Siber Saldırılar ve KoRUNMa yÖNTEMleri?

SİBER SALDIRILAR ve GÜVENLİĞİMİZ için NELER YAPABİLİRİZ?? (güncel)

Daha önce yazdığım yazıyı güncellememek olmazdı bakalım elimizde neler var?

İnternet güvenliği denince akla herhalde ilk önce hesaplarımız için kullandığımız parolalar (şifreler) geliyor ve yanlış da değil ancak şifreniz ne kadar güçlü olursa olsun şifrenizi girdiğiniz server güvenli değilse ya da başka bir deyişle server hack lenirse ne olacak? Eğer dikkat ettiyseniz haberlerde sık sık “işte şu site hack lendi kullanıcı bilgileri veri tabanı internete sızdırıldı” gibi haberler duyuyorsunuzdur. Hatta hemen parolanızı değiştirin gibi uyarılar da alıyor olabilirsiniz. Bu işi ticaret haline dönüştürmüş siteler ve uygulamalar var yani kullanıcı bilgilerini internet üzerinden satışa çıkaran siteler. Şifrenizi değiştirmeniz isteniyorsa satıştaki bu sitelerin kodlarının, kullanıcıların veri tabanını pazarlayan kişiler tarafından yazıldığını düşünün. Tüm verileriniz onların kucağında, bu yüzden farklı şifreler kullanmak gerektiği gün gibi açık hale gelir ve tabi ki ara sıra şifrelerinizi değiştirip güncellemeniz gerekir.

Normalde bir sitenin kodlarında bir hırsızlık yoksa kullandığınız şifreler asla korsanların eline düşmez, belki telefon ve adres bilgileriniz gibi sitenin işleyişi için gerekli olan verileriniz sızabilir bu da aslında iyi bir durum değil ama şifrenizin çalınması kadar sizi etkilemeyecektir. Eğer kullandığınız site izin veriyorsa mutlaka ‘iki adımlı doğrulama’ yöntemini kullanın yani şifrenizi değiştirmek istediğinizde mutlaka telefonunuza ya da mail adresinize doğrulama kodu gelmesini sağlayın.

Bilgisayarınızı kullanırken bilmediğiniz ve güvenmediğiniz linklere ve mail lere tıklamayın ilk önce araştırın. Çünkü bu yollarla sisteminize, klavye hareketlerinizi karşı bir noktaya gönderen yazılım kurulabilir yani sisteminizde zararlı yazılım çalıştırılabilir. Mümkün olduğunca orijinal yazılım kullanın ve kullandığınız programları muhakkak güncel tutun.

Daha birkaç sene önce tüm dünyayı ve Türkiye’yi de sıkı etkileyen wannaCry (cryptolocker) zararlısını endişe ile izledik. Tüm Dünya’da etkili olan bu zararlı, insanlarda derin etki bıraktı. İngiltere ve Türkiye’yi de etkiledi; sağlık sistemleri! uzun süre kullanılamaz hale geldi. Türkiye’de kamu sektör Bilişim Departmanları, Microsoft’un yayınladığı güncellemeler yanında ek önlemler de aldılar. Virüs Windows İşletim Sisteminin eski versiyonlarından kalma bir izni (permission) kullanıyordu ve bu açık hızla kapatıldı ama kapatılana kadar da birçok sistemi etkisi altına aldı. Yayılan virüs bir fidye yazılımı (ransomware) idi ve daha çok kurumları hedef almıştı, çalışma mantığı ise harddiskteki verileri şifreleyerek kurumun müşterilerinin (ya da sistemde hangi bilgiler varsa) bilgilerini bloke edip verilere tekrar ulaşılmak isteniyorsa belli bir miktar fidye isteyip bilgileri geri vermekti. Virüsün yayıncısı shadow warrior her ay bir öncekinden daha tehlikeli olacağını bildirdiği virüslerini dolaşıma çıkaracağını bildirdi. Şimdi, daha fazla açığı kullandığı söylenen turnrock zararlısı bekleniyor. Yine bazı açıkları kullandığını düşündüğüm bu zararlı için neler yapılabilir?

SSL güvenlik sistemlerini kullanan bankalarda internet bankacılığı da dahil problem yaşanmaması sanırım bize ışık tutuyor. Registered ECC ram lerle SSL veri tabanı sistemleri arasındaki ilişkinin çözümünün kırılamayacağını düşünüyorum. Atomik iletkenlik ve süper iletkenlik argümanlarının gözetiminde olan bu konu için söylenebilecek çok fazla şey var. Durumu Microsoft’a bir mail atarak bildirdim.

