Şimdi Ara

Türkler Nasıl Müslüman Oldu (10. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
219
Cevap
7
Favori
10.705
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu kitabın yazarını şimdi hatırladım. Tv'ye çıkıp Osmanlı'yı sürekli yerin dibine sokan, tasavvuf üzerinden bile Osmanlı'yı eleştiren biri. Neymiş Osmanlı tasavvuf düşmanıymış.



    Ayrıca Pkk destekçiliği de var bu adamda. Bu adamın tek derdi 'Türkler kılıç zoruyla Müslüman oldu' diyerek Türkleri küçük düşürmek. Aynı konudaki arkadaşların kastığı gibi.



    Tarihi iyi bildiğini düşünüyorum ama bilerek sırf solcu olduğu için milliyetçilere vs. çatmak için tarihi bilerek değiştiriyor ve çarpıtıyor.
  • bojack2 B kullanıcısına yanıt
    o yazar ilber ortaylı mı

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Forumun seviyesine bak. Daha ne yazdığını okumadan hemen bir şeyleri savunmaya geçiyor millet.



    Hee İlber'den bahsediyorum. Noolcak?
  • dostum bu kadar neden küçük düşürme ezme rencide etme heveslisi sin ki sakin ol birşey sormadı say

    sadece şunun için (Bu kitabın yazarını şimdi hatırladım. Tv'ye çıkıp Osmanlı'yı sürekli yerin dibine sokan) sormuştum

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gokuba

    Tarihde sorgulama ve özgürlüğün yok edilişinin simgesi kimdir?http://i.hizliresim.com/MkB702.jpg Bundan yaklaşık 1600 yıl önce Mısır’ın İskenderiye kentinde korkunç bir cinayet işlenir; ‘iffetsiz’ ve ‘günahkâr’ olmakla suçlanan bir kadın toplumun gözleri önünde, taşa tutulan, parçalara ayrılıp yakılan kadın, matematikçi, gökbilimci, filozof Hypatia’dır.
    Büyük İskender’in M.Ö. 332 yılında kurduğu İskenderiye, yüzyıllarca barış içinde yaşadı. M.Ö. 30’larda Roma’nın hâkimiyetine geçen kentte barış ortamı M.S. 300’lerde bitti. Limanları, bilginleri, kültür merkezi, dev kütüphanesi ve üniversitesiyle İskenderiye o dönem ticaretin ve aydınlanmanın merkeziydi. Başında ünlü matematikçi Theon’un bulunduğu okulda kızı Hypatia da matematik, felsefe ve astronomi dersleri veriyor, Platon, Aristo ve Oklid’in fikirlerini tartışmaya açtığı bu dersler dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilerle dolup taşıyordu…
    Kentin dokusu Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesinin ardından hızla değişti. İktidara egemen olan Hıristiyanlar, Pagan ve Yahudiler başta olmak üzere farklı inançlara sahip kim varsa hedef aldı.
    Kentte ardı ardına cinayetler işlenirken Hypatia çalışmalarını aralıksız sürdürdü. Her gün bir çember çizerek; dünyanın, güneşin, gezegenlerin hareketlerini yeniden hesap ediyor, öğrencilerine “Bizi birleştiren şeyler ayıranlardan daha fazla; tüm insanlar eşittir, kardeştir…” tavsiyesinde bulunuyordu.
    ***
    İskenderiye Üniversitesi’ni inançsızlığın merkezi olarak gören Hıristiyanlar, Serapis tapınağı, müze ve dev kütüphanenin yok edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Kitapların parçalandığı, heykellerin yıkıldığı, insanların öldürüldüğü kanlı saldırıda yüzyılların bilimsel birikimi de yok edildi. En sevdiğini; babasını da kaybeden Hypatia, artık yapayalnızdı…
    Ancak babasına söz verdiği gibi gerçeği aramaktan asla vazgeçmedi. Hypatia “Dünya hareket ederken daire mi çiziyor, elips mi, yoksa güneş dönüyor dünya yerinde mi duruyor” diye düşünürken kötülük yerinde durmuyor, örgütleniyordu…
    ***
    İskenderiye Patrikhanesi’nin ise o bilimsel çalışmalarını sürdürürken Hypatia’ya duyduğu kin her geçen gün artıyordu. ( Bunun nedeni Özellikle Hristiyanların, tepsi gibi düz Dünya anlayışı tümüyle onların Tevrat'ta okudukları "Yaratılış Destanı (Genesis)" anlatısından kaynaklanıyordu.
    Batılı kaynaklarda yer alan Tevrat'taki Dünya ve Güneş sistemi anlayışı (Bkz. Hebrew Cosmology).

