Şimdi Ara

AVM otoparkında yaşanan küçük kaza ve komikli değer kaybı davası... (13. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
342
Cevap
12
Favori
23.564
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
19 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1112131415
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bir de yeni bir şey öğrendim, hasarların hızlı ödemesi, işlemlerin hızlı sonuçlanması için en iyi yol kaskona başvurmakmış.

    Yani, bir kaza yaptınız. Siz haklısınız. Gene kendi kaskonuza başvuruyorsunuz. İşlem çok hızlı sonuçlanıyor. Kaza tutanağı ve sizin haklılığınız ortada olduğundan sizin kaskonuz meblağı karşı tarafın sigortasından alıyormuş. Bu durum, siz kazada haklı olduğunuz sürece, kasko hasarsızlık indiriminizi etkilemiyormuş.

    Yani, haklı olduğunuz hasarı kendi kaskonuza ödetmek ve karşı tarafın sigortasının peşinden kaskonuzu koşturmak diye bir yöntem varmış. Bizim sigortacı müşteri hasarlarının çoğunu böyle karşılamaktaymış. Yani, bizim sigorta ödeme yapmadı diye de bir durum yok. Onların kaskosu ile bizim sigorta arasındaki mevzu. Sigorta avukatı bu durumun açıklamasını da bu şekilde yapmış.

    ----------

    Bakın ne güzel, yeni bilgiler öğreniyorum ve burada paylaşıyorum. Bu konunun da amacı budur. Boşa sinir stres yapmayın. İtina ile dalga geçerim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 18 Ocak 2017; 17:21:13 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST


    quote:

    Orijinalden alıntı: lifeblood6


    quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST


    quote:

    Orijinalden alıntı: lifeblood6

    Tampon değişmiş kısmından sonrasını okumadım....

    Öncelikle değer kaybı davası haksız fiile dayanan bir davadır ve bu davalarda kusur esas alınır. Bu esasa göre annenizin kusurlu olduğu tutanak ve tutanağa göre yapılan işlem sonucunda sabitlenmiştir.

    İkinci husus sigorta bildiğiniz çamura yatmış, değer kaybı için kaporta hasarı olmasına gerek yok. Aracın değerinin düşmesine yol açacak herhangi bir durumun varlığı ve bu durumun kusura dayanması yeterlidir. Bu açıdan; değişenle birlikte aracın değeri kesin olarak düşmüştür.

    Sigortaya dava açılması yersiz. Ruhsat sahibi ve sürücünün müteselsilen sorumlu olması karine olarak kabul edilebilir. Çünkü; aracı üçüncü kişinin zilyetliğine terk eden malik onun fiillerinden sorumlu olur.

    Özetle; işgüzar avukat davayı kazanacak.

    ------------

    hukuki sorumluluk klozu????

    sanırım sigortanın olası bir hak kaybınızda sigortalı yanında davaya katılmasını ve dava masraflarını üstlenmesini anlatmaya çalışıyorsunuz.

    ancak burada böyle bir durum söz konusu gözükmüyor.



    Değer kaybının sigorta tarafından ödendiği bir çok durum olmuş. Yeni düzenleme ile de değer kaybı zaten sigorta bünyesine alınmış.

    Benim hukuki sorumluluk klozu kaskoda. Sigortacımın dediğine göre sigortanın ödeme yapmadığı hallerde, masrafları biz karşılayıp, söz konusu masrafları kaskomdan talep edebiliyormuşum. Bu da en kötü ihtimal yapılacak şey gibi duruyor.

    Zaten mantıklısı da bu. Kaskonun yapılma amacı kendimi güvenceye almak. Yoksa neden kasko yaptırayım? Sigorta da aynı şekilde. Yaptığım bir kazada oluşan tüm masrafları karşılamıyorsa sigorta ve kasko neden yaptırayım ki?

    Neyse,

    Benim durumumda da sigorta firması savunmasını ben değer kaybı ödemem diye yapmıyor zaten. Dava açılabilmesi için önce değer kaybını talep etmesi ve reddedilmesi gerekiyor. Sigorta firmasının değer kaybı talebini reddetme sebebi kaporta parçası değişmemiş olması. Sigorta firması savunmasını böyle yapıyor (halbuki emsal davalar var, ben de sonradan öğrendim). Sigorta firmasının ve bizim kaybetme ihtimalimiz az değil. Ancak, sigorta firması "değer kaybını ödemem" demiyor. "Bu arabada değer kaybı yok" diyor. Davayı kaybedersek de, müteselsil sorumlu olduğumuz için mümkün olduğunca ödemeyi geciktirip, sigortanın ödeme ihtimalini arttırmayı düşünüyorum. Üç davalıya aynı anda ödeme emri gitse, ikisi "teslim alamasa", sigorta firması teslim alsa... Onun süresi daha erken başlar. Gibi gibi...

    En basitinden, mahkemede cevaba cevap geldi. Anneme 11'inde geldi. Şirkete 3'ünde geldi. Arada 8 gün var. Cevap süresi iki hafta... Aynı gecikme ödeme emrinde de olabilir. Ki sigortanın işi ödeme emrine bırakacağını sanmıyorum.

