1 ay sonra her şey ortaya çıktı “iPhone 13 Pro Max detaylı inceleme”

iPhone kutuları artık servisten gelen telefon kutuları gibi ince, üzerlerinde jelatin de yok artık. Apple geri dönüştürülebilirlik konusunu her lansmanda her defasında vurgulayan, pratiğe de döken nadir markalardan biri. İçinde telefon var, adaptör çıkmıyor, bir tane Tip C’den Lightning’e kablo var, iPad’lerde Tip C inadından vazgeçildi ama iPhone’da geçilmedi.

Tasarım keskin kenarlı tasarım, bence görünüm olarak yumuşatılmış, oval kenarlı iPhone 11 ailesinden daha şık duruyor. Elimdeki Sierra Mavisi, Gümüş, Altın ve Grafit renk seçenekleri var, 12 Pro’larda da olduğu gibi düz versiyonlara göre daha mat renkler, düz 13’ler daha cıvıl cıvıllar. Arkasına bakınca lensler daha büyük olduğu için 13 Pro olduğu belli oluyor. Çelik malzeme, ayna gibi parlaklar, yine 13’teki alüminyuma göre ayırıcı, hissiyat olarak çelik daha dolu, daha ağır hissettiriyor ama alüminyumdan da müteessir değilim. 

Elinize alınca bu keskin hatlar hele bir de Pro Max kullanıyorsanız 240 gram ağırlığıyla eli kesiyor. Yine ağır dediğim S21 Ultra 5G’den 13 gram daha ağır ama 1.2mm daha ince. Kesinlikle ikinci eli isteyen bir telefon, 13 Mini’den geçince tablet kullanıyormuş gibi hissediyorsunuz, alışılır mı, alışır. Ben şahsen parmaklarım için erişilebilir alan ve ağırlık dengesi anlamında net 13 Pro’yu tercih ederdim. Çentik 12 Pro’lara göre belirgin küçüldü ama henüz bu ekstra alandan faydalanmadılar, toplamda yine sektöre göre büyük ama içinde Face ID ve birçok sensör var, sadece kamera değil mesele.

Face ID yüz tanıma konusunda tartışmasız lider, tabii maske ile açılmıyor ama Apple Watch ile maskenizi indirmeden açabiliyorsunuz. Diyelim ki telefon masada, masadan kaldırmadan çok çok az eğildinizde işlem tamam, yüzünüzü okuyup kilidi açıyor. Gözlükle de çalışıyor, gece de sorunsuz çalışıyor, uygulama güvenliği için de kullanılabiliyor, mesela ben Drive hesabımı Face ID ile şifreledim, Face ID güvenli olduğu kadar konforlu ve zahmetsiz bir güvenlik.

%87.4 ekran kasa oranıyla en iyisi değil, %2.5 civarı daha iyileri var ama ön tarafta nizami bir görüntü var. Seramik camla korunduğunu söylüyor Apple, ben sadece çizilmeye karşı dayanıklı ibaresiyle geçen iPhone 11’i hemen hemen 1 ay içerisinde hiç farkında olmadan çizmiştim, videosunda da söylemiştim ama şu sıralar 13 Pro Max, 13 ve 13 Mini’yi kullanıyorum, ekranlar ben pek dikkatli olmasam da tertemiz, dedikleri gibi görünüyor.

Sağında güç butonu, solunda ses ayarları, telefonu aşağıdan değil de yanından kavrıyorsanız erişilirler, bir milim boşluğu olmayan, yerinde sallanmayan dönütleri iyi butonlar bunlar. Daha önce sessize alma sürgüsü kullanmadıysanız ihtiyacınız yok gibi düşünebilirsiniz ama toplantıdan toplantıya koşuyorsanız, sürekli ortam değiştiriyorsanız aslında var, lazımmış diyorsunuz. Sim yuvası solda, hoparlör mikrofon Lightning aşağıda.

Arka tarafın pratikte en güzel yanı parmak izlerini pek göstermemesi. Buzlu cam aslında parlak cam gibi tutucu değil ama telefonu elde tekrar konumlandırırken daha rahat. Apple’ın Magsafe’li böyle orijinal kılıfları var, baya kaliteliler, şahsen satın aldığım 150 liralık Magsafe’siz kılıfla aralarında çok ciddi kalite, kalıp hataları, düzgün yapıştırılmamış/kusurlu kadife gibi farklar var. Fiyatını sabahtan akşama tartışırız ama iPhone 13 Pro Max alan birini sarsacağını hiç sanmıyorum, sarssa telefonun fiyatı sarsmalı. 

