Allah üst komşunun belasını versin! (18. sayfa)

Allah yardımcın olsun . Anladığım kadarıyla sizin oturduğunuz bina yalıtım yönünden baya kötü , komşulariniz da gürültücü olunca sesler her yerden duyuluyor. Açıkçası hiç bir şey sizin sağlığınız dan önemli değil . Anne ve babanızın tavrını çok yanlış buldum . Aynı bina da kalarak kendinize en çok da sana işkence yapıyorlar. En kötü bodrum kat bir daireye tasinirsiniz ama binanın yalıtımı iyi ise bu kadar ses duymazsınız ya. Şundan eminim oturduğunuz binanın yalıtımı baya kötü hatta yok denecek kadar yetersiz. Bence aileni ikna etmeli hatta böyle giderse intihar edeceğini falan şöyle ama kurtulun o binadan!

Vay be. Oysa islam'da komşuluk hakları o derece incedir ki bir yemek bile pişirdiğinde kokusu giderde adamın canı çeker üzerimde hakkı kalır diye yemeği paylaşmaya sevk eder durum müsaitse. Bırak sesle mesle rahatsız etmeyi kokuyla bile komşuya bir hassasiyetli yaklaşım vardır. Penceresinin önüne izinsiz halı bile asmazsın rüzgarı kesilir de hakkına mı girerim diye. Böyle hassas bir mesele.

Bizim toplum uçmuş bildiğin, sorsam hanelerin çoğunluğu müslümanım der ama daha komşular bile birbirlerinden razı değil.

Amin hocam, teşekkür ederim, Allah hepimizin yardımcısı olsun.

Bina yalıtımı çok kötü gerçekten. Alttaki odasının lambasını açıyor sanki bizim odanın düğmesine basılmış gibi ses çıkıyor. Alttakiler binanın mimarisine göre olan mutfak yerini değiştirip benim odamın altına aldılar. Tezgaha bardak koysalar duyuyorum.

Onları uyarmak için konuşurken bile önce suçu binanın yalıtımına atıyorum ki belki nazik bir şekilde sorunum çözülür diye. Ama nerdee..

Evet bina yalıtımı kötü ama bunu telafi edecek olan da yine bizleriz. Hareketlerimize ne kadar dikkat edersek birbirimizi o kadar az rahatsız ederiz. Nitekim bu kadar kötü yalıtıma rağmen sesleri gelmeyen, rahatsızlık vermeyen insanlar da var. Demek ki başkalarını rahatsız etmeden de yaşanılabiliyormuş..

Bazen o kadar bağıra çağıra konuşuyorlar ki özel konularını bile duyuyorum :/

Ailem konusuna gelirsek, onlar da bana hak veriyorlar ama elimizden bir şey gelmez, kafana takmamaya çalış gibi şeyler söylüyorlar.

Bazı zamanlarda çok ciddi bir şekilde onlarla bu konuyu konuştum. Ama her seferinde üstü kapanıp gidiyor.

Onların da zaten bir gram olan huzurunu kaçırmak istemediğim için sabretmeye çalışıyorum.

İnşallah en kısa zamanda kendimi ve ailemi bu sıkıntıdan kurtarabilirim.

"Yalıtımı iyiyse bodrum kat bile olur" demişsiniz, hak veriyorum ama çoğu kişiden artık binaların neredeyse hepsinin yalıtımı hakkında o kadar çok olumsuz yorumlar okudum ki burdan kurtulsak bile yine böyle bir durumla karşılaşma ihtimalimiz var.

Biliyorum ihtimal bile olsa en azından bu durumdan kurtulmak için bir çaba göstermiş oluruz, en azından bu insanlarla aynı binada yaşamadığım için bile bir moral olur, zaten aileme anlatmaya çalıştığım konu da bu...

İnşallah hepimiz en kısa zamanda böyle insanlardan ve böyle yerlerden kurtuluruz.

Yaklaşık 3 yıldır kulak tıkacı kullanıyorum. İlk başta sadece uyku için kullansam da sonraları ders çalışırken, bir şeyler izlerken, kitap okurken vb. birçok durumda kullanmaya başladım.

Elimden gelse evde olduğum her an kullanırım ama bir yerden sonra hem kulağa zarar hem de ailemle iletişim açısından sıkıntı..

3M marka sünger tarzı kulak tıkacı kullanıyorum. Hava yoluyla gelen sesleri baskılasa da darbe, koşturma, topuk vurarak yürüme seslerine pek çare olmuyor.