    Hocam bu forumdaki herkes biliyor ki değişen varsa hasar kaydı varsa aracın güncel değeri düşmüştür. Buna siz de eminsiniz.

    Kavramlar üzerinden gidemiyorum, çünkü biz kavramları çok yanlış kullanıyoruz. Eğer ki poliçenizde haksız fiilden doğan hukuki sorumluluklarda teminat kapsamına alınmışsa sigorta zaten ödemeyi yapar, yapmalıdır... Talebin reddi konusu temerrüdü oluşturur, burda yanlışınız şu, zaten dava ile karşı taraf -yani siz- temerrüde düşer. Dolayısıyla talebe gerek olmadan da dava yoluna gidilir, eğer ki temerrüde düşme iradeniz yoksa zaten davayı kabul ederek sonlandırabilirsiniz, ancak yine hepimiz biliyoruz ki ne sigorta şirketi ne de siz bu talebi kabul etmeyecektiniz...

    Tavsiyem şudur; madem ki sizin için ufak meblağlar dava sonucunu ödeyin ve sigorta şirketine rücu edin, karşı tarafı mağdur etmenin anlamı yok diye düşünüyorum. Hem etik hem de ahlaken doğru olan budur... Sigorta şirketi ödeme aşamasında da çamura yatacaktır..

    Şahsen ömrüm boyunca cins arabalar kullandım. Çok da kaza gelmedi başıma. Ben araba alırken karşıdaki zaten çok küçük bir camianın adamı oluyor. Aldığım arabanın ciğerini bilerek alıyor oluyorum. (Saab, Cabrio A3, Subaru gibi) O yüzden lokal boya, değişen tampon, bir far gibi ıvır zıvırlar bizim camiada hiç de önemsenmez. Bir de klasikçiliğin verdiği de bir geçmiş var. Hem tanıdık çok, hem arabanın ağzının yüzünün kayıp kaymadığını hissi gablen vuku anlıyorum. İzmir'de bulduğum bir Volvo'nun pertten toplama olduğunu öğrenmem bir telefonuma bakıyor mesela. Veya yetkili servis bakımlı bir Subaru'nun Change olduğunu anlamam...

    Bir de ben araba aldım mı 6 yıl biniyorum. 6 yıl binip sattıktan sonra kimse ne tamponuna bakıyor, ne farına. Bakanı da kovalarım. Zaten ortak kullanımda bütün arabalar. Abim de İstanbul'a gitti. 3 kişi 1 araba kullanıyoruz. Yetmiyor. Satmadan yenisini alırım. Araba ikiye çıkar. Satana kadar kullanırım. Acelesi ne? 6 yaşında arabaya tampon soran hıyara satmayıveririm arabamı.

    Bu değer kaybı mevzuları ciddi kazalarda önemli. Bir de bendeki gibi, araba yenidir. Ancak almış olan kişi satacaktır... O zaman. Onun dışında ben pek anlamıyorum açıkçası bu işten. Benim kalemim olmayan araçlarda, halkın kaporta fetişinden doğan bir problem. Halkın kaporta fetişi de gene, halkın içindeki üçkağıtçı sayısının çokluğundan oluyor. İnsanımız daha kaliteli olsaydı, içinde şerefsiz barındırmasaydı, zaten kaporta fetişizmi olmayacaktı. Şükür benim fetişlerim otomobile karşı değil. Olması gerektiği alanda. O yüzden benim pek anladığım söylenemez. Uzağım bu konulara. Eşimde güneşi görmüş bir kalos var mesela. Basit bir göçükten tavanı değişti aracın. Ama 2005 model olmasına rağmen 40.000km'de. Bu araç kaç para eder, zerre fikrim yok mesela.

    -----------------

    Neyse, şimdi bu kadıncağız, bu arabayı aldı. Benim yüzümden tamponu, farı değişti. Ama arabasına 6 yıl daha bindi. 6 yıl sonra kim soracak tamponunu farını? Veya değer kaybı kaç TL olmuş olacak? Değer kaybı komik meblağlara düşer. Belki o zamana iki kere daha değişecek tamponu? Belli mi?

    Bence madem değer kaybı diye bir konsept var. Tam manası ile hakkaniyetli olmalı. Şimdi bu kadıncağız 7000TL değer kaybı aldı diyelim. Arabasına 3-4 yıl bindi. Sonra da hasarsız emsallerine göre 1000TL ucuza sattı. Sigorta şirketinin çıkıp "paramı geri ver" demesi lazım gelir. Madem hakkaniyet, hakkaniyetli olan bu.

    "Sigorta değer kaybını ödedikten sonra kadıncağız aynı yerden duvara girse" gibi konseptler fazla uçuk, o kadar da uçmayayım.

