Şimdi Ara

Türkçe - İngilizce Çeviri

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
19
Cevap
0
Favori
693
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar ingilizce bir hikayenin ingilizce olarak özetini çıkartmam gerek ( yaklaşık 50-60 cümle )

    Kitabı okudum Türkçe olarak özetini çıkarttım ama İngilizceye çeviremiyorum. Hani herkes 1-2 cümle yardım etse hemen biterdi aslında yarına yapmam gerek


    Yabancı dil bölümünde pek aktif üye olmadığından oraya yazmak istemedim.

    Ben buraya da yazayım çevirmek isteyen arkadaşlar olursa diye yazayım , kendim de çevirmeye calısacagım sımdı cevırdıklerımı yazarım yanlıslarımı soylersenız sevınırım , düzeltmiş olurum hem.

    Arkadaşlar bu cümleleri çevirmeme yardım eder misiniz ? Herkes 1 cümle çevirse bile yeter bende çevirmeye çalışıyorum şuan ;

    Lambis ve Nicole güvenli bir yerde oturup konuşmaya başladılar. Lambis olayı anlattı; Ben girit de doğdum ama Piraeus da yaşıyordum. Bir teknem var ve Mark bazı adaları gezmemiz için beni kiraladı. 2 gün önc Girit e geldik.Cumartesi Agios Georgios ' a gidecektik ama Mark ve kardeşi Colin önce eski kiliseyi gezmek istediler. Oraya geldik . Mark ve Colin tekneden ayrıldılar . Akşam oldu hala gelmediler. Merak ettim ve aramaya başladım. Kiliseye gittim bakındım ancak bulamadım. Agios Georgios a inen yola çıktım ve aramaya devam ettım. Bi süre sonra yolda kan izleri gördüm ve bu izleri takip ederek Mark'a ulaştım. Seninle karşılaştığımız yerdeydi. Yaralanmıştı , hemen yukarıdaki kulubeye götürdüm onu. Anlattığına göre Colin ile dönerken yolda birkaç kişinin yüksek sesle konuştuğunu görmüş. 3 erkek 1 kadın varmış , birde yerde ölü halde yatan bir erkek daha varmış. Girit elbiseli adamın elinde silah varmış. Mark ve Colin ordan uzaklaşmak istemişler , tam geri dönüp kaçacakken içlerinden bir tanesi onları görmüş ve silahı doğrultmuş. Mark hemen kardeşinin önüne geçmiş. Eli silahlı adam ateş etmiş , mermi Mark'ın kolundan sıyırmış. Mark kenardan aşağıya kalın çalılıkların üstüne düşmüş. Colin' i de yakalamışlar. İçlerinden birisi 3 tane cesedin bir gecede çok olacağını söylemiş ve Colin i öldürmekten vazgeçmişler. Ertesi gün Girit elbiseli ( Cretan clothes ) adam gelip Mark'ın ölüp ölmediğine bakacakmıs. Mark ertesi sabah uyanıp düştüğü yerden zar zor kalkmış. Lambis de onu orada bulmuş. Nicole Lambis'in anlattıklarını dinledikten sonra anlattığı için teşekkür etti. Colin'e ne oldu diye sordu ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wakusei -- 15 Nisan 2012; 21:52:54 >







  • Ee yaz buraya işte yardım edebilrsek ederiz?
  • Birde hangi tense kullanacağıma yardım ederseniz sevinirim. Hepsi geçmiş zaman mı olacak mesela "Frances grows and sells rock plants" cümlesini yazarken geçmiş zaman mı yapmam gerek.

    Not: Yazıyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wakusei -- 15 Nisan 2012; 19:38:58 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Wakusei

    Birde hangi tense kullanacağıma yardım ederseniz sevinirim. Hepsi geçmiş zaman mı olacak mesela "Frances grows and sells rock plants" cümlesini yazarken geçmiş zaman mı yapmam gerek.

