Astroloji Gerçeği

Berkv.

Teğmen

104 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Yıldızları gözlemlemenin iki yolu vardır: Gerçek halleri ile ya da görmek istediğimiz halleri ile...

Bunlar Pleiad'lar. Astronomlarca gaz ve tozdan oluştukları bilinir.

Bu da Yengeç Nebulası. Ortasında gaz ve tozdan oluşmuş bir yıldız mezarlığı var. İç kısmında ise ölmekte olan pulsar var.

Çok uzun bir zamandır, astrologlar Pleiad'lara ve Yengeç Nebulasına, Taurus yani "Boğa" ismini takmışlardır. Bunun günlük yaşamımızı etkilediğini düşünüyorlardı.

Astronomlara göre Satürn, hidrojen ve helyumdan oluşan 50.000 km büyüklükteki buz toplarının oluşturduğu halkalarıyla, kocaman bir gezegendir.

Ve Jüpiter'deki büyük benek ise, belki de milyonlarca yıldır süren çok kuvvetli bir fırtınadır.

Fakat astrologlara göre gezegenler, insanların karakterini ve kaderini etkiliyor görünmekte. Onlara göre Jupiter kralları simgeleyen yumuşak bir karaktere sahip. Satürn ise, mezar kazıcısı betiminde, bakıp büyüten, şüphe ve kötülüğü simgeliyor.

Astronomlara göre Mars, Dünya'ya çok benzeyen bir yer olup, keşfedilmeyi bekliyor.

Astrologlar ise Mars'ı kavgaya kışkırtan, zorba bir savaşçı olarak görüp, yıkımı simgelediğini düşünür.

Astronomi ve astroloji her zaman böyle farklı değildir. İnsanlık tarihi boyunca biri diğerine hep baskın olagelmiştir. Sonra öyle bir zaman geldi ki; astronomi, astrolojinin sınırlarından dışarı çıktı. İki gelenek Johannes Kepler'in yaşamı sırasında, iyice birbirlerinden uzaklaşmaya başladı. Kepler, gezegenlerin hareketlerindeki fiziksel kuvvetin gizemini çözen kişiydi. O ilk astrofizikçi ve son bilimsel astrologtu.

Astrolojinin temellerini atan aydınlar 300 yıl önce ölüp gittiler, ama astroloji hala ciddi olarak pek çok insanı etkilemektedir. Astrolojiyle ilgili bir dergiyi elde etmenin ne kadar kolay olduğuna dikkat ettiniz mi hiç?
Dünya'daki her gazetenin astrolojiyle ilgili bir köşesi vardır, fakat neredeyse hiçbirisi astronomiye haftalık olarak bile yer vermez.

İnsanlar burçları ile ilgili takılar takarlar ve günlük burçlarını sabahları okurlar. Hatta günlük dil bile astrolojinin etkisindedir. Örneğin "felaket" (disaster) kelimesini ele alalım. Yunanca kötü yıldız anlamındadır. İtalyanlar bir zamanlar hastalıkların yıldızların etkisiyle (influence) oluştuğuna inanıyorlardı. Bu da "influenza" (grip) kelimesinin kökenidir.

Burç işaretleri astrologlarca ve hatta New York'taki Prometheus heykelinin süslerinde bile kullanılmıştır. Şu, tanrılardan ateşi çalan Prometheus.

Nedir bu astroloji olayı?

Esas olarak doğum anınızdaki takımyıldızların ve gezegenlerin diziliminin kaderinizi belirlediğini iddia eder. Bu fikir birkaç bin yıl önce gezegen hareketlerinin kralların, hanedanların ve imparatorların kaderini etkilediği görüşünden ortaya çıkmıştı. Astrologlar gezegenlerin hareketlerini izleyip mesela "Venüs, Keçi Takımyıldızından yükseldiğinde geçen sefer ne olmuştu?" dediler. Belki aynı şey bu sefer de olur dediler. Oldukça kurnazca ama riskli bir işti.

Astrologlar yalnızca devlet tarafından işe alınır oldular. Pek çok ülkede sivillere yasaklandığı halde, resmi astrologlar gökyüzünden iyi veya kötü haberleri tahmin etmeye çalışıyorlardı. Neden? Çünkü bir iktidarı düşmeden önce tahmin edebilmek iyiydi. Yanlış tahminlerde bulunan Çinli saray astrologları idam edildiler. Diğerleri daha önce tutulmuş kayıtlara göre tahminlerde bulunup asılmaktan kurtuldular. Astoloji garip bir disiplin içinde gelişti: Gözlemler, matematik ve dikkatli kayıt tutma ile birlikte dinsel sahtekarlık düşüncesi vardı.

Yine de astroloji devam etti ve gelişti... Nasıl? Çünkü günlük hayatımıza sağladığı kozmik önemi olan katkı sayesinde. Kişisel olarak kainatla bir bağımız olduğunu iddia etmesi oldukça cezbedici bir durumdu. Astroloji tehlikeli bir şekilde kaderciliği destekler. Eğer kaderimiz gökyüzündeki bu trafik ışıklarıyla kontrol ediliyorsa bir şeyleri değiştirmenin bir anlamı var mı?

Astroloji ile ilgili bakalım ne yazmışlar. Diyelim ki 23 Eylül - 22 Ekim arası doğdunuz ve burcunuz Terazi. New york Post'taki astroloğa göre: "Uzlaşma gerginliği azaltacak" eh olabilir, biraz belirsiz. New York Daily News astroloğuna göre ise: "Kendin için daha ısrarlı ol" Eh, bu da belirsiz. Ama oldukça da farklı. İlginç olan bu kehanetlerin kehanet olmamaları. Ne olacağını söylemeyip sadece ne yapacağını söylüyorlar. Bilinçli olarak belirsiz olmak zorundalar, çünkü herkese uygulanabilmeli, ve bu yüzden de birbirleriyle çelişiyorlar.

Astroloji ikizlerin hayatlarını izleyerek test edilebilir. Bununla ilgili pek çok gerçek örnek vardır: Diyelim ki ikizlerden birisi bir araba kazasında, ya da yıldırım çarpmasıyla ölsün diyelim ama ötekisi ileri yaşlara kadar güzelce yaşasın. Farzedelim ki bu bana da oldu. İkizim ve ben tam olarak, aynı yerde ve zamanda sadece bir kaç dakika farkla doğduk. Doğum anımızdaki gezegenlerin durumları tam olarak aynı olacaktı. Eğer astroloji doğru ise, kaderlerimizin bu kadar farklı olması nasıl mümkün olabilir?

Astrologlar burçlar konusunda kendi aralarında bile çelişiyorlar. Kişinin sadece doğum tarihini ve yerini bilseler de, ne kadar uğraşsalar da o kişinin geleceğini kestiremiyorlar. Yoksa başka ne olabilirdi ki? Doğumum sırasında yükselen Mars nasıl oluyor da geleceğimi etkileyebiliyor? Mars'ın ışıklarının ulaşamayacağı kapalı bir odada doğdum. Ama doğum doktorunun çekim kuvveti, Mars'ın çekim kuvvetinden daha büyük olmayacak mıydı?
Mars oldukça büyük ama doktor çok yakındaydı.

Astrolojinin bu inadı aslında, bizim kainatla bağlantımız olduğu cazibesine dayanır. Gerçek bir bilim olmayan astroloji kişilere derin anlamlar içeren vaatlerde bulunur.

Carl Sagan - Cosmos

Benzer içerikler