Şimdi Ara

SONUS FABER lerin ACCUPHASE lerle BULUŞTUKLARI AN (24. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
683
Cevap
2
Favori
26.334
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2223242526
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj

  • Sizlere vereceğim en iyi cevap bu filmdeki gibidir. Lütfen sonuna kadar iyice dinleyin ve seyredin. Zaten 3 dakika. Benim makine tarifim sizin işinize gelmiyor çünkü. Farklı düşünce yapılarımız var.

    Hatta herkes seyretsin. Beni filmdeki öğrenci gibi düşünebilirsiniz!

    Tıklayın ve seyredin. Bu filmde siz diğer öğrenciler gibisiniz. Ben ise soru yöneltilen öğrenciyim.


    http://www.youtube.com/watch?v=i8EUA1dZ3Iw
  • Yukarıdaki video da Kdundar öğretmen altanpsx'de mavi gömlekli öğrenci gibi. Sarı tişörlü öğrenci de benim cevabımı veriyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: scollop

    Tanıdığım arkadaşım çok. Teknikayı da tanırım, diğer arkadaşlarıda. Adamın işi bu, bankacı, sigortacı, reklamcı vs. değil, yıllardır bu işin içinde. Ama haklısınız, en iyiyi bilenler 3 ayda bir sürekli tesisat yeniliyorlar, teknika 15 yıldır aynı sistemi kullanıyor. En iyi ses kişiye göre değişebilir, ama ne istediğini bilmek bu işte önemlidir. Deneme yanılma yöntemi insanı ancak en pahalı sistemleri almaya götürür, ve en sonunda da başladığı yere geri döndürür. En pahalı en iyi demek değildir. En iyisi sizi mutlu edendir...

    Sn. Teknika nın işi bu değil ki, hobby si bu. Buda japonlara benzemiş

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • teknika kullanıcısına yanıt
    E madem video lu, buda nacizane benden. Şu japonların %80 ni Mcintosh kullanıyor hurafesi için.


    http://www.dailymotion.com/video/xvjzfg_saydin-mi-lan_fun

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hay Toranaga.
  • Sevgili forumdaşlar dünden beri yazıtları takip ettim çok güzel yazışmalar..Hatta teknika'nın paylaştığı video bende bile aynı hisyatı oluşturdu. Bu burdaki sohbetin içeriğine manidar isede, bizim dışardaki beşeri ilişkilerimizinde iş ilişkilerimizinde güzel bir anlatımı olmuş.
    Yaş itibarı ile 52 olmuş ve 32 senesini sahne müzisyenliğine vermiş biri olarak müziğin sonu olmadığı gibi, sesle ve görsellikle bağlantılı bu hobinin sonu olmadığı bir gerçek.Çok izafi bir durum bu..Gelelim burdaki konu içeriğine..
    Aslında şu bir gerçekki gerçekten yüksek paralar ödeyip devasa aletler cihazlar almak sadece show amaçlı geliyor banada..Bilinçli bir tüketim olmadığı sürece daha çook kablo,ampli,speaker,perde,tv,proj...vs. değiştirilir..Ben şahsen sevgili teknika'nın dediği gibi 2-3000 $ lık bir sistemden çok baba sound çıktığınada şahit oldum.30.000 $ lık sisteminde fıs kaldığına..Tabii istisnalar kaidei bozmaz.
    Bilinçli tüketimde kişiden kişiye değişir.Parasal olsun,duyumsal,görsel olsun değişir de değişir.
    Biz müzisyenler de sahne hayatımızda çok cihazlar değiştirerek kullandık. Tabi bunun içinde yetmezlikten tutunda,yeni gelen cihaz içeriğine kadar, yıpranmaya kadar sebeplerle. Sonuçta işimiz bu ve işimiz direkt kulak..
    Geleceğim nokta şudur ki; bizde aramızda sistemlerde ameriken soundu, ingiliz soundu, alman soundu, japon soundu deriz.Gerçekten benzetmekte sadece bir hissiyat terimidir bu. Ancak çok işin içine girince çok cihazlar dinleyince birde işiniz live müzik olunca(Enstrüman kullanırsanız,şarkı söylerseniz) bunların ancak bilincine varırsınız.
    Cihazlarda sert karekterli, yumuşak karakterli, sıcak ses, soğuk ses, kemik gibi, benim çok kullandığım 'beton gibi' benzetmeler ancak ve ancak ifade edebilmek için. Ama aynı şeyi hisseden ve duyanlar içindir.Müzisyenler çok kullanır bu terimleri..
    Kağıt üzerindeki verilerin tutmadığı da ayrı bir gerçek. Lakin denenmiş kendini kanıtlamış mallara da çamur atmak ukelalıktan başka bir yere gitmez..Buna bende dahilim...
    Sevgili teknika'nın anlatmak istediklerini anlıyor ve katılıyorum.Kereta Amerika gidilerinin soundu bir başka kardeşim..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • sn. babiş62,

    yorumlarınız için teşekkür ederim.
    konuyu yanlış anlaşılmalar olmaması için biraz açalım, bir cihaz değerlendirilirken uluslararası ortak bir dil gelişmiştir, bu dilin sebebi de yazılan şeyin okuyan tarafından o anda duyulamacağı için ortak bir anlam ifade etme gereksinimidir. örnek olarak soğuk bir ses dediğimizde sizin düşündüğünüz ve benim anladığımın aynı olması için teknik bir terime dayanması gerekir. Soğukluk genelde nasıl tanımlanır alt ve orta midlerdeki azlık, yaklaşık 250 - 1000 hz arası için olması gerekenden daha düşük basınçlı bir frekans cevabı. Eğer bu şekilde bir açıklama olmaz ise sizin söylediğinizden ben farklı bir şey anlıyor olurum. Beton gibi bir ifade ne demek ben bilmiyorum ne anlamda kullanıldığını da bilmiyorum. Sizin düşündüğünüzle karşı taraftaki arkadaşınızın anladığı aynı oluyorsa bir sorun yok aslında istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz. ama bana beton derseniz bir şey anlayamam veya anladığım sizin düşündüğünüzden muhtemelen farklı olur.