    Not: Yazıyorum

    Bu cümle geniş zaman geniş zaman olarak çevirmelisin.
  • yolla 3-4 cüme çeviririm.
  • 1.
    Nicole ve kuzeni Frances tatil için Agios Georgios'a gitmeye karar verdiler. Frances arkadaşlarıyla beraber tekne kiralamıştı, arkadaşlarından 1 hafta erken ayrılıp Nicole ile Girit'e gideceklerdi. Frances Nicole'den sessiz , güzel , temiz, rahat bir hotel bulmasını rica etti. Nicole Agios Gerorgios adında bir köy buldu.Burası tam Frances in istediği gibi bir yerdi. Köyde küçük, şirin bir hotel vardı. Hotel in sahibi Girit de doğmuştu ancak şuan London'da bir restaurant işletiyordu. Restaurant ' dan kazandığı paralarla Agios G. köyünde küçük bir otel , kahve dükkanı ve kahve dükkanının hemen yanında küçük bir ev satın almış ve köyüne geri dönmüştü.

    Şimdi den çok teşekkür ederım



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wakusei -- 15 Nisan 2012; 19:56:51 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Wakusei

    Arkadaşlar ingilizce bir hikayenin ingilizce olarak özetini çıkartmam gerek ( yaklaşık 50-60 cümle )

    Kitabı okudum Türkçe olarak özetini çıkarttım ama İngilizceye çeviremiyorum. Hani herkes 1-2 cümle yardım etse hemen biterdi aslında yarına yapmam gerek


    Yabancı dil bölümünde pek aktif üye olmadığından oraya yazmak istemedim.

    yolla yardımcı olmaya çalışırım..
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Wakusei

    Nicole ve kuzeni Frances tatil için Agios Georgios'a gitmeye karar verdiler. Frances arkadaşlarıyla beraber tekne kiralamıştı, arkadaşlarından 1 hafta erken ayrılıp Nicole ile Girit'e gideceklerdi. Frances Nicole'den sessiz , güzel , temiz, rahat bir hotel bulmasını rica etti. Nicole Agios Gerorgios adında bir köy buldu.Burası tam Frances in istediği gibi bir yerdi. Köyde küçük, şirin bir hotel vardı. Hotel in sahibi Girit de doğmuştu ancak şuan London'da bir restaurant işletiyordu. Restaurant ' dan kazandığı paralarla Agios G. köyünde küçük bir otel , kahve dükkanı ve kahve dükkanının hemen yanında küçük bir ev satın almış ve köyüne geri dönmüştü.

    Nicole and her cousin decided to go Agios Georgios for holiday..Frances had rented a boat with her friends..She was going to leave her friends a week earlier and go to Girit with Nicole. Frances asked Nicole to find a silent peaceful nice and comfotable hotel. Nicole found a village called Agios Gerorgios. It was just like how Frances wanted. There was a tiny cute hotel in the village..The owner of the hotel was born in Girit but he was running a restaurant in London.. With the money he earned from restaurant, he bought a tiny hotel in Agios G. village , a coffe shop , a little house next to that coffee shop and returned to his village.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: joikaiboi

    quote:

    Orijinalden alıntı: Wakusei

    Nicole ve kuzeni Frances tatil için Agios Georgios'a gitmeye karar verdiler. Frances arkadaşlarıyla beraber tekne kiralamıştı, arkadaşlarından 1 hafta erken ayrılıp Nicole ile Girit'e gideceklerdi. Frances Nicole'den sessiz , güzel , temiz, rahat bir hotel bulmasını rica etti. Nicole Agios Gerorgios adında bir köy buldu.Burası tam Frances in istediği gibi bir yerdi. Köyde küçük, şirin bir hotel vardı. Hotel in sahibi Girit de doğmuştu ancak şuan London'da bir restaurant işletiyordu. Restaurant ' dan kazandığı paralarla Agios G. köyünde küçük bir otel , kahve dükkanı ve kahve dükkanının hemen yanında küçük bir ev satın almış ve köyüne geri dönmüştü.

