Şimdi Ara

AVM otoparkında yaşanan küçük kaza ve komikli değer kaybı davası... (12. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
342
Cevap
12
Favori
23.564
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
19 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1011121314
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: jasonmorhyne


    quote:

    Orijinalden alıntı: lifeblood6

    Tampon değişmiş kısmından sonrasını okumadım....

    Öncelikle değer kaybı davası haksız fiile dayanan bir davadır ve bu davalarda kusur esas alınır. Bu esasa göre annenizin kusurlu olduğu tutanak ve tutanağa göre yapılan işlem sonucunda sabitlenmiştir.

    İkinci husus sigorta bildiğiniz çamura yatmış, değer kaybı için kaporta hasarı olmasına gerek yok. Aracın değerinin düşmesine yol açacak herhangi bir durumun varlığı ve bu durumun kusura dayanması yeterlidir. Bu açıdan; değişenle birlikte aracın değeri kesin olarak düşmüştür.

    Sigortaya dava açılması yersiz. Ruhsat sahibi ve sürücünün müteselsilen sorumlu olması karine olarak kabul edilebilir. Çünkü; aracı üçüncü kişinin zilyetliğine terk eden malik onun fiillerinden sorumlu olur.

    Özetle; işgüzar avukat davayı kazanacak.

    ------------

    hukuki sorumluluk klozu????

    sanırım sigortanın olası bir hak kaybınızda sigortalı yanında davaya katılmasını ve dava masraflarını üstlenmesini anlatmaya çalışıyorsunuz.

    ancak burada böyle bir durum söz konusu gözükmüyor.



    Yanlış biliyosun dostum, trafik sigorta poliçesi nedeniyle sigorta şirketi de sorumludur. Değer kaybını kişi ödese dahi sigorta şirketine rücu edebilecektir. Bu olayda sigorta şirketi de davalı olarak gösterildiyse icra takibi yapıldığında sigorta şirketi mevcut borcu hemen öder.

    Poliçede belirtilen rizikonun dışında bir durum var hocam. Zorunlu trafik sigortaları -esasen zorunlu olmasının dayanağı hukuka aykırı ama bu tartışmaya girmiyorum.- sigorta edilenden ziyade sigorta edilenin sebep olduğu zarar sonucunda zarara uğrayanı koruyan bir fon oluşturur. Haliyle bu fon kapsamına alınan rizikonun gerçekleşme şekli ve sonuçlar belirli ölçülerde sınırlıdır. Bu sınıra da değer kaybı girmez... Eğer sigorta şirketiyle broker aracılığıyla hazırlanan özel bir sözleşme yapılmadıysa.

    Ayrıca anlamıyorum -'yanlış biliyorsun hocam'- nasıl bu kadar kesin hüküm veriyorsunuz?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zaboes

    Hangi kısmı zorunuza gitti bilmiyorum ama siz doğrusunu yazın ozaman. Aynı olayı yaşadım kardeşim bu haklı haksız davası deil. Hakim de otomobil değer kaybı konusunda uzman olmadığına göre bilirkişi isteyecek karşı taraf. Hakim de bilirkişi için gün verecek. Bilirkişi de aracı inceleyip değer kaybı raporu hazırlayacak. Olay bundan ibaret. Sen olayın nesine takıldın anlam veremedim.

    +1

    affınıza sığınarak;

    bilirkişi hakimin hukuken çözemeyeceği ve bilmesi gerekmeyen durumlarda hakim tarafından atanır. bilirkişi raporu bağlayıcı değildir. araba piyasasını yakından takip eden bir hakime denk gelirse açar 2 dakikada bakar kararını verir ilgili meblağa hükmeder.

    ancak dediğiniz gibi olacaktır, hakimler hakimlerimiz malesef...

    @marmelat

    hocam siz ne biliyorsanız paylaşın da bizler de öğrenelim...




  • http://www.sigortacigazetesi.com.tr/zorunlu-trafikte-artik-her-sey-yeni/

    http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/05/20150514-5.htm



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi jasonmorhyne -- 17 Ocak 2017; 23:8:2 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • estağfirullah dostum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • geçmiş olsun,ülkede adaletin sadece sözü geçtiğini bir kez daha anlamış olduk
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lifeblood6

    Tampon değişmiş kısmından sonrasını okumadım....

