Şimdi Ara

Aşk bu mu?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
75
Cevap
0
Favori
1.439
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Genellikle bu bölüme yazılan " aşk" başlığı altında ki konulara şöyle bir bakıyorumda, benim için hayal kırıklığı.

    Aşk aciziyet değildir aksine onurdur.


    Aşkı öyle bir anlatmış ki çoğu yazı sanki aşık olan insan gururunu onurunu unutup arabesk bir yaşama girmelidir ve bunu aşk onaylar.

    Tamamen saçmalık aşık olmak insanın kendisini aşağılaması değildir.



  • quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    Genellikle bu bölüme yazılan " aşk" başlığı altında ki konulara şöyle bir bakıyorumda, benim için hayal kırıklığı.

    Aşk aciziyet değildir aksine onurdur.


    Aşkı öyle bir anlatmış ki çoğu yazı sanki aşık olan insan gururunu onurunu unutup arabesk bir yaşama girmelidir ve bunu aşk onaylar.

    Tamamen saçmalık aşık olmak insanın kendisini aşağılaması değildir.


    kişiden kişiye değişiyor malesef AŞK görüşü.
  • Türkiye'de müzikal anlamda dibe vursa da arabesk, yaşam standartları ve perspektif açısından hala sımsıcak duruyor. Bunun neticelerini insanların aşka verdiği mana ve tepkiden kolaylıkla görebiliyoruz bahsettiğiniz üzere. Aşka düşen insanlar kendilerini harap olmuş şekilde lanse ediyor. Bu aslında duygu sömürüsü yapmaya müsait melankolikliğimizden sadır oluyor. İnsanlar kendisini fındık kabuğunu doldurmayan sebepler için terkeden insanlara adeta ağıtlar yakıyor. Aşk bu değildir. Bunun adı ahmaklıktır. Ahmed Hamdi Tanpınar der ki: "Aşk, iki kişinin sihirli bir aynaya girip oradan tek bir ruh olarak çıkmalarıdır" . Yani aşk zaten egoizme ve kişiselciliğe baştan karşıdır. Kişisel faktörlerden dolayı aşktan kaçan insana üzülmek yersizdir. Çünkü o zaten aşkı hiç tatmamış, hiç bilmemiştir. Maalesef en kutsal değerlerin bile dejenere edildiği acayip bir çağda yaşıyoruz. Aşk ta bu yozlaşmadan nasibini aldı. Herkes her tutkuya, her duyguya aşk adını vermekte beis görmüyor. İşte bütün problem buradan hasıl oluyor. Bu çağ aşkı tanımıyor. Aşk dizüstü sürünmek değil, en büyük yenilgilerde bile ayak üstünde durabilmektir. Ne güzel demiş Sezai Karakoç : "yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır". İşte aşk bu...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: De-Niro

    Türkiye'de müzikal anlamda dibe vursa da arabesk, yaşam standartları ve perspektif açısından hala sımsıcak duruyor. Bunun neticelerini insanların aşka verdiği mana ve tepkiden kolaylıkla görebiliyoruz bahsettiğiniz üzere. Aşka düşen insanlar kendilerini harap olmuş şekilde lanse ediyor. Bu aslında duygu sömürüsü yapmaya müsait melankolikliğimizden sadır oluyor. İnsanlar kendisini fındık kabuğunu doldurmayan sebepler için terkeden insanlara adeta ağıtlar yakıyor. Aşk bu değildir. Bunun adı ahmaklıktır. Ahmed Hamdi Tanpınar der ki: "Aşk, iki kişinin sihirli bir aynaya girip oradan tek bir ruh olarak çıkmalarıdır" . Yani aşk zaten egoizme ve kişiselciliğe baştan karşıdır. Kişisel faktörlerden dolayı aşktan kaçan insana üzülmek yersizdir. Çünkü o zaten aşkı hiç tatmamış, hiç bilmemiştir. Maalesef en kutsal değerlerin bile dejenere edildiği acayip bir çağda yaşıyoruz. Aşk ta bu yozlaşmadan nasibini aldı. Herkes her tutkuya, her duyguya aşk adını vermekte beis görmüyor. İşte bütün problem buradan hasıl oluyor. Bu çağ aşkı tanımıyor. Aşk dizüstü sürünmek değil, en büyük yenilgilerde bile ayak üstünde durabilmektir. Ne güzel demiş Sezai Karakoç : "yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır". İşte aşk bu...


