Aracımın hoparlörlerini orjinal soket ve yükseltici kasnağını koruyarak değiştirdim. Tecrübelerimi paylaşıyorun.
Sebep, geçen ara tatilde yüksek sesle müzik dinlerken sağ ön hoparlörün sesi bozuldu. Körük ya da spider sorunu diye düşünmüştüm ama değilmiş. Herhangi bir sorun yok ama yüksek seslerde ses bozulmaya başlamıştı. Daha önce de sağ arka kapı hoparlörünü elden geçirmiştim. Onun sorunu ise yüksek kısık farketmeksizin belli titreşimlerde ses cızırdıyordu. Her ne kadar revize etsem de bir zaman sonra tekrar bu cızırtı başlıyordu. Ha şunu da söyliyeyim bunu belki çoğu kişi farketmez anlamazda. Sadece ses konusunda titiz olanlar anlar.
Baktım olmayacak anlaşılan hoparlörlerinin de bir ömrü var. Ya malzemesi ya da hoparlörlerin göbek kısmı plastik olduğundan bir deformasyon oluşuyor. İş bittikten sonra farkettim ki spiderlerin yapışma yerleri gevremiş. Bu arada orjinal hoparlör parça kodu 281440015r. Araçta Arkamys 3D ses ssistemi var ve yüksek seste gayet yeterli. Baslı müzikleri yüksek sesli dinlerim, bunun da etkisi vardır.
Uzun süre araştırdım orjinali tekrar mı alsam diye. Orjinali bulamadım. Araç Grand Scenic III. Bulsam da kim bilir ne zaman üretildi. Megane, fluance gibi modellere ve hatta uyabilecek audi vs araçların hoparlörlerine de baktım. Ama araçtaki hoparlör çok yüksek ve kapı döşemesine kadar uzanıyor. Böyle bir yükseltici kasnak ya da uyumlu hoparlör yok.
Araçta tweeter zaten ayrı. O nedenle tweetersız ve kaliteli bir 16cm hoparlör aradım. Orjinal hoparlörün çapı, iç kısmı, yüksekliği vs ölçmüştüm. Orjinal gibi olabilecek uyumlu hoparlörü uzun zaman araştırdım. Teknik özellikleri ve uluslararası dahi kullananların yorumlarını okudum özellikle bass performanslarınu izledim. Aracıma en uygun olarak Pioneer TS-G1610F modelini seçtim.
Kapı döşemesini söktükten sonra ilk iş olarak hoparlör körüğünü ayırdım.
İpek kabloları havya ile yerinden ayrıdım.
Hoparlör mıknatısı tutan ayakları kasnak tarafından kestim ve iç kısmı komple dışarı çıkardım geride piyasada bulamayacağımız yüksek kasnağı kaldı.
Kasnağın kenarındaki 3-5mm lik çıkıntı kısmınıda kestim ve yüzeye sıfırladım.
Hoparlörü bağlantı kısmı soket tarafına gelecek ve görüldüğü üzere bir vide bağlantı noktası tam olarak sokete denk gelecek şekilde yerleştirdim. Dıştan dışa tam birebir oldu.
Bu şekilde karşılıklı 4 vida atacağım deliklerden havya ile işaretledim.
İşaretlediğim yerleri vida girecek kadar tekrar havya ile genişlettim.
Hoparlör setinin içinden çıkan vidalama karşılık metal parçalarının büyük delik kısımını üste, vida tutan tarafını vida deliğininin altına gelecek şekilde havya ile plastiği eriterek yerleştirdim.
Üst kısımda çıkıntı yapmasın diye metal parçayının vida üstündeki uv kısmınu havyayla ısıtarak plastiğe gömdüm.
Vidaları yerine sürüp kontrol ettim. Sıkıntı yoktu.
Bağlantı kablolarını 8 cm civarı kestim ve uclarını açtım ve kıvırdım. Kısa kesmemşn sebebi içerde fazla kalıp titreyip cızırtı yapmasın diye. Montaj için yeterli.