    Öncelikle değer kaybı davası haksız fiile dayanan bir davadır ve bu davalarda kusur esas alınır. Bu esasa göre annenizin kusurlu olduğu tutanak ve tutanağa göre yapılan işlem sonucunda sabitlenmiştir.

    İkinci husus sigorta bildiğiniz çamura yatmış, değer kaybı için kaporta hasarı olmasına gerek yok. Aracın değerinin düşmesine yol açacak herhangi bir durumun varlığı ve bu durumun kusura dayanması yeterlidir. Bu açıdan; değişenle birlikte aracın değeri kesin olarak düşmüştür.

    Sigortaya dava açılması yersiz. Ruhsat sahibi ve sürücünün müteselsilen sorumlu olması karine olarak kabul edilebilir. Çünkü; aracı üçüncü kişinin zilyetliğine terk eden malik onun fiillerinden sorumlu olur.

    Özetle; işgüzar avukat davayı kazanacak.

    ------------

    hukuki sorumluluk klozu????

    sanırım sigortanın olası bir hak kaybınızda sigortalı yanında davaya katılmasını ve dava masraflarını üstlenmesini anlatmaya çalışıyorsunuz.

    ancak burada böyle bir durum söz konusu gözükmüyor.



    Değer kaybının sigorta tarafından ödendiği bir çok durum olmuş. Yeni düzenleme ile de değer kaybı zaten sigorta bünyesine alınmış.

    Benim hukuki sorumluluk klozu kaskoda. Sigortacımın dediğine göre sigortanın ödeme yapmadığı hallerde, masrafları biz karşılayıp, söz konusu masrafları kaskomdan talep edebiliyormuşum. Bu da en kötü ihtimal yapılacak şey gibi duruyor.

    Zaten mantıklısı da bu. Kaskonun yapılma amacı kendimi güvenceye almak. Yoksa neden kasko yaptırayım? Sigorta da aynı şekilde. Yaptığım bir kazada oluşan tüm masrafları karşılamıyorsa sigorta ve kasko neden yaptırayım ki?

    Neyse,

    Benim durumumda da sigorta firması savunmasını ben değer kaybı ödemem diye yapmıyor zaten. Dava açılabilmesi için önce değer kaybını talep etmesi ve reddedilmesi gerekiyor. Sigorta firmasının değer kaybı talebini reddetme sebebi kaporta parçası değişmemiş olması. Sigorta firması savunmasını böyle yapıyor (halbuki emsal davalar var, ben de sonradan öğrendim). Sigorta firmasının ve bizim kaybetme ihtimalimiz az değil. Ancak, sigorta firması "değer kaybını ödemem" demiyor. "Bu arabada değer kaybı yok" diyor. Davayı kaybedersek de, müteselsil sorumlu olduğumuz için mümkün olduğunca ödemeyi geciktirip, sigortanın ödeme ihtimalini arttırmayı düşünüyorum. Üç davalıya aynı anda ödeme emri gitse, ikisi "teslim alamasa", sigorta firması teslim alsa... Onun süresi daha erken başlar. Gibi gibi...

    En basitinden, mahkemede cevaba cevap geldi. Anneme 11'inde geldi. Şirkete 3'ünde geldi. Arada 8 gün var. Cevap süresi iki hafta... Aynı gecikme ödeme emrinde de olabilir. Ki sigortanın işi ödeme emrine bırakacağını sanmıyorum.




  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    olayı daha ciddiye mi almaya başladın ,bana mı öyle geldi :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL

    olayı daha ciddiye mi almaya başladın ,bana mı öyle geldi :)

    Ben olayı zaten ciddiye alıyorum da, sanırım siz anlamıyordunuz.

    Benim bakış açım basit: "Tırt bir mesele, canımı sıktığıma değmez. Önlemimi alırım, sonrasında ne olacaksa olur."

    Türkiye'de yaşayıp, Türkiye'de iş yapan insanların bu kadar eften püften meselelere can sıkması adamı erken öldürür. Açık ve net. Her gün, sürekli çok daha ciddi problemlerle karşılaşıyoruz. Bu problemlerin içinde yaşıyoruz. O yüzden tabii ki ciddiye alıyorum; ama önemsemiyorum. Sonuçta en kötü ne olabilir? En kötü sonuca bakıyorum, en kötü ben değer kaybını ödeyip, ödediğim meblağı kaskomdan talep edeceğim. Dava masrafları + değer kaybı ne kadar tutacak? De ki 10.000TL. Ölüm mü var ucunda?