    De niro işte anlatmak istediğim buydu aşk aslında öyle özel bir duygudur ki ve her insana kolay kolay behşedilmez diye düşünüyorum oysa bu değeri bile oyuncak ettik.




  • Gerçek olan ve hala kirletilemeyen aşka ehemmiyet veren biri olarak seni çok iyi anlıyorum. Kavramları zihinlerine öz muhtevasıyla oturtamamış bir nesil yetişiyor. Cinsel tatmine, vakit doldurmaya, batınilikten yoksun olup salt zahiri olandan hasıl olan beğeniye aşk diyorlar şimdilerde. Oysa aşkı kirletmekten başka bir şey değil bu. Yunus Emre, Fuzuli, Mevlana, İbni Hazm bu dönemde yaşasaydı emin olun aşkın adını değiştirirlerdi. Maalesef o akdar kirletildi ki, artık aşk kelamına antipati duyan insanlarımız bile mevcut. Sezai Karakoç'un Mona Roza şiirini tahlil et eğer bihabersen. Aşkı o kadar güzel anlatmıştır ki; adeta bir ders niteliğindedir. İstersen bu şiirden doğan şarkıyı da paylaşabilirim. Şimdilik bir kıtasını yazayım.

    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
    Bir gün gözlerimin tâ içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
  • bu birazda çevreden etkilenmeyle kaynaklanıyor. malesef duygularını yansıtmak için çevreye bir çeşit kendini gösterme / kanıtlama eğilimi içinde davranılıyor. birazda kişinin hoşgörüsüyle ilgili; "ben bu kadar seviyorum, sende bu kadar sevmelisin" diye bir nevi güç gösterisi / dışa vurum yapılıyor. kişi unutamadığını, sürekli aklında olduğunu göstermek için ağlamalar, kişiyi ağır düşüncelere ve suçluluk duygusuna kapılmasına sebep olacak düşüncelerle ifade ediyor kendini. şöyle bi basit örnek vereyim; aşk kimi için "ya benimsin ya toprağın" ifadesi taşır, kimi için de "aşk bazen çekip gitmeyi gerektirir" ibaresi taşır. malesef bu kadar güzel ve eşsiz bir duyguyu, yaşanılmış kötü ilişkilerden yada sürekli hayallerine kapılıp karşısındaki kişinin hislerine aldırış etmeden kendi kafasına göre götürmek gibi yanlış olgular içinde acıya dönüştürülüyor.




  • quote:

    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
    Bir gün gözlerimin tâ içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış





    Aşık olan dili tutulur şimdi ise pişkinliği artıyor inanın o bahsettiğiniz lafını bile duymaktan rahatsız olan kesimdeyim, acizliğin adını aşk koymuşlar.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Beni de seven bir kız olur mu
    4 yıl önce açıldı
    Bu kız güzel mi ?
    10 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: De-Niro





    Kulaklığım bozuk olduğu için sadece izleyebiliyorum ,keşke aynı zamanda dinleyedebilseydim ama eminim güzel bir fonu vardır.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: s£stavina

    quote:

    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
    Bir gün gözlerimin tâ içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış





    Aşık olan dili tutulur şimdi ise pişkinliği artıyor inanın o bahsettiğiniz lafını bile duymaktan rahatsız olan kesimdeyim, acizliğin adını aşk koymuşlar.



    Bende kız arkdaşım ile ilk buluştuğumda dilim tutulmuştu.Birşeyler söylemek birşeyler anlat istiyordum ona fakat bir türlü konuşamamıştım sonunda da ağlamıştım zaten.....
  • Bu aşk denen olay yüzünden başıma gelmeyen kalmadı ve artık aşka inancım da kalmadı.(belki de kendimi çok bağladığım için canım yandı çok kez)Bu benim görüşümdür.Bu saatten sonra da aşk adı altında kimseyle ilişki yaşayacağımı zannetmiyorum.Her zaman itelediğim "mantık" kelimesi devrede benim için.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: BrooklynZU

    Bu aşk denen olay yüzünden başıma gelmeyen kalmadı ve artık aşka inancım da kalmadı.(belki de kendimi çok bağladığım için canım yandı çok kez)Bu benim görüşümdür.Bu saatten sonra da aşk adı altında kimseyle ilişki yaşayacağımı zannetmiyorum.Her zaman itelediğim "mantık" kelimesi devrede benim için.