İpek kablonun bağlantj lehimlerini soktüğüm yerdeki fazla lehimi, lehim pompasıyla temizledim. Bu kısımda lehimlemeden önce her kablonun dolanacağı ikş çentik var. Bunların ağzı açık olmalı. Her iki kablonunda ucunu bu çentiklerden geçirip yerleştirerek lehime hazır hale getirdim. Bu arada artı ucu yeşil kabloya, eksi ucu diğer kabloya gelecek şekilde yerleştirmeli. Soketi kalın olan kablo artıdır. Fotoğtaflarda sol taraf artı uc oluyor.
Tek seferde lehimi yedirerek yapıptım. Fazla oyalanmamalı zira plastik soket eriyebilir.
Hoparlörün tam kenar kısmındaki kapak takma girintisinşn altı, kasnak üzerinde tam olarak kestiğimiz kenara den geliyor ve esas temas noktası burası. Bu kısıma çepecevere ince bir şekilde DAYSON siyah mastik sürdüm. Hem yapıştırsın hem de akustik açıdan en önemlisi arka ile ön arasında titreşimin geçeceği boşluk kalmasın.
Hoparlörü yakın tutarak, dayson mastiğe değmeden kablo soketlerini taktım.
Yavaşca hoparlörü vida deliklerine denkleyip yerine koydum.
Kaymaması için bir elim hoparlörü tutarken, diper elimle karşılıklı 2 vidayı yerine taktım ve yeteri kadar çevirdim. Diğer 2 vidayı da takıp çevirdim.
Müzik açtım ve kontrol ettim.
Durum şu.
Ses kalitesi güzel.
Derin basları güzel vurabiliyor.
Yüksek seste dahi baslarda bozulma yok.
Sonuç gerçekten de güzel oldu.
Sonrasında
Vida kafalarını 1 er cm gevşetip dayson sürdüm ve geri sıkıladım. Aynı şekilde boş kalan vida deliklerini de dayson ile doldurdum. Burdaki ama hoparlörün arka kısmındaki hemen titreşimin öne gelmemesi.
Vidaların sıkılığını tekrar kontrol edip tatlı sert seviyede bıraktım. Sonuçta plastik abanırsak olacak belli.
Kenarlardan dışarı taşan dayson mastiği parmak ucumla çepecevere yedirerek düzledim. Açıklık var mı diye kontrol ettim, yoktu. Olsaydı oraya dayson sıkıp parmağımla yedirecektim.
Kapı döşemesini tekrar taktım.
Ve mastiğin donması için bir gün bekledim.
Ayrıca orjinal hoparlör kasnağı değişmedi.
Orjinal soketi de değişmedi.
Yeni hoparlörlerde herhangi bir modifiye yapılmadı.
Yeni hoparlörler döşemedeki kağışığına tam denk geldi.
Hem orjinal gibi, hem orjinalinden daha iyi oldu.
Salak saçma fiyatlı, bulması da zor orjinal hoparlörlere de mahkum kalmadık.
Ücretsiz Masaüstü Apartman Yönetim Programı
Öncelikle bu konu başlığı sadece burda bahsedilen programa aittir.
Apartman yönetim sistemi, web sitesi, uygulaması satıcıları reklam ve pazarlama amaçlı mesaj yazmasınlar. Aradığını bulmak isteyenlerden ağır küfür yedikleri belli ve kulakkları çınlatabilir. Böyle konulara b.. sineği gibi üşüşüyorlar.
Programa birden fazla yönetim tanımlanabilir.
Bir yönetim altına birden fazla blok ve bağımsız bölüm tanımlanabilir.
Gelir-Giderler işletme defteri bazlı olup, muhasebeleştirme yıllık dönemler halindedir.
Gelir giderleri alt kalemlere göre takip etmenizi sağlar.
İşletme defteri sayfalarını hazır yazılı çıktı olarak verebilir.
Banka hesap hareketlerini toplu içe aktarabilir.
Gelirlere(aidatlar-diğer) kısmi yada parça parça ödeme kabul ve takip eder.
