Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
|
Hızlı 
Bildirim
>>Rover Kullanıcıları Kulübü<< (38. sayfa)
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
aya hocam araca genel anlamda baktırmak için sordum. sanki bu aralar yakıtı fazla yakıyor. aracı benzinde kullanıyorum. arabayı park ettikten sonra çiğ benzin kokusu geliyor. birde havalar ısındığından beri debriyaj sertleşmesi yaşıyorum. yardımlarınız için teşekkürler. -
dediğim gibi T4 aramayın, bir OBD bulun ve özellikle lambdayı okuyun, değerleri doğru mu?
debriyaj sertleşmesi konusunda ise, aracınızın debriyajı hidrolik mi bilmiyorum. eğer hidrolikse bakılacak yerler debriyaj merkezleri olmalı. yağ seviyeleri de önemli bu arada... yok hidrolik destekli değilse, o zaman debriyaj teli, baskı gibi elemanlara bakmak lazım... -
arabam nasıl arkadaşlar... 99 416 i
-
Rover 416Si aracımın ABS ve SRS göstergelerinde sorun var. Kontağı açtığımda çalıştırma pozisyonunda gösterge ışıkları yanıp sönüyor. Araç hareket ettiğinde sürekli yanmaya başlıyor. Bunun nedeni ne olabilir, resetleme çözüm olabilir mi?
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _hijack_ -- 21 Haziran 2012; 23:12:41 > -
Selam rover dostları nihayet sizleri buldum bende 416 si var 1997 model sizlerle burada bulaşmak güzel yeni dostluklar ve kalıcı arkadaşlıklar için tekrar merhaba 
-
benim arabam
-
işte ingiliz mercedesi
-
quote:
Orijinalden alıntı: _hijack_
Rover 416Si aracımın ABS ve SRS göstergelerinde sorun var. Kontağı açtığımda çalıştırma pozisyonunda gösterge ışıkları yanıp sönüyor. Araç hareket ettiğinde sürekli yanmaya başlıyor. Bunun nedeni ne olabilir, resetleme çözüm olabilir mi?
normalde kontak açılınca ABS ve SRS bir süre yanar, elektronik kontrol yapılır ve sistemde sorun yoksa ardından söner. eğer tekrar yanıyorsa sistemin bir yerinde bir sorun vardır ve bunlar yanıyorsa sistemler çalışmıyor demektir.
ABS'yi kolayca test edebilirsiniz. uygun bir yerde, 30-40 km hızda iken kazık fren yapın. ABS'niz devreye girmeyecektir. resetleme gibi bir işlem söz konusu değil. sorunun bulunup çözülmesi gerekiyor...
SRS : aracınızda, bu sistem dahilinde sorun çıkaracak 2 nokta var. birincisi, ön koltuklarınızın altında birer adet elektrik soketi göreceksiniz. bunlar, koltuk kemer tokalarınızda bulunan aktif gergi özelliğinin, koltuk altına gizlenmiş olan patlayıcı fişeklerine elektrik taşıyan soketlerdir. bu soketlerde yerinden çıkma, kopukluk, oksitlenme gibi bir problem olursa, ordaki sinyal devreyi tamamlayamaz ve uyarı amaçlı olarak SRS ışığını sürekli yanık tutar.
ikincisi, direksiyonun üzerindeki hava yastığının hemen altında bir SRS direksiyon makarası vardır. bu parça, dönen bir disk ve içinde sarılı bir flexible kablodan ibarettir. direksiyon miline monteli ve sabittir. direksiyon üzerindeki havayastığının ateşleme elektriği ve yine direksiyonda bulunan korna düğmelerinin elektrik bağlantılarını, gövdeye taşır. malum orada sürekli dönen bir direksiyon var ve bu kablolar gelişigüzel bir şekilde gövdeye geçirilecek olsa, direksiyonun dönmesi sonucu kablolar dolanır ve kopar. bunu aşmak için yapılmış bir parçadır ve içindeki kablo direksiyon döndük zemberek gibi sarılır ve açılır. böylece sorunsuz bir elektrik geçişi sağlanır. bu parça da zamanla ömrünü tamamlar ve flexi kablonun içindeki uçlarda kopukluk oluşur. bu durumda yine aybnı koltuk altı soketlerde olduğu gibi, devre tamamlanmayacağı için ikaz ışığı yanık tutulur. bu ışık sürekli yanık olduğu sürece sistemde sorun vardır ve SRS sistemi kaza anında çalışmayacak demektir.
sorunun nerden kaynaklandığının bulunup, düzeltilmesi gerekir...
