Türklükle uzaktan yakından alakası olmayan Osmanlı, Türk olsun.

    Osmanlı'ya sahip çıkmam gerektiğini de düşünmüyorum. Atatürk'ün mirasına olabildiğince sahip çıkmaya çalışıyorum. Ancak Türk dendiğinde aklıma Osmanlı gelmiyor. Doğu Roma'ya ne kadar sahip çıkarsam Osmanlı'ya da o kadar sahip çıkarım, zira ikisi de benim için bir şey ifade etmiyor.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: EagleWING
    Ancak Fatih Konusunun konuyla alakasını tam olarak anlayamadım. (?)


    "Bre nasıl yenilirsiniz?" günümüzde de kullanabileceğimiz ve anlayabileceğimiz bir tümce. Yenilirsiniz sözcüğü de Türkçe. Bu yüzden yazmıştım.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: EagleWING

    M,

    Bilgilendirme için teşekkürler. Olabilecek en yakın zamanda araştıracağım.

    Ancak Fatih Konusunun konuyla alakasını tam olarak anlayamadım. (?)

    ahmet144,

    Peki, siz buna inanın. Osmanlı, Türklükle uzaktan yakından alakası olmayan Osmanlı, Türk olsun.

    Osmanlı'ya sahip çıkmam gerektiğini de düşünmüyorum. Atatürk'ün mirasına olabildiğince sahip çıkmaya çalışıyorum. Ancak Türk dendiğinde aklıma Osmanlı gelmiyor. Doğu Roma'ya ne kadar sahip çıkarsam Osmanlı'ya da o kadar sahip çıkarım, zira ikisi de benim için bir şey ifade etmiyor.


    İstisnalar kaideyi bozmaz.
  • quote:

    Ben aksini idda etmiyorum sadece Osmanlı'nın ozamanlar Türklüğü ağıza almayı bile yasakladığından bahsediyorum


    Türklüğün ağza alınması yasaklanmamamıştır. Kaldı ki yeri gelince padişahlar da kullanmışlardır. Bkz. Yavuz
    Timur'a der ki: "boşa türk kanı dökülmesin."!!!!!!!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi me_the_deli -- 6 Nisan 2008; 11:02:49 >
  • Olsa idi marşlarında yer almazdı...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Fahreddin

    Olsa idi marşlarında yer almazdı...


    CEDDİN DEDEN
    Ceddin deden, neslin baban
    Hep kahraman Türk milleti
    Orduların, pekçok zaman
    Vermiştiler dünyaya şan.

    Türk milleti, Türk milleti
    Aşk ile sev milliyeti
    Kahret vatan düşmanını
    Çeksin o mel’un zilleti.

    Bugün herkesin bildiği Ceddin Deden, Enver Paşa döneminde İsmail Hakkı Bey tarafından bestelenmiştir. 1900'lü dönemlerdeki diğer marşlar.

    SANCAK MARŞI
    Ertuğrul’un ocağında uyandın
    Şehitlerin kanlarıyla boyandın
    Nice düşman kâl’asına uzandın
    Sana selam ey şanlı Türk sancağı

    Çırpınarak dalgalanır kanadın
    Gökyüzüne çıkmak mıdır muradı
    Gölgende can vermek ister evlâdın
    Sana selam ey şanlı Türk sancağı

    TARİHİ ÇEVİR
    Tarihi çevir, nal sesi kısrak sesi bunlar
    Delmiş roma'nın kalbini mızrak gibi hun'lar

    Göktürkler, uygurlar, oğuzlar, peçenekler
    Türk'ün tarihine binbir zafer ekler

    Dünya atımın nalları altında ezildi
    Kaç haçlı sefer göğsüme çarpınca kesildi

    Bir gün gemiler dağlara tırmandı denizden
    Kudret ve zafer bizlere miras dedemizden.

    MEHTER VURUYOR
    Mehter vuruyor tarihin aksetmede yâdı
    Andık yine, Fatih’le, Süleyman’ı, Murad’ı.
    Kös sesleri sarsın bütün İstanbul’u yer yer
    Geçsin önümüzden, koca gazi ve şehitler.

