Şimdi Ara

Barış Özcan (10. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
189
Cevap
0
Favori
22.076
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
127 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • hypercubematrix H kullanıcısına yanıt
    O düz dünyacı kardeşimizde gelmiş Adamı ne büyüttünüz kardeşim alt tarafı youtuber hakkında sayfalarca yazmışsınız komiksiniz. Onun en çok reklamını yapan eleştirenlerdir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Scene

    Ben de kendimce Barış Özcan hakkındaki naçizane değerlendirmelerimi soru-cevap veya önerme-cevap şeklinde bu başlıkta paylaşayım. Uzun zamandır bu konuları canlı yayında Barış Özcan'ın kendisiyle veya bir seveni ile tartışmak istiyorum ama hem kendisi hem de sevenleri canlı yayında tartışmaya gelince ya görmemezlikten geliyorlar ya da yok oluyorlar.

    ----------------------------------


    1- Barış Özcan fetöcüdür.

    Bize ne? Bununla ilgilenmesi gereken adli kurumlardır, bizler değil. Bugün burada Barış Özcan'ı konuşmamızın tek bir sebebi var, o da Youtube'da popüler bir yayıncı olması. Yani konuşulacak konu kendisinin özel yaşamı değil, yaptığı işlerdir. Ürettiği içerikleri değerlendirmek yerine, eleştirel argümanlar üretmek yerine bu adamı böyle bir konuda eleştirmek, bana doğrudan haksızlıkmış gibi geliyor.

    Ad Hominem: Ad hominem, argumentum ad hominem ya da insan karalama safsatası, kalıplaşmış bir latince deyimdir. Bir reaksiyonun, belirli bir kişinin herhangi bir konudaki duruşu yerine şahsına yöneltilmesidir. Örneğin bir argümana cevap verirken, argümanı eleştirmekten ziyade, argümanı ortaya atan kişinin alakasız bir özelliğini gündeme getirerek fikirlerini çürütmeye çalışmaktır. (Kaynak: Vikpedi)

    Malesef bu yola çok başvuruyoruz. Bu aynı zamanda "siber zorbalık" kapsamına giren bir davranıştır.
    -------------------------------


    2- Barış Özcan iyi bir araştırmacıdır.

    Kesinlikle yanlış. Barış Özcan'ın iyi araştırmacı olduğunu bir kenara bırakalım, iyi bir araştırmada olan temel kriterleri bile yerine getirmemektedir. Hep merak etmişimdir bu "Barış Özcan iyi araştırmalar yapıyor" diye konuşan adam kim? Nasıl bir yetkinlikle bu sonuca vardı? Araştırma yöntemlerine ve tekniklerine dair ne biliyor? Bir araştırma yöntemleri uzmanına danışırsanız Barış Özcan'ın yaptığı araştırmaların aslında ne kadar yüzeysel ve bilimsel açıdan niteliksiz olduğunu anlarsınız. Zaten adamın da nitelikli araştırmalar yapmak gibi bir kaygısı yok. Allah aşkına bu "iyi araştırmacı" diye konuşan adamla bir kerecik bu tartışmayı canlı yapmak istiyorum. Bir canlı yayında tartışalım bunu; bunu söyleyen adam kimdir, neyin nesidir? Çok merak ediyorum.
    -------------------------------

    3- Barış Özcan anlattığı konulara hakim.

    Bunu duyduğumda her seferinde kocaman bir kahkaha atıyorum. Çok merak ediyorum, adamın konuya hakim olduğunu nasıl anladın? Sen bir kere konuya hakim değilsin. Örneğin astronomi ve astrofizik konularını ele alalım. Bir astrofizik bilgin yok, bir probe üzerindeki enstrümanlara ait teknik bilgin yok, astronomi'nin alt dallarını bile bilmiyorsun. Kusura bakma ama gökyüzünde işaret ettiğim 10 tane yıldızın isimlerini saymaktan acizsin. O zaman nasıl anladın konuya hakim olduğunu?

    Konuyla alakasız bir insanın, başka bir insanın konu üzerindeki sunumundan yola çıkarak "konuya hakim" değerlendirmesi yapması kadar komik bir şey olamaz. Zaten Barış Özcan anlattığı konulara gerçekten de hakim değil. Çok netim ve eminim bu konuda. Eğer kendisi lütfedip kendisiyle bu konuları tartışacak biriyle canlı yayın çıkarsa, konuya ne kadar hakim olup olmadığı o zaman anlaşılacaktır. Tamamen kendinden emin bir üslupla sunum hazırlamakla konuya hakim olunmuyor. Bunları da geçtim, bolcana da yanlış, yanlı ve aldatıcı bilgiler veriyor. Bu konuya başka maddede değineceğim.
    --------------------------------------


    4- O kadar çok biliyorsan sen yap.