Hatta bazen kulak tıkacı üzerine kulaklık takıp şarkı, yağmur sesi vb. şeyler dinliyorum sırf o bağıra çağıra konuşmalarını duymamayım diye..

Hocam şimdi bu yazdıklarınızı da yaşıyorum desem abartıyorum sanacaksınız ama öyle..

Benim de aklıma hep bu verdiğiniz örnek gelir. Kokuyla bile rahatsızlık vermemeye çalışan müslümanları düşünüp bir de bu insanlara bakınca arada dağlar kadar fark var.

Önceki mesajımda da bahsettiğim gibi alt kattakiler binanın mimarisine göre olan mutfak yerini değiştirip benim odamın altına aldılar.

Benim odanın camında da menfez olduğu için bazı zamanlar yemek kokuları odayı kaplıyor. Camda sigara içseler dumanı geliyor.. Yazın bile camları açık tutmamaya çalışıyorum. Hem sokağın gürültüsü hem de bu koku meselesi yüzünden..

Bütün bunların yanı sıra alt kattaki bencil varlıklar evlerinden kablo çekip davul fırınlarını kapının önüne koymuşlar yani binanın içine. Ne pişireceklerse binanın içinde pişirip eve alıyorlar. Bu nasıl bir akıl edememezlik bu nasıl bir düşüncesizlik benim aklım ermiyor. Artık öfkemi yansıtacak kelime bile bulamıyorum.

Üst kattaki desem halılarını, çamaşırlarını, çarşaflarını bizim balkonu kapatacak şekilde asıyor. Annem defalarca uyardı, tartıştı ama yok laftan anlayan kim.. Bir şeyler astığında apaçık güneşli bir havada bizim salonda sanarsınız ki kapalı kasvetli bir kış günündeyiz.

Komşu sıkıntısı çekenlerin ortak hissi;

"Söylesem tesir etmez, sussam gönül razı değil"

Ama sabretmeye çalışıyoruz işte.

İnşallah bu sabrın mükafatını iki cihanda da alırız.

Sürekli zıplayan bir çocuk. En sonun da panik atak krizleri yaşadım. Taşındık ve Allah’a bin şükür , üstte ses çok nadir gelir. Bu derdi çekmeyen anlamaz. Tez zaman da umarım kurtulursun…

Amin..

Allah yardımcınız olsun ve sizi en kısa sürede bu dertten kurtarsın inşallah. Az önce forumda dolaşırken başlığı gördüm. İçeriği okuyunca sinirim bozuldu çünkü 1 aydır sizin sorununuzun başka bir versiyonu bizim başımıza musallat oldu. Büyük bir sitede oturuyoruz ve bu siteye taşındığımızdan beri bu güne kadar hayatımda hiç görmediğim ne kadar ahlak çöküntüsü içinde tip varsa, burada bunlarla komşu olmak ve yerine göre mücadele etmek zorunda kaldık.

İlk taşındığımızda üst katımızda tek başına yaşayan, bekar, sapkın ve alkol sorunu yaşayan bir komşu oturuyordu. Evin içinde aklınıza gelen her gün ve saatte porno kasetler seyredip, bunların seslerini bize dinlettiriyor ve kendisini şikayet ettiğimizde gürültünün başka komşudan geldiği yalanını söylüyordu. Kendi evimizde hayatı bize 5 yıl boyunca zindan etti. Sonradan biz bunun kiracı olduğunu öğrenince, bunu mahkemeye vereceğimizi söyleyerek, daireyi boşalttırdık. Tabii ki tüm bu süreç boyunca yıpranan sinirlerimizi, yaşamaya başladığımız stres kaynaklı sağlık sorunlarını anlatmıyorum bile.

Bu arada, böyle adi bir adama dairesini kiralayıp, defalarca yönetim kanalıyla kendisine şikayet iletilen, son derece adi, rezil ve paragöz daire sahibi zaten sorunun asıl kaynağı. Zira biz bu kadar sorun yaşarken daire sahibi arsız kadın "Ben aldığım paraya bakarım. Kiracımın yaptığı gürültüler beni ilgilendirmez" diyen bir ahlaksızmış.

