|
116'ncı element tarihi bir yöntemle sentezlendi: Yeni element yapılacak
-
-
Adamlar 120. elementi çıkaracaklar bizimkiler 120. vergi paketini çoktan hazırladılar. Varlık içinde yokluğu bu insanlara kim yaşatmış yada yaşatacak fırsatı verenleri ALLAH ıslah eylesin.
-
bir yerinizden element uydurmayın kardeşim
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
-
Teşekkürler önce ilginiz ve şahsıma söyledikleriniz için bu konuda bir görüşme yapacağım.
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Cevabınız için çok teşekkür ediyorum, başarılarınızın devamını diliyorum
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Bu tip haberler bende sürekli bir geri kalmışlık hissi yaratmakta, ülke üniversitesitelerinin olmayan imkanlarını düşündürtmekte:(
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Öncelikle siteminiz ve eleştiriniz için teşekkürler. Diğer arkadaşlar adına konuşmam ve bir şey söylemem yanlış olur ancak şahsım adına yorumunuzdan kendime gerekli payı aldım.
Öte yandan içeriği elbette birkaç kez okuyorum fakat doğal olarak bazen bariz hatalar bile gözden kaçabiliyor. Bu aslında bu işin başladığı tarihten beri olan bir şey. Bugün Reuters'ten tutun da AA'ya kadar her editor içeriklerinde hatalar yapabiliyor. Bu elbette bir bahane değil, yanlış anlamayın. Sadece olanı söylüyorum. DH'de ilk yazmaya başladığımda içeriklerim çok daha yüzeysel olmasına rağmen hatalarım daha fazlaydı. Süreç içerisinde hem içerik derinliğini hem de hatalar konusunda kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum. Ancak bu tip eleştirel yorumlar (sizinki gibi dozunda olanlar) bizleri daha da ileriye itiyor, o yüzden tekrar teşekkürler.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Üniversitelerin daha özerk yapılar haline dönüşmesi ve bilimsel faaliyetler üzerinde daha çok çalışmaları için desteklenmesi gerekiyor. Üniversitelerde bilgi üretimi olmayınca tüm süreç baştan çökmüş oluyor. Umarım düzelir.
-
Periyodik tabloda element olarak adlandırılan maddelerin çoğu zaten sentez. hidrojen oksijen azot karbon için elemen denildi, hidrojen oksijen birleşirse su olur denildi, içtiğimiz su kimyasal bileşik oldu oysa ki su atmosferi dengeleyen, enerji taşıyan, biyolojik yaşamın temel maddesidir, bu yönüyle element olmalıdır. Aynı şekilde soluduğumuz hava da yaşamın dünyanın olmazsa olmazı, o da element değil, bilinmezliklerle dolu bir karışım olarak adlandırılıyor. Oysa ki 1800'lü yıllara kadar kimya biliminde hava element olarak kabul ediliyordu.
Periyodik tablonun sonlarına doğru element isimlerine baktığınızda Berkelium, Californium, Darmstadium, Americium, Europium gibi siyasi harita bazlı, Einsteinum, Nobelium, Lawrencium gibi beşeri bazlı isimlendirmeler dikkat cekiyor. Bu tablonun doğa gerçekleri ile alakası yok.
Element kandırmacası Lityum ile zirve yaptı. Salamura tuzun işlenerek elde edilen hiperreaktif maddeye Lityum denilerek element sınıfına sokuluyor ancak o düpedüz bir kimyevi madde.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
He mk herkes seni kandırmaya çalışıyor. Amerika pr ini element isimleri üzerinden yapıyor. Sen de element bu ismini koy yarimakillikardesim.
Git başka şey oku mk, Su bilesikmiste hava neymiş de.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Ateş, Su, Toprak, Hava, Tahta. ben başka element filan bilmem :)
-
İngiliz kimyager Elizabeth Fulhame'nin 1790'lı yıllarda yayınladığı bilimsel yayınları okudum.