    Türk ordusunun şan dolu bir satvetidir bu
    Fethin, Mahaç’ın, Niğbolu’nun haşmetidir bu.
    Mehter bize bir ruh veriyor, tâ nerelerden
    Meriçlerle,Çanakkale,Yemen’den, Kore’lerden

    MALAZGİRT MARŞI
    Aylardan ağustos, günlerden cuma
    Gün doğmadan evvel iklîm-i Rum'a
    Bozkurtlar ordusu geçti hücüma

    Yeni bir şevk ile gürledi gökler
    Ya Allah...Bismillah... Allahüekber

    Önde yalın kılıç Türkmen başbuğu
    Ardında Oğuz'un ellibin tuğu
    Andırır Altay'dan kopan bir çığı

    Budur, Peygamberin övdügü Türkler
    Ya Allah...Bismillah... Allahüekber

    Türk, Ulu Tanrı'nın soylu gözdesi
    Malazgirt Bizans'ın Türk'e secdesi
    Bu ses insanlığa hakkın müjdesi

    Bu seste birleşir bütün yürekler...
    Ya Allah...Bismillah... Allahüekber!..

    Yigitler kan döker, bayrak solmaya,
    Anadolu başlar, vatan olmaya...
    Kızılelma'ya hey... Kızılelma'ya!!!

    En güzel marşını vurmadan mehter
    Ya Allah...Bismillah... Allahüekber!..

    DEVLET MARŞI
    Askerlerin hâzır silah
    Kuvvetlenir sûlh u salâh
    Devlet bulur feyz ü felah
    Meşhur olur bu istilâh.

    Askerlerin kişver-küşâ
    Türk devleti sen çok yaşa.

    Orduların etse sefer
    Yol gösterir avn ü zafer
    Mansûr olur her bir nefer
    Düşman kalır bî-tâb-fer


    Çok daha önceleri içinde Türk kelimesi geçen marşlarımız varsa gösterirseniz sevinirim.




  • Osmanlı lafla değil eylemleriyle Türk'ün şanını, büyüklüğünü bütün dünyaya göstermiştir. Bütün dünya Osmanlıyı Türk bilir. Avrupalılar bile Osmanlı yerine daha çok Türk kelimesini kullanmıştır.

    Elin hayranlıkla (belli etmeyenler olsa bile) baktığı tarihimize önyargılarala bakıyoruz.

    @eagleWING, anladığım kadarıyla MARKSİST görüşe sahipsin. Osmanlığı Türklüğü reddetmemiştir. Diyelim ki reddetmiş. Bunun için memnun olman lazım. Sizin görüşler de TÜRK lafını pek sevmez.

    Osmanlıda bir kimlik sorunu yoktu. Hem Osmanlı hem de bütün dünya Osmanlının Türklüğünün farkındaydı.

    Türkçe yaşayan, Türkçe konuşan bir milletin bunu o dönemin şartlarında bağıra bağıra söylemesi gerekmez.

    Şunu diyebilirsiniz: Madem Osmanlı Türkçe konuşuyordu ve yazıyordu. Neden şimdi o dönemin eserleri anlaşılmıyor. SAF TÜRKÇE olan Göktürk Abidelerini bugün sıradan bir Türk vatandaşı anlayabiliyor mu?

    Diller belirli dönemlerde bazı değişmeler geçirirler. Dil taşıyıcıdır. Bulunduğu ortamdaki diğer dillerden etkilenmesi son derece doğaldır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _Akıncı -- 1 Nisan 2008; 0:05:51 >




  • türklük karşıtlığı yoktu, sadece türklüğü ön plana çıkartmak istemiyolardı çünki osmanlı büyük bir imparatorluktu
  • Osmanlı tarihçisi ve Şeyhülislamı Hoca Sadedin, Tacü’t Tevarih adlı eserinde Osmanlı fetihlerini anlatırken “Türk yiğitleri”, “Zaferleri gölge edinmiş Türk askerleri” gibi ifadelerle Osmanlı askerlerini över. 17. yüzyıl tarihçilerinden Solakzade Mehmet Hemdeni de eserlerinde “Konstantiniyeyi feth eden Türk’ün oğlu” gibi deyimler kullanır. 16. yüzyılın en büyük tarihçilerinden Gelibolulu Mustafa Ali ise Kühn-ül Ahbar adlı eserinde “seçkin millet, güzel ümmet, Türk milleti” nitelemesi yapar. Bazı tarihçiler bazı Türk boylarının Safeviye yönelmeleri nedeniyle düşüncesiz hareket etmelerinden dolayı bazı Türk boylarına “etrak-ı bi idrak” yani “idraksiz Türkler” diyerek kötülemiştir. Görüldüğü üzere Osmanlılar Türklükler’inin farkındaydı.