    Ben neden yapayım, neden bilmediğim konu hakkında işin uzmanı, öğretmen edasıyla içerik oluşturup insanlarda böyle bir izlenip bırakayım? Ben bilmediğim konu hakkında konuşmamayı tercih ediyorum, hele hele kendinden emin ve yol gösterici, vaaz verici edasıyla asla konuşmam. İşin komiği o alandaki örneğin bir doçent bile Barış Özcan kadar pişkin konuşmuyor, ömrünü o alana vermesine rağmen.

    Eskiden kahvede batak oynarken istediği konu hakkında konuşan, sürekli büyük resmi gören; siyaset, ideoloji, ekonomi vs. her şeyi bilen, her konu hakkında fikri olan dayılarımız vardı; artık bir konu hakkında 2-3 tane scientific paper ve 2-3 kitap okuyup, o konu hakkında istediği gibi konuşabileceğini zanneden youtuber'larımız var. İstediği gibi fikir geliştirip üretebiliyor. Pişkin pişkin.

    Bak örneğe bak! Carl Sagan mesleğe 40 yılını verdi, belgeselde verdiği vaaz bölümü 4 küsür dakika. Tüm belgesel boyunca 10 dakika vaaz vermiyor. Barış Özcan sadece birkaç makale ve birkaç kitap okuyarak verdiği vaaz, video başına 15 dakika.
    -----------------------------------


    5- Barış Özcan clickbait yapan türk medyasına ayarı verdi.

    Hayatımda duyduğum en komik cümlelerden biri. Barış Özcan Youtube Türkiye'de kendi türünde yapılan içerikler arasında son 5 yılda en çok izlenilen clickbait videonun sahibi. Adam clickbait'in kralını yapmakta. En çok izlenen videolarından ilk ikisini yazayım:

    "Dünya yuvarlak değildir"
    "Yabancı dil öğrenmenin en hızlı yolu: KO-KO Tekniği"

    İkisi de birbirinden clickbait. Yani Barış Özcan clickbait konusunda birilerine ayar verecek durumda değil çünkü kendisi clickbait tanrısı zaten. Üstelik o zamanı geriye alma haberinde clickbait'i yapan Türk Medyası da değil, o haberde clickbait'i yapan orjinal makaleyi ilk haber haline getiren Live Science haber sitesi.

    Şunu da ekleyeyim; clickbait yapmak suç mu değil mi bilmiyorum, her yayın organı bir miktar clickbait yapıyor ve bu normal bence fakat clickbait yapıp sonra başkalarını clickbait yapmakla inceden inceden eleştirmek ahlaksız bir davranış.
    ---------------------------------------------


    6- İyi de bu adam bilim insanı değil, youtuber.


    Bunu bize yazacağına; videoları altında kendisini milli eğitim bakanı ilan eden, Einstein ile karşılaştıran, kendisi üzerinden tüm Türk bilim insanlarına hakaret eden, kendisini son yüzyılın en iyi 3 araştırmacısından biri ilan eden, kendisini Türkiye'nin İlber Ortaylı'dan sonra en entelektüel kişisi ilan eden binlerce, on binlerce, yüz binlerce cahil sürüsüne anlatsana. Yakında milyonlar olacaklar. Bunu bize neden anlatıyorsun? Biz zaten Barış Özcan'ın ne olduğunu biliyoruz. Bu adamı yüz binlerce kişi hunharca, pişkin pişkin överken, eleştiren 300 500 kişiye mi bir şeyler yazma ihtiyacı hissettin? Bu mu senin vicdanın?
    ---------------------------------------