    -----------

    Sizin karşı tarafı mağdur etmeme teziniz doğru olmakla birlikte, öyle bir meblağı cepten ödeyip, benim sigortamın peşinden koşmam sıkıntılı bir süreç. Canımı yakar. Sigorta ne kadarını öder meselesi de var... Ancak karşı taraf için aynı sıkıntı yok. Çünkü bu dava 1 yıla kalmaz biter. Karşı tarafın zaten bir yıl içinde arabasını satacağı yok. Dolayısı ile yenisini almak için bu kaza sebebi ile cebinden fiilen çıkacak ekstra bir para da olmayacak. O yüzden en mantıklısı ve iki tarafı da yormayacak orta yolu davanın sonuçlanmasını beklemek. Ancak, bundan 4-5 yıl önce olsaydı, ekonomik sıkıntıda olmasaydım, dediğinizi yapmak isterdim. Ancak karşı tarafın mantıklı bir değer kaybına da fit olacağını sanmıyorum. Umutlarının çok yüksek olduğunu sanıyorum. Öyle bir durumda zaten anlaşamazdım.

    Lafın azı yiğidin, çoğu eşeğin yüküdür, der Yunus Emre...

    Ben veya bir başkası sizin 'çenç' tespit etmenizi veya pert arabayı telefonla aramınızı merak etmiyoruz.

    Konuşmaya gerek kalmamış görünüyor, vesselam.




  • lifeblood6 L kullanıcısına yanıt
    Yok, genel olarak değer kaybına nasıl yaklaşılmalı, onu anlatıyordum. Bir de çok samimiyim. Ben değer kaybından anlamıyorum ve kendim de sallamıyorum. Satarken de tampon far değişmiş araca indirim isteyeni kovalarım. Alırken de önemsemem alırım. Ancak bu durum benim kalemim olan araçlarda camianın küçük ve güvenilir olması ile alakalı olabilir. Bilemem. Ben böyle sorunlar yaşamıyorum. Bir tampon ve bir far için bunu saçma buluyorum. Ancak önemli değil. Olay zaten mahkemeye taşınmış. Değer kaybını bilir kişi tespit eder. Hepimiz öğreniriz. Büyük ihtimal hızlı alınan ve satılan, ikinci elde bol bulunan ve alternatifi çok olan araçlarda dediğiniz gibi bir durum var. Ancak çok samimiyim, ben pek anlamıyorum, onun tespitini yapamam. Karşı tarafa da 2000'den fazla teklif etmezdım mesela. Sanırım karşı taraf da böyle bir tutarı asla kabul etmez. Dolayısı ile dava belirlesin sonucu. Sigorta da ödesin.

    Bir de "Değer kaybını sigortadan almış, ancak aracını kayıpsız satmış kişilerin peşine sigorta düşmeli, parasını geri istemeli" diyorum. Sonuçta bu paralar hepimizden çıkıyor. Prim olup bize giriyor. Bu işin ticaretini yapan bir grup insan oluşmasın. Bu iş kötüye kullanılmasın. Maksadı mağduriyet gidermek ise, kar kapısı haline gelmesin. Sonuçta, şu hasara sahip bir araçta 10.000Tl değer kaybı olacağına inanmıyorum abi, kusura bakma. "10.000 değer kaybı alsa, 3000 ucuza satsa, aradaki 7000'i sigorta geri istemeli" diyorum. Ki kötü niyetli yaklaşımlar oluşmasın.

    Evet, daha da özetleyemem, kusura bakma.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 18 Ocak 2017; 18:7:19 >




  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    quote:

    O yüzden tabii ki ciddiye alıyorum; ama önemsemiyorum.


    seni çözdüğüm zaman dünyayı çözmüş olacağım :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Bir de yeni bir şey öğrendim, hasarların hızlı ödemesi, işlemlerin hızlı sonuçlanması için en iyi yol kaskona başvurmakmış.

    Yani, bir kaza yaptınız. Siz haklısınız. Gene kendi kaskonuza başvuruyorsunuz. İşlem çok hızlı sonuçlanıyor. Kaza tutanağı ve sizin haklılığınız ortada olduğundan sizin kaskonuz meblağı karşı tarafın sigortasından alıyormuş. Bu durum, siz kazada haklı olduğunuz sürece, kasko hasarsızlık indiriminizi etkilemiyormuş.

    Yani, haklı olduğunuz hasarı kendi kaskonuza ödetmek ve karşı tarafın sigortasının peşinden kaskonuzu koşturmak diye bir yöntem varmış. Bizim sigortacı müşteri hasarlarının çoğunu böyle karşılamaktaymış. Yani, bizim sigorta ödeme yapmadı diye de bir durum yok. Onların kaskosu ile bizim sigorta arasındaki mevzu. Sigorta avukatı bu durumun açıklamasını da bu şekilde yapmış.

    ----------

    Bakın ne güzel, yeni bilgiler öğreniyorum ve burada paylaşıyorum. Bu konunun da amacı budur. Boşa sinir stres yapmayın. İtina ile dalga geçerim.

    bunu senden başka bilmeyen var mı acaba :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL


    quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Bir de yeni bir şey öğrendim, hasarların hızlı ödemesi, işlemlerin hızlı sonuçlanması için en iyi yol kaskona başvurmakmış.

    Yani, bir kaza yaptınız. Siz haklısınız. Gene kendi kaskonuza başvuruyorsunuz. İşlem çok hızlı sonuçlanıyor. Kaza tutanağı ve sizin haklılığınız ortada olduğundan sizin kaskonuz meblağı karşı tarafın sigortasından alıyormuş. Bu durum, siz kazada haklı olduğunuz sürece, kasko hasarsızlık indiriminizi etkilemiyormuş.