Gecikmiş ödemelerin ödenen kısmına anında gecikme tazminatı uygulayabilir.
vb. daha birçok kolaylaştırıcı özellik vardır.
Saygılarla. Mantıklı istek ve taleplerinize açığım. Gerekirse whatsapp üzerinden yazarak ulaşmanız tercihimdir.
Çok saçma ama windows 10 da bir güncelleştirme sonrası tarayıcıda ve windows gezgininde çalışan klavye başlat arama kısmına, ayarlar arayüzündeki herhangi bir yerde wifi şifresi girilwn yerde yani kısacası windows 10 un yeni sistem arayüzünde çalışmaz oldu.
Çözüm olarak Microsoft Türkiye’nin işe yaramaz ekibi ise işe yaramayan sıfırlama, sistem geri yükleme öneriyorlardı.
Çözümü başka biryerden buldum.
C:\windows\sysyem32\ctfmon.exe dosyasını çalıştırın herşey bir anda düzeliyor.
Peki bu normalde neden çalışmıyor? İsterseniz bağlangıç klasörüne kısayolunu atabilirsiniz.
Bunu kontrol eden bir hizmet buldum ve elle başlatmaya ayarlanmış, normalde otomatik olmalı ki her bilgisayar başladığında çalışsın. O zaman hiçbirşey yapmaya gerek kalmıyor.
Bu bilgiyi burdan alıp kendi bulmuş gibi yazan çakallarra selam olsun.
Dokunmatik Klavyeyi ve El Yazısı Paneli....
Touch Keyboard and Handwriting Panel...
10 senelik bir çalışma süreci sonucunda ki aslında 8-9 sene yazları 2 ay çalışmadı yani 8 senelik çalışma sonunda diyelim bosch kgn57a00ne buzdolabımda ortaya çıkan durum. Halbuki aldığımda ekstra ücret verip 7 yıl garanti uzatması yapmıştım, sanki arızaları buna göre ayarlıyor mit i aklıma geldi, neyse.
Başlık açarken alt üst diye belirtmedim. Çünkü benim dolabımda derin dondurucu kısmı altta, birçoğunda da üstte oluyor. Bahsettiğim problem günlük kullanılan kısmın soğutmaması. İlk önce dolapta meyve kokusu farkettim, 2-3 gün sonra iyice arttı ve belirgindi. Yeşillikler sarardı çöpe gitti. Bir iki kap içindekilere baktığımda küflenme gördüm. İşte soğutma kesilmesi bir anda olmayınca insan farketmiyor. Ula dedim bir gariplik var bu işte aklıma hemen soda şişeleri geldi. Aldım elime hafif bir serinlik var. İç taraftaki her şeye elledim, bildiğin ılık gibiydi. Balkona çıktım valla balkon daha soğuk baktım dışarısı 3 derece. Aman allahım buzdolabı bozulmuş! Hemde o ara temaslı olduğumuzdan karantinadayız ilk haftası anca bitmiş.
Hemen aklımdan senaryolar geçmeye başladı gırtlak tan bir what can i do sometimes, öhö öhö... Dedim balkonu kullansak dışarı soğuk ama ev güney cephe ve kışın gündüzleri dahi balkon içeriden daha sıcak. O olmaz napalım, servis çağırsak karantina bir türlü, %90 ihtimalle yiyeceğim kazık hayalimden canlandı içime sinmedi o diğer türlü. Ayrıca genelde aman bişey olmaz diye bir yerleri kırıyor eğiyor bir daha o cihazdan hayır gelmiyor orası da var.
Dedim ben bunu yapayım elim yatkın ama bu nofrost, uzay teknolojisi gibi bişey herhal nasıl olacak derken öğrencilere veremediğiz kendi kendine öğrenme becerileri eldivenlerimi taktım ve açtım interneti. Youtube dan yabancı sayfalara kadar ki ingilizce okuduğumu anlarım herşeyi okudum. Meğer bu nofrost normal dondurucunun fanla tek merkezden kanalllarla soğutmalı türü, arada bir de merkezdeki soğutucunun üzerindeki buzları eriten rezistansı olan zavallı bir makineymiş .. Bi de üzerinde elektronik kontrol kartı var.