    Böyle düşünmemelisin bence.X birisi yüzünden aşktan nefret ediyorsan Y'de de bu olacak diye birşey yok.Elbet çıkacaktır karşına aşkını hak eden birisi.Şuan bende senin gibiyim aslında "kendimi çok bağladığım için canım yandı çok kez" şuan benim durumumda bundan pek farklı değil açıkcası.Çok acı çekiyorum hep üzülüyorum ama aşığım elimden başka birşey gelmiyor.
  • 1 kişi olsa iyi.Çok kızla çıktım ama sadece 3 tanesi için "aşk" kelimesi kullandım.Uzun süren de ilişkiler olmuştu bunlar ama gel gör ki 3 ü de gitti.bu 3 tanesinden 2.si benim kıskançlığım yüzünden(çok detaylı bir olayı var anlatması güç),en sonuncusu ben sakarya da okurken(çok tutucu bir yerdi) okulun nadide kızlarından biri ile çıktığım için kızın başına gelmeyen kalmadı.Oranın yerlileri kızın elini falan kestiler,polise kadar gitti olay.O aşk orda bitti.bu 3 taneden ilkinin sebebini bende çözemedim.Yani aşk işi bana haram olmuş bikere.25 yaşındayım ve yaklaşık 2 yıldır aşk kelimesini hayatımdan çıkardım ve bulaşmaya niyetim yok açıkçası.Biliyorum ki sonu kötü bitecek.

    Edit:
    Ama ilerleyen zamanda herşey değişebilir.Bu işler benim düşüncemle olmuyor ne yazık ki



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Midgardian -- 26 Şubat 2008; 15:18:49 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: BrooklynZU

    1 kişi olsa iyi.Çok kızla çıktım ama sadece 3 tanesi için "aşk" kelimesi kullandım.Uzun süren de ilişkiler olmuştu bunlar ama gel gör ki 3 ü de gitti.bu 3 tanesinden 2.si benim kıskançlığım yüzünden(çok detaylı bir olayı var anlatması güç),en sonuncusu ben sakarya da okurken(çok tutucu bir yerdi) okulun nadide kızlarından biri ile çıktığım için kızın başına gelmeyen kalmadı.Oranın yerlileri kızın elini falan kestiler,polise kadar gitti olay.O aşk orda bitti.bu 3 taneden ilkinin sebebini bende çözemedim.Yani aşk işi bana haram olmuş bikere.25 yaşındayım ve yaklaşık 2 yıldır aşk kelimesini hayatımdan çıkardım ve bulaşmaya niyetim yok açıkçası.Biliyorum ki sonu kötü bitecek.

    Edit:
    Ama ilerleyen zamanda herşey değişebilir.Bu işler benim düşüncemle olmuyor ne yazık ki

    Şu kıskançlık konusunda bende çok çekiyorum hatta ayrılma noktasına bile geldik diyebilirim.Benim yalvarmalarım gözyaşı dökmelerim onu neden kıskadığımı açıklamam sonucunda ayrılmamışızdır.Çok sıktığımı falan söylüyor ama elimde değil.Neyapsam bilmiyorum şu laf çok korkutuyor beni "Gözden uzak olan gönülden de uzak olur".


    2. ayrılma nedenni aslında detaylı bir şekilde öğrenmek isterim.Çünkü benim sorunumda aynı ve belki anlatacaklarından kendime dersler çıkarabilirim diye düşünüyorum




