Şimdi Ara

Beyin hafıza kapasitesi=1 trilyon B.SAYAR CD Sİ (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
73
Cevap
0
Favori
7.300
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • beni
    quote:

    Orjinalden alıntı: y@nkee

    evo5558 dostum sacmalama...biz 3 gun once butun gun ne yaptığımızı saniye saniye hatırlayamayız.ama bilgisayar 24 saat boyunca olanı hafızasında trilyonlarca yıl tutabilir...bunlar ayrı katagoriler kıyaslanazmalar..


    tamami olmasada büyük bir kismi hatirlana biliyor. şöyle düşün her günden 1 saat dahi hatirlasan çok büyük bir hafiza ediyo ben bunu demek istedim. tabiki bir günün tamamini hatirlayamazsin.

    (biraz da uslubunu düzeltirsen sevinirim biz sonuçta burda fikirlerimizi söylüyoruz benim söyledim %100 dogru diye bişi yok. saçmalama gibi bişi biraz agir oluyor)
  • Olaya evrimsel açıdan bakılırsa, bir canlı türünün sadece %3 lik %5 lik bir kısmını kullanacağı bir organı geliştirmesinin açıklaması mümkün gözükmüyor.
  • Yetişkin bir insanın beyni, yaklaşık 1350-1400 gram ağırlığındadır. Buna karşın, 100 süper bilgisayarın bilgisini içerebilir. Beynin temel birimi, ‘nöron' olarak adlandırılan sinir hücreleridir. Her bir hücre, milimetrenin yüz binde biri kadar bir çapa sahiptir ve ‘çekirdek', ‘dendrit' ve ‘akson' adlı bölümlerden oluşur.

    Bu hücreler, elektrik anahtarları gibi ateşlenebilirler. Bir hücre “ateşleme” yaptığında, kendisiyle komşu diğer hücreler, kimyasal içerikli bazı elektronik sinyaller yollar. Bu sinyaller mikrovolt 3 mertebesindedir.


    beyindeki 10 milyar sinir hücresinden sadece ikisi... Hücrelerin dendrit ve aksonları temas halinde. Bilim adamları, buna ‘sinaps' diyorlar. Motor sinir hücrelerinde aksonlar, duyu sinirlerinde ise dendritler uzun bir yapıya sahiptir. Sinir hücresindeki akson bölümü, hücreleri birleştiren liflerdir. Dendirtler geniş bir ağacın kolları gibi dallara ayrılabilir.

    Beynimiz, bünyesinde 10 milyar nöron barındırır. Hayatın ilk 9 ayında bu nöronlar, dakikada 25 bin gibi muazzam bir oranla çoğalır.

    Her bir sinir hücresi, 100 bin adet sinir hücresi ile temas edebilir. Vücudumuzdaki sinir hücrelerinin birbirlerine temas ettikleri noktaların sayısı, 100 trilyon civarındadır. Bu sayı, ABD'nin yarısını kaplayacak kadar büyük bir ormandaki ağaçların yaprak sayısına denktir. Yetişkin bir insanın beyninde bulunan sinir hücrelerinin uzunluğu ise 160 bin km.'den fazladır. 4



    Beynimiz, kimyasal bir verici tarafından kontrol edilen elektrik anahtarı topluluğu gibi düşünülebilir. Bu durumda, her sinirsel temas noktası, bir anahtar niteliği kazanacağından, beynin en az 100 trilyon bilgiye sahip olduğu söylenebilir. Aslında, sahip olduğumuz bilgi sayısının bundan çok daha fazla olması gerekir. Çünkü nöronlar ara seviyelerde ateşleme yapabilmektedir. Oysa elektrik anahtarları ya açık ya da kapalıdır. Halbuki, elektrik anahtarına benzettiğimiz temas noktalarındaki ateşlemeler, bazen kısmen gerçekleşebilmektedir. Bu nedenle beyin, hem dijital hem de analog dijital özellikler gösterir.