    Ben müzisyen değilim ancak hem işim hem zevkim gereği uzun süredir çok sık bazen haftada birkaç gün canlı müzik dinliyorum, müzisyenlerin provalarına katılıyorum. bu canlı müzik çoğunlukla akustik oluyor dolayısı ile müzisyenin enstrümanını duyduğu gibi duymam mümkün değil genellikle vücuduna temas ettiği için ancak dışarıdan nasıl duyulması gerektiğine aşinayım diyebilirim. Bunu yapmak içinde müzisyen olunması gerektiğini düşünmüyorum açıkçası.

    Sizin amerikan soundu olarak bahsettiğiniz ses neyi ifade ediyor, amerikada yapılan cihazlardan çıkan seslerin ortak noktalarını mı yoksa bir cihazın amerikada yapılmasına gerek duyulmadan belirli bir ses karakteristiğini mi?
    Eğer ilki ise spectral bir ampli ile lambalı mcintosh un ortak noktası nedir merak ediyorum, bunların ortak noktasının pass ve mark levinson ile nasıl kesiştiğini anlayamıyorum. Hoparlör derseniz durum daha karmaşık hale geliyor, magico ile von schweikert, revel ile verity, wilson ile yg nin nasıl bir paydada buluştuklarına cevap veremiyorum.
    Yok eğer konu amerikada yapılmış olması değilde ortak bir karakter ise neden amerikan "soundu" deniyor. bir ingiliz hoparlör amerikan soundunda çalar mı? veya bir alman italyan soundunda? bir b&w ile harbeth veya proac ile pmc aynı soundda çalıyor diyebilir miyiz?

    Cihazların performansları bence kendi başına bir anlam ifade etmez, sistemi hem teknik hem duyum olarak iyi eşleştrimediğiniz ve kötü akustiğe sahip bir mekana bıraktınız mı örneğini verdiğinizden çok daha büyük rakamlar uçup gidebilir, tabi bu genelleme aynı meblağdaki tüm sistemler için geçerli değil, iyi eşleştirilmiş daha yüksek meblağlı bir sistemin daha düşüğe göre iyi çalması olasıdır. her zaman fiyat performans ürünü cihaz arayışında olanlar ve fiyattan bağımsız cihaz arayanlar olacaktır, daha düşük fiyatla daha yüksek performans alma isteği güzel bir nokta genellikle herkes ister ama maalesef bu hobide çoğunlukla doğru eşleştirildiğinde fiyat olarak yukarıya çıktığınızda sonucunu da alıyorsunuz.




  • kdundar kullanıcısına yanıt
    Sevgili Kdundar,
    -"Cihazların performansları bence kendi başına bir anlam ifade etmez, sistemi hem teknik hem duyum olarak iyi eşleştrimediğiniz ve kötü akustiğe sahip bir mekana bıraktınız mı örneğini verdiğinizden çok daha büyük rakamlar uçup gidebilir, tabi bu genelleme aynı meblağdaki tüm sistemler için geçerli değil, iyi eşleştirilmiş daha yüksek meblağlı bir sistemin daha düşüğe göre iyi çalması olasıdır. her zaman fiyat performans ürünü cihaz arayışında olanlar ve fiyattan bağımsız cihaz arayanlar olacaktır, daha düşük fiyatla daha yüksek performans alma isteği güzel bir nokta genellikle herkes ister ama maalesef bu hobide çoğunlukla doğru eşleştirildiğinde fiyat olarak yukarıya çıktığınızda sonucunu da alıyorsunuz."
    Sonuç olarak hemfikiriz..Benim vurgulamak istedim hz ler arası duyumlar değil.Nasıl anlatıyım?..İnanin bazı şeyler yüzyüze olunca daha iyi anlatılıyor ve karşılıklı hissediliyor.Zaten ben bu yüzden çok foruma giren biri değilim. Yanlış anlaşılmalar genelde yazıtlardan tam anlaşılmadığı için oluyor.Hani vardır ya kelimeler kifayetsizdir..İşte müzik,müzisyenlik,Ses, duyum,vs.işleri altyapısı bence serzenişlerden ibaret.
    Şimdi müzisyenlerin içinde bulunuyorsanız çok güzel en azından akustik enstrümanları yakından duyuyor ve terimlerede yakınsınızdır.Geçiniz teorik konuşmaları amiyane konuşmalarıda duymuşsunuzdur.Mesela "arkadaşın sazı çok sağlam" yada "Adam deli gibi hergün 4saat durmaksızın sazını çalıyor" gibi terimlere vakıfsınızdır.Burda "Saz" halkın bildiği bağlama anlamında değil kendi enstrümanı olan klarnet,keman,Akustik davul,gitar vs. anlamındadır.
    'Bass gitarın harmonik vurgularından ooooo kemik gibi sound çıktı.'
    'Akustik drum dan kros sesi beton gibi geliyor'
    'Şarkı okuyan bayanın sesi zil gibi çıkıyor' vs..
    Bunlar övgü dolu benzetmeler olduğu için ancak işin içinde olanların amiyane anlatımlarıdır dostum.Enstrümanların bile iyisi kötüsü kalitelisi kalitesizi, icra edenlerin bile kabiliyetlisi kabiliyetsizi var.Doğrumu doğru..Bunlardan yola çıkarak demek istediğim işte normal akustik otantik seslerin arasına konulan elektrik, yani evimize getirilen bizim şu
    hi-fi cihazlarımızın amiyane benzetmesidir.Amerikan saundu,italyan saundu
    Vs... Evet bu ülkelerin insanlarının beklentisindenmidir mühendislerinin yapıtaşındanmıdır bilinmez ama ses karekteristikleri birbirine çok yakın.Bunlara benzer şunuda sampling yapabiliriz. Japon arabaları, Alman arabaları,Amerikan arabaları... Birbirlerinden farklı ama bir kategorileştirme işte..
    İnşaallah biraz izah edebilmişim sizde anlayabilmişsinizdir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Başlık dünden beri maşallah coşmuş
    güzel tartışmalar da olmuş.
    bu hifi sektöründe ne kadar ekmek o kadar köfte olduğu çok açık.
    minumum paraları maksimum verim elde etme çabaları da her zaman olacaktır.
    Heleki bizim gibi çok az ürün gamı ve kısıtlı bütçelerle bu hobiyi yürütmeye çalışanlar için kaçınılmaz bir durum.
    kılı kırk yarmaya çalışıyoruz bilgimiz görgümüz ve beğenimiz ölçüsünde.
    bu forumdaki herkesin hayalidir amerikan fiyatları ile burada ürün almak, bol ürün çeşitlerinin olması kolay ulaşılabilir olması, uygun dinleme ortamlarının olması. Evlerimizde cihazları , kabloları ve hoparlörleri test edebilme deneyebilme imkanlarının olması vs.. hep özlediğimiz şeyler.
    Fakir ülkenin gönlü zengin hifi meraklıları olarak rızkımızdan kısıp bu işlere para ve vakit ayırıyoruz.
    Kafa da patlatıyoruz, okuyoruz, düşünüyoruz tartışıyoruz.
    Gönül ve kalp kırmadan fikirlerimizi paylaşmaya bu platform her zaman açık zaten. DH de her seviyeden insan var, herkes kendi penceresinden buraya bakıyor ve aklına yatanı alıp kabul ediyor benliğine.
    Durmak yok yola devam
    Olsa da bir gryphon ve mcintosh hatta yanında bir de AR ve de pass veya dagustino vb.. yakın seviye ve model de keşke bir araya gelip test etsek dinlesek kendimizce karşılaştırıp yorumlasak. Burada yazı ile sert geçen tartışmalar birlikte eminim sohbeti bol keyfi bol tartışmalara dönüşür.




