Trafik cezası 47/1-A, 60/1-C maddeleri itiraz hakkı

aferim iyi söylemişsin ağzına sağlık inşallah bir gün yaya geçidinde dörtlüleri yakıp ekmek almaya gidersin. engelli yakını da ağzını burnunu kırar lüks arabanın anahtarıda sende kalmış olur. bir daha da böyle avel avel konuları gelip açmazsın. lüks arabaya garezimi varmış mış.. birader ekmek diye saman mı yiyorsunuz anlamıyorum ki

kuralin 2-3 dakikasi olmaz. yasak yasaktir

kabullen ode. mahkeme seni haksiz bulacak cunku

Başkalarının hatası onu ilgilendirmez. Gerekli görüyorsa ilgili yerlere şikayette bulunsun. Bireysel olarak memura gidip "onalarda yapıyor yaz ceza!" demek, etki değil tepki yaratır.

Memurla inatlaşmak ve sürekli olay yerine gidip durumu gözlemlemek ve kafaya takmak yerine; yaya geçidine(yada kaldırım vs.) "kısa süreli bahanesi olsa dahi" park etmemek tüm bu kafaya takışı yok ederdi.

Biz millet olarak gerçekten miskiniz. 50-100mt ileri pak etmek yerine "illaki!" dükkanın/bankanın tam önüne 2. sıra oluşacak şekilde park edip trafiği berbat etmeyi çok severiz. Ben özellikle banka önlerinde çok rastlıyorum, tafik oralarda sıkışıyor sorun oluyor, yol rahatlayınca bakıyorsun 50mt. ileride bir sürü müsait yer var, keşke eskisi gibi memur ortalarda olsada cezaları yapıştırsa.

Yaya öncelikli geçitler var, adam yaya geçidine yaklaşırken yavaşlamak yerine aksine geçitten geçenin üzerine daha hızlı sürüyor! Beğenmediğimiz Makedonya da "yaya geçidi olmasa bile" yolun kenarında durup nereye gideceğim diye bakınanan adam için acaba karşıya mı geçecek bu kişi? diye yavaşlayıp önünde duruyor. Biz yaya geçidinden geçmek için, araba bizi ezip geçmesin diye fırsat kolluyoruz?

Geçmiş yıllarda 1 kere kırmıızı ışık cezası gelmişti, bir daha da çok dikkat ettim. Ama o ışığın olduğu yere gidip kırmızıda geçenleri takipte kalıp memuru/sistemi "niye niye?" diye sıkıştırma gereği duymadım. Bir kerede otobüs durağına yakın paketmişim, mesafe bana göre doğru ama kurala göre yanlış olsa gerek ki, cezayı yemişiz, gidipte orayı hergün arşınlayıp "buda yakın paretmiş, duda buda" ona da yazın bunada yazın, gibi bir hareketim olmadı. Onun yerine daha dikkatli olmayı tercih ettim.

Neyse. Bence iyi olmuş, herşey ders niteliğindedir. Başkalarını kollamak yerine, kendi hatana bakıp daha dikkatli olmayı seçmek kafa sağlığı açısından daha doğru olandır.

Ceza sabit, yaya geçidini işgalden ceza yemişsiniz, bunun 2 dakikası, 20 dakikası olmaz. İlgili maddelerde süre belirtilmediğine göre cezayı süre ile ilişkilendiremezsiniz. Mahkemeye itiraz ederseniz, yaya geçidini işgal etmediğinize dair karşı deliller sunmanız gerekir. Öyle bir şey olmayacağına göre boşuna mahkeme ile uğraşmayın, mahkeme cezayı iptal etmez.

Öte yandan size ceza kesilip diğerlerine kesilmemesi sizin cezayı iptal nedeni olamaz çünkü suçunuz sabit, siz o cürmü işlemişsiniz, bunun da cezası verilmiş. Mahkemeye bu iddiayla giderseniz mahkeme davayı görmeyi reddeder.

Ben suç işledim ceza verildi, başkaları da aynı suçu işledi onlara ceza verilmedi, öyleyse benim cezamı da iptal edin diye bir mantık son derece hatalı bir mantıktır. Doğrusu, aynı suçu işleyen diğerlerine de ceza kesilmesidir. Verilmemişse, cezayı vermesi gereken memurun kusuru vardır. İlgili memurları amirlerine şikayet edersiniz ya da kusur değil, yetkiyi kötüye kullanma olduğunu düşünüyorsanız savcılığa ilgili memurlar hakkında suç duyurusunda bulunursunuz.

Yani sizin muhatabınız mahkeme değil, bulunduğunuz ilin emniyet müdürlüğü (Cimer de olabilir) ya da savcılıktır.

Cezanın haksızlığı iddianıza katılmam mümkün değil ama trafik polislerinin görevlerini hakkaniyetle ve layıkıyla yapmadıkları tespitinize de sonuna kadar katılıyorum. Trafik polisleri kestikleri cezalarla değil, kesmeleri gerekip kesmedikleri cezalarla ayrımcılık yapıyorlar ve hem de bunu sürekli yapıyorlar.

Bunun üzerine yanlış bir motivasyonla da olsa gittiğiniz için sizi tebrik ederim.