Şimdi Ara

Rekabet kurulunun arabacıları ceza vermesi hakkında Ege Cansen yazısı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
667
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • quote:


    850 milyon liralık rekabet cezası

    GEÇEN hafta Rekabet Kurumu Başkanı Profesör Nurettin Kaldırımcı, rekabet ihlallerinden bugüne kadar kesilen cezanın 850 milyon lirayı bulduğunu söyledi.

    Bunun 460 milyon lirası 2011 yılı içinde verilmiş. 460 milyon liranın 277 milyon lirası da otomotiv sektöründeki şirketlere kesilmiş. Başkanın verdiği bilgiye göre, rekabet ihlallerinden en çok soruşturma açılan sektörler bakımından ulaştırma (herhalde otomotiv buna dâhildir) ilk sırada geliyormuş. İkinci sırada gıda ve üçüncü sırada çimento sektörleri yer alıyormuş.

    OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE REKABET

    Eğer bana birisi Türkiye’de en sert rekabet hangi sektörde var diye sorsa, cevabım otomotiv olurdu. Hemen, hemen dünyanın tüm otomotiv üreticileri Türkiye’de at koşturuyor. Bu sektörde har hangi bir firmanın bırakın tekelci güce sahip olmasını, oligopolistik (birkaç büyük firmanın anlaşmalı hareket etmesi hali) bir yapıdan da bahsedilemez. Otomotiv sektörü tümüyle dışa açıktır. Bu sektörde büyüklerin ezdiği veya ezebileceği yavru firma yoktur. Çünkü piyasa payları ne kadar küçük olursa olsun, faaliyette bulunan firmaların istisnasız hepsi yabancı güçlü kuruluşlardır. Sektöre giriş engeli yoktur. Pek tabii çıkmak da serbesttir. Pekiyi nasıl oluyor da en çok rekabet ihlali bu sektörde yaşanıyor ve otomotiv şirketlerine ağır cezalar kesilebiliyor. Ben bunu anlayamadığıma göre burada “rekabet ihlali” denen eylemin tanımı konusunda benimle kurum arasında ciddi bir fark demektir.

    ANLAŞMALI FİYATLANDIRMA

    Öncelikle Rekabet Kurumu’na yabancı bir kişi olmadığımı zikretmem gerekir. İlk başkanlardan Profesör Tamer Müftüoğlu ve şimdiki başkan Profesör Nurettin Kaldırımcı zamanında kurumu ziyaret ettim. Çalışmaları hakkında birinci elden bilgi aldım. Hatta iki kez de kurum çalışanlarına düşüncelerimi anlatma imkânım oldu. Rekabet Kurumu, “Rekabetin Korunması” Kanununa göre kurulmuş ve o çerçevede görev yapan “yetkileri çok geniş” adeta mahkeme niteliğinde bir kuruluştur. Kurumun üç temel görev alanından birincisi, aynı sektörde çalışan firmaların, aralarında anlaşarak tabiri caizse rekabette “şike” yapmalarına engel olmaktır.

    REKABET, REKABETİN KURDUDUR

    Serbest rekabeti bozan en büyük etken bir piyasaya belli bir firmanın hâkim olması ve bu hâkimiyetini kötüye kullanmasıdır. Böyle bir durumun oluşabilmesi için, boğaz boğaza bir rekabet yaşanması ve güçlü olan firmanın en yakın rakibinden başlayarak diğer firmaları kârsızlığa ittirerek ezmesi hatta sektöre yeni girecek rakipleri caydırması gerekir. Hâlbuki “uyumlu eylem ve karar” yani fiyat zamlarını ve bayi kâr marjlarını danışıklı tespit, her firmaya “yaşam alanı bırakmak” demektir. Yani bunların ikisi bir arada olamaz. Türkiye otomotiv sektöründe o kadar çok firma vardır ki; “uyumlu hareket” etmek imkânsızdır. Kuvvetler öyle dağılmıştır ki, “korunması gereken” zavallı bir otomotiv şirketi de yoktur.
    Son Söz: Bir sektörde firma sayısı yeterliyse, rekabeti ayrıca hukukla korumaya gerek yoktur.







  • O zaman biri bana her markada vergisiz fiyatın Avrupa vergisiz fiyatından yüksek olduğunu açıklasın. Gümrük + Kargo'dan daha çok fark mevcut. Avrupa'lı bayi ve distribütörün maaş ve kira masrafları daha fazla. Buna rağmen durum çoğu markada bu değil mi?

    Ya distribütörler, ya bayiler, ya da doğrudan üreticiler bir cinlik çeviriyor. Bayiler yapamaz. Sayıları çok fazla. Ama distribütörler veya üreticiler Türkiye pazarı için böyle birşey yapabilir.