  • aticus3 komisyonumu isterim. benim olduğum topic'ler her zaman coşar. Kıyağımı unutma topic'ini şenlendirdim biraz.
  • babiş62 kullanıcısına yanıt
    Babiş62.

    Yazdıklarından ben bunu anladım.

    http://www.youtube.com/watch?v=LyH1ambEMdM




  • Oo video savaşları başlamış.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yok öyle bir şey. Mevzuu foruma renk katmak. Espri sadece.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: babiş62

    Sevgili Kdundar,
    -"Cihazların performansları bence kendi başına bir anlam ifade etmez, sistemi hem teknik hem duyum olarak iyi eşleştrimediğiniz ve kötü akustiğe sahip bir mekana bıraktınız mı örneğini verdiğinizden çok daha büyük rakamlar uçup gidebilir, tabi bu genelleme aynı meblağdaki tüm sistemler için geçerli değil, iyi eşleştirilmiş daha yüksek meblağlı bir sistemin daha düşüğe göre iyi çalması olasıdır. her zaman fiyat performans ürünü cihaz arayışında olanlar ve fiyattan bağımsız cihaz arayanlar olacaktır, daha düşük fiyatla daha yüksek performans alma isteği güzel bir nokta genellikle herkes ister ama maalesef bu hobide çoğunlukla doğru eşleştirildiğinde fiyat olarak yukarıya çıktığınızda sonucunu da alıyorsunuz."
    Sonuç olarak hemfikiriz..Benim vurgulamak istedim hz ler arası duyumlar değil.Nasıl anlatıyım?..İnanin bazı şeyler yüzyüze olunca daha iyi anlatılıyor ve karşılıklı hissediliyor.Zaten ben bu yüzden çok foruma giren biri değilim. Yanlış anlaşılmalar genelde yazıtlardan tam anlaşılmadığı için oluyor.Hani vardır ya kelimeler kifayetsizdir..İşte müzik,müzisyenlik,Ses, duyum,vs.işleri altyapısı bence serzenişlerden ibaret.
    Şimdi müzisyenlerin içinde bulunuyorsanız çok güzel en azından akustik enstrümanları yakından duyuyor ve terimlerede yakınsınızdır.Geçiniz teorik konuşmaları amiyane konuşmalarıda duymuşsunuzdur.Mesela "arkadaşın sazı çok sağlam" yada "Adam deli gibi hergün 4saat durmaksızın sazını çalıyor" gibi terimlere vakıfsınızdır.Burda "Saz" halkın bildiği bağlama anlamında değil kendi enstrümanı olan klarnet,keman,Akustik davul,gitar vs. anlamındadır.
    'Bass gitarın harmonik vurgularından ooooo kemik gibi sound çıktı.'
    'Akustik drum dan kros sesi beton gibi geliyor'
    'Şarkı okuyan bayanın sesi zil gibi çıkıyor' vs..
    Bunlar övgü dolu benzetmeler olduğu için ancak işin içinde olanların amiyane anlatımlarıdır dostum.Enstrümanların bile iyisi kötüsü kalitelisi kalitesizi, icra edenlerin bile kabiliyetlisi kabiliyetsizi var.Doğrumu doğru..Bunlardan yola çıkarak demek istediğim işte normal akustik otantik seslerin arasına konulan elektrik, yani evimize getirilen bizim şu
    hi-fi cihazlarımızın amiyane benzetmesidir.Amerikan saundu,italyan saundu
    Vs... Evet bu ülkelerin insanlarının beklentisindenmidir mühendislerinin yapıtaşındanmıdır bilinmez ama ses karekteristikleri birbirine çok yakın.Bunlara benzer şunuda sampling yapabiliriz. Japon arabaları, Alman arabaları,Amerikan arabaları... Birbirlerinden farklı ama bir kategorileştirme işte..
    İnşaallah biraz izah edebilmişim sizde anlayabilmişsinizdir.

