Şimdi Ara

Yeter artık bir şeyler öğrenmek istiyorum

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
17
Cevap
1
Favori
1.116
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bıktım test çözmekyen nasıl test çözüleceğini değil bilgi öğrenmek istiyorum.
    Lise 1 2 de programlamacılık ile uğraşıyordum 3 ve 4 te derslerden hiç bakamadım. Sınava 45 gün falan var bitsin de kurtulim yapacağım ilk şey 200 liralık kitap sipariş edip öğrenmek olacak.
    Türkiyede egitim neden böyle kimbilir kaç bilimadamını daha 10 yaşında çarçur ediyoruz. İnsan kendide bir yere kadar gider arkada destek olmayınca :(
    Ben CERN e gitmek istiyorum ama doktor olmaktan başka da bir şey yok bu ülkede.
    Matematik ve Fiziği gerçekten anlıyorum ama oralara hiçbir zaman ulaşamayacağım.
    Millet Einstein da biz Türkler geri zekalımıyız da bu tarz projelerde ismimiz yok



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Cern'demuhendis -- 6 Şubat 2013; 16:34:01 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Sanat sahibi olmak guzel hoş ama Türkiye işte..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • anlatıyorum, dinle.

    boş hayal bunlar. delikanlıysan it okulu elinin tersiyle, benim gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazacak o kadar şeyim var...

    Neyse rezerved.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ezberci ve amele yetiştirmeye programlanmış sistem olunca böyle oluyor.
  • yav he he.

    senin cerndeki türklerden haberin yok galiba. bu insanlar da bu yollardan geçti.

    ki hiç bir dünyalı sınavsız elini kolunu sallaya sallaya cerne gitmedi, gitmeyecek.

    bu sınav 12 yıl boyunca öğrendiklerini kontrol ediyor. bir şey öğrenmemiş olan geçemiyor. bir şey öğrendiysen geçersin, öğrenmediysen 200 liralık kitabı hiç öğrenemessin. ayrıca gerçek fizik newtonun yasalarına benzemez daha işin klasik kısmında mırın kırın ediyorsan senden bir şey olmaz.

    şu bir yerlere gelemeyeceğini anlayıp da ülkesine b*k atanlara çok gülüyorum ya.
  • sana turkiye de kal diyen mi var? git yurtdisina orda yetistir kendini.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • sistemden sanki çok anlıyorsunuzda sisteme laf ediyorsunuz abartmadan hırslı olan çok çalışan ve gerekli zekaya sahip birisi fakirde olsa zenginde olsa istediğini başarabilir sonuçta beyin bedava
  • Dediklerin doğru. Ezberci sistem ve bazı hocaların ne yaptığını bilmemesi bizi bu duruma getiriyor. Sen sınavlarına çalış. birşeyi öğrenmek istiyorsan üniversiteyi kazanman gerekir. çünkü sen sınavı kazanmak istiyorsan sınav sistemine göre çalışman gerekir öğrenmeye göre değil. Ayrıca bilgi hemen öyle öğrenilmez. emek ve zaman ister.
  • Başımdan geçen bir şeyi örnek vermek istiyorum. Mukavemet-1 dersi alıyordum, insanlar çıkmış soruları alıp notları fotokopi çektirip çalıştılar. Bense kütüphaneden Türkiye'nin bu dalda yetiştirdiği en önemli insanlardan birisi olan rahmetli Mustafa İnan'ın Cisimlerin Mukavemeti kitabını ödünç alarak çalıştım. Olayın özünü anlamak istedim, ezberleyip geçmek istemedim. Ve ne oldu biliyor musun? Ben o dersten DC ile kaldım, notları soruları fotokopi çektirip çalışan öğrencilerin çoğu geçti.

    Lise zamanı da böyleydi, ezberle&geç. Eğitim sistemi ciddi anlamda çökmüş.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: jo_be

    yav he he.

    senin cerndeki türklerden haberin yok galiba. bu insanlar da bu yollardan geçti.

    ki hiç bir dünyalı sınavsız elini kolunu sallaya sallaya cerne gitmedi, gitmeyecek.

    bu sınav 12 yıl boyunca öğrendiklerini kontrol ediyor. bir şey öğrenmemiş olan geçemiyor. bir şey öğrendiysen geçersin, öğrenmediysen 200 liralık kitabı hiç öğrenemessin. ayrıca gerçek fizik newtonun yasalarına benzemez daha işin klasik kısmında mırın kırın ediyorsan senden bir şey olmaz.

    şu bir yerlere gelemeyeceğini anlayıp da ülkesine b*k atanlara çok gülüyorum ya.

    Peki soruyorum:
    Sen şu yaşına kadar ne başardın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bizim bugün dünyaca ünlü mucitlerimize ne kadar sahip çıktığımız ortada.

    Mucit Türk'e resepsiyon memurluğu önerildi

    ve okunmasını şiddetle önerdiğim yazı :

    Ankara Ticaret Odası 'nın raporudur :

    TÜRK EİNSTEİN'LAR FİRARDA

    ATO'NUN RAPORUNA GÖRE YURTDIŞINDA OKUYAN 50 BİN KiŞiNİN TÜRKİYE'YE YILLIK MALİYETİ 1.5 MiLYAR DOLARI, 5 YILLIK EĞİTİM MALİYETİ İSE 7.5 MİLYAR DOLARI AŞIYOR.



    YURT DIŞINDA EĞİTİM GÖREN 100 KİŞİDEN 59'U DÖNMÜYOR.

    TÜRKİYE, YURT DIŞINDAKI 50 BİN ÖĞRENCİDEN GERİ DÖNMEYEN 30 BİNİ İÇİN HER YIL 900 MİLYON DOLAR ÖDEMEKLE KALMIYOR, 5 YILLIK EĞİTİM SONUNDA DÖNMEME MALİYETİ 4.5 MILYAR DOLARI BULUYOR.

    AYGÜN: "TÜRKİYE AKLINI KAYBEDİYOR "



    "BEYİN GURBETÇİLERİ SADECE BAVULLARIYLA GİTMEZ "



    Bir yandan 2 milyona yaklaşan gencimiz üniversiteye girmek için ter döküyor, diğer yandan yetiştirdiğimiz beyinler yurt dışına göç ediyor.

    İyi eğitim görmüş, düşünen, üreten, nitelikli işgücümüz, yıllar ve milyarlar harcayarak yatırım yaptığımız beyinlerimiz, gerekli ortamı ya da refahı sağlayamadığımız için yurtdışına uçup gidiyor. Birbirinden önemli buluşlara imza atarak insanlığa büyük katkı sağlayan "Bilimin Gurbet Kuşları" Ankara Ticaret Odası (ATO)'nın son raporuna konu oldu.

    İyi eğitim gören her 100 kişiden 59'unu elimizden kaçırdığımızı gözler önüne seren Ankara Ticaret Odası (ATO)'nın hazırladığı "Türk Beyin Gurbetçileri" raporuna göre Türkiye, beyin göçü en fazla olan 32 ülke içinde 24'üncü, yurt dışına en çok öğrenci gönderen ülkeler arasında ise 11'inci sırada yer alıyor.