Eskiden mekanik olan birçok parça ise elektronik sensörler haline gelmiş ki elektronik zaten uzmanlık alanlarımdan biridir.
Bu arada bazı gizemli şeyler çok öncelerden başlamıştı. Bu sorun olmadan evvel 1-2 hafta önce alt derin dondurucu kapağının tam kapanmadığını farketmiş, bir iki uğraşmış olmayınca aman nolcak en fazla elektrik faturası azcuk fazla öderiz diye boşvermiştim. Aslında bir ara ayar yapmaya çalıştım ama menteşelerde oynama ve boşluk yoktu ki ama bir şekilde menteşe kısmındaki milimlik oynama kapak ucuna doğru 3-4 milim aşağı düşme yapıyor ve manyetik fitiller metal kısmı görmüyor tam yapışmıyordu. Hani o ŞAK!!! kapanma sesi var ya o tam gelmiyordu. . Elden gelen birşey yok dedim ama meğer kelebek etkisi böyle başlıyormuş, nerden bilebilirdim. Ama bu sorunu çok sonra çözdüm onu da sonda açıklayacağım.
Şimdi aklımda kurduğum bozulma senaryosu şu şekilde olmalı idi: Derin dondurucu kapağındaki milimlik aralıktan içeri giren evin nemli havası, hemen giriş yerindeki evaporatörün kanallarından çekilerek burada soğumuş ve üzerindeki nemi oraya kar olarak bırakmış. Bu karlar zamanla çoğalarak evoperatörün hem derindondurucu hava giriş kısmını hem de soğutucu bölümden gelen hava giriş kısmını tamamen kapatmış. Evopuratör kapağının hava giriş kanalları kısmı kardan dolayı şişmiş nerdeyse. Evaporatör hava geçişi yönünden bloke olmuş. Hava çeken fan çalışıyor ama soğutucu bölümüne havayı çekip göndermiyor.
Peki buzdolabının buz çözme işlevi yani defrost işlevi devreye girerek neden buna engel olamadı?
Normalde buzdolabı arada bir kat küt diye sesler çıkarıyordu, bildiğin kemik kırar gibi ses çıkarıyordu. Ama son zamanlarda bu sesi pek duymadığımı da fark ettim.
Neyse buzluktakiler dışarı çıkarıp üzerinei yalıtım amaçlı örtük. Daha sonra evoperatörün üzerindeki plastik kapağı açtım ama kapak yerinden çıkmıyordu sebebi ise üzerindeki karın çok fazla olması ve sıkışmış olmasıydı. Az bir aralayıp saç kurutma makinesi ile yavaş yavaş tüm karı erittim. Saç kurutma makinesini sürekli aynı yerlere tutmamaya dikkat ettim çünkü buzdolabının iç plastiği ısıya karşı çok hassas. Kar tam eridikten sonra rezistansı yerinden çıkardım ve ölçü aleti ile ölçüm. Belirli bir ohmaj değeri gösterdiğinden dolayı çalıştığına kanaat getirdim. Kısa devre yada açık devre gösterseydi hasarlı sayacaktım. Daha sonra buzdolabına topladım ve çalıştırdım. Normal soğutucu bölümüne soğuk havanın geldiğini fark ettim, hem de gayet iyi üflüyordu. Sorun çözülmüş görünüyordu.
Ta ki yaklaşık 2 hafta sonra tekrar aynı sorunu vermeye başlayana kadar. Bu sefer sürekli takibimde idi, evoperatörün olduğu kısma bakıp kar durumunu izliyordum. İlk başta pek karlanma yoktu ama garip bir şekilde eski buz kırma seslerini hiç duymaz olmuştum. Sonra bir baktım bir anda hava kanalları yine tıkanacak kadar karlanmış. Hemen buzluktakileri dışarı çıkartıp tekrardan karı erittim ve bu kısımda bulunan diğer iki parçayı da kontrol etmeye karar verdim. Bunlar termal sigorta ve defrost sensörü idi. Bu arada bu arızalarda yaklaşık 2 hafta süre tekrarlama için belirgin...
