Şimdi Ara

Baz istasyonunun kaldırılması (4.sü 5G kuruldu)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
18
Cevap
3
Favori
1.485
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar herkese merhaba,


    Mahallemizde bir binada bildiğim 3 tane baz istasyonu var ve yakın zamanda (15 gün önce) 4.sü 5G kuruldu. Bu konuda gerçekten çok rahatsızım (herkes rahatsız olduğunu söylüyor). Mahalleli olarak hemen hemen herkes bu konuda şikayetçi ancak gel gör ki kimse elini taşın altına koymuyor. Kendi binasına baz istasyonu kurdurup tüm mahallenin sağlığıyla oynayan kişiler maalesef yalnızca aldıkları paraya bakıyorlar (duyduğuma göre yıllık 100.000 TL nin üzerinde ödeme alıyorlarmış, yeni kurulan 5G hariç).

    Bu konuda neler yapılabilir, ne yapabiliriz bilgisi olan varsa yazabilirse çok sevinirim.


    Teşekkürler




  • 5G vericileri zaten aşırı yüksek frekanslı ve aşırı düşük menzilli oldukları için zaten tabiri caize wifi modemler gibi kullanılmak için tasarlanmış şeyler, yani normalde bunlar her yere sık sık döşenmeli ve her bir cihazın gücü yüksek olmamalı, makul güçlerde çalıştırılmalı, sadece küçük bi alana hizmet vermeli bu cihazlar. bunlar bizim bildiğimiz baz istasyonu gibi belli bölgelere konulup ordan teee öteki sokağın ucuna kadar hizmet vermesi için tasarlanmış şeyler değiller.

    peki bizim operatörler bu prensibe sadık kalacaklar mı? tabii ki kalmayacaklar. herif koyacak yüksek frekanslı 5G vericiyi, daha az sayıda verici ile daha büyük alanı kotarmak için de cihazların güçlerini eşşek gibi yükseltecekler. sonuç? belki öteki sokağın ucundaki adama kadar sinyal gidecek, ancak, yakındakiler için korkunç bir elektromanyetik sinyal yoğunluğu oluşacak.

    sokağı ortasında ateş yakıp, o ateşin verdiği ısı ile tee öteki sokağın ucunu ısıtmaya çabalamaya benziyor bu. ateşin mantığı gereği ateş sadece kendi yakın çevresini ısıtır, her yere minik ateşler yakarsan herkes kendi ateşinin etrafında makul şekilde ısınır, ama, sen işgüzarlık yapıp tek bir ateşle iki sokağı birden ısıtmak istersen, o zaman çıldırmış şekilde büyük bi ateş yakman gerekir, bu sefer yakında oturanların evlerini yakarsın. 5G böyle bişey. yani masraftan kaçmak için bu şekilde kötüye kullanılması çok olası.

    "resmi testler yapıldı sağlığa zarasız olduğu kanıtlandı" laflarının güvenilecek hiçbir yanları yok. o testler hikaye. en basitinden şöyle söyliyim, zaten test yapılacağı zaman herifler cihazların güçlerini kısabiliyolar rahatlıkla. her sektörün kendi içinde kendi yalanları vardır. havayolu şirketleri bile bozuk uçakları kanunsuz şekilde uçuruyolar ama sorsan: "düzenlemeler var kardeşim bu ciddi bi sektör kimse kafasına göre hareket edemez" resmiyatta öyle ama fiiliyatta bunla alakası yok, yol geçen hanı. youtube belgesellerine bakarak kouşmuyorum, 3 tane pilot tanıdığım var, biri samimi arkadaşım, onların doğrudan şahit olup anlattıkları şeyler youtube belgesellerindekilerden daha da feci. en kötüsü ise havacılık sektöründe bunların istina bile sayılmaması, tüm saçmalıkların bilinerek ve rahatça yapılması, gayrıresmi şekilde genel kabul görmüş olması. tüm sektörler aynıdır. gelişmiş bir ülkede halkının haklarını ciddi anlamda savunan bir devlet yönetimi altında değilseniz, sonuna kadar korkun, emin olun 3 kuruş fazladan kâr edecem diye sizin hayatınızı hiçe sayan firma dolu ortalık.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101

