323. donem 1'İNCİ P. EĞT.TUG.K.LIĞI MANİSA | DonanımHaber Forum

323. donem 1'İNCİ P. EĞT.TUG.K.LIĞI MANİSA - Sayfa 7

iska · 2008-08-10T10:30:23.0000000+03:00

Arkadaşlar manisa çıkan arkadaşlar burda toplanalım. Aday No 40666 Adı ve Soyadı İSMAİL KAKÇA Baba Adı ŞAKİR Doğum Yeri DİDİM Kuvveti Kara Kuvvetleri Sınıfı Piyade Statüsü Er Branş Kabul Toplanma Merkezi Gideceği Sınıf Okulu / Eğitim Merkezi 1'İNCİ P. EĞT.TUG.K.LIĞI MANİSA

ARKADAŞLAR 1. EĞİTİM TUG K.LIĞI MANİSA İÇİN HERŞEYİ YAZMIŞ ADAM OKUYUN BİLGİLENİN :)))

319 kd olarak, dün itibariyle acemilik eğitimimi tamamlayıp, yeminimi edip, babalar gibi törenimizi de yaparak çıktığım ve 1 haftalık bir dağıtım izni ile evime geldiğim piyade eğitim tugayı. dolayısıyla, hakkında bilgi edinmek amacıyla buraya girmiş, muhtemelen bizden sonraki dönemlere yardımcı olması, veya fikir vermesi amacıyla söyleyebilecek çok fazla şeyim vardır. dinleyiniz.

öncelikle bir kısa dönem olarak buraya* düşmüşseniz en az 1 ay süre ile burada, tahmininizden daha yorucu bir dönem geçireceğinizi bilin. en az diyorum, zira kkk sitesine girip, aday numaranızı yazdığınızda karşınıza eğer burası çıkmışsa, acemilik sonrası kalan 4 aylık usta döneminizle ilgili iki olasılık vardır; üçüncüsü yoktur. ya geri kalan 4 ayınızda da burada geçireceksinizdir, ya da kıbrıs'a gideceksinizdir. bizden örnek vereyim: biz 319 kd'nin 6. bölüğü olarak tam 410 kişi; eksiksiz, tam kadro kıbrıs'a gönderiliyoruz. diğer kd bölüğü olan 5. bölük ise 300 civarı kişi ile eksiksiz manisa'da kaldılar.

kktc'nin konumu ve önemi dolayısıyla orada acemi er bulunmadığından, askerliği kıbrıs'a düşen kısa dönemlerin eğitim görecekleri yer burasıdır, bir başka deyişle, kıbrıs'ın eğitim alayı buradadır. onların dışında bir de hakikaten zaten buraya düşenler vardır. yani ya kıbrıs'a gidersiniz, ya da burada kalırsınız; başka olasılık yok. kalıp gideceğinizi teslim olduğunuz ilk gün, daha kapıdan adımınızı adım atmaz öğreniyorsunuz.

soğuk soğuk dediler ama aklımızda hayalimizde olmayan bir soğukla karşılaştık aralık dönemi neferleri olarak, aman bu dönem gidiyorsanız doğu'ya dağlara gidiyormuş gibi hazırlıklı gelin. iki içlik, kazak, kamuflaj, parka ile hepimiz hasta olduk, gerisini siz hesap edin.

sabah 5 - 5:30 gibi kalkılır. 1 ay boyunca sadece 2 defa, o da 2 bayram gününde saat 7:00'de kalktık, onda da şaşırdık zaten 6:30'da uyuyan kimse yoktu, herkes ayaktaydı. o kapkaranlık soğukta iştimaya çıkılır, 10 dakikalık iştima için 1 saat spil'in karlı zirvesinin rüzgarı ve ayazı altında saatlerce beklenir. bu, gece yat iştiması için de aynıdır. ha zannettiniz ki 2 iştimayla bitti olay? günde 15 defa, sürekli, her fırsatta sıraya sokulup, kolları uzatıp hizaya gelip sayılacaksınız. ve bu hep olacak. ve hep. ve hep. geriye dönüp baktığınızda sadece bunu yaptığınızı hatırlayacak, "başka ne yapmıştık lan biz orada?" diyeceksiniz. ben dün yemin edip çıktım, hatırlamıyorum başka bir şey. habire sayıldık. sadece sayıldık. kelle olarak.