Yaptığım ölçümler sonucunda ikisinin de arızalı olduğunu anladım. Termal sigorta 72 dereceye ayarlı bir termik sigorta idi ve o dereceyi bir kez görünce atıyor ve değiştirilmesi gerekiyordu. Defrost sensörü ise ntc tipi bir ısı sensörü idi. Bunlar elektronik uğraşan birisi için çok karışık parçalar değildi ama çalıştığı yerler göz önüne alındığında kablolama ve yalıtım özellikleri bunları özel parçalar kılıyordu. Üstelik ikisinin birden arızalanması garipti. Araştırdım ve nasıl olduğunu mantıklı bir şekilde açıklayabilecek duruma geldim. Aslında burada buzdolabını tasarlarken bir hata yapıldığında ortada. Bosch mühendisleri burda bşr durumu öngörememiş, o nedenle aynı sorun siemens ve profiloda da sık görülüyor. Özellikle rezistans yapısı yeri yoğunluğu ve sensör yerleşimi ile ilgilş olabilir bu. Tam hatayı ve sebebini anladım kendilerine yazarım.
Senaryo şu şekilde gerçekleşmiş olmalıydı: İçeri giren nemli hava soğuk evaporatör ile ilk karşılaştığı yerde, yani tam hava kanallarının giriş kısmında yoğunlaşarak burada karlanma yapıyordu. Evopuratörün geri kalan kısmında ise bu kadar karlanma yoktu yani dengesiz bir karlanma söz konusu oluyordu. Defrost sensörü ise tam bu karlanmanın olduğu bölümde bulunuyor, yani ön tarafta. Buzdolabı zamanı gelip defrost işlemine geçtiğinde rezistansı ısıtmaya başlıyor ve derost sensörü ile bu sıcaklığı izliyordu. Normalde üzerinde buz varken eriyene kadar sıcaklık pek yükselmez ve buzlar tamamen eridiğinde ise belli bir dereceye, bu da sanırsam 8 derece geldiğinde sıcaklığı algılayıp rezistansı kapatıyor olmalıydı. Ama işler o şekilde gitmedi Rezistans ısınmaya başlayınca evaporatörün arka tarafında bulunan az miktardaki buzu hemen eritti ve sonrasında arka tarafının sıcaklığı hızla yükselmeye başladı. Yoğun karlı olan ön taraftaki erime ise henüz tamamlanmadığından burdaki sensör rezistansın ısıtmasını durdurmadı. Ne zaman ki sensör sıcaklığı hissetmeye başladı rezistansın çalışmasını durdursa da arka tarafta oluşan ve biriken yüksek ısı hızla öne doğru ilerlemeye devam etti ve sensörümüzün arızalanmasına sebebiyet verdi. Evopuratördeki oluşan aşırı ısınmadan dolayı da termal sigorta atarak rezistansın enerjisini kesti ve buzdolabının yanmadan kurtardı. Belki de termal sigorta bir sonraki defrost işleminde de yanmış olabilir. Şöyle ki defrost sensörü arızalanınca sürekli düşük sıcaklık algılayıp rezistansı evoperatörü 72 derece çıkaracak kadarçalıştırmış da olabilir.
Sonuç olarak hem termal sigorta hem de defrost sensörünün değişmesi gerekiyordu ve 60₺ internetten sipariş edip değiştirdim. Hiçbir parça kırılmadı, tırnaklar atmadı, yalama olmadı, zorlama olmadı. Evopuratörün alüminyum levhaları bile takarken olması gerektiği gibi dümdüzdü. Servisler bişey olmaz etki etmez deyip hiç dikkat etmiyorlar. Çoğu beyaz eşya tamircisine bunların neden bozulduğunu sorsanız bu işin mantığını açıklamıyorlar. Sadece bunlardaki sorun budur, bunlar değiştiğine düzelir diyorlar. Zaten markalara göre yapılan klasik arızalar var oradan biliyorlar.
