Şimdi Ara

türlerin kökeni teorinin zorlukları (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
147
Cevap
1
Favori
4.035
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    evrim teorisini fosil karyıtları çoktan çürütmüştür ara fosil nerde diyoruz evrimcilere yok diyolar bakın burda fosil var videoda hatta videoda H Y gelin icleleyin diyo fosillerihttp://www.youtube.com/watch?v=9ZFraEDunEY

    evrimciler ara fosil yok demiyor..ara fosiller var .ama sizin kafanızdan uydurduğunu ara fosil diye bir bilimsel acıklama yok..yok ara fosil şekilsiz olacakmış yok yarızı ördek yarısı timsah olacakmış..bilim adamları bunlara gülüyor... bunlar zaten amerikadan ihrac hikayeler... piyasada HY yokken amerikalı hristiyanlar bu tür komi söylemlerle evrim karsıtlığı yapıyordu...






  • quote:

    Orijinalden alıntı: KızıL_Shaman

    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    quote:

    Orijinalden alıntı: Miralge

    teorinin zorluğunu kimse kabul etmek istemiyor.darwininin kitabındaki çelişkileri beğenmedikleri halde teoriyi onun üzerinden pazarlamaktan çekinmiyorlar.dah önce yazdığım bir örneği bile var..ayıların balinaya dönüşmesi saçmalığını sonraki baskılardan çıkarmak zorunda kalmıştı.bugün yaşasaydı teorisini çöpe atmaktan çekinmezdi. Tesadüflerle açıklanan başka hiç bir komedi teori yoktur sanırım.


    Ayıların bir zamanlar nasıl balinaya dönüştükleri ve uzun zamandır da niçin artık balinaya dönüşemiyecekleri yavaş yavaş açıklığa kavuşan bir konu sayın Miralge! Daha öncede bu bulgulardan bahsettim ama anlıyan pek çıkmamıştı! Alttaki Linkte bu konuda epeyce çoğu son yıllarda anlaşılmış popüler bilgi var, link İngilizce yalnız! Merak eden okuyabilir.

    http://www.pbs.org/wgbh/evolution/library/03/4/pdf/l_034_06.pdf

    Size " ters dönmüş böceksiniz " demem, " ayıların balinaya dönüşmesi saçmalığından " daha da saçma gözükse de son araştırmalar bunu destekler nitelikteler ve Evrim Teorisi hiç uğraşmayın 150 yıl önceki temellerinden çok daha sağlam ve güçlü olarak duruyor çok sayıda bilimin temelinde!

    Balinalarda neden arka ayaklar var ? Üstelik kullanılmıyorlarda Tanrımı yanlış yapmış,yoksa evrim mi? Sayın Miralge ? Bize pek akıllıca tasarım gelmiyorda ?














     türlerin kökeni teorinin zorlukları


    Ayrıca balinalar ve yunuslar yani deniz memelileri, balıklar gibi kuyruklarını sağ-sol yaparak yüzeceğine neden kuyruklarını yukarı-aşağı hareket ettirerek yüzüyorlar. Yoksa burada memeli omurgasının kalıntıları mı var?Acaba neden solungaçları yok da amele gibi suyun yüzeyine çıkıp nefes alıyorlar. Ama pardon arafosil kayıtları yüzünden teori çökmüştü.




  • cevap vermek yerine soruya soruyla karşılık vermek artık sizde alışkanlık olmuş..konuyu dağıtmanın bir anlamı yok,siz bildiğinizi okuyun/yazın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Miralge

    teorinin zorluğunu kimse kabul etmek istemiyor.darwininin kitabındaki çelişkileri beğenmedikleri halde teoriyi onun üzerinden pazarlamaktan çekinmiyorlar.dah önce yazdığım bir örneği bile var..ayıların balinaya dönüşmesi saçmalığını sonraki baskılardan çıkarmak zorunda kalmıştı.bugün yaşasaydı teorisini çöpe atmaktan çekinmezdi. Tesadüflerle açıklanan başka hiç bir komedi teori yoktur sanırım.

    İnsanda sinüs boşlukları nerede bir araştır lütfen,yaratıcı onu en olmaz yere koymuş.Acaba çoğu sabah bel yada sırt ağrısıyla kalkmanın nedeni iki ayağının üzerine evrilmen mi yoksa yaratıcının insanlara eziyet çektirmesi için mi? Retinaya görüntünün ters düşmesine ne demeli? Nasıl bir yaratılıştır bu.Gırtlak kapağı sinirinin ters dönmesi ? Zürafalarda bu sinir tam 4.5 metre, bu nasıl bir iş tamamen dümdüz olabilir boş yere israf olmazdı. Hele mağaralarda yaşayan kör canlılar 2 çift gözü var bomboş yere.Vas deferans kanalı neden dolanıyor o da dümdüz bir şekilde israftan kurtulabilirdi.Ağaçların boş yere gövde uzatacağına enine büyüyebilir yapraklarıyla daha fazla foton emebilirdi. Bu tasarımda çok büyük hatalar var. Yoksa buna evrimin kendini düzeltme adımı mı diyebiliriz?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Miralge

    cevap vermek yerine soruya soruyla karşılık vermek artık sizde alışkanlık olmuş..konuyu dağıtmanın bir anlamı yok,siz bildiğinizi okuyun/yazın.

    O sorular aynı zamanda cevaplar. Siz yaratılış diye bir şey olduğununu evrimin olmadığını söylüyorsunuz.Bildiğiniz bir şeyler var demekki öğrenmek için cevap içeren soruları soruyoruz. Bunda garip olan ne var ki?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    @love_62127;

    KB'de bir yerden alıntı özellikle bilimsel yazılarda, kaynak belirtmek gibi alışkanlıklar vardır! Bunun tersi birisinden çaldım C/P yaptım anlamına gelir.

    kardeş ben inkar etmiyorumki kaynagıkm HY DIR
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AnotherPlanet

    quote:

    Orijinalden alıntı: KızıL_Shaman

    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    quote:

    Orijinalden alıntı: Miralge

    teorinin zorluğunu kimse kabul etmek istemiyor.darwininin kitabındaki çelişkileri beğenmedikleri halde teoriyi onun üzerinden pazarlamaktan çekinmiyorlar.dah önce yazdığım bir örneği bile var..ayıların balinaya dönüşmesi saçmalığını sonraki baskılardan çıkarmak zorunda kalmıştı.bugün yaşasaydı teorisini çöpe atmaktan çekinmezdi. Tesadüflerle açıklanan başka hiç bir komedi teori yoktur sanırım.