ABS : Bu sistem ise kabaca tekerleklerde bulunan hareket sensörleri ve bir beyinden oluşur. bu sistemin olası sorunları pek beyinde çıkmaz. daha ziyade sorun tekerlerdeki sensörlerde ve o sensörleri karşılayan poryolarda olur.
sistemin her bir tekerlekte birer sensörü vardır. bu sensörler, darbe yöntemiyle çalışırlar. hemen karşısında duran bir çeşit dişliye (tekerlek poryosu) elektromanyetik sinyal gönderir ve geri dönen sinyale bakarak tekerleğin dönüp dönmediğini beyne iletir. bu sensörlerden herhangi birinde ya da birkaçında, kablolarında kopukluk oluşursa ya da herhangi bir nedenden dolayı sensör veya poryo yerinde kayar ve birbirini doğru açıda görmezse, sçnyal alınamaz ve sorun olduğuna hükmedilir. son dönemlerde tekerleklerinizden bir ya da birkaçında sökme takma veya benzer bir şeyler yapılmışsa ya da bu bölgeleri bir yerlere sürtmüşseniz bahsettiğim problemler oluşmuş olabilir. aracı lifte kaldırıp, iyice bir kontrol edip, sorunu gidermek gerekiyor...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aya -- 25 Haziran 2012; 1:51:33 >
-
quote:
Orijinalden alıntı: aya
quote:
Orijinalden alıntı: _hijack_
Rover 416Si aracımın ABS ve SRS göstergelerinde sorun var. Kontağı açtığımda çalıştırma pozisyonunda gösterge ışıkları yanıp sönüyor. Araç hareket ettiğinde sürekli yanmaya başlıyor. Bunun nedeni ne olabilir, resetleme çözüm olabilir mi?
normalde kontak açılınca ABS ve SRS bir süre yanar, elektronik kontrol yapılır ve sistemde sorun yoksa ardından söner. eğer tekrar yanıyorsa sistemin bir yerinde bir sorun vardır ve bunlar yanıyorsa sistemler çalışmıyor demektir.
ABS'yi kolayca test edebilirsiniz. uygun bir yerde, 30-40 km hızda iken kazık fren yapın. ABS'niz devreye girmeyecektir. resetleme gibi bir işlem söz konusu değil. sorunun bulunup çözülmesi gerekiyor...
SRS : aracınızda, bu sistem dahilinde sorun çıkaracak 2 nokta var. birincisi, ön koltuklarınızın altında birer adet elektrik soketi göreceksiniz. bunlar, koltuk kemer tokalarınızda bulunan aktif gergi özelliğinin, koltuk altına gizlenmiş olan patlayıcı fişeklerine elektrik taşıyan soketlerdir. bu soketlerde yerinden çıkma, kopukluk, oksitlenme gibi bir problem olursa, ordaki sinyal devreyi tamamlayamaz ve uyarı amaçlı olarak SRS ışığını sürekli yanık tutar.
ikincisi, direksiyonun üzerindeki hava yastığının hemen altında bir SRS direksiyon makarası vardır. bu parça, dönen bir disk ve içinde sarılı bir flexible kablodan ibarettir. direksiyon miline monteli ve sabittir. direksiyon üzerindeki havayastığının ateşleme elektriği ve yine direksiyonda bulunan korna düğmelerinin elektrik bağlantılarını, gövdeye taşır. malum orada sürekli dönen bir direksiyon var ve bu kablolar gelişigüzel bir şekilde gövdeye geçirilecek olsa, direksiyonun dönmesi sonucu kablolar dolanır ve kopar. bunu aşmak için yapılmış bir parçadır ve içindeki kablo direksiyon döndük zemberek gibi sarılır ve açılır. böylece sorunsuz bir elektrik geçişi sağlanır. bu parça da zamanla ömrünü tamamlar ve flexi kablonun içindeki uçlarda kopukluk oluşur. bu durumda yine aybnı koltuk altı soketlerde olduğu gibi, devre tamamlanmayacağı için ikaz ışığı yanık tutulur. bu ışık sürekli yanık olduğu sürece sistemde sorun vardır ve SRS sistemi kaza anında çalışmayacak demektir.
sorunun nerden kaynaklandığının bulunup, düzeltilmesi gerekir...