    Benim verdiğim bence birbirinden epeyce farklı çalan örneklerden yol alamadık, Peki şöyle yapalım, bana hoparlör de olur amplide olur, şu üç veya beş model Amerikan soundudur ve şu bakımdan aynı çalar diye örnekler misiniz? Bunu lütfen sınava alıyormuşum gibi düşünmeyin ciddi anlamda soruyorum arkasından birşey ima ederek yazmıyorum sadece düşüncelerinizi almak istiyorum...

    Diğer konu hz vs ortak bir anlatım sağlanması için yapılmış birçok dergi ve reviewer da bu dile uyuyor takip ettiğim kadarıyla, bu bence iyi birşey her söylenen herkese aynı şeyi iade ediyor. Bunu sadece burada yazılan yorumları hepimiz aynı mı yorumluyoruz diye gündeme getirdim...

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • kdundar bazı şeyler anlatılmaz. Yani kelimelerle kolayca tarif edilemez. Sorun burada. Bu bir hissiyat meselesidir. Belki sana abartı gelecek ama olayı bir tık daha yukarı çıkarayım diye söylüyorum. Gözüm kapalı bir şekilde bir alman Amplisini veya Alman kolonunun sesini tanırım ben. Ya da Amerikan. ya da İngiliz. ya da İtalyan. Bu tarif edilemez Bu yılların tecrübesiyle, bilinç altına yazılan tecrübelerle. Ruhla. Hissiyatla olur. Yani şimdi kalkıp da bunu Herz'le falan anlatamam sana. Bir süre sonra sen de bu tecrübeyi edineceksin zaten. Bu yorumumu sakın yanlış anlama. Samimice yazıyorum bu yazıyı. Bu hobi uzun yıllar sonra böyle bir tecrübe kazandırıyor insana. Sana çok saçma gelir belki bu yorumum. İnan anlamanı da beklemiyorum ama benim için durum böyle. Bir önceki yazında demişsin ki hafta da 2-3 akustik müzik dinliyorum diye. Yahu ben 7-8 yaşından beri 5 müzik aletini bizzat kendim çalıyorum. 30 yıldan fazladır her fırsatta toplanıp beraber müzik yaptığımız ve hatta bazen bir müzik aletini 2 kişi aynı anda çaldığımız bile oluyor. Babam da 4 müzik aleti çalar. Rahmetli abimde keza öyle. Gerek müzik, gerekse de elektronik bizim hayatımızda hep vardı yani anlayacağın. Ben daha 11-12 yaşındayken babamın atölyesinde hoparlör kabini yapar, içine değişik tipta hoparlörler takar, tweater'ına da değişik kondansatörler bağlayarak sesin nasıl değiştiğinin denemelerini yapardım. Daha çocuk yaştayken teyplerin içlerini parçalar tekrar toplardım. Çocukluğumdan beri Jazzla büyüdüm ben. Babam trampet çaldığında ben de üfleyip ses çıkartmaya uğraşırdım. Ses çıkaramayınca da ağlardım. 120 Bass Gabrielli akordeonumuz vardı devasa yerden kaldıramadığım için yerde çalardım o dev aleti. Müzik böyule bir şey. Hi-Fi böyle bir tutku. Elektronik böyle bir şey. Çocukken babamdan aldığım harçlıklarla Topkapıdan gidip eski cihazları alıp toplayıp, tamir etmeye çalışırdım. Çoğunu da adam ederdim. Gençlik yıllarımda (14-16)'lı yaşlarımda Sirkeci ve Bakırköy de Hi-Fi cihaz satan mağazalara hususi olarak gidip akşama kadar cihazları seyrederdim. O sebeple ben sana ne söylesem sen beni anlayamazsın. Bu başka bir tutkudur. Öyle parayla yok şu markaya bu markayla olacak bir şey değil. Her şey nah şuranda hissederek olur bu hobi de. Gerisi hikaye! Senin o gidip akustik müzik dinliyorum tecrübeleniyorum dediğin mekanların ses sistemlerini, efekt ışıklandırmalarını kuruyorum ben yıllardır. Çoğu zaman da program boyunca yanlarında tonmaister'liklerini yapıyorum onların. Öyle değişik solistler geliyor ki. ya da öyle değişik tipler geliyor ki sahneye. Devamlı birisinin ton ve ses seviyesi ayarlaması yapması gerekiyor. Ya da önemli gece ve günler de sistemin başında nöbet tutmak gerekiyor. Bu böyle bir şey işte. Öyle o spec'le bu spec'le olmuyor arkadaş.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: teknika