  • Şimdi şöyle.
    Kız lüleburgazda oturuyor.Benden önce zaten çevresi vardı.Kız aşırı derecede güzeliboyu falan benden uzun,yarışmaya falan girse kazanır o derece abartmıyorum.Herneyse.İlk başlarda hani yeni olduğumuz için çok takmadım.Ama aradan 4 ay geçtikten sonra bende yine eski kıskançlık krizleri zirveye ulaştı.Aslında haklı olduğum noktalar da vardı.Bundan hoşlanan bir arkadaşı vardı istanbulda.Sürekli telefonlar meşgul.Kızı ne zaman arasam telefon meşgul.Hemde gece vakitleri.Gündüz okulda olduğundan çok görüşme yapamıyordu.Çevresi var dedik alttan aldık ama gece kız arkadaşımın telefonunun meşgul olmasına hayatta dayanamam.Zaten uzağız.İnsanın aklına binbir türlü şey geliyor.Ben buna yaklaşık 3 ay sülük gibi yapıştım her dakika kontrol ettim.Kız en son okul gezisine falan gelmişti istanbul a.Geldiği yerde de ümraniyeli birkaç zibidi bize sataştı.Bu zaten benim önceden kavgacı olduğumu biliyordu.Ama kızın hatırı için herbişeyden vazgeçtim.Giyim tarzımı bile değiştirdim.Bu ümraniyeliler işi abartınca biz de 2 kişi çocuklara giriştik.Kız da bunu gördü.Zaten benim kıskançlık krizlerim kızı benden bayağı soğutmuştu.Birde gözünün önünde kavga edince orada bunlar otobüslerine binerken bunun arkadaşı dedi gelin sizi resim çekiyim dedi.O da ne.Kız demezmi serserilerle resim çekilmem diye.Ülen rezil oldum zaten orda bi güzel.Neyse resim olayı kapandı.Bunu telafi edeceğimi söyledim falan.Kız gitti.Sonraki haftalarda benim kıskançlıklarım devam etti.Ama iş burda bitmedi.Ayrılmak istedi kız.Ne kadar yalvarsam yakarsam boş.1 ay sonra başıma gelen daha da kötü idi.Kız daha benden ayrılmadan silivriden biri ile tanışmış sinemaya gitmiş..vs

    Yani demem o ki senin de belirttiğin gibi gözden ırak gönülden de ırak.Kıskançlık benim için yüzyılın faciası.Kıskançlığı bırakabileceğimi düşünmüyorum belki azaltabilirim.Ama kendimden emin olmadığım için aşk kelimesinden ve aşktan uzak durmamın en baş sebeplerinden biri de budur diyebilirim.Kız arkadaşına güvenceksin arkadaş.Körü körüne olmasa da benim gibi dakika başı yaptığı her işi sorgulamayacaksın.
    Ha o kız şimdi nerde onu da biliyorum(İsviçre de üniversite de okuyor) hala haberleri geliyor.Çünkü ona inat olsun diye onun en yakın arkadaşı ile çıkmıştık.Sevmeye çalıştım kızı çünkü çok dürüst ve aklı başında kızdı.O da bulgaristan a üniversiteye gideceğim deyince bu sefer ayrılmak isteyen ben oldum.Kızla hala görüşüyorum o yüzden diğerinin haberleri gelmeye devam ediyor.Ben bahsetme diyorum ama söylüyor
    Bunda pek ders alacak birşey yok.Şu var.Fazla sorgu sual işi bitirir.Zaten ayrıldıktan sonra kız ile bikaç kez görüşmem oldu.Bana dediği laf şuydu
    "Sen dünyadaki en kıskanç erkeksin.Bundan sonraki ilişkilerimde buna dikkat edeceğim.Sen soru sormak yerine beni peşinden koştursaydın(ki koşuyordu)
    şu an ilişkimiz devam edecekti".Bu laftan sonra kendimden nefret ettim.1 sene kendime gelemdim




  • Lütfen takıntıyla aşkı karıştırmayın birbirine , neden insanoğlunun herşeyi karşılıklı ?

    Seviyorsan gerçekten aşkı tadabilmişsen ne mutlu sana neden karşındakinden karşılık bekliyorsun?

