Başında Folikülit (kıl kökü iltihabı) olanlar - YAĞ Kaynaklı -Güncel (15. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: kızıl ay

Hocam 2 senedir hiç çıkıyor mu? Çıktığında kontrol edilemez hale geliyor mu? antibiyotiğe başvurduğunuz oldu mu? Lavanta yağı demişsiniz suyla bu yağı karıştırma oranınız nedir? sabun olarak da defne ya da zeytinyağı olması çeşitlilik sağlar diye düşünüyorum siz sabun olarak hangisinden daha çok memnun kaldınız? bir de ilk başlarken antibiyotik kullandınız mı? Cevaplar için şimdiden teşekkürler umarım ben de kurtulurum bu illetten

quote:

Orijinalden alıntı: davudiskender

ARKADAŞLAR HER GÜN 1-2 DİŞ SARIMSAK YUTUN, KOKU YAPMAZ. BEN 2 SENEDİR DEVAM EDİYORUM, 16 SENELİK HASTALIĞIMDAN KURTULDUM, SAÇ KURUTMA MAKİNESİ KULLANMAYIN, DOĞAL SABUN KULLANIN, ZEYTİNYAĞI, DEFNELİ SABUN, LAVANTA SABUNU VS. LAVANTA YAĞINI BİR ŞİŞE SUYUN İÇİNE KOYUN, GÜN İÇİNDE SAÇ KÖKLERİNİ SPREYLEYİN. BEN DENEDİM, HAMDOLSUN ÇOK İYİYİM.

PEELINGE İHTİYAÇ DUYUYORSANIZ DA EN ACI ZEHİR GİBİ SOĞAN SUYUNU 2-3 AY HER GÜN KAFANIZA SÜRÜN 2-3 SAAT BEKLETİN. MİS. ALLAH TEZ ELDEN ŞİFALAR VERSİN. BİLİRİM BU AĞRILARI BENDEN 16 SENE VE DAHA NELER ALDI. NEYSE...

quote:

Orijinalden alıntı: Truestarr

Merhaba arkadaşlar, herkese acil şifalar diliyorum.

Tufted folliculits desen hastalıkla ben de sizler gibi 16 yıldır uğraşıyorum. 1999 yılında üniversite sınavlarına hazırlanırken başımın tam arka tepe noktasının aşırı kaşınması, sivilce benzeri küçük şeylerin çıkması, kepeklenmeler ve kabuklanmalarla başladı.
ilk başlangıcında cilt doktoruna gittim, birkaç saç losyonu, ketoral fungoral tarzı şampuanlar denedim ancak geçmedi. daha sonra üniversitede Ege Univ. tıp fakultesinde daha iyi doktorlara göründüm onlar da özel karışım losyon ve şampuan gibi tedaviler verdiler ancak yine geçmedi. bu sırada 2-3 yılı geride bırakmıştım. Başımın tepesinde avuç içi kadar bir bölge yangın yerine döndü, çok yoğun iltihaplanma, geceleri yastığımda kanama, gündüzleri sürekli kaşıntı gibi şikayetlerim bitmiyordu.
Dönem-Dönem artan ve azalan yoğunlukta olduğu için insan bezen uğraşmaktan bıkıyor, aradan bir süre geçince yine hırslanıp bu hastalığı yenmek istiyor. Ancak tüm denemeler hevesinizi kursağınızda bırakıyor.
2007 yılına kadar ne olduğunu anlayamadığımız ve tam tanı konulamayan hastalığım devam etti. 1999-2007 yılları arasında en az 5-6 farklı doktor ve kurumda muayene oldum ve tedavi edilmeye çalıştım ancak hiçbir çare bulamadım. 2006 da askerde GATA ya bile gittim orada da bir çözüm elde edemedim.