ABS : Bu sistem ise kabaca tekerleklerde bulunan hareket sensörleri ve bir beyinden oluşur. bu sistemin olası sorunları pek beyinde çıkmaz. daha ziyade sorun tekerlerdeki sensörlerde ve o sensörleri karşılayan poryolarda olur.
sistemin her bir tekerlekte birer sensörü vardır. bu sensörler, darbe yöntemiyle çalışırlar. hemen karşısında duran bir çeşit dişliye (tekerlek poryosu) elektromanyetik sinyal gönderir ve geri dönen sinyale bakarak tekerleğin dönüp dönmediğini beyne iletir. bu sensörlerden herhangi birinde ya da birkaçında, kablolarında kopukluk oluşursa ya da herhangi bir nedenden dolayı sensör veya poryo yerinde kayar ve birbirini doğru açıda görmezse, sçnyal alınamaz ve sorun olduğuna hükmedilir. son dönemlerde tekerleklerinizden bir ya da birkaçında sökme takma veya benzer bir şeyler yapılmışsa ya da bu bölgeleri bir yerlere sürtmüşseniz bahsettiğim problemler oluşmuş olabilir. aracı lifte kaldırıp, iyice bir kontrol edip, sorunu gidermek gerekiyor...
Aya hoca,senden 620 cevabını almama rağmen,nedense 820 bana daha çekici geliyor.Ama hem yabancı forumlardan okuduklarım,youtube da görüntü altı yorumlardan okuduklarım biraz çekindiriyor.Rover'ın amiral gemisi 820 bence öyle bir araç değil.Bakımsızlık,iyi kullanmama gibi etkenler yüzündendir diye kendimi avutuyorum diyeyim.
820'nin kronik bir sorunu var mı bildiğin,motor ömrü,turbosunun markası eğer doğru öğrenebildiysem Garrett'miş,kaliteli diye biliyorum.Turbo ömrü vs biraz bahsedermisin 820'den.
-
800 serisinde kullanılan motorlar, 600 serisinde de kullanılıyor. si versiyonlarda honda'nın 2 litrelik motoru ve ona eşlik eden yine honda'nın otomatik şanzımanı ile sorunsuz... ti serileri ise, markanın yine 620ti, 220 turbo coupe gibi versiyonlarında da kullanılan 2 litrelik turbo beslemeli 200 hp'lik, hondanın motorlarından geliştirilen T serisi motorlar. yani esasen 80 ile 600 arasında, kasa dışında çok bir teknoloji ya da özellik farkı yok...
turbo motorlar malum olduğu üzere, biraz daha nazlı motorlar ve ülkemizde genellikle sizin de dediğiniz gibi doğru olmayan kullanım tarzlarından dolayı kötü ünlenmiş, sorunlu zannedilen motorlar. oysa, ben bu motorların 100 bin km'lerde bitirildiğini de gördüm, üzerine tornavida değmeden 350-400 binleri görenlerini de...
yani evet dediğiniz gibi, sorun motorlardan ziyade kullanım şekillerinden kaynaklı. yoksa rover, marka olara ürünlerinin nerdeyse tamamında malzemeden kaçmayıp, parçalarını dünyaca ünlü markalardan temin etmiş bir marka.
turbolar garret gibi dünyanın sayılı turbo üreticisinden,
süspansiyonlar, önlerde mcphaerson, arkalarda wishbone ki bunlar da dünyada süspansiyon konusunda üzerlerine laf söylenemeyecek üreticiler,
benzin pompaları dünyanın en iyisi; walbro...
motor içi taşıyıcı aksamlar AE, elektronik aksam LUCAS, kavramalar LUK gibi ünlü markalar...
tüm bunlara rağmen rover'lar sorun çıkarıyorsa, birileri bir yerlerde bir şeyler yapıyor demektir bu...
