Şimdi Ara

Devlet Ne Olmalıdır?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
29
Cevap
1
Favori
947
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Türkiye’de insanların sürekli kendilerini aptalca bir düşünce akımının parçası yapıp diğer düşünce akımlarıyla savaştığı görülmüştür. Şu bir gerçektir ki kendimizi bir topluluğun parçası olarak görüp o topluluğun başına gelen olayları kendi başımıza gelmiş gibi karşılamak veya birisi birisini öldürdüğü zaman olayla hiçbir bağlantımız olmadığı hâlde buna sevinmek veya üzülmek tamamen delilik ve ahmaklıktır. İşte CHP’lilerle AKP’liler birbirini öldürüyor biz de bu olaya ya seviniyor ya da üzülüyoruz, bize ne ki? Ben mi öldüm? Ben mi öldürdüm? Bir takım insanlar İslam’ı överken İslam’ın zengine 4 kadın verip fakiri kadınsız bıraktığını, İslam ülkelerinin durumunu ve gerçekte İslamiyetin ne olduğunu göremiyorlar. Namaz kılmayan, sigara içen müslümanlar kendilerini dindar görüp eşcinsellere ve fahişelere saldırıyorlar. Kaldı ki kimse İslamiyeti sevmez ama herkes toplumdan dışlanmamak için kendini diğer insanlara dindar gösterir. Gerçek şu ki artık Türkiye’nin %10’u müslüman iken %33’ü dinsiz, geri kalanı da sahte müslüman yani münafık.

    Ayrıca insanlara küfür etmek, hakaret etmek yasak olmamalı; insanlar birbirlerine küfrederek anlaşırlar. İnsan samimi olduğu insana küfreder. Başbakana küfretti diye bir adam hapse atılır mı? Hapishanelerdeki insanlar bize yük olmuyor mu, bedava yiyip içmiyorlar mı? Bütçenin kuvvetlenmesi için cinayet işleyen erkekler idam edilmelidir. Tecavüz edenlere tecavüz edilmeli ve işkence yapılmalı ardından tedavi edilip ve eğitilip sınavı geçtikten sonra serbest bırakılmalıdır. Hapishaneler masraflıdır, işkence yapmak daha iyi hem de vakit kaybını önleyerek istihdama katkı sağlar. Bu konuyu çok sonra, çok detaylı şekilde konuşacağım şimdi özet geçiyorum yani direkt anafikiri veriyorum.

    Devlet kadınları koruma altına almalı ve kadınları çoğaltmak için bütçe ayırmalıdır. Şu an bütün Dünya’da kadın kıtlığı vardır. Kadın sayımız erkek sayımızdan çok daha azdır, pek çok fakir erkek kadınsız kalmakta ve bütün kadınları zenginler götürmektedir. Cinayet işleyen kadınlar seks kölesi olarak devlet genelevlerinde silah zoruyla çalıştırılmalıdır. Cinayet işleyen erkekler idam edilecek demiştim.. Kadınların kendi erkek çocuklarını ve babalarını ve ağbilerini ve kocalarını öldürmelerine izin verilmelidir çünkü Türkiye’de gereğinden fazla erkek var ve eğer bir insan yakından tanıdığı birisini öldürüyorsa öldürdüğü kişi kesinlikle ölümü haketmiş pislik, yalancı, bencil, zalim birisidir.

    Gelir dengesini sağlamak için zenginliğe kota konulmalıdır yoksa fakir insanlar zenginleri gördükleri yerde öldürmeye ve ev, araba yakmaya başlarlar. Şu bir gerçektir ki zenginler asla iflas etmez, 800 tane evi olan bir insanın iflas etmesi kesinlikle mümkün değildir. Zenginin her geçen yıl zenginleşmesi gayrimenkul fiyatlarını tavana fırlatır, ayrıca zenginler çok iyi alışveriş yapabildiği için herşey zamlanır, enflasyon olur, fakirler aç kalır ve fakirin tüketeceğini de zengin tükettiği için ekonomik kriz falan da çıkmadan fakirler sessizce ölürler.

    Aklı olan insan Çin’i, İslam ülkelerini düşünüp de bana hak verir; aklı olmayan insan ise istediğin kadar konuş yine hiç düşünmeden canı ne yapmak istiyorsa onu yapar. Şu an Türkiye’nin %10’u açıkça zenginlerden tamamen nefret etmekte ve zengin insanları düşman olarak görmektedir. Eğer fakir insanları köleleştirerek onların nefretini kazanmak ve her yerde sevilmeyen, kıskanılan, nefret edilen birisi olmak hoşunuza gidiyorsa Türkiye zamanla Çin’e dönüşecektir bence şimdiden Çin tarihini araştırmaya başlayın.

    Bir insanın 2 evi, 1 arsası, 1 iş yeri olmalıdır. Eğer bir insanın 60 tane fabrikası, 800 tane evi varsa ondan sonra kimse niye enflasyon oldu, niye kriz çıktı, yav noluyor demesin. Aşırı zengin olmak da ekonomiye ve topluma zarar verebilir. Devlet yavaş yavaş aşırı zengin insanların mal varlığının bir bölümüne el koyup fakir insanlara açık arttırma ile bunu satmalıdır. Maaşının yarısını kiraya veren, İstanbul dışında yaşamaya zorlanmış bir insandan sağlıklı ve mantıklı olmasını istemeniz kabalık olur.