    GÖÇÜN MALİYETİ YÜKSEK

    Yurt dışında üniversite eğitiminin maliyeti öğrenci başına yıllık 30 bin doları buluyor. Buna göre yurtdışında okuyan 50 bin kişinin Türkiye'ye yıllık maliyeti 1.5 milyar doları, 5 yıllık eğitim maliyeti ise 7.5 milyar doları aşıyor. Rakam büyük ancak beyinler kolay yetişmiyor. Türkiye bu bedeli seve seve ödüyor. Ancak sorun gidenler geri dönmeyince başlıyor.

    Türkiye, yurt dışına giden 50 bin öğrenciden 30 bini için her yıl 900 milyon dolar ödemekle kalmıyor, 5 yıllık eğitim sonunda dönmeme maliyeti 4.5 milyar doları buluyor. Bu da gelişmiş ülkelere karşılıksız hibe anlamına geliyor.

    Örneğin, devlet işletme eğitimi almak üzere ABD'ye gönderdiği bir gence eğitimi süresince yaklaşık 100 bin dolar harcıyor. Ancak gençler Türkiye'ye dönmek yerine ABD'de kalmayı tercih ediyor. Çünkü Türkiye'de bir bankada çalıştığında yaklaşık 700 dolar maaş alacakken; ABD'de bu ücretin 10 katından fazlasını alabiliyor.



    BEYİN AVCISI ÜLKELER

    Rapora göre 24 bini Almanya'da, 15 bini Amerika'da olmak üzere 50 binden fazla Türk genci yurt dışında eğitim görüyor. Bu ülkeleri İngiltere, Kanada, Belçika, Avustralya, Fransa ve G. Afrika'ya izliyor. Türkiye ABD'de en fazla öğrenci okutan 9'uncu ülke konumunda.

    Gençlerin akıllarını çelen, hayallerini süsleyen bu ülkeler vasıfsız işçilere kapılarını giderek daha sert önlemlerle kapatırken, yetişmiş ve eğitimli işgücüne büyük kolaylıklar sağlıyor. Örneğin bir numaralı beyin avcısı konumundaki ABD, her yıl 200 bin kalifiye elemana, Kanada ve Avustralya ise 40 bin kalifiye elemana geçici çalışma vizesi veriyor.

    Türkiye'de beyin göçünün 1960'lı yıllarda ilk kez tıp doktorları ile başladığı belirtilen rapora göre doktorları, mühendisler ve sonra bilimadamlarının izlediğine vurgu yapılıyor. Bugün sadece Amerika'da 3 bin 600 Türk doktoru bulunuyor. Bunlardan sadece 90'ının Türkiye'ye dönmüş olması, gidenin kolay kolay gelmediğini ortaya koyuyor.



    GİDEN DÖNMÜYOR

    Raporda son 12 yılda sadece Milli Eğitim Bakanlığı'nın bursuyla yurt dışına giden 1991 gencimizden 769'unun dönmediği (% 38), buna paralel olarak, TÜBİTAK bursiyerlerinin ülkeye dönmeme oranının ise % 21 olduğu belirtiliyor.

    Geri dönmeme en çok mühendislikte (bilgisayar, uçak, elektrik-elektronik, haberleşme, makine, kimya, endüstri, maden, metalurji, bioteknoloji gibi dallarda), tıpta ve daha az oranda sosyal bilimlerde yoğunlaşıyor. Fen bilimlerinde master ve doktora çalışmasını tamamlayanlar araştırma merkezleri ve teknoparklarda yüksek ücretle çalışma imkanı bulabiliyor.



    BEYİN MEZARLIĞI

    Dönen beyinler ise, bilgi birikimleri ve deneyimleri doğru yerlerde değerlendirilmediği, aldıkları ücretler geçinmelerine yetmediği ve mesleki gelişimleri sekteye uğradığı için mutlu değil. Yurtdışına gitmeyip Türkiye'de kalanların önemli bir kısmı da ya küstürülüyor ya da düşük ücret ve düşük motivasyonda çalıştırılıyor. Bu durum "Beyin Küsmesi" olarak adlandırılıyor ve Türkiye adeta bir "Beyin mezarlığı" na dönüyor.

    Raporda, Karbon kaplama teknolojisini icat ederek bilim dünyasında çığır açan ve ABD'nin "Yüzyılın 100 bilimadamı" ndan biri kabul ettiği Prof.Dr.Ali Erdemir' e, yıllar önce iş aradığı Türkiye'de resepsiyon memurluğu uygun görülmesi beyin küsmesine çarpıcı bir örnek olarak gösteriliyor.

    Türkiye, "Zakkumcu Doktor" olarak tanınan Genel Cerrah Opr. Dr. Ziya Özel' in hikayesi de Erdemir'in kinden farklı değil. Türkiye'de şarlatanlıkla suçlanan Özel, küsüp ABD'ye gitti. 1992'de ABD'den zakkumdan elde edilen "Oleander" maddesinin bağışıklık sistemini güçlendiren etkisi üzerine patent aldı. 1995'te bu konudaki araştırma haklarını bir ABD firmasına satan Özel'in oluşturduğu ilaç, ABD'de Teksas eyaletinin San Antonio kentinde bulunan Ozelle Pharmaceuticals Laboratuvarı'nda üretilmeye başlandı.

    Cleveland Kanser Kliniği'nde gerçekleştirilen ve zakkumdan elde edilen hammaddenin tümörlere karşı etkili olduğunu gösteren klinik çalışma, ABD'de Amerikan Klinik Onkoloji Cemiyeti'nin 2001 yılında düzenlediği konferansta da sunuldu. İrlanda'da bazı durumlarda ilacın kullanılmasına izin verilmişken, Honduras'ta ilaç resmen eczanelerde satılmaya başlandı. Türkiye önümüzdeki yıllarda bu ilacı ithal etmek zorunda kalırsa şaşmamak gerekir.



    CEP DOLMAYINCA BEYİN GÖÇÜYOR

    Raporda beyin göçüne neden olan etmenlerin başında ekonomik koşullar gösteriliyor. Düşük ücret politikası, vergi oranlarının yüksek olması, ekonomik istikrarsızlık, gelecek endişesi, en fazla işsizliğin üniversite mezunları arasında olması, üniversite mezunlarının %70'inin meslekleriyle ilgisiz işlerde çalışması gibi nedenlerin yanısıra, siyasal istikrarsızlık, siyasetin ve kayırmacılığın iş hayatına girip onu kontrol etmesi gibi siyasal nedenler, Ar-Ge'ye, bilim ve teknolojiye değer verilmemesi, fikir üretiminin ve buluşun para etmemesi ve desteklenmemesi gibi bilim ve teknoloji politikalarındaki yanlışlıklar ve kişi başına (142 dolar) en az eğitim harcaması yapan 5'inci ülke olmamız, eğitim harcamasında 109 ülke içinde 105'inci sırada yer almamız gibi eğitim sistemindeki çarpıklıklar beyin göçünü tetikleyen diğer nedenler olarak sıralanıyor.