    Yani, haklı olduğunuz hasarı kendi kaskonuza ödetmek ve karşı tarafın sigortasının peşinden kaskonuzu koşturmak diye bir yöntem varmış. Bizim sigortacı müşteri hasarlarının çoğunu böyle karşılamaktaymış. Yani, bizim sigorta ödeme yapmadı diye de bir durum yok. Onların kaskosu ile bizim sigorta arasındaki mevzu. Sigorta avukatı bu durumun açıklamasını da bu şekilde yapmış.

    ----------

    Bakın ne güzel, yeni bilgiler öğreniyorum ve burada paylaşıyorum. Bu konunun da amacı budur. Boşa sinir stres yapmayın. İtina ile dalga geçerim.

    bunu senden başka bilmeyen var mı acaba :)

    Doğrudur, olabilir. Hiç karşı tarafın da olduğu bir kazaya karışmadığım için, bilmiyordum. Herkes bildiğine, ben bilmediğime göre, bana sallamayı bırakınız. Belli ki tutanaklı mutanaklı, harbici kaza yapmamışız pek. Şöyle düşün, 11 yıldır araba kullanıyorum. Kendi sigortamın karşı tarafın hasarını ödediği tek kazam yok. Babamın da yok. Bu da anamın ilki oldu. Kendi hasarımız için kaskoya girdiğimiz ufak tefek işler oldu (duvara sürtmek, bilinmeyen birinin aynayı kırması gibi).

    İlk defa bir karşı tarafın olduğu tutanaklı kazaya karıştık.

    Daha önce bir kere otobüse çarptık. Hali ile otobüse bir şey olmadı. Gene bizim kasko ödedi bizim hasarı.

    Onun dışındakiler "bir parmak çizdim, o geldi bana sürttü" gibi tutanak bile tutmadığımız tırt tırt kazalar. Dolayısı ile bu uygulamayı bilmiyordum. Bilmediğime göre sizden iyi mi kullanıyormuşuz lan biz!? O kadar salladınız bana ne oldu? (şaka şaka)

    O zaman karşı taraf savunmasında "müvekkilim hasarı kaskosundan yaptırmıştır" derken neyin artizliğinde ki? Dur, bunu da koyayım bizim savunmaya. Eğleniriz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 18 Ocak 2017; 18:35:49 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL

    quote:

    O yüzden tabii ki ciddiye alıyorum; ama önemsemiyorum.


    seni çözdüğüm zaman dünyayı çözmüş olacağım :)

    Ciddiye almak: Başına bir iş geldiğinde önlemini almak.

    Önemsememek: Sonucunu sallamamak.

    Yani, önlemimi alıyorum. Ama sonucunda ne olacağını sallamıyorum. Hayatta can sıkacak çok daha önemli konular var. Buna da canımı sıkamam. Açık mı?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST


    quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL


    quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Bir de yeni bir şey öğrendim, hasarların hızlı ödemesi, işlemlerin hızlı sonuçlanması için en iyi yol kaskona başvurmakmış.

    Yani, bir kaza yaptınız. Siz haklısınız. Gene kendi kaskonuza başvuruyorsunuz. İşlem çok hızlı sonuçlanıyor. Kaza tutanağı ve sizin haklılığınız ortada olduğundan sizin kaskonuz meblağı karşı tarafın sigortasından alıyormuş. Bu durum, siz kazada haklı olduğunuz sürece, kasko hasarsızlık indiriminizi etkilemiyormuş.

    Yani, haklı olduğunuz hasarı kendi kaskonuza ödetmek ve karşı tarafın sigortasının peşinden kaskonuzu koşturmak diye bir yöntem varmış. Bizim sigortacı müşteri hasarlarının çoğunu böyle karşılamaktaymış. Yani, bizim sigorta ödeme yapmadı diye de bir durum yok. Onların kaskosu ile bizim sigorta arasındaki mevzu. Sigorta avukatı bu durumun açıklamasını da bu şekilde yapmış.

    ----------

    Bakın ne güzel, yeni bilgiler öğreniyorum ve burada paylaşıyorum. Bu konunun da amacı budur. Boşa sinir stres yapmayın. İtina ile dalga geçerim.

    bunu senden başka bilmeyen var mı acaba :)

    Doğrudur, olabilir. Hiç karşı tarafın da olduğu bir kazaya karışmadığım için, bilmiyordum. Herkes bildiğine, ben bilmediğime göre, bana sallamayı bırakınız. Belli ki tutanaklı mutanaklı, harbici kaza yapmamışız pek. Şöyle düşün, 11 yıldır araba kullanıyorum. Kendi sigortamın karşı tarafın hasarını ödediği tek kazam yok. Babamın da yok. Bu da anamın ilki oldu. Kendi hasarımız için kaskoya girdiğimiz ufak tefek işler oldu (duvara sürtmek, bilinmeyen birinin aynayı kırması gibi).

    İlk defa bir karşı tarafın olduğu tutanaklı kazaya karıştık.

    Daha önce bir kere otobüse çarptık. Hali ile otobüse bir şey olmadı. Gene bizim kasko ödedi bizim hasarı.