O belgelerde Fulhame, modern kimyanın babası sayılan Antoine Lavoisier'den tutun, o dönemde çok popüler olan flojiston teorisini destekleyen ünlü İngiliz kimyager Joseph Priestley ile İrlandalı kimyager Richard Kirwan'a kadar birçok kişinin hava, su, ateş ve elementler üzerine açıklamalarını sorgulamış, doğanın gerçeklerini açıklamaya çalışmış. Bunu aslında akademik tartışma için değil kimya biliminin nelere vakıf oldugunu göstermek amacıyla yapmış.
Fulhame suyun bileşik olduğuna düşünüyordu. Yani şu anki Modern Kimya müfredatıyla uyumlu. Ancak özellikle Richard Kirwan bunun tersini yani suyun element olduğunu düşünüyordu.
Burada önemli konu, suyun bileşik olup olmamasından çok 2024 dünyasında bunun hiç tartışılmaması. 1790'larda tartışılıyordu artık tartışılmıyor. Suyun bileşik olduğuna inanmak zorunda bırakılıyoruz.
Tartışma olmazsa bilemeyiz. Ben diyorum ki bilelim. İnanmak zorunda değiliz, araştırıp bilebiliriz maruzatım budur.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
Tahta yani ağac sadece su, toprak ve güneş değil havadaki bir maddenin çekilmesi ile oluşuyor. O madde "yanıcılık" yani biz insanların ifadesiyle enerji. Tahtanın yandığı zaman cıkardığı ısıl enerji havadaki enerjiden geliyor.
Altın element olarak geçiyor. Ancak element sadece doğada üretilmek zorunda mıdır? Fabrikada sentetik üretilemez mi? Bence altın fabrikada üretilebilir bir madde. Bunun ipuçlarını yukarıda bahsettiğim 1700'lü yıllarda Kimya üzerine yayınlanmış bilimsel belgelerde görebiliriz.
Araştırdığımız sürece birçok şeyi bilebiliriz. J.P. Morgan adında yatırım şirketi bir kerede binlerce ton altın satın alabiliyor. Altın sentetik üretilebilen birşey olduğu sokaktaki adamın bile anlayabileceği şekilde gösterilse, ortalıkta J.P. Morgan kalmazdı. Kuyumcular bir anda hediyelik süs eşyası satıcılarına dönerdi. Elektriğin bedavaya üretildiği gösterilse, öteki petrol, doğal gaz üreticileri domino taşları gibi birer birer devrilerek enerji sektörü dağılırdı. Elektrik birim fiyatı bedavaya yakın bu arada.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
-
Olayın imam hatip ile ne alakası var sanki normal üniversite yada liseler bilim adamı fışkırtıyor. Gelişim kişinin kendi elindedir okul ise bunu kolaylaştırır yada kolaylaştırmaz.
En Beğenilen Yanıtlar
Tüm Yanıtları Genişlet
Adamlar 120. elementi çıkaracaklar bizimkiler 120. vergi paketini çoktan hazırladılar. Varlık içinde yokluğu bu insanlara kim yaşatmış yada yaşatacak fırsatı verenleri ALLAH ıslah eylesin.
|
bir yerinizden element uydurmayın kardeşim
|
Öncelikle siteminiz ve eleştiriniz için teşekkürler. Diğer arkadaşlar adına konuşmam ve bir şey söylemem yanlış olur ancak şahsım adına yorumunuzdan kendime gerekli payı aldım. Öte yandan içeriği elbette birkaç kez okuyorum fakat doğal olarak bazen bariz hatalar bile gözden kaçabiliyor. Bu aslında bu işin başladığı tarihten beri olan bir şey. Bugün Reuters'ten tutun da AA'ya kadar her editor içeriklerinde hatalar yapabiliyor. Bu elbette bir bahane değil, yanlış anlamayın. Sadece olanı söylüyorum. DH'de ilk yazmaya başladığımda içeriklerim çok daha yüzeysel olmasına rağmen hatalarım daha fazlaydı. Süreç içerisinde hem içerik derinliğini hem de hatalar konusunda kendimi geliştirdiğimi düşünüyorum. Ancak bu tip eleştirel yorumlar (sizinki gibi dozunda olanlar) bizleri daha da ileriye itiyor, o yüzden tekrar teşekkürler. |
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X