Şimdi Ara

AŞK

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
18
Cevap
0
Favori
1.630
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • GÜNÜMÜZÜN YAPAY VE TUTUNAMAYAN AŞKLARINA İNAT...


    AŞK...Gökkubbenin altındaki en gizemli kelimelerden biri... Bilinemeyen... Belki bilindikçe daha da bilinecek desenleri ortaya çıkan... Tanımlanamayan... Belki binlerce kez tanımı yapılmış olmasına rağmen tanımlanamayan... AŞK... Belki de bin bir başlı bir ırmak, her birinin yolculıuğu ayrı, ama hepsinin ulaşmak istediği deniz bir...

    GÜL GÜL DEDİ BÜLBÜL GÜLE GİTMEDİ GİTTİ
    BÜLBÜL GÜLE GÜL BÜLBÜLE YAR OLMADI GİTTİ

    Sevgili!...
    Aşkın şiirini yazmak isterdim sana; sana aşkı şiir ile yazmak isterdim... Aşkı seninle tanımlamak ister, aşkı sende tanımak isterdim.
    Ay ikiye bölündüğünde yanında olmak isterdim.

    Sevgili!...
    Şimdi senden uzakta, aşk şudur diyebilsem eğer, son defa kendimi kandırmış olacağım. Bildim dediğim bir aldanıştır çünkü o, duydum dediğim bir yanlıştır. Sensizlikte hasretin hüzzamlarını öğrendik kucak kucak ve aşkın nihavent saltanatını arar olduk köşe bucak. Bildiğimiz sandıkça yandık yolunda, yolunda yandığımızı sandıkça bildik sonunda. Aşkın gerçeği değildi bildiğimiz, ama aşkın ateşiydi yandığımız. Artık şüphedeyiz, canları yâre ulaştıran bir sel miydi aşk, şekeri güzele sunup ağuyu kalbe bulaştıran bir el miydi!... Sana varacak yolların çilesi miyd; tutkular ötesi tutkunun zirvesi, hasretle yanışların sesi miydi!...

    Galiba varlığın çekim alanına giren en ulvi acıydı aşk; ve maddeyi manaya veren en cömert sancıydı. Ruhların çeşitli varlıklar arasında bölüştürülen süsüydü belki; belki ötelere yazgılı yitirişlerin türküsüydü. Kalp kalbe konan kelebek kanatlarında renk; kudümlere düşünüp neylerde ağlayan ahnekti aşk. Şarkın bütün şiir macerasıydı , belki Yesribli sevgililer için tutlan bir Anadolu yasıydı. Yağmur yağmur belaya başını tutmaklar ve ateş ateş denize kendini atmaklardı. Tuz kadar mübarek, ekmek kadar aziz idi; toprakleyin bereket, su gibi temiz idi.

    Aşk gelince burukluğun şiirinde hüzün dokur heceler; ve azarlanmış kalpleri ısırır heceler tam yarısında geceler. Kayan geceler gibi büzülür elem dehlizlerinde diller ve melal süzülür gibi melek kanatlarına döker yapraklarında güller.

    Sevgili...
    Kapına geldik; aşkı öğret bize; ve aşkını ver yüreklerimize.
    Hani uykuya dalınca kenti ve yalnız kalınca kendi... Hani yalnız gecelerde konuşmadan kalınca dilleri ve hâl üzre gönüller anlar olunca bütün dilleri... Hani gurbetin ucunda gönlüme gömende seni, hani seni gurbet gurbet gönlüme gömende...
    Güneş ve ay nurunu aşkından alırken ; güneşin ışığı aya vurur gibi aşığı aydınlatırken ... Gel ey sevgili bir huzmecik bahşeyle asi ve aciz üftadende ve umut ver peykin olmaya teşne kem zerrene. Aşkları unutan bendene aşkını unutturma...

    HER ŞEY SEN OLSUN ŞU DÜNYADA VE OLMASIN SEN OLMAYAN DÜNYADA...



    İSKENDER PALA
    KİTAB-I AŞK




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi zlyha -- 16 Ağustos 2006; 11:13:22 >







  • bu kavram bana uzak
  • artık banada çok uzak
  • Mecazi aşklar eninde ,sonunda hakiki aşk'a inkilap eder.
  • niye uzak olsun ki???
    sonuçta her zaman yaşanabilecek bir şey.
    gerçi benden epey bi geçti ama
    quote:

    Orjinalden alıntı: Tobin

    bu kavram bana uzak
  • Günümüzde en ırzına geçilen kelimelerden bir olmasına rağmen hala sempati duyabiliyorum bu kelimeye.Ben etrafımda gerçekten aşk kefesine koyabileceğim bir şeye rastlayamıyorum. Biraz öpüşmek telefonla netten aşırma gıcık mesajları birbirine göndermek ve sinema ve kafelere gitmekten ibaret bir ortak yapılan gönül eylendirme eylemleri bütününe deniyor sanki. Sanki duygusal yönü ihmal edilmiş sadece partnerlik yönü kalmış bir şey.Bir aksesuar gibi. Masanın üstüne konan bir paket sigara bir cep telefonu....
  • Yazı çok güzel ellerine sağlık gerçekten beğendim aşk insanın sudan havadan sonra en önemli ihtiyacı bence en azından benim için. Aşksız bir günüm geçsin istemem mutluluk neşe heyecan bence bize lütfedilmiş en güzel his Allah kimseyi hissiz bırakmasın
  • Hak'iki aşkı bulmadan gerçek aşka ulaşamayızki..

    bi üstad aşkı şöyle tanımlamıştı:

    "Sevgi nefiste yaşanırsa ihtiras , kalpte yaşanırsa AŞK olur."
  • -kaybedeceğini bile bile savaştan savaşa koşmak.

    -onun yanında tedirgin ve mutsuz olmak o yokken yine mutsuz olmak.

    -isterse beni kandırsın, devam etsin, rüyada bile olsam uyanmak istemiyorum demek.

    -bazen midenin, bağırsaklarının, ağzından boşalacağı hissine kapılmak.

    -ah o lafı söylemesin, göğsüme bir bıçak saplasın daha iyi demek.

    -onu beklerken tansiyonunun düşmesi, baş parmaklarına kramp girmesi, birazdan
    gelecek toparlan diye kendini teselli etmek.

    -bir an çok mutlu biran en mutsuz insana dönüşmek, dengesizleşmek.

    aşk deyince aklıma bunlar geliyor şuan.
  • Aşk:devirlerde değişen bir kavram bir anlayış

    bu devirde ise degeri en fazla duşen birşey.bana cook uzak hayatımı yaşayacagım valla

    aşk son yıllarda türk lirası gibi degeri cook dustu hatta yok olma noktasında

    ne zaman aşık olduysam hep acı çektim elde kaldı sıfır.

    artık aptal degilim bir kıza aşık olacak ama ilerde ne olur bilinmez büyük konuşulmamalı


    aşık oabilecegmi sanmıyorum

    menfaat,ikiyuzluluk....



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi river styx -- 17 Ağustos 2006; 4:05:44 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: zlyha

    İSKENDER PALA
    KİTAB-I AŞK



    İskender Pala'nın bir de Leyla Vü Mecnun'unu tavsiye ederim, eğer hala aşkın ne olduğunda tereddütleri varsa.

    Tabi bunlar abartılı aşk hikayeleri, belki niraz dizilerdeki gibi, bu tür hikayeler bana insanların ne olursa olsun birbiriyle iltişim kurmalarının ne gerekli bir şey olduğunu hatırlatıyor. İletişim devri aşkı bitirdi diye de düşünülebilir; ama aslında en sağlıklı (olabilecek) ilişkileri biz kendi bencilliğimiz ve çelişkilerimiz yüzünden berbat etmiyor muyuz? Öte yandan eski aşkların da her biri Leyle ve Mecnun gibi ya da Ferhat ile Şirin gibi değildi; zaten onlar kendi dönemlerinde farklı bir aşk yaşamış olmasalar günümüze kadar isimleri kalmazdı. Unutmayalım ki hala parmakla gösterilebilen aşklar, evlilikler, dostluklar var. Önemli olan başta kendi isteklerimiz doğru belirlemek ve aşkın cafede barda tanışmakla ya da sadece orada vakit geçirip geceyi yatakta sonlandırmak olmadığını anlamak. Bir de aşkın siparişle gelmediğini hatırlamamız gerekiyor.




  • İSKENDER PALANIN BÜTÜN KİTAPLARI ÇOK İYİDİR
    LEYLA VE MECNUN UDA OKUDUM
    AMA EN GÜZEL KİTABI
    İSTANBULDA AŞK BABİLDE ÖLÜM




    quote:

    Orjinalden alıntı: HA3UKE


    quote:

    Orjinalden alıntı: zlyha

    İSKENDER PALA
    KİTAB-I AŞK



    İskender Pala'nın bir de Leyla Vü Mecnun'unu tavsiye ederim, eğer hala aşkın ne olduğunda tereddütleri varsa.

