Şimdi Ara

Şiirler,güzel sözler (27. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
5.334
Cevap
42
Favori
631.808
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2526272829
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • arkadaşlar bu topice öyle uzun şiirler yerine kısa şiirler ve sözler yazmayacakmıydık ya.
  • ne kaldı ruha teselli şarabdan başka
    boğazda üç gecelik mehtabdan başka
    sükun-i layetanahiye varmamız yeğdir
    nedir hayat uzayan ıztırabdan başka
    Y. Kemal Beyatlı
  • quote:

    Orjinalden alıntı: DesertRose

    NEYLERSİN

    Birgün bu mahsun sevdadan geriye
    Kalırsa sadece o hüzün kalır
    Sende anladın ki yapayalnızız
    Buluşmamız yasak, görüşmemiz uzak
    Devrilmiş kadehler gibi dönüyor başımız
    Neylersin...


    Y.Hayaloğlu




    vaay yusuf baba tebrikler ...Bide Bunun "İşte Gidiyorum"u var dinlemeni şiddetle tavsiye ederim..
  • İşte gidiyorum
    Krşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü
    İşte gidiyorum
    Toprak alsın benimde bu hazin öykümü

    İşte gidiyorum, gurbet yorgunu gövdemi
    Çukura kim indirecek
    İşte gidiyorum
    Bu menfur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek

    Çürüdü gözlerim, yüreğim, bu yağmurlu şehirde
    İşte gidiyorum
    Beni kaldırın, hicran kalsın teneşirde

    Size yüzyallardır sesini kaybetmiş
    Bir türkü söyliyecektim...
    Ve bir yayla şefkatiyle
    Kirpiğinizin ucundan öpecektim

    Bir masum türküydü sadece
    Yüzbinlerce madurun gönlünde
    Belki söyleriz hepbirlikte
    Belki, mahşerin birinci gününde

    Nasıl sevmiştim hepinizi..nasıl böyle oldu akıbetim?
    Ve nasıl çöle döndü
    O benim gül gülistan memleketim

    İşte gidiyorum, hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız
    Ben başımı verdim, sizinse
    İnsafsız bir linç oldu karşılığınız

    İşte gidiyorum
    Penceresiz bir dünyanın labirentine
    İşte gidiyorum
    ''Saçlarındaki yıldızları koparabilirsin anne''

    Sonunda kaptırdım gönlümü
    ölüm denen o kaypak türküye...
    Ve işte kurtuldun benden
    Şen olasın ey sevgilim Türkiye

    Elbet benimde vardı
    Kendime ve yurduma dair umutlarım
    Belki bıraktığım yerden sürdürür
    Dostlarım, karım ve çocuklarım...

    Çatladı yüreğim çatladı sazım
    Demekki böyleymiş yazım
    Sizlere armağan olsun
    Sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım...

    Benim hiç hayalim olmadı anne
    Ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat
    Bir mutluluk fotoğrafı bile çekdirmedi bu hayat
    Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne
    Ne omuzumda bir dost eli, ne saçımda bir şefkat...

    Sayki yollarda akan, şu feydasız çamurdan anne...
    Sayki ıslanmaktım, üşümektim
    Sayki yağmurdum anne?

    Bunca yıldır gözyaşını, hangi denizlere sakladın,
    Oy ben öleyim, sen beni ne diye doğurdun anne?
  • işte tusuf hayaloğlunun en süper en güzel şiiri söylenecek hiç bi söz yok...Böyle Bi şiir nasıl yazılır hangi duygular yazar bunu süper yaaa

    Yağmur yağardı biz ağlaşırdık
    Kaldırımlar boyunca
    Bir hüzün vardı sanki aramızda
    Susardık ay batınca

    Birden yüzün solardı
    Birden gözün dolardı
    Birden bırakarak ellerimi
    Uzun uzun ağlardın

    Yalan bu sevdalar
    Yalan bu gözyaşları
    Yalan bu ayrılıklar yalan
    Solan bir çiçekten
    Kırılan bir yürekten
    Başka ne var elde kalan

    Yıllar uzardı mahzunlaşırdık
    Hasretin kollarında
    Yollar tozardı kavuşamazdık
    Dağların yangınında

    Birden rüzgar eserdi
    Birden efkar basardı
    Birden sarsılarak bir dağ gibi
    Fırtınalar Koparırdı
  • quote:

    Orjinalden alıntı: DesertRose

    ESKİ ŞARKILAR
    Bir gün döner gelirse
    Ona ne söylemeli?
    - Dersin ki bekleyerek,
    Kapadı gözlerini.

