Bazen şu şiiri keşke ben yazsaydım diye düşünüyorum fakat bu adamın kafasını benim diyen her omuz taşıyamaz. Keşke radikal olmasaydı da aynı milletten olmakla şeref duysaydım. Sokaktayım kimsesiz bir sokak ortasında Yürüyorum ardıma bakmadan yürüyorum Yolumun karanlığa saplanan noktasında Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar İn, cin uykuda yalnız iki yoldaş uyanık Biri benim biri de serseri kaldırımlar İçimde damla damla bir korku birikiyor Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler Kaldırımlar çilekeş yalnızların annesi Kaldırımlar içimde yaşamış bir insandır Kaldırımlar duyulur ses kesilince sesi Kaldırımlar içimde kıvrılan bir lisandır Bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum Ben gideyim yol gitsin ben gideyim yol gitsin İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler Tak tak ayak sesimi aç köpekler işitsin Yolumun zafer takı gölgeden taş kemerler Ne sabahı göreyim ne sabah görüneyim Gündüzler size kalsın verin karanlıkları Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim Örtün üstüme örtün serin karanlıkları Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya Alsa buz gibi taşlar alnımdan o ateşi Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi Ekstra: Renk koku ses ve şekil ötelerden haberci Hayat mı bu sürdüğün kabuğundan ezberci Yaşamak zor ölmek zor erişmekse zor mu zor Çilesiz suratlara tüküresim geliyor! |
Bildirim