    Herhangi bir anda beyindeki sinir hücrelerinin %10'u ateşleme yapmaktadır. Bu ateşlemenin frekansı ise 100 Hz.'dir. Sonuçta bu her saniye, beynimizde 10 15 (1 trilyar) sinyalin ya da hesaplamanın yapıldığını gösterir. Bu sayı ne anlama gelir? Bunu basit bir karşılaştırma yaparak anlamaya çalışalım:

    Bazı bilgisayarlar, bilim adamlarınca özel olarak hazırlanırlar. Bu bilgisayarların temel özelliği, işlem hızlarının ve bilgi depolama kapasitelerinin çok yüksek olmasıdır. Bu bilgisayarlar, bu nedenle ticari olarak kullanılmazlar. Cray 2 adlı süper bilgisayar da bunlardan biridir.

    Cray 2'nin saniyede yapabildiği hesaplama sayısı 10 9'dur (1 milyar). Bilgi depolama kapasitesi ise 10 11 bit'tir. Yani bu süper bilgisayarın depolama kapasitesi, insan beyninin ancak binde biri kadardır. Beyin, tüm bu bilgisayarlardan çok daha gelişmiş bir yapıya sahiptir. Aslında bu benzetmeyi daha ileri götürmek pek mümkün değildir. Çünkü insan beynini, tam olarak ne teknolojideki ne de doğadaki başka bir şeye benzetebilirsiniz. 5 Beyindeki her bir hücrede, bir trilyon atom vardır. Bunların her biri doğru yerde, doğru görevleri, tam olarak yerine getirirler.

    Bilgisayar tasarımcıları, yapay bir zeka gerçekleştirmeye çalışıyorlar; bunu yaparken de beynimizdeki sinirsel ağları taklit etmeye çalışıyorlar. Ne var ki, bu konuda elde edilen başarı oldukça kısıtlıdır. Nitekim bu konuda çalışma yapan bilim adamlarından biri, “bizim düşünme yapımızın bazı özelliklerinin asla bir makine tarafından tekrarlanamayacağını” açıklamıştır. 6

    Bu tablo, çeşitli sistemlerin hafıza kapasitesini göstermektedir. Beynin potansiyel kapasitesinin, 25 milyon kitap cildine veya 800 km.'den daha uzun bir kitap rafına eşit olduğuna dikkat ediniz. Tablodaki veriler, kelime bazında bilgisayarlarda kullanılan bilgi birimine dönüştürülecek olursa, bir kelime 40 bit'e denk gelecektir (1 kelime=5 Byte=40 bit).

    DEPOLAMA CİHAZI BİLGİ KAPASİTESİ (Kelime)


    1 yazılı sayfa 300

    3.5” kompakt disk 40-200 milyon

    ABD Kongre Kütüphanesi 22 trilyon (20 milyon cilt)

    Beyin 2.5 trilyon (25 milyon cilt)

    Evrimcileri Açmaza Sokan Soru: İnsan Beyni Nasıl Ortaya Çıktı?

    http://www.populerbilgi.com/genel/insan_teknoloji.php
    3- 1 mikrovolt= 10 -6 volt
    4- Michael Denton, Evolution: A Theory Crisis, Adler & Adler, Bethesda, Maryland – BD, s. 330
    5- D. Meredith, Matemagical Themes, Basic Boks, N. Y., 1985.
    6- Roger Penrose, The Emperor's New Mind, Oxford University Pres, New York, 1989




  • @C4

    İstediğin bilgiyi arkadaş göndermiş sağ olsun. Çok kısa yazmış yalnız. Mesajını aşağıya aynen paste ediyorum.

    "Illada cani olmasi gerekmiyor ama sonucta bu farkliliklara sahip beyinler sagliksiz insanlara ait. Biraz basitce anlatmaya calisacagim " Kadin ve erkegin beyinleri halihazirda farkliliklar gosterir aktivite ve buyukluk olarak. Sizofrenik hastalarda normallere gore beyin daha ufak ve hafif olabiliyor (genelde) gozle gorulebilir (Norolog tarfindan) farkliliklara kivrimlarin derinligindeki ve duzlugundekileride ekleyebilirsiniz. "...