kürtlerle sorununuz varsa, buradan hazzetmemek için bir sebebiniz daha vardır. zira kadro adı verilen usta askerlerin neredeyse tamamına yakını kürttür. aralarında iyi niyetli, yüzüne gülünce çocuk gibi sevinen, iki muhabbet edince heyecan yapanları büyük çoğunluktadır. ama yine de kürtleri sevmiyorsanız, buraya ısınamazsınız. çünkü sandığınızdan ve şu an düşünebildiğinizden çok daha fazlalardır. şu da vardır ki; kısa dönemlerden çok çekinirler, herhangi bir şekilde ne bulaşır ne ters düşerler, saygılarını çoğu zaman açıkça gösterirler, yapabiliyorlarsa iyi ilişki kurmaya özen gösterir, hareketlerine dikkat ederler. yine de belli bir mesafeyi korumakta fayda vardır, yüz verme ayarını iyi yapmak gerekir. bizim dönem o konuda gayet başarılı oldu mesela, siz de öyle olun. birşey değil, işinize de yarıyorlar: çarşıya çıktıklarında birşeyler aldırırsınız, banyonun anahtarı onlardadır mesela alır yıkanırsınız tek başınıza vs.

buranın olumlu bir yanı, kısa dönemler hep birliktedir, uzun dönemlerle hiç ilgileri alakaları yoktur. koğuşlarda kısa dönemler bir arada kalır. 1 ay kaldık ne don gitti ne gömlek. kimse hiçbirşeyini kilitlemedi, gerek duymadı, hep bir aradaydık zira.

bir diğer olumlu faktör yemeklerdir. yemekler dışarıdan özel bir şirket tarafından yapılır, sürekli denetlenir, bu yüzden gayet yenilebilir düzeyde ve tatmin edicidir.

olumsuzluklara gelinirse en büyük problem burada iklimdir. kışın anlamsız soğuk, yazın anlamsız sıcakmış. soğuğunu yaşadım gördüm onayladım, hakikaten pis soğuk. hasta olmayan, öksürmeyen, burnu akmayan tek 1 kişi ne gördüm ne duydum. yazının 50 dereceye vuran, postalları asfalta yapıştıran sıcağını da duydum, doğrudur. bu -hangi mevsimde gideceksiniz gidin- sizi en çok zorlayacak faktör olacaktır.

diğer olumsuz faktör, yine iklimle de ilintili olarak, tesis problemidir. başını sokacak bir ortamın yoktur. sabah 5'de kalkıp, 5:30'da aşağıya inersin ve gece 21:00'e kadar sadece yemek saatlerinde iki defa yemekhaneye yaklaşık 15-20 dakika gibi bir süreliğine girersin. onun dışında sürekli dışarıdasın. sokak köpeği gibi sığınacak ısınacak, esmeyen bir kuytu köşe arar durursun. bir mehmetçik dedikleri bir küçük gazino vardır, orası da biraz sapa kalır, eğitim arası 10-15 dk'lık istirahatlerde mümkün değil gidemezsin, başka da hiçbir yerleri yoktur. o gazino da dahil olmak üzere, hiçbir yerde televizyon yoktur, dünyadan haberin sadece gazete aracılığı ile olur. yemekhanelerdeki büyük ekran televizyonlar ise sadece komutanlık saati adı verilen akşam yemeği ile yat iştiması arasındaki yaklaşık 1 saatlik sürede kurtuluş, cumhuriyet, sarı zeybek gibi dizi veya belgeseller izlemek için kullanılır. bu sürenin esas amacı uyuklamaktır tabi, sabahın köründe kalkıp gün boyu mahfolmuş bünyelerin çöktüğü andır. ondan sonra yine dışarı çıkar, bu sefer de gecenin dondurucu ayazında iştiman alınır yatak öncesi, hani iştima alanı ile yemekhane arasındaki 20 metrelik arada birileri firar etmiştir belki diye!?

eğitim, piyade eğitimdir, yani komando eğitimin ardından gelen en zor eğitimdir, hiç kolay değildir. burada geçireceğiniz ilk hafta en zor haftadır. işi en baştan sıkı tutmak gibi bir kaygıları vardır. o haftayı iyi atlatırsanız diğerleri hakikaten kolaylaşıyor, en azından bize öyle oldu. geldiğiniz ilk gün size siyah bir not defteri ve siyah bir pilot kalem verecekler. ilk hafta boyunca içine bir yığın bir şeyler yazdırıp, ilkokul çocuğu gibi bağıra çağıra bir ağızdan onları tekrarlatacaklar. kara kuvvetleri komutanı bilmem kim, bölük komutanı bilmem kim şeklinde. bir de askerlik yemini ve anlamı vardır ki, onun tekrarı gidene kadar bitmez. o pilot kalem sonraları günlük tutmak, yazı yazmak, bulmaca çözmek gibi işlere yarayacaktır.