    Ayıların bir zamanlar nasıl balinaya dönüştükleri ve uzun zamandır da niçin artık balinaya dönüşemiyecekleri yavaş yavaş açıklığa kavuşan bir konu sayın Miralge! Daha öncede bu bulgulardan bahsettim ama anlıyan pek çıkmamıştı! Alttaki Linkte bu konuda epeyce çoğu son yıllarda anlaşılmış popüler bilgi var, link İngilizce yalnız! Merak eden okuyabilir.

    http://www.pbs.org/wgbh/evolution/library/03/4/pdf/l_034_06.pdf

    Size " ters dönmüş böceksiniz " demem, " ayıların balinaya dönüşmesi saçmalığından " daha da saçma gözükse de son araştırmalar bunu destekler nitelikteler ve Evrim Teorisi hiç uğraşmayın 150 yıl önceki temellerinden çok daha sağlam ve güçlü olarak duruyor çok sayıda bilimin temelinde!

    Balinalarda neden arka ayaklar var ? Üstelik kullanılmıyorlarda Tanrımı yanlış yapmış,yoksa evrim mi? Sayın Miralge ? Bize pek akıllıca tasarım gelmiyorda ?














     türlerin kökeni teorinin zorlukları


    Ayrıca balinalar ve yunuslar yani deniz memelileri, balıklar gibi kuyruklarını sağ-sol yaparak yüzeceğine neden kuyruklarını yukarı-aşağı hareket ettirerek yüzüyorlar. Yoksa burada memeli omurgasının kalıntıları mı var?Acaba neden solungaçları yok da amele gibi suyun yüzeyine çıkıp nefes alıyorlar. Ama pardon arafosil kayıtları yüzünden teori çökmüştü.

    sen balinaların nasıl evrim leştiği açıklarmısın ve bir tane ara fosil getirebilirmisin ve hangi hayvandan evrimleşti onuda söle çünkü balina mükemmel bir kompleks yapıya sahiptir balinanın suyun altında uzun süre kalamaması evrim geçirdiğini göstermez yada suyun yüzeyine çıkıp nesef alması Deniz Memelilerinin Özgün Yapıları

    Tüm bulgular göstermektedir ki, canlı türleri yeryüzünde her zaman için arkalarında hiçbir evrimsel süreç olmadan, aniden ve kusursuz bir biçimde ortaya çıkmışlardır. Deniz memelilerinin özgün yapıları evrimcilerin bu canlılar ile ilgili evrim senaryolarının ne kadar imkansız olduğunu ortaya koymaktadır. Solunum için akciğerlerini kullanan memeli bir canlının deniz ortamında geçirmesi gereken adaptasyonlar dikkate alındığında, böyle bir geçiş için "imkansız" kelimesinin bile yetersiz kaldığı görülür. Böyle bir geçişte evrim süreci içinde ara basamaklardan herhangi bir tanesinin bile eksikliği, canlının yaşamasına izin vermeyecek ve evrim sürecini durduracaktır.

    Deniz memelilerinin su ortamına geçerken sahip olmaları gereken adaptasyonlar şöyle sıralanabilir:

    1- Suyun Korunumu: Deniz memelileri su ortamında yaşamalarına rağmen, su ihtiyaçlarını, balıklar gibi, yani tuzlu sudan faydalanarak gideremezler. Yaşamak için tatlı suya ihtiyaçları vardır. Deniz memelilerinin su kaynakları pek iyi bilinmemesine rağmen, su ihtiyaçlarının büyük kısmını, okyanustaki tuz oranının üçte biri kadar tuz içeren canlıları yiyerek sağladıkları düşünülmektedir. Bu kadar kıt su kaynaklarına sahip deniz memelileri için, suyun azami derecede korunması ve tasarruf edilmesi son derece önemlidir. İşte bu nedenle deniz memelileri, develerde görülen su koruması mekanizmalarına sahiptir. Aynı develer gibi deniz memelileri de terlemez. Böbrekler, üreyi insanlardan çok daha iyi bir şekilde konsantre ederek onlara su kazandırır. Böylece su kaybı en aza indirilmiş olur. Sudan tasarruf en küçük detaylarda bile kendini gösterir. Örneğin anne balina yavrusunu peynir kıvamındaki çok yoğun bir sütle besler. Bu süt insan sütünden on kez daha yağlıdır. Sütün bu derece yağlı olmasının birtakım kimyasal sebepleri vardır. Yağ, yavru tarafından vücuda alındıktan sonra işlenirken yan ürün olarak su açığa çıkar. Böylece anne, en az su kaybıyla yavrusunun su ihtiyacını gidermiş olur.

    2- Görme ve Haberleşme: Yunusların ve balinaların gözleri farklı görmelere imkan verecek şekildedir. Suyun altında ve üzerinde aynı mükemmellikte görebilirler. (Oysa başta insan olmak üzere çoğu canlı, ışığın kırılmasındaki farklılıklar nedeniyle, kendi doğal ortamının dışında iyi göremez.) Bir yunus, suyun 6 metre kadar üstüne zıplayabilir ve kendisi için havada tutulmakta olan bir yiyeceği çok büyük bir hassaslıkla alabilir.

    Deniz memelilerinin gözü ile kara canlılarının gözü arasındaki farklar şaşırtıcı derecede detaylıdır. Karada gözü bekleyen tehlikeler, fiziksel darbeler ve tozdur. Bu nedenle kara hayvanlarının göz kapakları vardır. Su ortamında ise en büyük tehlikeler tuz oranı, derinlere dalarken meydana gelen basınç ve deniz akıntılarının oluşturduğu hasarlardır. Akıntılarla doğrudan temas olmaması için gözler kafanın yan tarafındadır. Ayrıca derin dalışlarda gözü basınca karşı koruyan sert bir tabaka vardır. 9 metre derinlikten sonra denizin dibi karanlık olduğu için, su memelilerinin gözü, karanlık ortamlara uyum sağlayabilen birçok özellikle donatılmıştır. Lens mükemmel bir daire biçimindedir. Işığa hassas olan çubuk hücreleri, renklere ve detaylara duyarlı olan koni hücrelerinden daha fazladır. Dahası, gözlerde özel bir fosforlu tabaka vardır. Bu sebeple deniz memelilerinin karanlık ortamlardaki görüşleri kuvvetlidir.