    Tabi bunlar abartılı aşk hikayeleri, belki niraz dizilerdeki gibi, bu tür hikayeler bana insanların ne olursa olsun birbiriyle iltişim kurmalarının ne gerekli bir şey olduğunu hatırlatıyor. İletişim devri aşkı bitirdi diye de düşünülebilir; ama aslında en sağlıklı (olabilecek) ilişkileri biz kendi bencilliğimiz ve çelişkilerimiz yüzünden berbat etmiyor muyuz? Öte yandan eski aşkların da her biri Leyle ve Mecnun gibi ya da Ferhat ile Şirin gibi değildi; zaten onlar kendi dönemlerinde farklı bir aşk yaşamış olmasalar günümüze kadar isimleri kalmazdı. Unutmayalım ki hala parmakla gösterilebilen aşklar, evlilikler, dostluklar var. Önemli olan başta kendi isteklerimiz doğru belirlemek ve aşkın cafede barda tanışmakla ya da sadece orada vakit geçirip geceyi yatakta sonlandırmak olmadığını anlamak. Bir de aşkın siparişle gelmediğini hatırlamamız gerekiyor.




  • "AŞK NE KADAR YÜCE OLURSA, AŞK SAHİBİNİ O KADAR HASRET VE AYRILIK ACISI ÇEKMEYE MAHKUEDER,
    YAHUT AŞIK NE KADAR ACI VE KEDER YAŞARSA AŞKIDA ACISI ORANINDA ÇOĞALIR.

    AYRILIK ACISININ BÜYÜKLÜĞÜDÜR VUSLATIN SEVİNCİNİ KAT KAT ARTTIRAN.

    VUSLATIN NİHAİ ZEVKİ, AYRILIĞIN DORUKLAŞAN ACISI KADARDIR."

    " DÜNYA YA ALDANMA, SÜSÜNE KAPILMA DÜNYA İNSANIN GÖLGESİ GİBİDİR ONA SIRTINI DÖNERSEN PEŞİNDEN GELİRDE, PEŞİNE DÜŞERSEN HEP ÖNÜNDEN KAÇAR."














    fuzuli
  • Değişir rüzgarın yönü
    Solar ansızın yapraklar;
    Şaşırır yolunu denizde gemi
    Boşuna bir liman arar;
    Gülüşü bir yabancının
    Çalmıştır senden sevdiğini;
    İçinde biriken zehir
    Sadece kendini öldürecektir;
    Ölümdür yaşanan tek başına
    Aşk iki kişiliktir.

    A.Behramoğlu
  • AŞK HEP ACI ÇEKMEK, BİR HÜZÜN İÇİNDE YAŞAMAK VE HAYATINI ONA ENDEKSLEMEK,


    ONSUZ HİÇBİR ŞEYDEN ZEV ALAMAK VE O OLMAYINCA OLAMAMAK


    quote:

    Orjinalden alıntı: Hirbag

    -kaybedeceğini bile bile savaştan savaşa koşmak.

    -onun yanında tedirgin ve mutsuz olmak o yokken yine mutsuz olmak.

    -isterse beni kandırsın, devam etsin, rüyada bile olsam uyanmak istemiyorum demek.

    -bazen midenin, bağırsaklarının, ağzından boşalacağı hissine kapılmak.

    -ah o lafı söylemesin, göğsüme bir bıçak saplasın daha iyi demek.

    -onu beklerken tansiyonunun düşmesi, baş parmaklarına kramp girmesi, birazdan
    gelecek toparlan diye kendini teselli etmek.

    -bir an çok mutlu biran en mutsuz insana dönüşmek, dengesizleşmek.

    aşk deyince aklıma bunlar geliyor şuan.




  • aşkın kimyasal ve psikolojik şifresini bilim çözene kadar gerçektende gizemli birşeydi benim için aşk. ama mantığın almadığı aşkları kimya açıklayınca herşey gizemini kaybetti
  • quote:

    Orjinalden alıntı: coolfire

    aşkın kimyasal ve psikolojik şifresini bilim çözene kadar gerçektende gizemli birşeydi benim için aşk. ama mantığın almadığı aşkları kimya açıklayınca herşey gizemini kaybetti


    peki kimyanın aşkı açıklamış olması yine de aşık olmana engel olabildi mi? Mutluluğun da kimyasal nedenleri var (açıklanmış- seratonin hormonu gibi), depresyonun da kimyasal nedenleri var (açıklanmış), açlık- tokluk, korku vb. Ancak bunları yine de yaşıyoruz değil mi?

    Üstelik kimya aşkı açıkladı diye düşünme sadece. İngilizce de love hem aşkı hem sevgiyi karşılayan bir kelimedir. Yine kalp için sadece heart kelimesi vardır. Bizde ise durum farklıdır, aşk, sevgi, muhabbet, hoşlanma gibi kelimeler vardır dağarcığımızda ve her birinin anlam değeri farklıdır. Yine kalbin manevi yönünü gönül karşılar bizde, "sana kalbimi verdim"in yanı sıra "sana gönül verdim" ifadesi de oldukça yüksek bir maneviyatı gösterir ya da "yüreğin sızlaması" aynı maneviyatı yansıtır.Onlar kendi tabirlerince "love"ı mı açıkladılar peki bizdeki karşılığı hangisi dersin?




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.