    Otistik paranoid sizofren..bu gibi hastalarda normallere oranla cok farkli beyin ornekleri goruluyor.. "
  • Şimdi bir bilgi daha geldi. (naklen yayın gibi oldu)
    @C4, aynen alıyorum aşağıya:

    Serial Killer:
    Bu isimle bilinen seri cinayet isleyen hastalarin beyinleri incelenmistir cogunlukla. Adli tip'ta otopsi ( idamdan sonra :))
    Bunlarin beyinlerindeki aktiviteler, mesela elektrik iletimi sinirlerin uzunlugu hucrelerin yogunlugu hep farkliliklar gostermistir, yani kanunen akli dengesi yerinde kadavralara gore.

    neuroimaging denilen bir teknikle bu farkliliklar tespit edilebiliyor. Beyindeki mineraller bile farklilik gosterir ve hatta hormonlar en cokta Testesteron hormonu artisa geciyor..
  • quote:

    Orjinalden alıntı: oert

    quote:

    Orjinalden alıntı: su*fi

    bu hafızayı tam kapasite kullanıyor muymuşuz peki?

    var mı kullanan?


    ben bi keresinde kullanmıştım...


    evet o anı ben de hatırlıyorum. Süper olmuştu cidden
  • insann beyninin %3 ünümü %4 ünümü ne kulanıyor..tam hatırlayamıyorum ama...en yuksek sewiyede kullanan Albert Einstein’ın olduğu biliniyor..
  • İnsan beyninin bilgi depolamasının tabiki bir sınırı var. Bunu beyin hücrelerinin sayısı ile sınırlamak ise yanlış. Uzun zamandır biliniyorki beyinin yeni şeyleri ögrenme ve depolama yöntemi sinir hücrelerinin birbirleri arasında yeni yollar oluşturmasına dayanıyor.

    Örnek olarka bisiklete binmeyi ele alırsak ilk ögrenen birisi cok zorlanır. Bazı hücreler bu iş için görev alırlar ve kendi aralarında bir sinir ağı olustururlar. Günümüzde üç bacaklı tranzistörlerin yaptığını bu sinir hücreleri cok daha fazla bacakla yapabilir. Yeri geldiğinde bir sinir hücresi 10larca farklı sinir ucuna sahip olabilir.

    Günümüzdeki bilgisayarların gücü MIPS ( million instructions per second ) olarak ölçülür temel olarak. Bu işlemcinin cycle hızına değilde ne kadar işlem yapabildiğini açıkça ifade edebilir. Örnek olarak 3 GHZ hızında bir işlemci bir işlemi yapmak için 100 döngü harcıyor olabilir. Başka bir işlem için 1 milyon döngü harcayabilir. Burada işlem ile ifade ettiğim şey programın bölünebilir ve işlenebilir en küçük parçacığıdır.

    Bilgisayarlar ortak bir veri yolu ile hafızaya bağlı olabilir. Bu durumda bir işlemci hafızaya veri gönderirken diğer işlemciler o verinin ulaşması gereken yere ulaşmasını ve veri yolunun boşalmasını bekler. Her işlemci için hafıza ile irtibat kurabilmesi için ayrı veri yolu yapılabilir. Ama bu hem işlemciyi cok daha fazla büyültür hemde daha karmaşıklaştırır. Aynı şekilde işlemcilerde birbirlerinin ne yaptığından haberdar olmalıdır. Hatta günümüzde şu anda olmasa bile ileride farklı tarz işlemler için farklı işlemciler kullanılabilinir bir sistemde. Örnek olarak tam sayi işlemler için geliştirilmiş bir işlemci ile virgüllü işlemler için geliştirilmiş bir işlemcinin aynı sistemde amaçlarına uygun kullanılması o sistemi cok yüksek oranda hızlandıracaktır.

    Günümüzdeki en güçlü bilgisayarlar bir farenin beyin kapasitesine çok yaklaşmıştır. Bir similasyon ortamında bir fare gibi ortalığı inceleyip 3 boyutlu analizler yapıp aynı anda tehlikeleri analiz ederek bir sonraki adıma bir fare hassaslığında karar verebilmektedir.

    Ama günümüzde kullandığımız en büyük bilgisayarlar bile beyinin en mükemmel yaptığı şeyi yapamamaktadır. Parallel computing ve kataloglama. Beyin aynı anda birçok işlemci yürütebilir ve bunun için koordinasyona ihtiyac duymaz. Yani koşarken aynı anda bir çarpma işlemi yapıyorsak koşmayı yöneten hücreler ile çarpma yapan hücreler arasında koordinasyona gerekmez. Kataloglama ise çok daha müthiş. Yıllarca gördüğümüz duyduğumuz işittiğimiz şeyleri depolayıp bunları milisaniyeler içinde ortaya çıkarabilmesidir. İstenen bilgi oldukça hızlı bir şekilde uzun vade hafızadan kısa vade hafızaya aktarılır.