    Buna göre Dünya düzdü, çevresi sularla kaplıydı, Dünya kıpırdamadan duruyor, Güneş doğudan batıya doğru gidip geliyordu. Aslında bu durum, yalnızca Hristiyanlığa özgü bir durum değildir; Tevrat'tan kaynaklanan bu durum önce Hristiyanlığa geçmiş ve oradan da Kuran-ı Kerim'e geçip tüm tek tanrılı dinlere nüfuz etmiştir. Fakat bu durum Tevrat ve İncil'de kolaylıkla görülebilirken, Kuran-ı Kerim'de ayetlere dağıtılarak gizlenmiştir. Sure 13-Ayet 3: Yeri yayan (düzleyen) odur.
    Sure 15-Ayet 19: Yeri yaydık, oraya sabit dağlar yerleştirdik.
    Sure 50-Ayet 7: Yeryüzünü de döşedik ve ona sabit dağlar koyduk.
    Sure 79-Ayet 30: Ardından yeri (Dünya'yı) yaydı, uzattı.
    Sure 88-Ayet 20: Ve yer (Dünya) nasıl yayılmış?

    Burada "Yaymak" kelimesi ilk 3 ayette "Maddah" olarak kullanılmıştır. Bu kelime aynı zamanda, Sure 25-Ayet 45'te Allah'ın gölgeyi sabit kılmaktansa nasıl uzatıp gerdiğini anlatmak için de kullanılmıştır.