    7- Bu adama neden bu kadar kızgınsın? - 1


    Ben bu adama kızgınım çünkü bu adam başkalarının emeklerini çaktırmadan kendisine mal ediyor. Bir örnekle açıklamaya çalışayım. Bilindik bir isim olan Erdi Özüağ'ı örnekleyelim. Anladığım kadarıyla adam köpek (affına sığınarak) gibi çalışıyor. Cidden Erdi Özüağ'ın bitmeyen merakına, yaman biri olmasına hayran olmamak elde değil. Önce yeni geliştirilen işlemcilerin teknolojilerine ait makalelerin hepsini okuyor; aslında okumuyor, hatim ediyor. Üstüne tüm etkinliklere elinden geldiğince katılmaya çalışıyor. Etkinlik arasında yetkili bir mühendisi veya yöneticiyi tenhada sıkıştırıp ekstra bir şeyler almaya çalışıyor. Gidip konferansta veya sunumda şirket ceo'sunu sıkıştırıp, sorulması gereken önemli soruyu alnının ortasına çakıyor. Rakip firmanın değerlendirmelerini yokluyor. İşin sonunda görüyorsunuz ki adam işin içindeki herkesi herkesi elinden geldiğince didiklemiş, o teknolojinin gerçeğine ulaşmış. Sonra başlıyor video hazırlamaya. Edindiği tüm bilgileri, kendi üslubunca fakat tüm yalınlığıyla anlatmaya çalışıyor. Biz de bu videoları izliyoruz. Buraya kadar her şey tamam. Şimdi sorumu soruyorum?

    Siz hiç o işlemci teknolojisini Erdi Özüağ geliştirdi zanneden bir okuyucu gördünüz mü?

    "Erdi Abi çok güzel teknoloji geliştirmişsin, tebrik ederim"

    "Erdi Abi bu geliştirdiğin işlemci ile ufkumu 8'e katladın"

    Böyle yazan hiç gördünüz mü? Ben bir tane dahi görmedim. Çünkü Erdi Özüağ o bilgileri, o araştırmaları ve o teknolojiyi kendine mal etmiyor. Bilgi aktarıcısı, haberci ve teknoloji sitesinde haber editörü olduğunun farkında.

    Peki Barış Özcan'da işler nasıl?

    Çocuk termodinamiğin ikinci kanununun evrenin sonu üzerindeki etkilerini Barış Özcan düşündü zannediyor. Ya düşün ki entropi'nin evrendeki işleyişini ilk Barış Özcan düşündü zannediyor. Neden böyle? Çok basit çünkü Barış Özcan her ne kadar kendisine hikaye anlatıcısı dese de; sağda solda okuduğu fikirleri ince ince kendisine mal edip insanlara sunduğu için, konu hakkında bilgisiz insan da onu Barış Özcan düşündü veya geliştirdi zannediyor. Çünkü Barış Özcan'ın tüm hikayelerindeki kahramanlar birer figüran, isimden öte bir şey değil. Barış Özcan'ın hikayelerinin odağında Barış Özcan var. Sen, gencecik ergenlik çağındaki çocuklara bilgiç bir tavırla o düşünceleri, gelişmeleri kendin düşünüyormuş gibi anlatırsan; o çocuklar da öyle zannederler. Belgesellerde bile önemli bir nokta olduğunda bu konuşmayı arka plandaki sese (sunucuya) değil, o işi başaran bilim insanına yaptırıyorlar. Çünkü adamın hakkı adama teslim edilmeli. Örneğin Mesut Çevik ÖTV'deki artışı işin uzmanına danışıyor, bu davranışı neden yapıyor acaba?

    55 yaşında bilim kadını zamanından kısıyor, parasından kısıyor, çoluğundan çocuğundan kısıyor; gidiyor 5 yıl boyunca Orta Asya'daki yüksek rakımlarda buz kütlelerini inceliyor; hayati tehlike atlatıyor, donma tehlikesi atlatıyor, yerel halk veya siyasi gruplarla başı derde giriyor ve daha niceleri... Barış Özcan bir sunum hazırlayıp tüm övgüleri toplasın diye mi?

    Bir insanın içeriği altında "helal olsun, adam her şeyi biliyor lan" yazıyorsa; bu, o adam için övgü değil utanç olmalıdır. O kitleye de bunu inandırmıştır. Zaten çoğu zaman bir düşüncenin değerinden veya dandikliğinden dolayı, o düşünceyi Barış Özcan'ın üretip üretmediği anlaşılıyor. Fakat kendisi bilerek isteyerek o düşünceyi, kaynağını muğlak bıraktığı için gencecik çocuklar da onu Barış Özcan üretti zannediyor. İşin komiği kendisi de bu durumdan mutlu. Hiç ama hiç rahatsız olmuyor. Biri bana "Entropi'yi çok güzel düşünmüşsün" veya "Dünyanın düzlüğü veya yuvarlaklığı konusundaki fikirlerinde çok özgünsün" dese; yerin dibine girerim, çıkmam da oradan.