    Ya yine o sorarsa
    Beni hiç tanımadan?
    - Belki bir derdi vardır,
    Ona kardeşçe davran.

    Nerde diye sorarsa
    Ne cevap vereyim ben?
    - Ver altın yüzüğümü,
    Hiç birşey söylemeden.

    Ya derse ki salonda
    Neden yok hiç kimseler?
    - Açık kalmış kapıyı,
    Sönmüş lambayı göster.

    Ya o zaman derse ki
    Nasıl oldu ölü mü?
    - Belki ağlar, korkarım,
    Söylersin güldüğümü.

    Maurice Maeterlinck





    Bir Mevsimin Acı Gerçekleri


    ""Bir tek dileğim var mutlu ol yeter” sözünün
    bir kamyon yükü
    anlam taşıdığı günlerdi

    Kaldırımlar toz ve kağıt topakları
    Ankara’nın
    Ankara’nın sonbahar yaprakları
    ayvalar sarı
    hüzünler olgun
    yaz yorgunu gövdeler serili betonlarda

    Ben yanımda çok acıklı
    epey yol üstü sözler getirmiştim.
    “Sanki terk edilmiş bir viraneyim
    her yanım dağılmış yıkılmışım ben”

    Okul önlük mevsimi
    ve kaplanması kitapların
    cumhuriyet gazetesiyle
    bir ön beslenme çantası kompleksi
    malum şu otlu peynir meselesi

    Saçlarını süt mısırı örgü yapmış
    bir al yüz koca göz görüyorum.
    Sanki o tehlikeli yolun başındayım
    Aşk’a geliyorum!
    ama yanıma hep
    köy zılgıtlı sözler almışım
    arabesk kalıyorum
    her kent soylu aşkın karşısında
    “Bir kulunu çok sevdim” diyorum
    “O beni hiç sevmiyor” diyorum
    “Kalbimi ona verdim
    artık geri vermiyor” diyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: winning11

    işte Yusuf hayaloğlunun en süper en güzel şiiri söylenecek hiç bi söz yok...Böyle Bi şiir nasıl yazılır hangi duygular yazar bunu süper yaaa

    Yağmur yağardı biz ağlaşırdık
    Kaldırımlar boyunca
    Bir hüzün vardı sanki aramızda
    Susardık ay batınca

    Birden yüzün solardı
    Birden gözün dolardı
    Birden bırakarak ellerimi
    Uzun uzun ağlardın

    Yalan bu sevdalar
    Yalan bu gözyaşları
    Yalan bu ayrılıklar yalan
    Solan bir çiçekten
    Kırılan bir yürekten
    Başka ne var elde kalan

    Yıllar uzardı mahzunlaşırdık
    Hasretin kollarında
    Yollar tozardı kavuşamazdık
    Dağların yangınında

    Birden rüzgar eserdi
    Birden efkar basardı
    Birden sarsılarak bir dağ gibi
    Fırtınalar Koparırdı

  • Bu Yol Nereye Gider


    bir kuğunun boynuna dokunurken…

    yol bir yere gitmez
    içerde
    düz saçlara uğrar
    ayak üstü bir akşamüstü
    her plansız ürperişin sonu
    hüsran
    ve hüsran
    çok sanat müziği bir kelimedir

    yol bir yere gitmez
    o bir durma biçimidir
    yol yoluyla gidebilir yare
    yoldan çıkabilir apansız
    ve ömür bitebilir yoldan once
    ama yol bir yere gitmez
    o bir durma biçimidir
    yaşamak
    hızlı bir ölme biçimidir
    düşünce ışıktan yavaşsa
    erken gidilmelidir
    gerdan sözcüğüne
    bir kuyumcuda da rastlayabilirsin
    bir kasapta da
    kalbin sızlamaz
    bir kuzu yüreğini vitrinde görünce
    o bir beslenme biçimidir
    ama korkarsın
    kurdun sevdiği havadan
    ayakkabı yaparsın yılandan

    yol bir yere gitmez
    o bir durma biçimidir
    her garantiyi istersin hayattan
    oysa ölümle yaşam arası
    uzun malum ince bir yol
    bir yere gitmez
    o bir ölme biçimidir

    iyi yolculuklar denmez bir gidene
    yapılamaz çünkü
    çok yolculuk bir seferde
    yolcu denmez her gidene
    herkes o yolun taraftarı olmayabilir
    hiç bir sürgün
    gittiği yolu sevmez mesela


    yol bir yere gitmez
    o bir susma biçimidir
    soğuk bir taşıtın uğultusunda
  • Aşkımız Efsanesi
    Hani aşklar vardırya yıllarca unutulmayan
    Hafızalardan silinip köşeye atılmayan