6.7 inç Super Retina XDR OLED 120Hz ekran. iPhone 13 ve 13 Pro’lar arasındaki bence en büyük fark, tasarruf için 10Hz’de de çalışıyor, hareket anında 120Hz’e kadar kademeli olarak çıkıyor, ekran hep 120Hz’miş gibi fark etmiyorsunuz zaten. Ağır çekim görüntülerinde fark tabii ki daha bariz ama günlük kullanımda da akıcılık çok fark ediyor, ben 60Hz’e bir daha dönmek istemiyorum açıkası. 60Hz ekranlı bir telefondan geçecekseniz bu sefer gerçekten fark etti, yeni telefona geçtiğime değdi dedirtiyor.

HDR10 ve Dolby Vision destekli, sürekli 1000nitlik ekran 1200nit’e kadar çıkabiliyor, 12 Pro Max’e göre %27 daha iyi. 13 ve 13 Mini sürekli 800nit ama emin olun günlük kullanımda fark edilmiyor, hepsi güneş altında rahat rahat görünüyor, bir defa olsun zorlamadılar. OLED ekran sonuçta, Netflix’te HDR içerik tüketmesi baya keyifli, renkler harika, geniş renk gamutuyla ton ayrımı mükemmel, net. Ekranın büyük olması dizi film izlerken tabii baya işe yarıyor, yatmadan önce 1-2 bölüm bir şeyler izleyeyim derken dizi bitirme alışkanlığı edindim, sadece keşke bu kadar ağır olmasa diyorsunuz Pro Max için.

5nm mimarili Bionic A15. Aslında çok bir şey söylemeye gerek yok, Snapdragon 888+ Geekbench’te Bionic A14’ün, vurguluyorum A14, arada tam 10 ay var, tek çekirdekte %30, çok çekirdekte %10 civarı daha geride. Antutu’da ise önünde, Antutu’yu kandırıyorlar, Antutu skor sistemiyle kandırıyor, biraz karışık oralar.

2 tane performans odaklı 3.2Ghz’lik Avalanche ve 4 tane de tasarruf odaklı 1.8GHz’lik Blizzard çekirdeğiyle geliyor. 6GB RAM’i var, 13’lerde 4GB, 13’lerde 4 GPU çekirdeği var, Pro’larda 5 GPU çekirdeği var, Compute testinde gördüğünüz gibi ciddi fark ettiriyor, çekirdek hızı farkı da var belli ki. Apple rakiplere göre %50, A14’e göre %30 daha hızlı olduğunu iddia etti. 16 nöral motor çekirdeği var, A14 11 trilyon işlem yapabiliyordu, A15 15.8 trilyon işlem yapabiliyor. Benim için özeti şu, iPhone 11 hiç duraklamıyordu A14 ile, 12 de, 13 de öyle, 120Hz ekrandan dolayı telefon daha hızlı hissettiriyor yoksa bu telefonlar zaten performans olarak Android’e göre hep 1 yıl önde seyrettiler.

Oyun performansını merak ediyorsunuz biliyorum ama baştan söyleyeyim, her oyun 120Hz destekli değil, yavaş yavaş geliyor destek. Misal veriyorum Wild Rift ve Call of Duty iPad’de 120Hz’de oynanabiliyor, iPhone’da 60Hz’de çalışıyorlar. Birisi oyun performansı nasıl diye sorunca 120Hz/120FPS değiller diye üzülüyorsunuz, sonuçta PUBG’de bazı Android telefonlar 90Hz/90FPS gösterebiliyorlar ama hemen hemen istediğiniz her ayarda sabit 60FPS alınca yüzünüzde kocaman bir gülümseme oluşuyor. Ekranın tepki süresi çok çok iyi, harekete bağlı bulanıklılık sıfır, büyüklüğü kontrol için bence çok iyi bir noktada, tabletlerde çok zorlanıyorum PUBG’de, burada tüm kontrol bendeydi, hayli keyifliydi. Telefon belirgin ısınıyor mu, ısınıyor ama daha çok arkasında hissediliyor, ekrana o kadar yansımadığı için sıkıntı yok.

Bu sene kamera tarafında kameralar aslında baya ayrıldı. Pro’da ana kamera F/1.5, 13’te F/1.6, geniş açıda Pro F/1.8, 13’te F/2.4. Aynı kalan şey tüm kameraların 12MP olması. Dual Pixel odaklama var, şaşırma yok ve geçişler pürüzsüz, bu konuda eskiden Samsung öndeydi, artık Apple önde. Sensor Shift var, yani stabilizasyon için sensör toptan hareket ediyor, adım sarsıntılarını baya törpülüyor arka kamerada ama bence bu konuda Samsung kadar iyi değil, S21 Ultra 5G’de tripodda gibi sabit kalıyor lakin iPhone 13’ler çok daha az crop yapıyor. Telefotoda OIS var, 12 Pro Max’te 2.5x idi 13 Pro Max’te 3x yakınlaştırma var. Geniş açı kamerası aynı, 120 derece.