    Onun dışındakiler "bir parmak çizdim, o geldi bana sürttü" gibi tutanak bile tutmadığımız tırt tırt kazalar. Dolayısı ile bu uygulamayı bilmiyordum. Bilmediğime göre sizden iyi mi kullanıyormuşuz lan biz!? O kadar salladınız bana ne oldu? (şaka şaka)

    O zaman karşı taraf savunmasında "müvekkilim hasarı kaskosundan yaptırmıştır" derken neyin artizliğinde ki? Dur, bunu da koyayım bizim savunmaya. Eğleniriz.

    32 yıldır araba kullanıyorum ve hiç kazaya karışmadım
    ama kasko poliçesi okuyabiliyorum :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST


    quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL

    quote:

    O yüzden tabii ki ciddiye alıyorum; ama önemsemiyorum.


    seni çözdüğüm zaman dünyayı çözmüş olacağım :)

    Ciddiye almak: Başına bir iş geldiğinde önlemini almak.

    Önemsememek: Sonucunu sallamamak.

    Yani, önlemimi alıyorum. Ama sonucunda ne olacağını sallamıyorum. Hayatta can sıkacak çok daha önemli konular var. Buna da canımı sıkamam. Açık mı?

    başına iş geldikten sonra ne önlemi alacaksın :)
    önlem (tedbir) başına iş gelemeden önce alınır

    sonucu sallamıyorsan zaten önlem almaya da gerek yoktur

    dedim ya seni çözdüğümde atomu da parçalayacağım :)




  • "Sigorta değer kaybını ödedikten sonra kadıncağız aynı yerden duvara girse" gibi konseptler fazla uçuk, o kadar da uçmayayım



    Sigorta ile araç sahibi fifti fifti paylaşırlar o zaman. Sigorta ödediğinin yarısını geri ister

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL


    quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST


    quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL

    quote:

    O yüzden tabii ki ciddiye alıyorum; ama önemsemiyorum.


    seni çözdüğüm zaman dünyayı çözmüş olacağım :)

    Ciddiye almak: Başına bir iş geldiğinde önlemini almak.

    Önemsememek: Sonucunu sallamamak.

    Yani, önlemimi alıyorum. Ama sonucunda ne olacağını sallamıyorum. Hayatta can sıkacak çok daha önemli konular var. Buna da canımı sıkamam. Açık mı?

    başına iş geldikten sonra ne önlemi alacaksın :)
    önlem (tedbir) başına iş gelemeden önce alınır

    sonucu sallamıyorsan zaten önlem almaya da gerek yoktur

    dedim ya seni çözdüğümde atomu da parçalayacağım :)

    Bana bu kaza olmadan nasıl önlemini alacağımı anlatın, madalya vereceğim.

    1) Arabayı ben kullanmıyordum. Annem kullanıyordu.
    2) Kaza geçmişi son derece temiz bir kadın. Kazadan önce ne gibi bir önlem alabilirdim?

    Çok merak ettim... Müneccim boku mu yedim ben. "Anne içimde kötü bir his var. Geri geri gidip birinin tamponunda patlayacaksın bugün. O yüzden arabayı alma" mı diyeydim? Öyle bir yeteneğim olsa bu ortamda sırtım yere gelmezdi, benim için ölmeye hazır, vur sırtına al lokmasını müritlerim falan olurdu. Salak çok neticede memlekette. (Şaka. Artık şaka olanı şaka diye parantez açma gereği duyuyorum.)

    Olay olduktan sonra aldığım önlem ise basit bir savunma yaparak, kaybetsek bile ödemeyi sigortanın yapmasını sağlamak. Gerisine ben karışamam. Sonucunun ne olacağını hepimiz göreceğiz.

    Sigorta ödemez ise, kaskoyu devreye sokabileceğimi de kesin olarak öğrendim. Daha da yapabileceğim bir şey yok. Bu noktadan sonra tasalanmayı, evham yapmayı anlamsız buluyorum. En kötü şartta da, o kadar sigortacı ve avukat yanılıyor ise bana girecek. Girsin anasını satayım. Ne diyeyim? Bu noktadan sonra yapabileceğim bir şey yok. O yüzden an itibari ile önemsemiyorum. Aldığım önlemler kaza sonrası yaşanacaklara karşı önlem. Kaza öncesine ne gibi bir önlem alabilirdim, anlatın, bileyim, öğreneyim. Öğrenmeye açık, hatalarını kabul eden bir tipim neticede. Herkesten bir şeyler öğrenmeye açığım.

    Bilgi eksikliğimden utanan ben değilim. "Bilmiyordum, öğrenmiş oldum" diyorum açık açık. Daha ne diyeyim, onu da bilmiyorum. Dolayısı ile, aramızdaki anlamsız bir tartışma. Kasko poliçesini hiç oturup bu amaçla okumadım. Genel olarak klozlarımı, ne gibi durumlarda neyi ödeyeceğini biliyorum. "Haklı olduğum kazada kendi kaskoma başvurayım, hasarı karşılayayım, kasko karşı tarafın sigortasından alsın" sistemini bilmiyordum. Hiç başıma da gelmedi. Haklısınız. Adam akıllı oturup detaylı okusam görürdüm. Okumadım. Daha önce işim düşmemişti çünkü. Geçmişte önemsediğim mevzu "klozlarım neler, muafiyetlerim var mı? Güvencem ne kadar? Mini onarım ne derece?" den ibaretti. Yetkili servise gitmeyeceğim, senin anlaşmalı servisine de giderim şeklinde kasko yapılabildiğini de yeni öğrendim. Bugüne kadar da buradan fena yolunmuşum. Zira zaten sanayiye gidiyorum. Gittiğim ustanın anlaşmalı kasko firmalarından birinden yaptırırdım kaskoyu. Daha ucuza biterdi. Seneye öyle yapacağım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Bir de yeni bir şey öğrendim, hasarların hızlı ödemesi, işlemlerin hızlı sonuçlanması için en iyi yol kaskona başvurmakmış.