    İşte böyle bir aşk bu dünya alem bilecek
    Yüzyıllar geçsede maziden silinmeyecek

    Gölgede bırakacak leyla ile mecnunu
    Kerem ile aslıya diyecekler aşk bumu

    Arzu ile kamberin okunmaz esamesi
    Binlerce yıl sürecek aşkımız efsanesi

    Biz Sevda Yolunda Yanan canlardan biriyiz
    Sevdalılar ordusunun yılmaz neferleriyiz

    Herkes bizi gösterip işte bunlar diyecek
    Bizim aşk şarkımızı insanlık söyleyecek

    Gönüle gem vurulmaz bunu bilmeyen varmı
    Aklıma gelir bazen sevdan beni boğarmı

    Latifi böyle bir aşkla bağlanmış sana gülüm
    Senden vazgeçemezki görsede günlerce zulüm










    Aşk Yemini
    Senden başkasını sevmeyeceğime
    Başkasına sevgilim demeyeceğime
    Ruhum bedenimi terketmedikçe
    Toprak gözlerimi örtmedikçe
    Sen beni başkasıyla değişmedikçe
    Senden başkasını sevmeyeceğime
    Bu sana aşk yemini olsun








    Azrail'e
    heyy!
    gözlerini hiç kırpmadan can alan azrail
    tepemdesin
    farkındayım
    almadan muradımı,
    almadan aşktan tadımı
    açıp uçmadan kanadımı
    torosun yamacında
    gelmem
    bırak beni...

    ben gözyaşı dökmek istiyorum aşk için
    ben ağlamak istiyorum
    sevdiğimin peşinden
    ben
    ben
    alıkoysam da seni en önemli işinden
    sen
    sen
    bırak beni










    Azad Et Beni
    Koca bi sene boyunca uğruna gözyaşı döktüm diye
    Sensiz yaşamayışıma diyecek laf bulamıyorum
    Sadece güzel yüzüne kandım diye
    Bizimkisi aşk mı, değil mi bilemiyorum

    Tüm pusulalarım seni gösteriyor ıssız bir ummanda
    Rüzgarlar acımasız, dönüşüm yok
    Yelkenlerim kırık, ıssız bir adada
    Ağlanacak halime, dost – düşman gülen çok

    Bir sabah uyandım ki, bahar gelmiş
    Gonca var dallarımda.
    Şu an meyve verdim ama mutlu olamıyorum
    Paslı kalemim “unuttum seni” diye de yazsa
    Yüreğimden izlerini silemiyorum

    Sorularıma cevap bulamıyorum
    Sen bir başkaydın gönül bağımda, anlayamıyorum
    Artık çöz beni, kabusundan uyandım
    Bak, ayyüzüne artık şiir yazamıyorum…
  • Ölüm
    Adımı duyunca ürperirsin,
    Sana uzak olduğumu sanırsın,
    Sana senden yakın olduğumu bilmezsin,
    Hatırlayınca beni çok düşünür gülemezsin.

    Anarsan beni kaçar tadın,
    Beni hatırla kötüyse maksadın,
    Ben gelince boşunadır feryadın,
    Her an peşindeyim adım adım.

    Kaçamazsın benden ben varım her yerde,
    Bence dermanım ben dermansız derde,
    Anımsarsın beni kabir gördüğün yerde,
    Unutma tadacaksın beni bir gün sen de.










    Ölüm
    Canım gibi kanım gibi arzuluyorum
    Seni her şeyden çok sabırsızlıkla bekliyorum
    Çünkü tek tesellim sensin ölüm
    Düşünce dara insan
    Kopmuşsa ümidi dünyadan
    Yardım gelmiyorsa anadan babadan
    Tek çareyi sende buluyor ölüm
    Sen de sırt çevirme bana
    Kucakla, al kollarına

    Sımsıkı sarıl bana yeter ki bırakma
    Bu kadar zalim olma
    Bırak gün görmemiş
    Çocukların ihtiyarların yakasını
    Gel bak ben sana göğüs açmışım
    Öylesine deli gibi arzuluyorum ki
    Anlatayım sana ölüm