2007 yılında Ege Üniversitesinde bir Dermotoloji profesörü kesinlikle biopsi yapılıp bunun nedeninin bulunması gerektiğini söyledi. Çünkü bölümde ortalığı ayağa kaldırmıştım, her doktor birşeyler söylüyor ancak sonuç hiçbir şekilde alamıyorduk. Biopside , başımdan 10 tane kıl kökünün çıkış yaptığı bir folikül ağzı punch yöntemi ile kesildi çıkarıldı. Biopsi sonucunda Tufted Folliculits ( kıl kökü iltihaplanması ) teşhisi konuldu ve asıl anlamlı tedaviler bu günden sonra başladı. 4 ay boyunca Tetradox kullandım, biraz faydası oldu diyebilirim ama kesinlikle temizlemedi. 4 ayın sonunda başka kremler, solüsyonlar ve losyonlar kullandım ancak yine geçmedi. Daha sonra Roaccutane tedavisine başladık. Bu sırada artık saçlarım da dökülmeye başlamıştı. Başımın en tepesinde 2008 yılında demir para büyüklüğünde bir bölge tamamen saçsız olmuştu. Saç olmayan yerde de doğal olarak iltihaplanma kalmıyor ve o bölge rahatlıyordu. Psikolojim bu sıralarda bozulmaya başladı. Saçsız bölgeyi çeşitli saç oyunları ile sürekli gizlemeye çalışıyordum. Roaccutane benim saçlarımdaki iltihabı iyice azdırdı, öbek öbek saçlarım Oyuncak bebek saçı gibi elimde kalmaya başladı. 4 ayın sonunda artık baş edemedim ve doktora gittim. o da acilen Roaccutane tedavisini sonlandırdı ve bana antibiyotikler dayadı. Bu antibiyotiklerin içerisinde hiç şans vermediğim Fucidin enteresan bir şekilde başımdaki tüm sivilceleri bir anda yok etti. Sihir gibiydi 10 yılın sonunda yendiğimi sanmıştım. ancak ne zaman Fucidin kullanmayı bıraktım 1 ay sonra her şey eskisi gibi oldu. Tekrar Fucidin denediğimde de hiçbir sonuç alamadım çünkü bakteriler Fusidik asite karşı direnç sağlamışlardı...

Bundan sonra yine 1-2 yıl ümitsizlik ile geçti 2011 de İzmir'liler bilir DEU Dermatoloji bölüm başkanı Prof. Hasan Ali Tahsin vardır. Bu amcamız 70 yaşlarında İzmir'in en iyi cildiyecisi olarak bilinir. Ben de randevu alıp Hasan hocada tedaviye başladım. Baştan benden öyle şeyler istedi ki; baş kısım tomografisi, detaylı kan testleri , kültür örnekleri, yüklemeli şeker testi, panaromik diş filmi ve aklıma şimdi gelmeyen 10 maddelik listeyi tek tek 1 haftada yaptırdım. O günlerde "Tamam, bu adam benim sorunumu kesin çözecek. Kimse bu kadar detaylı incelememişti" demiştim. Tüm bu testleri istemesinin sebebi Bakterinin nereden geldiğini bulmak ve sorunu kökten çözmek olarak anlatıyordu. Ancak ben sürekli spor yapan, son derece dengeli ve bilinçli beslenen ve düzenli yaşayan birisi olduğum için tüm bu testler neredeyse mükemmel çıktı. Bu testlerin sonunda amcamız benim 20 lik dişlerimin çekilmesine karar verdi! sanki bu olunca tüm sorunlar ortadan kalkacaktı. Onu da yaptırdım ve dişlerimi operasyonla çektirdim. Sonra bişey bulamadığı için beni oyalamaya başladı 5 sene önce her seansına 250 TL ödedim. aradan geçen 2 yılda artık beni oyaladığını düşündüm ve 2013 de bu tedaviyi de bıraktım.