    Yani, bir kaza yaptınız. Siz haklısınız. Gene kendi kaskonuza başvuruyorsunuz. İşlem çok hızlı sonuçlanıyor. Kaza tutanağı ve sizin haklılığınız ortada olduğundan sizin kaskonuz meblağı karşı tarafın sigortasından alıyormuş. Bu durum, siz kazada haklı olduğunuz sürece, kasko hasarsızlık indiriminizi etkilemiyormuş.

    Yani, haklı olduğunuz hasarı kendi kaskonuza ödetmek ve karşı tarafın sigortasının peşinden kaskonuzu koşturmak diye bir yöntem varmış. Bizim sigortacı müşteri hasarlarının çoğunu böyle karşılamaktaymış. Yani, bizim sigorta ödeme yapmadı diye de bir durum yok. Onların kaskosu ile bizim sigorta arasındaki mevzu. Sigorta avukatı bu durumun açıklamasını da bu şekilde yapmış.

    ----------

    Bakın ne güzel, yeni bilgiler öğreniyorum ve burada paylaşıyorum. Bu konunun da amacı budur. Boşa sinir stres yapmayın. İtina ile dalga geçerim.

    Avukata sallamadan önce öğrenseydin keşke, tükürdüğünü yalamak zorunda kaldın şimdi...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: optiarc


    quote:

    Orijinalden alıntı: trapspeed

    Tüm yorumları okumadım ilk bir kaç sayfayı okudum, forumun çoğunun ölücü ve vizyonsuz olduğunu zaten biliyordum, çok da şaşırmadım desem yeridir. Eminim yorum yapan ölücü sığırların çoğunun arabayı bırak ehliyeti dahi yoktur. Konu sahibi kazada kusurlu taraf olduklarını zaten belirtmiş, cuzi de olsa bir miktar değer kaybını ödemeyi de kabul etmiş, kaldı ki konunun amacı usulsuz değer kaybı davası değil mi ? Adam kimseye bu kazada kim haklı veya kim haksız diye sormuyor, başından geçenleri anlatıyor, %50 gibi komik bir değer kaybı davası ile karşı karşıya kaldığını belirtiyor. Yorumları okudukca insanların sadece ölücü ve viyonsuz değil ek olarak gerizekalı olduklarını da düşünmeye başladım. Algılayamıyorlar sanırım.

    +1

    Huzeyin_ZST hocam, hem size hem annenize gecmis olsun. Ne beyinsiz insanlarla dolmus tasmis burasi boyle? Kazadir olur, gerekirse zarar da bir sekilde karsilanir bu kadar basit.

    Terbiyen bu kadar işte, adam arkadaşlarını toplamış konuya...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    yani önlem kavramını dahi bu kadar cıvıttığın için asıl madalyayı sen hak ettin doğrusu :)

    neyse konuyu o kadar sulandırdın ki yeni gelenler hiç bir şey anlamaz , o nedenle özet geçeyim ;

    dünyanın en küçük olan kazalarından birisini bu arkadaşın annesi ,geri giderken yapmış ama arkadaş konuya öyle bir girmiş ki adeta dünya hasar ,sigorta ve hukuk uzmanlığı ödülünü alan birisi gibi anlatmış :)
    tabi başlarda hep dalga geçmiş ama iş ciddiyete binince sigortacılık ve hukuk üzerine master yapmaya başlamış
    bir taraftan benim için hiç önemi yok derken ,diğer taraftan bu olayla yatar kalkar olmuş :)

    ya kardeşim bu kadar kıvranmaya gerek yok
    ölü yok ,yaralı yok ,büyük hasar yok
    sadece değer kaybı ödeyeceksiniz o kadar :)
    ha bu ödemenizi de sigorta şirketinden bir şekilde geri alacaksınız yada sigorta bu parayı direk kendisi ödeyecek

    tabi bir sonraki sigorta priminiz biraz uçacak ama siz zaten zengin olduğunuz için önemsiz bir durum yani :)

    gerçi sizin yerinize sigorta ödediğinde bir şekilde bizim paramızdan da ödemiş oluyor ya neyse


    kazadır bu kardeşim herkesin başına gelebilir ,bu kadar abartma istersen :)


    ha bu arada peşin olarak söyleyeyim ,karşı taraf asgari 5-10 bin tl. civarı değer kaybı alacak
    yaz bir kenara :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: optiarc


    quote:

    Orijinalden alıntı: trapspeed

    Tüm yorumları okumadım ilk bir kaç sayfayı okudum, forumun çoğunun ölücü ve vizyonsuz olduğunu zaten biliyordum, çok da şaşırmadım desem yeridir. Eminim yorum yapan ölücü sığırların çoğunun arabayı bırak ehliyeti dahi yoktur. Konu sahibi kazada kusurlu taraf olduklarını zaten belirtmiş, cuzi de olsa bir miktar değer kaybını ödemeyi de kabul etmiş, kaldı ki konunun amacı usulsuz değer kaybı davası değil mi ? Adam kimseye bu kazada kim haklı veya kim haksız diye sormuyor, başından geçenleri anlatıyor, %50 gibi komik bir değer kaybı davası ile karşı karşıya kaldığını belirtiyor. Yorumları okudukca insanların sadece ölücü ve viyonsuz değil ek olarak gerizekalı olduklarını da düşünmeye başladım. Algılayamıyorlar sanırım.

    +1

    Huzeyin_ZST hocam, hem size hem annenize gecmis olsun. Ne beyinsiz insanlarla dolmus tasmis burasi boyle? Kazadir olur, gerekirse zarar da bir sekilde karsilanir bu kadar basit.

    sen önce bi ilk sayfayı oku istersen
    ondan sonra kimde beyin var ,gel tartışalım ?




  • Alinti istemiyorum arkadaslar. Bos yere yorulmayin.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Goudelock

    İki haftalık araca otoparkta geri geri vuran şirket arabası. Üzerine bir de mağdur. Helal olsun.

    sade o kadar olsa iyi ,birde üste çıkmak için konu bile açmış
    bir taraftan kendilerinin ne kadar yüksek düzey mevki sahibi olduklarını ,paranın gani olduğunu anlatıyor (ego tavan yapıyor)
    diğer taraftan her mesaja cevap verip üste çıkma konusunda çığır açıyor
    işin ilginci en haksız olduğu zamanlarda ,en haklıymış gibi cevaplar veriyor olması :)

    adama daha "tedbir" nedir onu bile anlatamadım :)
  • burası babanın forumu mu ?
    ayrıca insanlara beyinsiz diyemezsin
    ayrıca mesajını da silmiş galiba ,mertlik bu mu ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C.CEMİL -- 18 Ocak 2017; 21:56:6 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: jasonmorhyne


    quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

    Bir de yeni bir şey öğrendim, hasarların hızlı ödemesi, işlemlerin hızlı sonuçlanması için en iyi yol kaskona başvurmakmış.

    Yani, bir kaza yaptınız. Siz haklısınız. Gene kendi kaskonuza başvuruyorsunuz. İşlem çok hızlı sonuçlanıyor. Kaza tutanağı ve sizin haklılığınız ortada olduğundan sizin kaskonuz meblağı karşı tarafın sigortasından alıyormuş. Bu durum, siz kazada haklı olduğunuz sürece, kasko hasarsızlık indiriminizi etkilemiyormuş.

    Yani, haklı olduğunuz hasarı kendi kaskonuza ödetmek ve karşı tarafın sigortasının peşinden kaskonuzu koşturmak diye bir yöntem varmış. Bizim sigortacı müşteri hasarlarının çoğunu böyle karşılamaktaymış. Yani, bizim sigorta ödeme yapmadı diye de bir durum yok. Onların kaskosu ile bizim sigorta arasındaki mevzu. Sigorta avukatı bu durumun açıklamasını da bu şekilde yapmış.

    ----------

    Bakın ne güzel, yeni bilgiler öğreniyorum ve burada paylaşıyorum. Bu konunun da amacı budur. Boşa sinir stres yapmayın. İtina ile dalga geçerim.

    Avukata sallamadan önce öğrenseydin keşke, tükürdüğünü yalamak zorunda kaldın şimdi...

    Hala gereksizlik, hala gereksizlik... Avukata salladığım kısımın arkasındayım. %50 komedisi... Bir de uyanık avukat muhabbeti. Avukata başvurmadan önce beni arasaydı karşı taraf, belki avukata gerek kalmazdı. Bu iki gerçeklik öğrendiğim onca şeye rağmen değişmedi. Dolayısı ile bu konuda değişen bir durum yok.

    Değişen durum, bu davayı kaybetme ihtimalim olduğu. Bu durumda da ödemeyi sigortanın yapması, o da olmazsa kaskonun yapması. Bu kadar basit. En başından beri de aynı şeyi söylüyorum zaten.