    Sigorta firması da davalı olduğu için, davayı kaybedersek, ödeme emrinin süresinin çalışmaya başlamasını geciktirmenin yolunu bir şekilde bulurum zaten. O noktada sigorta firmasına ödeme emri ulaşırsa zaten problem çözülür. Burada tek kötü ihtimal sigorta firmasının kendini davadan sıyırmasının yolunu bulursa yaşanır.

    Kısaca en başından beri ciddiye alıyorum. Dert etmiyorum.




  • 4 sene kadar önce avm otoparkında yaptığım bir kazada trafik sigortası ödeme yapmamıştı hatta forumda konuda açmıştım. Karayolu sayılmadığı için. Haklı olduğum bir olaydı tutanak tutuldu karşı taraf hatasını kabul etti ama ödeme alamadım küçük bir masraf olduğu içinde üzerine düşmedim kendim yaptırdım. Şimdi avm otoparkında yapılan kazayı ödüyor mu?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • lifeblood6 L kullanıcısına yanıt
    Hukuki is oldugu icin tam olarak paylaşım yapmam, tam olarak bildiklerimi söylemem meslek etigine uymuyor. Kusura bakmayın. Boş yorum yapanlara kızmaktan öte gidemiyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: educationist

    4 sene kadar önce avm otoparkında yaptığım bir kazada trafik sigortası ödeme yapmamıştı hatta forumda konuda açmıştım. Karayolu sayılmadığı için. Haklı olduğum bir olaydı tutanak tutuldu karşı taraf hatasını kabul etti ama ödeme alamadım küçük bir masraf olduğu içinde üzerine düşmedim kendim yaptırdım. Şimdi avm otoparkında yapılan kazayı ödüyor mu?

    Emsal kararlar var. AVM otoparkı, şirket otoparkı, kurum otoparkı gibi bilimum konuda sigorta firmalarının kaybettiği emsal teşkil eden davalar olmuş. Dolayısı ile artık bunu zora koşmuyorlar.

    Zaten mantıken ödemesi lazım. Arabaların yasal olarak girebildiği her yerde ödemesi lazım. Çok net.
  • Bu pişkinliğe sinir oluyorum ben.



    Ben böyle bir kaza yapsam karşı taraf ne dese kabul ederim. Tamamen suçlu benim çünkü. Elalemin mis gibi arabasının tamponu değişmiş. Ben değer kaybı yok deyip sırıtamam. Hiç mi utanmanız yok?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Goudelock

    Bu pişkinliğe sinir oluyorum ben.



    Ben böyle bir kaza yapsam karşı taraf ne dese kabul ederim. Tamamen suçlu benim çünkü. Elalemin mis gibi arabasının tamponu değişmiş. Ben değer kaybı yok deyip sırıtamam. Hiç mi utanmanız yok?

    Zaten yapacağımı yaptım ben. Neyi yapmamışım da utanacak mışım? Kaza anında karşı tarafa ayıp mı etmişim? O anneme etmiş. Annemin sakin kalmış, ses etmemiş. Tutanak mı tutmamışım? Tutmuşum. Söylesene daha ne yapayım?

    Haber falan vermeden de dava açmış. Bir de üzerine dalga geçer gibi %50 değer kaybı falan sıkmış. Tabii ki dalga geçeceğim ve sırıtacağım. Karşı taraf sen olsan sana da sırıtırım. Hatta suratına bizans kahkahası atarım. Olayı mahkemeye taşıyan sensin. Ben miyim? O noktadan sonra tabii ki pişkinlik yapacağım, sırıtacağım. Çok da fifi. Utanmıyorum evet. Çünkü üzerime düşeni yaptım. Ödemeyi yapmakla yükümlü taraf zaten sigortam. Sigortam ödeme yapmayı reddetmiş. Karşı taraf da önce sigorta firmasına, sonra bize dava açmış. İlk muhatap sigorta firması dikkatini çekerim. Ama karşı taraf davayı açmadan önce beni arayıp haber vermemiş. Değer kaybı istediğini söylememiş. Ben durumu mahkeme celbinden öğreniyorum. O noktada elim bağlı. Ne yapabilirim? Salak mıyım ben ortaya atlayım, değer kaybını ödeyeyim diyeyim. Bu sorumluluk sigorta firmasında. Onun ödemesi için de mecbur mahkeme sonuçlanmalı.