benim 800 serisi yerine 600 serisi tavsiyemin nedeni, kasa boyutları (sınıf) olarak şehir içi kullanımlara daha uygun olması, satışta 800'e göre 600'lerin daha çok tercih ediliyor olması, 600'lerin 800'den sonra da üretildiği için daha yüksek model yıllarının bulunması gibi nedenler. yoksa 800 serisinin kötü olduğu gibi bir izlenim bırakmak istemem ki böyle bir şey de yok.
dolayısıyla, eğer gönlünüzden geçen bir 800 serisi ise, kimseyi dinlemeyin, ben de dahil. hayatta bazı şeyler vardır, eğer zamanında yapılmazsa sonra yapılmasının bir anlamı, önemi, güzelliği, özelliği, keyfi kalmaz. araba da bunlardan biri. hep bir spor araba hayal etmiş birisine 50 yaşından sonra ferrari verseniz de bunun, onun için bir ehemmiyeti kalmaz...
dolayısıyla eğer gönlünüzde bir 800 varsa ve buna bugün binmezseniz, bir 5-10 yıl sonra belki de alacak 800 bulma şansınız bile kalmayacak. onun için, buna bugün hevesliyseniz, çok ciddi ve geçerli bir sebep olmadıkça heveslerinizi ertelemeyin derim... 10-20 yıl sonra "zamanında bende rover 800 vardı, güzel günlerim oldu onunla" demenin karşılığı paha içilemez olabilir...
tabii, öncelik her zaman söylediğimiz gibi alınacak aracın, sorunsuz, iyi kullanılmış ve temiz olması. yoksa maalesef bu keyif isteği bir zulme dönüşebiliyor...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aya -- 4 Temmuz 2012; 14:29:23 >
-
quote:
Orijinalden alıntı: aya
800 serisinde kullanılan motorlar, 600 serisinde de kullanılıyor. si versiyonlarda honda'nın 2 litrelik motoru ve ona eşlik eden yine honda'nın otomatik şanzımanı ile sorunsuz... ti serileri ise, markanın yine 620ti, 220 turbo coupe gibi versiyonlarında da kullanılan 2 litrelik turbo beslemeli 200 hp'lik, hondanın motorlarından geliştirilen T serisi motorlar. yani esasen 80 ile 600 arasında, kasa dışında çok bir teknoloji ya da özellik farkı yok...
turbo motorlar malum olduğu üzere, biraz daha nazlı motorlar ve ülkemizde genellikle sizin de dediğiniz gibi doğru olmayan kullanım tarzlarından dolayı kötü ünlenmiş, sorunlu zannedilen motorlar. oysa, ben bu motorların 100 bin km'lerde bitirildiğini de gördüm, üzerine tornavida değmeden 350-400 binleri görenlerini de...
yani evet dediğiniz gibi, sorun motorlardan ziyade kullanım şekillerinden kaynaklı. yoksa rover, marka olara ürünlerinin nerdeyse tamamında malzemeden kaçmayıp, parçalarını dünyaca ünlü markalardan temin etmiş bir marka.
turbolar garret gibi dünyanın sayılı turbo üreticisinden,
süspansiyonlar, önlerde mcphaerson, arkalarda wishbone ki bunlar da dünyada süspansiyon konusunda üzerlerine laf söylenemeyecek üreticiler,
benzin pompaları dünyanın en iyisi; walbro...
motor içi taşıyıcı aksamlar AE, elektronik aksam LUCAS, kavramalar LUK gibi ünlü markalar...
tüm bunlara rağmen rover'lar sorun çıkarıyorsa, birileri bir yerlerde bir şeyler yapıyor demektir bu...
benim 800 serisi yerine 600 serisi tavsiyemin nedeni, kasa boyutları (sınıf) olarak şehir içi kullanımlara daha uygun olması, satışta 800'e göre 600'lerin daha çok tercih ediliyor olması, 600'lerin 800'den sonra da üretildiği için daha yüksek model yıllarının bulunması gibi nedenler. yoksa 800 serisinin kötü olduğu gibi bir izlenim bırakmak istemem ki böyle bir şey de yok.