    MODERN DÜNYANIN İBNİ SİNA'LARI

    Rapora göre Amerika'da yaşayan Türk Doktorlar Birliği'ne kayıtlı tam 1.150 doktor bulunuyor. Onlar artık Amerika'da gelenekselleşmiş "en iyi doktorlar" sıralamasına kolaylıkla giriyor. Biri, modern dünyanın hastalığı obezite ile ilgili çalışıyor, bir diğeri beyin kanamalarının, karaciğer naklinin, sindirim hastalıklarının tedavisinde çığır açıyor. Harvard, Cornell, Yale, John Hopkins gibi hastanelerinin en önemli isimlerinin başında modern dünyanın İbni Sinaları olan Türkler geliyor. Onlar ki, çalıştıkları hastanelerin girişine artık Türk Bayrakları çektiriyor, İstiklal Marşımızı dinlettiriyor. Gazi Yaşargil, Mehmet Öz, Gökhan Hotamışlıgil, Münci Kalayoğlu ve daha nice doktorumuz yabancı ülkelerde göğsümüzü kabartıyor ancak, bu tablo beyin göçünün Türkiye fotografını en acı biçimde gözler önüne seriyor.



    TÜRK BEYİN GURBETÇİLERİ

    Prof. Dr. Muzaffer Şerif: Sosyal Psikoloji alanında dünyada otorite Psikoloji kürsüsü Öğretim Üyesi Dr. Muzaffer Şerif Güneydoğu Anadolu'da köylüler arasında yaptığı bilimsel araştırmaları esnasında zamanın yönetimi tarafından gözaltına alınır. Emniyette sorgu-sual, mahkeme derken derdini kimseye anlatamaz. Bu yetenekli beyini ABD görür ve derhal sahip çıkar. Adına Enstitü kurar. Ölümü üzerinden yıllar geçmesine rağmen Muzaffer Şerif Sosyal Psikoloji bilim dalının dünyadaki en etkili tek ismi olarak kalır. Günümüzde kullanılan psikoloji kavramlarının isim babası olur. Fakat bu büyük beyin artık bizim değildir. Çünkü bu gerçek bilim adamımız ABD vatandaşıdır ve soyadı da SHERIFF olarak değiştirilmiştir.

    Gazi Yaşargil: Beyin Cerrahı. Alanı nöroşirürjide rakipsiz kabul edilen Yaşargil, halen Amerika'da yaşıyor.

    Mehmet Öz: Kalp hastalıkları uzmanı. New York Colombia Üniversitesi'nde görev yapan kalp cerrahı Öz, Batı tıbbı ile alternatif tıbbı birleştiren çalışmalarıyla tanınıyor.

    Çapa Tıp Fakültesi'nden mezun olan Ankaralı Murat Günel de beyin gurbetçilerinden. "Yeni Gazi Yaşargil" denen Günel, Yale-Çapa arasında kurulan beyin göçü köprüsünden geçenlerden sadece biri. Murat Günel, beyin cerrahı Gazi Yaşargil'den sonra beyin ve damar cerrahisinde dünyada isim yapan ikinci Türk doktoru olarak biliniyor. Günel, başında olduğu laboratuvarında beyin ve damar hastalıkları, moleküler biyoloji ve genetiği üzerine araştırmalar yapıyor, Yale Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı yapıyor. Yılda yaklaşık 300 ameliyat yapan Murat Günel, ABD'de mesleğindeki sayısız ödülün sahibi ve pek çok organizasyonun da yönetim kurulunda bulunuyor. "Dahi Türk" olarak adlandırılan bilim adamı, beyin kanamalarının önemli nedenlerinden biri olan damar balonlaşması, tıp dilindeki adıyla "anevrizmalar" konusunda çalışmalarıyla tanınıyor.

    Dr.Gökhan Hotamışlıgil: Harvard Üniversitesi'nde Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı. Obezite, şeker hastalığı ve kalp hastalıklarıyla ilgili kendisine patent kazandırmış çalışmaları var.

    Emrah Yücel: Oscarlı afişlerin sahibi. Özellikle ödül aldığı "Frida" afişi ve "Rüyamdaki Amerika", "28 Gün", "Panama Terzisi", "Kadınlar Ne İster" ve daha birçok Hollywood filminin afişleriyle tanıdığımız Yücel şu anda Amerika'da yaşıyor.

    Feryal Özel: NASA'nın en başarılı astrofizikçilerinden. Bilimadamı Einstein'ın aralarında bulunduğu 20 dehadan oluşan Büyük Fikirler Listesi'nde yer alıyor.

    Prof. Dr. Atilla Ertan:A.Ü. Tıp Fakültesi mezunu Gastroenterolog, ABD'nin en seçkin 10 klinik hekimi arasına girdi. Ertan, dünyaca ünlü ünlü Methodist Hastanesi'nde sindirim hastalıkları konusunda tıbbi direktörlük görevinde bulunuyor.

    Prof. Dr. Ali Erdemir: Nano teknoloji kullanarak geliştirdiği yapay elmas özelliği taşıyan buluşuyla, uygulamalı bilimin Nobeli R&D ödülünü 3 kez kazandı. 1987 yılından beri ABD'nin Chicago kenti yakınlarında bulunan Argon laboratuvarlarında araştırmalarını sürdürüyor.

    Prof.Dr.Aslıhan Yener: Chicago Üniversitesi'nde görevli Arkeolog .

    Esen Ercan Alp: ABD Enerji Bakanlığı Laboratuarları'nda araştırmalar yapan fizikçi 5 bin yıllık metal heykeli, röntgen cihazında analiz ederek, 1949 yılında icad edilmiş olan radyokarbon tekniğine son vererek arkeolojik araştırmalarda yeni bir dönemin başlamasına ışık tuttu.

    Ayşem Sunal : Belçika Kraliyet Başdansçısı. Ankara Devlet Balesiyle gittiği Japonya'daki bir yarışmada Anvers Kraliyet Balesi Müdürü Robert Denvers'ın Belçika'ya davet etmesi üzerine Belçika'ya yerleşti ve kariyerine hala burada devam ediyor.

    Haldun Direskeneli: Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'da görev yapan ancak bir süre önce yaşamını yitiren Direskeneli, ODTÜ'yü bitirdikten sonra yaşanan beyin göçü ile ABD'ye gitmişti.

    Neva Çiftçioğlu: Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'da çalışan Türk kadın araştırmacı. Teksas'taki Johnson uzay merkezinde görev yapan Çiftçioğlu, kireçlenmenin neden olduğu kalp ve böbrek hastalıklarının tedavisinde kullanılabilecek yeni bir antibiyotik üzerinde çalışıyor.

    Vamık Volkan: ABD'de yaşayan ünlü Psikoanalist. Yaptığı çalışmalarla psikiyatri alanında dünyanın en prestijli ödülü sayılan "Sigmund Freud" ve "En iyi eğitmen ödülü"nü aldı.

    Prof. Dr. Hasan Garan: New York Presbytarian Hastanesi Elektrofizyoloji Bölümü Başkanı olan Garan ABD'de en çok tercih edilen doktorlar listesinde yer alıyor.Garan kalp ritmi bozukluğunu kateter yöntemi ile yakarak tedavi ediyor.