    Yine de deniz memelilerinin birincil algıları görme değildir. Kara memelilerinin aksine, onlar için duyma çok daha önemlidir. Görme ışık gerektirir, ama duyma için böyle bir ihtiyaç yoktur. Birçok balina ve yunus, deniz dibindeki karanlık bölgelerde bir tür doğal "sonar" sayesinde avlanır. Özellikle dişli balinalar ses dalgaları aracılığıyla "görebilir". Ses dalgaları, aynı görmede olduğu gibi, odaklanır ve bir noktaya gönderilir. Geriye dönen dalgalar, hayvanın beyninde analiz edilir ve yorumlanır. Bu yorum, hayvana karşısındaki cismin biçimini, büyüklüğünü, hızını ve konumunu açıkça belli eder. Bu canlılardaki sonik sistem inanılmaz derecede hassastır. Örneğin bir yunus suya atlayan bir kişinin "içini" de algılayabilir. Ses dalgaları yön bulmanın yanı sıra haberleşme için de kullanılır. Birbirinden yüzlerce kilometre uzaktaki iki balina ses kullanarak anlaşabilir.

    Bu hayvanların haberleşmek ve yön bulmak için çıkarttıkları sesi nasıl ürettikleri sorusu hala büyük oranda cevapsızdır. Ancak bilinenler arasında, yunusun vücudundaki çok şaşırtıcı bir ayrıntı dikkat çeker: Hayvanın kafatası yapısı, beyni bile tahrip edecek kadar sürekli ve şiddetli bir biçimde yaydığı ses bombardımanından korunmak için ses yalıtımlıdır.

    Deniz memelilerinin sahip oldukları tüm bu şaşırtıcı özellikler, evrim teorisinin yegane iki mekanizması, yani mutasyon ve doğal seleksiyon kanalıyla oluşmuş olabilirler mi? Hangi mutasyon bir yunusun bedenine sonar sistemi yerleştirebilir ve sonra da hayvanın beynini sonardan korumak için kafatasını ses yalıtımlı hale getirebilir? Hangi mutasyon, bu canlılara karanlık sularda görmelerini sağlayacak göz yapıları kazandırabilir? Hangi mutasyon, eskiden karada yaşadıkları öne sürülen bu hayvanların "suya geçiş"lerini sağlayabilir? Hangi mutasyon, bu hayvanların bedenlerine suyu en ekonomik şekilde kullanmalarını sağlayacak hassas mekanizmaları yerleştirebilir?

    Bunlar gibi yüzlerce soru çoğaltmak mümkündür. Ve evrimin bunların hiçbirine verebilecek bir cevabı yoktur. Balıkların sularda "tesadüfen" oluştuklarını, sonra yine tesadüfler yardımıyla karaya çıkıp sürüngen ve memelilere evrimleştiklerini, sonra da bu memelilerin yeniden suya dönerek suda yaşam için gerekli olan özellikleri yine tesadüfen kazandıklarını öne süren, tüm bu fantastik hikayeyi yazan evrim teorisi, bu aşamaların hangisini kanıtlayabilir? Cevap her seferinde olumsuzdur. Evrim teorisi bu aşamaların gerçekleştiğini ispatlamak bir yana, bunların gerçekleşmeleri için en küçük bir ihtimalin var olduğunu bile ispatlayamamaktadır.

    Tüm bulgular göstermektedir ki, canlı türleri yeryüzünde her zaman için arkalarında hiçbir evrimsel süreç olmadan, aniden ve kusursuz bir biçimde ortaya çıkmışlardır. Bu durum, evrimci biyolog Douglas Futuyma'nın "canlılar eğer dünya üzerinde eksiksiz ve mükemmel bir biçimde ortaya çıkmışlarsa, o halde üstün bir akıl tarafından yaratılmış olmaları gerekir" derken kabul ettiği gibi, (172 Douglas J. Futuyma, Science on Trial, New York: Pantheon Books, 1983, s. 197.) canlıların yaratılmış olduklarının çok somut bir ispatıdır.

    Evrimciler ise, canlı türlerinin yeryüzünde belirli bir sıra ile ortaya çıkmış olmalarını, evrimleşmiş olduklarının göstergesi gibi yorumlamaya çalışırlar. Oysa canlıların yeryüzündeki ortaya çıkış sıralamaları, ortada hiçbir evrim olmadığına göre, "yaratılışın sıralaması"dır. Fosiller, yeryüzünün, üstün ve kusursuz bir yaratılışla, önce denizlerde sonra da karada yaşayan canlılarla doldurulduğunu ve bütün bunların ardından da insanoğlunun var edildiğini göstermektedir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    evrim teorisini fosil karyıtları çoktan çürütmüştür ara fosil nerde diyoruz evrimcilere yok diyolar bakın burda fosil var videoda hatta videoda H Y gelin icleleyin diyo fosillerihttp://www.youtube.com/watch?v=9ZFraEDunEY

    evrimciler ara fosil yok demiyor..ara fosiller var .ama sizin kafanızdan uydurduğunu ara fosil diye bir bilimsel acıklama yok..yok ara fosil şekilsiz olacakmış yok yarızı ördek yarısı timsah olacakmış..bilim adamları bunlara gülüyor... bunlar zaten amerikadan ihrac hikayeler... piyasada HY yokken amerikalı hristiyanlar bu tür komi söylemlerle evrim karsıtlığı yapıyordu...




