Şimdi Ara

Osmanlıda idam yaygınmıydı?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
47
Cevap
0
Favori
1.950
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • merhabalar sizlerde biliyorsunuz ki osmanlı denilince akla ilk gelenlerden biriside idamdır.peki osmanlıda idam yaygınmıydı? osmanlıda her suçun cezası idammıydı? şimdiden teşekkürler.



  • tabi ki her suçun cezası idam değildi.Ama idam yaygındı.Bu tek osmanlıya has bir özellik değil tabi.Devrin şartları düşünülünce her toplum da durum az çok böyleymiş.Olayın daha detaylı tarihsel açıklaması varsa ben de duymak isterim tabi
  • Hiç değilse adildi..
  • adam zaten sınırsız yemiş ama yinede cevap veriyim.

    idam yaygındı diyebiliriz ama öyle her suça idam değil.zaten avrupadada böyleydi galiba
  • İdamdan ne anladığınıza bağlı. Celali isyanlarında öldürülenleri ya da padişaha tanınan yetkiyi hesaba katarsanız oldukça yaygındı.
  • adil yargılama vardı ve ağır suçların cezası kısasa kısas veya idam idi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sual:
    Kuran-ı kerimde zina yapan kadınları recm edin diye bir âyet var mıdır? Peygamberimiz recm hâdisesini tasvip etmiş midir? Ben Kuran-ı kerimde recm âyeti diye bir âyet okumadım. Ama hadîslerde var olduğunu, mezhep imamlarının da bunu tasvip ettiğine dair bilgiler buldum. Ama bu kaynaklar ne kadar güvenilir, bilemedim. İslâmiyette evli bir kadının zina yapma cezası ölüm müdür? Doğu ve Güneydoğuda, hatta Türkiye’deki namus cinayetleri adı altında öldürülen ve adına da İslâm hukuku ve Kuran-ı kerim ile de destekledikleri söylenen bu mevzu hakkında sizden bilgi almak isterim. Haksız yere adam öldürmenin cezasının cehennem olduğuna dair âyet var. Ama benim anlamadığım bir cana kıymanın haklı kabul edildiği hâdiseler nelerdir. Bunların için de zina var mıdır?

    Cevap;
    Recm, Hazret-i Peygamberin tatbikatıyla sabittir. Kur’an-ı kerimde de buna işaret vardır. Başından zifafla neticelenmiş evlilik geçen Müslüman, hür, kör ve sağır-dilsiz olmayan bir erkek veya kadın, zina ederken 4 erkek, hür, Müslüman ve adil kimse görse ve mahkemede şahitlik etse, bu kadın ve erkek recmedilir. Musa aleyhisselamın şeriatında da bulunan bu cezayı Hazret-i Peygamber tatbik etmiştir. Bu husus bütün hadis kitaplarında geçer. İnkârı mümkün değildir. Ancak sabit olması ve tatbiki fevkalâde zordur. Bu sebeple tarihte çok az rastlanır. Namus cinayeti ile recmin alakası yoktur. Çünki recm, darülislamda, yani İslâm kanunlarına göre idare edilen memleketlerde tatbik edilebilir. Ayrıca buna ancak mahkeme karar verir ve yalnızca devlet tatbik eder.

    İslâmiyette dört yerde idam cezası tatbik edilir. Kasden adam öldüren, ölenin yakınları isterse idam edilir. Yol kesip mal alıp adam öldüren asılır. Mürted olup tövbe etmeyen erkek öldürülür. Hür, Müslüman, başından evlilik geçmiş birinin zina ettiği ikrarı ile yahud dört hür, Müslüman, âdil erkeğin şahidliği ile sâbit olan kimseye idam cezası verilir. Bunun dışında cemiyet için zararlı olan, mesela hırsızlığı, adam kaçırmayı âdet edinen kimseler gibi kimseler siyaseten öldürülebilir.


    türkiyenin en iyi tarihçisi aynı zamanda şeriat hukuku profu EKREM BUĞRA EKİNCİ yazmış bunun üstüne laf tanımam arkadaş

    http://www.ekrembugraekinci.com/search.asp?q=idam&button=Ara




  • Osmanli denilince akla ilk gelen sey idam mi?! İlk defa duyuyorum bunu. Benim aklima en son gelen seydir heralde

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HeadShoot

    Mürted olup tövbe etmeyen erkek öldürülür.