    Prof.Dr.Ahmet Çakmak: Ulusal Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Mareşal Fevzi Çakmak'ın torunu. Princeton Üniversitesi İnş.Müh. Bölümünde deprem konusunda çalışmalar yapıyor.

    Prof.Dr.Reşat Kasaba: Washington Üniversitesi Jackson Uluslararası ilişkiler Yüksek Okulu'nun Başkanlığını yaptı.

    Prof.Dr.Olcay Çığtay: 30 yıl Georgetown Üniversitesi Hastanesi Lombardi Kanser Merkezi Mamografi Bölümünü yönetti.

    Fatih Çulha: Bilgisayar Mühendisi. Maryland Eyaleti'ndeki Amerikan Deniz Kuvvetleri Hastanesinde geliştirdiği veri tabanı projesiyle çalıştığı şirketin binlerce elemanı arasından birinci seçildi.

    Prof.Dr.Aydın Arıcı: Yale Üniversitesi'nde hormon hastalıkları ve kısırlık konusunda başarılı çalışmalar yürüten araştırma merkezini yönetiyor.

    Süleyman Gökoğlu:
    NASA'nın Glenn Uzay Merkezinde çalışıyor.

    Prof.Dr.Ali Erdemir: Triboloji'nin Türk dehası. Nono teknoloji kullanarak geliştirdiği yapay elmas özelliği taşıyan buluşuyla uygulamalı bilimin Nobel'I R&D ödülünü üçüncü kez kazandı.

    Dr.Rahmi Öklü: ABD'nin en iyi hastanelerinden Cornell'de çalışan Öklü beyindeki tıkanan damarların tedavisinde mucizeler yaratıyor.

    Prof.Dr.Münci Kalayoğlu: Binin üzerinde karaciğer nakli yaptı.Karaciğer nakline getirdiği yenilikler ile alanında dünyanın en önde gelen bilim adamaları arasında yer alıyor.

    Yönetmen Ferzan Özpetek, Güher-Süher Pekinel Kardeşler gibi dünyaca ünlü sanatçılarımızı bu kervana kattığımızda "Beyin Gurbetçileri" nin listesi uzadıkca uzuyor, kalkınmamız geciktikçe gecikiyor.

    ON BİN KİŞİYE 11 ARAŞTIRMACI DÜŞÜYOR

    Rapora göre Türkiye Ar-Ge'de dünyada 25. Sırada yer alıyor. 2003 yılında araştırmacı sayısı olarak, 10 bin kişide 15 araştırmacı hedefleyen Türkiye, ancak 10 bin kişide 11 araştırmacı oranını yakalayabildi. Yunanistan'da ise 10 bin kişiye 45 araştırmacı düşüyor. OECD raporuna göre her bin kişiye, Türkiye'de 1.1, Yunanistan'da 3.8, AB'de 5.8, ABD'de 8.6, Japonya'da ise 9.7 bilimadamı düşüyor.

    Ülkemizde Ar-Ge harcamalarının GSMH içindeki payı sadece binde 6. Japonya'da ise bu oran yüzde 3. 1993- 2003 arasında özel teşebbüsün ar-ge yatırımları yüzde 17'den yüzde 36'ya çıktı.

    İleri teknoloji ürünlerinin Türkiye'nin ihracatındaki payı yüzde 4. Bu oran İrlanda'da yüzde 47, Arjantin'de yüzde 8.

    Ülkelerin, teknolojiyi ekonomilerine yansıtma başarısına göre 49 ülkeyi kapsayan sıralamada Türkiye 33'üncü sırada yer alıyor. Bu sıralamada ilk üç sırayı ABD, İsveç ve Finlandiya alıyor.

    ATO BAŞKANI AYGÜN

    Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, beyin göçünün gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere yaptığı karşılıksız bir hibe olduğu belirterek "Beyin gurbetçileri sadece bavullarını alıp gitmiyor. Beyin avcıları ulusal insani yatırımı temelinden söküp alıyor. Her giden beyni ile Türkiye aklını kaybediyor" dedi. Aygün şunları söyledi:

    Bir çocuğun 15 yıllık eğitim maliyeti 150 milyar lirayı buluyor. İyi yetişmiş yetenekli işgücümüz gelişmiş ülkelere akıyor. Türkiye kıt kaynakları ile yetiştirdiği değerli beyinleri doğru yerde ve doğru zamanda değerlendiremiyor, iyi olanaklar sunamıyor. Gençlerimiz gelecekle ilgili hayallerini daha iyi olanaklar sunan ülkelerde yaşamak üzerine kuruyorlar. Gelişmiş ülkelerle aramızdaki uçurum daha açılıyor. Gelişmiş ülkelerdeki iş ve fırsat olanakları olduğu ve daha iyi bir gelecek sunulduğu sürece beyin göçü kaçınılmaz olarak devam edecektir. Yapılacak en iyi iş bunu minimuma indirmektir. Beyin göçünü tersine ve beyin gücüne çevirmeliyiz. İyi eğitilmiş beyinlerimizden yararlanmak ve beyin göçü sorununu aşabilmek, bu yönde gerekli ortamı oluşturmak için devlete, özel sektöre, kamuoyu ve Sivil Toplum Örgütlerine büyük görevler düşüyor. Bu beyinlerimize sahip çıkmadığımız takdirde bu beyinlerimiz tamamen ülkemizin kaybı olacaktır. Türkiye' nin asıl kaybı beyin gücü kaybıdır.

    Türkiye'de tescil edilen patent sayısı 2 bini geçmiyor. Buna karşılık her yıl ABD ve Japonya'da 150 bin, Almanya'da 50 bin, Fransa ve İngiltere'de 40 bin, Rusya'da 20 bin patent tescil ediliyor. Beyinler göçtükçe buluş yapma sayımız da yerinde sayıyor. Buna karşın yurt dışında dünyaca ünlü firmalarda çalışan beyinlerimiz buluş üzerine buluş yaparak hem çalıştıkları şirketlere hem göçtükleri ülkelere her yıl milyarlarca dolar para kazandırıyor. Cefasını Türkiye, sefasını gelişmiş ülkeler çekiyor"

    (20-06-2004)
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    En çok test sorusu çözen başarılıdır zihniyetiyle biz bilim adamı yetiştiremeyiz.

    Az sayıda kendini yetiştirenleride hakettiği değeri vermediğimiz için ülkemizde tutamayız.



    Bizim eğitim sistemi evet efendimci, salla başını al maaşını zihniyetinde devlet memuru yetiştirmeye odaklı bir eğitim sistemidir.

    Yaratıcı ve üretken zekalı nesiller yetiştirmek gibi bir hedefimiz fazla yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pleksiglass -- 6 Şubat 2013; 20:50:19 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: jo_be

    yav he he.

    senin cerndeki türklerden haberin yok galiba. bu insanlar da bu yollardan geçti.

    ki hiç bir dünyalı sınavsız elini kolunu sallaya sallaya cerne gitmedi, gitmeyecek.

    bu sınav 12 yıl boyunca öğrendiklerini kontrol ediyor. bir şey öğrenmemiş olan geçemiyor. bir şey öğrendiysen geçersin, öğrenmediysen 200 liralık kitabı hiç öğrenemessin. ayrıca gerçek fizik newtonun yasalarına benzemez daha işin klasik kısmında mırın kırın ediyorsan senden bir şey olmaz.

