Şimdi Ara

Anksiyeteyi hayatımdan çıkardım

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
1
Favori
947
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
12 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Annem kronik hasta. Son iki yılda 3 kere hastaneye yattı. Bundan 2-3 hafta önce ne zaman rahatsızlansa "eyvah acaba hastane günlerine geri mi dönüyoruz?" diye korkuyordum. Hastanede yatmak da refakatçilik de çok zor. O yüzden hastane ihtimalinden çok tırsıyordum.


    Bir hafta önce tuhaf bir olay yaşadım. Bende kronik insomnia var. Bazen işe yarayıp yaramayacağını görmek için değişik ilaçlar deniyorum. Tolerans gelişmemesi adına etki mekanizması farklı ilaçlar kullanmaya çalışıyorum. Lamotrijin denedim. Fena değildi işe yaradı güzel tarafı hangover da yaşamadım. Olayla ilgisi ise şu ertesi gün hiçbir konuda endişelenmediğimi fark ettim. Aklıma gelen kötü senaryolar hiçbir kötü duyguyu tetiklemiyordu. Acayip hoşuma gitti.


    Sonra kendi kendime "ben bunu ilaçsız yapamaz mıyım acaba?" diye düşündüm bir meydan okuma olarak. Aklıma Lost dizisindeki Jack'in repliği geldi. Ameliyatta yanlış bir yeri kestiğinde şöyle demişti "benden sadece bilmem kaç saniye almasına izin verdim"


    Ertesi gün ilacın etkisi geçti ben de eski halime döndüm. Annemde kalp yetmezliği belirtileri başlamıştı. Tam yusuflamaya başladığım esnada şöyle düşündüm. Henüz gerçekleşmemiş kötü bir senaryo için kendime neden mental bir işkence yapıyorum? Eğer gerçekleşmezse kendimi boşuna yıpratmış olacağım. Gerçekleşirse de, gerçekleşeceği zamana kadar geçen süreyi rahat ve mental olarak sağlıklı geçirmek varken, endişe ve korku içinde geçirmiş olacağım. Böylece annemin bu durumunu sadece yönetilmesi gereken bir sağlık problemi olarak ele alıp işe duygularımı karıştırmamaya karar verdim ve başardım. Yani duygusal yanım sanki küçük bir çocukmuş gibi ona olayı basitçe izah ettim.


    Hastaneye gittik doktordan tavsiyeleri aldık ilaç gerekmedi standart tedavimize devam ettik. Annemin başı çok ciddi şekilde dönüyordu. Hatta hala dönüyor. Bu kalp yetmezliğinden bağımsız vertigo da olabilir. Bu daha kötü bir senaryo tabi. Yine de kendi kendime şöyle söyledim öyle de olsa şu an yaptığım gibi gereken şeyleri yapmaya devam edeceğim. Tedavinin devam etmesi için sarf etmem gereken fiziksel eforun üzerine neden bir de anksiyetenin mental ağırlığını yüklüyorum?


    Böylece duygularımı kontrol etmeyi öğrendim. Sadece annemin mevzusunda değil şimdi bunu her şeyde kullanabiliyorum. Önceleri bu yaptığımın anneme karşı olan duygularımı değiştirebileceğini düşünmüştüm ama ona karşı olan sevgim aynı kaldı.


    Bu cidden acayip bir güç beyler. Bu yüzden sizinle paylaşmak istedim. Bunu hayatında uygulayabilen kendine müthiş bir donanım katmış olur. Henüz gerçekleşmemiş kötü senaryoların size mental işkence yapmasına izin vermeyin. İnsan bunu yapabiliyor.



    -3 GÜN SONRA GELEN EDİT-


    Aklıma geldi şunu da ekleyeyim dedim. Geçende bu konu hakkında düşünüyordum aklıma şöyle bir soru geldi " bir toplumda kültürel olarak insanlar en acı olaylarda bile derin üzüntü yaşamazlarsa o toplumda doğan bireyler bu davranışı taklit eder mi?"


    Yani anksiyete ve abartılı korku aslında öğrenilmiş taklit edilen davranış şekilleri olabilir mi? Bence durum böyle gibi görünüyor. Elbette her insan bilinçaltında değerli bir nesneyi kaybettiğinde doğal duygusal ve kontrol edilemeyen bir acı hisseder ama özellikle bizimki gibi duygusal toplumlarda bu biraz fazla abartılıyor gibi. Yani bu konuda biraz fazla abartılı dışa vurumcu bireyleriz. Mesela 1970'lerde anneannemlerin zamanında dedem öldüğünde 1 yıl boyunca televizyon açılmamış. Dedemin cesedi 2 gün boyunca salonda yatmış ve başında ağlamışlar. Basit olaylarda da böyle. Bir evde 5 yaşındaki bir çocuğun eli kesildiğinde ebeveynler korku dolu ifade ile telaşla müdahale etmeye çalışır. Çocuk böyle durumlarda duygularını nasıl yönetmesi gerektiğini ve beden dilini taklit eder.


    Yani aslında taklit ediyoruz. Kültürel bir miras gibi bu kuşaktan kuşağa geçiyor. Halbuki tepkilerimiz ve duygularımız bu kadar abartılı olmak zorunda değil zaten böylesi de bize zarar veriyor. Çoğu zaman birçok durumu yönetilemez hale getiriyor. Hatta büyük ihtimalle her akşam televizyonlarda izlediğimiz şiddet haberlerinin kökeninde de bu kültürel miras var.