    Ölüm
    Büyülü rüyaların gerçek oldu
    Ölüm ülkesinden
    Aşarak kan denizlerini
    Okyanuslar kırmızı
    Oluk oluk geldin
    Ziyafetime
    Niye korku dolu gözlerin
    ***
    ne kadar ani geldin ölüm
    dağların ortasındaki otoyolda
    bana biraz izin ver
    veda edeyim hatıralarıma
    geçmişe ait ne varsa
    ***
    denizden gelen
    ay ışığı aydınlat sisli geceyi
    şarkılarını söylerken ormanın bekçileri










    Ölüm
    Ölüm uçurumdan kayan bir çiçektir.
    Elbette ölümü her beden görecektir
    Ölüm kimilerimi işi başında
    Kimilerinin de şu genç yaşında
    Varıp kapısını çalacaktır.
    Ne kadar kaçarsan kaç
    Ölüm seni bulacaktır.
    Ölümü tanımıyorsan yaşamıyorsundur
    Ölüm bir yalnızlık korkusudur.
    Kimileri için son çare
    Kimileri içinse bir kere
    Ama sonunda bulur bedeni
    Giyersen o yırtılmaz kefeni
    Elin kolun bağlı olacak donacaksın
    Bir tabut içinde mezara konacaksın
    Sonra birer birer dostlar gidecek
    Ölüm korkusu o anda sona erecek
    O an belki de yeniden dirileceksin
    Artık ölümü sen de bileceksin
    Ölüm artık değildir sonsuzluk
    İnsanların asla engel olamayacağı boşluk
    Giderken ölüme hissettirir kendini
    Belli ki o da özlemiştir seni
    Ölüm bir yok oluş değil kurtuluştur.
    İnsanların asla icat edemeyeceği bir buluştur
    Yaşıyorsan ki dünyada kıymetini bil
    Bir kere sonsuzluğu kafandan sil
    Ecel ne bir an ileri ne de geridir
    Ecel ikinci hayat kapısının yeridir
    Ölümü tattığında seni sevdiğimi anlayacaksın
    Dost bildiklerin olmayacak yanında
    O kuytu köşede boşa geçen ömre yanacaksın










    Ölüm
    Ölümü çekiyor canım ölümü
    Pes ediyorum kayboluyorum yavaş, yavaş!
    Kalbim bile sende,
    Ruhum yok artık bededimde!
    Neye yarar yaşam, al beni iste,
    Götür ruhumun olduğu yere!
    Bir şeyler eksik hissediyorum,
    Zevk almıyorum, alamıyorum artık hayattan.
    Ölüme açım ölüme!
    Yok oluyorum
    Ölümüm belki, kendi ellerimde!
    Gözümü kapadığımda,
    Azrail alir canımı belki de!
    Ölüm Ben geliyorum ben!!
  • Ölümüm
    düşlerim sende kaldı sen yanımda olmasan da,
    kalbim seni sevdi sen bunu hak etmesen de.
    ölümüm senin elinden oldu,
    sen bunu bilmesen de!!!
  • Kanayan Yara



    İçimden söküp atamadığım
    Bir yara var
    Ne zaman elimi atsam kanıyor
    Bu yaraya can dayanmaz
    Sanki içimi ateş almış yanıyor
    Suçum, günahım, yırtığım yok
    Her şey bana yamanıyor
    Altta kal canın çıksın
    Herkes üstüme abanıyor
    Haklı olsan da şikâyetin kadıya mı?
    Oda ananı bellediğinle kalıyor
    Gine haksız sen oluyorsun
    Haksızlar haklı olarak nam salıyor
    Haklılar hakkını değirmende alıyor
    Para pisliğin yorganı oluyor
    Ört bas edip üstünü kapatıyor.
  • İYİ DÜŞÜNÜN