    Daha ne yapayım? Söyle, yapayım.

    Millet 3 kuruşluk araba ile 3 kuruşluk arabasına hata eseri çarptık diye önünde eğilmemizi (anladınız siz onu) mi bekliyor anlamadım gitti. Gerçekten merak ettim. Daha ne yapayım abicim? Söylesene be. Söyle de yapayım... Değer kaybını cebimden mi ödeyeyim? Mal mıyım ben neden ödeyeyim? Neden sigortam kaskom var benim? Cebimden ödeyecek olsam onları yaptırmazdım. Zaten 6 yılda kabaca 20.000TL kardaydım.

    --------------

    Bana önden haber verse kendi sigorta firmamı ikna ederdim ben. Mahkemeyi şrak diye açınca benim yapabileceğim bir şey kalmıyor. O noktada tabii ki pişkin olacağım. An itibari ile de mahkeme ne karar verirse o. Değer kaybı varsa, hükmü verir mahkeme, sigorta firmam öder. Bu mu terbiyesizlik? Bence siz fazlaca alıngansınız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 18 Ocak 2017; 13:14:3 >




  • Neymiş annesine bağırmış çağırmış zaten parasını alacakmış.Ben eşek gibi çalışacam 200 bine araba alacam trafiği geçtim otoparkta bile geri geri gelmekten aciz şahsiyet 2 haftalık arabama vuracak.Sonra sana ehliyet vereni tebrik ederim kardeşim mi diyeceğim?Adamın altında şirket arabası yaptığı umrunda değil gelmiş millete ahkam kesiyor.Karşı taraf enayi değilmiş helal olsun hakkını arıyor.Türkiyenin böyle bireylere ihtiyacı var ki bunlar trafiğe çıkamasın.Millette hiç utanma kalmamış umarım sigorta priminden hasar kaybına,avukat parasına kadar hepsini söke söke alırlar sizden.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ufak bir carpmada yuzde 50 deger kaybi bisey demiyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Apocalypto33

    Neymiş annesine bağırmış çağırmış zaten parasını alacakmış.Ben eşek gibi çalışacam 200 bine araba alacam trafiği geçtim otoparkta bile geri geri gelmekten aciz şahsiyet 2 haftalık arabama vuracak.Sonra sana ehliyet vereni tebrik ederim kardeşim mi diyeceğim?Adamın altında şirket arabası yaptığı umrunda değil gelmiş millete ahkam kesiyor.Karşı taraf enayi değilmiş helal olsun hakkını arıyor.Türkiyenin böyle bireylere ihtiyacı var ki bunlar trafiğe çıkamasın.Millette hiç utanma kalmamış umarım sigorta priminden hasar kaybına,avukat parasına kadar hepsini söke söke alırlar sizden.

    Şirket benim, araba benim. Sana ne oluyor? Alırlarsa alırlar parasını sana ne girip çıkıyor? Ne lüzumsuz adamlar var şu dünyada...

    De ki parasını benden aldılar, sana ne kardeşim?

    Ki, dediğin gibi işlemiyor o mevzu. Ödeme yükümlülüğü sigortaya ait.

    Tanımadığın insanlara sallamadan önce iki oku. Ya da okumadan boş boş yazma. Şirketin arabası bedava mı? Nerede yaşıyorsunuz siz? Şirket de benim, araba da. İki türlü de bedava değil. Hayal alemindesiniz. Çok dert ettiyseniz siz de kurun bir şirket. Arabanızı da şirketin üzerine geçirin. Sonra park ederken vurduğunuzda arkanızdan sallayayım: "Şirket arabası olduğundan ohh! Vur çarp, kolay tabi öyle..." ne kadar saçma bir çıkış. Halbuki şirket de senin. Araba da. Arabanın şirket üzerine olup olmaması neyi değiştirir?

    mantik.dll bulunamadı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST


    quote:

    Orijinalden alıntı: lifeblood6

    Tampon değişmiş kısmından sonrasını okumadım....

    Öncelikle değer kaybı davası haksız fiile dayanan bir davadır ve bu davalarda kusur esas alınır. Bu esasa göre annenizin kusurlu olduğu tutanak ve tutanağa göre yapılan işlem sonucunda sabitlenmiştir.