    kardeş kaç yıldır ADNA N OK TAR DİYORKİ bana ara fosil getirene 10 trilyon verecem diyo siz sahte çizgi resimler adam bir sürü fosil almış eline canlı yayınlarda gösteriyor gelin inceleyin diyo senin evrimci abilerin neden hala bekliyolar peki ara fosilleriniz varsa neden bir fosil sergisi açmıyorsunuz ADN AN OK TAR HER YERE FOSİL SERGİLERİ AÇIYOR CANLILARIN HİÇ DEĞİŞMEDİĞİNİ GÖSTEREN Aniden ortaya çıktıklarını gösteren sizde bakıyonuz öle
    bu ara fosilş getirene 10 trilyon verecem videosuhttp://www.youtube.com/watch?v=c7y1tot3Ydg
    gelin fosillerimizi inceleyin diyo burda onun videosuhttp://www.youtube.com/watch?v=9ZFraEDunEY
    buda fosil sergilerimiz
    burası bizim memleket tokathttp://www.youtube.com/watch?v=CaamTyGtUhM
    KALE CENTER - FOSİL SERGİSİ [23.03.2012-01.04.2012]http://www.youtube.com/watch?v=srzmxb2R8kU&feature=relmfu
    BURSA TÖMER, FOSİL SERGİSİ - [1-8 Nisan 2012] - BURSA TVhttp://www.youtube.com/watch?v=uiqNlTpMCtM&feature=relmfu
    TAKSİM METRO FOSİL SERGİSİ - 2http://www.youtube.com/watch?v=mMkIOIBYOxg
    TAKSİM METRO FOSİL SERGİSİ - 1http://www.youtube.com/watch?v=XLeIS1xn1b8&feature=relmfu
    ayrıca Archaeoraptor ara fosil değildir
    Archaeoraptor: Dino-Kuş Sahtekarlığı

    Archaeoraptor: Dino-Kuş Sahtekarlığı

    Evrim teorisinin savunucuları, Archæopteryx’te aradıklarını bulamadıklarından olacak, 1990′lı yıllarda diğer bazı fosillere ümit bağladılar ve bir seri “dino-kuş fosili” iddiası bu yıllarda dünya medyasında boy gösterdi. Ancak bu iddiaların birer yanlış yorum ve hatta sahtekarlık örneği oldukları da kısa sürede anlaşıldı.

    “Dino-kuş” iddialarının ilk örneği, 1996 yılında büyük bir medya propagandası ile gündeme getirilen “Çin’de bulunan tüylü dinozor fosilleri” hikayesiydi. Sinosauropteryx adı verilen bir sürüngen fosili bulunmuştu, ancak fosili inceleyen bazı evrimci paleontologlar bunun bilinen sürüngenlerin aksine kuş tüylerine sahip olduğunu ileri sürdüler. Oysa bir yıl sonra yapılan incelemelerde, fosilin gerçekte kuş tüyüne benzer hiçbir yapıya sahip olmadığı anlaşıldı. Science dergisinde yayınlanan “Plucking the Feathered Dinosaur” (Tüylü Dinozorun Tüylerini Yolmak) başlıklı bir makalede, evrimci paleontologlar tarafından “tüy” olarak algılanan yapıların gerçekte tüylerle ilgisiz olduğu belirtiliyordu:

    Bir yıl önce, paleontologlar “tüylü dizonor”a ait fotoğrafların ortaya çıkmasıyla heyecan yaşamışlardı. Çin’in Yixian bölgesinde bulunan Sinosauropteryx adlı fosil, New York Times’ın ön sayfasında yayınlanmış ve kuşların kökeninin dinozorlar olduğuna dair etkili bir delil olarak sunulmuştu. Ama geçtiğimiz ay Chicago’daki omurgalılar paleontolojisi toplantısında verilen hüküm daha farklı oldu:

    Fosil örneklerini inceleyen yarım düzine Batılı paleontolog, bu yapıların modern tüyler olmadığını söylediler… Kansas Üniversitesi paleontoloğu Larry Martin, bu yapıların yıpranmış kolajen fiberleri olduğunu ve kuşlarla hiçbir ilişkisi olmadığını belirtti.(139)

    Daha büyük bir dino-kuş furyası ise 1998 yılında patlak verdi. National Geographic dergisi, Temmuz 1998 sayısında, kuşların dinozorlardan evrimleştiği iddiasının artık sağlam bir fosil kanıtına dayandığını ileri sürüyordu. Çin’de bulunduğu belirtilen fosile makalede geniş yer ayrılıyor, fosilin kuş ve dinozor özelliklerini birarada taşıdığı savunuluyordu. Makaleyi kaleme alan National Geographic yazarı Christopher P. Sloan, fosil hakkında yaptığı yoruma o kadar inanmıştı ki, “insanların memeli olduğunu nasıl kendimizden emin şekilde söyleyebiliyorsak, artık kuşların theropod (dinozor) olduğunu da aynı şekilde söyleyebiliriz” diyordu. 125 milyon yıl önce yaşadığı söylenen bu türe, hemen bilimsel bir isim de verilmişti: Archaeoraptor liaoningensis.(140)

    Oysa fosil, beş farklı fosilin birbirine ustaca eklenmesiyle üretilmiş sahte bir fosildi! Aralarında üç paleontoloğun da bulunduğu bir grup araştırmacı, bir yıl kadar sonra, bilgisayar tomografisinin yardımıyla sahtekarlığı kanıtladılar. Dino-kuş aslında Çinli bir evrimcinin eseriydi… Çinli amatörler, yapışkan ve harçlar kullanarak 88 kemik ve taştan dino-kuş oluşturmuştu. Archaeraptor’un ön kısmı tek bir kuşa ait fosildi, ancak dinozorun kuyruğuyla birlikte beden kısmında dört ayrı türden kemikler vardı.

    İşin ilginç yanı, National Geographic dergisinin böylesine basit bir sahtekarlığı hiç şüphelenmeden yayınlamış ve hatta buna dayanarak “kuşların evrimi” senaryolarının kanıtlandığını ileri sürmüş olmasıydı. ABD’deki ünlü Smithsonian Institution Doğa Tarihi Müzesi’nden Dr. Storrs Olson, bu fosilin sahte olduğuna dair daha önceden National Geographic’i uyardığını, ancak dergi yönetiminin bunu tamamen göz ardı ettiğini söylüyordu. Olson’a göre, “zaten National Geographic, uzun zamandır sansasyonal, desteksiz ve tabloid habercilik yaparak seviyesini düşürmüş durumdaydı.”(141)

    National Geographic dergisinin kuşların evrimi senaryosunun delili olarak tanıttığı Archaeoraptor adlı “dino-kuş”un, bir yıl sonra sahte bir fosil olduğu ortaya çıktı.

