Merhaba arkadaşlar. Bugün sizlere yıllardan beri yaşadığımız ve çözümü olmayan bir derdimizi anlatacağım. Bazı bilgileri değiştireceğim, şimdiden belirtmiş olayım. Konum İstanbul. 1992 yılında A ilçe belediyesinden alınma tapusu olan arsamıza 1993 yılında inşaatı başlamış ve akabindeki süreçte tamamlanmış ve tek seferde değil, sonradan ilaveli toplam üç katlı bir konutumuz var. İlk inşaatın ruhsatı A ilçe belediyesinden alınmak suretiyle yapılmıştır. Akabindeki süreçte ilçe sınırları değiştiği için A ilçe belediyesinden B ilçe belediyesine devrolan mahallemiz, yıllar içerisinde gelişen ihtiyaçlar sebebiyle B ilçe belediyesinden alınmış inşaat ruhsatı ile binamız bakım onarımdan geçirilmiş ve kat yapılmıştır. Söz konusu işlem B ilçe belediyesinden alınan inşaat ruhsatı ile sağlanmıştır. Sonraki süreçte yine B ilçe belediyesinden alınmış olan inşaat ruhsatı ile yeni kat yapılmış ve konutun tüm inşaat faaliyetleri 2008-2009 yılında sona ermiştir. Akabinde gelişen süreçte, ilçe sınırlarının tekrar değişmesi sebebiyle bu kez mahallemiz ve bölgemiz C ilçe belediyesine devrolmuş ve yeni bir ilçe kurulmuştur. Yeni bir ilçe kurulurken, önceki belediyelerden süre gelen parselasyon problemleri de yeni ilçe belediyesine aktarılmıştır. Problemin detaylarından bahsedecek olursam; 1)Parselimiz maalesef hisseli bir parseldir ve ortak sayısı 50 nin üzerindedir. Söz konusu parselin içerisinde tapu sahibi olanlar olduğu gibi, tapu sahibi olmayanların da bulunduğu bilinmektedir ve parselin büyüklüğü 20 bin metre kare üzerindedir. 2)Parselasyon çalışmasının yapılamamasının sebebi olarak, ilgili parsel içerisinde kaçak binaların olduğunu ve bu binalar yıkılmadığı sürece parselasyon yapılamacağını veya o kişilere hazine yerinden satış yapılmak suretiyle ilgili alanın boşaltılarak yapılabileceğini, aynı zamanda arsa veya bina sayısı örneğin yüz olduğu halde hak talep eden sayısının iki yüz olması (birden çok satış) sebebiyle evvela bu mülkiyet sorununun çözülmesi gerektiği belirtilmektedir. Ancak bu sorunların çözümü noktasında bir gelişme sağlanamamış olup, C ilçe belediyesinin bu durumdan muzdarip birkaç parsel daha olduğu bilgisini paylaştığını da belirtmek isterim. 3)Söz konusu parselin şahıs tapulu parsel olduğu, hazinenin veya belediyenin hiçbir suretle konuya dahil olmadığı, Çevre Şehircilik Bakanlığından ve İBB den alınan bilgiye göre ise söz konusu alandaki tüm yetkinin C ilçe belediyesinde olduğunu ve konuya dahil olamayacakları bilgisini hem Çevre Şehircilik Bakanlığı hem de İBB birimleri iletmiştir. 4)İlgili ilçe belediyesinin tüm yetkili birimleri ile görüşmeler yapılarak, sorunun çözümüne dair öneriler alınmıştır. Bunlardan birincisi ada bazında parselasyon yapmaktır. Ancak bunun için çoğunluk gerektiği bilgisini iletmiş bulunmaktalar. Aynı zamanda tüm tapu sahiplerinin bir araya gelerek, parsel içerisindeki tapusu olmayan ve kaçak durumundaki kişileri bir şekilde oradan çıkarmadan bu sorunun çözülmeyeceğini de iletmişlerdir. Belediye olarak kendileri bu konuda girişimde bulunmayacaklarını ancak tüm tapu sahiplerini bir araya getirmesi için belediye başkanından randevu alınıp kendisine bu konunun anlatılmasını talep etmekteler. Bunu siz organize edin denildiğinde ise konuya karışmayacaklarını belirtiyorlar. 