    Günümüz bilgisayarlarıda tamamen beyininm kopyasıdır. Beyin incelendikçe bilgisayar firmaları onu kopyalıyor. İlk yapılan işlemciler 4 işlem ve birkaç basit mantık işlemini yapıyordu. Zamanla bunlar gelişti. Sonra beyinin kısa - uzun vade hafızasının örnekleri cache - hafıza - sabit disk olarak önümüze serildi. Beyinin farklı işlemler için o işlemler için özelleştirilmiş farklı kısımlarını kullanması kopyalanmış . ALU ( Aritmetic Logic Unit ) , FPU ( Floating Point Unit ) , vb.. Daha sonrada beynin görüntü ve sesleri farklı kısımlarının işlemeleri kopyalandı. Artık görüntü ve sesler CPU üzerinde değil GPU ve ses işlemcilerinde işleniyor. Su anda gelinen noktalar ise ( Birden fazla işlemcinin birlikte paketlenmesi ) tamamen beynimizi kopyalıyor.

    Buraya kadar yazdıklarımı su noktaya nasıl vardığımı açıklamak için yazdım. Günümüz bilgisayarları insanla karşılaştırılamayakcak kadar aptal, ama bir gün insanı geçecek. Kopya alınan şey insan beyni. Zaten su anda bile bilgisayarlar bazı yönlerden beyinden üstün, örnek olarak hata oranı insana göre çok düşük. Bizler hafızamıza kaydettiğimiz şeyleri bazen yanlış hatırlıyoruz, eskiden gördüğümüz bir rüya hafızamıza rüya olarak atılırken, daha sonra gerçek yaşadığımız bir olaymış gibi hatırlayabiliyoruz. Tabiki beynimizin yüksek hata oranına karşılık işlem gücü yüzünden verimi günümüz bilgisayarlarından daha fazla.




  • Arkadaslar İşin BenceÖzü Şundan İbarettir..

    İnsan hafızasının trilyonkere katrılyon bıt fılan hafıza alanı olabılır fakat hepsını kullanamadıgımız malum. Fakat insan beynının hepsını kullanır yanı %100 unu cunku; hafızamızda bulunan bılgılerı egerkı cok hızlı bir sekilde bir araya getırebılsek cok farklı şeyler ortaya cıkar.
    Yanı bır dusunun ınsanoglu konusur! , Ne kadar hızlı konusur?, aklına kelımeler ne kadar hızlı gelır. Burda, zeka sorunu olan ınsanların yavas konustugunu duraklayarak konustugunu hepımız bılırız zaten. Aklınıza gelen, yanı dusunup buldugunuz kelımelerı cok cabuk toparlayıp bır araya getırebılır ve konusabılırsınız işte burda beyın ; kelımelerı sıralayıp, sınırlere işaret vermesı dılımızın donmesı ve konusmamız mılısanıyenın cok cok altında gerceklesır ( konusma suremız degıl beyinın sınırlerı komut vermesı)

    Sımdı bu durum da asıl onemlı olan hafızamızda olan bılıgılerı en hızlı şekılde on planı cıkarma ıslemı olayı bıtırmektedır bence. egerkı her seyı dusunmeden hatırlayabılsek bırcok bılgııyı cok cabuk bır araya getırebılsek cok farklı seyler ortaya koyabılırız.
    Örnegın bır cumle kurucaz ,anlamlı bır cumle kurmak ıcın dusunuyoruz. Neden hatırlamaya calısıyoruz bılgerı tazelıyoruz ve en uygun kelımeye secıyoruz.
    Siz hiç, bir anda ,istem dısı sekılde ,dusunmeden, bır laf soylemedınızmı. Ve sonra hayretle ben bunu nasıl soyledım dıye kendınızle hesaplasmadınızmı.

    BİR DUSUNUN BU KONUYU...!!!