    Bu ayetlerin hepsi eski tefsirlerin (İbn Abbas-7. yy, İbn Kathir-14. yy, Al Jalalayn-16. yy) hepsinde, Dünya'nın düz olduğu şeklinde çevrilmiştir. Fakat her nasılsa yeni çevirilerde (20. yy tefsirleri. Örneğin Mariful Quran), anlamı "Dünya'nın yuvarlak olduğu"na getirilmiştir.http://www.youtube.com/v/kjjYXOIHCaY&hl=en ve Suudi Arabistanın baş müftülerinden şeyh Abdül Aziz Bin Baz'ın fetvası şöyle:Tarih: 1975 Kim dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ederse küfür ve delalete düşmüş olur. Çünkü bu iddia hem Allah’ın, hem Kuran’ın, hem Peygamber’in reddidir. Bunu iddia eden kişi tövbeye davet edilir. Ederse ne ala! Aksi takdirde kafir ve dinden dönmüş bir kişi olarak öldürülür ve malı da Müslümanlar’ın hazinesine katılır. Kaynak: “Dünya’nın Sakin Güneş’in Hareketli Olduğuna ve Gezegenlere Çıkmanın İmkansızlığına Dair Akli ve Hissi Deliller”adlı kitabı.
    Eğer ileri sürdükleri gibi Dünya dönüyor olsaydı ülkeler, dağlar, ağaçlar, nehirler, denizler bir kararda kalmazdı. İnsanlar batıdaki ülkelerin doğuya, doğudaki ülkelerin batıya kaydığını görürlerdi. Kıble’nin yeri değişir, insanlar kıbleyi tayin edemezlerdi. Velhasıl bu iddia sayması uzun sürecek birçok nedenden dolayı batıldır.”)
    Eski öğrencisi olan kent valisinin onun tesirinde olduğunu ve bu sayede farklı inançların korunduğunu düşünüyordu.
    Hypatia’nın öldürülmesi için tezgâh kuruldu. Başpiskopas Kril’in talimatıyla papaz pazar ayininde bir konuşma yaptı; kadının toplumda olması gerektiği yeri tanımladı önce, asla bir erkekle eşit olamayacağını, erkeğe akıl veremeyeceğini, kıyafetlerinden hareketlerine kadar dikkat edeceğini anlattı uzun uzun. Ardından Hypatia’yı hedef göstererek İskederiye’de haddini aşmış bir kadının yaşadığını, büyücü, günahkâr bir şeytan olduğunu söyledi.
    Kalabalık soluğu Hypatia’nın kapısında aldı.
    Önce saçından sürüklediler. Haypatia’yı çırılçıplak soyup en acı şekilde nasıl ölebileceğini tartıştılar; biri “Taşlayalım”, diğeri “Derisini yüzelim” dedi, öteki ateşe vermekten bahsetti. Karar veremediler, sırayla hepsini yaptılar…
    ***
    Tarihte bilinen ilk kadın matematikçi olan Hypatia’nın yazdığı kitaplar kütüphane saldırısında yok edildi. Feminist sanata da konu olan Hypatia hakkında çok sayıda roman, Oyun ve şiir yazıldı… Hypatia’yı “Bağnazlığın masum bir kurbanı” diye tarif eden Voltaire, öldürülmesini ise ‘SORGULAMA VE ÖZGÜRLÜĞÜN YOK EDİLİŞİNİN SİMGESİ’ olarak görmüştür.
    ***
    Derler ki Hypatia’nın katli sadece bir bilim insanın ölümü değil daha fazlasıdır; aydınlıkla karanlığın savaşında bir dönemeç kabul edilir.
    Hypatia’nın; insanlığa büyük bir dersi daha vardır; tüm karanlığa inat ‘Göğe bakalım…’
    Dini kullanan ama din ile alakası olmayan müşrik iktidarlara karşı olan ruh Hypatia'dır ve siz hypatia'nın dengi değilsiniz. Sizin kafanızda oluşturulan gerçeklik ve neye inandığınızın bir önemi yok, asıl gerçeği görmezseniz gerçek duvarına toslamaya ve dağılmaya devam edersiniz. Artık ders alın, akıl etmeye bakın, bilim ve tarih ile görün.
    Dip not: Hypatia'nın hikayesini anlatan müthiş bir film vardır.
    Seyretmek isteyenler için filmin adı: "Agora"
    Şiddetle tavsiye ediyorum.

    Verdiğin ayetlerde çeviri farklılıkları var. "dehâ-hâ" kelimesi birden çok anlama geliyor. Ben bunu art niyetli olmadan baktığım zaman "dehâ-hâ" kelimesinin kuranda geçen itibariyle yumurta şeklinde tasvir edildiğini düşünüyorum yani elips şekli anlatılmak istenmiş, dediğim gibi "dehâ-hâ" kelimesinin birden çok anlamı var hatta bazı forumlarda uzun tartışmalar yaşanmış. Eğer art niyetli düşünürsen "dehâ-hâ" kelimesini farklı anlamlara çekebilirsin. Çeviri farklılıklarından en meşhuru ise "darebe" kelimesidir "darebe" kelimesi hem dövmek anlamına gelirken aynı zamanda çıkmak anlamınada gelmektedir. Bu kelime farklılıkları okuyan kişinin art niyetli olup olmamasına bırakılmış yani sen kelimeleri kötüye yorarsan o tabiki senin bileceğin iş.

    sonuç itibariyle; "Bizim işimiz bize, sizin işiniz size. Size selam olsun"




  • bojack2 B kullanıcısına yanıt
    Açıkçası vahdet-i vücut islamda her zaman tartışma konusu olmuştur fakat Osmanlı herhalde en hoşgörülü devletlerden biridir bu konuda.



    Sadece yeniçeriliğin kaldırılması esnasında bektaşilik de yasaklanmıştır fakat sufiler her zaman özgürce inançlarını yaşamışlardır.



    Günümüzde vahdet-i vücut düşüncesi Osmanlıya kıyasla çok daha saldırı altında doğrusu- bir çok forumda yaratan ve yaratılanın islamda kesin çizgilerle ayrıldığı, Allahın yansımasının insan olamayacağı bunun sapıkça bir düşünce olduğu filan yazılıp duruyor. Günümüzde tasavvufçular daha çok saldırıya maruz kalıyor aslında.





