Şimdi Ara

CONAN EVREN'İN MACERALARI-2

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1
Cevap
0
Favori
355
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • SIRADAN BİR GÜN

    SABAHIN SEHER VAKTİ

    Bu gün de herzamanki gibi erkenden kalktım. Daha güneş bile uyanmamıştı. Helaya gittim ve daha güne başlamadan yine asabım bozuldu. Zaten ne zaman helaya gitsem asabım bozuluyor. İşemekten başka bir işe yaramayan o lüzumsuz alet her gördüğümde canımı sıkıyor. Nerde o eski sabah ereksiyonları, nerde o araba devirmeler, nerde? Haydar Dümen "sıkma canını paşam" diyor ama sıkılacak can mı kalmış?... Allahtan bizim hanım erkenden öldü de beni bu pörsümüş halde görmedi.

    Helada geçirdiğim şırıltı dolu bir-kaç dakikadan sonra, kahvaltıya oturdum. Kahvaltıdan sonra memlekette neler oluyor bir bakıyım diye televizyon karşısına geçtim. Kanallardaki salak spikerlerin hepsi aynı anda, aynı gazeteleri okuyorlardı. Birisi "bütün kanallarda aynı anda gazete okunacak" diye bir emir mi verdi acaba? Ben bile böyle aptal bir emir vermezdim netekim. Bunun içündür kü bizi askerde genelkurmay başkanı yapmışlar, boru mu ? Daha sonra en sevdiğim program Pokemon başladı da biraz moralim düzeldi. Sonra sabah programları başladı, bir takım kızlar ve aşçılarla dolu bu programlar çok sıkıcı. Hepsi birbirinin aynı. Aşçılardan biri kızlardan birini pişirse daha ilginç olur netekim.

    Canım sıkıldı, Cin Ali serisinden bir kitap alıp arkama yaslandım ve yayıla yayıla okumaya başladım.


    CİN ALİ

    Seçtiğim kitap Cin Ali'nin İtiydi. "Ali bak it, Ali iti kovala, Ali iti yakala, tut Ali tut, Ali iti tut, Ali itin kuyruğuna teneke bağla, kaç Ali kaç, Ali kuduz aşısı ol". Çok güzel bir kitap, çok da heycanlı. Ali gene yaramazlığını yaptı, çok seviyorum bu keratayı. Bu kitapları bana rahmetli Özal hediye etmişti, kendi de Red Kit okurdu. Dün de Cin Ali'nin atını okumuştum, bu kitapda Ali atın ırzına geçiyordu.




    KEKLİĞİ DÜZ OVADA AVLARLAR

    Cin Ali'yi bitirdikten sonra Öğle yemeğine oturdum ve dün vurduğum keklikleri yedim. Bu keklikleri vurdum diye zamanın hayvansever entelleri bana çok bozulmuşlardı. Doğal hayatı bozuyormuşum. Yok canım daha neler. Altı üstü kuş, zaten ölecekler. Ha ben öldürüp yemişim, ha kendi kendilerine ölmüşler. Ha Hasan, ha Kel Mahmut. Ne farkeder? Yemekten sonra helaya gittim ve uzun uzun ıkınarak keklikleri tekrar doğaya döndürdüm. Şekilleri biraz değişmişti ama yaşarken de pek birşeye benzemiyorlardı zaten. Hayvanseverler gelsinler de baksınlar kekliklerine.

    Öğleden sonra solucan avına çıktım. Hayvanseverler duysalar buna bile karşı çıkarlar. Solucan avı bayağı bereketli geçti, çünki dün akşam sağanak yağmur yağmıştı. Solucanlar yağmuru seviyorlar, ben de onları seviyorum. Balık avlarken lazım oluyorlar.

    Solucanlarımı ve oltalarımı alıp balık tutmaya gittim. Solucan ve olta ikilisi balıkların baş düşmanı. Solucanları kancalara taktım ve denize atıp beklemeye başladım.




    İSTAVRİTİ BEKLERKEN

    Balığı beklerken hayallere dalmışım. Kendimi dünyaca meşhur bir ressam olarak hayal ettim. Paris'te, Newyork'ta, Londra'da sergilerim açılmış, bütüm dünya benden bahsediyor. Resimlerim milyonlarca dolara satılıyor. Sanat tarihine adımı altın harflerle yazdırıyorum. Enteller acayip bozuluyorlar, affet bizi paşam diyorlar. Ben de onlara elimle "nah" yapıyorum.