    şu bir yerlere gelemeyeceğini anlayıp da ülkesine b*k atanlara çok gülüyorum ya.

    Hocam yok öyle bir şey adam 12. sınıfa kadar yatıyor 12de hepsini öğreniyor sınavdan sonra geri unutuyor

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cern'demuhendis


    quote:

    Orijinalden alıntı: jo_be

    yav he he.

    senin cerndeki türklerden haberin yok galiba. bu insanlar da bu yollardan geçti.

    ki hiç bir dünyalı sınavsız elini kolunu sallaya sallaya cerne gitmedi, gitmeyecek.

    bu sınav 12 yıl boyunca öğrendiklerini kontrol ediyor. bir şey öğrenmemiş olan geçemiyor. bir şey öğrendiysen geçersin, öğrenmediysen 200 liralık kitabı hiç öğrenemessin. ayrıca gerçek fizik newtonun yasalarına benzemez daha işin klasik kısmında mırın kırın ediyorsan senden bir şey olmaz.

    şu bir yerlere gelemeyeceğini anlayıp da ülkesine b*k atanlara çok gülüyorum ya.

    Peki soruyorum:
    Sen şu yaşına kadar ne başardın.

    Peki cevap veriyorum:

    Gerçekleri görmeyi.

    Ve soruyorum:

    Sen kimsin?

    Dipnot: Soru cümlesinin sonuna soru işareti konur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: jo_be

    quote:

    Orijinalden alıntı: Cern'demuhendis


    quote:

    Orijinalden alıntı: jo_be

    yav he he.

    senin cerndeki türklerden haberin yok galiba. bu insanlar da bu yollardan geçti.

    ki hiç bir dünyalı sınavsız elini kolunu sallaya sallaya cerne gitmedi, gitmeyecek.

    bu sınav 12 yıl boyunca öğrendiklerini kontrol ediyor. bir şey öğrenmemiş olan geçemiyor. bir şey öğrendiysen geçersin, öğrenmediysen 200 liralık kitabı hiç öğrenemessin. ayrıca gerçek fizik newtonun yasalarına benzemez daha işin klasik kısmında mırın kırın ediyorsan senden bir şey olmaz.

    şu bir yerlere gelemeyeceğini anlayıp da ülkesine b*k atanlara çok gülüyorum ya.

    Peki soruyorum:
    Sen şu yaşına kadar ne başardın.

    Peki cevap veriyorum:

    Gerçekleri görmeyi.

    Ve soruyorum:

    Sen kimsin?

    Dipnot: Soru cümlesinin sonuna soru işareti konur.

    Cevap veriyorum cerndemühendis
    Ve soruyorum
    Kimin gerçeklerini sana dayatılanları mı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 440cdx

    Bizim bugün dünyaca ünlü mucitlerimize ne kadar sahip çıktığımız ortada.

    Mucit Türk'e resepsiyon memurluğu önerildi

    ve okunmasını şiddetle önerdiğim yazı :

    Ankara Ticaret Odası 'nın raporudur :

    TÜRK EİNSTEİN'LAR FİRARDA

    ATO'NUN RAPORUNA GÖRE YURTDIŞINDA OKUYAN 50 BİN KiŞiNİN TÜRKİYE'YE YILLIK MALİYETİ 1.5 MiLYAR DOLARI, 5 YILLIK EĞİTİM MALİYETİ İSE 7.5 MİLYAR DOLARI AŞIYOR.



    YURT DIŞINDA EĞİTİM GÖREN 100 KİŞİDEN 59'U DÖNMÜYOR.

    TÜRKİYE, YURT DIŞINDAKI 50 BİN ÖĞRENCİDEN GERİ DÖNMEYEN 30 BİNİ İÇİN HER YIL 900 MİLYON DOLAR ÖDEMEKLE KALMIYOR, 5 YILLIK EĞİTİM SONUNDA DÖNMEME MALİYETİ 4.5 MILYAR DOLARI BULUYOR.

    AYGÜN: "TÜRKİYE AKLINI KAYBEDİYOR "



    "BEYİN GURBETÇİLERİ SADECE BAVULLARIYLA GİTMEZ "



    Bir yandan 2 milyona yaklaşan gencimiz üniversiteye girmek için ter döküyor, diğer yandan yetiştirdiğimiz beyinler yurt dışına göç ediyor.

    İyi eğitim görmüş, düşünen, üreten, nitelikli işgücümüz, yıllar ve milyarlar harcayarak yatırım yaptığımız beyinlerimiz, gerekli ortamı ya da refahı sağlayamadığımız için yurtdışına uçup gidiyor. Birbirinden önemli buluşlara imza atarak insanlığa büyük katkı sağlayan "Bilimin Gurbet Kuşları" Ankara Ticaret Odası (ATO)'nın son raporuna konu oldu.

    İyi eğitim gören her 100 kişiden 59'unu elimizden kaçırdığımızı gözler önüne seren Ankara Ticaret Odası (ATO)'nın hazırladığı "Türk Beyin Gurbetçileri" raporuna göre Türkiye, beyin göçü en fazla olan 32 ülke içinde 24'üncü, yurt dışına en çok öğrenci gönderen ülkeler arasında ise 11'inci sırada yer alıyor.



    GÖÇÜN MALİYETİ YÜKSEK

    Yurt dışında üniversite eğitiminin maliyeti öğrenci başına yıllık 30 bin doları buluyor. Buna göre yurtdışında okuyan 50 bin kişinin Türkiye'ye yıllık maliyeti 1.5 milyar doları, 5 yıllık eğitim maliyeti ise 7.5 milyar doları aşıyor. Rakam büyük ancak beyinler kolay yetişmiyor. Türkiye bu bedeli seve seve ödüyor. Ancak sorun gidenler geri dönmeyince başlıyor.

    Türkiye, yurt dışına giden 50 bin öğrenciden 30 bini için her yıl 900 milyon dolar ödemekle kalmıyor, 5 yıllık eğitim sonunda dönmeme maliyeti 4.5 milyar doları buluyor. Bu da gelişmiş ülkelere karşılıksız hibe anlamına geliyor.

    Örneğin, devlet işletme eğitimi almak üzere ABD'ye gönderdiği bir gence eğitimi süresince yaklaşık 100 bin dolar harcıyor. Ancak gençler Türkiye'ye dönmek yerine ABD'de kalmayı tercih ediyor. Çünkü Türkiye'de bir bankada çalıştığında yaklaşık 700 dolar maaş alacakken; ABD'de bu ücretin 10 katından fazlasını alabiliyor.



    BEYİN AVCISI ÜLKELER

    Rapora göre 24 bini Almanya'da, 15 bini Amerika'da olmak üzere 50 binden fazla Türk genci yurt dışında eğitim görüyor. Bu ülkeleri İngiltere, Kanada, Belçika, Avustralya, Fransa ve G. Afrika'ya izliyor. Türkiye ABD'de en fazla öğrenci okutan 9'uncu ülke konumunda.

