Şimdi Ara

Black Swan (2010) | Darren Aronofsky (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
233
Cevap
0
Favori
9.463
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ders dinler gibi dinledim sizi. Tartışamam sizle çünkü birikimin yetmez. Fakat dediklerinizi düşüneceğim. Ben hep sanatla ilgilenirken onun biçimini, estetiğini dikkate aldım. Bana bir mesaj vermesi ya da vermemesi umrumda değildi. O nedenle görüşlerim bu yandan yana. Dediğim gibi dediklerinizi düşünüp, kendi içimde sorgulayıp, düşündüklerim ve sorguladıklarım verdiği yeni gözle eserlere bakacağım. Ondan sonra cevap atabilirim size. Böyle konular nedense zaman alıyor ben de. Sosyal Medyayı çözmek gibi değil bu tür konular. Hakikaten zor.
  • Estağfurullah azizim. Cehaletimizi bildiğimiz ölçüde alimiz. Bu haseble ders vermenin değil almanın taraftarıyız hep beraber. Düşüncenizde saplanıp kalmamanız, farklı düşüncelerinizi potanızda eritip analiz etme isteğiniz yani mutaassıp bir tavır sergilememeniz gayet güzel bir tiynet. Zira zincirlerle bağlı olanı ancak ölüm çözer zincirinden. Einstein'ın atom ve önyargı aforizmasını hatırlayalım bu noktada.

    Sanat yıllar yılı içi boşaltıla boşaltıla bugüne kadar gelmiştir. Hakikate bigane bir evrensel kitle yetiştirmek isteyenler, halkları sürükleyen ve şekillendiren en önemli faktör olan sanatı kendi emelleri ve ülküleri doğrultusunda bir heykeltraşçasına kazımışlardır. Nihayetinde kendi istedikleri form ortaya çıkana kadar traşlamış durmuşlardır. Bu traşlanan kıymıklar arasında yere düşen en nadide parçadır Hakikat. Onu ayağa kaldırmanın savaşını vermeliyiz hep beraber. Aksi takdirde inadına pop-corn, alayına fast-food diye diye hepten taşlaşacağız.

    İnsan hastalanınca doktora gider. Hayvan hastalanınca veterinere götürülür. Hamile kadın vakti gelince ebeye götürülür. Peki insan anlamsızlaşınca kime götüreceğiz? Sanatçıya. Peki kendisi anlamsızlaşan ve hakikatin değil hurafenin peşine düşen sanatçı kimin derdine derman olabilir? İstiklarl Marşı'nı bu kadar güzel yazdıran neydi Mehmet Akif'e sizce? Müthiş bir sanatçı olması mı? Şiir sanatında doruğa ulaşması mı? Muhammed Abduh'tan yada Rabindranath Tagore'dan edindiği birikim mi? Hayır. Hakikate olan açlığı.

    Güzelliği dert edinenleri Oscar törenleri yazar. Fakat derdi güzelleştirenleri tarih yazar.

    Sanatın hedefi insanları uyandırmaktır. Oysa şimdi neden uyuyoruz? Çünkü hedef saptırdılar ve sanatı uyutmak için kullanılan müsekkin formuna dönüştürdüler. Uyumayalım, teyakkuzu elden bırakmayalım.

    Saygılı üslubunuz için teşekkür ederim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi De-Niro -- 23 Aralık 2010; 16:38:05 >




  • Topic e film hakkında bir kaç yorum okumak için girdim ama şimdi filmde neymiş boş iş bunlar dedim yani..
    Bütün sayfayı okudum.De-Niro bilgi birikimin harika.Hayran kaldım.
    Bence bu sayfayı tamamen kültür-bilim e alsınlar.
  • Filmi izledim.

    Tıpkı beklediğim gibi vurucu bir film olmuş.
    Mesajları da vermiş.

    The Fountain yönetmenin en beğendiğim filmiydi.
    Onun yeri ayrıdır bende 2 puan düşük diyorum bu film için.

    7/10
  • Az önce bitti film.Çok iyi olmuş bence.
    Filmin başları ve ortası pek umduğum gibi gitmiyordu ama sonralara doğru Aronofsky dökdürmüş tek kelimeyle.
    İzlenmesi gereken bir film 2010 un öne çıkan filmlerinden birisi kesinlikle
  • De-Niro, bize gerçek değerler olarak sunulan sinema filmlerini, yani bir asimilasyon örneğini, Arapça ve Farsça kelimelerin ağırlığıyla vurgulaman bana ironik geldi açıkçası. Ayrıca insanların birbirleri arasındaki durumdan doğan bir gerçekten söz ederken algıyı sağladığı nokta, o ilişkide bulunduğu pozisyon çok önemlidir. Biz kendi gerçeklerimizi ama kendimiz ama sanatçılarımız bu yola sürüp, güçsüz bıraktığımız sürece baskın durumlarla karşılaşırız.

    Bize kendi gerçeklerini kabul ettirmeye çalışan yapıyı eleştirmek için emek verdiğin yazıda (biraz Edebiyat öğretmenleri gibi olacak ama) önemini vurgulamak istediklerini genelde Türkçe kökten gelmeyen sözcükleri kullanırken sanatçı demen, sanatkâr dememen, dikkatimi çeken başka bir husus oldu. Ben sanatkâr yerine sanatçı diyorum çünkü maalesef (özellikle bu modern olduğu iddia edilen dönemde) sanatını nakde çeviremiyorsan, sürünüyorsun, yaşayamıyorsun ve doğal olarak içindekileri dışavuramıyorsun. Ama öyle bir yazıyı yazan birinden sanatkâr kelimesini kullanmasını beklerdim açıkçası.