    Bilimsel makaleleri son kullanıcıya aktarmak değerli bir şeydir, bu zaten bilim var olduğundan beri bilinen bir durum. Bunları kendine mal eden bir üslupla anlatıyorsan ya da çaktırmadan o bölümü muğlak bırakıyorsan, bu ahlaksızlıktır ve maalesef elimizde buna ilişkin binlerce kanıt var. Başka bir yayıncıda böyle yorumlar bulamazsınız, neden acaba? Bu yorumlar bir elin parmaklarını geçmese neyse. On binlerce var. Ben zaten senin böyle bir hileye başvurduğunu biliyorum da maksat şu an buradaki okuyucuya ispatlamak olsun.
    -----------------------------------------------


    8- Bu adama neden bu kadar kızgınsın? - 2

    Ben bu adama kızgınım çünkü anlattığı basit bir konuda bile bilgiç tavrı beni rahatsız ediyor. Kendi kitlesinin gazına gelmiş olabilir, kendisini ileri düzey bir entelektüel zannedebilir, kendisini Arda Turan gibi toplumun kanaat önderi zannedebilir; kendisini yol gösterici, ufuk açıcı veya öğretmen zannedebilir. Doğaldır... Kitlenin gazıyla kimin karakteri nasıl bozulur bilemezsin, çok örneklerini gördük. Yani adamı kendisini kaybettiği için suçlamıyorum fakat beni rahatsız ediyor.

    Anlatırken sürekli bir bilgiçlik, sürekli "sen malsın, ben de şu an senin ufkunu genişletiyorum" tavrı, sürekli vaaz verme, sürekli nasihat, sürekli öğreticilik. Barış Özcan'a göre muhabbet şu şekilde:

    Barış Özcan: Dünyanın yuvarlak olduğunu nereden biliyorsun? (Bilgiç bir tavırla)

    Biz: Barış Abi biz ilkokulda böyle öğrendik. (Barış Özcan'a göre biz böyle cevaplıyormuşuz.)

    Barış Abi sen yaklaş bu tarafa hele ben sana dünyanın yuvarlak olduğunu en az 25 yoldan ispatlayayım. Zaten inanılmaz çöp bir içerik hazırlamışsın, sürüyle eksik ve yanlış bilgi var, üstüne bir de bilgiçlik taslıyorsun. Artık öyle bir noktaya geldi ki kendisini çok seven çocuklar bile "Barış Abi iyisin, güzelsin ama şu bilgiç tavrından vazgeç ne olur, seni çok seviyoruz" yazmaya başladı.

    Barış! Sen her hafta insanların ufkunu ikiye katlayacak, sürekli farkındalık yaratacak, vizyon geliştirecek kapasitede bir insan değilsin. Kaldı ki aşağıdaki fotoğraftaki adamları youtube'a koy, her hafta vizyon geliştiremezler. Ağzından sürekli vizyon, farkındalık lafları eksilmiyor. Lütfen kendinin, yaptığın işin farkında ol.


    -------------------------------------------------------------------


    9- Adam eğitici içerikler hazırlıyor.

    Kim ulen bu lafı söyleyen? Kim bu eğitim uzmanı arkadaş? Benim mesleğim öğretmenlik; 11 yıl da eğitim fakültelerinde akademisyenlik yaptım. Çok merak ediyorum bu Barış Özcan'ın eğitici olduğunu iddia eden arkadaşı? Bir kerecik sohbet etmek istiyorum. Kardeşim ne sen, ne de barış özcan eğitim'in e'sini dahi bilmiyorsunuz. Öyle kendi aranızda triplere girmişsiniz, kusuruma bakma ama bunu söylemek zorunda kaldım.

    Şimdi açacaksın bir öğretim yöntem ve teknikleri kitabını, "sunuş yoluyla öğretim stratejilerini" okuyacaksın. Nedir, ne değildir; avantajları, dezavantajları nelerdir; neden eskisi kadar popüler değildir, neden eğitimciler bundan kaçınmaya çalışmaktadır; bunlar üzerine okumalar gerçekleştireceksin. Sonra Barış Özcan'ın sunuş yoluyla öğretim dahi yapmadığını, düz anlattığını fark edeceksin.

    Her konuyu bilişsel alanın anca bilgi-kavrama basamağına çıkan, geleneksel bir öğretim metodu kullanarak Barış Özcan neyi öğretebilir? Sizin eğiticilikten ve öğreticilikten kastınız ne? Bu kısmı geçiyorum, uzun hikaye, fazlası var, sinirim bozulmasın.