    Daha önce de söylemiştim annemle ilgili kötü durumlarda korkmamam endişelenmemem ona karşı olan sevgimi değiştirmedi. Bunu yönetmeyi öğrenmek cidden büyük bir kazanım.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Primat Operatörü -- 15 Aralık 2024; 23:18:7 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Geçmiş olsun hocam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Celonfix kullanıcısına yanıt

    Teşekkür ederim hocam

  • sigarayı bırakmak bende faydalı oldu. 3. haftadayım ne zaman bıraksam azalıyor anksiyetem

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bir şeye bağımlı olmanın yükünden kurtulmak bile güzel. Bunu yapınca özsaygı da artıyor.


    Tam bu konunun üzerine twitterda şu gönderiye rastladım.






    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Primat Operatörü -- 14 Aralık 2024; 1:20:43 >
  • krishanmurti sağlam adam. zeitgeistle ilgili bir videoda görmüştüm yada belgeselin içinde vardı sanırım.


    ekşide biri edep akbayrama benzetmiş bunu.  


    bu dedikleri budanın öğretilerine benziyor sanki




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-14A7C28F5 -- 14 Aralık 2024; 1:30:50 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • hocam çok geçmiş olsun, bana çok mantıklı geldi. bu düşünceyi aşılayacağım sürekli kendime

  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Anksiyete tamamen Geçti
    2 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Geçmiş olsun ve tez şifalar. Okumaya değer güzel bir konu olmuş. Nadiren böyle faydalı "Konu Dışı" konularını görüyoruz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Duygularını kontrol etmek için onları tamamen kabullenmesi sonra onları hayatındaki belirli bir noktaya veya çöp kutusuna koyman gerek. Takma kafaya, kara mizaha veya başka eğlence faktörlerine yönel

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • "Henüz gerçekleşmemiş kötü bir senaryo için kendime neden mental bir işkence yapıyorum? Eğer gerçekleşmezse kendimi boşuna yıpratmış olacağım. Gerçekleşirse de, gerçekleşeceği zamana kadar geçen süreyi rahat ve mental olarak sağlıklı geçirmek varken, endişe ve korku içinde geçirmiş olacağım. Böylece annemin bu durumunu sadece yönetilmesi gereken bir sağlık problemi olarak ele alıp işe duygularımı karıştırmamaya karar verdim ve başardım."


    formulü bulmuşsunuz. Tebrik ederim.   Darısı nicelerinin başına.  





  • Teşekkürler hocam. Tecrübelerinizi burada paylaşırsanız sevinirim birbirimizin tecrübelerinden faydalanalım.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt

    Teşekkürler hocam bir insan için çok değerli bir kazanım oluyor yapabilince. Uzun yıllardır bu forumdan değerli şeyler öğrendik biz de bildiklerimizi paylaşıyoruz.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Teşekkürler şu an gayet güzel gidiyor sadece annemin mevzusunda değil genel olarak hayatımda kullanmaya çalışıyorum. Bazen hazırlıksız yakalanıyorum stres hormonları salgılanıyor kalp atışlarım hızlanıyor ama sonra kontrol ediyorum.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • -3 GÜN SONRA GELEN EDİT-


    Aklıma geldi şunu da ekleyeyim dedim. Geçende bu konu hakkında düşünüyordum aklıma şöyle bir soru geldi " bir toplumda kültürel olarak insanlar en acı olaylarda bile derin üzüntü yaşamazlarsa o toplumda doğan bireyler bu davranışı taklit eder mi?"


    Yani anksiyete ve abartılı korku aslında öğrenilmiş taklit edilen davranış şekilleri olabilir mi? Bence durum böyle gibi görünüyor. Elbette her insan bilinçaltında değerli bir nesneyi kaybettiğinde doğal duygusal ve kontrol edilemeyen bir acı hisseder ama özellikle bizimki gibi duygusal toplumlarda bu biraz fazla abartılıyor gibi. Yani bu konuda biraz fazla abartılı dışa vurumcu bireyleriz. Mesela 1970'lerde anneannemlerin zamanında dedem öldüğünde 1 yıl boyunca televizyon açılmamış. Dedemin cesedi 2 gün boyunca salonda yatmış ve başında ağlamışlar. Basit olaylarda da böyle. Bir evde 5 yaşındaki bir çocuğun eli kesildiğinde ebeveynler korku dolu ifade ile telaşla müdahale etmeye çalışır. Çocuk böyle durumlarda duygularını nasıl yönetmesi gerektiğini ve beden dilini taklit eder.


    Yani aslında taklit ediyoruz. Kültürel bir miras gibi bu kuşaktan kuşağa geçiyor. Halbuki tepkilerimiz ve duygularımız bu kadar abartılı olmak zorunda değil zaten böylesi de bize zarar veriyor. Çoğu zaman birçok durumu yönetilemez hale getiriyor. Hatta büyük ihtimalle her akşam televizyonlarda izlediğimiz şiddet haberlerinin kökeninde de bu kültürel miras var.


    Daha önce de söylemiştim annemle ilgili kötü durumlarda korkmamam endişelenmemem ona karşı olan sevgimi değiştirmedi. Bunu yönetmeyi öğrenmek cidden büyük bir kazanım.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.