    Reno-VW-Ford veya Hyundai-Kia-Chevrolet, denk arabalarında kıyasıya rekabet etmeleri gerekirken fiyatlar onu göstermiyor. Bunu nasıl açıklıyorlar merak ediyorum.
  • Yazı bana da enteresan geldi onun için paylaştım.
    Rekabet kurulu otomotivcilere kestiğinde ne yalan söyleyeyim yüreğimin yağları erirdi. Ohh be derdim herifler bizi düdüklüyor devlet de bunun acısını onlardan çıkarıyor.
    Fakat Ege Cansen şunu demek istiyor sanırım. Rekabet kurulu adı üstünde rekabetin haklı seviyede olması için var. Bir firma büyüklük avantajını kullanarak diğerlerini yok etmeye çalışıyorsa veya sektördeki hakim markalar biraraya gelip küçükleri gebertecek bir yapı içine giriyorsa buna rekabet kurulu karışır. Mesela Ülkerin Cola Turkası ilk çıktığında Pepsi ve Coca Cola anlaşıp fiyat kırsa zararına satsa, bayiilerine marketlere Cola Turka sattırmasa bu haksız rekabet olurdu . Çünkü amacın Cola Turkayı silmek olduğu açık (örnek olarak verdim böyle bir şey yok) . Fakat Türkiyede otomotivde böyle bir şey olamaz çünkü hepsi dünya devi onlarca marka var ve hiç biri veya hiç bir grup fiyat kırarak bayiileri zorlayarak vs diğerlerini yoketmeye çalışmıyor çalışamaz da çünkü o kadar çok firma var ki. Rakipin çok olduğu yerde zaten rekabet kendiliğinden gelişir devletin rekabeti korumasına gerek yok.

    Biz de sorun tüketicinin fahiş karlarla çok para ödemesi ki bunun rekabet ile ilgisi yok. Aslında tüketici hakları ile de ilgisi yok talep çoksa adam istediği fiyata satar malını..

    demek istiyor sanırım..




  • Zamanında devlet ötv yi düşürmüştü bir süreliğine ekonomi canlansın diye ama uyanık otomotiv firmaları daha dogrusu hepsi anlaşarak fiyatları yükseltiler yani ötv den gelen indirimi kendileri araç fiyarlarını arttırarak kar markajlarını daha da yükselttiler!!! Devlet ne yaptı Sanki Otomotiv firmalarıyla anlaşmış gibi Hepsine ceza kesti çünkü anlaşmalı olarak fiyatları yukarı çektikleri için. Ne kadar ceze kesti 350-400 milyon tl ye yakın. Yani olan gene benim kuzu halkıma oldu. devlette kazandı otomotifviler'de. Anlayacagınız Danışıklı dövüş hesabı :)))
  • Orijinalden alıntı: Hector Priamson

    REKABET, REKABETİN KURDUDUR

    Serbest rekabeti bozan en büyük etken bir piyasaya belli bir firmanın hâkim olması ve bu hâkimiyetini kötüye kullanmasıdır. Böyle bir durumun oluşabilmesi için, boğaz boğaza bir rekabet yaşanması ve güçlü olan firmanın en yakın rakibinden başlayarak diğer firmaları kârsızlığa ittirerek ezmesi hatta sektöre yeni girecek rakipleri caydırması gerekir. Hâlbuki �uyumlu eylem ve karar� yani fiyat zamlarını ve bayi kâr marjlarını danışıklı tespit, her firmaya �yaşam alanı bırakmak� demektir. Yani bunların ikisi bir arada olamaz. Türkiye otomotiv sektöründe o kadar çok firma vardır ki; �uyumlu hareket� etmek imkânsızdır. Kuvvetler öyle dağılmıştır ki, �korunması gereken� zavallı bir otomotiv şirketi de yoktur.
    Son Söz: Bir sektörde firma sayısı yeterliyse, rekabeti ayrıca hukukla korumaya gerek yoktur.


    Alev Alatlı'nın "Safsata Kılavuzu" geldi aklıma. Bu paragraf da iyi bir safsata örneği. "Serbest rekabeti bozan en büyük etken" deniliyor, sonra da başka etken olamazmış gibi gösteriyor. Peki serbest rekabeti bozan ikinci ve üçüncü büyük etkenler önemsizler midir? Beraber fiyat belirlemek oligopolik yapı değilse nedir? Dünyanın neresinde serbesttitr? Büyük firmaların beraber fiyat berliremesi kanunen ve açıkça yasak değil midir? Bırakınız onu, Rekabet Kurumun'dan önceki dönemlerde dahi yasak değil miydi? ABD'de -mesela- Ford ve GM genel müdürleri berbaber bir akşam yemeğine katılabilitrler mi? Kamuya açık konferans dışında toplantı yapabilirler mi? Her adımları izlenmez mi?

    Sonra rekabeti "küçük firmaların ezilmesi"ne getiriyor. Problem o değil ki, rekabet etmemeleri. Beraber fiyat belirleyenler (yazarın kendisinin de çok iyi tespit ettiği gibi) rekabeti engelliyor, herkese rekabet etmeden yaşam alanı tanıyor (haliyle tüketici fiyatları da rekabetçi olmuyor). Bunu da yüksek sayıdaki firmaların anlaşamayacağı teziyle destekliyor, ne var ki bu sadece bir varsayım. Rekabet Kurumu ise davada bu anlaşmaları tespit ettiğini iddia ediyor. Görünen o ki bu iddiayı da kabul ettirebilmiş.

    Yazar Rekabet Kurumu'na yabancı olmayabilir. Bu kurumun tanıdığı olabilir (kurumsal ahbaplık artık nasıl olunuyorsa). Yazar herhalde burada rekabet konularına hakim alduğunu anlatmak istemiş ama korkarım bu da kendi içinde bir safsata.

    meraklılar için ekstra: Max Horkheimer: "Akıl Tutulması"




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.