    Nicole and her cousin decided to go Agios Georgios for holiday..Frances had rented a boat with her friends..She was going to leave her friends a week earlier and go to Girit with Nicole. Frances asked Nicole to find a silent peaceful nice and comfotable hotel. Nicole found a village called Agios Gerorgios. It was just like how Frances wanted. There was a tiny cute hotel in the village..The owner of the hotel was born in Girit but he was running a restaurant in London.. With the money he earned from restaurant, he bought a tiny hotel in Agios G. village , a coffe shop , a little house next to that coffee shop and returned to his village.



    Çok teşekkür ederım, devamında da hem Türkçesini hemde kendı çevirdiğim halini koysam yanlışlarıma bakabilir misiniz arada




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Wakusei

    quote:

    Orijinalden alıntı: joikaiboi

    quote:

    Orijinalden alıntı: Wakusei

    Nicole ve kuzeni Frances tatil için Agios Georgios'a gitmeye karar verdiler. Frances arkadaşlarıyla beraber tekne kiralamıştı, arkadaşlarından 1 hafta erken ayrılıp Nicole ile Girit'e gideceklerdi. Frances Nicole'den sessiz , güzel , temiz, rahat bir hotel bulmasını rica etti. Nicole Agios Gerorgios adında bir köy buldu.Burası tam Frances in istediği gibi bir yerdi. Köyde küçük, şirin bir hotel vardı. Hotel in sahibi Girit de doğmuştu ancak şuan London'da bir restaurant işletiyordu. Restaurant ' dan kazandığı paralarla Agios G. köyünde küçük bir otel , kahve dükkanı ve kahve dükkanının hemen yanında küçük bir ev satın almış ve köyüne geri dönmüştü.

    Nicole and her cousin decided to go Agios Georgios for holiday..Frances had rented a boat with her friends..She was going to leave her friends a week earlier and go to Girit with Nicole. Frances asked Nicole to find a silent peaceful nice and comfotable hotel. Nicole found a village called Agios Gerorgios. It was just like how Frances wanted. There was a tiny cute hotel in the village..The owner of the hotel was born in Girit but he was running a restaurant in London.. With the money he earned from restaurant, he bought a tiny hotel in Agios G. village , a coffe shop , a little house next to that coffee shop and returned to his village.



    Çok teşekkür ederım, devamında da hem Türkçesini hemde kendı çevirdiğim halini koysam yanlışlarıma bakabilir misiniz arada

    tamam alıntı yap at




  • 2.
    Frances ve Nicole pazartesi sabahı uçak ile Athens den Girit e geçip Heraklion da bir gece kalacaklardı. Ertesi gün otobüs ile Agios Georgios a geçeceklerdi. Ancak pazar günü Frances Nicoleyi arayarak teknenin gecikecegini söyledi. Nicoleden onu beklememesi ve gitmesi için yalvardı. Nicole pazar aksamı ucagı bindi ve pazartesi sabahı Studebakers ailesi onu agios Georgios a bıraktı. Bu sevecen yerde fazladan geçirecegi bir günü vardı . Çantasını alarak patikan aşağıya doğru inmeye başladı. Acıkmıştı ve yemek yiyebileceği bir yer bakmaya başladı. Kayalıkların köşesinde kırık bir dağ geçidi gördü arasından nehir suyu akıyordu. Oraya tırmandı ve eğilerek sudan içti. Karşısındaki kayalıklardan birisinin inmeye başladığını gördü. İlkten endişelenmedi , onun çoban olduğunu düşündü. Arkasını dönüp çantasını toplamaya başladı. Tam gidecekken bir baktı karşısında Yunan( greek yazıyor ) vardı. Kaçmak istedi ancak adam üzerime atladı ve beni kendisine çekti. Eliyle ağzımı kapattı. Yardım edebilecek kimse yoktu. Yunanlı adam " bu bir kız , sanırım ingiliz " diyerek bağırdı. Nicoleyi tutarak kulubeye soktu. İçerde yatan bir adam vardı. Adam nicoleye umarım Lambis canını yakmamıstır dedi. Yatan adamın kolunda yara vardı. Nicole ne olduğunu sordu , lambis bağırarak bir şey yok tırmanırken düştü dedi. Yaralı adam'ın adının Mark olduğunu ve ingiliz olduğunu öğrendi. Lambis'e bardak verdi ve bardağa su doldurmasını söyledi. Gelirken de aşağıdan çantasını getirmesini istedi. Lambis istediklerini getirdi, Nicole Mark'a bir parça ekmek ve su verdi. Mark Nicolenin burdan gitmesini buranın tehlikeli olduğunu söyledi. Lambis in onu Agios Georgios a kadar götüreceğini ve bu gördüklerini kımseye bahsetmemisini söyledi. Nicole çantasını toplayarak Lambis ile yola koyuldu, Mark'a ne olduğunu anlatmasını istedi . Lambis güvenli bir yer buldu ve oturdular. Anlatmaya başladı ;