    kdundar bazı şeyler anlatılmaz. Yani kelimelerle kolayca tarif edilemez. Sorun burada. Bu bir hissiyat meselesidir. Belki sana abartı gelecek ama olayı bir tık daha yukarı çıkarayım diye söylüyorum. Gözüm kapalı bir şekilde bir alman Amplisini veya Alman kolonunun sesini tanırım ben. Ya da Amerikan. ya da İngiliz. ya da İtalyan. Bu tarif edilemez Bu yılların tecrübesiyle, bilinç altına yazılan tecrübelerle. Ruhla. Hissiyatla olur. Yani şimdi kalkıp da bunu Herz'le falan anlatamam sana. Bir süre sonra sen de bu tecrübeyi edineceksin zaten. Bu yorumumu sakın yanlış anlama. Samimice yazıyorum bu yazıyı. Bu hobi uzun yıllar sonra böyle bir tecrübe kazandırıyor insana. Sana çok saçma gelir belki bu yorumum. İnan anlamanı da beklemiyorum ama benim için durum böyle. Bir önceki yazında demişsin ki hafta da 2-3 akustik müzik dinliyorum diye. Yahu ben 7-8 yaşından beri 5 müzik aletini bizzat kendim çalıyorum. 30 yıldan fazladır her fırsatta toplanıp beraber müzik yaptığımız ve hatta bazen bir müzik aletini 2 kişi aynı anda çaldığımız bile oluyor. Babam da 4 müzik aleti çalar. Rahmetli abimde keza öyle. Gerek müzik, gerekse de elektronik bizim hayatımızda hep vardı yani anlayacağın. Ben daha 11-12 yaşındayken babamın atölyesinde hoparlör kabini yapar, içine değişik tipta hoparlörler takar, tweater'ına da değişik kondansatörler bağlayarak sesin nasıl değiştiğinin denemelerini yapardım. Daha çocuk yaştayken teyplerin içlerini parçalar tekrar toplardım. Çocukluğumdan beri Jazzla büyüdüm ben. Babam trampet çaldığında ben de üfleyip ses çıkartmaya uğraşırdım. Ses çıkaramayınca da ağlardım. 120 Bass Gabrielli akordeonumuz vardı devasa yerden kaldıramadığım için yerde çalardım o dev aleti. Müzik böyule bir şey. Hi-Fi böyle bir tutku. Elektronik böyle bir şey. Çocukken babamdan aldığım harçlıklarla Topkapıdan gidip eski cihazları alıp toplayıp, tamir etmeye çalışırdım. Çoğunu da adam ederdim. Gençlik yıllarımda (14-16)'lı yaşlarımda Sirkeci ve Bakırköy de Hi-Fi cihaz satan mağazalara hususi olarak gidip akşama kadar cihazları seyrederdim. O sebeple ben sana ne söylesem sen beni anlayamazsın. Bu başka bir tutkudur. Öyle parayla yok şu markaya bu markayla olacak bir şey değil. Her şey nah şuranda hissederek olur bu hobi de. Gerisi hikaye! Senin o gidip akustik müzik dinliyorum tecrübeleniyorum dediğin mekanların ses sistemlerini, efekt ışıklandırmalarını kuruyorum ben yıllardır. Çoğu zaman da program boyunca yanlarında tonmaister'liklerini yapıyorum onların. Öyle değişik solistler geliyor ki. ya da öyle değişik tipler geliyor ki sahneye. Devamlı birisinin ton ve ses seviyesi ayarlaması yapması gerekiyor. Ya da önemli gece ve günler de sistemin başında nöbet tutmak gerekiyor. Bu böyle bir şey işte. Öyle o spec'le bu spec'le olmuyor arkadaş.
    quote:



    kdundar bazı şeyler anlatılmaz. Yani kelimelerle kolayca tarif edilemez. Sorun burada. Bu bir hissiyat meselesidir. Belki sana abartı gelecek ama olayı bir tık daha yukarı çıkarayım diye söylüyorum. Gözüm kapalı bir şekilde bir alman Amplisini veya Alman kolonunun sesini tanırım ben. Ya da Amerikan. ya da İngiliz. ya da İtalyan. Bu tarif edilemez Bu yılların tecrübesiyle, bilinç altına yazılan tecrübelerle. Ruhla. Hissiyatla olur. Yani şimdi kalkıp da bunu Herz'le falan anlatamam sana. Bir süre sonra sen de bu tecrübeyi edineceksin zaten. Bu yorumumu sakın yanlış anlama. Samimice yazıyorum bu yazıyı. Bu hobi uzun yıllar sonra böyle bir tecrübe kazandırıyor insana. Sana çok saçma gelir belki bu yorumum. İnan anlamanı da beklemiyorum ama benim için durum böyle.


    İş ses gibi fiziksel bir durumdan çıkıp hissiyata girdiyse zaten konuşulacak bir şey kalmıyor... Burada konuştuğumuz şey doğa üstü bir olay değil her tarafı belli bilimsel bir gerçek.
    Bu şekilde boş konuşmalar kime ne kazandıracak anlamıyorum, ben de 100 tane keman arasından gözüm kapalı 82 yapımı stradivariyi bulurum desem ne anlam ifade edecek. Dayanağı olmayan bir iddia olarak kalacak değil mi?
    Madem bu kadar iddialı bir açıklama yaptınız gerisini getirin 5 adet amerikan soundu taşıyan ampliyi yazın veya hoparlörü, marka/model olarak. Önceki mesajlarda kendinize göre bir amerikan soundu tarifi yaptınız, size soruyorum tabi hiçbirinin sesini duydunuz mu bilmiyorum, magico, revel, verity, rockport bunlardan hangisi sizin parlak çalan amerikan soundu dediğiniz klasmana giriyor?

    quote:


    Bir önceki yazında demişsin ki hafta da 2-3 akustik müzik dinliyorum diye. Yahu ben 7-8 yaşından beri 5 müzik aletini bizzat kendim çalıyorum. 30 yıldan fazladır her fırsatta toplanıp beraber müzik yaptığımız ve hatta bazen bir müzik aletini 2 kişi aynı anda çaldığımız bile oluyor. Babam da 4 müzik aleti çalar. Rahmetli abimde keza öyle. Gerek müzik, gerekse de elektronik bizim hayatımızda hep vardı yani anlayacağın.