    Hadi gencecik çocuk sırf ilgisini çekiyor diye Barış Özcan'ın anlattığı konuları gerekli gördü; sen kocaman adamsın, çocuk için neyin gerekli, neyin gereksiz olduğunu kestiremiyor musun? Binlerce çocuk videoların altında "okulda bize tam sayılar gibi gereksiz konuları öğretiyorlar, keşke böyle taş sektirme videosu tarzı şeyler öğretseler" yazıyor. Sen nasıl bu kafaya girdin?

    Sen Barış Özcan izlediğinde ne ufkun genişliyor, ne de yararlı bir iş yapıyorsun; sen sadece o esnada tüketiyorsun, kendini tatmin ediyorsun, kendince entelektüelleşme ihtiyacını karşılıyorsun; bu kadar, fazlası değil. Ne o içeriklerde anlatılan insanlar aklında, ne de o hap bilginin sana bir hayrı dokunacak. Aksine o içerik sana araştırmayı değil tüketmeyi, hazıra konmayı öğretiyor.

    Zaten Barış Özcan'ın amacı da eğitmek değil, sadece bunu iyi bir kalkan olarak kullanıyor. Barış Özcan'ın amacı daha çok izlenmek, asıl amacı ilgi çekici içerikler hazırlamak. Ana amaç yararlılık değil, ilgi çekici olması. Sen de entelektüelleşmiyorsun, sadece tüketiyorsun, haz duyuyorsun bu kadar. Youtube'un amacı bu zaten.

    Bunlar hep son dönemde patlak veren bilim romantizminden kaynaklanıyor. Başka maddede değineceğim.
    -------------------------------------------

    Yazmaya devam edeceğim. Asıl noktaya değinmedim.
    hay ağzınla bin yaşa üstadım. bu Barış Özcan'ı ben de takip ediyorum ama video altındaki yorumlarda kendisinin TR'deki bir numaralı bilim adamından daha üstün görüldüğünü görünce şaşırmaya başlamıştım. en son kendi ailemin içinde ve arkadaş çevremde de bu adamın tanrı gibi göründüğünü gördüğümde ben de aynen sizin yaptığınız gibi bu adamı eleştirdim. bu adamın hiçbir alanda uzman olmadığını, sadece okumayı sevip okuduğunu paylaşmayı seven biri olduğunu, ve kendisinin abartılmaması gerektiğini söyledim, ancak, bunları söylediğimde inanılmaz sert tepkilere mağruz kaldım. insanlar Barış Özcan hakkında en ufak bir şey söylenilmesine tahammül edemiyorlar. herif adeta bir cemaat lideri gibi milleti hipnotize etmiş.

    ben kendim boş biri değilim. hayatım boyunca maket yaptım (kendim yaptım el yapımı). yazılımcıyım ve ciddi yazılımlar da yaptım. bunu bilip hayatım boyunca bana saygı göstermiş kişiler bile Barış Özcan'ın "abartılmaması gereken" biri olduğunu söylediğimde bana sinirlenip benim üzerine geldiler, düşünün.

    bu adam şu anda cemaat kursa millet tapar buna. zanten cemaatler hep böyle kurulmamış mı? önce etkiye al, sonra kanaat önderi ol, ondan sonra senin için savaşacak askerlerin hazırdır.

    yazık.

    ve evet, videoları yanıltıcı ve hatalı bilgilerle dolu. bunu görüp: "sen daha mı iyi biliyon" diyecek kişilere cevabım: evet, o bazı konuları Barış Özcan'dan çok daha iyi biliyorum, ve kıral çıplak. bu adamın videolarını izlemeyin demiyorum, izleyin, ben de izliyorum, ama, o adamın bir "muhabir" ya da "program yapımcısı" olduğunun farkında olarak izliyorum. o bir "aktarıcı", bu kadar. adam okumayı seviyor, paylaşmayı seviyor, izleyince daha önce duymadığım konuları duymuş oluyorum bazen, ama o kadar.

    bir de; "daha iyisi mi var?" diyenelr var. evet, çok daha iyileri var. teknoseyir'i açın görürsünüz. radyo'yu açıp dinleseydiniz daha iyiler vardı ntv'de (şu anda bitti programları)
    yani okumayı seven birinin yaptığı programı ilk defa gördüyseniz bu sizin eksikliğinizdir. kendiniz başkasını tanımıyorsunuz diye Barış Özcan hakkında: "daha iyisi kim? hiç yok ona yaklaşan biri!" deyip durmayın lütfen.