    Şimdi çevirmeye çalışacağım bunu ( çevirince düzenleyeceğim yanlışlarımı söylerseniz sevinirim )



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wakusei -- 15 Nisan 2012; 20:37:09 >




  • Frances ve Nicole pazartesi sabahı uçak ile Athens den Girit e geçip Heraklion da bir gece kalacaklardı. Ertesi gün otobüs ile Agios Georgios a geçeceklerdi. Ancak pazar günü Frances Nicoleyi arayarak teknenin gecikecegini söyledi. Nicoleden onu beklememesi ve gitmesi için yalvardı. Nicole pazar aksamı ucagı bindi ve pazartesi sabahı Studebakers ailesi onu agios Georgios a bıraktı. Bu sevecen yerde fazladan geçirecegi bir günü vardı . Çantasını alarak patikan aşağıya doğru inmeye başladı. Acıkmıştı ve yemek yiyebileceği bir yer bakmaya başladı. Kayalıkların köşesinde kırık bir dağ geçidi gördü arasından nehir suyu akıyordu. Oraya tırmandı ve eğilerek sudan içti. Karşısındaki kayalıklardan birisinin inmeye başladığını gördü. İlkten endişelenmedi , onun çoban olduğunu düşündü. Arkasını dönüp çantasını toplamaya başladı. Tam gidecekken bir baktı karşısında Yunan( greek yazıyor ) vardı. Kaçmak istedi ancak adam üzerime atladı ve beni kendisine çekti. Eliyle ağzımı kapattı. Yardım edebilecek kimse yoktu. Yunanlı adam " bu bir kız , sanırım ingiliz " diyerek bağırdı. Nicoleyi tutarak kulubeye soktu. İçerde yatan bir adam vardı. Adam nicoleye umarım Lambis canını yakmamıstır dedi. Yatan adamın kolunda yara vardı. Nicole ne olduğunu sordu , lambis bağırarak bir şey yok tırmanırken düştü dedi. Yaralı adam'ın adının Mark olduğunu ve ingiliz olduğunu öğrendi. Lambis'e bardak verdi ve bardağa su doldurmasını söyledi. Gelirken de aşağıdan çantasını getirmesini istedi. Lambis istediklerini getirdi, Nicole Mark'a bir parça ekmek ve su verdi. Mark Nicolenin burdan gitmesini buranın tehlikeli olduğunu söyledi. Lambis in onu Agios Georgios a kadar götüreceğini ve bu gördüklerini kımseye bahsetmemisini söyledi. Nicole çantasını toplayarak Lambis ile yola koyuldu