    Ne güzel müzik aleti çalıyorsanız ne kadar olumlu bir şey, caz severim diyorsunuz herhalde piyano, kontrbas, saksafon, trompet veya davul tarzında birşeyler çalıyorsunuzdur. Ben bunların hiçbirini çalmıyorum ama arptan tutun, çelloya, trombona, piyanoya kadar iyi sanatçılardan çok yakından duyma olanağım oluyor.

    quote:


    Ben daha 11-12 yaşındayken babamın atölyesinde hoparlör kabini yapar, içine değişik tipta hoparlörler takar, tweater'ına da değişik kondansatörler bağlayarak sesin nasıl değiştiğinin denemelerini yapardım.


    Açıkçası hoparlörde tweater diye bir bileşen ben bilmiyorum tweeter olabilir sanırım, bu denemelerin hoparlöre ne faydası oldu onu anlamadım. Benim bildiğim hoparlörü fiziksel hale getirdikten sonra ilk yapılan ölçümdür kulak sonra gelir. Oyun oynamak anlamında yazıldıysa bir şey diyemem tabi.

    quote:


    Daha çocuk yaştayken teyplerin içlerini parçalar tekrar toplardım. Çocukluğumdan beri Jazzla büyüdüm ben. Babam trampet çaldığında ben de üfleyip ses çıkartmaya uğraşırdım. Ses çıkaramayınca da ağlardım.


    Trampeti üfleyerek çalmaya çalışırsanız ses çıkaramamanız gayet normal hatta şimdide üfleyerek pek bir yere varamazsınız boşuna zorlamayın...

    quote:


    Gençlik yıllarımda (14-16)'lı yaşlarımda Sirkeci ve Bakırköy de Hi-Fi cihaz satan mağazalara hususi olarak gidip akşama kadar cihazları seyrederdim. O sebeple ben sana ne söylesem sen beni anlayamazsın. Bu başka bir tutkudur. Öyle parayla yok şu markaya bu markayla olacak bir şey değil. Her şey nah şuranda hissederek olur bu hobi de. Gerisi hikaye!


    Ben hifi cihazları dinlemek için diye biliyorum siz izlemeye mi gidiyordunuz?

    quote:


    Senin o gidip akustik müzik dinliyorum tecrübeleniyorum dediğin mekanların ses sistemlerini, efekt ışıklandırmalarını kuruyorum ben yıllardır. Çoğu zaman da program boyunca yanlarında tonmaister'liklerini yapıyorum onların. Öyle değişik solistler geliyor ki. ya da öyle değişik tipler geliyor ki sahneye. Devamlı birisinin ton ve ses seviyesi ayarlaması yapması gerekiyor. Ya da önemli gece ve günler de sistemin başında nöbet tutmak gerekiyor. Bu böyle bir şey işte. Öyle o spec'le bu spec'le olmuyor arkadaş.


    Ben müziği akustik olarak dinliyorum diyorum sen bana ben o mekanın ses sistemini efektini kuruyorum diyorsun, akustikten ne anladınızda bu cevabı verdiniz? benim iş yaptığım hangi mekanın ses sistemi ve efektini kurdunuz cidden merak ettim. Amplisiz olarak akustik olarak icra edilen bir eserde neyin tonmaisterlığını yapıyorsunuz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kdundar -- 26 Kasım 2014; 7:22:12 >




  • video lu cevaplar güzel;

    ses sistemi kurma, tonemesiter lık, dj lik mi dediniz....

    http://www.youtube.com/watch?v=kUPl1oVyDN8
  • quote:

    Orijinalden alıntı: altanpsx

    video lu cevaplar güzel;

    ses sistemi kurma, tonemesiter lık, dj lik mi dediniz....

    http://www.youtube.com/watch?v=kUPl1oVyDN8





    Güzel olmuş. :D




  • Kdundar bu tartışmalar uzar gider.

    Yazılarımın istediğin bölümünü istediğin gibi anlayıp kendine göre çeviriyorsun. Akustik müzik dinliyorum mesajına yukarıda cevap verdim zaten. Ama işine gelmiyor. Anlamamazlığa getiriyorsun mevzuyu. Sen para verip veya bilet alıp gidip 10-15 metre uzakta masa da oturup akustik müzik aletini takım elbisenle ya da yeni aldığın cicilerinle 1-2 saat anca dinliyorsun. Ben ise kemanı, gitarı, akordeon'u, bateriyi, vs. eşofmanımla evimde ya da arkadaşlarımın evinde dibinden dinliyorum ve bunu en az 30 yıldır yapıyorum. Çay kahve yemek de bedava. Müzik aletlerinin doğal sesini ve tınısını iyi bilirim. Sana herhangi bir müzik aletinden Fa diyez sesi çıkar desem, eminim yüzüme bakar durursun. Ya da dinlediğin müziğin hangi oktavdan başladığını sorsam en ufak bir fikrinin olmadığına eminim. Akustik dinleti yaptığın mekanlarında çoğunda yine yansıtma ve soğurma panelleri kullanılıyor bilesin. 10 Mt2'de köşedeki cafe de inip de müzik dinliyorsan orada bu paneller olmayabilir. Ama mekan büyüdüğünde işler değişir. Bana akustik müzik dinlediğin bir kaç mekanı yazar mısın? Sana haberin bile olmadan neler kullandıklarını göstereyim. Çok acemisin çok! Kadıköy yakasında da bunun örnekleri çoktur mesela yoksa bana onları mı bahsediyorsun. Akustik müzik yapıyoruz diye lanse edilen çoğu mekanda yine ampli ve soğurma veya yansıtma paneli kullanıyor bilesin. (Bu bazen direkt bazen de gizli endirekt yollarla yapılıyor. Ama kullanılıyor.) Ton maisterlik yapıyorum yorumunu da yine istediğin yere çekmişsin. Hiç eğlence mekanlarına veya konserlere gitmiyor musun? Ya da hiç konser kaydı dinlemiyor musun? Bunların hepsi bir bütünün içinde ele alınır. Neyse sidik yarışı yapmanın anlamı yok! Ben sana yukarıda samimice bir şeyler anlatmaya çalıştım. Ukalaca değildi. Yani anlayamayacağın çok şey var. Ben 30-35 sene armut toplamadım. Sana bunu anlatmaya çalıştım. Sen anlamak istemedin o ayrı.