ilk haftanın sonuna doğru her birinize birer g3 tüfek ve o o tüfeğin seri numarası üzerinden sürekli silah taşıma kimlik kartı verilir, bundan sonra her sabah uyanınca ilk işiniz o silahı almaktır. ikinci hafta sadece tüfek ve nişan eğitimi ile geçer. hafta sonunda 25 metre atışlarınızı gerçek muharebe mermileriyle yapar, not alırsınız. buradaki tüm eğitimlerde alacağınız tek ciddi not da budur. unutmayın, sizin buradaki resmi statünüz birer avcı eridir, ve insan avlamak üzerine atış eğitimi alırsınız. diğer konuların tamamı yapabilseniz de +'dır eğitim karnenizde, yapamasanız da; ama atışta sadece 3'te 1 gibi bir oran başarılı kabul edildi bizim dönemde mesela. e girdik biz de o 3'te 1'e tabi.*

üçüncü hafta eğitimin son ve en pis merhalesi vardır: tek er muharebe eğitimi. işte yat-kalk-sürün-çömel gibi hikayelerle burada karşılaşırsınız. anında siper alma, hedef küçültme, sürünerek yaklaşma, mevzi değiştirme, sıçrama gibi tatsız zımbırtılarla bu noktada haşır neşir olunur. biz çok eğlenceli yaptık açıkçası güle oynaya, becerebiliyorsanız öyle geçirmek en keyiflisi. üçüncü hafta zaten herkesin birbirine artık tam olarak alıştığı, kaynaştığı ve arkadaşlıkların iyice pekiştiği zaman oluyor, tek er de -size bağlı olarak- gayet eğlenceli geçiyor. bunda o an başınızdaki komutanın da büyük etkisi var tabi, biz o konuda da şanslıydık.

komutanlar demişken; burada dengesizliğin dibine vuran komutanlarla muhatap olacaksınız. bir gün a diyen ertesi gün z diyecek, bir gün etrafa gülücükler saçan bir adamı ertesi gün hareket eden herşeye bağırınırken göreceksiniz, şaşırmayın. biz önce şaşırdık, sonraları alıştık. bunların tepeleri de böyledir, altları da. subaylar da öyledir uzmanlar da. hep iyi olanı da vardır, hiç olmayanı da. ama geneli dengesizdir, bir öyledir bir böyle.

son hafta en hikaye, en tatlı zamandır. gidiş havası herkesi sarar. komutanlık saatinde bile van helsing, hostel, evan almighty gibi filmler izlenir, bize öyle yaptılar en azından. bu son hafta sadece ve sadece tören provası yapılır, o da öğleden önce iyi yapılırsa, öğleden sonraları boş bırakırlar. provalarda ne olursa olsun, törenin kendisinde öyle bir gaza geliniyor ki zaten, esas günde olay iyi kopuyor. şu da var ki; herkesi yürütmüyorlar törende tabi, ilk denemelerde iyiler-kötüler diye seçerler; oralarda kötülere* üst üste birkaç defa girmemeye bakın. yoksa yemin etmeden, ve o tören atmosferini yaşamadan biter acemilik; bence eksik kalır. hakikten hoş bir olay o yemin töreni. özellikle bu tugayda, diğer yemin törenlerinde ve başka yerlerde yapılmayan bazı özel işler ve durumlar vardır ki, tribünleri coşturup alkıştan ve ıslıktan yıkan, onu yerinde yaşamak ve yaşatmak lazım. onun için provalarda da iyi yürüyün, kolları kırmayın, öndekinin ensesine kadar kaldırın ve tören adımlarında iyice arkaya yaslanın. o kadar.

askerlikle ilgili genel bazı şeyler burada da başınıza gelecektir. örneğin gayet keyifli, komik uzman ve astsubaylarınız olacaktır. bunlar sürekli küfrederler, kırmızı noktalı hikayelerini anlatırlar, işi dalgaya alırlar. öte yandan can sıkıcıları da olacaktır, onlarla fazla muhatap olmayın, geçer. kısa dönemlere -olumlu yönde- farklı davranılır burada. kullanmaya bakın. bir de ağzınız küfüre fazlasıyla alışacaktır. o da geneldir, nereye gitseniz aynısı olur yani, bir askerlik fenomenidir.

