Yakın tarihte bir süre kullanma fırsatı bulduğum, Sony’nin şu anki amiral gemisi kulaklık modeli MDR-Z1R ile ilgili izlenimlerimi paylaşacağım.
Öncelikle bu kulaklığın geliştirilme sürecine kısaca değineyim.
Biliyorsunuz, Sony 2016 sonunda yeni nesil Hi-Res Walkman ve kulaklıklarını tanıttı. Bu yeni ve son derece iddialı “aile”, içerisinde A30 ve WM1 Serisi Walkman’ler, MDR-Z1R amiral gemisi kulaklık, aktif gürültü engelleyicili MDR-1000X kulaklık ve TA-ZH1ES USB DAC / kulaklık amfisini barındırmakta.
Bunların arasındaki “Yüksek Çözünürlüklü Kulaklık” olan MDR-Z1R için, Sony’nin uzun yıllardan beri ihmal ettiği düşünülebilecek odyofil kulaklık sektörüne geri dönüş ürünü diyebiliriz.
Firma, geçmiş on yıllarda MDR-R10 ve Qualia 010 gibi koleksiyoncuların elinde binlerce dolar değer kazanan “kült” kulaklıklar ürettikten sonra, 2010’u izleyen yıllarda bu konuda bir suskunluk dönemine girdi ve 2014 yılına kadar bu sektörde dişe dokunur pek fazla ürün piyasaya sürmedi.
2014’te ise Sony, yurt dışında ilgiyle karşılananan ve Sony Türkiye’nin ülkemize de getirdiği MDR-Z7 ile bu alanda bir anlamda kendini hatırlattı. Fakat Z7, yaklaşık 600 dolarlık fiyat etiketinden de bekleneceği üzere tam manasıyla amiral gemisi “odyofil” kulaklıklar sınıfına oynayan bir kulaklık değildi.
Bu anlamda Z1R ; Audeze, Sennheiser, Hifiman, Fostex gibi aktörler tarafından yıllardır domine edilen “üst sınıf / odyofil kulaklık” segmentinde Sony’nin yıllar sonra gelen ilk adayı biçimde tasarlanmış, oldukça özel bir emek ürünü olan bir kulaklık.
Z1R’nin tasarımında her ne kadar küçük kardeşi Z7 baz alınsa da, yeni tip dinamik sürücüsüyle başlayarak Z7’ye göre hemen her noktada belirgin tasarımsal üstünlüklere sahip.
Kulaklık, Japonya üretimi ve neredeyse kusursuz diyebileceğim bir malzeme kalitesine sahip. Gerçek deri kulaklık yastıkları ve yine gerçek deri kaplı titanyum kafa bandı ile son derece rahat.
Z1R’yi başınıza taktığınızda Sony tasarımcılarının, kulaklığın basıncını geniş bir yüzeye yaymak için çaba sarf etmiş olduğunu fark ediyorsunuz. Bu anlamda, ebadına ve yaklaşık 380 gr’lık ağırlığına rağmen dinlemelerimi yaptığım saatler boyunca beni hiç yormadı.
Kulaklık, Sony’nin bu alete gösterdiği özeni vurgulayan kocaman bir deri hard-case ile geliyor. Buna sadece “çanta” demek istemedim, zira değerli enstrüman taşıyanların kullandığı hard-case’lerden tasarım olarak pek bir farkı bulunmamakta.
Hard-case içerisinden 3 metrelik tek-taraflı (3.5 mm çıkış) ve 1.2 metrelik (4.4 mm çıkış) dengeli olmak üzere iki kablo çıkıyor. Bir de bunların yanında 3.5 mm’den 6.3mm’ye dönüştürücü adaptör bulunuyor.
Fakat yine de aksesuarlar arasına bir deri çanta eklenmesi güzel olabilirdi. Zira Z1R’yi dışarı çıkarmak durumunda kaldığınızda beraberinde gelen hard-case bu iş için çok büyük kalmakta. SES PERFORMANSI
Öncelikle kulaklığın medar-ı iftiharı olarak bahsedilebilecek baslarından bahsedeyim.
Bilirsiniz, genelde “odyofil” seviye kulaklıklar bas-mid-tiz açısından bir denge sunmak (veya –Sennheiser HD800 gibi- bas yüksekliği aleyhine hafifçe mid ve tiz frekansları vurgulamak) eğilimi gösterirler. (Fostex burada bir istisna)
Bas vurgusunun fazla olduğu “bass-head” diye tabir edilebilecek kulaklıklarda ise alt frekanslardaki bu “yükselme”, genel itibariyle özellikle mid seslerde bazı problemlere yol açma (bulanıklık, midlere sızma, berraklık hissinin azalması) tehlikesi getirebilir ; bu da kulaklığın “odyofil” olma iddiasını zedeleyebilir.