    Böyle tatlı tatlı hayaller kurarken birden bire denizden bir afet-i devran çıktı. Gözlerim yuvalarından uğradı, az daha kalpten gidiyordum, çünki afetin üzerinde sadece ip gibi birşey vardı ve memeleri yoğurt torbası gibi sallanıyordu. Bana doğru koşarak gelirken, onu terörist zanneden korumalarım hemen koşup kızı kovaladılar. Salaklara "teröristler böyle inek memeli ve anadan üryan olsalardı biz darbe mi yapardık, boşuna kovalamayın kızı" demek istedim ama diyemedim. Deseydim koskoca Conan Paşa'nın adı bir de röntgenciye çıkacaktı. Zaten enteller herşeyime bir kulp takıyorlar. Kulp takmadıkları bir şeyim kaldı, keşke ona da taksalar. Takabilirlerse tabii.

    Korumalarım 500 metreye kadar yanıma hiç kimseyi yaklaştırmıyorlar. Bunun içündür ki plajlardaki çıplak kızları göremiyorum. Biz ne diye Marmariste ev aldık, tabii ki bunun içün. Ben kızları göremiyceksem ne işim var Marmariste. Giderim Erciyes'e mis gibi dağ havası alırım. Hem oranın kekliği de boldur. Keklik bulamazsam Kerem'in arpa tarlasında arpa avlarım.

    Bu hadiseler esnasında beş-on istavrit tutmayı başardım. Zaten akşam da olmuştu netekim. Balıkları ve fedakar solucanlarımı alıp eve gittim. Aşçıya balıkları verdim ve resim yapmak üzere resim odama geçtim.




    SEN KARPUZ'UN RESMİNİ YAPABİLİR MİSİN ABİDİN?

    Suluboyalarımla suyumu alıp tuvalin karşısına geçtim ve uzun zamandır üstünde çalıştığım resmi fırçalamaya başladım. Bu resmin benim için özel bir anlamı vardı zira. Bunu içündür ki resme çok özenmiştim. Bu "tepişen atlar" isimli tablomdan çok daha iyi oldu. Adını daha koymadım ama "götebakan" olabilir. Resmi bitirdikten sonra karşısına geçip uzun uzun eserimi seyrettim. İnsanın kendi eserini seyretmesi çok zevkli oluyor. Ben helanın deliğine bıraktığım eserimi bile dakikalarca seyrederim.
    GÖTEBAKAN

    Büyük Görmek İçin Üstüne Tıklayın

    Sanatçı ruhlu adamın netekim. Götebakan da çok iyi oldu. Bunu satsam çok alan olur ama ben satmamayı düşünüyorum. Ne de olsa göznurum.




    İSTAVRİTİN KILÇIĞI

    Resim faslından sonra akşam yemeğine oturdum ve istavritleri miğdeye indirdim. İnsanın kendi avladıklarını yemesi de bir başka zevkli oluyor. Sinekleri ve solucanları avdan saymıyorum. Takma dişimin kovuğuna bile sığmazlar. Bu istavritlerde çok kılçıklı oluyor. Kılçıklara kıl oluyorum ama istavrit yayın balığından daha iyi, yayınlar kılçık tarlası gibi. Adamın ağzı terzi süngeri gibi delik deşik oluyor. Yemekten sonra elime kumandayı alıp televizyonun karşısına geçtim.



    REHA MUHTARLA'LA BİR SAAT

    Teleziyonlarda en sevdiğim programlar Pokemon, Tomla Jerry, Temel Reis, Power Rangers ve Reha Muhtarla Show Haber. Reha çok alem bir adam, onun böyle kabiliyetli olduğunu bilseydik darbeden sonra başbakan yapardık.

    Reha Muhtar

    Bir de sabahları çıkan Ece'yi seviyorum, çok tatlı bir kız. Darbe zamanı olsaydı onu da şeker fabrikaları genel müdürü yapardım. Kumandayla zıplayıp dururken kadınlararası voleybol maçına rastladım ve onu seyrettim. Kırmızılı takımı tuttum çünki onlar mayo giymişlerdi, yeşiller ise şort giydikleri için hiç hoşuma gitmediler. Bu sporcu hatunlara en fazla mayo giydirmek gerek ki seyirci artsın. Ben cumhurbaşkanıyken Tutti Furitti'yle avunurdum. Şovmen Hügo'yu da çok severdim. Türk olsaydı onu sütyenden sorumlu devlet bakanı yapardım. Şimdi öyle şeyler yok ben de voleybol maçlarıyla idare ediyorum. Geçen gün Rusya -Küba maçı vardı, ben kominist olmalarına rağmen Kübalıları tuttum çünkü mayo giymişlerdi netekim. Ama ben en çok kısa mesafe koşan kızları seviyorum, hepsi de maşşallah dalyan gibi. Ama atletizm yarışmaları çok olmuyor maalesef.




    GÜNE VEDA

    Böylece bir günü daha bitirdim. Helaya gidip istavritleri özgürlüklerine kavuşturdum. Pijamalarımı giyip yatağa yattım. Sıradan bir günü yine zart diye ossurarak uğurladım.












  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
    
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.