Neyse, biz bu tipten 5 yıllık bir mücadele sonunda kurtulduk. Fakat bu defa da alt katta başka bir sorun yaşamaya başladık. Alt katımızdaki dairenin sahibi olan kadın da aynı üst katın daire sahibi gibi arsız ve paragöz çıktı. Son 4 yıldır aşağıdaki daireyi boş kalmasın diye yatakhaneye çevirip, yakınlardaki bir AVM içindeki masaj salonu çalışanlarına kiralamıştı. Aşağıda kimlerin kaldığı bile belli değildi. Nihayetinde bu kadın dairesini Kasım 2022'de birilerine satmış. Biz dairenin al değiştirdiğini duyunca başta çok sevinmiştik. Daireyi yeni satın alanlar daireyi düzelttirip, içine sıfır eşya koyunca "Düzgün birileri geliyor herhalde" diye sevinmiştik.

Gelgelelim kazın ayağı öyle değilmiş. Evin içinden son bir ayda ahlaka aykırı gürültüler gelmeye başlayınca, araştırmaya başladık. Meğer bizim alt katımızdaki daireyi gayet mafyamsı, kabadayı hareketli, Doğulu ve paralı bir adam almış. İşin berbat tarafı adam aşağıdaki daireyi garsoniyer olarak kullanıyor ve aşağıda sevgilisiyle paralel bir hayat yaşıyor. Neredeyse son 1 haftadır her gün evlerinden ahlaka aykırı birtakım gürültüler geliyor. Bunları site yönetimine de bildirdik fakat adam kiracı olmadığı için, bu defa işimiz çok zor. Gerçekten ne yapsak bilemiyoruz. Site yönetimi bile sanki bu tipten sinmiş durumda.

Bu durumda, yapılabilecek bazı hukuki yaptırımlar var mıdır? Bilenler varsa, yardımını rica ederim.

Bir ekleme daha yapmak istiyorum. Daha önce üst kattaki daireden taşınmasını sağladığımız kişi kiracıydı. Eğer gürültü yaparak sizi rahatsızlık eden kişi kiracı ise,

1- Bu kişinin ev sahibi ile konuşup, gürültü devam ettiği takdirde yasal haklarınızı kullanacağınızı söyleyin.

2- Diyelim ki, ev sahibi umursamadı. Kiracı da rahatsızlık vermeye aynen devam etti. Bu takdirde, yapmanız gereken noter kanalıyla kiracıya ve sanırım aynı anda kiracının ev sahibine ihtarname göndermek olacak. İhtarname resmi bir evraktır, dolayısıyla bir kopyasını alıp saklayın derim.

İhtarnamenin içeriğine ne yazılması gerektiğine dair bir avukattan yardım alabilirsiniz. Hatta internette örnek içeriği de bulunabilir. (Kötü komşuya ihtarname örneği diye aratabilirsiniz)

3- Noter kanalıyla ihtarname gönderdiniz, her şey gene eskisi gibi devam ediyor. O zaman doğrudan bu kişileri mahkemeye verme hakkınız doğar.

Mahkeme aşamasında şöyle bir durum var. Mahkemeye gitmeden önce mutlaka noter yoluyla ihtarname göndermiş olun çünkü ihtarnamenin kendisi delil olarak kabul edilir. Sizin haklı çıkmanıza yardımcı olur.

Son olarak, bizdeki sorunlu üst kat komşusunda ihtarname çekmemize bile gerek kalmadı. Mahkeme lafını duyar duymaz daireyi boşaltmak zorunda kaldı. Dolayısıyla, bu en etkili yöntemdir. Korkmayın, yasal hakkınızı mutlaka arayın.

Felaketsin  

Amin inşallah çok sağolun.

Forumda bu başlık altında onlarca yorum okudum. Sizin sorununuza benzer sorunlar yaşayan kişiler de vardı ama sizin bu anlattığınız çok başka bir seviye.

Evet bu gürültü sorunu bizler için çok büyük bir sorun. Ama işin içine ahlaksızlık girince çok vahim bir dereceye geliyor. Zaten o gürültü ile baş etmeye çalışılırken böyle ahlaksız durumlarla, ahlaksız ve terbiyesiz insanlarla uğraşmak çok daha yıpratıcı olur.

Yeri geldi biz de ahlaksız gürültülere maruz kaldık ama sizin yaşadıklarınızı okuyunca böyle bir durumda ne yapardım halim ne olurdu tahmin dahi edemiyorum, etmek de istemiyorum. Allah beterinden korusun.

2.yorumunuzda anlattığınız ihtarname ve diğer hukuki yollar için size hak veriyorum. Ama nasıl ki sizde mafyamsı bir insan sorunu varsa bizim rahatsız olduğumuz kişiler de pek tekin tipler değil. Zaten sırf bu yüzden ailem bu gürültüleri duymazdan gelip katlanıyorlar ve benim de bu insanlara bulaşmamamı istiyorlar. Kendi anne babasına neler yapan başkalarına ne yapmaz. Bu yüzden anne babam bu insanların bize zarar vermesinden endişe ediyor. Ayrıca bu sorunu yaşadığımız kişiler de ev sahibi olduğu için elimizden pek de bir şey gelmiyor..