dolayısıyla, eğer gönlünüzden geçen bir 800 serisi ise, kimseyi dinlemeyin, ben de dahil. hayatta bazı şeyler vardır, eğer zamanında yapılmazsa sonra yapılmasının bir anlamı, önemi, güzelliği, özelliği, keyfi kalmaz. araba da bunlardan biri. hep bir spor araba hayal etmiş birisine 50 yaşından sonra ferrari verseniz de bunun, onun için bir ehemmiyeti kalmaz...
dolayısıyla eğer gönlünüzde bir 800 varsa ve buna bugün binmezseniz, bir 5-10 yıl sonra belki de alacak 800 bulma şansınız bile kalmayacak. onun için, buna bugün hevesliyseniz, çok ciddi ve geçerli bir sebep olmadıkça heveslerinizi ertelemeyin derim... 10-20 yıl sonra "zamanında bende rover 800 vardı, güzel günlerim oldu onunla" demenin karşılığı paha içilemez olabilir...
tabii, öncelik her zaman söylediğimiz gibi alınacak aracın, sorunsuz, iyi kullanılmış ve temiz olması. yoksa maalesef bu keyif isteği bir zulme dönüşebiliyor...quote:
.. bir quote var uzaklarda
mcpherson ve wishbone,
süspansyon üreticisi değil belirli süspansyon tiplerine verilen genel isimlerdir
çikolatalı dondurma gibi, algida da üretir ülker de
bide rover 800 alacağınıza bir hayır kurumuna bağış yapın boşa gitmez para bari, yada şöminede yakın ısınırsınız
800 ü olanlar cami avlusuna bırakıp kaçıyo geçen birini fünyeyle patlattılar
-
quote:
Orijinalden alıntı: Son Sahibi Olursun
quote:
.. bir quote var uzaklarda
mcpherson ve wishbone,
süspansyon üreticisi değil belirli süspansyon tiplerine verilen genel isimlerdir
çikolatalı dondurma gibi, algida da üretir ülker de
bide rover 800 alacağınıza bir hayır kurumuna bağış yapın boşa gitmez para bari, yada şöminede yakın ısınırsınız
800 ü olanlar cami avlusuna bırakıp kaçıyo geçen birini fünyeyle patlattılar
aman ara ara yoklayın buraları. engin fikirlerinizden mahrum etmeyin bizi...
-
quote:
Orijinalden alıntı: aya
800 serisinde kullanılan motorlar, 600 serisinde de kullanılıyor. si versiyonlarda honda'nın 2 litrelik motoru ve ona eşlik eden yine honda'nın otomatik şanzımanı ile sorunsuz... ti serileri ise, markanın yine 620ti, 220 turbo coupe gibi versiyonlarında da kullanılan 2 litrelik turbo beslemeli 200 hp'lik, hondanın motorlarından geliştirilen T serisi motorlar. yani esasen 80 ile 600 arasında, kasa dışında çok bir teknoloji ya da özellik farkı yok...
turbo motorlar malum olduğu üzere, biraz daha nazlı motorlar ve ülkemizde genellikle sizin de dediğiniz gibi doğru olmayan kullanım tarzlarından dolayı kötü ünlenmiş, sorunlu zannedilen motorlar. oysa, ben bu motorların 100 bin km'lerde bitirildiğini de gördüm, üzerine tornavida değmeden 350-400 binleri görenlerini de...
yani evet dediğiniz gibi, sorun motorlardan ziyade kullanım şekillerinden kaynaklı. yoksa rover, marka olara ürünlerinin nerdeyse tamamında malzemeden kaçmayıp, parçalarını dünyaca ünlü markalardan temin etmiş bir marka.
turbolar garret gibi dünyanın sayılı turbo üreticisinden,
süspansiyonlar, önlerde mcphaerson, arkalarda wishbone ki bunlar da dünyada süspansiyon konusunda üzerlerine laf söylenemeyecek üreticiler,
benzin pompaları dünyanın en iyisi; walbro...
motor içi taşıyıcı aksamlar AE, elektronik aksam LUCAS, kavramalar LUK gibi ünlü markalar...
tüm bunlara rağmen rover'lar sorun çıkarıyorsa, birileri bir yerlerde bir şeyler yapıyor demektir bu...
benim 800 serisi yerine 600 serisi tavsiyemin nedeni, kasa boyutları (sınıf) olarak şehir içi kullanımlara daha uygun olması, satışta 800'e göre 600'lerin daha çok tercih ediliyor olması, 600'lerin 800'den sonra da üretildiği için daha yüksek model yıllarının bulunması gibi nedenler. yoksa 800 serisinin kötü olduğu gibi bir izlenim bırakmak istemem ki böyle bir şey de yok.