    5G vericileri zaten aşırı yüksek frekanslı ve aşırı düşük menzilli oldukları için zaten tabiri caize wifi modemler gibi kullanılmak için tasarlanmış şeyler, yani normalde bunlar her yere sık sık döşenmeli ve her bir cihazın gücü yüksek olmamalı, makul güçlerde çalıştırılmalı, sadece küçük bi alana hizmet vermeli bu cihazlar. bunlar bizim bildiğimiz baz istasyonu gibi belli bölgelere konulup ordan teee öteki sokağın ucuna kadar hizmet vermesi için tasarlanmış şeyler değiller.

    peki bizim operatörler bu prensibe sadık kalacaklar mı? tabii ki kalmayacaklar. herif koyacak yüksek frekanslı 5G vericiyi, daha az sayıda verici ile daha büyük alanı kotarmak için de cihazların güçlerini eşşek gibi yükseltecekler. sonuç? belki öteki sokağın ucundaki adama kadar sinyal gidecek, ancak, yakındakiler için korkunç bir elektromanyetik sinyal yoğunluğu oluşacak.

    sokağı ortasında ateş yakıp, o ateşin verdiği ısı ile tee öteki sokağın ucunu ısıtmaya çabalamaya benziyor bu. ateşin mantığı gereği ateş sadece kendi yakın çevresini ısıtır, her yere minik ateşler yakarsan herkes kendi ateşinin etrafında makul şekilde ısınır, ama, sen işgüzarlık yapıp tek bir ateşle iki sokağı birden ısıtmak istersen, o zaman çıldırmış şekilde büyük bi ateş yakman gerekir, bu sefer yakında oturanların evlerini yakarsın. 5G böyle bişey. yani masraftan kaçmak için bu şekilde kötüye kullanılması çok olası.

    "resmi testler yapıldı sağlığa zarasız olduğu kanıtlandı" laflarının güvenilecek hiçbir yanları yok. o testler hikaye. en basitinden şöyle söyliyim, zaten test yapılacağı zaman herifler cihazların güçlerini kısabiliyolar rahatlıkla. her sektörün kendi içinde kendi yalanları vardır. havayolu şirketleri bile bozuk uçakları kanunsuz şekilde uçuruyolar ama sorsan: "düzenlemeler var kardeşim bu ciddi bi sektör kimse kafasına göre hareket edemez" resmiyatta öyle ama fiiliyatta bunla alakası yok, yol geçen hanı. youtube belgesellerine bakarak kouşmuyorum, 3 tane pilot tanıdığım var, biri samimi arkadaşım, onların doğrudan şahit olup anlattıkları şeyler youtube belgesellerindekilerden daha da feci. en kötüsü ise havacılık sektöründe bunların istina bile sayılmaması, tüm saçmalıkların bilinerek ve rahatça yapılması, gayrıresmi şekilde genel kabul görmüş olması. tüm sektörler aynıdır. gelişmiş bir ülkede halkının haklarını ciddi anlamda savunan bir devlet yönetimi altında değilseniz, sonuna kadar korkun, emin olun 3 kuruş fazladan kâr edecem diye sizin hayatınızı hiçe sayan firma dolu ortalık.

    Öncelikle yanıt verdiğiniz için çok teşekkür ederim.

    Bu noktada bizler ne yapabiliriz, nereden bilebiliriz bu adamların ufak mı devasa mı ateş yaktığını? Kaldı ki dediğim gibi 3 tane öncesinde klasik baz istasyonu kurulu. Birde bu 5G olanı eklendiğini düşünürsek inanın yaşanılamayacak bir yer haline geldi semtimiz.

    Emsallere baktığımda da yargıtay bazen izin veriyor bazen kaldırıyor.





  • Yönlendirilebilir yüksek frekansın beyne zararı yoksa kafay takmana gerek yok,

    eğer varsa tüm dünyada yasaklanmalı, aramızdaki elektronik müh. aydınlatırsa seviniriz.