    Son olarak amaç hakkındaki düşüncemi zaten yazmıştım daha önce ama eklemek istediğim bir şey var, Mürşit Efendi ve sana, sanatın çıkan doğrultusu sonucunda bir amacı varmış izlenimi yüklenebilir, bu yüzden sanat amaç doğrultusunda yapılmış bir şeye dönüşür ama sanat içten gelen bir şeydir, dışavurumdur sonuçta. Üretim aşamasında amaç gerektirmeyen bir olgudur. Bu açıdan da katılamayacağım.

    Not: Bu yazımın içerisinde kökü Türkçeye dayanmayan kelimeler vardır elbet, tamamen sadeleştirmenin mümkün olduğunu düşünmüyorum ama en başta fikir alışverişi için kullandığımız dilimizi korumak duyarlı olduğum bir konu...




  • Türkçe hassasiyetinizden ötürü yaptığınız eleştiriye saygı duyarım. Lakin pek fazla kaydadeğer bulmuyorum bunu. Dilin dezenformasyona uğraması farklı bir şeydir, farklı kültürlerle kaynaşıp sentezlenen kültürel armoni farklı bir şeydir. Kültürümüzdeki mozaikleşmenin ürünüdür bu. Bana yakın kültürlerle tarihler boyu alışverişte bulunmuşum ben. Sanatımı, müziğimi bu temelle oturtmuşum. Fakat beni yoketmek için bana sırnaşan kültürleri kapı dışarı etmişimdir. Ki elimden geldiğince de Türkçe'yi doğru kullanma ve kullandırtma yanlısıyımdır. Fakat tasavvuf, dinler tarihi, felsefe okuyan biri olarak bu kelimeleri kullanmakta bir beis görmüyorum. Zira Farsça ve Arapça zaten bizim ortak kültüre sahip olduğumuz toprakların malıdır. Biz onlardan alırız, onlar bizden. Osmanlıca ve Arapça'nın az bilinip İngilizce'nin çokça bilinmesindeki pragmatist yapıyı da eleştirecek değilim. Fakat gerçekten gereksiz bir yerden yaklaştınız.




  • Dildeki etkileşim yapısını kabullenip, teknoloji sayesinde coğrafya farkını neredeyse önemsiz kılan bir yapının etkileşimine karşı çıkmanız bana göre çelişkidir. O sebeple yazmıştım.
  • Herhangi bir çelişki yok burada. Çelişki bulmak isteyen kara ve siyah arasında da bulur nitekim. Ama siz burada kendinizce bir çelişki gördüyseniz, sözü uzatmaya gerek yok.
  • Başlarda sanki film'den sıkılacağım diye izlenime kapıldım, ilerleyen dakikalarda yavaş yavaş film'in içine giriyorsunuz,
    Son 20 dakikası en vurucu kısmı film'ini bu senenin en iddaalı yapımlarından biri kesinlikle,
    Natalie PORTMAN oyunculuğu ile Oscar'a göz kırpıyor,
  • Natalie Portman Oscar almazsa artık...
  • Filmde birşeyler eksik gibi. Adını tam koyamıyorsunuz. Kızdaki değişimi görebiliyorsunuz ama tıpkı gece ve gündüzü ilk kez görmek gibi. Güneşin doğuşunu kaçırıp birden aydınlığa kavuşmak ya da tam tersi batışına şahit olamadan karanlıkla yüzleşmek gibi. Arada o geçiş noktasını alamadım bir türlü. Bunda beyaz kuğunun aşırı vurgulanıp siyaha geçişini hızlı yapmasının etkisi var sanırım. Film en azından bir 20dk filan daha uzun olsaydı duyguları daha doyurucu bir şekilde verebilirdi.

    RFaD kadar olabilir mi bilmiyorum herkesin zevki farklı. Benim için onun seviyesinde bir film değil. Oscar aday adayı olabilir belki Portman ama aday olup gecede o heyecanı yaşamasını sağlayacak bir performans göremedim ben. Özellikle de o iki farklı karakteri canlandırışı olmamış. Daha doğrusu Thomas'ın da dediği gibi sadece beyaz kuğu olsa çok iyi bir performanstı. Ama siyah kuğu için filmde başardı imajını vermiş ama performansta o imajı verememiş.

    Özel efektlere gelirsek bence çok gereksiz olmuş. Seyirciyi farklı beklentilere sokan dikkat dağıtan şeyler olmuş. Sadelik daha çok yakışırdı zira zaten Çaykovski'nin müzikleri insanı fazlasıyla etkiliyor. Özel efekt kullanıp bunu bozmasalar daha güzel olurdu.

    7.5/10 diyorum ben. Portman meraklıları için 8.5 olur ama meraklısı olsun ya da olmasın 7.5'un da altına düşmez. Sağlam emek verildiği belli olan bir film.




  • Darren ve clınt herzamankı ıkılı bende bunu beklerdım ıkısınden :)
  • filmi daha izlemedim ama afiş şimdiye kadar gördüğüm en iyi afişlerden gel bu filmi izle diyor
  • Aşırı derecede beğenilen bir film olarak duydum iyi bir filme benziyor fakat daha izleyemedim.
  • Bluray çıksada bizde izlesek
  • quote:

    Orijinalden alıntı: NéGRo

    Bluray çıksada bizde izlesek

    vay be
    ben vcd ye razıyım
  • Bende geçen hafta izledim çok iyi bir film gerçekten.Ortalarında biraz uçuyor ama sanırım o psikolojik havayı yaratmak için olsa gerek.
  • Yahu üst konulara getirip durmayın şu konuyu zaten zor sabrediyorum izlememek için 720p side çıkmadı gitti arkadaş,
  • Umduğumu bulamadım.
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.