dolayısıyla, eğer gönlünüzden geçen bir 800 serisi ise, kimseyi dinlemeyin, ben de dahil. hayatta bazı şeyler vardır, eğer zamanında yapılmazsa sonra yapılmasının bir anlamı, önemi, güzelliği, özelliği, keyfi kalmaz. araba da bunlardan biri. hep bir spor araba hayal etmiş birisine 50 yaşından sonra ferrari verseniz de bunun, onun için bir ehemmiyeti kalmaz...
dolayısıyla eğer gönlünüzde bir 800 varsa ve buna bugün binmezseniz, bir 5-10 yıl sonra belki de alacak 800 bulma şansınız bile kalmayacak. onun için, buna bugün hevesliyseniz, çok ciddi ve geçerli bir sebep olmadıkça heveslerinizi ertelemeyin derim... 10-20 yıl sonra "zamanında bende rover 800 vardı, güzel günlerim oldu onunla" demenin karşılığı paha içilemez olabilir...
tabii, öncelik her zaman söylediğimiz gibi alınacak aracın, sorunsuz, iyi kullanılmış ve temiz olması. yoksa maalesef bu keyif isteği bir zulme dönüşebiliyor...
İçim rahatladı desem yeridir.Doğan,Şahin,Broadway,Toros'tan başka araç bilmediği için bizim millet,turbo beslemeli motorlara henüz alışamadılar.Daha dikkatli kullanılması gereken araçlar oysa.Çünkü,turbo ne kadar güç ürettirip,alt devirlerde yakıttan tasarruf ettirsede,günü geldiğinde eskiyen hatta yanlış kullanımlar yüzünden motora bile zarar veren bir elemandır.Bu yüzden dikkat edilmelidir.Ben daha çok TI modelleriyle ilgileniyorum Rover'ın.Çünkü 2 litre ve 200 beygir gibi rakamları veren pek otomobil yok.Olanlar çok yeni,oda orta sınıf insanları(benim gibi) ve öğrencileri zorlar hatta imkansızı kovalatır.216 ve 220 coupe modellerini de araştırdım.620 Ti modelini araştırdım.Dikkatli ve kontrollü yapılırsa,hızı severim.Sı modellerinin,benim gözümde,tek eksiği 64 beygir bence Yakıt konusu,püskürtme ile ateşlemeli motorlar oldukları için basmadıkça çok zorlamaz diye düşünüyorum.1-1.5 yıl içinde abimle arabaları ayıracağım.Bu yüzden sürekli araba araştırıyorum.Bazen hoşuma giden araçlara bakıyorum(820Ti,216-220 Coupe,Granada 2.3-2.8 V6,BMW 728i I6,Volvo S70,850 gibi),bazende biraz daha mantıklı araçlara bakıyorum(620Sı,406,Lancer,Saab,Cıvıc 1.6 SI,Stilo,Integra 1.8 gibi).Hem hep çevremde gördüğüm insanların arabalarından farklı olsun istiyorum ama değiştirmek istediğimde elimde kalmasın istiyorum.Yakıtı hep 3. yada 4. sıraya atıyorum.Çünkü öyle fellik fellik arabayla gezen biri değilim zaten.Şimdiden birçok açmazdayım.Umarım iyi bir karar veririm.
-
Birde şu var,foruma üye olurken tüm konuyu baştan sona okumuştum.Ama bazı noktaları şuan net hatırlayamıyorum.Aya hoca,sende Rover varmı ? Pirekare diye bir kullanıcı vardı ve o da merak edenlere bilgi konusunda yardım ediyordu.Onda sanırım 820 modeli vardı.Ama sende var mıydı hatırlamıyorum.Yada "kullanıyorsan,aracının modeli markası ne? Neden o arabayı seçtin?" gibi en meraklısından sorular sormak geçiyor aklımdan.