ankesörlü telefonlar çokça vardır sağda solda. eğitim saatlerinde arazi olabiliyorsanız hepsi sizindir, rahat rahat takılın. ama boş, istirahat veya yemek öncesi/sonrası zamanlarında 3-5 kişilik kuyruklar olur. ama illa ki arayacağım diyorsanız biraz bekler muhakkak ararsınız her gün, o olası. buraya gelmeden önce çokça telefon kartı stoğuyla gelin, zira içeride telefon kartı bulmanız çok mümkün değildir. zaman zaman gelir kantinlere ama az gelir ve geldiği gibi biter. bulacağınız tek kart, asker kart adı verilen garip numaralar silsilesi ile aramalar yapılan kartlardır. siz iyisi mi -arayacağınız kişi ve miktara göre- bir kaç veya bir çok 100'lük telefon kartı alıp gelin. telefon kartının dışında yanınızda getirmeniz gereken diğer şeyler -kış dönemi için-; tamamı haki renkte olmak üzere kazak, içlik, eldiven ve boyunluktur. çok üşürüm diyorsanız ikişer kazak ve içlikle gelin. bunlar istihkak olarak burada verilmez, ve o soğuklarda hayati önem taşır. komutanlarınız sürekli bunları giymenin yasak olduğunu söyleyecektir, siz onlara kulak asmayın. herkes giyer, kimse kimsenin içine bakmaz, bir şey demez.

ziyaretçileriniz her gün gelebilir. ama görüşmenin doğru düzgün olabilmesi için en iyi zaman haftasonu ile tatil günleridir. haftaiçi normal günlerde görüşme saatleri 12:00-13:30 arası iken, haftasonu ve resmi tatil günlerinde bu saatler 09:00-16:00 arasıdır, tüm gün ziyaretçi parkında sevdiklerinizle geçer, iyi olur, dopingdir, lazımdır.

sonuç itibariyle; kışın gidiyorsanız soğuk, yazın sıcak sizi en zorlayacak faktör olacaktır, önlemlerinizi alarak gidin. ne kadar alırsanız alın yine de etkileneceğinizi bilin. oturaklı ve ağır -en azından yoğun- bir eğitimi vardır, uzun dönemlerin kayda değer bir kısmının cizre, silopi, yüksekova gibi yerlere gönderilmesinin sebebi budur. sadece kıbrıs'a gidecek olan kısa dönemler ise nispeten daha rahat ve üstün körü yaparlar bu eğitimleri, ama yine de uğraşacak, yorulacak, yatacak, kalkacaksınız. becerebileni için arazi olmak ise kolaydır, yöntemlerini bilmek, revir-hastane sevklerini olabildiğince kullanmak gerekir. sabahları çok erken kalkılır. yemekleri güzeldir. komutanlar çeşitlilik gösterir, ama -istisnasız- hepsinin doğu-güneydoğu görev geçmişi ve o konuda ciddi tecrübeleri olmasından dolayı pek dengeli değillerdir. yine de kısa dönemlere davranışları ellerinden geldiğince olumludur, davranışlarında dikkatlidirler. istirahat zamanlarında çoğunun sohbetleri sıcak ve samimidir. ama illa ki, olmadık emirler vererek üzerinize ego tatmini yapmaya çalışacak olan, hiç hazzetmeyeceğiniz uzmanlar ve astsubaylar olacaktır. onları kaale almayın, kendi aranızda zaten çokça ti'ye alacaksınız, her dediklerini nasılsa yapmayacaksınız, bırakın onların asabı bozulsun sizin bozulacağınıza, bir halt olmaz. üzerlerinde durmayın, zaman geçiyor gidiyor anlamadan. uzun dönem çavuşları ise iplemek, dinlemek, kaale almak gibi bir durumunuz hiç olmayacaktır. onları iplemediğinizi ve size emir veremeyeceklerini ilk haftadan onlara hissettirin, ağırlığınızı koyun, gerektiği anda onlara ayar vermekten çekinmeyin, kendi kendilerine uzaklaşır, susarlar. askeri olarak çok iyi ve rahat bir yere gelmediniz, onu bilin, beklentilerinizi düşük tutun, hayal kırıklığı yaşamayın. 1 aylık uykusuz, yorucu ve yoğun bir dönem sizi bekliyor.

bu daha da uzar. zaman zaman editlerim de belki. şimdilik budur.