    İkinci husus sigorta bildiğiniz çamura yatmış, değer kaybı için kaporta hasarı olmasına gerek yok. Aracın değerinin düşmesine yol açacak herhangi bir durumun varlığı ve bu durumun kusura dayanması yeterlidir. Bu açıdan; değişenle birlikte aracın değeri kesin olarak düşmüştür.

    Sigortaya dava açılması yersiz. Ruhsat sahibi ve sürücünün müteselsilen sorumlu olması karine olarak kabul edilebilir. Çünkü; aracı üçüncü kişinin zilyetliğine terk eden malik onun fiillerinden sorumlu olur.

    Özetle; işgüzar avukat davayı kazanacak.

    ------------

    hukuki sorumluluk klozu????

    sanırım sigortanın olası bir hak kaybınızda sigortalı yanında davaya katılmasını ve dava masraflarını üstlenmesini anlatmaya çalışıyorsunuz.

    ancak burada böyle bir durum söz konusu gözükmüyor.



    Değer kaybının sigorta tarafından ödendiği bir çok durum olmuş. Yeni düzenleme ile de değer kaybı zaten sigorta bünyesine alınmış.

    Benim hukuki sorumluluk klozu kaskoda. Sigortacımın dediğine göre sigortanın ödeme yapmadığı hallerde, masrafları biz karşılayıp, söz konusu masrafları kaskomdan talep edebiliyormuşum. Bu da en kötü ihtimal yapılacak şey gibi duruyor.

    Zaten mantıklısı da bu. Kaskonun yapılma amacı kendimi güvenceye almak. Yoksa neden kasko yaptırayım? Sigorta da aynı şekilde. Yaptığım bir kazada oluşan tüm masrafları karşılamıyorsa sigorta ve kasko neden yaptırayım ki?

    Neyse,

    Benim durumumda da sigorta firması savunmasını ben değer kaybı ödemem diye yapmıyor zaten. Dava açılabilmesi için önce değer kaybını talep etmesi ve reddedilmesi gerekiyor. Sigorta firmasının değer kaybı talebini reddetme sebebi kaporta parçası değişmemiş olması. Sigorta firması savunmasını böyle yapıyor (halbuki emsal davalar var, ben de sonradan öğrendim). Sigorta firmasının ve bizim kaybetme ihtimalimiz az değil. Ancak, sigorta firması "değer kaybını ödemem" demiyor. "Bu arabada değer kaybı yok" diyor. Davayı kaybedersek de, müteselsil sorumlu olduğumuz için mümkün olduğunca ödemeyi geciktirip, sigortanın ödeme ihtimalini arttırmayı düşünüyorum. Üç davalıya aynı anda ödeme emri gitse, ikisi "teslim alamasa", sigorta firması teslim alsa... Onun süresi daha erken başlar. Gibi gibi...

    En basitinden, mahkemede cevaba cevap geldi. Anneme 11'inde geldi. Şirkete 3'ünde geldi. Arada 8 gün var. Cevap süresi iki hafta... Aynı gecikme ödeme emrinde de olabilir. Ki sigortanın işi ödeme emrine bırakacağını sanmıyorum.

    Hocam bu forumdaki herkes biliyor ki değişen varsa hasar kaydı varsa aracın güncel değeri düşmüştür. Buna siz de eminsiniz.

    Kavramlar üzerinden gidemiyorum, çünkü biz kavramları çok yanlış kullanıyoruz. Eğer ki poliçenizde haksız fiilden doğan hukuki sorumluluklarda teminat kapsamına alınmışsa sigorta zaten ödemeyi yapar, yapmalıdır... Talebin reddi konusu temerrüdü oluşturur, burda yanlışınız şu, zaten dava ile karşı taraf -yani siz- temerrüde düşer. Dolayısıyla talebe gerek olmadan da dava yoluna gidilir, eğer ki temerrüde düşme iradeniz yoksa zaten davayı kabul ederek sonlandırabilirsiniz, ancak yine hepimiz biliyoruz ki ne sigorta şirketi ne de siz bu talebi kabul etmeyecektiniz...

    Tavsiyem şudur; madem ki sizin için ufak meblağlar dava sonucunu ödeyin ve sigorta şirketine rücu edin, karşı tarafı mağdur etmenin anlamı yok diye düşünüyorum. Hem etik hem de ahlaken doğru olan budur... Sigorta şirketi ödeme aşamasında da çamura yatacaktır..