    Burada yazan bir çok arkadaş bence saçma tarihi bilgilere kızarak da yazıyor. Yıllarca kitaplarda şöyle dendi müslümanlık temizliği emrediyordu Türkler de pek temizdi vs böyle böyle sebeplerle islam seçildi

    Tarihi gerçeklerde başka bir yığın ek ve savaş çatışma da var. Bunların bilinmesinde bir sakınca yok bence



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi cemsinan -- 8 Ocak 2017; 13:21:2 >




  • Adam hala hilafet diyor ya Ulan uyanın artık şu ıslak Osmanlı rüyalarından, madem o kadar etkiliydi hilafet makamı o kadar çöl bedevisi niye isyan etti.
  • Yorumları inceledim. Tamamiyle fanatizm ve nefret söylemleri ile dolu, gerçek tarihten ve objektiflikten uzakta, saçma sapan ordan burdan duyma, kulaktan dolma bilgilerle dolu.

    Sonra 'TR niye gelişmiyor?' diye ağlamaya devam.
  • Konunun başından beri yazılanları okursan göreceksin ki birçok arkadaşın okuduğunu anlama problemi var.

    Orada Ahmet Yesevi, İmam Maturidi, Hanefilik ve ilk Türk devletleri hakkında azıcıkta olsa bilgi sahibi olmadan bu konunun konuşulması saçma demişim cevap verenlerin verdiği cevaplar sadece internette okuduğu iki üç şeyi tekrar tekrar tekrarlamak üzerine alakasız cevaplar.

    Benim yukarıdaki mesajımda kimden bahsettiğim gayet açık. Ama sizde okumadan hemen İlber Ortaylı'yı karıştıyorsunuz.

    Ben de diyorum ki İlber'den bahsetsem ne değişecek?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • soru: Türkler Nasıl Müslüman Oldu
    bence doğru soru şu olmalı: Türkler Müslüman "Oldu" mu ?..
    bu soruya cevabım: süreç 1000 yıl sürdü ama Türkler henüz müslüman olmayı tamamlayamadı, hep yarım-yamalak müslüman oldular hem nicelik hem nitelik bakımından !..

    diğer soru: peki, müslüman olmayı tamamlayabilen toplum/millet oldu mu ?..
    cevap: yine hayır ... çoğu yarım-yamalak müslümanlığı seçtiler ...

    son soru: niçin ?..
    cevap: hiçbirinin işine gelmiyor ... herkes "Allah'a inanayım, kalbimde yaşasın ama hayatıma karışmasın" derdinde ... Allah, çoğu insanın hayatında ilk sırada değil ... yani aslında çoğu "yarı-müşrik" sayılır ...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bojack2

    Bu kitabın yazarını şimdi hatırladım. Tv'ye çıkıp Osmanlı'yı sürekli yerin dibine sokan, tasavvuf üzerinden bile Osmanlı'yı eleştiren biri. Neymiş Osmanlı tasavvuf düşmanıymış.



    Ayrıca Pkk destekçiliği de var bu adamda. Bu adamın tek derdi 'Türkler kılıç zoruyla Müslüman oldu' diyerek Türkleri küçük düşürmek. Aynı konudaki arkadaşların kastığı gibi.



    Tarihi iyi bildiğini düşünüyorum ama bilerek sırf solcu olduğu için milliyetçilere vs. çatmak için tarihi bilerek değiştiriyor ve çarpıtıyor.

    Haklısın. Ben okuduğumda da şüpheye düşmüştüm.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: cemsinan

    Açıkçası vahdet-i vücut islamda her zaman tartışma konusu olmuştur fakat Osmanlı herhalde en hoşgörülü devletlerden biridir bu konuda.



    Sadece yeniçeriliğin kaldırılması esnasında bektaşilik de yasaklanmıştır fakat sufiler her zaman özgürce inançlarını yaşamışlardır.