Tehlike geçti mi tabi ki hayır çünkü paranın yüzü sıcak ve saygı değer Teknoseyir Editörü Levent Pekcan’ın bir sözünü hatırlatmak isterim “eğer bir hizmet bedavaysa hizmet sizsiniz”. Yani kişisel bilgileriniz…

İşte bu yüzden orjinal yazılım kullanın ve güncellemeleri takip edin. Bazen güncellemenin kendisi sorun çıkarabildiği için işletim sistemi çökebiliyor ki bunun için de verilerinizi mutlaka yedekleyin ve mümkünse sıfırdan işletim sistemi kurmayı (Windows, iOS, Linux… her neyse işte) öğrenin ve sisteminizde gariplik sezerseniz yüklü programlarınızı gözden geçirip gerekmeyenleri (çünkü sizin isteğiniz dışında da kurulmuş olabilirler) silin ve çökme gibi problemlere karşı Windows’u sıfırdan tekrar kurun. Ne kadar önlem alırsanız alın %100 güvenlik diye bir şey sanırım yok: verilerinizi yedekleyin…

-Recep ULURAK (Information Technology Director)

İnternet ve sosyal yaşam;

Türkiye'de ilk kez 12 Nisan 1993 tarihinde kullanılmaya başlanan internet, daha önce Amerika’da askeri amaçlarla ‘intranet’ (birbirine bağlı ve dış dünyaya kapalı sistemler) olarak kullanılmaya başlandı. Daha sonra bu sistemler de birbirine bağlanarak interneti oluşturdu ve kullanılan web-hosting hizmetleri sayesinde bu günlere geldi. Başlangıçta, kullandığımız cihazı sadece gerektiğinde ağa ya da internete bağlıyorduk daha sonra iletişim ve bilgisayar teknolojisinin de gelişimi ile cihazlarımızı sürekli internete bağlı olarak bırakmaya başladık.

Zamanla, kullanılan iletken teknolojilerinin gelişmesi ile kullanılan bakır kablolar yerini fiber optik kablolara bıraktı bu sayede artan internet erişim hızlarını karşılamak mümkün oldu. Aslında bakır kablolar ADSL ve VDSL bağlantılarda halen yoğun oranda kullanılmakta çünkü her iletim teknolojisinin kendine göre artıları ve eksileri bulunmakta ve bakır kablo maliyeti ve bakım masrafları fiber optik kablolara göre daha düşük olduğundan hemen terkedilemiyor. Öyle ya da böyle genel olarak internet hızları, işimizi yaparken artık bize engel olmuyor.

İnternetin gelişimi ile bizler gerek iş gerek eğlence amacıyla vaktimizin daha büyük kısmını internette geçirir olduk ve sosyal medya olarak da genelleştirdiğimiz paylaşım platformlarını artan oranda kullanır hale geldik. Eskiden çocuklarla sokağı özdeşleştirirdik şimdi internetle anılır hale getirdik bunun iyi yanları olduğu gibi kötü yanları da elbette bulunmakta çünkü çocukların hem dikkatlerini dağıtmak, arkadaşları ile hoşça vakit geçirmek hem de aynı zamanda konsantrasyonlarını belli bir noktaya odaklayabilmek için sokakta oynamaya da ihtiyaçları var. Çocukları oyalamak için kolaya kaçıp, ellerine tablet, telefon tutuşturmaya başladık ileride bunun ağır sonuçları olabilir sanırım bu konuya dikkat etmemiz gerekiyor.

Aynı sorunla biz büyükler de karşı karşıyayız aslında, sosyal medyada insanlar kendilerini nasıl göstermek istiyorsa onları öyle görüyoruz ve bu da kendimizi daha değersiz daha zayıf görmemize sebep olabiliyor ya da tamamen hayalden oluşmuş şatolarda yaşar hale geliyoruz, gittikçe gerçekten uzaklaşıyoruz ve bu hiç hayra alamet değil.

…Eskiden yönetimler ve siyasetçiler basını kontrol altına almaya çalışırlardı şimdi interneti. Sosyal medya paylaşımlarına bile yasak getirmeye başladılar. Hükümetler korkudan sosyal medyayı kontrol altında tutuyorlar bu anti-demokratik hareketlerin en büyüğü. İnternet ve basın %100 özgür olmalı. Hatta internet, hükümetleri denetim altında tutmalı. Hiçbir şey olmamış gibi demokratik olmayan yollara kolaylıkla başvurabiliyorlar. Sıkılmıyorlar, utanmıyorlar; özgürlüğümüzü kısıtlıyorlar özür de dilemiyorlar:S

İnternet ortamında dengelerin değişmesi acayip kolay. Çekindikleri nokta da bu zaten oy kaybetmemek. Her neyse konumuz bu değil siyasete dalıp bilimden uzaklaşmayalım.

