Fakülteden mezun olur olmaz tecilim olduğu halde askere gitmek için başvuru yaptım. Ancak 11 ay beklememi söylediler. O arada evde boş oturmaktansa çalışmak iyidir deyip iş başvurusu da yapıyordum. Ancak askerliğini tamamlamamış erkek birey bu ülkede adam gibi sigortalı bir iş bulamazdı. Mecburen beni işe çağıran ilk yerde çalışmaya başladım. Mecidiyeköy' de ofisi olan kitapçının sekreterleri öğrenci velilerini arayıp randevu alıyordu, benim gibi satış ekibindeki elemanlarla randevu veren velileri evlerinde ziyaret edip İngilizce kitap seti satmaya çalışıyorduk. 2 haftalık deneme süresinde ne sigorta ne yol parası nede yemek parası verilmiyordu, herşey cepten ödenecekti. Allah razı olsun bazı veliler Ramazan ayı olmasına rağmen iftar sofrasına davet edip karnımızı doyuruyordu. Ama ne zaman iş Gazi Mahallesi' nde satış yapmaya geldi, o zaman herkes oraya gitmeyi istemedi. Zira barakadan ibaret bu varoş mahallede 1 kitap bile satmak imkansızdı. Ben "Dudullu' dan beter olamaz" deyip gönüllü olunca müdür "Aferim lem Cemil, bu gönüllü çıkışına benden de destek al sana kendi Akbilimi veriyorum, doya doya harca" deyip yol parası lutfetmişti. Ben de o gazla şubat soğuğunda tek tek randevu alınan adresleri dolaştım ama satış 0 idi. 3-5 adres dolaştıktan sonra moralim bozuldu "Bu eziyeti çekmeye mecbur değilim" diye düşünerek işi yarıda bırakıp ofise döndüm. Nefes nefese müdürün yanına çıkıp "İşi bırakıyorum" deyip Akbil' i iade ettim. Müdür heyecanla "Olum kötü birşey mi oldu? Anlatsana ne oldu?" "Yok müdürüm kötü birşey olmadı, vazgeçtim çalışmaktan" deyip orayı terk ettim. Sadece 1 hafta çalıştıktan sonra ani bir bir kararla işten ayrıldım. 25 sene sonra EYT' li olmak için çabalıyorum ama Ombudsman bile red kararı verdi. Şimdi geriye bakıyorum da bir hafta daha sabredip o şirkette 1 gün bile sigortalı çalışabilseydim şu an EYT' liydim.... |
Bildirim