Artık saçlarım iyice döküldü, tepe bölgemde el kadar bölge tamamen saçsız ve iğrenç görünüyor. Normal erkeklerdeki saç dökülmesi gibi olsa kafaya takmayacağım ancak bu hastalıklı gibi görünüyor. Sürekli kaşınıyor, elim sürekli orada. Yıllardır kapanmayan yaralar olduğu için artık mikrop kapmaktan ve başıma bunun yüzünden başka bir bela gelmesinden korkuyorum. Gündüzleri kendimi kontrol edip saçımı kaşımamaya çalışıyorum. ancak gece uykumda çok fazla kaşıyorum. Bunu tabiki kontrol etme şansım yok, kız arkadaşım söylüyor. Kapşonlu şeyler giydim, bandana taktım ama uyku kaşımasını engelleyemiyorum. Ellerimi arkadan bağlayıp uyumayı bile denedim, hatta boks eldiveni alayım diye fantastik düşünceler bile gelmedi değil :).

Lenf bezlerindeki şişlik bende de iki defa oldu, tabiki de lenf bezleri bakteri öldürmekte etkin görev aldığı için bu hastalık azdığı zamanlarda kulak altı bezlerini çok yoruyor ve şişmesine sebep oluyor.


Bu hikayede anlatmadığım daha çok doktorlara gittim arada, Borik asit verenler, Cleosin verenler vs.vs. ama çare yok yok yok... Yine hikayemin aralarında 2010 lu yıllarda internetten Yurt içi Yurt dışı birçok makale ve yazı okudum. Rifampisilin, Klindmosinin kombinasyonu yaptım kendi kendime tamamen acemice. O da işe yaramadı. Salisic asit içeren şampuanlar kullandım onlar da bastırıyor ama tabiki geçirmiyor.

Ailem de artık ne diyeceğini bilemiyorlar. Koca karı ilaçları da denedim, değişim macunlar sürdüm. Adamın biri özel bir karışım yapıyormuş annem bulmuş gittik adama sarımsak kokan birşeyler sürdü kesin geçecek dedi ama geçmedi.

Ben de ne kadar artık ümidimi kessemde arada bir doktora gidiyorum veya böyle internette okuyorum. Şimdi de Dettol alıp deneyeceğim bakalım ne olacak. Antibiyotik kullanmak asla istemiyorum artık. Çünkü allah göstermesin ileride başıma ciddi birşey gelse tedavi olamaz hale geleceğim, antibiyotik direncinden dolayı.

Uzun yazı oldu başınızı şişirdim, hepimizin amacı çare olmak veya bulmak. Paylaşımlara devam edelim...

quote:

Orijinalden alıntı: kahraman66100

slm arkadaşlar...
allahın izni ile yaptığımkarışım olumlu sonuçlar veriyor..5.uygulmayı bugun yaptım küçük sivilceler geçti aşırı derialtında buyuk olanlar ise küçülmeye başladı.yara olanlar kabuk bağladı..saçımın içi çok tatlı kaşınmaya başladı..kepek problemi tarih oldu..saçlar dettolun verdiği yorgunluktan kurtulduşükür.saçım pamuk gibi oldu...akıl birliği ile kurtulacagız inşallah...az kaldı..

quote:

Orijinalden alıntı: deViant

Arkadaşlar,
Sanırım bu hastalığı en uzun süre çeken benim. Askere gitmeden önce fark ettim (18 yaşımda) ve şu anda 34 yaşındayım. Denemediğim sabun, antibiyotik, krem vs. kalmadı. Roaccutane ve muadillerini 2 defa ayrı ayrı 6 ay kullanmışlığım var. 6 ay antibiyotik tedavisi, hatta bir doktor da bana Hastanelerde Ameliyata girmeden önce kullanılan sabunu tavsiye etmişti. Ne yazık ki hiç biri çözüm değil. Sabah kalktığında yastığında kan mı var? Doğru düzgün traş olamıyor musunuz? Göğsünüzün tam ortasında beyaz beyaz durup kaşınıyorlar mı? Toplantıya girdiğinizde eliniz hep kafanız da mı? Kullanmış olduğun sabunlar sebebiyle hep omuzlarınız kepek içerisinde mi? Araba kullanırken kırımızı ışıkta durduğunuz da kafanızda ki kabukları mı soyuyorsunuz, hatta onları kanatmak zevk mi veriyor? Misafire gittiğiniz de kafanızda ki sivilcelerle uğraşmaktan misafire karşı mahcup mu oluyorsunuz? Bunların hepsini, hatta fazlasını yıllardır, ama yıllardır çekmiş biri olarak bugünden sonra sizi kurtarıyorum. O kadar mutluyum ki neredeyse gitmiş olduğum 10 veya daha fazla doktorun tedavi edemediği hastalığı, en azından kontrol altına alıp herhangi bir ANTİBİYOTİK ve KREM kullanmadan bu sorunu kendi başıma çözdüm ve sizinle paylaşma ihtiyacı duydum. Burayı çok takip ettim, hatta soğan olayını vs. de denemiştim yıllık iznimi kullanıp fakat sonuç hüsrandı.
Herşeyi ama aklınıza gelebilecek herşeyi kullanmış biri olarak aşağıdaki sabunu sizlere tavsiye ediyorum.
Kaşıntı yok, yara yok, sivilce yok (%100 değil ama herhangi bir krem kullanmaya gerek kalmıyor), kepek yok ve canlı saçlar (istanbul bölge satış temsilcisi bulsun beni komisyon istiyorum :) ).

Vichy Şampuan (Yeşil)
Dercos
Anti-pelliculare
Anti-dandruff


Geçmiş olsun herkese

quote:

Orijinalden alıntı: deViant

Arkadaşlar,
Sanırım bu hastalığı en uzun süre çeken benim. Askere gitmeden önce fark ettim (18 yaşımda) ve şu anda 34 yaşındayım. Denemediğim sabun, antibiyotik, krem vs. kalmadı. Roaccutane ve muadillerini 2 defa ayrı ayrı 6 ay kullanmışlığım var. 6 ay antibiyotik tedavisi, hatta bir doktor da bana Hastanelerde Ameliyata girmeden önce kullanılan sabunu tavsiye etmişti. Ne yazık ki hiç biri çözüm değil. Sabah kalktığında yastığında kan mı var? Doğru düzgün traş olamıyor musunuz? Göğsünüzün tam ortasında beyaz beyaz durup kaşınıyorlar mı? Toplantıya girdiğinizde eliniz hep kafanız da mı? Kullanmış olduğun sabunlar sebebiyle hep omuzlarınız kepek içerisinde mi? Araba kullanırken kırımızı ışıkta durduğunuz da kafanızda ki kabukları mı soyuyorsunuz, hatta onları kanatmak zevk mi veriyor? Misafire gittiğiniz de kafanızda ki sivilcelerle uğraşmaktan misafire karşı mahcup mu oluyorsunuz? Bunların hepsini, hatta fazlasını yıllardır, ama yıllardır çekmiş biri olarak bugünden sonra sizi kurtarıyorum. O kadar mutluyum ki neredeyse gitmiş olduğum 10 veya daha fazla doktorun tedavi edemediği hastalığı, en azından kontrol altına alıp herhangi bir ANTİBİYOTİK ve KREM kullanmadan bu sorunu kendi başıma çözdüm ve sizinle paylaşma ihtiyacı duydum. Burayı çok takip ettim, hatta soğan olayını vs. de denemiştim yıllık iznimi kullanıp fakat sonuç hüsrandı.
Herşeyi ama aklınıza gelebilecek herşeyi kullanmış biri olarak aşağıdaki sabunu sizlere tavsiye ediyorum.
Kaşıntı yok, yara yok, sivilce yok (%100 değil ama herhangi bir krem kullanmaya gerek kalmıyor), kepek yok ve canlı saçlar (istanbul bölge satış temsilcisi bulsun beni komisyon istiyorum :) ).

Vichy Şampuan (Yeşil)
Dercos
Anti-pelliculare
Anti-dandruff


Geçmiş olsun herkese