    Çok garip. Şu an başka bir ülkede yaşasaydım öldürülmem gerekiyordu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HeadShoot

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: HeadShoot

    Mürted olup tövbe etmeyen erkek öldürülür.

    Çok garip. Şu an başka bir ülkede yaşasaydım öldürülmem gerekiyordu.

    Mürtedin ne olduğunu bilmiyor farzediyorum

    Sual: Mürtedlik hakkında kâfi bilgi verir misiniz?
    CEVAP
    Müslümanlıktan ayrılıp, kâfir olana veya ana-babası müslüman olup da, kendisi müslüman olmayana mürted denir. Müslüman evladı oldukları halde, Müslümanlıktan haberleri olmadığından ve hiçbir din âliminin kitabını okumadıklarından ve anlamadıklarından, yalnız bir lutfe, bir teveccühe ve dünyalığa kavuşmak için ve akıntıya kapılmış olmak için, Müslümanlığı beğenmeyenler, ilerlemeye engel diyenler de mürteddir.

    http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2693

    detaylı bilgi üstteki linkte mevcuttur.

    Kuran okumayan müslümanlar var bunlar mı oluyor o.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HeadShoot

    quote:

    Orijinalden alıntı: TRojka

    quote:

    Orijinalden alıntı: HeadShoot

    Mürted olup tövbe etmeyen erkek öldürülür.

    Çok garip. Şu an başka bir ülkede yaşasaydım öldürülmem gerekiyordu.

    Mürtedin ne olduğunu bilmiyor farzediyorum

    Sual: Mürtedlik hakkında kâfi bilgi verir misiniz?
    CEVAP
    Müslümanlıktan ayrılıp, kâfir olana veya ana-babası müslüman olup da, kendisi müslüman olmayana mürted denir. Müslüman evladı oldukları halde, Müslümanlıktan haberleri olmadığından ve hiçbir din âliminin kitabını okumadıklarından ve anlamadıklarından, yalnız bir lutfe, bir teveccühe ve dünyalığa kavuşmak için ve akıntıya kapılmış olmak için, Müslümanlığı beğenmeyenler, ilerlemeye engel diyenler de mürteddir.

    http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2693

    detaylı bilgi üstteki linkte mevcuttur.

    Yok bilmediğim kelimeyi görünce direk araştırdım zaten ona göre yazdım yorumu.

    quote:

    Müslümanlıktan ayrılıp, kâfir olana veya ana-babası müslüman olup da, kendisi müslüman olmayana mürted denir.


    Bu cümle tanımlıyor beni.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HeadShoot


    http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2693

    detaylı bilgi üstteki linkte mevcuttur.

    linkte yazılan uzun listeyi gözden geçirdim.
    açık konuşayım, kalbinde az çok bir tanrı inancı olan insanın, o azıcık inancını da yok etmek istiyorsanız bu tarz kitapları verip okumasını sağlayın.
    bu konuda çok ciddiyim.
  • " Müslümanlıktan ayrılıp, kâfir olana veya ana-babası müslüman olup da, kendisi müslüman olmayana mürted denir. Müslüman evladı oldukları halde, Müslümanlıktan haberleri olmadığından ve hiçbir din âliminin kitabını okumadıklarından ve anlamadıklarından, yalnız bir lutfe, bir teveccühe ve dünyalığa kavuşmak için ve akıntıya kapılmış olmak için, Müslümanlığı beğenmeyenler, ilerlemeye engel diyenler de mürteddir."



    Kalınlaştırdığım kısım hariç hepsi bende var acaba mürtedin karesimiyim yoksa kübü müyüm? Bunun yerine " müslümanlığı beğendiğimi düşünmüyorum " desem mürtedliğime helal gelmez değil mi?
    Bu tanıma roman yazarım valla, ama konu gidici gibi çenemi tutayım!