    Sadece onu sevmek için sevmeyi becerebildiğin sürece mutlu olursunuz.
  • Tatmasına tattık ama sonu hüsran ile bitince sebeplerini de araştırmak gerekiyor.Sadece aşk yetse idi herkes sevdiği ile mutlu olurdu.Öyle veya böyle aşkın içinde başka unsurlar da bulunuyor.Kıskanmak takıntılı olmak değildir.Sevdiğin için böyle bir huy olmuştur ve aşk ile ilişkilidir.Kıskaçlığı takıntı sınıfına sokmuyorum.Öyle olsam herşeyine kısıtlama koyardım ama bunu yapmadım.Sadece çok soru sordum ve rahatsızlık verdi malesef.Size göre kıskançlık takıntı ise bilemem ki birçok kişi takıntı sınıfına sokuyor ama ben takıntı olarak görmüyorum.Sonuçta aşkı yaşamışım içinde kıskançlık ile beraber.Sonucu önemli değil.
    Benim gibi ruhsuz bir adam bu işin sonunda ağlamış ise(ki kolay kolay ağlamam) aşk yaşanmıştır.Karşı taraf ne yaşamış bilemem.Şunca yıldan sonra bunu buraya yazıyorsam belki hala bişeyler kalmıştır ki hala resmi cüzdanda duruyor.En çok onu sevmişim sanırım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Midgardian -- 26 Şubat 2008; 16:19:12 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: BrooklynZU

    Şimdi şöyle.
    Kız lüleburgazda oturuyor.Benden önce zaten çevresi vardı.Kız aşırı derecede güzeliboyu falan benden uzun,yarışmaya falan girse kazanır o derece abartmıyorum.Herneyse.İlk başlarda hani yeni olduğumuz için çok takmadım.Ama aradan 4 ay geçtikten sonra bende yine eski kıskançlık krizleri zirveye ulaştı.Aslında haklı olduğum noktalar da vardı.Bundan hoşlanan bir arkadaşı vardı istanbulda.Sürekli telefonlar meşgul.Kızı ne zaman arasam telefon meşgul.Hemde gece vakitleri.Gündüz okulda olduğundan çok görüşme yapamıyordu.Çevresi var dedik alttan aldık ama gece kız arkadaşımın telefonunun meşgul olmasına hayatta dayanamam.Zaten uzağız.İnsanın aklına binbir türlü şey geliyor.Ben buna yaklaşık 3 ay sülük gibi yapıştım her dakika kontrol ettim.Kız en son okul gezisine falan gelmişti istanbul a.Geldiği yerde de ümraniyeli birkaç zibidi bize sataştı.Bu zaten benim önceden kavgacı olduğumu biliyordu.Ama kızın hatırı için herbişeyden vazgeçtim.Giyim tarzımı bile değiştirdim.Bu ümraniyeliler işi abartınca biz de 2 kişi çocuklara giriştik.Kız da bunu gördü.Zaten benim kıskançlık krizlerim kızı benden bayağı soğutmuştu.Birde gözünün önünde kavga edince orada bunlar otobüslerine binerken bunun arkadaşı dedi gelin sizi resim çekiyim dedi.O da ne.Kız demezmi serserilerle resim çekilmem diye.Ülen rezil oldum zaten orda bi güzel.Neyse resim olayı kapandı.Bunu telafi edeceğimi söyledim falan.Kız gitti.Sonraki haftalarda benim kıskançlıklarım devam etti.Ama iş burda bitmedi.Ayrılmak istedi kız.Ne kadar yalvarsam yakarsam boş.1 ay sonra başıma gelen daha da kötü idi.Kız daha benden ayrılmadan silivriden biri ile tanışmış sinemaya gitmiş..vs

    Yani demem o ki senin de belirttiğin gibi gözden ırak gönülden de ırak.Kıskançlık benim için yüzyılın faciası.Kıskançlığı bırakabileceğimi düşünmüyorum belki azaltabilirim.Ama kendimden emin olmadığım için aşk kelimesinden ve aşktan uzak durmamın en baş sebeplerinden biri de budur diyebilirim.Kız arkadaşına güvenceksin arkadaş.Körü körüne olmasa da benim gibi dakika başı yaptığı her işi sorgulamayacaksın.
    Ha o kız şimdi nerde onu da biliyorum(İsviçre de üniversite de okuyor) hala haberleri geliyor.Çünkü ona inat olsun diye onun en yakın arkadaşı ile çıkmıştık.Sevmeye çalıştım kızı çünkü çok dürüst ve aklı başında kızdı.O da bulgaristan a üniversiteye gideceğim deyince bu sefer ayrılmak isteyen ben oldum.Kızla hala görüşüyorum o yüzden diğerinin haberleri gelmeye devam ediyor.Ben bahsetme diyorum ama söylüyor
    Bunda pek ders alacak birşey yok.Şu var.Fazla sorgu sual işi bitirir.Zaten ayrıldıktan sonra kız ile bikaç kez görüşmem oldu.Bana dediği laf şuydu
    "Sen dünyadaki en kıskanç erkeksin.Bundan sonraki ilişkilerimde buna dikkat edeceğim.Sen soru sormak yerine beni peşinden koştursaydın(ki koşuyordu)
    şu an ilişkimiz devam edecekti".Bu laftan sonra kendimden nefret ettim.1 sene kendime gelemdim

    Aha benim durum ..... cafer bez getir......