    Gençlerin akıllarını çelen, hayallerini süsleyen bu ülkeler vasıfsız işçilere kapılarını giderek daha sert önlemlerle kapatırken, yetişmiş ve eğitimli işgücüne büyük kolaylıklar sağlıyor. Örneğin bir numaralı beyin avcısı konumundaki ABD, her yıl 200 bin kalifiye elemana, Kanada ve Avustralya ise 40 bin kalifiye elemana geçici çalışma vizesi veriyor.

    Türkiye'de beyin göçünün 1960'lı yıllarda ilk kez tıp doktorları ile başladığı belirtilen rapora göre doktorları, mühendisler ve sonra bilimadamlarının izlediğine vurgu yapılıyor. Bugün sadece Amerika'da 3 bin 600 Türk doktoru bulunuyor. Bunlardan sadece 90'ının Türkiye'ye dönmüş olması, gidenin kolay kolay gelmediğini ortaya koyuyor.



    GİDEN DÖNMÜYOR

    Raporda son 12 yılda sadece Milli Eğitim Bakanlığı'nın bursuyla yurt dışına giden 1991 gencimizden 769'unun dönmediği (% 38), buna paralel olarak, TÜBİTAK bursiyerlerinin ülkeye dönmeme oranının ise % 21 olduğu belirtiliyor.

    Geri dönmeme en çok mühendislikte (bilgisayar, uçak, elektrik-elektronik, haberleşme, makine, kimya, endüstri, maden, metalurji, bioteknoloji gibi dallarda), tıpta ve daha az oranda sosyal bilimlerde yoğunlaşıyor. Fen bilimlerinde master ve doktora çalışmasını tamamlayanlar araştırma merkezleri ve teknoparklarda yüksek ücretle çalışma imkanı bulabiliyor.



    BEYİN MEZARLIĞI

    Dönen beyinler ise, bilgi birikimleri ve deneyimleri doğru yerlerde değerlendirilmediği, aldıkları ücretler geçinmelerine yetmediği ve mesleki gelişimleri sekteye uğradığı için mutlu değil. Yurtdışına gitmeyip Türkiye'de kalanların önemli bir kısmı da ya küstürülüyor ya da düşük ücret ve düşük motivasyonda çalıştırılıyor. Bu durum "Beyin Küsmesi" olarak adlandırılıyor ve Türkiye adeta bir "Beyin mezarlığı" na dönüyor.

    Raporda, Karbon kaplama teknolojisini icat ederek bilim dünyasında çığır açan ve ABD'nin "Yüzyılın 100 bilimadamı" ndan biri kabul ettiği Prof.Dr.Ali Erdemir' e, yıllar önce iş aradığı Türkiye'de resepsiyon memurluğu uygun görülmesi beyin küsmesine çarpıcı bir örnek olarak gösteriliyor.

    Türkiye, "Zakkumcu Doktor" olarak tanınan Genel Cerrah Opr. Dr. Ziya Özel' in hikayesi de Erdemir'in kinden farklı değil. Türkiye'de şarlatanlıkla suçlanan Özel, küsüp ABD'ye gitti. 1992'de ABD'den zakkumdan elde edilen "Oleander" maddesinin bağışıklık sistemini güçlendiren etkisi üzerine patent aldı. 1995'te bu konudaki araştırma haklarını bir ABD firmasına satan Özel'in oluşturduğu ilaç, ABD'de Teksas eyaletinin San Antonio kentinde bulunan Ozelle Pharmaceuticals Laboratuvarı'nda üretilmeye başlandı.

    Cleveland Kanser Kliniği'nde gerçekleştirilen ve zakkumdan elde edilen hammaddenin tümörlere karşı etkili olduğunu gösteren klinik çalışma, ABD'de Amerikan Klinik Onkoloji Cemiyeti'nin 2001 yılında düzenlediği konferansta da sunuldu. İrlanda'da bazı durumlarda ilacın kullanılmasına izin verilmişken, Honduras'ta ilaç resmen eczanelerde satılmaya başlandı. Türkiye önümüzdeki yıllarda bu ilacı ithal etmek zorunda kalırsa şaşmamak gerekir.



    CEP DOLMAYINCA BEYİN GÖÇÜYOR

    Raporda beyin göçüne neden olan etmenlerin başında ekonomik koşullar gösteriliyor. Düşük ücret politikası, vergi oranlarının yüksek olması, ekonomik istikrarsızlık, gelecek endişesi, en fazla işsizliğin üniversite mezunları arasında olması, üniversite mezunlarının %70'inin meslekleriyle ilgisiz işlerde çalışması gibi nedenlerin yanısıra, siyasal istikrarsızlık, siyasetin ve kayırmacılığın iş hayatına girip onu kontrol etmesi gibi siyasal nedenler, Ar-Ge'ye, bilim ve teknolojiye değer verilmemesi, fikir üretiminin ve buluşun para etmemesi ve desteklenmemesi gibi bilim ve teknoloji politikalarındaki yanlışlıklar ve kişi başına (142 dolar) en az eğitim harcaması yapan 5'inci ülke olmamız, eğitim harcamasında 109 ülke içinde 105'inci sırada yer almamız gibi eğitim sistemindeki çarpıklıklar beyin göçünü tetikleyen diğer nedenler olarak sıralanıyor.



    MODERN DÜNYANIN İBNİ SİNA'LARI

    Rapora göre Amerika'da yaşayan Türk Doktorlar Birliği'ne kayıtlı tam 1.150 doktor bulunuyor. Onlar artık Amerika'da gelenekselleşmiş "en iyi doktorlar" sıralamasına kolaylıkla giriyor. Biri, modern dünyanın hastalığı obezite ile ilgili çalışıyor, bir diğeri beyin kanamalarının, karaciğer naklinin, sindirim hastalıklarının tedavisinde çığır açıyor. Harvard, Cornell, Yale, John Hopkins gibi hastanelerinin en önemli isimlerinin başında modern dünyanın İbni Sinaları olan Türkler geliyor. Onlar ki, çalıştıkları hastanelerin girişine artık Türk Bayrakları çektiriyor, İstiklal Marşımızı dinlettiriyor. Gazi Yaşargil, Mehmet Öz, Gökhan Hotamışlıgil, Münci Kalayoğlu ve daha nice doktorumuz yabancı ülkelerde göğsümüzü kabartıyor ancak, bu tablo beyin göçünün Türkiye fotografını en acı biçimde gözler önüne seriyor.



