Türkiye'de Taekwondo

uk.bjk

Yüzbaşı

533 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Türkiye'de Taekwondo

Taekwondo Türkiye’ye ilk kez güney Koreli General Çoi-Honghi başkanlığında iyi niyet gezisine çıkmış olan G. Kore taekwondo ekibi tarafından tanıtıld ı (1964). Nazım Canca ve Şükrü Gençel’in çabalarıyla kısa sürede hemen bütün ülkeye yayıldı. Güney Kore’den antrenör Ço Soo-Se’nin getirilmesiyle (16 Haziran 1970) yayılmasını hızlandırarak sürdürdü.

İsmet Iraz hocamız, taekwondoyu tanıtmak için yaptığı fedakarlıklar ve uluslararası başarılarla taekwondonun gücüne güç katarak günümüze kadar hızla büyümesine yaradımcı olmuştur. Taekwodonun bugüne kadar hızla büyümesinin en büyük sebebi bana göre taekwondonun sonundaki 'do' kelimesinde saklıdır. Yani bu sporun felsefesi, temizliğe verdiği önem ve en önemlisi ahlak.

Asil bir millet oluşumuz, savaşmayı seven ruhumuz, mücadeleden hoşlanan yapımız gereği taekwondoya fiziken uygun olduğumuz kazanılan başarılarla kesin bir şekilde ortaya konulmuştur. Bunu yanı sıra Türk halkının taekwondoya bakış açısını belirlemek açısından yaptığım çalışmalarda bizi yetiştiren hocalarımıza spora nasıl başladıklarını, hangi şartlarda devam edip, başarıya ulaştığını sorduğumda aldığımız cevaplar bütün tabuları yıkmakta.

1980'li yıllarda Bruce Lee filmlerinin fazlalığı, sinema salonlarıyla taekwondo salonlarının yakınlığı, akşama kadar ağır işlerde çalışılması bir engel teşkil etmeksizin Türk insanının özelliklede Türk gençlerinin ilgisini çekmek için yeterli olmuştur.

O yıllarda taekwondo sporuyla uğraşan hocalarımızın başarılarına baktığımızda o günün şartları, bilimsellikten, profesyonellikten uzak olunması başarıyla kesinlikle doğru orantılı değil.Dünya şampiyonu hocamız Cihat Kutluca, Dünya ikici hocamız Şakir Bezci, Olimpiyat ikincisi hocamız Ekrem Boyalı gibi örnekleri çoğaltmak mümkün.Türkiye'ye gelmesinden kısa süre sonra büyük başarılara imza atılması taekwondo branşıyla Türk insanının uyumunu gözler önüne sermektedir.

Branşın getirdiği kurallar neticesinde bir üst kuşağa hoca diye hitap edilmesi ona saygı gösterilmesi, üst kuşakların ise kendinden alt kuşak sporculara bir şeyler öğretmek, sorulan sorulara cevap vermek zorunda olması, maçlara çıkıldığında dövüşen sporcuyla müsabakadan önce ve sonra ilgilenilmesi başarının tebrik, başarısızlığın teselli edilmesi gibi davranışlar aslında Türkiye'deki insanların normal hayattaki olması gerektiğini düşündüğü davranış biçimleriyle örtüşmektedir.

Böyle bir disiplinle çalışmış, imkansızlarla yetişmiş bir dönemin sporcusu olan şimdiki antrenörlerimiz başarının bu şekilde geldiğini yoğun bir şekilde tecrübe etmesi sebebiyle günümüzdeki öğrencilerine de aynı disiplin ve ahlak ile eğitmekte ve yetiştirmektedir. Kendini savunmak isteyen çocukların başlamak istedikleri basit bir kursun haricinde, günümüz şartlarında bilgisayar başından çocuklarını kaldırmak isteyen ailelerinde çok yaygın bir şekilde ilgilerini çeken bir branş haline gelmiştir.
En önemlisi ise zamanında taekwondo yapmış, kazanmış, kaybetmiş, soyunma odası muhabbetlerinin tadını almış, beraber çalıştığı, ter döktüğü insanların başarılarıyla sevinip başarısızlıklarıyla üzülmüş, küçücük yaşta sadece dövüşmek için Türkiye'nin diğer ucuna gitmiş, orda kazandığı arkadaşlarıyla hala görüşen, her fırsatta o günleri yadeden insanlar çocuklarınında aynı disiplinde yetişip aynı duyguları yaşaması için çocuklarının taekwondo yapmasını istiyor.

Özetlemek gerekirse Türkiye'de taekwondo kelime alamında olduğu gibi ''el ve ayak hareketlerinin sistemli teknik olarak ahlak kuralları çerçevesinde birleştirilerek savunma amacıyla yapılan spor dalı'' olmanın dışında çok farklı anlamlar ve değerler içeren ikinci ata sporu denilebilecek bir yaşam tarzıdır.

leoparspor.com sitesinden alıntıdır.

< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi uk.bjk -- 2 Mart 2017; 15:30:35 >

Benzer içerikler