Şimdi Ara

Benim hikayem...

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
56
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Çok da mükemmel olmayan bir günden Merhaba... Pardon! günler genelde ben de aynı geçiyor. Yani çokça mükemmel olmayan günlerden merhaba demek istemiştim. Aslında bu satırları yazarken ne kadar keyifsiz olduğum giriş cümlemden anlaşılabilir. Depresif, kaygılı, psikolojisi pek de iyi düzeyde olmayan, üniversite sınavına hazırlanan bir öğrenciyim. Ne denlidir yazmadığımı fark ettim. Beni ben yapan tüm şeylerden uzaklaştığımı ve dahası mutsuz bir çevrede,aynı fikirleri paylaşmadığımız, aynı şeyleri bile konuşamadığımız insanoğlu ile zaruri(zorunlu) birliktelik kurmakta oldukça zorlanan bir insan olduğumu düşünüyorum. Saygısı fikirlerin zıtlığı ile beliriveren mâhluklarla aynı çatı altında yaşayabilmek oldukça güç ne yazık ki. İçimi dökebilecek kimsem olmadığı için bu satırlara sarılmayı daha çok yeğliyorum. Bu hayat bana bahşedilen; bir nimet, bir lütuf. Bir karmaşa içerisinde olmak kalbimi olduğundan uzaklara savursada olduğum kişiden çok da uzakta değilim. Ben, ben olarak kendimi keşif etme arayışı içerisindeyim. Kadın olarak mutluyum. Kadın olmak, Gelişmiş kültür seviyesinden haberi bile olmayan toplumlarda ne yazık ki oldukça zor. Eğer ki bağımsız bir insansanız ve hayatta arkanızda durabilecek bir aileniz yoksa okumak elinizde kalan tek seçenek. Okumak ve kendimi olabildiğince geliştirmeye çalışabilmek için var gücümle çalışıyorum. Umarım, bu günleri zor zamanlar olarak nitelendirip en mutlu günümde, beni mutsuz eden insanların aynı yerde sayıklamış olduğunu gördüğüm zamanlarda kendimi görebileceğim en iyi versiyonumu yaratabilirim. Gerçi, karnının doyduğunu düşünüp bunu yaşamak bilenlere sadece zamanın akması bile yaşamak için yeterli bir sebep. Hayat oldukça zor, ailene bağlısın ama ebevyenlerin dışındakiler de sen de söz hakkına sahip. Herkes oldukça iletişimsiz, ha bu arada kendimi anlatamadığım bir günden de merhaba :) Bugün bu satırları yazarken 16 Ocak 2025, hava oldukça soğuk değil mesela. Ama içim çok soğuk. Neden mi? Adil olmayacak kadar kötü bir evde yaşam sürüyorum. Yapılan davranışlara karşı içim bir hayli buz. Soğuyorum, iyi niyeti suistimal eden her şeye, herkese. Beni bencil diye nitelendiren herkesin, karşılığında hak etmiş olduğu tek şey öylece bakakalmak. Çünkü fikir karşıtı herkesin yaptığı tek şey doğruyu bir tane kılmak. Oysa doğru bir tane değildir ki? Doğru özneldir, kişiseldir. Herkes her şeyi hak ediyor işte. Hak ettikleri şey; sevilme duygusundan yoksunluk, bu dünyada sadece nefes almak için yaşamak ve zamanının dolmasını bekleyip yaşamanın kıymetini bilmeden bu Dünyanın günahlarını diğer Dünya'da ödemek. Birkaç bir şey sorayım: Kazanacağınız bir şey yoksa kaybetmezsiniz öyle değil mi? Kaybetmekten korktuğunuz bir aileniz var mı? Aile kavramı sizin için ne demek? Düşünmekten uyuyamadığınız herhangi biri veyahut hayatta tutunduğunuz tek bir şey var mı? Bir inancınız? Bir umut peki? Yapmayı çok isteyip de yapamadığınız neler var? Benim say say bitmez şimdi. :) neyse, konumuza dönelim. Savrulduğumuzu düşünüyorum. İnsan neden okur, neden yazar, neden sever veya sevilmek ister? Sevgi nedir? Etrafınızda sevgiyi hak edebilecek kimseler var mı? Dışarıdan hep bağımsız biri olarak görülürüm. Veya