  • Huseyin-ZST kullanıcısına yanıt
    İki haftalık araca otoparkta geri geri vuran şirket arabası. Üzerine bir de mağdur. Helal olsun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Goudelock

    İki haftalık araca otoparkta geri geri vuran şirket arabası. Üzerine bir de mağdur. Helal olsun.

    Mağdur değilim. Mağdur ayağı yapacak döneklikte de değilim henüz. O noktaya ersem, namusu bir tarafa bırakabilsem, aynı gün siyasete atılırım zaten. Beni mecliste debişirken, güreşirken, ona buna sataşırken, çeşitli rönesans tablolarına konu olurken görürsünüz. 23k maaşa pankreas güreşçiliği çekilmez; ama sonrasında sağlığı, emekliliği iyi.
    (Rönesans tablosu için
    Bkz:. Son akşam yemeği:https://static7.bobiler.org/monte/2017/1/11/son-anayasa-kavgasi--195439.png
    Bkz. ve Tanrı leblebiyi yarattı:https://scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/15941163_10158110538745008_3674920524025349836_n.jpg?oh=34c06cf5a722991420adfb9ee405d452&oe=59056D2B )

    Forumun genelindeki şirket aracının şirket sahibi tarafından değersiz görüldüğü görüşü nereden kaynaklanıyor? Bak çalışan değil, sahip... Sana örnek:

    1) "Şahsım adına arabam var. Bunun değeri 60.000TL. Bu kabaca 6 aylık emeğime eşit" diyelim.
    2) Diğer bir seçenek, "Bir şirketim var. Şirketimin adına kayıtlı 60.000TL değerinde bir arabası var. Bu kabaca benim 6 aylık karıma eşit" diyelim.

    Aradaki fark ne abi? Bana bunu açıklar mısın? Ben de öğreneyim be gözünü seveyim. Gelen giden "şirket arabası değil mi cik cik cuk cuk" diyor. Anlayamıyorum neyin kafasındalar? Şirket olunca bedave mi veriyolla arabayı? gerçekten anlamıyorum. Anlatın, aydınlanayım be abi. Veya şirket olarak biz mi salağız, bedava araba veriyorlardı da kaçırdık mı, olay nedir?

    Neyse, başımdan geçmekte olan bir durumu eğlenceli bir dille size aktarıyorum. Başınıza gelirse neler yapmalısınız, size mi girer, kasko mu öder, sigorta mı bilin diye açtığım bir konudur. Ortada mağdur olduğunu da düşünmüyorum.

    Karşı tarafın değer kaybı var ise, değer kaybını bir an önce alması gibi bir acelesi yok. Arabası daha yeni. Çok şımarıksa, satsa 1 yıldan önce satmaz. O zamana dava zaten sonuçlanır. Basit dava neticede. Benim acilen ona ödeme yapıp, sonra sigortamın peşinden koşmam ise beni zorlar. Ona da gerek yok. Aracına hasar verdiğimiz kişi ve benim için orta yol davanın sonuçlanmasını beklemek. Ortada varsa bir mağdur, o da karşı taraf. Onun da mağduriyeti dava sonucuna göre giderilecek.

    Kısaca bu ülkede alışık olduğumuz sahnenin aksine, mağdur olmadığımı söyleyecek kadar delikanlıyım. Konusu açılmışken, bir zamanlar mağduriyet iddialarında olan kifayetsiz muhterislere de lafımı böyle koyarım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 18 Ocak 2017; 17:38:23 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lifeblood6


    quote:

    Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST


    quote:

    Orijinalden alıntı: lifeblood6

    Tampon değişmiş kısmından sonrasını okumadım....

    Öncelikle değer kaybı davası haksız fiile dayanan bir davadır ve bu davalarda kusur esas alınır. Bu esasa göre annenizin kusurlu olduğu tutanak ve tutanağa göre yapılan işlem sonucunda sabitlenmiştir.

    İkinci husus sigorta bildiğiniz çamura yatmış, değer kaybı için kaporta hasarı olmasına gerek yok. Aracın değerinin düşmesine yol açacak herhangi bir durumun varlığı ve bu durumun kusura dayanması yeterlidir. Bu açıdan; değişenle birlikte aracın değeri kesin olarak düşmüştür.