    Barış Özcan'ın asıl farkı, vitrini iyi yapması ve kendisini bilinç altında yüceltecek üslubu iyi yedirmesidir.

    şimdi bu mesajıma da: "ezik" yazacaklar gelecektir.

    ne yazık ki barış özcan'ı eleştirmeye ben karar vermedim. onu tanrı gibi yüceltenleri görünce mecbur kaldım, ezik diyeceklere duyrulur.

    ayrıca ben de okuduğum kitaplardan sizin ağzınızı açık bırakacak videolar çekebilir, yazılar yazabilirim. bunu herkes yapabilir. zaten şu anda medium.com'u açarsanız sitenin yarısı okuduğu kitaptaki bilgileri aktarıp medium fenomeni olanlarla dolu. zira, burada, yani DH forumda yeri geldiğinde bazı konularda ben de çok iyi mesajlar yazıp buradan iyi taktir mesajları almışımdır ama hiçbir zaman Barış Özcan gibi kendimi ön planda tutmadım ve her zaman aktarıcı kimliğimde yazdım ve öyle cevap verdim taktir mesajlarına. istesem tam zamanlı olarak kitap okuyup ben de burada (ya da para getirecek bi platformda) paylaşımlar yapıp oranın fenomeni olurdum. tabi video ile bunu yapmak için diksiyon da lazım, orası ayrı. sözün özü, aktarıcıları yüceltmeyin, izleyin ama lütfen onların kim olduklarının farkında olun.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: arghh

    Barış Özcan bir “proje adam” dır. Google un proje adamı. Az çok videolarını takip eden , google ın projelerinin , ürünlerinin reklamını , tanıtımını yaptığını fark eder. Zaten o yüzden böyle yerlere davet ediliyor , belli başlı etkinliklerde yer alıyor. Google , YouTube, android , earth v.s hizmetlerinin propagandası için Türk kökenli bu arkadaşı seçmiş. Zaten kendi anlattığına göre iş geçmişi de bu yönde.
    proje adamı mıdır bilmem ama, çok net bir SJW 'dur kendisi. "karbon salınımını azaltmak hepimizin görevi, elektrikli araba almamız lazım" gibi saçma sapan şirket dayatması laflarla SJW 'luk yapan bir video çekti, sonra bi bakmışsın, yeni bi video çekmiş ve: "karbon salınımını azaltmak için üzerime düşeni yaptım ve Tesla otomobil aldım" şu rezilliğe bakın. sosyal medyanın ve fenomenlerin nasıl kullanıldığını bilmeyen temiz-saf vatandaşlar tabii ki bu videoları imrenerek izliyorlar ne yazık ki. bu adamın eğitimli ya da "doğal" olduğunu söyleyecek birine de gülüp geçerim. herif bildiğin medyayla yedirilen komedileri yemiş, bir de bizim türk milletine yediriyor, ayrıca araba markası reklamı yapıyor, söylediği sözler de saçmalık ötesi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 14 Mayıs 2019; 16:26:14 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-7ADF8CF23

    Ne boş yapmışsın birader ya. Siz istiyosunuz ki Aziz Sancar youtuber olsun da size bişeler anlatsın.
    yoo, neden öyle bir şey isteyelim? yukarıda da buna değinmiştim. sizi bu mesajı atmaya iten şey: "Barış Özcan'dan iyisi anca Aziz Sancar'dır, o da youtube'a gelecek değil" gibi bir bilinç altı algısına sahip olmanız.

    Barış Özcan'dan daha bilgili olan ve daha doğru bilgiler veren birsürü program yapımcısı oldu bu ülkede. Barış Özcan'a faydalı olan paylaşımları için teşekkür ediyoruz ancak kendisini özel biri olarak görmüyoruz çünkü kendisi bu konuda ne ilk ne de en iyi.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Twinkie35

    Azıcık İngilizce bilen herkesin okuyup anlayabileceği videoları Türkçe'ye çevirip para kazanan ilk Ruhi ismindeki o elemanı görmüştüm sonra( belki de daha önce) bu Barış denen eleman popüler oldu.

    Ne zaman popüler olduğunu bilemem çünkü popüler olan şeyler ve ne zaman popüler oldukları benim ilgi alanımın çok dışında kalıyor.