    Olson, National Geographic bünyesindeki Peter Raven adlı bilim adamına yazdığı aşağıdaki mektupta, derginin “tüylü dinozorlar” furyasının perde arkasını çok detaylı olarak anlatıyordu:

    National Geographic’in Temmuz 1998 sayısında yayınlanan, “Dinozorlar Kanatlanıyor” (Dinosaurs Take Wing) başlıklı makalenin yayınlanmasından kısa süre önce, (makaleyi hazırlayan) Christopher P. Sloan’ın fotoğrafçısı olan Lou Mazzatenta beni National Geographic Society’e çağırdı, Çin’de bulunan fosillerin fotoğraflarını gösterdi ve bunlar hakkında yayınlanacak hikaye ile ilgili yorumlarımı sordu. O zaman, National Geographic’in göstermek istediği tablodan çok daha farklı, alternatif bakış açıları olduğunu söyleyerek itiraz ettim, ama sonunda açıkça gördüm ki, National Geographic, kuşların dinozorlardan evrimleştiği dogması dışında başka hiçbir şeye ilgi duymuyordu.

    Sloan’ın makalesi (kuş-dinozor bağlantısı yönündeki) ön yargıyı tamamen yeni bir boyuta yükseltmekte ve büyük ölçüde doğrulanmamış veya belgelendirilmemiş bilgilere dayanarak, haberleri aktarmak yerine onları “üretmekte”dir. “İnsanların memeli olduklarını ne kadar güvenle söyleyebiliyorsak, kuşların birer theropod (iki ayaklı dinozor) olduğunu da o kadar güvenle söyleyebiliriz” şeklindeki basit cümlesi, bir veya bir grup bilim adamının fikri olarak dahi gösterilmemekte, sadece “editöryel propaganda” olarak kalmaktadır. Bu melodramik iddia, aslında embriyoloji ve karşılaştırmalı anatomi alanında yapılan yeni çalışmalarla çürütülmüştür, ama, elbette, bunlar (National Geographic makalesinde) hiç belirtilmemektedir.

    Daha da önemlisi, Sloan’ın makalesinde çizimi yapılan ve kuş tüyleri olduğu iddia edilen yapıların hiçbirinin kuş tüyü olduğu kanıtlanmış değildir. Bunların bu şekilde olduğunu iddia etmek, bir gerçeği dile getirmek değil, sadece bir temenni ifadesidir. Sayfa 103′te yer alan

    “içi boş, saç benzeri yapılar ilkel kuş tüylerini (protofeathers) karakterize ediyor”

    şeklindeki ifade saçmalıktır, çünkü “ilkel kuş tüyleri” sadece teorik bir varsayımdır ve dolayısıyla bunların iç yapısı daha da hipotetiktir.

    National Geographic Society’de (National Geographic Derneği) halen gösterimde olan tüylü dinozorlar sergisi furyası daha da kötüdür ve birçok et yiyici dinozorun kuş tüylerine sahip olduğu yönündeki aldatıcı iddiayı ileri sürmektedir. Tartışmasız bir dinozor olan Deinonychus hakkında yapılan bir maket ve bebek tyrannosaurlar hakkında yapılan çizimlerde bu canlılar tüylerle kaplı gibi gösterilmektedir. Bunların hepsi hayalidir ve bilim kurgu dışında herhangi bir yerleri yoktur…

    Saygılarımla,

    Storrs L. Olson

    Kuşlar Bölümü Başkanı

    Smithsonian Enstitüsü, Doğa Tarihi Ulusal Müzesi (142)

    Bu fosil sahtekarlığının gösterdiği iki önemli gerçek vardır: Birincisi, evrim teorisine kanıt bulma arayışı içinde kolaylıkla sahtekarlığa başvurabilecek insanlar vardır. İkincisi, evrim teorisini topluma empoze etme gibi bir misyon yüklenmiş olan bazı “bilim dergileri”, evrim teorisi lehinde kullanabileceklerini düşündükleri bulguları, yanlış olma veya başka türlü yorumlanabilme olasılıklarını tamamen göz ardı ederek, propaganda malzemesi haline getirmektedirler. Yani bilimsel değil dogmatik davranmakta, inançla bağlı oldukları evrim teorisini savunabilmek için bilimden kolayca taviz vermektedirler.

    Konunun bir diğer önemli yönü ise, kuşların dinozorlardan evrimleştiği tezine hiçbir kanıt bulunamayışıdır. Kanıt bulunamadığı için sahtesi yapılmakta veya mevcut kanıtlar çarpıtılarak yorumlanmaktadır. Gerçekte ise, kuşların bir başka canlı sınıfından evrimleşmiş olabileceğine dair hiçbir kanıt yoktur. Aksine kanıtlar, kuşların yeryüzünde kendi özgün vücut yapılarıyla ortaya çıktıklarını göstermektedir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127


    okumadım.

    kusura bakma panpa...HY bu yazıları kendi bile okumuyor..onun adın baskaları yazıyor..hatta onlarda amerikadan ithal ingilzice ceviri.. şimdi onu bunu bırak...biz burda yırtınıyoruz...bilim adamlarının alayı evrimci diye..sen kalkşkmıs o yok bu yok o sahte bu sahte.... oldu canım..kimse bilmiyor HY biliyor bunları değil mi.. kaldıki eklediğim videolarda bu canlının hem kuslrara hemde dinozolara ait özelikleri olduğunu acıklıyor adamlar...canlının yasadığı dönemde kuşların rotaya çıkış dönemi civarıdır...


    fosiller de dna da evrim diye bağırıyorda sizin derdiniz bilim değil...




  • ne evrimmiş yahu, nereye tıklasan karşına evrim çıkıyor.

    yalnız bir şey dikkatimi çekti, canlıların bazı olumsuz özelliklerini tasarımın yokluğuna yoran bir arkadaş var, olaya son noktayı koymuş; "Retinaya görüntünün ters düşmesine ne demeli? Nasıl bir yaratılıştır bu" diyor.