    TÜRK BEYİN GURBETÇİLERİ

    Prof. Dr. Muzaffer Şerif: Sosyal Psikoloji alanında dünyada otorite Psikoloji kürsüsü Öğretim Üyesi Dr. Muzaffer Şerif Güneydoğu Anadolu'da köylüler arasında yaptığı bilimsel araştırmaları esnasında zamanın yönetimi tarafından gözaltına alınır. Emniyette sorgu-sual, mahkeme derken derdini kimseye anlatamaz. Bu yetenekli beyini ABD görür ve derhal sahip çıkar. Adına Enstitü kurar. Ölümü üzerinden yıllar geçmesine rağmen Muzaffer Şerif Sosyal Psikoloji bilim dalının dünyadaki en etkili tek ismi olarak kalır. Günümüzde kullanılan psikoloji kavramlarının isim babası olur. Fakat bu büyük beyin artık bizim değildir. Çünkü bu gerçek bilim adamımız ABD vatandaşıdır ve soyadı da SHERIFF olarak değiştirilmiştir.

    Gazi Yaşargil: Beyin Cerrahı. Alanı nöroşirürjide rakipsiz kabul edilen Yaşargil, halen Amerika'da yaşıyor.

    Mehmet Öz: Kalp hastalıkları uzmanı. New York Colombia Üniversitesi'nde görev yapan kalp cerrahı Öz, Batı tıbbı ile alternatif tıbbı birleştiren çalışmalarıyla tanınıyor.

    Çapa Tıp Fakültesi'nden mezun olan Ankaralı Murat Günel de beyin gurbetçilerinden. "Yeni Gazi Yaşargil" denen Günel, Yale-Çapa arasında kurulan beyin göçü köprüsünden geçenlerden sadece biri. Murat Günel, beyin cerrahı Gazi Yaşargil'den sonra beyin ve damar cerrahisinde dünyada isim yapan ikinci Türk doktoru olarak biliniyor. Günel, başında olduğu laboratuvarında beyin ve damar hastalıkları, moleküler biyoloji ve genetiği üzerine araştırmalar yapıyor, Yale Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı yapıyor. Yılda yaklaşık 300 ameliyat yapan Murat Günel, ABD'de mesleğindeki sayısız ödülün sahibi ve pek çok organizasyonun da yönetim kurulunda bulunuyor. "Dahi Türk" olarak adlandırılan bilim adamı, beyin kanamalarının önemli nedenlerinden biri olan damar balonlaşması, tıp dilindeki adıyla "anevrizmalar" konusunda çalışmalarıyla tanınıyor.

    Dr.Gökhan Hotamışlıgil: Harvard Üniversitesi'nde Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı. Obezite, şeker hastalığı ve kalp hastalıklarıyla ilgili kendisine patent kazandırmış çalışmaları var.

    Emrah Yücel: Oscarlı afişlerin sahibi. Özellikle ödül aldığı "Frida" afişi ve "Rüyamdaki Amerika", "28 Gün", "Panama Terzisi", "Kadınlar Ne İster" ve daha birçok Hollywood filminin afişleriyle tanıdığımız Yücel şu anda Amerika'da yaşıyor.

    Feryal Özel: NASA'nın en başarılı astrofizikçilerinden. Bilimadamı Einstein'ın aralarında bulunduğu 20 dehadan oluşan Büyük Fikirler Listesi'nde yer alıyor.

    Prof. Dr. Atilla Ertan:A.Ü. Tıp Fakültesi mezunu Gastroenterolog, ABD'nin en seçkin 10 klinik hekimi arasına girdi. Ertan, dünyaca ünlü ünlü Methodist Hastanesi'nde sindirim hastalıkları konusunda tıbbi direktörlük görevinde bulunuyor.

    Prof. Dr. Ali Erdemir: Nano teknoloji kullanarak geliştirdiği yapay elmas özelliği taşıyan buluşuyla, uygulamalı bilimin Nobeli R&D ödülünü 3 kez kazandı. 1987 yılından beri ABD'nin Chicago kenti yakınlarında bulunan Argon laboratuvarlarında araştırmalarını sürdürüyor.

    Prof.Dr.Aslıhan Yener: Chicago Üniversitesi'nde görevli Arkeolog .

    Esen Ercan Alp: ABD Enerji Bakanlığı Laboratuarları'nda araştırmalar yapan fizikçi 5 bin yıllık metal heykeli, röntgen cihazında analiz ederek, 1949 yılında icad edilmiş olan radyokarbon tekniğine son vererek arkeolojik araştırmalarda yeni bir dönemin başlamasına ışık tuttu.

    Ayşem Sunal : Belçika Kraliyet Başdansçısı. Ankara Devlet Balesiyle gittiği Japonya'daki bir yarışmada Anvers Kraliyet Balesi Müdürü Robert Denvers'ın Belçika'ya davet etmesi üzerine Belçika'ya yerleşti ve kariyerine hala burada devam ediyor.

    Haldun Direskeneli: Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'da görev yapan ancak bir süre önce yaşamını yitiren Direskeneli, ODTÜ'yü bitirdikten sonra yaşanan beyin göçü ile ABD'ye gitmişti.

    Neva Çiftçioğlu: Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'da çalışan Türk kadın araştırmacı. Teksas'taki Johnson uzay merkezinde görev yapan Çiftçioğlu, kireçlenmenin neden olduğu kalp ve böbrek hastalıklarının tedavisinde kullanılabilecek yeni bir antibiyotik üzerinde çalışıyor.

    Vamık Volkan: ABD'de yaşayan ünlü Psikoanalist. Yaptığı çalışmalarla psikiyatri alanında dünyanın en prestijli ödülü sayılan "Sigmund Freud" ve "En iyi eğitmen ödülü"nü aldı.

    Prof. Dr. Hasan Garan: New York Presbytarian Hastanesi Elektrofizyoloji Bölümü Başkanı olan Garan ABD'de en çok tercih edilen doktorlar listesinde yer alıyor.Garan kalp ritmi bozukluğunu kateter yöntemi ile yakarak tedavi ediyor.

    Prof.Dr.Ahmet Çakmak: Ulusal Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Mareşal Fevzi Çakmak'ın torunu. Princeton Üniversitesi İnş.Müh. Bölümünde deprem konusunda çalışmalar yapıyor.

    Prof.Dr.Reşat Kasaba: Washington Üniversitesi Jackson Uluslararası ilişkiler Yüksek Okulu'nun Başkanlığını yaptı.

    Prof.Dr.Olcay Çığtay: 30 yıl Georgetown Üniversitesi Hastanesi Lombardi Kanser Merkezi Mamografi Bölümünü yönetti.

    Fatih Çulha: Bilgisayar Mühendisi. Maryland Eyaleti'ndeki Amerikan Deniz Kuvvetleri Hastanesinde geliştirdiği veri tabanı projesiyle çalıştığı şirketin binlerce elemanı arasından birinci seçildi.

    Prof.Dr.Aydın Arıcı: Yale Üniversitesi'nde hormon hastalıkları ve kısırlık konusunda başarılı çalışmalar yürüten araştırma merkezini yönetiyor.

    Süleyman Gökoğlu:
    NASA'nın Glenn Uzay Merkezinde çalışıyor.

    Prof.Dr.Ali Erdemir: Triboloji'nin Türk dehası. Nono teknoloji kullanarak geliştirdiği yapay elmas özelliği taşıyan buluşuyla uygulamalı bilimin Nobel'I R&D ödülünü üçüncü kez kazandı.