Lidar tarayıcı. İlgi alanıma giren bir şey değil ama eğlencenin ötesinde aslında mali değeri olan işler için kullanabileceğiniz bir şey. Mesela ben Polycam ile odamı taradım, 3D boyutlu halini oluşturdum, video olarak paylaşılabilir hale getirdim, gerçekten keyifli. Kapım için ölçü aldım, en fazla 1-2 santim hatayla ölçüm alabildim, normal bir kullanıcının işini fazlasıyla görür. Herkesin işine yarayacak şey, Gece modunda Portre çekerken Lidar kullanılıyor, daha başarılı sonuç alıyorsunuz.

Numara bir, tüm fotoğrafları yüksek kontrast modunda çektim, artık filtreyle değil fotoğrafın nasıl işleneceğiyle alakalı kararlar alabiliyorsunuz, bu benzerini pek görmediğimiz bir yaklaşım. Fotoğrafların keskinlikleri iyi, doğal duruyor, Apple zaten aşırı keskinleştirme meraklısı değil ama 108MP sensörleri de biliyoruz, çok daha yüksek çözünürlüklü fotoğraflar alınabiliyor mobil tarafta.

Özçekimlerde yüzüme tabiri caizse alçı vurup detayları yok eden telefonlardan sonra burada gördüğüm doğal ten rengi ve detaylar beni net mutlu etti, güzelleştirme efektlerinden tüm kalbimle nefret ediyorum çünkü. iPhone’da ben hep biraz daha sıcak renkli fotoğraflar aldım, bu sefer beyaz dengesi tam istediğim gibi, geniş açı ve ana kamera arasındaki kalite ve renk dengesi gün ışığı altında sıfırlanmış ama gece fark ediyor, görmediğimiz bir durum değil.

Gece modu detay arttırma peşinde, geceyi gündüz yapma niyetinde değil ki olması gereken bence bu, mesela bu örnekte detaylar daha belli, gökyüzündeki bulutlar da öyle. Kamerada rahatsız eden tek bir şey vardı, makro modu kendi kendine devreye giriyordu, bunu düzelttiler, 2CM’e kadar odaklayabiliyor.

Düzeltme bekleyen bir konu var, kameralar arasında geçerken, ana kameradan telefotoya geçerken önce dijital sonra hemen optik yakınlaştırma devreye giriyor, bu şekilde belirgin bir atlama duraksama görünmeyebilir normal kullanıcıya ama netlik aslında geç gelmiş oluyor.

Bunların dışında aldığım fotoğraflardan ziyadesiyle memnunum, hele ki portre modunda aldığım fotoğraflar, paylaştığım herkeste ‘neyle çekildi bu’ sorusunu sordurttu, figürler üzerinde aldığım sonuçlar da oldukça doyurucu oldu. Sinematik mod, Apple’ın bu seneki en büyük kozu. Aslına bakarsanız Canlı odak modu olarak Samsung telefonlarda da vardı ama sadece insan yüzleri için çalışıyordu, Apple’da her şey için çalışıyor ve bokeh arkaya sadece bulanıklılık atmakla geçiştirilmiyor, gerçekten alan derinliğini yansıtıyor.

Evet, şu an için sadece 1080P ve kenar algılamada pürüzler görebiliyorsunuz ama loş ortamlarda dahi iyi çalışabiliyor, ortaya çıkan sonuç bence gerçekten daha sinematik, daha etkileyici. 1080P ve 4K farkı ham çekimde keskinlik açısından kesinkle fark ediyor ama sosyal medyada her zaman o kadar bariz değil.

Normal 4K 30FPS ve 60FPS çekimlerde çat diye bir şey görüyorsunuz, evet onlar lens flare, mercek parlaması dediğimiz olay, gündüz karşılaştıysam da fark etmedim ama gece fazlasıyla belli oluyorlar, geçtiğimiz senelerde de vardı bu. Genel kalitesi için şunu söyleyeyim, inceleme videolarında detay çekimler için ben bazen iPhone 13 Pro Max’i kullandım, hiç fark edilmedi, hiç kimse fark etmedi.