    Osmanlı zamanındaki saray tarihçileri Osmanlı Hanedanı'nı Oğuz Han’a ve Orta Asya’ya bağlarlar. Bu eserlerde; Osmanlılar, Oğuz neslinden ve Kayı boyundandır. Osmanlı Tarihi, Türk Tarihinin bir parçası olarak ele alınır. Örneğin; Şehzade Cem Sultan oğluna “Oğuz Han”, 2. Beyazıd oğluna “Korkut” adını vermiştir.

    Osmanlı bir millet ismi değildir. Selçuklu, Karahanlı, Gazneli gibi bir hanedan adıdır. Selçuklular, Karahanlılar, Gazneliler gibi bir hanedanın adıdır.

    2. Murat döneminde Timurlular gibi kendilerinin de Türk olduğunu göstermek için, paralara ve toplara Kayı Boyu'nun tamgası (damga) vuruldu.

    2. Murat döneminde Türkçe’nin ön plana çıkarıldığı ve Yazıcızade Ali’nin İbn Bibi’den çevirdiği ve ilaveler yaptığı “Selçukname” isimli eserde Oğuzlar ve Türklük anlatılır. Timur gibi Türklüklerini göstermek amacıyla 2. Murat dönemi ve Fatih dönemi Türk kimliğinin ön plana çıkarıldığı zamanlardır. 2. Murat döneminde dini, edebi, ahlaki, tıbbi, siyasetnameler, sözlük ve ansiklopedik eserler Türkçe’ye çevrilmiştir.


    Devşirmeler ve Türk Yöneticiler Tartışmaları [değiştir]Fatih Sultan Mehmet’e kadar ki dönemde yöneticilerin tamamı Türk kökenliydi. Fatih, Çandarlı sülalesinin siyasetteki etkisini azalttı. Kendine itaat eden devşirme sistemini tercih etti. Fakat devşirmelerinde politik hareketlerini görmesiyle Veziriazam Karamanlı Mehmet Paşa oldu. Bu dönemden sonra saray çevresinde “Türk olan”, “devşirme olan” gruplaşmaları başladı.

    1498’de Çandarlı, 1518’de Piri Mehmet, 1584’te Özdemiroğlu Osman Paşa, 1595’te Lala Mehmet Paşa, 1623’te Kemankeş Ali Paşa, 1637’de Bayram Paşa, 1638’de Tayyar Mehmet Paşa, 1656’da Deli Hüseyin Paşa gibi Türk kökenli veziriazamlar iş başındaydı. Bütün veziriazamlara bakıldığında Türk kökenlilerin oranı %44, devşirme kökenlilerin oranı %56’dır. Fakat şeyhülislam, kazasker, bürokrasi, defdardarlık, nişancılık, reisülküttaplık gibi üst bürokratların büyük çoğunluğu Türk kökenlidir. Osmanlı yönetiminin güvenilirliğin gerektiği yerlerde Türkleri ön planda tutması Türklüğünün farkında olduğunu gösterir.

    Devşirmeler, Osmanlı sistemine kazandırmak için Türk köylerine verilirdi. Bir köylünün yanına devşirme için birisinin verilmesine “Türk’e vermek” deniliyordu. Daha sonra bu devşirmelere “Türk oldu” deniyordu. Güvenilir kadrolara ihtiyaç duyulan Kuzey Afrika’daki Garb Ocakları ve Hicaz askerleri Ege köylerinden seçiliyordu.


    Osmanlılar ve Türkçe

    Osmanlılar ilk dönemlerinde resmi yazışmalarını Türkçe yaptılar. Edebi ve bilimsel eserlerdeki Arapça ve Farsça etkisi Osmanlı’da giderek azaldı. Arapçanın üstün olarak düşünülebileceği zannından hareket edilerek Astronomi dalında Osmanlı zamanında yazılan eserler üzerinde yapılan dil araştırmasında; Örneğin; Osmanlı Astronomi Literatürü tarihine bakıldığında toplam 2286 astronomi eserinin, % 43’ü Arapça, %46’sı Türkçedir. Astronomi dalında 15. yüzyılda Türkçe verilen eserler %13 iken; 20. yüzyılda % 70’e ulaşmıştır.

    Matematik sahasında yazılmış kitapların %51’i Türkçedir. Coğrafya kitaplarının % 95’i Türkçedir. Tarih sahasında yazılmış kitapların %90’ı Türkçedir.

    Osmanlıca Türkçe dilbilgisi ve Türkçe sözcükler üzerine inşa edilmiş, Farsça ve Arapça kelime ve gramerlerin katıştığı Arap harfleriyle yazılan bir dildir.