5)Söz konusu parsel içerisindeki tapusu olmayan ve kaçak durumundaki binalarda oturanlar hiçbir suretle Emlak vergisi de ödemedikleri bilgisi de belediyeden edinilmiştir ancak söz konusu kaçak yapıların kimler olduğu bilgisi tabiki verilmemiştir. 6)Söz konusu parselde ortalama üç yüz konut ve çok sayıda arsa bulunmaktadır. 7)2010 yılı içerisinde, diğer tapu sahipleri ile birlikte mahkeme süreci başlattık ve mahkeme tarafından yapılan keşifler neticesinde, 2016 yılında mahkeme taleplerimizi haklı bularak, mahkeme kararına göre tarafımıza arsa tapusu verilmesini ve metrekare bilgileri ile tapuya işlenmesine karar verdi ve yeni tapular aldık. Yani böylelikle, önceki ilçe belediyelerinden alınmış olan her şeyin geçerliliği sona erdi ve yeni verilen tapudaki parsel ve ada bilgilerine göre yeniden kayıtlanmış olduk. 8)Mahkeme, tarafımıza inşaat ruhsatı veren A ve B belediyelerinin avukatlarına ve o dönem belediye başkanlıklarında görevli olanları mahkemeye davet ederek, hisseli bir yerde nasıl inşaat ruhsatı verdiklerini ve bu konularla ilgili araştırmalarını ve bilgi ve belgelerini talep etti. Onlar da mahkemeyi uzunca süre oyalamak suretiyle bilgi ve belge araştırdıklarını ama arşivlerinde bulamadıkları gibi nedenler öne sürerek bizlere verdikleri inşaat ruhsatlarının sahte olabileceği yönünde ima yaptılar. Ancak mahkeme heyeti bilir kişiye başvurarak söz konusu inşaat ruhsatı ve ödenen harçlarının gerçek olduğunu tespit etti. 9) Bina tapusu alabilmek için, C ilçe belediyesinin parselasyon yapması gerektiğini, bunun için C ilçe belediyesi ile görüşülmesini öneren mahkeme, davayı kapattı. Tarafların itirazları neticesinde Yargıtay a gitti ama Yargıtay tarafından karar onaylandı ve arsa tapuları herkese yeniden, güncel parsel ve ada bilgileri ile verildi. İlçe belediyesi mahkeme boyunca her zaman şu ifadeyi vermiştir, mevcuttaki parsel metrekareleri yol kaldırım kesintileri ile veya kesintisiz hiçbir surette hak talep edenlere yetmemekte demiştir. Yani 100 adet arsa ve konut düşünülürse, hak talep eden sayısı 200 olduğu için ilçe belediyesi bu sorunları çözemediğini aktarmıştır. 10)Parselasyon çalışmaları için başvurulan ilçe belediyesi, ellerinde her türlü ölçüm ve metrekare bilgilerinin mahkemece verildiğini, buna göre imar planında işlem yapacaklarını ancak parsel içerisindeki kaçak yapılar sebebiyle bunu yapamadıklarını, kendileri bunu yapmak istediklerinde mutlaka birilerini mağdur edeceklerini (bazılarının metre bazında diğerine payının geçmesi gibi) ve eşit şekilde parselasyon yapılamayacağını, belediyenin hiçbir şekilde bu konuya karışmadığını, ilçe genelinde benzer şekilde yerlerin olduğunu ve mahkemeye başvurmamız gerektiğini, yol ve kaldırım kesintileri ile sorunun daha da büyüyeceğini, belediyenin istediği takdirde bu sorunları birkaç ay içerisinde çözebileceğini ama kesinlikle bu işe karışmadığını, çünkü yıkım yapması gerektiğini ve yıkımların daima siyasi ve otorite kayıplara neden olduğunu, ayrıca parselasyon yaparken metre bazında hak kayıplarının ve kazançlarının olduğunu (tarafların) bu sebeplerle de bu işlere karışmadığını ve mahkemece çözümlenmesi gerektiğini iletip başka da bir bilgi paylaşımı yapmamaktadırlar. Ancak Cimer den başvurulması halinde daima "parselasyon çalışmaları sürmektedir" diye yanıtlamaktadırlar. 