    Benim kız arkdaşımda Ankara'da.Aynı seninkinde olduğu gibi benden önce geniş bir çevresi vardı okuduğu okul ve güzelliğinden dolayı.Bunlara diyecek hiçbirşeyim yok zaten.Ama güzellik başa bela derler ya!İşte bu laf çok uyuyor benim durumuma.Çevresinde ki erkekler sürekli asılıyorlar falan cart curt.Ve eski sevgilisi hala bundan birşeyler bekliyor.Sapıkça konuşmalar hala sevgiliymişler gibi hareket etmeler falan.En büyük sorun bu zaten.Bende senin gibi her dakika arıyorum mesaj çekiyorum kontrol ediyorum.Pek güvenmiyorum açıkcası.Nedeni ise çevresinde çok fazla onla ilgilenen erkek olması.Korkumda bu erkeklerle benim yarattığım boşluğu doldurmak isteyebileceği...


    Neyse daha yazmak isterdim detaylı ama çok özele girer o zaman




  • Ozaman hala ilişkin devam ederken benim düştüğüm hataya düşme derim.Benim gibi aldatıldığını öğrendikten sonra cehennemde yanmayı tercih edersin yoksa.Kızın etrafındaki erkekleri düşünmek yerine onun sevgisinden emin olmak için çabalamak daha mantıklı olacaktır.Ben böyle yapmadım yandım.
    Nerden girdim bu konuya ben ya Eski günleri unutmuşken yine canlandılar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Midgardian -- 26 Şubat 2008; 16:25:30 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: BrooklynZU

    Tatmasına tattık ama sonu hüsran ile bitince sebeplerini de araştırmak gerekiyor.Sadece aşk yetse idi herkes sevdiği ile mutlu olurdu.Öyle veya böyle aşkın içinde başka unsurlar da bulunuyor.Kıskanmak takıntılı olmak değildir.Sevdiğin için böyle bir huy olmuştur ve aşk ile ilişkilidir.Kıskaçlığı takıntı sınıfına sokmuyorum.Öyle olsam herşeyine kısıtlama koyardım ama bunu yapmadım.Sadece çok soru sordum ve rahatsızlık verdi malesef.Size göre kıskançlık takıntı ise bilemem ki birçok kişi takıntı sınıfına sokuyor ama ben takıntı olarak görmüyorum.Sonuçta aşkı yaşamışım içinde kıskançlık ile beraber.Sonucu önemli değil.
    Benim gibi ruhsuz bir adam bu işin sonunda ağlamış ise(ki kolay kolay ağlamam) aşk yaşanmıştır.Karşı taraf ne yaşamış bilemem.Şunca yıldan sonra bunu buraya yazıyorsam belki hala bişeyler kalmıştır ki hala resmi cüzdanda duruyor.En çok onu sevmişim sanırım.

    "Sadece aşk yetse idi herkes sevdiği ile mutlu olurdu"

    Bu laf çok doğru gerçekten.

    Çünkü sırf aşık olmak seni seviyorum sana deliler gibi aşığım demekle olmuyormuş gerçekten bunu anladım.Sevdiğin kişiyle herşeyi yapıcakmışsın gerçekten(Yalnış anlaşılma olmasın).Sohbet etmek güncel olaylardan bahsetmek gülmek eğlenmek birbirimizin hoşlandığı şeyleri yapmak....


    "Kıskançlık takıntıdır" ; Bu görüşe bende katılmıyorum.Nedeni ise ; BrooklynZU'n dediği gibi... Kendimce onu korumaya çalışıyorum.Çok soru soruyorum ve ne yaptığını bilmek istiyorum.Ve buda doğal olarak kıskançlık oluyor.




  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki

Benzer içerikler

- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.