Bu sorunu yaşayan insanlar olarak bilinçli, halden anlayan, sessiz sakin, başkalarının özgürlük alanlarına müdahale etmeyen kişilerle birlikte bir yerde yaşamayı çok isterdim.

Allah yardımcınız olsun. Bu yaşadığınız sıkıntıları unutturacak güzellikler versin inşallah. Allah sizi de en kısa zamanda bu dertten kurtarsın.

Bu tarz gürültülerin olduğu zamanlarda kulak tıkacı takabilirsiniz hatta tıkacın üzerine bir de kulaklık takıp müzik vb açabilirsiniz. Benim de uyguladığım bir yöntem bu. Evet, tıkaç/müzik vb bile olsa arka planda o sesin olduğunu bilmek bile insanı yıpratıyor ama o insanların seslerini duyup psikolojinizi daha çok yıpratacağınıza en azından odağınızı değiştirmeye çalışın.

Huzurlu günler..

İyi dilekleriniz için teşekkür ederim. Nasıl bir durum yaşadığımızı ancak aynı veya benzer durumlar başına gelen insanlar anlayabiliyor.

Bu dağdan inmiş tiplerin ev sahibi olmaları onlara "Burası benim dairem. Ben kendi dairemin içinde aklıma esen her gürültüyü, ahlaksızlığı yaparım" deme hakkını asla vermez. Yasalarda bile "Bir vatandaşın hürriyeti diğer vatandaşın hürriyeti ile sınırlıdır" der. Bu şu anlama gelir. Evinizde başka insanların huzurunu kaçıracak şekilde davranma hakkınız yasalarla engellenmiştir. O yüzden, bu sorunları yaşatan kişiler ister kat maliki, isterse kiracı olsun, hepimizin bu tiplere karşı yasal mücadele hakları vardır.

Bizim duruma gelince... Başımıza gelen gerçekten çok sinir bozucu fakat bizi avantajlı çıkarabilecek 2 kilit konu var. Birincisi, alt katı satın alan kişi bu daireyi gayrimeşru ilişkisini gizli olarak yaşamak üzere satın almış yani bu adam aslında kim olduğunun ve bu dairede neler yaptığının öğrenilmesini asla isteyecek bir tip değil. Bu adam gizliliğe had safhada önem veriyor. Öyle ki, gündüz saatlerinde bile perdeleri sımsıkı kapalı, içeride ışıkların yandığı bir ev düşünün. Mutfak dahil tüm pencereleri 7/ 24 perdelerle sımsıkı kapalı bir evden bahsediyorum.

İkincisi, fuhuş söz konusu. Bunların kapısı çalındığında, önce delikten bakıp, kapıyı üzerinde iç çamaşırlarıyla bir kadın açıyor.

Bu durumda, bu adamdan kurtulabilmek için şöyle bir strateji geliştirdik. Her bu tip gürültü başladığında, üst katta oturuyor olmanın avantajını kullanarak, alt kattaki daireye muazzam gürültü gidecek şekilde zemine sert bir şeylerle vuruyoruz. Zemine vurma olayı bu sesler kesilene kadar devam ediyor. Öyle ki, geçen gece saat 02.30 da gene gürültü başlayınca, biz de gürültüye başladık. Bir ara bu hayvanın evin içinde bağırmasını duyduk. Ardından da sert bir şekilde oda penceresini açıp kapattı yani çıkardığımız ses bunu rahatsız etmeye başladı.

İkinci olarak, normalde sessiz insanlar olduğumuz halde, son 2 gündür evin içinde ekstra gürültü çıkarıyoruz.

Örneğin, elektrik süpürgesinin kordonunu zeminde şaklatıyoruz ki, muazzam bir gürültü çıkıyor. Bezdirme amaçlı herkese tavsiye ederim.

Üçüncü olarak, bu sesin gidebileceği tüm alt, üst ve yan komşuları bu adamın ahlaksızlığı konusunda uyaracağız. İnsanlar bu seslerin nereden geldiğini bilip, ona göre hareket etsinler.