  • Sonrada cekmiyor etmiyor diye söyleniyorsunuz görende ölmeyecek sanacak kimse zaten bir dünya radyasyona maruz kalınıyor.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: limbesh

    Yönlendirilebilir yüksek frekansın beyne zararı yoksa kafay takmana gerek yok,

    eğer varsa tüm dünyada yasaklanmalı, aramızdaki elektronik müh. aydınlatırsa seviniriz.

    Bildiğim kadarıyla yasaklı ülkeler var (Birleşik Krallık gibi)

  • quote:

    Orijinalden alıntı: AMC

    Sonrada cekmiyor etmiyor diye söyleniyorsunuz görende ölmeyecek sanacak kimse zaten bir dünya radyasyona maruz kalınıyor.

    Ölmesine öleceğiz tabii alkol, sigara kullanan da ölüyor kullanmayan da ama ölürken bi sürünmek var bir de normal ölmek var! Doğru, radyasyonun her türlüsüne aşırı maruz kalıyoruz ama bunu mümkün mertebe azaltmamız gerekir diye düşünüyorum.

  • translator66 T kullanıcısına yanıt

    Hikaye hepsi ozaman kırsal alanda yaşayacan iletişim özgürlüğü kısıtlanamaz


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AMC

    Hikaye hepsi ozaman kırsal alanda yaşayacan iletişim özgürlüğü kısıtlanamaz

    Aynen ilk fırsatta gitmeyi düşünüyorum zaten..

    İletişim özgürlüğü elbette sınırlanamaz sınırlanmamalı ama bu mümkün mertebe insanlara en az zararı dokunacak şekilde gerçekleştirilmeli. Gelişen teknolojiyle birlikte hastalıkların da (bilhassa kanser vakalarının) kat be kat arttığını düşünüyorum.

  • Radyo dalgalarının sağlığa zararlı olduğuna dair bir kanıt yok. Enerjileri görülebilir ışık diye tabir edilen, günlük hayatımızda sürekli maruz kaldığımız ışınlardan çok daha düşük dolayısıyla şu an sağlığımızla oynuyorlar demenizin bir altyapısı yok. Bunlar uydurma diyebilirsiniz ama bilimin şu an söylediği bu ve ben rastgele birisinin "kanser yapar" demesindense bilimi tercih ederim.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: limbesh

    Yönlendirilebilir yüksek frekansın beyne zararı yoksa kafay takmana gerek yok,

    eğer varsa tüm dünyada yasaklanmalı, aramızdaki elektronik müh. aydınlatırsa seviniriz.

    sadece bu olayla ilgili değil, genel olarak tüm sağlık konularıyla ilgili şöyle bi durum var, yapay bir etmenin sağlığa uzun dönemli bir zararı varsa, bu durum zamanla-yaşanarak ortaya çıkıyor. tarih bunun örnekleri ile dolu. en basitinden mesela oksijen desteği için kandaki alyuvar miktarını arttırmanın ölümcül etkisi öngörülmemişti, insanlar üzerinde yıllarca bu işlemler uygulandı, çok sayıda kişi ölse de ölümlerin bu konuyla alakalı olduğunun tahmin edilebilmesi için yıllar geçmesi gerekti. en sonunda bu durum anaşıldı ve ilgili ilaçlara düzenlemeler ve ciddi yasaklar getirildi. doktorlar bu olayın gerçekleşebileceğini tahmin etmedikleri için, birsürü atlet ve bisiklet sporcusunun birbiri peşi sıra ölmesi ve hepsinin de aynı şekilde (gece uyurken) ölmesi uzun süre boyunca doğru düzgün ele alınmadı, ölüm saçan ilaçlar insanlara reçete ile yazıldı bu süreçte.

    yukarıda bazı arkadaşların bahsettikleri "radyasyon ve güneş ışığı" konusua gelince, bu konuyu şöyle basit düşünmemek gerek:

    - radyasyon diye bişey var, bu radyasyonun miktarı ne kadar çoksa o kadar zararlı.