  • Mürtedlik ile alakalı yanlış, daha doğrusu tarihte kalmış fetvalar paylaşılmış konuda.
    Evet eski islam devletlerinde böyle bir uygulama vakidir. Fakat bu, bir devletteki kişinin casusluk yapan birine tavrı gibidir. Yani bunu tarihin ve o zamanın şartlarında değerlendirmek gerekiyor. Ayrıca akıl yaşı gelmeden islamı seçmemiş kişiye mürtet diyemezsiniz. Böyle bir şey yok. Şayet adam akıl yaşına gelene kadar islamı seçmemişse o zaten girmemiştir dine.

    Bu gün ise mürtet ile ilgili öldürme, katletme ile alakalı uygulamalar çoğu alimin kanaati sonucu gereksiz görülmüş ve uygun görülmemiştir. İslam belli başlı basit ve temel ilkeler hariç zamana ve topluma, kültürlere ayak uydurabilir bir dindir. Dinde zorlama yoktur ve bu din hoşgörü dinidir.

    Aksi, ancak maksatlı propagandadır.

    Selamlar...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: El-Cezeri

    Mürtedlik ile alakalı yanlış, daha doğrusu tarihte kalmış fetvalar paylaşılmış konuda.
    Evet eski islam devletlerinde böyle bir uygulama vakidir. Fakat bu, bir devletteki kişinin casusluk yapan birine tavrı gibidir. Yani bunu tarihin ve o zamanın şartlarında değerlendirmek gerekiyor. Ayrıca akıl yaşı gelmeden islamı seçmemiş kişiye mürtet diyemezsiniz. Böyle bir şey yok. Şayet adam akıl yaşına gelene kadar islamı seçmemişse o zaten girmemiştir dine.

    Bu gün ise mürtet ile ilgili öldürme, katletme ile alakalı uygulamalar çoğu alimin kanaati sonucu gereksiz görülmüş ve uygun görülmemiştir. İslam belli başlı basit ve temel ilkeler hariç zamana ve topluma, kültürlere ayak uydurabilir bir dindir. Dinde zorlama yoktur ve bu din hoşgörü dinidir.

    Aksi, ancak maksatlı propagandadır.

    Selamlar...

    Fethullah hoca'dan daha iyi bildigini iddia ediyorsan bilemem. Fakat kendisinin bu konuda fetvasi var, akde ihanet oldugu icin oldurulmemiz gerektigine dair.




  • Gülen öyle diyorsa evet daha iyi biliyorum. Ama o da tam olarak sizin dediğinizi değil benim kast ettiğimi söylüyor gibi. O cümlenin hemen ardından şunları söylüyor;


    quote:

    ...Ve tamamen sistemin muhafazasıyla alâkalıdır. Devlet, belli bir sistemle idare edilir. Her ferdin hevesi esas alınacak olursa devlet idaresinden söz etmek mümkün olmaz. O'nun içindir ki bütün Müslümanların hukukunu muhafaza bakımından, İslâm, mürtede hayat hakkı tanımamıştır.
    http://tr.fgulen.com/content/view/470/3/


    Mesela Amerika kendi içinde bir Rus ajanını tespit etse ona ne yapar? Yada laik bir devlette din devleti kurmaya teşebbüs edene ne yapıyoruz? Onun gibi eskiden, din devleti varken bu tür uygulamalar olmuştur.

    Fakat yine dediğim gibi artık hükümler değişmiş, zamanın ve koşulların getirdiği anlayış ile farklı bir noktada farklı bir durumdayız. Bu anlamda bu fetvalarda tarihte kalmıştır. İslam değişmez, katı hükümlere sahip değildir. Değişmeyen tek şey Allah'ın hükümleridir. Ve bunlarda basit temel mesajlardır. Anayasalar gibi... Geri kalan kanunlar ise insanların zamana ve duruma uygun düzenledikleri kanunlardır. Kanunlar her zaman değiştirilebilir. Zaman, mekan ve durum...




  • ...