tabiriyle farklı. Farklı olmak ne mesela? Bizi, biz yapan şeyler mi? Aslında hayatta inandığım ve emin olduğum tek şey nasıl biri olmak istediğim, nerede yaşamak istediğim, ne yapmak istediğim bunları biliyorum ben. Şu an kaçıyorum kendimden, 19 yaşında kaçıyorum. Sözlerden, konuşmalardan, başlangıçlardan. Tutunduğum tek şeyin yazmak olabileceğini de şu an idrak ediyorum. Ne bilinmez hayat, daha ne çok yeni adımlar atıp, yeni şeyler öğreneceğiz öyle değil mi? Kaybolduğumu düşünüyorum bir de, konudan konuya atlıyorum sanki ama olsun. Önemli olan kendini bu satırlarda bulabildiğini özümsemek. Konunun ne olduğunu pek de bir önemi yok. Ha, ben demiştim. Ben kendimi tanımıyorum? Sen tanıyor musun? Olduğun kişiden mutlu musun? Değiştirebileceğimiz şeyleri bile sınırlandırdıkları, imkansızlığa sürdürdükleri için sanırım kendimi tanımıyorum. Kendime bugün bu loş odada sözüm var, bu satırlar gelecekte olmak istediğim ben'e atfediliyor kısmen. Yani; üniversite sınavını kazanmış, iyi bir hukuk fakültesinde okuyup, okulu derece ile bitiren, ekonomik özgürlüğünü eline almış, çetinceviz bir savcı olarak tüm mutsuz gençlerimize,kadınlarımıza umut olabilmek adına var gücümle bu izbe yerden sağa çıkacağım günü bekliyorum. Elbet roller değişecek, her zaman bugün yanımızda olanlar olmayacak ki? Elbette, hükümler renk değiştirecek. Evet, belki hükümler kalkamaz. Ama hükümler azaltılabilir. Demem o ki şu an küçücüğüm. Yarın hayatın tüm zorluklarını bilip, savaşmaya başlayacağım. Ailem olarak bildiğim, her ne kadar aramızda hiçbir zaman içtenlik olan bir ailede büyümesem de... Sanırım buraları özleyeceğim anlar geelcek. Belki de gelmez. Çünkü insanın evi ait hissettiği yerdir. Benim ait hissettiğim tek yer, burada kurduğum bir başka dünya. Yani benim Dünyam. Yani benim minicik kitaplarla dolu odam. Bugün bana el kaldırmaya yeltenen, bugün bana göz dağı vermeye çalışan, benim konuşmama dahi izin vermeyen insan dışı varlıkların varlığından bile bihaber bir dünyaya taşınacağım. Kendinden o kadar eminim ki. Herkes benim gibi bir insanla tanışmak isterdi. Herkes benim gibi bir dostu olsun isterdi. İyi ki benim, ben olmaktan gurur duyuyorum. Kadın oldığum için de... Kadın olmaktan gurur duyuyorum, kendimi özgür hissediyorum düşüncelerim sayesinde çünkü ben çok özgür, ben çok beyazım... Gri olan çevre ve siyah olan zihniyet, düşünceler... Kaba olan toz, kirli olan nasırlaşmış kalpler. Her şeye rağmen bir anı yaşamanın ümidi ile her sabah kalkmaya devam edeceğim. O gün geldiğinde sırtıma tüm benliğimi buradan koparıp kuş olup uçacağım. Kimsenin gücü zorluklar altında hiçbir şekilde ezilmemiş beni kendimden soğutamaz hep ileriye devam edeceğim. Bana bu gücü Allah veriyor, Allah'a sonsuz güveniyorum. İçimde kendimde verdiğim bir hesaplaşma var hala çok az kaldı. Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir, diye söylerim hep. Bu dünyada karıncanın bile karnını doyuran Allah benim mi isteğimi geri çevirecek? Bugün olduğum yerden farklı bir yerde bu satırları okurken Allah'a çok teşekkür edeceğim. Hiçbir şeyi unutmayıp sineye çektiğim günlere o zaman :)) Hoşça kal minik kuş, özgür olmaya o zaman!









  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    O kız benim son şansımdı
    5 ay önce açıldı
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.