-
7 yılı aşkın süredir 218vvc coupe sahibiyim ve doğrusu kaç defa satma noktasına gelip son anda vazgeçtim. çünkü sürekli kullanıp bir süre sonra eskidi ya da yetersiz kaldı düşüncelerine dalınca çevremden birilerinin arabalarını kullanıyorum, o an kendimi resetleyip arabama geri dönüyorum ve "satmıyorum ulen, araba ölene kadar bende" deyip devam ediyorum...
sanırım zaman içinde çok aracım olacak ama bu hep bir kenarlarda duracak, 7 yılın üstüne bugün bile halen böyle düşünüyorum...
tercih etmemin ekstra bir sebebi yok, sonuçta spor ruhlu ve görünüşlü bir araç arıyordum ve gerek o dönem gerekse halen bugün bile güncel çizgilerini koruyan ve "bir coupe araç nedir? nasıl olmalıdır?" sorularına en güzel ve en net cevapları verebilen bir tasarıma sahip ve çok da keyifli bir kullanımı var. bunlar yeter de artar bile... :)
-
quote:
Orijinalden alıntı: aya
7 yılı aşkın süredir 218vvc coupe sahibiyim ve doğrusu kaç defa satma noktasına gelip son anda vazgeçtim. çünkü sürekli kullanıp bir süre sonra eskidi ya da yetersiz kaldı düşüncelerine dalınca çevremden birilerinin arabalarını kullanıyorum, o an kendimi resetleyip arabama geri dönüyorum ve "satmıyorum ulen, araba ölene kadar bende" deyip devam ediyorum...
sanırım zaman içinde çok aracım olacak ama bu hep bir kenarlarda duracak, 7 yılın üstüne bugün bile halen böyle düşünüyorum...
tercih etmemin ekstra bir sebebi yok, sonuçta spor ruhlu ve görünüşlü bir araç arıyordum ve gerek o dönem gerekse halen bugün bile güncel çizgilerini koruyan ve "bir coupe araç nedir? nasıl olmalıdır?" sorularına en güzel ve en net cevapları verebilen bir tasarıma sahip ve çok da keyifli bir kullanımı var. bunlar yeter de artar bile... :)
Abi gel sana Bertone alalım.
-
bertone ne? astra bertone mi, ferrari bertone mi? 
-
quote:
Orijinalden alıntı: aya
7 yılı aşkın süredir 218vvc coupe sahibiyim ve doğrusu kaç defa satma noktasına gelip son anda vazgeçtim. çünkü sürekli kullanıp bir süre sonra eskidi ya da yetersiz kaldı düşüncelerine dalınca çevremden birilerinin arabalarını kullanıyorum, o an kendimi resetleyip arabama geri dönüyorum ve "satmıyorum ulen, araba ölene kadar bende" deyip devam ediyorum...
sanırım zaman içinde çok aracım olacak ama bu hep bir kenarlarda duracak, 7 yılın üstüne bugün bile halen böyle düşünüyorum...
tercih etmemin ekstra bir sebebi yok, sonuçta spor ruhlu ve görünüşlü bir araç arıyordum ve gerek o dönem gerekse halen bugün bile güncel çizgilerini koruyan ve "bir coupe araç nedir? nasıl olmalıdır?" sorularına en güzel ve en net cevapları verebilen bir tasarıma sahip ve çok da keyifli bir kullanımı var. bunlar yeter de artar bile... :)
218 VVC Coupe'ler iyi araçlar,benimde görebildiğim kadarıyla.Fiyat-performans aralığında satın alınabilecek belki en iyi makineler diyebilirim internette.Astra Bertone'lere de baktım zamanında.Görüntü adına birkaç kozmetik değişiklikle çok şık görünebilir araçlar,ancak 2.2 litrelik motorları anca insana bir parça haz yaşatabilir diye düşünüyorum.Çünkü Opel,nasıl başarıyorsa,araçlarını inanılmaz hantal yapıyor.Ara hızlanmaları keyifli olan araçlarda,kendini hissettirebilen bir 0-100 km yok.Şuan bendeki 307 1.4 HDI bile,gazı dipleyince,insanı koltuğuna yapıştırıyor.Aslen,binek(sedan) araç seven biriyim.Ama Coupe modellerde çoğu zaman ilgimi çekiyor.
-
quote:
Orijinalden alıntı: aya
bertone ne? astra bertone mi, ferrari bertone mi?
Para hangisine yeterse.
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