    İslamda bildiğiniz gibi meshepler söz konusudur. Bu meshepler detayına inildiğinde birbirinden farklı uygulamalar, fetvalar barındırırlar ama geneline bakıldığında hepsi İslamdır ve barındırdığı farklılıklar kültürel temellidir yahut hayatı daha kolaylaştırmak içindir. Bunun muhtelif örneklerini biliyorsunuz. Mesela genelde şehirde yaşayan insanlar hanefidir, kırsalda yaşayanlar şafiidir. Hanefiler bir namahreme dokunduğunda abdesti bozulmaz ama şafiinin bozulur. Şafiinin kanı aksa abdesti bozulmaz ama hanefinin kanı aksa abdesti bozulur. Şehirde her gün insanlarla muhatap olan bir hanefi için ve kırsalda sürekli çalı, çırpı ile uğraşan şafii için bu bir avantajdır. Bunun gibi pek çok örnekler sayabilirim size.

    Ama asıl meselemize gelelim; Bu hükümler (kanunlar) kültürden kültüre nasıl değişebiliyorsa ve kültürlerde zamanla değişebiliyorsa aynı şekilde bu hükümler zamana uygun değişebilir. Bu basit bir matematik denklemidir. İslam kültürlere göre değişir=Kültürler zamanla değişir=İslam zamana uygun değişir.

    O zamanlar malesef acımasız bir dünya vardı. Bu gün medeniyet dediğimiz avrupanın en parlak çağları bile (rönesans gibi) acımasızlıklarla doludur. Yani evet böyle uygulamalar islam devletlerinde yaşanmamış demiyorum. Bunları onaylamıyorumda. Fakat bunları değerlendirirken zaman ve koşulları da doğru şekilde denkleme yerleştirmek gerekiyor. Edilmezse bunun adına vicdansızlık denir. Ve ayrıca bu günümüzü de o zamanlarla karıştırmamak gerekiyor. Onun adına da geri kafalılık denir.

    Önemli bir rica; Lütfen bu mesajlarıma sırf iş olsun diye cevap yazmayın. Tartışmak için değil paylaşmak için yazdım. Rica ile...

    Muhabbetle...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi El-Cezeri -- 13 Temmuz 2012; 4:25:42 >




  • Arkadaşlar şeriatın en mükemmel şekilde uygulandığı tek bir dönem var oda Osmanlı imparatorluğunun parlak dönemleridir. Adalet ve hak çerçevesi içerisinde gerekli cezalar ve aflar uygulanmıştır. Nedense insanların aklına şeriat deyince kesin ve katı kuralların bulunduğu bir yapı algılanıyor. Aslında tam tersi şeriat adı üzerinde Allah'ın kanunudur ve kesinlikle en affedici yöntemlerin bulunduğu bir düzendir.

    Suçu ve cezası ne olursa olsun tüm cezaların uygulanmasından önce yapılan tespitler vardır. Suç işleyen kişinin tekrar toplum arasına sağlıklı bir şekilde kazandırılacak bir ışık varsa bu mutlaka değerlendirilirdi. Örneklendirecek olursam;

    Devlet hırsızlık yaparken yakalanan bir kimsenin elinin kolunu anında kesmezdi. Şeriatta da zaten böyle bir şey yok. Bu suç ile yakalanan kimse için önce "neden" yaptığı araştırılır, ihtiyacından dolayı bu yola başvurduysa iş imkanı sağlanırdı. Bu gibi girişimlere rağmen aynı suçtan 3.kez yakalanan bir kimsenin önce parmaklarından bir kaçı kesilir tekrarında el bilekten kesilirdi.

    Bu sadece ufak bir örnek. Merak eden arkadaşlar şeriatı incelediklerinde nasıl bir sistem olduğunu ve sadece Osmanlı'da hakkı ile uygulandığını görecektir. Şimdiki bazı orta doğu ülkelerinde uygulanan şeriatın sadece adı var kendisi yoktur.

    Saygılar..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Exnuc

    Devlet hırsızlık yaparken yakalanan bir kimsenin elinin kolunu anında kesmezdi. Şeriatta da zaten böyle bir şey yok. Bu suç ile yakalanan kimse için önce "neden" yaptığı araştırılır, ihtiyacından dolayı bu yola başvurduysa iş imkanı sağlanırdı. Bu gibi girişimlere rağmen aynı suçtan 3.kez yakalanan bir kimsenin önce parmaklarından bir kaçı kesilir tekrarında el bilekten kesilirdi.


    Mesela bu ayrıntılar neye ve nelere göre belirlenmiştir? Kuran'da bu şekilde ayrıntılı olarak mı geçmekte?
  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.