Kısaca belirteyim, Sony Z1R tam bir bass-head kulaklığı. Ve aynı zamanda tam manasıyla odyofil bir alet.
Sony mühendisleri bu konuda harikulade bir denge kurmuş. Baslar kuvvetli, son derece derin ve buna rağmen kendisini sesi domine etmeden, mid sesleri ezmeden duyuruyor.
Kulaklık, bu bas gücünün yanısıra bass texture, yani bas dokusu açısından da son derece zengin. Fostex’in üst seviye kulaklıklarını henüz dinleme fırsatım olmadı, fakat Z1R’nin, yıllar öncesinden şu ana kadar dinleme imkanı bulduğum 100’ü aşkın sayıda kulaklık arasında en etkileyici bas performansına sahip kulaklık olduğunu söyleyebilirim.
Michael Jackson’ın 1982 çıkışlı Thriller’ını dinlerken parçanın girişindeki kapı açılma sesi ve adımlar gibi bas uzantısı olan sesleri herhalde başka hiçbir kulaklıkla bu kadar net ve gövdeli duyduğumu hatırlamıyorum.
Öte yandan, bas ve kick vurgusu yoğun elektronik müzikte ise Z1R geniş sahnesinin de desteğiyle tam manasıyla bir kulüp atmosferi yaratıyor.
Yine Sony’nin WM1Z Walkman’iyle 4.4 mm dengeli bağlantı üzerinden yaptığım dinlemelerde, elektronik müzik parçalarında, hem de hiçbir ekolayzır / bas yükseltme kullanmadan başınızı titretecek seviyede bir kick vurgusu alıyorsunuz. Bası net bir şekilde veren, fakat gövdesini fazla hissettirmeyen kulaklıklardan sonra Z1R’nin basları insanı hafifçe sersemletiyor : )
Bunu büyük oranda kulaklığın sahip olduğu devasa 70 mm’lik, magnezyum kaplı dinamik ses sürücüsüne bağlamak mümkün. Zira Z1R, sürücü ebadıyla alakalı olarak “büyük bir kulaklık” veya “küçük bir hoparlör” tanımları arasında bir yerde durmakta. (Bence her ikisi de değil zira)
Ben açıkçası Z1R’nin baslarına dair herhangi belirgin bir kusur bulabildiğimi söyleyemem. Ses rengi olarak Sony’nin kulaklıklarında genel olarak rastlanan sıcaklık, bu kulaklığın tüm frekanslarında görülebiliyor.
Bu dolgun ve derin baslara, baslardan net bir biçimde ayrılan ve herhangi bir karışma göstermeyen berrak midler eşlik ediyor. Mid sesler & enstrümanlar sahnede soldan sağa oldukça geniş bir alanda yayılıyorlar. Sahne çok fazla derinliğe sahip değil ; fakat belirttiğim üzere çok geniş ve alan hissiyatını başarılı bir şekilde yaratıyor.
Enstrüman gerçekçiliği bekleneceği üzere yüksek ve ses tınısı (timbre) başarılı. Ben Z1R’nin enstrüman tasvirinde herhangi bir yapaylaşmaya rastlamadım.
Z1R yine mid seslerde, diğer frekanslarda olduğu gibi bolca müzik detayı sunuyor. Enstrümanların sahnede konumlandırılması gerçekçi, fakat havadar sunuma sahip bir kaynakla bunun daha da iyi bir noktaya ulaşacağını tahmin ediyorum.
Tizler ise yine bilindik Sony tizi karakterine yakın. Hafifçe parlak ; çok pürüzsüz veya çok keskin değil. Tiz uzanımı yüksek.
Sony Z1R analitik sunuma sahip bir kulaklık olmamasına rağmen oldukça rafine tizlere sahip ve yüksek frekans detayı açısından son derece zengin.
Teknik anlamda herhangi belirgin bir tiz yuvarlaması duymadım. Fakat Sony’nin yüksek frekans tuning’iyle alakalı olarak Z1R’nin piyasadaki en havadar tizleri sunan alet olduğunu söyleyemem.