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi palovera -- 5 Mart 2006; 15:55:23 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: bmadran

    quote:

    Orjinalden alıntı: oert

    quote:

    Orjinalden alıntı: su*fi

    bu hafızayı tam kapasite kullanıyor muymuşuz peki?

    var mı kullanan?


    ben bi keresinde kullanmıştım...


    evet o anı ben de hatırlıyorum. Süper olmuştu cidden


    bir daha olmuyo hcm naapsak?




  • BUDA BENDEN.DÜNYANIN EN HIZLI BİLGİSAYARI IBM BLUE GENE DİR.SANİYEDE YAPTIĞI İŞLEM SAYISI240TRİLYONDUR.BLUE GENE NİN 100 YILDA YAPTIĞI İŞLEM SAYISINI İNSAN BEYNİ SADECE 1 SAATTE EVET SADECE 1 SAATTE YAPIYOR.
  • hortlatalım
  • Ben şahsen kullanmıyorum.
    Gerek yok zaten.
  • ben de böyle bir şeyler duymuştum bir insan temel britannica ansiklopedilerinin 500 katı bilgi depolayabilirmiş.depoladığı bilgileri kullanır veya kullan maz o kendine kalmış(ki muhakkak ki kullanır).
    nadia camukova(şu anki dünyanı en zeki insanı kabul edilyor) 3500 kitabı noktasına kadar ezberlemiş mi artık ne yaptıysa aklındaymış.
    NTV nin sitesinde diyorlarki DEHAnın tek formülü çalışmak ve huzur dolu bir aile hayatında yaşayabilmekmiş.(istisnalar var tabi) iyi günler
  • Süleyman Demirel 1924 doğumlu yani 84 yaşında...
    14 yaşından sonraki dönemi baz alırsan Demirelin beyni 70 yıldır her saniye birşeyler kaydediyor.
    Görüntü, ses, anı, hikaye...
    Demirel'in yaşantısı sıradan bir insanın yaşantısı gibi de değil çok yoğun bir tempoda bu işi yapıyor.
    Buna rağmen ne sorsanız anında cevap veriyor, hatırlıyor.

    Eğer bu kadar veriyi bir pc kaydetseydi, o veriye ne kadar zamanda ulaşırdı Bili Gets bilir...
    İşin diğer en önemli boyutu o verileri çağırmak değil, çağırdıktan sonra onları anlamlı bir şekilde yorumlayıp kelimelere dökmektir.

    Bu korkunç bir hdd ve işlemci gücü demektir!
  • @felsefika

    Yazdığın yorumları okudum.Sana katılmamak mümkün değil.
  • peki kim ölçmüş bunu ve nasıl ölçmüş
    yani kafamın içinde ki gri bir dokunun içinde ki elektiriksel sinyallerden yola çıkarakmı
    yoksa söylediğin sayıda kitabı ezberleyerek mi
  • quote:

    Orjinalden alıntı:

    @felsefika

    Yazdığın yorumları okudum.Sana katılmamak mümkün değil.




    tesekkur ederim ßy Spécops.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    Süleyman Demirel 1924 doğumlu yani 84 yaşında...
    14 yaşından sonraki dönemi baz alırsan Demirelin beyni 70 yıldır her saniye birşeyler kaydediyor.
    Görüntü, ses, anı, hikaye...
    Demirel'in yaşantısı sıradan bir insanın yaşantısı gibi de değil çok yoğun bir tempoda bu işi yapıyor.
    Buna rağmen ne sorsanız anında cevap veriyor, hatırlıyor.

    Eğer bu kadar veriyi bir pc kaydetseydi, o veriye ne kadar zamanda ulaşırdı Bili Gets bilir...
    İşin diğer en önemli boyutu o verileri çağırmak değil, çağırdıktan sonra onları anlamlı bir şekilde yorumlayıp kelimelere dökmektir.

    Bu korkunç bir hdd ve işlemci gücü demektir!


    evet oyle. guzel bir aciklama olmus.




  • böyle bir topice 60 mesaj atılmasından dolayı hayretler içerisindeyim. topicin ilk mesajı tam bir saçmalık...

    böyle birşey yok. en azıdnan bende ve tanıdığım herkezde yok. istisnai 1-2 kişide var diye direk öyle birşey diyemeyiz
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.