    Günümüzde vahdet-i vücut düşüncesi Osmanlıya kıyasla çok daha saldırı altında doğrusu- bir çok forumda yaratan ve yaratılanın islamda kesin çizgilerle ayrıldığı, Allahın yansımasının insan olamayacağı bunun sapıkça bir düşünce olduğu filan yazılıp duruyor. Günümüzde tasavvufçular daha çok saldırıya maruz kalıyor aslında.





    Burada yazan bir çok arkadaş bence saçma tarihi bilgilere kızarak da yazıyor. Yıllarca kitaplarda şöyle dendi müslümanlık temizliği emrediyordu Türkler de pek temizdi vs böyle böyle sebeplerle islam seçildi

    Tarihi gerçeklerde başka bir yığın ek ve savaş çatışma da var. Bunların bilinmesinde bir sakınca yok bence

    Elbette bunların bilinmesi gerek. Ama konuyu bu kadar abartıp süsleyenlerin derdi tarihi hakikatleri bulmak değil.



    Her milletin tarihinde katliam, yağma, talan var. Hele burada bu yorumları yapanlar gelip burda Hülagü'ye atam diyecek kadar katliama, talana sevgi besleyen insanlar.



    Dünya tarihinde bir sürü savaş var. Bu savaşları, katliamları, kardeşin kardeşi bıçaklamasını, kancıklıkları, aynı milletten insanların birbirini sürekli vurmasını (hem de üç kuruşluk dünya malı için) okuyan biri böyle rahatça tarihi olayları abartıp süsleyemez.



    ----



    Erdoğan Aydın'ın çelişkileri sadece bunlar değil. Adam adeta yalan makinesi. Bu kadar yalanla gelip objektiflikten falan dem vuruyor. İşte internette bu konu hakkında yazılan yazılar bu minvalde.




  • İslam ile Arap kültürü eş değildir. Arap gibi yaşamadan da İslam'ı yaşayabilirsiniz. Günümüzde Batı ülkeleri gelişmiş olduğu için onları örnek alarak onlara benziyoruz. O dönemde de Doğu medeniyetleri olduğu için onlar örnek alınmış ve onlara benzemeye çalışmışlardır diye düşünüyorum.
  • koyar olm kullanıcısına yanıt
    Konuda sadece ayet yok o ayetlere konuşan yüzlerce yıllık bir islam fetvasının kanıtları var, ve o ayetlerin neden orada olduğunun ve kaldırıldığınında geçmişi var. Ayrıca bu ayetlerin bu şekilde yazılması doğal çünkü kur-an içeriğini tevrat ve incilden almıştır. "İncilde ve tevratta dünya hala düzdür :D yani kısacası dostum işin içinden çıkamayınca hep şunu derler senin dinin sana benim dinim bana, bunun meali şudur arkadaş benim motor yandı ben işin içinden çıkamadım ama düşünmeye ve bu konuda akıl etmeye tarihi ve kanıtları görmeye de niyetim yok ben bana öğretilenlere inanırım ve bildiğimden şaşmam, benim bildiğim kesin doğrdur, bu kadar millet yanlışda bir tek senmi doğrusun, sen yoluna ben yoluma" Bu din ideolojisinin içinde kaybolmuş kişiler için kaçınılmaz bir sonuçtur

    Fakat şunu unutmayın arkadaşlar din ideolojilerini çözemeyen toplumların kendi rönesans dönemini yaşayamayan bir orta doğunun bir geleceği olmayacak, dinleri çözemeyen bir halkın geleceği yoktur ve batı siz kendi rönesans döneminizi yaşayamayın diye ellerinden geleni yapıyor. Ükemizdede abd ve ingiliz akepeyi iktidar yaptı. Zihnen sizi bağımlı ve aptal tutmak işlerine geliyor. çocuklarınız eğer bir geleceği olurda hayatta kalırsa sizi yargılayacaklar, 10 senedir din ideolojisini araştıran biri olarak söyleyebilirm ki gelecekde din diye bir şey olmayacak, buna kesinlikle emin olabilirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gokuba -- 8 Ocak 2017; 21:33:37 >




  • Bayberty kullanıcısına yanıt
    Yav arkadaş din ideolojisi insanları ne komik hale düşürüyor :D