    Dr.Rahmi Öklü: ABD'nin en iyi hastanelerinden Cornell'de çalışan Öklü beyindeki tıkanan damarların tedavisinde mucizeler yaratıyor.

    Prof.Dr.Münci Kalayoğlu: Binin üzerinde karaciğer nakli yaptı.Karaciğer nakline getirdiği yenilikler ile alanında dünyanın en önde gelen bilim adamaları arasında yer alıyor.

    Yönetmen Ferzan Özpetek, Güher-Süher Pekinel Kardeşler gibi dünyaca ünlü sanatçılarımızı bu kervana kattığımızda "Beyin Gurbetçileri" nin listesi uzadıkca uzuyor, kalkınmamız geciktikçe gecikiyor.

    ON BİN KİŞİYE 11 ARAŞTIRMACI DÜŞÜYOR

    Rapora göre Türkiye Ar-Ge'de dünyada 25. Sırada yer alıyor. 2003 yılında araştırmacı sayısı olarak, 10 bin kişide 15 araştırmacı hedefleyen Türkiye, ancak 10 bin kişide 11 araştırmacı oranını yakalayabildi. Yunanistan'da ise 10 bin kişiye 45 araştırmacı düşüyor. OECD raporuna göre her bin kişiye, Türkiye'de 1.1, Yunanistan'da 3.8, AB'de 5.8, ABD'de 8.6, Japonya'da ise 9.7 bilimadamı düşüyor.

    Ülkemizde Ar-Ge harcamalarının GSMH içindeki payı sadece binde 6. Japonya'da ise bu oran yüzde 3. 1993- 2003 arasında özel teşebbüsün ar-ge yatırımları yüzde 17'den yüzde 36'ya çıktı.

    İleri teknoloji ürünlerinin Türkiye'nin ihracatındaki payı yüzde 4. Bu oran İrlanda'da yüzde 47, Arjantin'de yüzde 8.

    Ülkelerin, teknolojiyi ekonomilerine yansıtma başarısına göre 49 ülkeyi kapsayan sıralamada Türkiye 33'üncü sırada yer alıyor. Bu sıralamada ilk üç sırayı ABD, İsveç ve Finlandiya alıyor.

    ATO BAŞKANI AYGÜN

    Rapora ilişkin değerlendirmelerde bulunan ATO Başkanı Sinan Aygün, beyin göçünün gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelere yaptığı karşılıksız bir hibe olduğu belirterek "Beyin gurbetçileri sadece bavullarını alıp gitmiyor. Beyin avcıları ulusal insani yatırımı temelinden söküp alıyor. Her giden beyni ile Türkiye aklını kaybediyor" dedi. Aygün şunları söyledi:

    Bir çocuğun 15 yıllık eğitim maliyeti 150 milyar lirayı buluyor. İyi yetişmiş yetenekli işgücümüz gelişmiş ülkelere akıyor. Türkiye kıt kaynakları ile yetiştirdiği değerli beyinleri doğru yerde ve doğru zamanda değerlendiremiyor, iyi olanaklar sunamıyor. Gençlerimiz gelecekle ilgili hayallerini daha iyi olanaklar sunan ülkelerde yaşamak üzerine kuruyorlar. Gelişmiş ülkelerle aramızdaki uçurum daha açılıyor. Gelişmiş ülkelerdeki iş ve fırsat olanakları olduğu ve daha iyi bir gelecek sunulduğu sürece beyin göçü kaçınılmaz olarak devam edecektir. Yapılacak en iyi iş bunu minimuma indirmektir. Beyin göçünü tersine ve beyin gücüne çevirmeliyiz. İyi eğitilmiş beyinlerimizden yararlanmak ve beyin göçü sorununu aşabilmek, bu yönde gerekli ortamı oluşturmak için devlete, özel sektöre, kamuoyu ve Sivil Toplum Örgütlerine büyük görevler düşüyor. Bu beyinlerimize sahip çıkmadığımız takdirde bu beyinlerimiz tamamen ülkemizin kaybı olacaktır. Türkiye' nin asıl kaybı beyin gücü kaybıdır.

    Türkiye'de tescil edilen patent sayısı 2 bini geçmiyor. Buna karşılık her yıl ABD ve Japonya'da 150 bin, Almanya'da 50 bin, Fransa ve İngiltere'de 40 bin, Rusya'da 20 bin patent tescil ediliyor. Beyinler göçtükçe buluş yapma sayımız da yerinde sayıyor. Buna karşın yurt dışında dünyaca ünlü firmalarda çalışan beyinlerimiz buluş üzerine buluş yaparak hem çalıştıkları şirketlere hem göçtükleri ülkelere her yıl milyarlarca dolar para kazandırıyor. Cefasını Türkiye, sefasını gelişmiş ülkeler çekiyor"

    (20-06-2004)
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    En çok test sorusu çözen başarılıdır zihniyetiyle biz bilim adamı yetiştiremeyiz.

    Az sayıda kendini yetiştirenleride hakettiği değeri vermediğimiz için ülkemizde tutamayız.



    Bizim eğitim sistemi evet efendimci, salla başını al maaşını zihniyetinde devlet memuru yetiştirmeye odaklı bir eğitim sistemidir.

    Yaratıcı ve üretken zekalı nesiller yetiştirmek gibi bir hedefimiz fazla yok.







    Yalnız başlığı açan çocuk "Yeaa ben üniversite için çalışıyom ama bişey öğrenemiyorum mecburen doktor olucam." felan demiş. Ama sen Türkiyedeki sınav sisteminden geçip de üniversite okuyup bilim adamı olanların listesini vermişsin ee bu çocuk da zaten Cern'e gitme hayali peşinde Cern Türkiye'de değil.

    Ama haber doğru, durum kötü ama şu da var, ülkenin ekonomisi bilimsel çalışmalara destek hazırlayacak kadar iyi değil sözgelimi genetik bölümünden mezun olanlar şayet genetikle uğraşmak istiyorlarsa mecburen Avrupa'ya gidecekler bu konuda Türkiye'nin şu anlık yapabileceği bir şey yok yoktan para üretemezler. Ama görüldüğü gibi yurdumuz bilim adamı üretiminde o kadar kötü değil sırf doktor üretmiyor.

    Bizim lisenin birincisi Boğaziçi'ne gitti, bu adam evet çok test çözdü ama tüm hocalar onu "Özel bir çocuktu, tarihi çok iyi bilirdi, sayısal olmasına rağmen çok güzel edebiyat tartışabilirdiniz onunla." diye methediyorlardı. Demek ki boş bir insan değildi.

    Özet: Zora geldiniz diye saçma sapan isyan etmeyin oturun dersinizi çalışın, daha üniversite sınavına hazırlanmak gibi basit ve herkesin yaptığı bir işi gerçekleştiremeyen adam icat yapamaz. O çok bilinen bilim adamları zekaları değil çalışkanlıklarıyla öne çıktılar. Da Vinci günde 2 saat uyuyabileceği bir uyku sistemi geliştirdi sırf az uyuyayım çok çalışayım diye.





  • La kamil 2 tane kıçı kırık ygs lys sorusu çözdün diye kendini zeki mi sanıyorsun sen ?
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.