    Batılılar Gözüyle Osmanlı

    Avrupalıların 11. yüzyıldan bu yana Anadolu için kullanılan Türkiye sözcüğü, Osmanlılar için de kullanıldı. Avrupa haritalarında Osmanlı; Türk İmparatorluğu olarak gösteriliyordu. Padişah’a da Türk sultanı diyorlardı. Osmanlı’ya gelen seyyahlar “Türkiye’ye geldik” deyimini kullanıyorlardı. 1603 yılında Richard Knolles’in yazdığı eserde Osmanlı anlatılmaktaydı. Kitabının adı: Türklerin Genel Tarihi. Kitabının ilk cümlesi ise: Türklerin muhteşem imparatorluğu çağımızın dehşeti” olarak başlıyordu. Avrupalılar Müslüman olan birisine “Türk oldu” diyorlardı. Uzun süre Osmanlı’da kalan ve kültüründen etkilenen seyyahlar “Türkleştikleri” suçlamasıyla hapse bile atılabiliyordu. 15.lü yıllarda Avrupa’da “acaba bu sene Türkler ülkemize gelir mi” sorusu hep soruldu.
    ---------
    alıntı




  • Bazıları da OSMANLI, TÜRK BEYLİKLERİNİ YOK ETMİŞTİR diyerek Osmanlının Türk olmadığına güya delil bulduğunu sanıyor. Komik. Buna ancak gülünür. Şurası açıktır ki, Osmanlının ilk yıllarında Türkçe daha çok yaygındı. Beyler, Türkçe dışında dil bilmezlerdi. Hatta okuma yazma bilmeyenler (ümmi) bile vardı. Orhan Bey kendisine takdim edilen Farsça bir eserin Türkçe'ye tercüme edilmesini istemiştir.

    Yanılmıyorsam 15.yy mutassvıflarından H.Bayram- Veli, halifelerinden ve müridlerinden TÜRKÇE eserler yazmalarını istemiştir. Neden? Halk Türkçe konuşuyor da ondan.

    Bunun yanında VURUN ABALIYA mantığıyla acımasızca eleştirilen divan edebiyatımızda açıkça Türkçeyi savunan ve bu yönde eserler veren, PADİŞAHLARIN TAKDİRİNİ ALAN çok önemli ismler vardır. Fuzuli, LEYLA VE MECNUN adlı büyük eserinin önsözünde şöyle der: Türk dilinde böyle bir eser(LEYLA VE MECNUN) yazılmadığı için bunu yazıyorum....

    Sadece Fuzuli değil, Necati, Ahmet Paşa, Gülşehri gibi büyük şairler de büyük ölçüde Türkçe yazmışlardır. Tabi ki bu şairler Arapça ve Farsça da eserler vermişlerdir.

    Osmanlıda Türklük ve Türkçe yasak değildi.

    Yahu bir bugünkü duruma bakalım. Yabancı dilde eğitim veren üniversitelerimiz, liselerimiz var. ''Türkçe bilim dili değildir'' diyebilen ATATÜRKÇÜ!!!!!!!!! yök başkanlarımız var. Sokaklarımızdaki tabelaların neredeyse hepsi yabancı kelimelerle dolu. Düşüncemiz, hareketlerimiz ve daha birçok durumumuz ne kadar TÜRK acaba.

    Eğer Osmanlı Türk değilse biz ne kadar Türk'üz bilemiyorum.




  • Osmanlıda Türkçe zaten konuşma diliydi türkçeyle bir derdimiz yok ki osmanlıca daha çok konuşulurdu sarayda.Halk türkçe konuşurdu zaten 100de 99 u yazma ve okuma bilmediği için onlar için pek farketmiyordu...

    Ama duraklama ve gerile zamanında Türkler çanakkale cephesine kadar suistimal edilmiş horlanmış,köylü olarak adlandırılmış ve itilmiştir...

    Nitekim ihtiyaç anına kadar camın içinde saklanıştır taki Anadolu son kale olmuştur bir anda Türklük hatırlanmıştır onlarca kez yazdık bidaha yazalım...
  • Osmanlı Türk Ve İslam devletiydi.
    Tartışması söz konusu bile olamaz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: _HURMACI_

    Osmanlı Türk Ve İslam devletiydi.
    Tartışması söz konusu bile olamaz.



    Çok iyi biliyor ve yorum yapmaktan kaçınıyorsanız konuya girmeyiniz. Zira sarf ettiğiniz boş ve anlamsız cümlelerinizin provake dışında tartışmamıza hiçbir katkısı olmamakta.
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.