    Asılarak, kesileerek, karılarını kızları fahişe olarak vererek bir din ile tanış, kılıç zoruyla bu din bu coğrafyaya girsin, zorla çocuklarına öğretsinler daha sonra bu şekilde gelen bir dine şöyle de acaba biz bu dini tam olarak yaşabildikmi? Bence yarım yamalak bu dini yaşadık biz bu dine layık olamadık :D

    yaşadın dostum yaşadın osmanlıda en az emevi kadar bu dinin ekmeğini yedi, aynı şekidle yaydı rahat ol yaşadın :D



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gokuba -- 8 Ocak 2017; 21:55:58 >
  • gokuba kullanıcısına yanıt
    ben düşündüğümü açık net ortaya yazdım, benim görüşüm bu ...
    kendin ne düşünüyorsan o görüşü ortaya yaz, kişisel cevap yazma ...
  • İslam fetvası verenlerin doğru olduğunu kabul ettiğimi nereden çıkarttın kuran dediğimiz kitap daha bilmediğimiz neler içeriyor neler, bunun sonu yok. İslam fetvasının büyük bir kısmı hadislere dayanır hadislerde de ihtilaf olduğunu herkes biliyor. Yani geçmiş zamanda birileri hadis uydurdu diye biz niye zan altında kalalım.

    http://bitchyobjectpanda.tumblr.com/post/114691338734/başlıksız-12

    daha önce blogumda yaptığım bir alıntı kısa bir alıntı okuyabilirsin. Kuranla ilgili tevrattan ve incilden alıntılar vardır evet tabi incil ve tevrat değişmeden önce, fetih suresinin son ayetlerini okursan incilden atıf yapıldığını görürsün.

    Tevrat ve incilin değiştirildiği gerçeğini onları okursan görürsün. İncilde sürekli iyilik güzellik vs şeylerden bahseder ve hikayeler üzerine kurulmuştur. Kuranda ise hayatın içinde neler yapılması gerektiğini anlatan bir çok ayet var, miras hukukundan kamu düzenine kadar bir çok ayet bulabilirsin, bilimle ilgili ayetlerde bulabilirsin, ibret alıcı olaylarda bulabilirsin. Yani Kuran'ın İncil ve Tevrattan ayırldığı apaçık ortada.

    Senin bildiğin sana benim bildiğim bana kısmına geldiğimizde ise ben size bir ayet yazdım.

    Dediklerinizin bir kısmına katılıyorum ve öğrenmeye devam ediyorum. Bana öğretilenler devlet eliyle ve gelenekten gelen şeyler. Öğretilenlerin doğru olup olmadığı konusunda küçük yaşlarda sorgulama yapamadığımız için kabul etmek veya öğrenmek zorunda bırakıldık ve şu an aynı durum devam ediyor. Dediğiniz gibi islamın yükselişi insanların kuran-ı kerim'i anladıkları dilde okudukları zaman olacak. Herkes anladığı dilde okursa ve onu hayatına sokmaya ve uygulamaya başlarsa yükselişte başlar.

    edit: iki saattir yazıyı paylaşmaya çalışıyorum site sürekli hata veriyor ancak gönderebildim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi koyar olm -- 8 Ocak 2017; 22:19:15 >




  • Bayberty kullanıcısına yanıt
    Hocam sen naptin ne dedin boyle yazilacak kelam birakmamissin.
  • Bayberty kullanıcısına yanıt
    Sen düşünmüyorsun düşündüğünü sanıyorsun, din ideolojisi ile düşünmek düşünmek değildir,
    düşünmek bilimsel olarak özgür ve bağımsız zihinlerin gerçekleştirebileceği bir eylemdir herhangi bir ideoloji içinde olan zihin düşünemez
    sadece kendisini programlayan ideoloji sınırları içinde yorum yapabiliri kapasitesi sınırlıdır, robot gibi yani. Düşündüğün filan yok senin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gokuba -- 8 Ocak 2017; 22:49:2 >
  • koyar olm kullanıcısına yanıt
    senin neyi kabul edip etmediğini bilim ve yaşanmış tarih takarmı? Senin neye inanadığını kim umursar? Şöyle kabul ediyorum böyle inanıyorum yazıp duruyorsunuz. Hani kanıt?

