Şimdi Ara

ABD, nükleer enerji kapasitesini 3 katına çıkaracağını açıkladı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
17
Cevap
0
Favori
590
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • ABD, nükleer enerji kapasitesini 3 katına çıkaracağını açıkladı
    ABD, ülkede nükleer enerji kapasitesini 2050'ye kadar üç katına çıkarmayı amaçlayan iddialı bir yol haritasını açıkladı. Karbonsuz enerjiye olan talebin artmasıyla birlikte nükleer enerji, günün her saati enerji sağlayabilen bir kaynak olarak öne çıkıyor. Bir zamanlar uzaklaşılmak istenen enerji kaynağına artık talep her geçen gün artıyor.



    ABD, nükleer enerjiyi merkeze alıyor



    Beyaz Saray, 2050’ye kadar 200 gigawatt (GW) ek nükleer kapasite eklemeyi hedefliyor. Bu kapasiteye, yeni reaktörler inşa edilerek, mevcut santrallerin yeniden devreye alınması ve mevcut tesislerdeki modernizasyon çalışmalarıyla ulaşılması planlanıyor. Kısa vadede ise önümüzdeki on yıl içinde 35 GW yeni kapasitenin devreye girmesi hedefleniyor.



    Beyaz Saray İklim Danışmanı Ali Zaidi, son dört yıl içinde ABD'nin bu planı uygulayacak sanayi kapasitesini oluşturduğunu belirtti. Zaidi, nükleer enerjiye yönelik engellerin azaltılması için büyük adımlar atıldığını vurgulayarak, iş gücü eksikliği, yerli yakıt arzı ve düzenleyici altyapı gibi temel sorunların çözüldüğünü ifade etti.



    ABD, nükleer enerji kapasitesini 3 katına çıkaracağını açıkladı
    Temmuz ayında kabul edilen bir yasa ile ABD Nükleer Düzenleme Komisyonu, gelişmiş reaktörlerin denetimi ve yeni yakıt türlerinin lisanslanması gibi konularda yeni yetkiler kazandı. Bu, daha hızlı ve düşük maliyetli nükleer santral inşaatlarının önünü açabilir. ABD'nin nükleer enerjiye yönelik bu hamlesi, karbon emisyonlarını azaltma hedeflerini artırması beklenen COP29 iklim zirvesi öncesinde geldi. Biden yönetimi geçen yılki Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nda, 2050’ye kadar nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma taahhüdüne ABD’nin de imza attığını açıklamıştı.



    Ayrıca Bkz.2028’de yenilenebilir enerjiden 52 GW elektrik sağlanacak



    ABD, nükleer hedeflerine ulaşmak için büyük reaktörlerin yanı sıra küçük modüler reaktörler ve mikro reaktörler de inşa edecek. ABD'nin şu anki 94 reaktörlük filosu, çoğunlukla gigawatt ölçeğinde, düşük oranda zenginleştirilmiş uranyum (LEU) yakıtı kullanan büyük, hafif su soğutmalı reaktörlerden oluşmakta. Nükleer, 2023 yılında ABD'de kurulu elektrik üretim kapasitesinin yaklaşık 100 GW'ını ve toplam üretimin yüzde 18’ini oluşturuyordu.




    Kaynak:https://www.bloomberg.com/news/articles/2024-11-12/cop29-us-has-plan-to-triple-nuclear-power-as-energy-demand-soars







  • Aynı kararı rusya da vermiş anlaşılan.

  • Almanya bu habere bir sigara yaksa yeri (mizansen, sigara içmeyin, sağlığa zararlı)

    Yalnız şunu ekleyeyim kimse farkında değil, "nükleer atık" krizi insanlık tarihini değiştirecek. Ve maalesef ülkemiz hedefte. Belirlenen alanlar dışında dünyanın hiçbir yerinde bu alçaklık yapılmamalı.