Yani buzdolabının derin dondurucu kısmının kapağındaki milimlik aralık bakın başımıza ne gibi işler açtı. Bu kapağıda tam kapanır hale getirdim hem de basit bir şekilde. Kapağın alt menteşesinin üzerinde buzdolabını dengeye alma ve sabitleme ayağı koymuşlar. Normalde bunu kullanmadığımızdan ve dolabı yerine çıkarıp gitmek de kolaylık olsun diye kullanmıyorduk ama menteşe üzerindeki ayağı çevirerek yere temas ettirip yüke aldığımızda belki milimlik bir esneme sayesinde kapağın tam yerine oturduğunu fark ettim. Sağlı sollu bu ayakları yere temas ettirerek dolabı dengeyi aldım. Tüm sorunlar çözülmüş oldu....
İnşallah birilerinin işine yarar.
Videosunuda link veriyorum:
Krank kasnağı düz bir kasnak değildir. Orta kısmı ile dış kısmı arasında darbe emici özelliği olan kauçuk bir katman bulunur. Görevi ise ilk çalışmada yada ani yüklenmelerde krank mili hız değişimini v kayışına ve bağlı diğer elemenlar yumuşak iletmektir.
Eğer aracınızda bu tip bir krank kasnağı varsa ki yüksek ihtimaldir, bu parçanın ömrü motor ömrü kadar değildir.
Şimdi düşünürsek triger kayışını neden değişiyoruz, çünkü malzemesinin bir ömrü var, işte bu krank kasnağı da içinde benzer malzeme içerdiğinden bir ömrü var.
Nasıl ki zamanı gelen triger kayışını değişmezseniz belki 3-5 sene daha gidebilir ama çok riskli bir durum olduğunu tahmin edersiniz. Krank kasnağı da değişmezse hiçbirşey olmadan devam edebilir ama günün birinde iyice sağlamlığını kaybetmeye başlar.
Ya motorda rölantideyken harıltı, lokurtu, titreme sesi başlatır ve sesin kaynağını bulmanız da zor olabilir. İçteki kauçuk özelliğini kaybettiğinden v kayışı aşırı titreşim yapmaya başlar v kayış gergisi bunu tolere etmeye çalışsada başarısız olur. Motor düşük devirde yüke binerse ki klima, direksiyon çevirme gibi bu daha da artar. Aşırı titreşimli v kayışı diğer bağlı kasnakların ki klima şarj dinomosu gibi bilyalarını, balansını bozabilir. Hatta krank miline zarar verebilir. V kayışı atabilir yada kopabilir.
Yada kasnak içindeki kauçuk sıyırır ve krank mili dönmesine rağmen kasnak dışı dönmemeye başlar. İçteki kauçuk sürtüne sürtüne sesle beraber duman çıkarabilir. V kayışı durur ve bundan güç alan şarj dinomosu, direksiyon gibi kıısmlar çalışmaz hale gelebilir, kazaya dahi sebebiyet verebilir.
Gördünüz mü triger değişiminde ek işçilik ödemeden değişebileceğiniz kasnağı değiştirmediniz ve tekrar işçilik ödeyeceksiniz ve belki yolda kaldınız allah korusun kaza yaptınız. Zaman kaybettiniz ve belki bu sorunu bulana kadar huzur kaybettiniz. Daha da kötüsü yukardakilerden birisi başınıza geldi ve çok daha fazla masraf ettiniz.
Üstelik ustalar kasnağa şöyle bir bakıp bunda bişey yok demiş de olabilir. Tecrübeli ve akıllı usta bulmak zor.
Unutmayın en iyi tamir bakımdır.
Yetkili servis çıkışında yapılan son kontrollerde üçüncü stop lambasının yanmadığını ve baktırmamı söylediler. Kendim kontrol ettiğimde lambaya elektrik geldiğini tespit ettim ama düzgün yanmıyor arada zayıf parlamalar yapıyordu. Lambayı ayrıntılı kontrol için söküp çıkardım ve ledlerden birinin arızalandığını farkettim. Biri yanmayınca diğer ikiside yanmıyordu.