319 kd 5. bölüğe özel not: bir 6. bölük mensubu olarak, sizlerle 1 ay boyunca tatlı tatlı çekiştik. siz de biliyorsunuz biz biraz daha iyiydik, daha gürültülü, daha serttik. onun sonucunda tören sonrası en iyi bölük ödülünü de biz aldık malum. ancak biz giderken yaptığınız jesti asla unutmayacağım. siz manisa'da kalacaksınız, allah yardımcınız olsun. kalbimiz sizlerle olacak bundan emin olun, gönlümüzün bir parçası sizinle kaldı. ama o son gün, 11 ocak günü, biz sivillerimizi almış artık son defa önünüzden geçip giderken, bizi hep birden alkışlamanız, şapkalarınızı çıkartarak uğurlamanız, ve bütün alayı "6. bölük" diye bağırarak inletmenizi hiçbirimiz hayatımızın sonuna kadar unutmayacağız. orada geçirdiğim 30 günün en güzel olayıydı o an. 6. bölüğün kıbrıs yolcusu 410 üyesi adına, size teker teker çok teşekkür ederiz, bizi çok mutlu ettiniz. mayıs sonunda tatilde görüşmek dileğiyle. kolay gelsin, rahat bitsin.

gokdeniz26

Binbaşı

1795 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

ognemir

Binbaşı

1850 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

quote:

Orjinalden alıntı: justice-for-all
hocam saçları kestir demişin, bugun erdenlix (orda çavuş kendisi) de kestirmek zorunda değilsiniz ama zaman kazanmış olursunuz gibi bişeyler dedi. şimdi bu doğrumudur? şimdiki saçım öyle çok uzun değil, zaten çalışan adamız bankada, bu sacla girsem Tugaya sorun olmaz dimi? zaten ASAL'da da "dışarda kestirmeye gerek yok, içerde her türlü hallederler" diyo

evet saçları kesdtirin dedim ben manisaya indim gezindikten sonra gittim bir berbere 3 numara yaptırmıştım. İlk girdiğinizde saçlarınıza çok bakmazlar tabi ekp sltı dedikleri modeldeyse yani subay traşı olmuş ve üstlerde makul seviyede kısaysa ama saçınız daha uzun giderseniz akyıt merkezinin yanında bulunan berber sorgusuz sualsiz 3 numara yaparo 3 numarada dışarıdaki berberden biraz farklı olur.

İçeri girdiğinizde tugay komutanının isteği üzerine bölük komutanları saçların 3 numara olacağını söylerler genelde tugay komutanı şapka çıkar komutuyla üşenmeden tek tek bakabilir bazen bunlardan subay traşı olmuş iseniz çok zarar görmeşsiniz sadee laf duyarsınız bölük komutanının insiyatifine kalmış birgün eğitim alanına sandalye masa koyup sivilde berberden anlayan iki kişi akşama kadar herkesei 3 numar kestittirir demesi benden .

Bird gittiğiniz yer de bazı bölümlerde banyo sorunu olabilir. ya da az uyuyabiliirken sabah 1 saat daha erken kalkarak banyo yapabilirsiniz buda uykusuzluk anlamına gelir gidince grürsünüz .Gün içinde sabah 5 akşam 21:00 e kadar şapkayla gezeceğinizden dolayı saçınızın rahat etmesi iiçin yazdımbir de usta birliğine orada kalırsanızeğitim alanına çelik başlıkla çıkacaksınzı her gün (tabi değişmediyse) çelik başlığın içide pek temiz değildi.

saçınız uzar yemin törenie doğru orada kestirmekzorunda kalırsanız içeride berber yok orada anlayan biri bir sandalye üstünde hızlıca herkesin saçını kısaltır aretık nasıl olur bilemem

benim tavsiyem giderken 3 ya da 4 numara yaptırın sadece ense kılları sorunu ile uğraşın yok ben her gün banyo yapabilirim ufak tefek saçlar 3 numara olacak sözlerini kaldırırım idare eder 30 gün böyle geçiririm derseniz birazda şanslıysanız diğer türlü gidin .

Bu arada sakın bitli piyade olmayın.

Anakhaa

Yüzbaşı

292 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

323. donem 1'İNCİ P. EĞT.TUG.K.LIĞI MANİSA (7. sayfa)