  • Yalannnnn, tüm dünya nükleerden vazgeçiyor derhal bizde nükleer reaktörleri kapatmalıyız.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • Nevfel kullanıcısına yanıt

    Hacı abi bizim nükleer santralimiz mı var keyfe kapayalım açalım? Ayrıca o dalga geçtiğim söylem dönemin trendi onu gösterdiği için söylenmiş, avam tarafından sıkça tekrarlanmıştı. Sonra çıkan savaşlar; elektrikli arabalar, coinler, yapay zeka gibi dijital unsurlar nedeniyle gereken acil ihtiyacın yenilebilir kaynaklarla karşılanamayacağı anlaşıldı, bugün tersine dönmüş durumda. Biliyorsun efendiniz bir gün öyle bir gün böyle konuşuyor, siz de o günkü şartlar öyleydi diyorsunuz ya o hesap yani.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi .V. -- 13 Kasım 2024; 22:31:25 >
  • @berkandinçay ne diyorsunuz hocam bu durumaABD, nükleer enerji kapasitesini 3 katına çıkaracağını açıkladı 

  • Dünya nükleerden vazgeçiyahahahaha

  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • 3 katına çıkarmasın, 3 tesis daha yapsın,

    tepki alır sonra :}

  • Bunlarda iyice Türkiye’yi örnek alıyorlar iyice sıktı yani.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • E_Y_B_H_P_T E kullanıcısına yanıt
    Nükleer atıklar şu anki en önemsiz sorunumuz önce gezegeni kurtaralım sonra atıklardan kurtulmanında yolunu buluruz

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • gun kullanıcısına yanıt
    Hocam ironi mi yapıyorsunuz tam çözemedim ama en basitinden İzmir'imizde 2007 yılından beri henüz boyutları tam ortaya konulmamış nükleer atık mafyası ile karşılaştık.

    O bölgede yaşayan insanlarla ilgili çok sıkıntılı haberler okuyorum.

  • E_Y_B_H_P_T E kullanıcısına yanıt
    Yok gerçek. Elbet yolsuzluk, kötü kullanım vs olacak ama bir tarafta belli bir insan sıkıntı çekerken diğer tarafta gezegen ve kaç milyar insan problem yaşayacak hangisini seçeriz ?

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • gun kullanıcısına yanıt
    Mecburen öyle seçim yapacağız, ama sonra misal asbest veya kurşun gibi, ki onlar hikaye kalıyor nükleer yanında, acısı çıktığında insanlığın çok daha başka sorunları olacak.

    Miktarı ve yaralanma ömrüne göre on binlerce yıl sürecek bir belayı kurcalıyoruz. Yani nasıl nükleer silah konusunda çok katı kurallar var, bu nükleer atık konusunda da çok katı kurallar olması lazım. Kaç kat yerin altını da koysan bir şekilde doğaya karışıyor, ışınım yapıyor, bitmek bilmeyen şakası olmayan bir bela.

  • Halikarnas Şakşakçısı kullanıcısına yanıt
    Nükleer santrallerde gerçekte enerji üretilmiyor! Enerji üretiliyormuş gibi gösteriliyor. O nükleer santrallerin hepsi birer maket!

    Evet yeryüzünde büyük bir enerji var, ancak bu enerjinin atomun içindeki proton ve nötrondan oluşan nükleer çekirdeğin parçalanmasıyla oluştuğu kısmı bir aldatmaca.

    Atom bombasının hemen ardından hidrojen bombası çıktı. Benim tahminim, atom bombaları hidrojen bombasıydı sadece güçleri düşüktü. Güçleri arttırıldı hidrojen bombası olarak lanse edildi.

    Uranyum çekirdek radyasyonu olarak lanse edilen radyasyon ise bu bombalarda oluşan onlarca milyon derece sıcaklığın radyasyon ile enerji yayması.

    Güneşte uzun süreler kalınca güneşin radyasyonu deride kalıcı hasar yapar. Atom/hidrojen bombasının enerjisi güneşten çok daha yüksek olduğu için kat kat yüksek radyasyon ile derinin altına işleyerek iç organlarda sakatlık yapar.

    Hidrojen füzyon hikayesi, atom fizyon hikayesine göre daha gerçek bir unsur içeriyor, o da hidrojen denilen şey ile çok büyük enerjinin elde edilebileceği gerçeği. Hidrojenli otomobiller bunun bir nevi kanıtıdır.