Bunlara dikkat ederek internette vakit geçirirsek internetin zevkine varabiliriz. Aynı zamanda internet ve sosyal paylaşımlar sürekli ivmelenerek bizi daha bilinçli hale getiriyor. İnternet sayesinde bilgiye hiç olmadığı kadar yakınız merak ettiğimiz her şey bir tık uzağımızda. Bilimde de baskın duygunun merak-kuşku olduğunu düşünürsek internetin bilime olan katkısını sanırım anlayabiliriz. İnternetin icat edilmesi ile resmen çağ değişti ve artık bilgi çağındayız. Burada dikkat edilmesi gereken nokta ‘bilgi kirliliği’ ve yanlışlıkla edinebileceğimiz, bilerek ya da bilmeyerek internete yüklenmiş yanlış bilgiler. İnternetten bir şey araştırdığınızda ya da sörf yaparken sizin için önemli olan bir bilgiyi tek kaynaktan edinmeyin en az iki kaynağa bakın ve bilgiler birbiri ile örtüşmüyorsa başka kaynaklara da yönelin. Korunmak için tek çıkar yol var bilimden uzak durmamak ve araştırmak…

noLIMIT

@LEON-X@bipekkan@Provisioner@brev@testerenecmi

Merhaba,

*K\#R_NationalSecurityAgency ve *K\shadow warrior daha önce bahsettiğim gibi yeni ve potansiyel çok açıklı bir zararlı yayınlayacaklarını duyurdular. Terminallere ve server lara bulaşabilecek bu zararlı için neler yapılabilir. ECC ve reklam izinleri veri tabanının da hedeflenebileceği göz önünde bulundurulursa tedbirli olunması uygun olabilir diye düşünmekteyim. crossFirmsPERMISSIONs uygulamaları ve buradaki potansiyel tehlikeli protokoller bir kez daha gözden geçirilebilir. En azından geçici bile olsa burada bir düzenlemeye gidilmesi faydalı olabilir.

Bankaların (ve) da bu zararlıdan etkilenip etkilenmeyeceklerini de zaman gösterecek. aslında onlar da crossPlatformPermission paylaşımlarını gözden geçirmeliler. ama bu onların bilebileceği bir şey, linux ve Cobol softwares bu şekilde programlanmış olabilir, onlar da protokollerini gözden geçirebilirler. *K\scinware de kontrol altına alınmalı asıl sorun da belki bu.

Scinware back doors tedbirleri onların elini ve kolunu bağlamakta. Windows 11 ve diğer tüm windowslar ya da sosyal media veya office programms ya da banka internet uygulamaları ve aklımıza gelmeyecek açıklar; hepsinin birden düzeltilmesi imkansız olabilir ama bu onların seçimi.

İlk önce rekabetin baltalandığı antikapitalist uygulamalarını gözden geçirsinler ondan sonra solucanlarla mücadele etsinler. Herkesin kendi seçimi arka kapı bırakıp müşterilerinin hassas verilerini borsaya pazarlıyorlarsa bu onların bileceği bir şey!

(AI) Artificial Intelligent uygulamalarına ve korumalarına ne kadar güvenebilirler. ya da bu adamlar neden korkuyor? HER ŞEY gün gibi açık ondan sonra sağlık sistemleri bile saldıya uğrayabiliyor (wannaCry) peki turnrock kullanırlarsa ne olacak? Hangi bir açığı kapatacaklar. Bence en büyük potansiyel tehlike *K\#R_Scinware. Eğer o da olmasa halimiz harap...

MIB (merkezi işlem birimi) lerindeki açıklar MeltDown and Spectre ya da diğer açıklar ECC-SSL ne kadar güvenli ya da nereye kadar sürecek ai protects?

asdeewwwsdd 🙂 *K\SCINWARE yani insan gücü yani en büyük tehlike henüz gelmedi ama bu hiç gelmez anlamına da gelmemeli...

Binary Coded Decimal temelli AI bence gelecek vaadetmiyor. Ve diğer tüm elektronik sistemler de aynısı, sonuçta insana yani scinware bileşenine bağımlılar ve kendilerinin de scinware olduğunu unutmasınlar. küçük açıklardan bahsetmiyorum. HOŞÇAKALIN BYE BYE see you later

nolimit