Ayrıca bu gürültüler devam ettiği takdirde, önce polise, daha sonra savcılığa şikayette bulunmak gibi bir niyetimiz var. Özellikle savcılık şikayetinin etkili olabileceğini düşünüyoruz. Daha önce yazdığım gibi, bu adam bu daireyi gizli olarak, fuhuş için kullanan bir tip. Bunun savcılığa şikayet edilmesi bir yerde bu adamın ifşa olması demek. Bu adamın böyle bir ifşa olma ve bu durumun site içinde diğer kat malikleri tarafından öğrenilmesi sonucunda daha da bu dairede oturabileceğini sanmıyoruz. Tabii ki, bu kişinin karanlık olması nedeniyle, gizlilik talep ederek hakkında şikayette bulunmamız gerekiyor.

Sonuç olarak, burası bu olay ortaya çıkana kadar gayet severek oturduğumuz evimizdi ve biz böyle bir dağ ayısı yüzünden, kendi evimizi terk edip gitmek zorunda değiliz. Ayrıca, hadi gittik, evi de kiraya verdik diyelim. Yeni gelecek insanlara yazık değil mi? Kim böyle bir kişiyle komşu olmak ister ki?

Öte yandan, şu andaki kiralık ve satılık ev fiyatları malum. Başka bir eve kiraya çıkalım desek, çok pahalı. En dandik semtlerdeki dandik evlerin bile kira fiyatları uçmuş durumda. Ayrıca, taşınma olayı da o kadar kolay değil. Kurduğunuz bir düzen var ve bu düzen birdenbire kendini bilmezin teki yüzünden alt üst oluyor. 10 senedir bu evde oturuyoruz ve tam her şeye alıştık derken başımız bu geldi.

O yüzden, sinirlerimizi bozmamaya çalışarak, bunu bezdirip, evini sattırana kadar mücadele edeceğiz. Yasal haklarımız ve nereye nasıl başvuru yapmamız gerektiği konusundaki araştırmalarımız devam ediyor.

Benzer durumda olanların görüşlerini ve bilgi paylaşımını bekliyorum.

İnanın hakkımı yedirmeye hiç niyetim yok. Fakat benim konu özelinde dairesinde bu ahlaksızlıkları yapan tip öyle yanına gidip de hesap sorabileceğiniz tiplerden değil. Tam bir arıza. Hani böyle etrafındakileri dayaktan öldüren veya silah taşıyan tipler vardır. Bunun hareketleri tamamen kabadayı hareketleri. Normal bir şekilde konuşabileceğiniz bir tip değil. Hatta bunu muhatap almak çok yanlış.

Bununla üst katında bundan beter gürültü yaparak ve gerektiğinde polise ve savcıya şikayet ederek mücadele etmek gerekli. Zaten her ne kadar mafyavari olsa da, kapınıza çıkıp asla hesap soramaz çünkü başkalarından gizlediği birtakım durumlar var. Şimdi aklıma geldi. Bunun yanındaki kadının yabancı uyruklu olması yüksek ihtimal. Belki de kadın kaçak bile olabilir. Hiç belli olmaz.

başka bir konuda da yazmıştım. yazlıkla beraber 5 adet daire var. valideye kiracı istemediğimi söylemiştim. ama bir kişi bulmuştu. Kendisi marmara bölgesinden bir aile. eşi japon ve japonlar anlayışlı olduğundan ben de olur verdim. tek bir sorun bile yaşamadık. çok nazikler.

o konuda da belirttiğim gibi; evime Marmara ve Ege dışınan gelen bir Allah'ın kolunu almayacağımı da yazmıştım. bu yüzden valideye de kesin olacak şekilde tembihledim!

bizim ülkemizi batıran da bu doğudan (marmara ve ege doğusu) gelen göçlerdi. Bursa güzelim şehri 2000 sonrası gelen bu göçler mahvetti. malesef iş şu anda geri dönülmez halde yada Atatürk gibi dediğim dedik bir TÜRK lider başımıza gelecek.

bunu yazına "ırkçı" vs diyenler olacaktır ama işte senden örnek alsınlar. şimdi bu doğulu tiipin ağzını burnunu kırsan, bunun ardında bir ton dayı amcası dındısı dundusu vardır, başını belaya sokarlar. inat edip vurup canını alsan bu sefer sen mapusa gideceksin.

aslında çözüm basit. Türkçü bir parti başa getirmek. Ama bizim millet algılarını yenemez.

Japonların ev sahibi olduğunuz için şanslısınız. Japonya çok homojen ve eğitim seviyesi yüksek bir ülke olduğu için, sorun yaşamamanız normal.