    Toyota Mirai'nin deposu 5 kg H70 hidrojen alıyor, o 5 kilo hidrojenle otobanda pedala abanarak kullandığınızda 500km'yi rahat görüyor. Otobanda pedala asılarak 500km'yi benzinli araçta 40kg / 50lt benzin ile, elektrikli araçta 750 kg'lik lityum batarya ile gidebilirsiniz.

    Hidrojen kg/enerji oranı açısından 1. sırada.

    Peki bu süreçte nükleer güç santrallerinin rolü ne? Onlar gerçekte hidrojenle mi çalışıyor? Uranyum denilen madde gerçekte hidrojen, Toyota Mirai'deki düzeneğin büyük ölçeklisi olan nükleer reaktörlerde, hidrojen yakıt olarak kullanılıyor olabilir mi?

    Nükleer güç santrallerinde uranyum kullanılmadığı gibi hidrojen de, hiçbirşey yakıt olarak kullanılmıyor çünkü nükleer santrallerde gerçekte enerji üretilmiyor! Enerji üretiliyormuş gibi gösteriliyor. O nükleer santrallerin hepsi birer maket!

    Peki o santrallerde elektrik üretilmiyorsa duvardaki prize elektrik nerden geliyor? Başta dediğimiz bir gerçek var: Yeryüzünde çok büyük ve sınırsız bir enerji var. O enerjilerden biri atmosferde elektrik yükü. Şimşek çaktığında o enerjinin açıga cıktığını görüyoruz sadece. Fakat yüzyıllar önce insanlar atmosferdeki elektriği çekme yöntemleri geliştirdi. Günümüzde şehirlerin dışında sıkça gördüğümüz, üstünde çıplak aluminyum kablolar taşıyan yüksek gerilim hatları, atmosferdeki elektriği çekiyor. O kabloların üstünün izolasyon maddesiyle kaplanmamasının sebebi o zaten, kablonun atmosferdeki statik elektriğe dokunabilmesi için. Atmosferdeki elektrik yüzbinler , milyonlarca Volt düzeyinde, DC akım. AC akım insan icadıdır. Bir binada elektriği dairelere dağıtırken 12V DC kullanılsa hem kabloları kalın yapmak gerekecek, hem kablolar bağlantılar daha yüksek amperajdan dolayı ısınarak güvenlik sorunu oluşturacak hem de 12V'u başka voltajlara yükseltmek indirmek daha zor olacaktı. AC akımın amacı budur, AC uzun mesafe (100'lerce km) elektrik iletmek için icad edilmiş gibi gösterildi.

    Haberde ABD'nin nükleer kapasitesi 3 kat arttırılacak deniliyor. Şu anda 100GW olan nükleer kapasite, 300GW'a cıkacakmış. Bunun için sadece 200GW elektrik verebilecek, yüksek gerilim hatları inşa edecekler. O hatların inşa edilirken onların yeni nükleer güç için gerekli olduğu düşünülecek. Oysa ki onlar elektriğin üretilmesi için gerekli tek bileşen. Nükleer santral ise konu maketleri.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • E_Y_B_H_P_T E kullanıcısına yanıt
    Saklayıp devamlı kontrol edersen bir sorun olmuyor. Tek sorun biz deprem ülkesiyiz en az deprem olan yerde saklamamız gerek gibime geliyor.

    Gerçi mühendisler onun çözümünü bulurlar. Şimdilik en kolayı Nükleer santral sahasında saklanır sanırsam.

    İleride bunlarıda yok edecek bir teknoloji bulacağımıza eminim.

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  • Doğru işletildiği ve radyoaktif atıklar düzgün bir süreç ile atıldığı sürece nükleer enerjiye varım. Başka türlü artan elektrik

    ihtiyacını karşılayamayız. Ancak güvenlik 1. planda gelir, bu konuda Ruslara çok güvenemiyorum malesef.

    Ruslar da vurdumduymaz bir millet.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.