    Bu yılınızı iyi geçirdiniz mi?
    Sağlıklı olduğunuz için hiç sevindiniz mi?
    Bu yıl hiç gün ışığı ile uyandınız mı?
    Kaç kez güneşin doğuşunu izlediniz?
    Bir neden yokken kaç kişiye hediye aldınız?
    Kaç sabah yolda bir kediyi okşadınız?
    Bu yıl yeni doğmuş bir bebek parmağınızı sıkıca tuttu mu hiç?
    Ve siz onu hiç kokladınız mı?
    Yaz geceleri ne çok yıldız olduğuna hiç şaşırdınız mı?
    Kendinize bu yıl kaç oyuncak aldınız?
    Kaç kez gözlerinizden yaş gelinceye kadar güldünüz?
    Yaşlı bir ağaca sarıldınız mı bu yıl?
    Çimlere uzandığınız oldu mu?
    Çocukluğunuzdan kalan bir şarkıyı söylediniz mi hiç?
    Hiç suda taş kaydırdınız mı bu yıl?
    Kaç kez kuşlara yem attınız?
    Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
    Bu yıl kaç kez gökkuşağı gördünüz?
    Ya da hediye alan bir çocuğun gözlerindeki ışığı?
    Kaç kez mektup aldınız bu yıl?
    Eski bir dostunuzu aradınız mı hiç?
    Kimseyle barıştınız mı bu yıl?
    Aslında mutlu olduğunuzu kaç kez farkettiniz bu yıl?
    İyi bir yılın, bunlar gibi birçok "küçük şey"e
    bağlı olduğunu hiç düşündünüz mü bu yıl?
    Yayılın çimenlerin üzerine...Acele edin...
    Er veya geç...Çimenler yayılacak üzerinize...

    CAN DÜNDAR
  • bazen sessizliği dinlerim uzun ve karanlık gecede
    sonra içimi korku kaplar
    çevreme bakınır ararım seni
    eğer bulursam
    işte o zaman korkum son bulur
    kabuslar treni durur
    ya da geçmez benim kavşağımdan
    peki nedir senden aldığım
    huzur diyebilir miyim ya da güven
    yada sevgi...
    belki...


    tüm belkileri bi araya koyalım hadi sonuç yine belki olmayacak mı?
  • form
    yine formunda...









    Bir saat bile gitme gidersen uykusuzluk
    Damla damla birikir o saatte
    Ve bir evi arayan bütün duman
    Yitik yüreğimi öldürmeye gelir belki de
  • Ölüm Gelmişse

    Bitmişse
    Kızıllığını avuç avuç içtiğimiz şafaklar
    Öğleler, ikindiler çoktan geçmişse
    Bir akşamüstü garipliği
    Sarmışsa her yeri
    Güneş devrilmiş
    Renkler solmuş
    Sesler kesilmişse
    Son kuşlar da geçip gitmişlerse ufuktan
    Ve çiçekler
    Bükmüşse boyunlarını dalgın dalgın
    Bil ki ölüm saati gelmiştir
    Senden uzak, kendimden uzak
    Tüm umutlardan ve her şeyden uzak
    Ben ölmüşümdür uzaklarda bir yerde
    Gövdesini kurtların oyduğu
    Bir ağaç gibi devrilmişimdir
    O anı sen bileceksin herkesten önce
    Herkesten iyi sen anlıyacaksın
    Çâresizliğini, yıkılmışlığını
    Sevdiğin adamın
    Ve seni nasıl sevdiğini
    Duyacaksın derinden derine
    Belli belirsiz
    Bir gölge düşecek gözlerine
    Fakat ağlamıyacaksın, ağlamıyacaksın
    Sen tek gelinim, sen tek kadınım
    Sen güzelim, nazlım, bebeğim
    Kadersizim sen
    Gülerken ağlayanım, ağlarken gülenim
    Varlığım, nedenim, alınyazım benim
    Elbette ağlamıyacaksın
    Çünkü sonsuzluklar
    Sonsuz sevenler içindir
    Çünkü ölüm
    Sevmeyi ve ölmeyi bilenler içindir.

    Ümit Yaşar Oğuzcan
  • HÜZÜN
    Seni sevmek bir bahar hüznü gibi gelip geçmedi
    Daima bir köşemde boynu bükük kaldı
    Olur olmaz yerde birden geliyordun aklıma
    Tamamen hatırlıyordum seni
    Bir an olsun taşarcasına yaşıyordum
    Uzaktın... uzaktım... uzaktık...
    Sen bitirmiştin her şeyi ya bende kalmıştın biraz
    Her an seni yaşamak yerine azar azar
    Biriktirip dolu dolu yaşıyordum seni, bir an bile olsa ara sıra

    Bir dost gibi ve özlemle sarılırdın bana, bir dost gibi ama...
    Geçmişte hatırlar mıydın bendeki seni
    Yoksa tamamen sildiğin beni doğru muydu
    Ama bilirim yapmazsın sen öyle şeyler
    Ve hatta hiç yapmadın
    Beni sevmedin sevgili gibi ama dosttun benimle
    Seni delicesine severken...
    Ben ölürken gözlerinde sen yanaklarımı okşardın bilirsin
    Beni nasıl aşık ettin kendine simsiyah
    Nasıl hiç aşık olmadın bana?...
    Seni sevmek bir bahar hüznü gibi gelip geçmedi
    Ara sıra bir nisan yağmuru gibi geçerdin ya gözlerimden
    Topraklarda mis koku camlarda buğu olurdun ya
    Ben seni severken sen neredeydin peki?
    Söylerken seni ne çok sevdiğimi, söylesem de bilmedin
    Her şeyi anlardı o cin gibi gözlerin hani?
    Gözlerin hani şimdi?