    olay böyle değil, her frekanstaki ışınımın temasa geçeceği madde farklıdır. örneğin sen göz bebeğine doğru A frekansında olan şiddetli bir ışınım yollarsın ama göz bebeği zarar görmez, sonra aynı göz bebeğine B frekansında olan ve çok daha az miktarda bir ışınım yollarsın, bu sefer göz bebeğin yanar, adam kör olur. bunun nedeni göz bebeğindeki hücrelerdeki alıcıların A frekansındaki ışınım ile etkileşime geçmeyip, B frekansındaki ışınım ile etkileşime geçmesidir. tabi burda "yanmaktan" kasıt göz bebeğinin alev alması değil, göz bebeğinin ilgili reseptörlerinin işlevlerini yerine getiremez duruma gelmeleri.

    aynı şekilde, içinde nem barındıran yiyeceklere A frekansında bir ışınım yollayıp bu yiyecekleri ısıtabilir ve hatta belki sıcaktan yakabilirsin, ama, aynı yiyeceğe B frenkansında (ya da diğer herhangi bir frekansta) ne kadar ışınım yollarsan yolla yiyecekte 1 derecelik bile ısı artışı olmadığını görürsün.

    güneşten çok sayıda ve çok farklı freknaslarda foton gelmektedir, güneşten ışınım ile aldığımız enerjinin ne kadar yüksek olduğunu zaten dünyamızdaki mevsimlerin güneş'e göre açımız ile belirlendiğinden bile anlayabiliriz. ancak, güneşten gelen bu ışınımın ciddi bi kısmı atmosferdeki atomlarla etkileşime geçerek, ya da yeryüzündeki toprağa-denize-bitkilere çarparak enerjisini aktarır, güneş ışığının doğrudan insanlara temas etme miktarı çok azdır.

    burada mevzu bu ışınıma maruz kalma süresidir. hiçbir atamız tüm yaşamını güneş altında doğrudan yakıcı güneşe maruz kalarak geçirmedi. zaten geçiremez, kısa sürede hastalanır ya da ölür. insanlık yaşamının ciddi bir kısmını gölgede geçirmektedir. zaten geceleri ve kış-bahar zamanları güneş ışığını neredeyse hiç görmeyiz bile.

    baz istasyonlarının sıkıntısı şu, eğer siz baz istasyonunun dibinde iseniz, ve baz istasyonunun yönü size dönük ise, bu durumda siz 7/24 ışınıma maruz kalıyosunuz. bu daha önce eşi benzeri görümemiş bir olay, ve siz bu olaydan kaçamıyorsunuz. bu durum: "abi güneşten de çok radyasyon geliyomuş" diyerek açıklanamaz.

    eğer 7/24 ışınıma maruz kalma olayının uzun vadede kanser gibi sonuçları olacaksa, bu durum yıllar içerisinde ortaya çıkacak. insanlık en fazla 15 yıldır falan (3G ile) yüksek frekanslı ve 7/24 yayın yapan baz istasyonları ile muhatap olur durumda. 3G öncesindeki sistemlerin hem frekansları daha düşük idi, hem de o zamanlar cepten internet kullanımının veri miktarı çok düşük idi, yani o zamanlar baz istasyonları hem daha zararsız idi hem de baz istasyonları (şimdiye kıyasla) daha çok "idle" modda (yani veri akışının olmadığı ya da düşük olduğu) takılıyolardı. peki şu anda? şu anda yüksek frekanslı vericiler her yere döşendiler ve daha yüksek frekanslarda olanları da sürekli döşeniyor. yüksek hız ile birlikte mobil internet kullanımı çıldırdı, millet sürekli video izliyo, web siteleri bile artık ağır boyutlarla yükleniyolar. dolayısıyla baz istasyonları genelde hep aktif durumdalar. yüksek frekanslı verinin menzili de çok düşük olduğu için, günümüz baz istasyonları daha fazla miktarda foton basarak paket kaybını önlemeye çalışıyolar.