    Sigortaya dava açılması yersiz. Ruhsat sahibi ve sürücünün müteselsilen sorumlu olması karine olarak kabul edilebilir. Çünkü; aracı üçüncü kişinin zilyetliğine terk eden malik onun fiillerinden sorumlu olur.

    Özetle; işgüzar avukat davayı kazanacak.

    ------------

    hukuki sorumluluk klozu????

    sanırım sigortanın olası bir hak kaybınızda sigortalı yanında davaya katılmasını ve dava masraflarını üstlenmesini anlatmaya çalışıyorsunuz.

    ancak burada böyle bir durum söz konusu gözükmüyor.



    Değer kaybının sigorta tarafından ödendiği bir çok durum olmuş. Yeni düzenleme ile de değer kaybı zaten sigorta bünyesine alınmış.

    Benim hukuki sorumluluk klozu kaskoda. Sigortacımın dediğine göre sigortanın ödeme yapmadığı hallerde, masrafları biz karşılayıp, söz konusu masrafları kaskomdan talep edebiliyormuşum. Bu da en kötü ihtimal yapılacak şey gibi duruyor.

    Zaten mantıklısı da bu. Kaskonun yapılma amacı kendimi güvenceye almak. Yoksa neden kasko yaptırayım? Sigorta da aynı şekilde. Yaptığım bir kazada oluşan tüm masrafları karşılamıyorsa sigorta ve kasko neden yaptırayım ki?

    Neyse,

    Benim durumumda da sigorta firması savunmasını ben değer kaybı ödemem diye yapmıyor zaten. Dava açılabilmesi için önce değer kaybını talep etmesi ve reddedilmesi gerekiyor. Sigorta firmasının değer kaybı talebini reddetme sebebi kaporta parçası değişmemiş olması. Sigorta firması savunmasını böyle yapıyor (halbuki emsal davalar var, ben de sonradan öğrendim). Sigorta firmasının ve bizim kaybetme ihtimalimiz az değil. Ancak, sigorta firması "değer kaybını ödemem" demiyor. "Bu arabada değer kaybı yok" diyor. Davayı kaybedersek de, müteselsil sorumlu olduğumuz için mümkün olduğunca ödemeyi geciktirip, sigortanın ödeme ihtimalini arttırmayı düşünüyorum. Üç davalıya aynı anda ödeme emri gitse, ikisi "teslim alamasa", sigorta firması teslim alsa... Onun süresi daha erken başlar. Gibi gibi...

    En basitinden, mahkemede cevaba cevap geldi. Anneme 11'inde geldi. Şirkete 3'ünde geldi. Arada 8 gün var. Cevap süresi iki hafta... Aynı gecikme ödeme emrinde de olabilir. Ki sigortanın işi ödeme emrine bırakacağını sanmıyorum.

    Hocam bu forumdaki herkes biliyor ki değişen varsa hasar kaydı varsa aracın güncel değeri düşmüştür. Buna siz de eminsiniz.

    Kavramlar üzerinden gidemiyorum, çünkü biz kavramları çok yanlış kullanıyoruz. Eğer ki poliçenizde haksız fiilden doğan hukuki sorumluluklarda teminat kapsamına alınmışsa sigorta zaten ödemeyi yapar, yapmalıdır... Talebin reddi konusu temerrüdü oluşturur, burda yanlışınız şu, zaten dava ile karşı taraf -yani siz- temerrüde düşer. Dolayısıyla talebe gerek olmadan da dava yoluna gidilir, eğer ki temerrüde düşme iradeniz yoksa zaten davayı kabul ederek sonlandırabilirsiniz, ancak yine hepimiz biliyoruz ki ne sigorta şirketi ne de siz bu talebi kabul etmeyecektiniz...

    Tavsiyem şudur; madem ki sizin için ufak meblağlar dava sonucunu ödeyin ve sigorta şirketine rücu edin, karşı tarafı mağdur etmenin anlamı yok diye düşünüyorum. Hem etik hem de ahlaken doğru olan budur... Sigorta şirketi ödeme aşamasında da çamura yatacaktır..