    Erirken hasretinle neredeydin?
    Niye öperdin beni her görüşünde?
    Özür mü dilerdin, geç mi kalmıştın yoksa?
    Anlamakta pişman mıydın?
    Bilir miydin gözlerimin rengini, kokumu, sıcaklığımı?
    Seni sevmek bir bahar hüznü gibi gelip geçmedi
    Oysa şimdi evlenip gideceksin bilirim
    Bir arabesk hüzne bırakacaksın beni yine
    Bir an olsun takılacaksın boğazıma
    Hiç bir garezin olmadan gayet dostane
    Düğününe çağıracaksın beni
    Peki ya ben öldürebilecek miyim içimdekileri?
    Ara sıra benim oluyordun hiç değilse düşlerimde
    Ara sıra olsa bile ne güzeldin...
    Hiç kimsenin değildin ya en azından resmen
    Seni ara sıra öyle yoğun özlüyorum ki, her şeyine razıyım
    Kimi zaman beni asla sevmemene bile

    Gecelerimde yaşıyorum seni, paramparça gecelerime
    Yazıyorum gözlerini... hele o yaşlı gözlerini...
    Anlar mısın beni?...
    Bu küçük çocuğu hatırlar mısın yada?
    Seni öylesine özlerken uzaktan nasıl koşamazdım
    Nasıl sarılamazdım sana bilir misin?
    Seni sevmek bir bahar hüznü gibi gelip geçmedi
    Ama eğer yazmazsam seni ara sıra
    Dayanamazdım asla yokluğuna
    Ara sıra hatırlamak seni
    Ve sanki benim olman bir ağız tadı gibi...
    Ya evlenmen nasıl olacak onu bilmem
    Seni mutlu görmek nasıl olur acaba?
    Bir başkasıyla demeye dilim varmıyor ya, bir başkasıyla...
    Yedi yıllık hayalim bir anda toz olacak bir bülbülü evet’ le
    Bir tek o an sesini sevmeyeceğim eminim
    Bahar mıydı bilmiyorum seni ilk sevdiğimde

    Ama her mevsimde mutlaka sevmiştim seni
    Şimdi ara sıra düşünmek seni güzel
    Hala büyümedi mi acaba bu çocuk kocaman oldu hatta
    Hala beyaz güle bakamam bilir misin?
    Hep seni hatırlatırlar bana
    Ya seni görürsem ne olacak bembeyaz bir gül gibi
    Seni sevmek bir bahar hüznü gibi gelip geçmedi
    Ne yapayım?¿...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HuZuN_CiCeGi -- 13 Aralık 2005, 11:13:20 >
  • BULAMAM

    Her ateş bir kül,bulur elbet kendine;
    Her yeşil bir dal,
    Her su bir damla,
    Her ateş bir kül,
    Her takvim bir yıl bulur elbet kendine!
    Her yangın bir duman,
    Her öğrenci bir okul,
    Her artı bir eksi,
    Her yol bir taşıt,
    Her soru bir yanıt,
    Her ressam bir tuval,
    Her kış bir ayaz,
    Her kitap bir okul,
    Her şarap bir adam bulur kendine;
    Yeter ki şarap, şarap olsun içen çıkar...
    Her deniz bir martı,
    Her ömür bir tufan,
    Her rüya bir uyku,
    Her nota bir şarkı,
    Her mezar bir ölüm,
    Her ağaç bir kök,
    Her dağ bir duman,
    Her güneş doğacak bir kuytuluk bulur ya kendine,
    Bulur ya; ben senden başka sen bulamam
    B u l a m a m !

    Yılmaz Odabaşı
  • ...................

    Yüreğimde bir yangın
    Yangın da bir sen
    Sen de bir ben

    .....................
  • Kan

    Kalbime girdin
    Koynuma girdin
    Kanıma girdin
    İşte öldüm
    Mezarıma da girsene

    Ümit Yaşar Oğuzcan
  • 
Sayfa: önceki 2526272829
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.