Şimdi Ara

Platon'un varlık anlayışı ve ahiret inancı benzerliği

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
10
Cevap
0
Favori
413
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Platon'a göre maddeler ancak gölge ve ilizyon. Maddelerden ziyade gerçek olan aslinda idealardır. Yani gerçek tözümüz idealar dünyasında bekliyor. Maddesel evrendeki her şey İdealar dünyasındaki tözümüzun bulanık bir yansıması. Baktığımız ekranın bile aslını göremiyoruz. Gözümüze gelen sinyaller beyne ulasiyor, cozumlenen sinyaller beyinde görüntü algısını oluşturuyor. Gorduklerimiz bile aslinda bir elektrik sinyali karmasasindan ibaret. Kisacasi gördüğümüz ekran bile aslında onun bir kopyasi olarak bize ulasiyor, Bu felsefe size ahiret inancını anımsatıyor mu ? (Bu hayatın gelip,geçici olması,rüya olması, gerçek bizin ahirette bekletildiği yönünden)

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >



  • Kendisi osiris rahiplerinin rahlei tedrisatından geçmiş biridir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ne demek oluyor bu ?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • İnsan nufuz edemez. Yani Özünde çerçeveyi görür. Zira nesneyi ölümsüzleştirmek onun resmetmekten öte değildir. Mona Lisa ancak bu şekilde ölümsüz olur hafızalarda yer eder.

    Teorik olarak biz derinlik algısına değil yüzey algısına sahibiz. Bi şey üstümüze basmış ve yüzeyler birlikte kare kare görüntülerin 24 fps hız kazarak akıcı bir görüntü oluşturması sağlanmış benzer.

    Bana kalırsa bu açı bir kısım şeylerin açıklaması olması bakımından kainatı film makaralarına bölmekte. Buna neden olan ise ışığın kaynağı değil yansıtıcısı olmalı.

    Mesela ay bu açıdan iyi örnektir. Işığın aslı ile onun yansıtılmış hali bakımından gece oluşan anlam meal kainatın totalindeki durumu en iyi yansıtır.

    Yani kaynak güneştir ancak kainat bazlı olarak düşünürsek ay en manidar kaynak tanımıdır.

    Buna göre biz yansıtılmış ışığın aydınlattığı kadarını görürüz. Asli kaynağın aydınlattığı yüzey bize göre yüzey sorunudur zira yüzeye yapışık olduğumuzdan asli kaynak bizi yüzeyle birlikte kör eder. Işık körü oluruz.

    ............

    Diğer kısma da eğiliriz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Belkide bitki olduktan sonra sahibimiz bizi tekrar doğurur ? keza yokken varolmustuk

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • benzemesi ile alakası yok.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • yaratıcı seni yaratmadı o bitkiyi ve sonrasında hayvanatı yarattı ve sen ister istemez bunların fiziksel sonucu olduğundan onun tarafından yaratılmış kabul edildin diyelim.

    yani yaradan bitkiyi yarattı hayvanata ve insanımısya istiva etti tecelli etti.

    .........................

    fark açısından bitki ve hayvanın anlamını öğrenmek lazım. bitkiler oksijen yapar yerinde durur gel desen gelmez git desen gitmez sakin sukun canlılar. hayvanat ise biraz farklı sessiz sakini de var vahşiyane olanı da.

    insanımsı ise sessiz sakin kendi halinde olanı da var vahşi olanı da.

    ............................

    burası cennet olsa idi bir seçilim yapmak lazım gelirdi. bitkiler mübarek hayvanlar ve tertip düzen içindeki insanımsılar bu cennetin elemanları olurdu.

    bu durum eğer ki tercihlerdeki son noktayı oluşturma ile karşı karşıya bırakılsa bitkiler makul anlamda kuşlar işe birlikte tek canlı olarak dünyada kalırdı denebilir.

    zira insanımsı olan bizler güvenilmez varlıklarız. hayvanatın bir kısmı bizde türeme olgusunu her daim canlı tutuyor ve ölüm denen şeyin doğumla anılması nedeni ile ölüm denen hali canlı tutuyor.

    ............................

    bu açıdan yaradanın nişanı şuna benzer. bir ağaç bir ruzgarla hareketlenir ve yaratıcı bunu dua gibi algılarsa ruzgarın yerine bir kuş gönderir.

    buradaki betimleme bakımından yaratılış özünde bir duadır denecektir.

    ............................

    ilk insandan bu yana bir şeylere dua ederiz ve bu ortak ülkü adına iyi yaşamak savaştan açlıktan zulumden kaçınmak vs. gibi istemlerimiz var. bu duaların bir şekilde kendi dışımızdaki varlığa çarpan ve yansıyan aksulamel cevap bulan halleri mevcut.

    bu cevaplar bizim bir şekilde yalnız olmadığımızı ileri sürmüş olmalı.

    ...........................

    2 yıl anne sütüyle beselenen ben anne baba denen şeye bağlı iken zamanla fiziksel özüm olan bitki ve hayvanata kayışla tabiatın bir neticesi olmaya başlarım.

    bu açıdan ebeveyn mantığım değişir. tam bu noktada yaratılışa bakma gerekliliği mevcut.

    bana göre yaratıcı bitki ve hayvanatı ceza nevinden esası diyn günü şeklinde okunan amaçla yarattıya benziyor. biz zamanla o cezanın yaratılışına evrilince de biz bu sorgunun ortasında kalıyoruz.

    aslında bizim yani insanımsının vadesi çoktan doldu. yani dünyada kalmamız gerekiyordu. fakat türemedeki ısrar bu sonu uzaklaştırmak yerine daha acılı ve zorlu senaryolara neden olacak şekilde uzattı.

    ..................................

    ilk insanın ilk ve son insan olması gerekiyordu ya da her insan ilk insan gibi okunacaktı. her iki ayrıksı senaryo bile ilk insan denen şeyin kemal manası konusunda sürece zamana ihtiyaç duyması yönünden sıkıntılara neden verdi de denebilir.

    ilim son raddeye geldi diyelim. bi ilim adamı diyecek ki bugün körlüğümüz bitti artık gerçeği görebiliyoruz. veya artık akıl önünde engel bırakmadı veya artık kainatın sesini duyabileceğiz.

    dikkat edilirse kör sağır akledemeyen safhasına dahi geçememişken birden meleklerden üstünlük alegorisi haliyle bizde sıkıntılara neden verdi denebilir.




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.