11)Bu sebeplerden dolayı, "paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesi" konulu davamız 2016 yılında açılmış olup, daha sonrasında 2019 da kapatılmıştır ve dosya aktarımı ile 2019 da "ortaklığın giderilmesi" yönünde yeniden mahkeme süreci devam etmektedir. 12)Tapuda 50 den fazla kişinin kaydı olduğu için, bu taraflar birbiri ile de itilaflıdır. Örneğin 20bin metrekare üzerinde beş bin metrekaresi olan da bulunmakla beraber, iki yüz metrekare yeri olan da bulunmaktadır. Tarafların birbiri ile de itilafı bulunmaktadır. Bu sebeple mahkeme süreci uzamaktadır. İtilafların en büyük sebebi ise, örneğin beş bin metrekare yeri olan tek bir ada istemekte, bölünmüş vaziyette istememektedir. Bir taraf ise satış yoluyla ortaklığın giderilmesini talep etmektedir. Bizlerin talebi ise, metrekare bilgilerinin , konutlarımızla eşleştirilmesi yani yerin korunması yönünde talebimiz bulunmaktadır. Yani özetle bu davada herkesin talebi farklı şekillerdedir. 13) Söz konusu süreçler devam ederken maalesef ki hiçbir şeyden faydalanamıyoruz. Mesela Çevre Bakanlığının 18 uygulaması bu parselde uygulanamıyor çünkü yeterli donatı alanı yok.Toki ve Kiptaş bu parselde çalışma yapamayacağını söylüyor. Örneğin kentsel dönüşüm projeleri kapsamında da binanızı dönüştüremiyorsunuz zira hisseli parselde hiçbir şekilde dönüşüm olmuyormuş. Belediye de bir müteahhit ile anlaşılsa veya kişinin kendisinin dönüştürmek istemesi dahil inşaat ruhsatı vermeyeceğini beyan ediyor. 14)C ilçe belediyesinden alınan bilgiye göre, bina başına da yıkılsa hiçbir şekilde inşaat ruhsatı verilemeyeceğini, hisseli parselde yapım izninin olmadığını, mevcudiyetteki yapıların ancak parselasyon sonrası dönüştürülebileceğini beyan etmektedir. Hatta parsel içerisinde acil riskli yapılar da olup, bu insanlara binanızı yıkarız ama yeniden yaptırmayız denmektedir. Ayrıca kira yardımı gibi şeylerden de faydalandırılmıyor, gerekli tüm birimlerden bilgi alınmıştır. 15) İbb nin yerinde dönüşüm projesine de başvurulmuş olup, hiçbir suretle hisseli parselde işlem yapılamayacağını beyan etmişlerdir. İbb nin İmar Müdürlüğü ile de görüşülmüş olup, tüm yetki C belediyesinde olduğu için hiçbir şekilde karışmayacaklarını beyan etmektedirler. 16)İlgili ilçe belediye başkanı vermiş olduğu roportajda ise, hisseli parsellerdeki sorunların çözümü noktasında çok çalıştıklarını ama bu işlemlerin çok uzun sürdüğünü beyan etmektedir. 17) Geldiğimiz süreçte, ilgili C ilçe belediyesinin yetkili makamlarına durumumuzu ve akıbetimizi sorduğumuzda adeta kendilerine küfür edilmiş gibi muamele etmektedirler ve başlarından sağmaktadırlar. Yani özetle, "size söylenebilecek her şeyi söyledik buraya gelmeyin" tarzında konuşmaktadırlar. 18)Çevre Bakanlığı İstanbul Kentsel dönüşüm Müdürlüğü ile de görüşülmüş olup, İbb deprem raporunda söz konusu parselimizin olduğu mahallenin işaret edildiği ve acil dönüştürülmesi gerektiği bilgisi bahsedildiğinde, tüm yetkinin ilgili C ilçe belediyesinde olduğunu ve karışamayacaklarını beyan etmektedirler. 