Basit bir smd led arızası, arar bulurum en olmadı kırmızı şerit ledlerin üzerinden söker hemen hallederim diye düşündüm. Devreyi inceleyince valeo marka olup 3 ledin de seri bağlı olduğunu ve aradaki dirençlerden bu ledlerin 60mA akımla çalıştığını tespit ettim. Şerit ledler üzerindeki bileşen değerlerinden 20-30mA gibi bir akımla çalıştığını biliyordum. Yine de bir tane takıp denedim. Beklediğim gibi normalden daha parlak yandı ama kırmızı olmasına rağmen orjinal ledler gibi kızıl değildi. Zaten yerine yerleştirdiğimde de laborjinaller kırmızıyken sanki bu beyaz yanıyor gibi görünüyordu.
Uzun lafın kısası piyasadan bulduğum herhangi bir kırmızı ledi taksam yüksek akımda çalıştığından ilerde tekrar arıza verecek bi daha uğraştıracak, yada devre üzerindeki direnç değerlerini komple değiştirip ona göre piyasa ledi kullanacaktım. Yada bu devre üzerindeki herşeyi söküp üzerine şerit led yapıştırıp bağlantısını yapacaktım.
Stop lambası 3 ledden ışığını alıp onu dağıtan bir de optik parça içeriyordu ve devre onun üzerine montajlı idi. Dedimki iyisimi ben bunledin aynısını bulayım, orjinal olsun. Ama led o kadar küçüktükü üzerinde bir model numarası yoktu. İnternette uzunca bir araştırma yaptıktan sonra bu ve birçok araçta kullanılan 4 ayaklı ortak katotlu ledin modelini buldum. LSE6SF-V2BA-1-1 yada LS E6SF-V2BA-1-1 olarak geçiyor. Osram süper kırmızı automotive led olarak tanımlanmış.
Bu model ledler renault, bmw, Nissan, audi vs birçok aracın lambalarında kullanıldığını da farkettim. Yani öyle her ledi kullanmıyorlar. Zaten diğerleri red, bunlar süper red diye geçiyor ve akım, ışık dalga boyları vsvsvsvs hepsi farklı.
Bu parçayı zaten bulunduğum şehirde bulamadım, internetten türkiyenin en büyük elektronik malzemecisi diye geçinen firmaları tek tek aradım ama yok. En son aliexpress den getirmek durununda kaldım. Ürünler gelince de diğer iki ledi de sökerek 3 ledi de yeniledim ve test ettim harika çalışıyordu.
Devreyi yerleştirip lambayı arabaya taktım. Takarken çerçeve contasının eskidiğini ve aralandığını farkettim. Aten basınçlı suyla yıkadıktan sonra arka camda damla izleri görüyordum, burdan alıyormuş. Contayı söküp temizledim. Denk geldiği yere şefaf uv dayanımlı kaliteli silikonu çepeçevre sıktım ve lambayı yerleştirdim. Tam ortaladıktan sonra taşan fazla silikonları peçeteyle alıp, düzeltip taşanları sildim ve kurumaya bıraktım.
Günün birinde sökmek gerekirse silikon engel olur diye düşündüğünüzü biliyorum. Aklınızda bulunsun pet şişeyi kesip elde ettiğiniz bir parçayı bıçak gibi kullanarak silikonu ayırarak sökebilirsiniz.
Şu an elimde 2 tane çıkma, 2 tane yeni LSE6SF-V2BA-1-1 ledlerden mevcut uygun bir fiyata verebilirim.
Evde Hoparlör Tamiri
|
|
Grand Scenic 3 - III Xenon Ampül Değişimi D1S
|
Son Giriş: 2 ay önce
Son Mesaj Zamanı: 3 ay
Mesaj Sayısı: 138
Gerçek Toplam Mesaj Sayısı: 172
İkinci El Bölümü Mesajları: 4
Konularının görüntülenme sayısı: 107.941 (Bu ay: 2.232)
Toplam aldığı artı oy sayısı: 52 (Bu hafta: 0)
En çok mesaj yazdığı forum bölümü: Motorlu Araçlar Dünyası