    öyle ya, yaratıcı olsa görüntüyü düz düşürürdü. retinaya görüntüyü ters düşürüp sonra beyinde düzeltmek acemice bir iş. araya bir mercek daha koyulabilirdi örneğin. iyi yakalamış. buradan yola çıkarak yaratılmadığımızı tescillemiş. iyi de, akla sırra sığmayan bir çok harikulade özellikler var peki bunları kime mal edeceğiz? evrile devrile gidişimize mi? neyse konuyu kapatayım şimdi şakadan anlamayan biri çıkıp "ulan yetmiş defa anlattık hala mongollar gibi sorup duruyosunuz" demesin




  • http://resim.donanimhaber.com/m_46115570/mpage_1/key_/tm.htm şu konudaki ilk mesajda kanıt olarak ileri sürülen bilgileri pronefroz nickli üye bu mesajla karşılık vermişti. Ben de eğitim bölümüne takılırım lise talebesi olduğumdan da bu üye tıp fakültesinde okuyor eğitim bölümünden tanıyorum. Cevaplayan da olmamış buraya taşıyayım cevabını yanıt veren olursa okuruz

    ''Bilimi takip etseydin junk dna diye bir şey kalmadığını görürdün. Protein kodlamayan rnaların/dnaların hücre fonksiyonlarında birçok görEvi vardır.
    Apandisin işlevinin bilinmiyor olması gerEksiz olduğu anlamına gelmez.
    20 yaş dişleri çatal-bıçak kullanmayanlarda gayet gerekli. Her şeyi yumuşacık yemiyor insanlar.
    Koksis gayet işlevsel bir kemik. Sen de demişsin zaten.
    Plantar ayak kası gerekli. Bu kas felç olsaydı yürümekte zorluk çekerdin.
    3. göz kapağı kalıntısı göz küresinin medialine cisim kaçmasını engeller.
    Ayrıca insan vücudunda işlevsiz organ yoktur''




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Volpenotte

    http://resim.donanimhaber.com/m_46115570/mpage_1/key_/tm.htm şu konudaki ilk mesajda kanıt olarak ileri sürülen bilgileri pronefroz nickli üye bu mesajla karşılık vermişti. Ben de eğitim bölümüne takılırım lise talebesi olduğumdan da bu üye tıp fakültesinde okuyor eğitim bölümünden tanıyorum. Cevaplayan da olmamış buraya taşıyayım cevabını yanıt veren olursa okuruz

    ''Bilimi takip etseydin junk dna diye bir şey kalmadığını görürdün. Protein kodlamayan rnaların/dnaların hücre fonksiyonlarında birçok görEvi vardır.
    Apandisin işlevinin bilinmiyor olması gerEksiz olduğu anlamına gelmez.
    20 yaş dişleri çatal-bıçak kullanmayanlarda gayet gerekli. Her şeyi yumuşacık yemiyor insanlar.
    Koksis gayet işlevsel bir kemik. Sen de demişsin zaten.
    Plantar ayak kası gerekli. Bu kas felç olsaydı yürümekte zorluk çekerdin.
    3. göz kapağı kalıntısı göz küresinin medialine cisim kaçmasını engeller.
    Ayrıca insan vücudunda işlevsiz organ yoktur''
    Aga bu nedir ya? 5 satır yazı yazmış adam. 2 satırı birbiri ile çelişkili.

    HY'yi kaynak alan arkadaş, HY kendi yazdıklarına inansa, bu kadar bilgisiyle çıkıp yeni bir teori oluşturup, bunu bilim dünyasına sunmaz mıydı? Kaynak aldığınız kişi kendin çal kendin oyna takılan bir adam. Siz ise o adamdan yola çıkıp dünyaya savaş açıyorsunuz.

    HY'nin yaptığı kavgadan nemalanmak. İnsanlığa faydalı olmak istese, oturur bilimsel teorisini ortaya koyar, kendi yapamıyorsa 3-5 Türk biyologdan yardım alır, fikirlerini, düşüncelerini teori haline getirir. Bildiğim kadarıyla maddi olarak yeterli kaynağa sahip bir kişi. Teorisini bilim dünyasına sunar.

    Ama yapamaz, çünkü HY'de evrim teorisinin yalanlanacak bir tarafının kalmadığının farkında. Lafı dolandırıp, insanları gazlayıp para kazanmanın peşinde.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Computeus

    quote:

    Orijinalden alıntı: Volpenotte

    http://resim.donanimhaber.com/m_46115570/mpage_1/key_/tm.htm şu konudaki ilk mesajda kanıt olarak ileri sürülen bilgileri pronefroz nickli üye bu mesajla karşılık vermişti. Ben de eğitim bölümüne takılırım lise talebesi olduğumdan da bu üye tıp fakültesinde okuyor eğitim bölümünden tanıyorum. Cevaplayan da olmamış buraya taşıyayım cevabını yanıt veren olursa okuruz

    ''Bilimi takip etseydin junk dna diye bir şey kalmadığını görürdün. Protein kodlamayan rnaların/dnaların hücre fonksiyonlarında birçok görEvi vardır.
    Apandisin işlevinin bilinmiyor olması gerEksiz olduğu anlamına gelmez.
    20 yaş dişleri çatal-bıçak kullanmayanlarda gayet gerekli. Her şeyi yumuşacık yemiyor insanlar.
    Koksis gayet işlevsel bir kemik. Sen de demişsin zaten.
    Plantar ayak kası gerekli. Bu kas felç olsaydı yürümekte zorluk çekerdin.
    3. göz kapağı kalıntısı göz küresinin medialine cisim kaçmasını engeller.
    Ayrıca insan vücudunda işlevsiz organ yoktur''
    Aga bu nedir ya? 5 satır yazı yazmış adam. 2 satırı birbiri ile çelişkili.

    HY'yi kaynak alan arkadaş, HY kendi yazdıklarına inansa, bu kadar bilgisiyle çıkıp yeni bir teori oluşturup, bunu bilim dünyasına sunmaz mıydı? Kaynak aldığınız kişi kendin çal kendin oyna takılan bir adam. Siz ise o adamdan yola çıkıp dünyaya savaş açıyorsunuz.

    HY'nin yaptığı kavgadan nemalanmak. İnsanlığa faydalı olmak istese, oturur bilimsel teorisini ortaya koyar, kendi yapamıyorsa 3-5 Türk biyologdan yardım alır, fikirlerini, düşüncelerini teori haline getirir. Bildiğim kadarıyla maddi olarak yeterli kaynağa sahip bir kişi. Teorisini bilim dünyasına sunar.

    Ama yapamaz, çünkü HY'de evrim teorisinin yalanlanacak bir tarafının kalmadığının farkında. Lafı dolandırıp, insanları gazlayıp para kazanmanın peşinde.


    Benide namaza başlatacaklar valla!
    Yukarda verilen linkte yazan Akademik düzeyde arkadaşlar var, bazı sorular zaten orada cevaplanmış.
    Alttaki cümleye ise tek diyeceğim olur?

    " 20 yaş dişleri çatal-bıçak kullanmayanlarda gayet gerekli. Her şeyi yumuşacık yemiyor insanlar. "

    Erzurum mu van mı el ezher tıp mı gardaş?