    umarım anlatabilmişimdir. olay çok karmaşık değil aslında ama öyle: "güneşte çok radyasyon var" denilecek kadar da basit değil. bir insanın saunaya girince ölmüyor olması, aynı insanın 7/24 ömür boyu sabit 50 derece sıcaklıkta tutulan bir odada sağlıklı şekilde yaşayabileceği anlamına gelmez. ve, yukarıda bahsettiğim frekans olayına dikkat.

    yıllar geçtikçe belki de bu olayın ciddi sorunlar yaşatmadığı da ortaya çıkabilir, ancak ne olursa olsun mevcut vaziyet doğallıktan çok ama çok uzak, bunu anlamalıyız. bu meselenin şirketler tarafından maskelenen bir mesele olduğunu da unutmayalım. işin ucunda para var. normalde 3G ile de yaşamımıza devam edebilirdik ancak 4G-5G diye sürekli yeni şeylerin çıkması 3G'nin yetersiz olmasından değil, olayın tek nedeni şirketlerin para kazanmak için sürekli yeni bir şey üretmeleri, ve bunun sonu gelmeyecek, kimse: "herkesin evine 8K ekran soktuk, artık yeter" demeyecek, hemen 16K içerikler için çalışmaya başlanacak, veri aktarım sitemlerinin daha da geliştirilmesi gerekliliğine dair açıklamalar yapılacak, insanlara daha da yüksek hızlı interneti barındırması zorunlu olan tarifeler sunulacak aynen bugün olduğu gibi, tüm bunlar olurken birileri: "iletişim özgürlüğüm var, cebimden 16K video izlememi engelleme hakkınız yok" diyecek ama bütün bunlar iletişim için yapılmayacak ki, mesele iletişim ise sana 1080p de yeter. burdaki mesele şirketlerin yeni bir sistem üretme ve sana yeni sistem satmaya muhtaç olmaları.

    yarın: "8K'dan 16K'ya geçişimizi engellemeye hakkınız yok, ne yapalım yahu iletişim de kurmayalım mı?" diyen adam, ertesi gün: "32K'dan 64K'ya geçişimi engelleme hakkınız yok, kimseyi 32K'ya mecbur bırakamazsınız, iletişim hakkı engellenemez" diyor olacak.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 19 Mayıs 2021; 16:32:1 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bugüne kadar baz istasyonlarından dolayı beyninde tümör çıkan tek bir insan dahi olmadı. O yüzden endişelenmeye gerek yok.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DrakeMcCain

    Bugüne kadar baz istasyonlarından dolayı beyninde tümör çıkan tek bir insan dahi olmadı. O yüzden endişelenmeye gerek yok.

    radyasyon sağlığa zararlı


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • izayoi kullanıcısına yanıt

    Önce "radyasyon" kelimesinin anlamını öğrenmeni tavsiye ederim.


    Radyasyonun çeşitleri vardır.


    Mesela içinde yeni pişmiş yemek bulunan tencere de radyasyon yayar; lakin kansere yol açmaz. Demek ki neymiş, tüm radyasyonlar kanser yapmıyormuş.


    Senin bahsetmiş olduğun radyasyona "iyonizan radyasyon" deniyor. Alfa, beta, gama ışınları iyonizan radyasyon kategorisinde yer alır, dolayısıyla da kansere yol açar. Bu yüzdendir ki biz doktorlar gelen geçen hastayı tomografi çektirmeye göndermeyiz; çünkü riskli.


    Sanılan aksine evde en çok radyasyon yayan şey cep telefonu falan da değildir. Saç kurutma makinesi ve fırın çok daha fazla radyasyon yayar.


    Şimdi baz istasyonu meselesine gelelim. "Baz istasyonu" dediğimiz meret, "radyo dalgası" yayar (tırnak içindeki ibareye dikkat et).


    Mesela Wi-Fi ve Bluetooth da radyo dalgası prensibiyle çalışır. Sen hiç Wi-Fi'dan veya Bluetooth'dan dolayı hasta olan insan gördün mü? Ben görmedim. Aynı şey, baz istasyonları için de geçerli.


