The Witcher 3: Wild Hunt (2015) [ANA KONU]

Yav oyun oynadıkça hayran bırakıyor kendine, başımdan geçen çok basit ama güzel bir olayı anlatayım: Yoldan geçerken bir tane kulübenin önünde yaban köpeği havlıyordu içeriden de gidene kadar bekleyelim sesleri geliyordu. Gittim öldürdüm köpeği sonra kapıyı açtım içeriden çocuk çıktı, anan baban nerede senin dedim savaşta ailesinin çoğu öldürülmüş kalanları da bunları atmışlar evden bu kadar aç boğazı besleyemeyiz diye; mal gibi kalmışlar bunlar da 1 haftadır yemek yemedik dedi. Yemek verdim ben de, kız da bana teşekkür için hediye oyuncak bebek verdi. Sonra da ateşin başında oturup bugün bir sürü yiyeceğimiz var diye sevinçle şarkı mırıldanmaya başladılar. Belki 1-2 dakikamı aldı küçücük rastgele bir görev ama bunun bile anlamlı bir hikâyesi var, işte bu oyunun bu yanını seviyorum hiçbir görev boş beleş değil dünyası yaşıyor gerçekten; adamlar her kuruşunu hak ediyorlar aldıkları paranın

An itibariyle oyunun 73. saatindeyim. Arkadaş bu nasıl oyundur. Ulan yeter diyip oyunu kapatıyorum 5 dakika sonra soundtracklar kulağıma geliyor sanki, dayanamıyorum yine açıyorum. Bir bakmışım 4 saat olmuş. Bir bakmışım 6 saat olmuş derken gün bitiyor. Şu oyunun kalitesinde başka oyun yok yahu. En başlarda Questlere dalmıştım o sayede 10 level falan olmuştum. Sonrasında ise 10'dan 34 level'a kadar hiçbir şekilde Main Quest yapmadım. Bölgeleri keşfederek yaratıkları, banditleri öldürerek geçiriyorum vaktimi. Hazineleri arayarak, diagramlar toplayarak, sürpriz treasure guardlarla savaşarak bu şekilde tam 24 kere level atlamışım. Sanırım tüm fast travel noktalarını buldum. 66 level itemleri bile düşürdüm. Kullanamasam da bir köşeye koydum ileride kuşanırım diye. Oyun zaten açık dünyanın dibine vurmuş. İnsan istiyorki haritada ayak basmadığım yer kalmasın, her yerde izimi bırakayım. Hazırlayanlar olayları, atmosferi o kadar gerçekçi yapmış ki Geralt olup oyunu yaşayasım geldi. Bugün Skelliege bölgesinde 5 katlı deniz fenerine benzeyen bir kuleye girdim. Terkedilmişti. Katları çıktıkça tüylerim diken diken oldu. İlk katta kanlı aile fotoğraflarına rastladım bir diğer katta sanki birisi cinnet geçirmiş gibi etraf darma duman olmuş son kata tam çıkıyordum aile resimlerinden birisi pat diye yere düştü durup dururken, kulaklıklarım takılıydı ödüm koptu yemin ederim. Sanki misafirhane gibi dizilmiş 6 tane yatak yerlerde çocuk iskeletleri vallahi o anı yaşadım yahu. Anlat anlat bitmez. Adamlar oyun değil, bildiğin yeni bir dünya yaratmış. Gir içine yaşa diyo. Oyunun içinde Game of thrones'dan parodylere rastlamak başlı başına ne kadar ince düşünüldüğünün kanıtı. Son diyeceğim Questlere gömülmeyin onu geçemiyorum bunu geçemiyorum diye bunaldığınızda alın atınızı vurun dağlara, tenhalara, keşfedilmemiş topraklara. Ve yaşayın.

Haddimiz olmayarak yaşlı kurtu resmetmeye çalıştık, umarım beğenirsiniz.

Biz üzerimize düşeni yaptık, sıra CD Projekt Red'de

novigrad'da kurban telaşı, halk fiyatlardan rahatsız

Resmi türkçe yerelleştirme hayırlı olsun bekleyenleri için.

Ben de bu videoyu hazırladım. Elden kendi kendimle dalga geçmek hariç bir şey gelmiyor.

Witcher 3 'ün Türkiye'de ön sipariş rekoru kırdığını, Türk oyuncuların anadillerinde oynama hakkının olduğunu ve neden Türkçe altyazı için bir çalışma yapmadıklarını sordum. Bakalım ne diyecekler.

Tabi ki biliyorum benim yazdıklarımın ve benim gibi 40-50 kişinin yazdığını dikkate almayacaklarını fakat yüzlerce kişi aynı şekilde istekte bulunursa dikkate alacaklardır diye düşünüyorum.

Umarım oyunceviri ekibine az da olsa destek olup resmi yama çalışması başlatırlar biran önce.

Temsili

Oyun iyi downgrade yemiş 13 mb