19)Kişisel müracaatımız sonucu, konutumuzda yaptırdığımız kolon ve deprem testlerinden binamız başarıyla geçmiştir. Özel firmaya yaptırmış olduğumuz bu test her ne kadar binamızın sağlam olduğunu gösteriyor olsa da, binamızın yapısal bazı sorunları bulunduğundan ötürü yeniden yapmak talebindeyiz ancak bu taleplerimiz tamamen reddedilmektedir ve gerekçeleri üstte sıralanmaktadır. Hiçbir suretle olduğundan daha fazla daire yapalım talebimiz yoktur, yani rantsal değil tamamen kişisel bir dönüşüm talebimiz vardır. 20)Parsel içerisinde konutu ve arsası olmadığı halde bulunulan hak talepleri ile ilgili ortaklığın giderilmesi davası sürmektedir. Ayrıca ilgili parselde birden fazla satış olduğu da belirtilmektedir. Kaçak yapıya sahip, hiçbir suretle emlak vergisi vs. ödemeyen kişiler için ise mahkeme herhangi bir değerlendirmede bulunmamıştır ve bu konu da şu an ortaklığın giderilmesi davasında incelenmektedir. 21)A ve B ilçe belediyelerinden alınmış inşaat ruhsatlarımız olduğu halde bina tapusu alamıyoruz, parselimiz hisseden ayrılmıyor. Bu durumda C ilçe belediyesi bizlere sadece şunu söylüyor, "size karışan eden yok oturuyorsunuz zaten" diyorlar. Yani şahıs parseline/ada bazında parsele geçemiyoruz ve yardımcı da olunmuyor. 22)İBB İmar Müdürlüğü, bizim durumumuzun birebir aynısından İstanbul genelinde yüzlerce parsel olduğunu belirtip, hepsinde aynı sorunlar olduğunu belirtmiştir ancak yetkinin birçok noktada ilçe belediyesine ait olduğu belirtilmektedir. 23)İlgili parsel üzerinde 5000 imar planı olup, 1000 imar planı yoktur ayrıca imarda ham toprak görünmektedir. Bunun yanı sıra rezerv yapı alanı içerisindedir. Yol ve kaldırım kesintileri yoktur. (Bilgi güncellemesi : 1000 imar uygulaması varmış 2010 yılına ait) 24)İlgili ilçe belediyesi, çözüm noktasında şunu da önermektedir. Örneğin siz parselden çıkmak istediğinizde size belediyeye ait yerlerden satış yaparak taksitle ödeme imkanı sunmaktadır. Böylece hak talep eden sayısını düşünüp yeterli sayıya düşüş olduğunda parselasyon çalışmasını şahıs veya ada bazında yapmanın daha kolay olacağını belirtmektedirler. Elbette vatandaşın rızası bu yönde değildir. Örneğin hiçbir surette emlak vergisi ödemeyen ve belediyede kaydı olmayan ve binası kaçak olanlar "zaten bedava oturuyorum neden para vereyim" şeklinde belediyeye dönüşler yapmaktalarmış. Burada mağdur olanlar tüm her şeyi resmi olanlar diyor belediyedeki görevliler. Yani biz ve bizim gibiler. Hatta belediye çoğu arsa sahibine satın kurtulun diyormuş. Evi olana bunu demiyorlar zira evi olanların evini kaybetme gibi mağduriyet yaşaması çok düşük ihtimalmiş ama arsalar için bir garanti kimse veremezmiş üstte anlattığım vaziyetlerden ötürü. Arsaların yol ve kaldırım kesintileri için kullanılabileceği gibi alternatifler görüşülüyormuş. Değerli arkadaşlar, Elbette atladığımız, eksik anlattığımız kısımlar olmuştur. Sorularınız var ise mutlaka yanıtlamak isterim. Atladığımız yerler hakkında da uyarırsanız, ne kamu kurumlarına ne de kimseye hak geçmesini istemem. Saygılarımla. Not: Görüş, önerilerinizi yazmaktan çekinmeyiniz. |
Bildirim