Burada yazdığım konu yanlış anlaşılmasın. Doğulu kelimesini Türkiye'ye Türkiye'nin doğu sınırlarının dışından gelen anlamında kullanmadım. Doğulu derken Türkiye'nin Doğu Anadolu'su veya Güneydoğu Anadolu'sundan gelen anlamında kullandım. Şimdi tabii ki bu bölgelerimizde mutlaka düzgün ve nezih insanlar da vardır fakat benim alt katıma gelen dağdan inmiş gibi.

Yazdığınız şiddet yöntemiyle mücadele bana göre ve doğru bir yöntem değil. Şiddete bulaşarak çözmeye kalkarsanız, haklıyken haksız konumuna düşersiniz. Şiddet uygulayarak mücadele edeceğime yasal yollarla mücadele ederim.

Siz Bursa'da mı yaşıyorsunuz? Ailemin bir yarısının yaşadığı Bursa'nın nasıl mahvedildiğini aklım almıyor. Bursa'da her anlamda ve de özellikle 2002'den sonra çok bariz bir berbatlaşma var.

kiracı aile aldık. kocası marmara bölgesinde doğma büyüme, eşi de japondu. o yüzden onay verdik.

doğu derken ben zaten marmara ve ege'nin doğusunu kasıt eddiyorum. hiç pembe tablo çizmeye gerek görmüyorum. Gerçekler malesef ortada. Bursa'yı bu göç dalgaları mahvetti. Önce Yavuz Selim'i maraşlıklar öncelik etmek üzere istila ettiler, tavuz selim mahallesi aczimendi mahallesine dönmüştü.

sonra emek köy diktiler. orası da pkk yurdu gibiydi. bu yüzden de Özal denilen adama teşekkür etmek gerekli. 91 savaşından sonra ülkemize sığınan adamları nedense doğuya değil, hepsini batıya taşıdı ve işte gelinen sonuç belli.

ayrıca taş yerinde ağırdır. maraş,antep, diyarbakır, urfa kültürünü bemimseyenler mesela oraya giderler yerleşirler. gidip oradaki halkı batı illerine taşımaya gerek yoktu. en basit örnek bu olurdu.

işte sonra bu coğrafyadan geldiler, önce sokak kültürünü bozdular, sonra insanların sosyal hayatlarına etki eden siyasal kültürü de bozdular.

bu iş sadece doğulularla da sınırlı değil. Rus'u Ukraynalısı, suriyelisi de aynı. kültürel olarak üstün ruslar zaten bizim ülkemize gelmiyorlar. nerede dağ ayısı tipte var hepsi ülkemizde. yani sosyal sistem 2000lerile kötüleşirken, 2012 den sonra daha da kötüleşti. şimdi üstüne enflasyon eklenince, insanlar iyice delirme moduna geldiler. Allah kolaylık versin diyorum. benim de burad suriyeli komşu var. Allah bin belasını versin. beni pek rahatsız etmiyor ama koridora çıkınca aptal arapça şarkıları dinlemek zorunda kalıyorum. mutfakta oturup laflayamıyorum.

liberaller de tutturmuşlar "savaş mağduru" diyere ağzımıza ettiriyorlar. suriyeli bile değillermiş. bildiğin mısır pasaportunu atıp, almanya'ya gelmişler. Suriyeliyiz diye devletten bedava paralar kiralar vs alırken, işte bütün almanyayı arap ve afrikalı kapladı. bir tanesi düzgün değil. almanlar da geberiyor yada kaçıyorlar. 2018 de taşındığımda sokakta bir tane çöp göremezdim, çocuk parki yem yeşildi vs. şimdi yerler sürekli çöp içinde, partın içine sıçmadıkları kaldı (gerçek anlamda bir sıçmadıkları kaldı). Bu gerçekleri yazınca bizim ülkede bir alman övücü topluluk var hemen tetiklenip saldırıya geçiyorlar. Allah hepsine birer zenci komşu aile, birer arap aile vbersin de görsünler :) Yan tarafımda yaşlı alman vardı mesela adam öldü. yerine Allah'a şükür yunan geldi de anlaşabiliyoruz. He bak iranlılar bile medeni bu iki ırkın yanında. parkı temizleyen yaşlı bir iranlı vardı. Adam bu arap çocuklarının zenci çocuklarının kirletip, mahvettiği parkı sürekli toparlar, temizlerdi. Adamı 2020 de kaybettik. Hanımı ile coronadan dolayı vefat ettiler. şimdi 3 ayda bir gelecekler de parkı temizleyecekler.