    Saygılar...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL

    yani önlem kavramını dahi bu kadar cıvıttığın için asıl madalyayı sen hak ettin doğrusu :)

    neyse konuyu o kadar sulandırdın ki yeni gelenler hiç bir şey anlamaz , o nedenle özet geçeyim ;

    dünyanın en küçük olan kazalarından birisini bu arkadaşın annesi ,geri giderken yapmış ama arkadaş konuya öyle bir girmiş ki adeta dünya hasar ,sigorta ve hukuk uzmanlığı ödülünü alan birisi gibi anlatmış :)
    tabi başlarda hep dalga geçmiş ama iş ciddiyete binince sigortacılık ve hukuk üzerine master yapmaya başlamış
    bir taraftan benim için hiç önemi yok derken ,diğer taraftan bu olayla yatar kalkar olmuş :)

    ya kardeşim bu kadar kıvranmaya gerek yok
    ölü yok ,yaralı yok ,büyük hasar yok
    sadece değer kaybı ödeyeceksiniz o kadar :)
    ha bu ödemenizi de sigorta şirketinden bir şekilde geri alacaksınız yada sigorta bu parayı direk kendisi ödeyecek

    tabi bir sonraki sigorta priminiz biraz uçacak ama siz zaten zengin olduğunuz için önemsiz bir durum yani :)

    gerçi sizin yerinize sigorta ödediğinde bir şekilde bizim paramızdan da ödemiş oluyor ya neyse


    kazadır bu kardeşim herkesin başına gelebilir ,bu kadar abartma istersen :)


    ha bu arada peşin olarak söyleyeyim ,karşı taraf asgari 5-10 bin tl. civarı değer kaybı alacak
    yaz bir kenara :)

    Ben de aynı şeyi söylüyorum. Neden uzatıyorsunuz? Önlem konusunu da siz açtınız. Ben de size sordum. Hala soruyorum: Ne önlem alsaydım? Basit bir soru. Bunun bir önlemi yok. Cevap bu. Basit. Tartışmanın anlamı yok.

    Faydalı bilgiler paylaşan arkadaşlar vardı. Onlar gibi güzel bilgiler verecekseniz verin. Vermeyecekseniz, aynı şeyleri söylüyoruz. Gereksiz tartışmalar çıktı durmadan. Sürekli birileri anlamsız varsayımlarda bulunuyor, gereksiz ithamlar. Dediğiniz gibi kazadır, olur. Varsa değer kaybı ama sigorta, ama ben, ama kasko ödenecek bir şekilde. Ancak meseleyi şahsi bir mesele gibi algılayıp cödür cödür üzerime gelince millet ne yapayım? Pısayım mı? Onun yerine kafa buluyorum. Eğleniyorum. İnsanın stres topu gibi burası. Klavyenin karşısında da bir birey olduğunu düşünmeden yazıyor millet. Ben de aynı şekilde cevap veriyorum. Madem forumun amacı faydalı bilgi paylaşımı değil, stres topu olarak kullanmak, ben de öyle yapıyorum.

    Durduk yere bir sürü laf eden gereksiz mesaj doldu burası. Ben de keyif olsun diye cevap veriyorum tek tek.

    Yoksa ben sorunumu çözerim zaten. Benim için büyük mesele de değil. Geçmişte yaşadığım yığınla hukuki sıkıntıdan sonra bu çok tırt. Her gün yaşadığım onlarca sıkıntının yanında hiç de kafaya takılacak mesele değil. Ancak arkadaşlar cödür cödür hönkürerek çok ciddi bir meseleymiş gibi yaklaştı olaya. Ben de kafamı buluyorum. Madem onlar stres atıyor. Ben de atıyorum.

    Sizin de amacınız bir çeşit fikri mastürbasyon değilse cevap yazmayın. Olsun bitsin. Aynı şeyleri farklı şekilde söyleyip durmadan tartışıyoruz. Gerek yok.

    Zaten sıkılırsam sileceğim konuyu. Foruma faydalı olmaktan çok uzak şu an bu konu. 17 sayfanın 16'sı gereksiz saçmalama. Konuyu uçursunlar. Veya kilitlesinler. Mesele elle tutulur bir hal aldığında keyfim gelirse toplu bir paylaşım yapar, aşama aşama neler yaşandığını tek seferde anlatırım. Keyfim gelmezse yapmam. Ancak an itibari ile bu forumun buna deymeyeceğini, bilgi paylaşımından çok, insanların histeri kusmak için kullandığı bir çeşit çöplük olduğunu düşünüyorum.

    Kısaca: Tartışmayalım. Haklısınız. Ben de aynı şeyleri söylüyorum. Uzatmayalım. Gereksiz tartışmayalım.

    Bu arada, tek bir kazada sigorta primi de uçmaz. Şirket sigorta primi zaten bir nebze yüksek. Ancak, totalde bizim şirketin sigortaya başvurma oranı çok çok düşük olduğu için (benim hatırladığım yok hatta), bana etkisi 200TL'yi de geçmez. Gören de zırt pırt kaza yapıyoruz sanacak. Yıllar sonra ilk kazamızı babam karda kayıp bir otobüse vurarak yaptı mesela. 14.500TL masraf çıktı. Kasko ödedi. Aracın ilk yılıydı. Kazasızlık indirimim zaten yoktu. Ertesi yıl kasko maliyetim 250TL arttı. Sigortanın da farklı olacağını sanmıyorum. Hali hazırda 1000TL ödüyorum. 1200TL olur. 1250TL olur. De ki 1800TL oldu. Dediğiniz gibi 10.000TL masrafı sigorta ödedikten sonra onu da öderim. Dert mi? 3 yılda 2000TL masrafım artar, öbür taraftan 10.000TL'den yırtarım. Dolayısı ile, sıkıntı yok. Başımıza gelirse çekeriz. Ancak sanmıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 18 Ocak 2017; 22:19:12 >




  • 
Sayfa: önceki 1112131415
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.