(Daha fazla fotoğraf video, sosyal medya ve ProRes testleri için videoyu izleyin)

iOS 15.1 ile testlerimi tamamlamış oldum. Bildirimler güncellendi, biri mesaj attığında rehberinizde kayıtlıysa fotoğrafı görünüyor artık. Ayrıca sizin o uygulamanın bildirimlerine ne hızda tepki verdiğinize göre önemli ve önemsiz bildirimler olarak ayırıyor. Odak modu da iş/kişisel/uyku şeklinde ayrılabiliyor, diyelimki ofise geçtiniz, GPS ile biliyor ofise geçtiğinizi, sadece izin verilen kişiler ve uygulamalardan bildirim geliyor.

Uyku modu çok iyi bence, yine önemli kişi ve uygulama seçiyorsunuz, açtığınızda diğer Apple cihazlarınıza aynı ayar uygulanıyor. Yazı tespit eden bir sistem var, öğrencilerin işine fazlasıyla yarayacak, direkt görsel üzerinden metin kopyalayabiliyorsunuz. FaceTime için çevresel ses modu geldi, gerçekten karşı karşıyaymışsınız hissi için ve aktif gürültü engelleme modu var, karşıya arka plandaki gürültü değil sizin sesiniz gidiyor. Hepsinden önemlisi artık FaceTime görüşmeniz için link oluşturabiliyorsunuz, tarayıcı üzerinden Android ve Windows makineler de bağlanabiliyor, Apple’dan hiç beklemediğim bir bonkörlük. 

Stereo hoparlör kurulumu, tahmin edeceğiniz üzere sesi iPhone 13 ve 13 Mini’den daha yüksek. Baslar varlar ama çok vurgulu değiller, referans hoparlörler gibi, daha doğru baslar var. Çözünürlük harika, bir telefon hoparlöründe bu kadar olur zaten.

Çevresel sesini gayet başarılı buldum, sesi iyi dizi film olur, kendinizi kaptırabileceğiniz baya iyi bir deneyim veriyor. İşin büyük bir kısmını aslında alttaki hoparlör yapıyor, ahize biraz daha yardımcı ama üzerlerini kapamadan hiç fark hissedilmiyor. Şimdi kulaklıklarınızı takın, canlı canlı dinleyelim.

(Canlı ses testi videoda)

(Detaylı batarya değerlendirmesi videoda)

Telefon 5G destekli zaten, Ultra Wide Band desteği de var, Wi-Fi 6 ile geliyor, menzil ve stabilite sorunsuz. Bluetooth 5.0 var ama LDAC desteği yok, AAC var sadece, yüksek bitrateli parçalar dinliyorsanız dikkatli kullanıcılar farkı duyar. 

iPhone 13 Pro Max. Bu videonun çekildiği tarih itibarıyla elimdeki 1TB’lık versiyonun fiyatı 23 bin lira, ben şahsen alacak olsam 13 Pro 256GB alırdım o da 17 bin lira. Numara 1, YouTube’a Instagram’a içerik üretmeye başlamak istiyorsanız kamerasından bir başlangıç kamerasının çok ötesinde sonuç alacaksınız, telefon kamerası kategorisinin net üstünde. Ben 13 Pro Max ile ürün incelemeleri için detay çekimleri aldım, canavar gibi videolar çektim, hiç sırıtmadı. H.264 ve H.265’e göre çok daha az sıkıştırılan ProRes videoların post prodüksiyonu çok daha esnek düzenlemeleri mümkün kılıyor, herhangi bir rakibinde buna alternatif bir şey yok.

Numara 2, içerik üretici olmanıza gerek yok, çoğumuz Instagram kullanıyoruz, fotoğraf video paylaşıyoruz, 15 bin liralık Android’de dahi story atarken videolarda kare/saniye düşük, kalite kaybı yüksek, ben günde bazen 4 saat Instagram kullanıyorum, sürekli işimle alakalı paylaşım yapıyorum, dolayısıyla iPhone 13 serisi gözümün önünde parlayan bir seçenek oluyor, Instagram özelinde bence düz iPhone 13 alınmalı, Instagram için Pro şart değil. Seramik ekran sağlam çıktı çizilmedi, IP68 sertifikası lazım bu segmentte zaten, 120Hz ekran çok iyi geldi çünkü ben 280Hz monitörler kullanıyorum, Face ID sorunsuz çalışıyor yormuyor, Magsafe şarj konforlu, duymaktan sıkıldınız belki ama Apple ekosisteminin parçalarıyla aradaki uyum ve zahmet gerektirmeyen entegrasyonlar büyük rahatlık, gerçek akıllı telefon deneyimini yaşatıyorlar. 9279 lirası vergi olan toplam fiyat dolayısıyla Apple’ı eleştirmiyorum, eleştirilmesi gereken çok daha büyük bir şey var, siz biliyorsunuz. Son cümlem, iPhone 13 Pro Max’i tavsiye etmemek için hiçbir sebep yok.