Ayrıca kulaklığın tizlerinde hafif bir agresiflik mevcut. Bu durum özellikle tiz / rock severleri oldukça memnun edebilir ; fakat öte yandan sertlik (harshness) veya parlama (sibiliance) konusunda sıkıntılı kayıtlar dinliyorsanız, Z1R bunları yüzünüze vuracaktır. Dolayısıyla bu kulaklıktan daha fazla verim & mutluluk almak istiyorsanız, Z1R’yi tizleri kontrollü bir kaynak / amfi ile eşleştirmenizi önerebilirim.
Sony Z1R, ifade ettiğim üzere çekinik olmayan tizlere ve oldukça belirgin baslara sahip. Buna rağmen bas / mid / tiz yüksekliği açısından ilginç bir şekilde denge problemi yaşamamakta. Birbirini ezen veya gereğinden fazla öne çıkan herhangi bir frekans yok.
Sony mühendisleri bu konuda da iyi bir iş çıkarmışlar.
Z1R, ses detayı ve enstrüman ayrımı gibi teknik konularda da başarılı. “Amiral gemisi kulaklık” ve “Hi-Res” etiketlerinin hakkını veriyor. Sıcak ve daha ziyade müzikaliteyi öne çıkaran sunumuna rağmen son derece detaylı ; kaydı iyi çözüyor ve bunu tüm frekanslarda başarılı bir şekilde gerçekleştiriyor.
Yalnız, ifade ettiğim üzere, tam olarak bu yüzden Z1R’den en fazla keyif alabilmek için sıkıştırılmış ve mastering’i kötü kayıtlardan uzak durulmalı ; zira bunlardaki sıkıntıları Z1R’nin affetmeyeceğine emin olabilirsiniz.
Z1R, 64 ohm empedans ve 100 dB’lik hassasiyetiyle beslenmek için çok kuvvetli bir akıma ihtiyaç duyan bir kulaklık değil. Ben sonucu merak ederek cep telefonundan yaptığım birkaç denemede dahi kısmen tatminkar bir ses yüksekliğine ulaştım. Fakat bunun yeterli olmadığını pek çok Techno-Fi okuyucusu tatmin ediyordur. Burada bir kulaklıktan ziyade 70 mm’lik devasa sürücülere sahip ufak bir hoparlör çiftinin beslendiği göz önüne alınmalı.
Kulaklık hem müzik türü hem de kaynak konusunda oldukça esnek. Dinlediğim pop, rock, elektronik, orkestral ve akustik kayıtların istisnasızca hepsinde bir başarı ortalamasını tutturdu. Özellikle böylesine geniş sahneli bir kulaklığın rock müzikte dahi iyi sonuç vermesi beni şaşırtan şeylerden biri oldu diyebilirim.
Ses beğenisine göre değişmekle birlikte Z1R’nin, özellikle nötr, az renkli ve yukarıda da belirttiğim gibi tizleri kontrollü, havadar bir kaynakla eşleştirildiğinde dinleyiciyi “müzikal nirvana”ya ulaştırabileceği düşüncesindeyim.
Tüm bunların yanında, Z1R, Türkiye’de ilginç bir şekilde ABD ve Avrupa pazarlarından çok daha uygun bir fiyatla piyasaya sunulmuş Sony ürünlerinden bir tanesi.
Örneğin Amazon’da 2000 doları aşkın fiyata sahip olan bu kulaklığı, ülkemizde sıfır halde ve Türkiye garantisiyle zaman zaman 1500 doların altında dahi bulmak mümkün olabiliyor.
İncelememi bitirirken son olarak, Z1R Türkiye’ye gelir gelmez denemem için bana bir adet gönderme lütfunda bulunan Sony Türkiye’den Sayın Şükrü Çetinkaya’ya samimi teşekkürlerimi sunayım.
Artılar :
+ Devasa 70 mm sürücü büyüklüğü
+ Birçok müzik türünde başarılı performans
+ Kusursuza yakın bas
+ Havadar, geniş sahne
+ Tüm frekanslarda detaylı, berrak ses
+ Kısmen kolay sürülebilme
+ Malzeme kalitesi
+ Rahatlık
+ Aksesuarlar, dengeli ve tek-taraflı kablo
+ T.C. fiyatı yurt dışına nazaran çok uygun
Eksi(k)ler :
- Oldukça büyük
- Tizlerde parlamaya hafifçe yatkınlık ve kaynağa göre nadir kontrol kaybı
- Bir taşıma kılıfı yararlı olabilirdi.
Güzel inceleme güzel yazı ve güzel kulaklık. Tabi 6 bin lirada fiyatı var. :)