    Bu gibi elemanların videolarından toplam 2-3 tanesini izleyince zaten bugüne kadar çoğunu okuduğum bilgileri verdiğini görüyorum. Oyun oynarken bile İngilizce diye ben bundan keyif almıyorum , konuşmalı oyun olmasın diyen insanlar kaldı ki keyifleri için İngilizce öğrenme gayreti yokken bu konuları öğrenmek için mi vakit harcayacak?

    Mümkün değil. O burada da boşluğu dolduracak birisi lazım, bu sıfır bilgiye sahip kitleye bir çevirmen olarak hap bilgiyi dayayip duruyor. Her seferinde de müritleri ( abone sayısı) artıyor. Arttıkça müritleri yeni dinlerini başka dindar kişilere de aktarıyor böylece yeni bir Barış Özcan dini ortaya çıkıyor.

    Tespitlerinin hepsi Ruhi için de geçerli , bu kadar uzun yazmaya olan sabrın ve hepsinin detaylı tespitler olması takdiri hak ediyor.

    Bu kadar detayli düşünen kişilerde yumuşak doku rahatsızlıkları ( fibromyalji ) vs gibi hastalıklar oluyor. Var mi sende?

    Alıntıları Göster
    takip eden kişiler için değil de, onu tanrı gibi "eleştirilemez" konuma koyup, onu en ufak bir "normal" sıfat ile anan kişiye "sen kimsin!" tarzı çıkış yapmaya kalkışan kişiler mürit oluyor.

    yoksa ben de takip ediyorum. dediğiniz gibi çevirmenlik, okuma sevgisi, okuduğunu paylaşma iyidir. ancak sorun şu ki, Barış Özcan Türkiye'de bunu yapan ne ilk kişi ne de en iyi kişi.

    gerek radyoda, gerek TV'de, gerekse (daha sonraları) youtube'da bu işi yapan kişiler çıktı. meşhur da oldular. severek dinledik, bilgilendik, bunu yapan kişileri de sevdik. ancak hiçbiri hakkında "sen Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük değersin!" gibi şeyler söyleyen çıkmadı çünkü düne kadar:

    - muhabir muhabir idi
    - haberci haberci idi
    - programcı programcı idi

    şimdi bunu yapan kişilerden bazıları halkın bi kesmi tarafından tanrı gibi görülür olmuş.

    düne kadar kimse program yapımcısını bilim adamından üstün görmezdi ama şu anda bazı insanların algılarında Barış Özcan bilim adamlarından daha güçlü daha sarsılmaz bir bu konuma oturmuş.

    bu noktaya tesadüfen gelindiğini sanmıyorum. arkadaşın da uzun uzun yazdığı gibi, malum şahsın kendisini yücelten üslup ile konuşması, ve konuştuğu alan ile ilgili uzmanmış gibi kesin cümleler kurmasından dolayı bazı insanlar aşırı derecede etki altında kalıyorlar. bu gerçeği söylemek zorunda kaldığımızda da bize kızıyolar.

    ben Barış Özcan ile yarış halinde olan biri değilim, ve beni ondan üstün görün demiyorum, sadece onu bilim adamından bile üstün konuma koymayın diyorum (size hitaben değil, o yorumları yazan kişilere hitaben yazdım)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 14 Mayıs 2019; 16:25:19 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Abi sorun doğrudan Barış Özcan da değil; daha doğrusu bahsettiğin tespitler Barış Özcan özelinde de değil.

    Bizler; bağlılığa, bağımlılığa, partizanlığa, fanatikliğe ve aşırılığa aşık; oral karakterde, duygusallığın merkezde, mantığın ve rasyonelliğin ise oldukça geri planda olduğunu bir toplumuz.

    Fenerbahçe taraftarı mısın, fenerbahçe'yi sevmen yetmiyor; fenerbahçeli doğman gerekiyor, kanınının son damlasına fenerbahçe olması gerekiyor. Aziz Yıldırım'ı eleştiren herkes aslında Fener'in büyüklüğünü çekemeyen aşağılık rakipler oluyor.

    Tayyip'i mi seviyorsun, sevmek yetmiyor; adamı dünya lideri ilan etmen gerekiyor. Bu da yetmiyor, eleştiren herkesi vatan haini ilan ediyorsun.

    Bir telefon satın aldın ve çok beğendin mi, beğenmek yetmiyor; bir iki gün sonra anlamsız bir şekilde elektronik cihazla duygusal bağ geliştiriyorsun; bu gazla foruma girip başlıyorsun bir telefona farklı farklı anlamlar yüklemeye. telefonu eleştirenler varsa var gücünle saldırıyorsun onlara, fakirr veya sinsi ilan ediyorsun.