    Şahsen ömrüm boyunca cins arabalar kullandım. Çok da kaza gelmedi başıma. Ben araba alırken karşıdaki zaten çok küçük bir camianın adamı oluyor. Aldığım arabanın ciğerini bilerek alıyor oluyorum. (Saab, Cabrio A3, Subaru gibi) O yüzden lokal boya, değişen tampon, bir far gibi ıvır zıvırlar bizim camiada hiç de önemsenmez. Bir de klasikçiliğin verdiği de bir geçmiş var. Hem tanıdık çok, hem arabanın ağzının yüzünün kayıp kaymadığını hissi gablen vuku anlıyorum. İzmir'de bulduğum bir Volvo'nun pertten toplama olduğunu öğrenmem bir telefonuma bakıyor mesela. Veya yetkili servis bakımlı bir Subaru'nun Change olduğunu anlamam...

    Bir de ben araba aldım mı 6 yıl biniyorum. 6 yıl binip sattıktan sonra kimse ne tamponuna bakıyor, ne farına. Bakanı da kovalarım. Zaten ortak kullanımda bütün arabalar. Abim de İstanbul'a gitti. 3 kişi 1 araba kullanıyoruz. Yetmiyor. Satmadan yenisini alırım. Araba ikiye çıkar. Satana kadar kullanırım. Acelesi ne? 6 yaşında arabaya tampon soran hıyara satmayıveririm arabamı.

    Bu değer kaybı mevzuları ciddi kazalarda önemli. Bir de bendeki gibi, araba yenidir. Ancak almış olan kişi satacaktır... O zaman. Onun dışında ben pek anlamıyorum açıkçası bu işten. Benim kalemim olmayan araçlarda, halkın kaporta fetişinden doğan bir problem. Halkın kaporta fetişi de gene, halkın içindeki üçkağıtçı sayısının çokluğundan oluyor. İnsanımız daha kaliteli olsaydı, içinde şerefsiz barındırmasaydı, zaten kaporta fetişizmi olmayacaktı. Şükür benim fetişlerim otomobile karşı değil. Olması gerektiği alanda. O yüzden benim pek anladığım söylenemez. Uzağım bu konulara. Eşimde güneşi görmüş bir kalos var mesela. Basit bir göçükten tavanı değişti aracın. Ama 2005 model olmasına rağmen 40.000km'de. Bu araç kaç para eder, zerre fikrim yok mesela.

    -----------------

    Neyse, şimdi bu kadıncağız, bu arabayı aldı. Benim yüzümden tamponu, farı değişti. Ama arabasına 6 yıl daha bindi. 6 yıl sonra kim soracak tamponunu farını? Veya değer kaybı kaç TL olmuş olacak? Değer kaybı komik meblağlara düşer. Belki o zamana iki kere daha değişecek tamponu? Belli mi?

    Bence madem değer kaybı diye bir konsept var. Tam manası ile hakkaniyetli olmalı. Şimdi bu kadıncağız 7000TL değer kaybı aldı diyelim. Arabasına 3-4 yıl bindi. Sonra da hasarsız emsallerine göre 1000TL ucuza sattı. Sigorta şirketinin çıkıp "paramı geri ver" demesi lazım gelir. Madem hakkaniyet, hakkaniyetli olan bu.

    "Sigorta değer kaybını ödedikten sonra kadıncağız aynı yerden duvara girse" gibi konseptler fazla uçuk, o kadar da uçmayayım.

    -----------

    Sizin karşı tarafı mağdur etmeme teziniz doğru olmakla birlikte, öyle bir meblağı cepten ödeyip, benim sigortamın peşinden koşmam sıkıntılı bir süreç. Canımı yakar. Sigorta ne kadarını öder meselesi de var... Ancak karşı taraf için aynı sıkıntı yok. Çünkü bu dava 1 yıla kalmaz biter. Karşı tarafın zaten bir yıl içinde arabasını satacağı yok. Dolayısı ile yenisini almak için bu kaza sebebi ile cebinden fiilen çıkacak ekstra bir para da olmayacak. O yüzden en mantıklısı ve iki tarafı da yormayacak orta yolu davanın sonuçlanmasını beklemek. Ancak, bundan 4-5 yıl önce olsaydı, ekonomik sıkıntıda olmasaydım, dediğinizi yapmak isterdim. Ancak karşı tarafın mantıklı bir değer kaybına da fit olacağını sanmıyorum. Umutlarının çok yüksek olduğunu sanıyorum. Öyle bir durumda zaten anlaşamazdım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 18 Ocak 2017; 17:25:39 >




  • 
Sayfa: önceki 1011121314
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.