  • 20 lik diş bazı insanlarda cıkıyor ve diişlere yeterli yer olmadığı için cenelerde carpıklığa yol acıyor..
    bazılarında 20lik diş hiç cıkmıyor...
    bazılarında sadece üstteki 20lik diş cıkıyor... bu dişlerin bir işe yaradığı yok...bu yüzden bu dişler ağrı sızı yaptığı için cekiliyor..

    amerikada her yıl 10binlerce insan apandisit ameliyatı oluyo aldırıyor..çünkü sağlığa zararlı etkileri var...ama aldırdı diye bir eksiklik ihsseden yok..

    beliki bu organlar asıl görevlerini icra edemiyor..birişe yaramıyor...diyorsun hemen biz bilmiyorzu diye bir işe yaraöadığı sonucu cıkarılmamalı..bilim bulacaktır...müslümanlar otursun evrimci bilim adamları bulur...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127


    okumadım.

    kusura bakma panpa...HY bu yazıları kendi bile okumuyor..onun adın baskaları yazıyor..hatta onlarda amerikadan ithal ingilzice ceviri.. şimdi onu bunu bırak...biz burda yırtınıyoruz...bilim adamlarının alayı evrimci diye..sen kalkşkmıs o yok bu yok o sahte bu sahte.... oldu canım..kimse bilmiyor HY biliyor bunları değil mi.. kaldıki eklediğim videolarda bu canlının hem kuslrara hemde dinozolara ait özelikleri olduğunu acıklıyor adamlar...canlının yasadığı dönemde kuşların rotaya çıkış dönemi civarıdır...


    fosiller de dna da evrim diye bağırıyorda sizin derdiniz bilim değil...

    kardeş eğer fosillerimiz sahteyse neden sein evrimci abilerinde tık yok ara fosil getirin diyoruz tık yok gelin elimizdeki fosilleri beraber inceleyelim diyoruz gene tık yok al lin burda bak
    http://www.youtube.com/watch?v=9ZFraEDunEY bak sonuna kadar izle H Y GELKİN FOSİLLERİMİZİ BERABER İNCELEYELİM DİYOR




  • quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127


    okumadım.

    kusura bakma panpa...HY bu yazıları kendi bile okumuyor..onun adın baskaları yazıyor..hatta onlarda amerikadan ithal ingilzice ceviri.. şimdi onu bunu bırak...biz burda yırtınıyoruz...bilim adamlarının alayı evrimci diye..sen kalkşkmıs o yok bu yok o sahte bu sahte.... oldu canım..kimse bilmiyor HY biliyor bunları değil mi.. kaldıki eklediğim videolarda bu canlının hem kuslrara hemde dinozolara ait özelikleri olduğunu acıklıyor adamlar...canlının yasadığı dönemde kuşların rotaya çıkış dönemi civarıdır...


    fosiller de dna da evrim diye bağırıyorda sizin derdiniz bilim değil...

    kardeş eğer fosillerimiz sahteyse neden sein evrimci abilerinde tık yok ara fosil getirin diyoruz tık yok gelin elimizdeki fosilleri beraber inceleyelim diyoruz gene tık yok al lin burda bak
    http://www.youtube.com/watch?v=9ZFraEDunEY bak sonuna kadar izle H Y GELKİN FOSİLLERİMİZİ BERABER İNCELEYELİM DİYOR


    Biyoloji bilgisi olmayan adam fosilin neyini inceleyecek."heheheh bu ara fosil değilkine hehehe alt timsah,üst ördek olması lazım" mı diyecek.?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127


    okumadım.

    kusura bakma panpa...HY bu yazıları kendi bile okumuyor..onun adın baskaları yazıyor..hatta onlarda amerikadan ithal ingilzice ceviri.. şimdi onu bunu bırak...biz burda yırtınıyoruz...bilim adamlarının alayı evrimci diye..sen kalkşkmıs o yok bu yok o sahte bu sahte.... oldu canım..kimse bilmiyor HY biliyor bunları değil mi.. kaldıki eklediğim videolarda bu canlının hem kuslrara hemde dinozolara ait özelikleri olduğunu acıklıyor adamlar...canlının yasadığı dönemde kuşların rotaya çıkış dönemi civarıdır...


    fosiller de dna da evrim diye bağırıyorda sizin derdiniz bilim değil...

    kardeş eğer fosillerimiz sahteyse neden sein evrimci abilerinde tık yok ara fosil getirin diyoruz tık yok gelin elimizdeki fosilleri beraber inceleyelim diyoruz gene tık yok al lin burda bak
    http://www.youtube.com/watch?v=9ZFraEDunEY bak sonuna kadar izle H Y GELKİN FOSİLLERİMİZİ BERABER İNCELEYELİM DİYOR


    şu sitedeki ergenler bile onu ciddiye almazken ,dünyanın önde gelen üniversitelerindeki bilim adamlarının ciddiye almasının beklemek biraz sacma olur... fosilleri zaten miyon tane adam inceliyor..tek kişi inceleyip sonrada saklamıyor yani... ama HYyi ciddiye alıp gelen olmaz... fosil sergisi arıyorsan amerikada avrupada zilyon tane var... işini ciddiyetli yapan...iki üç fosil bulup aha bakın 100 milyon yıl öncede bu vardı demekki evrim yok demek ciddiye alınacak birsey değil..




  • Bir anda ozelliklede bazi dinlerin ongordugu yaratilis ancak sicak evinizde oturup cayinizi yudumlarken guzeldir.


    Ama nedense dogayla icice yasayan insanlarin bazi durumlari aciklamak icin en mantikli aciklama evrim oluyor.


    Kimse bana atla essegin ciftlesebilmesindeki mucizeyi anlatmasin , kisir dogan bir katirin evrim harici mantikli ozellikle mukemmel tasarimciyla bir aciklamasi olamaz.

    Soru: Atla essek ya da benzer bazi farkli turler neden ciftlese biliyor ve sonucunda verimli kismen verimli yada dol verbiliyor, kisir ya da buyuk oranda kisir canlilar olusuyor.

    Tez: Bu canlilar buyuk ihtimalle evrimsel acidan henuz yeni turlestikleri icin kendi aralarinda da kismn verimli dol verbilmekteler henuz tamamen ayrilamamislar.

    Test: Canlilarin fosil kayotlarina bakilir.