    kabul etme, onaylama siz bunları zihninizdeki ideolojiye göre yapıyorsunuz vardığın saçma sonuçlar şaşılıcak sonuçlar değil yani

    yukarıdaki yazıyı iyi oku Kur-an'a göre adamalar fetva veriyor hemde yüzlerce yıldır aynı fetvayı veriyorlar ve veren adamların kim olduğuna bak

    okuduğunuz şeyi anlayarak okuyun kafanızdaki ideolojiye göre anlmamaya çalışın

    "Suudi Arabistanın baş müftülerinden şeyh Abdül Aziz Bin Baz'ın fetvası şöyle:Tarih: 1975 Kim dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ederse küfür ve delalete düşmüş olur. Çünkü bu iddia hem Allah’ın, hem Kuran’ın, hem Peygamber’in reddidir. Bunu iddia eden kişi tövbeye davet edilir. Ederse ne ala! Aksi takdirde kafir ve dinden dönmüş bir kişi olarak öldürülür ve malı da Müslümanlar’ın hazinesine katılır. Kaynak: “Dünya’nın Sakin Güneş’in Hareketli Olduğuna ve Gezegenlere Çıkmanın İmkansızlığına Dair Akli ve Hissi Deliller”adlı kitabı.

    Kuranda dünyanın düz olduğu geçer ve buna dayanarak yüzlerce yıl bu fetva verilirdi, şablonunu aldığı incil ve tevratda da dünya düzdü ve dünyanın ve gezegenlerin keşfini yapan bir çok bilim adamı bunları ifşa etmesinler diye katledildi galileo ve hypatia bunlardan öne çıkanlardır. yukarıda yazdım.

    Defalarca attırmayın bana aynı mesajı

    kur-an mucize filan içermez çok net anlaşılır ve basit bir kitaptır şablonunu incil ve tevrat oluşturur, onların kitabını örnek olarak arap kültürüne uygulamışlardır. Peygamberin alacağı kadınlardan tut, köle sınıfları, ganimetler vs ayrıntılıdır :D bunlar Kur-an anlaşılmasın diye halkın zihninde yapılan operasyonlar ve bu operasyonlar bin yıldır yapılıyor. Hemen kanıtlayayım kaçınız kur-an'ı okudu anladı Türkiye'de ki kendini müslüman sananların %90 nı kuranı okuamaz anlamaz ama müslümanım der sebebide insanların kur-an'dan korkutulmasıdır. Çünkü kur-an'ı okuyan anlayan ateist olur :D bu operasyonları yapan çıkarcı şebeklerden bir örnek de vereyim hani saçı başı püskül gibi bi çocuk çıkıyo sürekli kurandaki matematiksel mucizelerden filan bahsedip programalra konuk oluyor püskül gibi saçlarıyla böyle çok kutsal bir şeyle uğraştığından çarpılmış edalarında hah o bu şebeklerden biri işte. Kur-an'ı size okutmamak için uğraşanlardani korku verenlerden biri. İnsanlara okusun diye gelmiş bir kitap, içinde ap açık ve anlaşılırdır kimseye ihtiyaç yoktur diye ayet var ama bizde kur-an'ı insanların yorumlaması yasak çünkü kuran iktidar kontrolündeki hocaya, diyanete, hacıya, şeyhe, efendi hazretlerine gelmiş bize değil, biz onlar ne derse uyarız, biz anlmayayız düşünemeyiz, onlar bizi yerimize düşünür ve bize söyler :D

    Hmm tevrat ve incil değişmiş bunu yazdık zaten peki Kur-an değişmemişmi? hemde islam düşmanı emevilerin elinde :D Kutsal kitabında El-ilah (Allah) Kur-an'ı koruyacağını söyler peki tevratı ve incili zeusmu göndermişde korumamış?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gokuba -- 8 Ocak 2017; 23:18:58 >




  • 
Sayfa: önceki 7891011
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.