    Yani iyonizan radyasyon zararlı; lakin baz istasyonlarının zararlı olması mevzusu şehir efsanesinden başka bir şey değil.


    Bu arada madem benimle bilimsel konuşma yapacaksın, al sana kaynak:


    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2092494//


    Daha önceden baz istasyonları konusunda çalışma yapılmış ve bu makale de benim görüşlerimi destekliyor.


    Not: İnternet sitelerini kaynak olarak ciddiye almıyorum. "Baz istasyonları zararlı." gibi bir iddian varsa, benim yaptığım gibi argümanını bir makale ile desteklemen lazım.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DrakeMcCain -- 31 Mayıs 2021; 14:18:4 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: DrakeMcCain

    Önce "radyasyon" kelimesinin anlamını öğrenmeni tavsiye ederim.


    Radyasyonun çeşitleri vardır.


    Mesela içinde yeni pişmiş yemek bulunan tencere de radyasyon yayar; lakin kansere yol açmaz. Demek ki neymiş, tüm radyasyonlar kanser yapmıyormuş.


    Senin bahsetmiş olduğun radyasyona "iyonizan radyasyon" deniyor. Alfa, beta, gama ışınları iyonizan radyasyon kategorisinde yer alır, dolayısıyla da kansere yol açar. Bu yüzdendir ki biz doktorlar gelen geçen hastayı tomografi çektirmeye göndermeyiz; çünkü riskli.


    Sanılan aksine evde en çok radyasyon yayan şey cep telefonu falan da değildir. Saç kurutma makinesi ve fırın çok daha fazla radyasyon yayar.


    Şimdi baz istasyonu meselesine gelelim. "Baz istasyonu" dediğimiz meret, "radyo dalgası" yayar (tırnak içindeki ibareye dikkat et).


    Mesela Wi-Fi ve Bluetooth da radyo dalgası prensibiyle çalışır. Sen hiç Wi-Fi'dan veya Bluetooth'dan dolayı hasta olan insan gördün mü? Ben görmedim. Aynı şey, baz istasyonları için de geçerli.


    Yani iyonizan radyasyon zararlı; lakin baz istasyonlarının zararlı olması mevzusu şehir efsanesinden başka bir şey değil.


    Bu arada madem benimle bilimsel konuşma yapacaksın, al sana kaynak:


    https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2092494//


    Daha önceden baz istasyonları konusunda çalışma yapılmış ve bu makale de benim görüşlerimi destekliyor.


    Not: İnternet sitelerini kaynak olarak ciddiye almıyorum. "Baz istasyonları zararlı." gibi bir iddian varsa, benim yaptığım gibi argümanını bir makale ile desteklemen lazım.

    Bunlarda mı tesadüf sana göre?

    Atina Üniversitesi’nde fareler üzerinde yapılan deneyde 1 saat cep telefonu ve wifi (kablosuz bağlantı) bulunan ortamda kalan farelerin öğrenme bozukluğu çektiği, uzun süre bu dalgalara maruz kalan farelerin de 5 saat önce öğrendiklerini dahi unuttuklarını ortaya çıkardı. Hamile farelerin de bu dönemde cep telefonu dalgasına maruz kalmalarının ardından hücrelerinin bozulduğu, bu bozukluğun yavrularının beyinlerine de zarar verdiğini gösterdi. İsveç’te Rausing Labarotuvarı tarafından yapılan araştırma sonucunda ise günde 2 saat cep telefonu dalgalarına maruz kalan hayvanlarda beyni zararlı maddelerden koruyan beyin-kan duvarının inceldiği, güçsüzleştiği gözlemlendi. Dünyanın en çok cep telefonu kullanan ülkesi olan İsrail’de 20 yaş altındaki kişilerde başın cep telefonunun tutulduğu bölgesindeki organlarda kanserle ilgili vakalarda 3 kat artışın kaydedildiği belirtildi. 


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • izayoi kullanıcısına yanıt

    Kaynak?


    Bak ben mesajımda da belirtmişim, bilimsel makaleler haricinde hiçbir metni ciddiye almıyorum ben.

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.