    Buna bir biranda yaratiluscinin vercrgi cevap ne olucaktir?

    Takdir-I Ilahi¿


    Yuru git cay koy.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Rezilsiniz_DH -- 28 Haziran 2012; 1:37:56 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    quote:

    Orijinalden alıntı: KızıL_Shaman

    quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    quote:

    Orijinalden alıntı: Miralge

    teorinin zorluğunu kimse kabul etmek istemiyor.darwininin kitabındaki çelişkileri beğenmedikleri halde teoriyi onun üzerinden pazarlamaktan çekinmiyorlar.dah önce yazdığım bir örneği bile var..ayıların balinaya dönüşmesi saçmalığını sonraki baskılardan çıkarmak zorunda kalmıştı.bugün yaşasaydı teorisini çöpe atmaktan çekinmezdi. Tesadüflerle açıklanan başka hiç bir komedi teori yoktur sanırım.


    Ayıların bir zamanlar nasıl balinaya dönüştükleri ve uzun zamandır da niçin artık balinaya dönüşemiyecekleri yavaş yavaş açıklığa kavuşan bir konu sayın Miralge! Daha öncede bu bulgulardan bahsettim ama anlıyan pek çıkmamıştı! Alttaki Linkte bu konuda epeyce çoğu son yıllarda anlaşılmış popüler bilgi var, link İngilizce yalnız! Merak eden okuyabilir.

    http://www.pbs.org/wgbh/evolution/library/03/4/pdf/l_034_06.pdf

    Size " ters dönmüş böceksiniz " demem, " ayıların balinaya dönüşmesi saçmalığından " daha da saçma gözükse de son araştırmalar bunu destekler nitelikteler ve Evrim Teorisi hiç uğraşmayın 150 yıl önceki temellerinden çok daha sağlam ve güçlü olarak duruyor çok sayıda bilimin temelinde!

    Balinalarda neden arka ayaklar var ? Üstelik kullanılmıyorlarda Tanrımı yanlış yapmış,yoksa evrim mi? Sayın Miralge ? Bize pek akıllıca tasarım gelmiyorda ?














     türlerin kökeni teorinin zorlukları


    BALİNA YÜZGEÇLERİNDEKİ ÖZEL ŞEKLİN SIRRI NEDİR?

    Latince adı Megaptera novaeangliae olan iri balinalar diğer balina türlerine göre son derece akrobatik hareketler yapmaları ile tanınırlar. Bu balinaların yüzgeçleri girinti ve çıkıntılardan oluşur. Yüzgeçlerin bu yapısının ne işe yaradığı önceleri anlaşılamıyordu. Yapılan araştırmalar bu özel yapının son derece özel bir yaratılışı ortaya koyduğunu gösterdi. Çünkü bu ilginç şekilli yapı, balinaya bilinen yüzgeç şeklinden daha verimli bir hareket imkanı sağlıyordu.

    Günümüzde uçak kanatlarında kullanılan tasarımın pürüzsüz ve düzgün bir şekli vardır. Duke Üniversitesi araştırmacıları, bu balina türünün yüzgeçlerinden yola çıkarak şu ana kadar kullanılan tasarımlardan çok farklı yeni bir model oluşturdular. Mühendisler tırtıklı yapıların eklenmesiyle oluşturulan model ile tırtıkların olmadığı modelleri birbiri ile karşılaştırdılar. Tırtıklı kanatların durma açılarının tırtıksız kanatlara göre %40 daha iyi olduğu tespit edildi. Ayrıca havanın, tırtıklı yapıları %8 daha fazla kaldırdığı ortaya çıktı. Bir diğer avantaj ise geriye sürükleme kuvvetinin bu modelde %32 daha az olmasıydı. Araştırmayı yürüten bilim adamlarından L. E. Howle artan kaldırma kuvvetinin ve azalan geri itme kuvvetinin eşzamanlı olarak başarılmasının aerodinamik verimliliği artırdığını ifade etti.


    Bilim adamları sistemin detaylarını incelediklerinde tırtıklı yapıların kanat üstünde dönen girdaplara sebep olduğunu tespit ettiler. Bu girdaplar, kanadın üstündeki havanın dağılıp arka tarafa gitmeden kanatlardan uzaklaşmasını engelliyor. Bu ise uçağın daha dik açılarda durmasını ve daha yüksek kaldırma kuvvetine sahip olmasını sağlıyor. Bütün bu teknik ayrıntılar göstermektedir ki balinaların diğer tüm özellikleri gibi yüzgeçlerindeki tırtıklar da rastgele tesadüflerin eseri olamaz. Doğadaki her detay gibi bunlar da göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Yaratıcısı, alemlerin Rabbi olan Allah’ın eseridir.

    Parmak kemikleri için yapılmış açıklama bu. Peki ya tamamen kaynaşmış ve hareket yeteneğini yitirmiş olan humerus, ulna ve raidus ne işe yarıyor?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127

    quote:

    Orijinalden alıntı: olağan_şüpheli

    quote:

    Orijinalden alıntı: love_62127


    okumadım.

    kusura bakma panpa...HY bu yazıları kendi bile okumuyor..onun adın baskaları yazıyor..hatta onlarda amerikadan ithal ingilzice ceviri.. şimdi onu bunu bırak...biz burda yırtınıyoruz...bilim adamlarının alayı evrimci diye..sen kalkşkmıs o yok bu yok o sahte bu sahte.... oldu canım..kimse bilmiyor HY biliyor bunları değil mi.. kaldıki eklediğim videolarda bu canlının hem kuslrara hemde dinozolara ait özelikleri olduğunu acıklıyor adamlar...canlının yasadığı dönemde kuşların rotaya çıkış dönemi civarıdır...


    fosiller de dna da evrim diye bağırıyorda sizin derdiniz bilim değil...

    kardeş eğer fosillerimiz sahteyse neden sein evrimci abilerinde tık yok ara fosil getirin diyoruz tık yok gelin elimizdeki fosilleri beraber inceleyelim diyoruz gene tık yok al lin burda bak
    http://www.youtube.com/watch?v=9ZFraEDunEY bak sonuna kadar izle H Y GELKİN FOSİLLERİMİZİ BERABER İNCELEYELİM DİYOR


    velet ya
    fosil getirin sakjflşsajiflşasjfasşifj,asşfjsdşa,fsdfs
    "abi sarayım mı bi kilo ara fosil?"




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.