    Frances and Nicole had planned to take the plane from Athens to Crete on Mondoy evening. The next day they were going to take the bus to Agios G. However on Sunday Frances had telephoned Nicole. She says the boat had been delayed and begged Nicole not to wait. Nicole had caught the plane on Sunday night , and on Monday morning the Studbakers had brought his to Agios G. by car. So here she had an extra day. She took her bag and started down the path. She was angry and she looked after somewhere to eat her food. Round the corner of the cliff, the wall of the ravine was broken. She climbed up to the top of the ravine. She bent down to drink. She saw a man among the rocks. But she didn't worried because she think he was a shepherd. She picked up her bag and turned to go . Suddenly the shepherd dropped down in front of Nicole. Nicole wanted to run but she cant. The man jumped at her. His hand covered her mouth. There was nobody to help . The shepherd said in a low voice ; " it's a girl , I think she's English ". He took Nicole to hut. In the corner a man was lying on a rough bed . He said ; " I hope Lambis didnt hurt you . The man had a hurt in his arm who was lying on a rough bed. Nicole said; you were hurt , what happened ? Lumbis said ; Nothing , he fall down when he was climbing." Nicole learned the wounded man's name was Mark and he was English. Nicole gave a glass to Lambis and wanted to fiiled water it. Lambis brought the glass and Nicole's bag. Nicole gave a glass of water and bread to Mark. ( MARK BURASININ GÜVENLİ OLMADIĞINDAN NİCOLE'NİN GİTMESİNİ İSTİYORDU BUNU ÇEVİREMEDIM ) Lambis took Nicole to Agios but she mustnt told anyone to something of she sad.Nicole picked up her bag and go with Lambis .


    olmuş mu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wakusei -- 15 Nisan 2012; 21:11:00 >




  • Arkadaşlar yardım ederseniz bi bu kadar daha var çeviremediğim cümleleri yazsam olur mu
  • Arkadaşlar bu cümleleri çevirmeme yardım eder misiniz ? Herkes 1 cümle çevirse bile yeter bende çevirmeye çalışıyorum şuan ama daha çok var onları da çevirmem gerek ;

    Lambis ve Nicole güvenli bir yerde oturup konuşmaya başladılar. Lambis olayı anlattı; Ben girit de doğdum ama Piraeus da yaşıyordum. Bir teknem var ve Mark bazı adaları gezmemiz için beni kiraladı. 2 gün önc Girit e geldik.Cumartesi Agios Georgios ' a gidecektik ama Mark ve kardeşi Colin önce eski kiliseyi gezmek istediler. Oraya geldik . Mark ve Colin tekneden ayrıldılar . Akşam oldu hala gelmediler. Merak ettim ve aramaya başladım. Kiliseye gittim bakındım ancak bulamadım. Agios Georgios a inen yola çıktım ve aramaya devam ettım. Bi süre sonra yolda kan izleri gördüm ve bu izleri takip ederek Mark'a ulaştım. Seninle karşılaştığımız yerdeydi. Yaralanmıştı , hemen yukarıdaki kulubeye götürdüm onu. Anlattığına göre Colin ile dönerken yolda birkaç kişinin yüksek sesle konuştuğunu görmüş. 3 erkek 1 kadın varmış , birde yerde ölü halde yatan bir erkek daha varmış. Girit elbiseli adamın elinde silah varmış. Mark ve Colin ordan uzaklaşmak istemişler , tam geri dönüp kaçacakken içlerinden bir tanesi onları görmüş ve silahı doğrultmuş. Mark hemen kardeşinin önüne geçmiş. Eli silahlı adam ateş etmiş , mermi Mark'ın kolundan sıyırmış. Mark kenardan aşağıya kalın çalılıkların üstüne düşmüş. Colin' i de yakalamışlar. İçlerinden birisi 3 tane cesedin bir gecede çok olacağını söylemiş ve Colin i öldürmekten vazgeçmişler. Ertesi gün Girit elbiseli ( Cretan clothes ) adam gelip Mark'ın ölüp ölmediğine bakacakmıs. Mark ertesi sabah uyanıp düştüğü yerden zar zor kalkmış. Lambis de onu orada bulmuş. Nicole Lambis'in anlattıklarını dinledikten sonra anlattığı için teşekkür etti. Colin'e ne oldu diye sordu ?