    Verdiğin örneklerin benim kendi elimle çaldığım akordeon'un, gitarın, piyanonu sesini aynı doğallıkta duyurabilmek için ne kadar çabaladığını tahmin ediyorsundur. Şimdi aleti sana çalan benim diyorum. Sen bana x marka y marka z marka ampli ya da kolon nasıl çalar bana bunu anlat diyorsun. Yahu müzik aletini bizzat çalan benim. Sesini kulağımın dibinden duyan benim. Bana gerçeğe en yakın sesi tanıyor musun? Diye soruyorsun. Daha sana bunu nasıl anlatayım? Benim için ürünün markasının önemi yok ki. Gözüm kapalı da dinlesem, hangisinin çaldığım müzik aletinin sesini en doğal haliyle yansıtabildiğini zaten anında farkederim diyorum. Daha ne diyeyim? Tabi ki sen bunu anlayamayabilirsin. Çünkü müzik aleti çalmıyorsun. ya da benim kadar uzun zamandır dinlemiyor olabilirsin. Hadi mesleğe saygınız yok, tecrübeye de yok! Yani çok farklı yerlerdeyiz. Sen ve senin gibi düşünenler, markaların esiri olmuşsunuz. Ben ve benim gibi düşünenler ise o markaların sesini gerçeğine en yakın duyurmaya çalıştıkları müzik aletlerinin ve onların oluşturduğu müziğin.

    Arada eraycelik80'in bir arkadaş için yazdığı notu dikkatimi çekti aslında. demiş ki; Siz bu arkadaşları tanıyor musunuz ki? Diye. Sizden için. Bunu sizin tecrübeniz ya da görüşleriniz için söylediyse, o da yanlış yolda zaten. Yukarıda ilk paylaştığım video'lu cevap bu tür tartışmalara verilebilecek en güzel cevaptı aslında. Ayrıntılar bazen basitlikte gizlidir. İnsanların kafasını karıştırmaya gerek yok!


    Bir kaç mesaj boyunca anlatmam gerekenleri anlattım zaten ben. Anlayana!


    Forumlarda da anlatmaya çalıştığım şeyler hep bunlar. Gidip de binlerce dolarınızı savurup bu hobiyi abartmayın! Vurgusu. Önemli olan pahalı olan bir şeyi bastırıp parayı almak değil. Onu çok daha ucuza mal edip, aynı performansı alabilmek ya da bunun için çabalamanın zevki. İnsanların psikolojik dengesini bozup da binlerce doları harcama hevesine sokmak değil. Yeri gelir koltukta otururken, herhangi bir el radyosunda dinlediğiniz müzik bile sizi zevkin doruklarına çıkarabilir. Binlerce dolar harcayarak kulağınızı tembelliğe alıştırıp ruhunuzu şartlandırmak büyük bir hatadır. Önemli olan müziği hissetmek. Hayal etmek! Başlarım x markaya y markaya z markaya size bir şey olmasın.

    Neyin peşindesin arkadaş? Kaç senedir 5-6 Kg'lık vazo kadar kolon kullandığını biliyorum. Kalkıp da bana 50-100.000 dolarlık kolonlardan amplilerden bahsediyorsun. Rahat olun biraz yaa. Artık müzik dinleyin. Cihaz dinlemeyi bırakın. Müzik ruhunuzu kaybetmeyin!


    Kimse yanlış anlamasın sakın tartışmıyoruz! Bazı düşünceler üzerine yazışıyor ve fikirlerimizi beyan ediyoruz.


    Not : İmla hataları düzeltildi!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi teknika -- 26 Kasım 2014; 8:12:06 >




  • teknika,

    sizinle yapılan hiçbir yazışma tartışmanın başladığı konu başlığı ile bitmiyor, ne bir iddianıza cevap veriyorsunuz ne konunun başladığı noktadan devam ediyorsunuz. Bir iddianız varsa arkasında durun, konuları başka yöne çevirmeyin.

    Buarada konuşulan konu ülke soundu örnek "Amerikan Soundu", bende soruyorum amerikan soundu nedir, örnek olarak marka model gösterin. Konu nerden nereye geldi.

    Ben kendi zevkim gereği gittiğim konserler haricinde, işimin bir kısmı gereği konser organize ediyorum bunu da çok farklı, otelden tutunda kurumsal firmaların kendi mekanları, kongre merkezi, konser mekanları dahil çok farklı yerlerde yapıyorum. dolayısı ile neyi 10-15 m den neyi dibinden dinlediğimin farkındayım. Hangi enstrümanla ne kadar prova dinledim bunu da iyi biliyorum. Bu arada eşofmanla dinyelince daha iyi duyulduğunu şimdi öğrendim. Ne kadar manasız bir yaklaşım daha.