    Çanakkale savaşında destan mı yazdın, yetmiyor sana; yokluk ve imkansızlık içinde; çoluğundan çocuğundan, canından, kanından alıp vatana hediye eden gencecik kahramanlar yetmiyor sana. onların emeklerini, efsanelerini alıp derviş efsanelerine, atalarımızın ruhları efsanelerine peşkeş çekiyorsun. Üstelik atalarımızın ruhlarının savaşta yardım etmesi tamamen islam dışı, şamanist ve pagan inancı olmasına rağmen.

    Nikola Tesla'yı mı seviyorsun, yetmiyor sana. Her yıl totondan uydurduğun 3 icadı nikola tesla'ya yamıyorsun. o da yetmiyor, gidip sahte röportajlar, sahte hikayeler uyduruyorsun.

    Metallica'yı mı seviyorsun, yetmiyor sana. "hetfield one solosunu atarken tarak kemiğini çatlatmış" gibi totodan hikaye uyduruyorsun. o da yetmiyor eleştirenleri dikkat çekmeye çalışan ergenler olarak niteliyorsun. sana göre senin sevdiğin grubun, başkalarının yapamadığı insan üstü yetenekleri olması gerekiyor.


    mac osx mi seviyorsun, sevmek yetmiyor sana. Sabah, öğle, akşam olmayan anlamlar yüklüyorsun. basit bir tam ekran özelliğini son 10 yılın en devrimsel yeniliği ilan ediyorsun.

    Sosyal medyada biri bir çirkeflik mi yaptı. Başlıyorsun lince... adamı intihar noktasına gelene kadar linc ediyorsun. hatta söyleyemesen de adamın ölmesini istiyorsun.

    Bir kızı mı sevdin, yetmiyor. O kıza canını hediye ediyorsun. illa can olmalı, kan dökülmeli. o kız da senden farksız. o da yoluna gül dökenleri değil, uğruna kan dökenleri seviyor. o da aşırı, o da fanatik.

    Partizanlık, fanatiklik genlerimize işlemiş. Onsuz olamıyoruz.

    Enes Batur izleniyor diye yırtınanlar mı dersin, videoyu yarım saat geç izledi diye ağlayarak Barış Abi'sinden özür dileyenler mi dersin, "biz seni haketmiyoruz Barış Abi" diye duygu kasanlar mı dersin, adamı einstein ile karşılaştıranlar mı dersin, adamı milli eğitim bakanı ilan edenler mi dersin...

    Dedim ya; tepeden ayağa kadar duygusalız, partizanız, fanatiğiz.

    Barış Özcan eleştirilince anamıza küfredildi zannediyoruz. Barış Özcan'ı Enes Batur'la karşılaştırıp kaliteli ve yararlı ilan ediyoruz. Barış Özcan'ı eleştirenleri aşağılık kompleksine sahip, çekemeyen insanlar zannediyoruz.

    Şunu kabul edelim ki arkadaşlar biz toplum olarak sevmeyi bilmiyoruz. Annemizi sevmeyi bilmiyoruz, babamızı sevmeyi bilmiyoruz, kardeşlerimizi sevmeyi bilmiyoruz, sevdiceğimizi sevmeyi bilmiyoruz, inandığımız ideolojiyi sevmeyi bilmiyoruz, tuttuğumuz takımı sevmeyi bilmiyoruz ve daha niceleri. sevmenin içinde mantık yoksa, düşünce yoksa, özveri yoksa, emek yoksa bir zaman sonra o sevgi sapıklığa, fanatikliğe dönüşüyor.

    Ben de bunu çok seviyorum işte. Popüler kültürü tam da fanatikleştiği noktadan vurup, onları kızdırmayı, kudurtmayı çok seviyorum. Çünkü biliyorum ki fanatikler asla eleştiriyi kaldıramazlar, katlanamazlar. Kendilerine hakim olamayıp zaten kullanmadıkları mantıklarını da iyice dışlayıp başka şeylere saldırmaya başlarlar. Konu hakkında konuşmayı bırakıp sana saldırmaya başlarlar.

    Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan insanları bozmaktan çekinmeyin arkadaşlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Scene -- 14 Mayıs 2019; 19:10:29 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bir önceki mesajı özet geç diyenler için;

    İşte bizim toplum olarak özetimiz


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.