  • Kendim yazıp kendim çeviriyom arkadaş
  • özet present tense ile yazılır bunu göz önünde bulundur
  • quote:

    Orijinalden alıntı: |cypo|

    özet present tense ile yazılır bunu göz önünde bulundur

    Present cont / Present simple ıkısı de olur o zaman öyle bir sonuç çıkardım yanlış anlamadıysam
  • 3
    Lambis ve Nicole güvenli bir yerde oturup konuşmaya başladılar. Lambis olayı anlattı; Ben girit de doğdum ama Piraeus da yaşıyordum. Bir teknem var ve Mark bazı adaları gezmemiz için beni kiraladı. 2 gün önc Girit e geldik.Cumartesi Agios Georgios ' a gidecektik ama Mark ve kardeşi Colin önce eski kiliseyi gezmek istediler. Oraya geldik . Mark ve Colin tekneden ayrıldılar . Akşam oldu hala gelmediler. Merak ettim ve aramaya başladım. Kiliseye gittim bakındım ancak bulamadım. Agios Georgios a inen yola çıktım ve aramaya devam ettım. Bi süre sonra yolda kan izleri gördüm ve bu izleri takip ederek Mark'a ulaştım. Seninle karşılaştığımız yerdeydi. Yaralanmıştı , hemen yukarıdaki kulubeye götürdüm onu. Anlattığına göre Colin ile dönerken yolda birkaç kişinin yüksek sesle konuştuğunu görmüş. 3 erkek 1 kadın varmış , birde yerde ölü halde yatan bir erkek daha varmış. Girit elbiseli adamın elinde silah varmış. Mark ve Colin ordan uzaklaşmak istemişler , tam geri dönüp kaçacakken içlerinden bir tanesi onları görmüş ve silahı doğrultmuş. Mark hemen kardeşinin önüne geçmiş. Eli silahlı adam ateş etmiş , mermi Mark'ın kolundan sıyırmış. Mark kenardan aşağıya kalın çalılıkların üstüne düşmüş. Colin' i de yakalamışlar. İçlerinden birisi 3 tane cesedin bir gecede çok olacağını söylemiş ve Colin i öldürmekten vazgeçmişler. Ertesi gün Girit elbiseli ( Cretan clothes ) adam gelip Mark'ın ölüp ölmediğine bakacakmıs. Mark ertesi sabah uyanıp düştüğü yerden zar zor kalkmış. Lambis de onu orada bulmuş. Nicole Lambis'in anlattıklarını dinledikten sonra anlattığı için teşekkür etti. Colin'e ne oldu diye sordu ?

    3
    Lambis and Nicole standed in a safely place. Lambis told the story ; I was born in Crete, but now I lıve in Piraeus. I had a boat and Mark hired me to travel round some of the islands. Two days age , we came Crete. We were going to come to Agios Georgios on Saturday morning, but first Mark and his brother Colin wanted to see an old church. Mark and Colin left the boat. By night , they had not come back. I was worried and I started to seach them. I went to the church. But ı cant find them. I went to path which was going to Agios Gergios and continued the search. Some times later ı saw blood on path. I followed signs and find the Mark. He said ; I came with Colin ,we heard some voices. Three man and a woman stood there. A fourth man lay on his face at the edge of a cliff. He was dead. The man had a gun who has a Cretan clothes. We wanted to run away but one of them saw us. I pushed Colin behind me.The man aimed me. I felt over the edge into some thick bushes. They caught Colin. But didn't kill him." The next day the man in Cretan clothes came to look for Mark died or not. Mark woke up and climbed to the path. Later I found him.What happened to Colin ? said Nicole

    ARKADAŞLAR Bİ HATA VAR MI ONA BAKSANIZ BARİ



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wakusei -- 15 Nisan 2012; 22:54:41 >




  • Haydi durmak yok yarına bitecek
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.