    Fa bemol deseniz yüzünüze bakmam ama bir enstrüman çalamadığımı zaten yazmıştım, ama burada konuşulan konu yine bu değil, müzisyen doğru notaya bastı mı basmadı mı konuşmuyoruz.

    Önce diyorsunuz ki "mekanların ses sistemlerini, efekt ışıklandırmalarını kuruyorum ben yıllardır" , ben akustik dinliyorum buralarda teknik ekipman bulunmaza cevaben yansıma/soğurma panelleri kullanılır. Bu paneller teknik ekipman mıdır, efekt ışıklandırma mıdır? Bir mekan için doğru yapılmış akustik düzenleme olmazsa olmazdır. Benim dinleti yaptığım nerelerin sistemini siz kurdunuz, süreyya operasının mı, haliç kongre merkezinin mi, the seed in mi, aya irinin mi? Bu mekanlarda ne kurulmış, nasıl bir akustik düzenleme yapılmış neden yapılmış konularını iyi biliyorum (ki akustik düzenleme her tarafa ne olduğu/nasıl bir performansı olduğu belirsiz akustik sünger yapıştırmak değildir). Kendimde bu konuya özel ilgili duyuyorum, kalibre edilmiş ölçüm mikrofonum ve kullandığım 4-5 farklı yazılım var, mevcut durumun analizini iyi yapabiliyorum.
    Ama disko/bar kültürüm pek yok sizin kurulum yaptığınız sanırım bu tarz mekanlar.

    ben size gerçeğe en yakın sesi tanıyor musun diye bir iddiada bulunmadım, bir enstrümanın sesini biliyor musunuz diye de sorgulamadım, konuştuğumuz konu amerikan soundunun nasıl bir şey olduğu ve örnek olarak hangi cihazlarda bulunduğu. sizin bir sistemin sesi doğru mu yanlış mı diye ben bilirim iddianıza da itiraz etmiyorum çünkü konu o değil. bu arada kulağınızı umarım elektrik piyanoya göre ayarlalamışsınızdır. Amerikan soundu dediğiniz olgu, kemanın veya timpaninin sesi değil herhalde, reprodüksiyonu yapılmış yani cihazlar ile oluşturulmuş sesin yorumu dolayısı ile burada enstrümanlardan konuşmak kadar boş bir konu yok, bu "soundu" oluşturan bileşenlerden konuşmak kadar doğal birşey olamaz.

    Marka bağımlısı olmuşsunuz diye yazmışsınız, ben size onlarca marka modelden örnek verdim, sizin tek yazdığınız mcintosh 100 japondan 80 inin evinde bulunur, mcintosh kullanmak ayrıcalıktır oldu. Burada marka bağımlısı kimdir anlayamadım.

    Bizim burada konuştuğumuz konunun binlerce dolar harcanması vs ile ne alakası var ben kime bu paraları harcayın demişim. Ortada bir iddia var bu iddia açıklığa kavuşsun diye başta iddia sahibi olarak size soruyorum iddianızı tarif edin diye, tarif sonrasında hangi amerikan ürünleri bu klasmana girer diyorum örnek verin diyorum cevap yok. Peki diyorum kuzeyliler için örnek verdiğiniz şekilde mat-kuru bir ses olması lazım 4 örnek veriyorum bu örnekler sizin iddiaya uyuyor mu cevap yok, ardından amerika için verdiğiniz örneğe uyar mı diye başka 4 hoparlör markası yazıyorum bunlar mı parlak ses verir diye cevap yok. İddianız ile ilgili hiçbir şeye cevap vermek yok ancak konuyu başka yere çekmek için verilen cevaplarda muazzam gayretlisiniz. Yadığınız yazıların %90 ı iddianız ile alakasız.

    "Yukarıda ilk paylaştığım video'lu cevap bu tür tartışmalara verilebilecek en güzel cevaptı aslında. Ayrıntılar bazen basitlikte gizlidir. İnsanların kafasını karıştırmaya gerek yok! " Bakın bunu yazıyorsunuz sonra konuyu çorba ediyorsunuz, madem basitlik peşindesiniz konuştuğumuz iddianıza basitçe cevap verin.

    Kullandığım cihazları burada gündeme getirmek istemem ama çok sevdiğim bookshelflerimden (acaba hangisini biliyorsunuz ondan da emin değilim) maalesef oda değişikliği sebebiyle ayrıldım. Şimdi farklı bir sistem kullanıyorum, idare ediyor diyelim. en azından müzik dinlemek için stereo bir sistem kullanıyorum. sizin tarzınızla bel altı oynayıp cevap vermeyeceğim merak ederseniz forumdan bazı arkadaşlar evime gelip müzik dinlediler ne kullanığımı onlardan öğrenirsiniz. Yalnız burada çok yanlış yaptığınız bir konu var, efendim millete binlerce dolara sistem almayın, ufak bütçeyle iyi performans alın müzik dinleyin diye nasihat verip arkasından vazo kadar hoparlör kullanıyorsun demek ne anlam taşıyor? hayatımda kendi yazığı ile bu kadar çelişen ikinci bir insan daha görmedim, duymadım inanın.

    "Kimse yanlış anlamasın sakın tartışmıyoruz! Bazı düşünceler üzerine yazışıyor ve fikirlerimizi beyan ediyoruz. " yazmışsınız ama başlagıçta tartıştığımız noktaya hiç cevap vermiyorsunuz alakasız fikirler beyan ediyorsunuz.

    bundan sonra yazacaklarınız konu başlığına ve iddianıza cevap olacaksa bende yazışmayı sürdürüyor olacağım yoksa boş yere alakasız konularda yazışmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kdundar -- 26 Kasım 2014; 9:45:28 >




  • 
Sayfa: önceki 2223242526
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.