    İnsanlar yavaş yavaş sapıklaştırılmalı ve onlara fakir olsalar bile cinsellik yaşayarak mutlu olabilecekleri öğretilmelidir. Fakir, bekâr, önemsiz bir insan intihar etmeye mecbur bırakılmış bir insandır. Kaldı ki intihar etmek isteyen insan intihar etmek yerine başka şeyler yapmaya da karar verebilir. İnternete baktığınızda Türk toplumunun okuma-yazma bilmediği, bunalımlı olduğu, aşırı derecede sapık olduğu, geri kafalı ve yobaz olduğu ve türk kadınlarının ottan farksız olduğu ortaya çıkmaktadır. Devlet memuru olduğu hâlde imlâ kurallarını bilmeyenler, bakan olduğu hâlde milli marşımızı ezbere okuyamayanlar vardır. AKP’nin içinde İslam’a saygısızlık yapan siyasetçiler olduğu gibi CHP’nin içinde yalancı, ikiyüzlü siyasetçiler görülmektedir.

    Açıkçası ülkemiz dümdüz ve son sürat cehennemin dibine doğru gitmektedir. Yok işte eski hükümetler kötüymüş, AKP hükümeti daha iyiymiş falan filan... Arkadaşlar, hatalarımızı düzeltmeliyiz ve kusursuz olmalıyız. Bütün Dünya ülkelerinde siyasetçilerin devletin kasasını zimmetlerine geçirdikleri ortadadır. Şu Dünya’da bir tane düzgün ve dürüst hükümet yoktur. Tek paraya tapmayan, paraya önem vermeyen lider Adolph Hitler’di o da seri katil olduğu için 10 milyon insanı öldürüp herkesi derin acılara soktu. Şu Dünya üzerinde bir tane akıllı adam yok mu “bunu bu şekilde yaparsak halk acı çeker, halk fakirleşir” diyen? İnsanlar insanlığı değil de kendi çıkarlarını düşündükçe hiçbir yerde hiçbir şey olmaz. Para kâğıt parçasıdır, para bir yalandır. Hepimiz öleceğiz ve hiçkimse hiçkimsenin ne düşündüğünü ne hissettiğini umursamıyor; bu yüzden para kazanmanın, zengin olmanın, parayı seven arkadaşlar ve sevgililer edinmenin hiçbir anlamı yok. Sen istersen ejderha ol, hiçkimsenin umrunda değilsin. Ben mesela Dünya’daki en zeki insanım; aranızda var mı ne tür müzik sevdiğimi, kaç yaşında olduğumu merak eden? YOK. Yani hiçbir şeyin hiçbir anlamı yok. Biz sadece insanlığı ilerletmek ve kusursuz bir evren yaratmak için varız. Kadınlarla ilişkiye girmek isteyebilirsin ama insan biryerden sonra sıkılır. Zengin olmayı sevebilirsin ama sıkılacaksın. Bir eve 2 milyon lira vermek, bir arabaya 1 milyon lira vermek nedir? Enayi olmaktan zevk mi alıyorsunuz? Sıradan bir evin, hareket edebilen bir araban, çocukların, seviştiğin birkaç kişi olsa yeter. Kadınlar sizinle sevişmek için sizden para istiyorsa onları boykot edin “sen bana para ver ben senden üstünüm” diyin. Onların size yalvarması lazım, onlar kim ki?

    Kısacası yalancılık, bencillik yasaklanmalı. Hiçbir şey sansürlenmemeli. İnsanlar özgür ve mutlu olmalı. İnsanlar mutsuz olursa bunun cezasını siz çekersiniz. Kadınları çarşaf giydirip kucağına 5 çocuk dizip eve kapatarak mutlu bir evliliğe sahip olamazsınız. Mutlu olmak istiyorsanız evlenmeyin ve 6 ayda bir sevgili değiştirin, öyle mutlu olunur; yalan mı söylüyorum? Eğer yanılıyorsam neden kadın doktorlar evlenmek yerine 6 ayda bir sevgili değiştirmeyi tercih ediyorlar? Koskoca doktordan daha mı zekisin sen?

    Devlet eğitim kalitesini ölçmek için diploma geçerlilik sınavı yapmalıdır. Nasıl ki KPSS var veya doktorların lisans almak için girdiği Türkiye genelinde bir sınav var, aynen öyle bütün diplomaların sınavı olmalı ve sınavı geçemeyenlerin diploması geçersiz sayılmalı ve kalitesiz eğitim veren eğitim kurumları fişlenmeli. Sınav süreleri 4 katına çıkarılmalı çünkü yavaş düşünen insanlar var, herkes hızlı düşünmek zorunda değil; üstün zekâlı insanlar genellikle yavaş düşünür çünkü emin olmadan cevap vermek yanlış ve mantıksızdır, iyice düşünmek gerekir; insanları hızlı düşünmeye alıştırmayın, hızlı düşünen insanları kayırmayın; hızlı hareket eden çok hata yapar, o sınav süreleri 4 katına çıkacak! Sınavlardaki soru sayısı azaltılmalı ve sorular hiçkimsenin hepsini doğru yapamayacağı kadar zor olmalı ve hiçbir soru kolay olmamalıdır.

    Şimdi size kesinlikle bilmeniz gereken bilimsel bilgiler vereceğim...

    İnsanlar robottur. İnsanları kontrol etmeyi ve köleleştirmeyi inceleyen psikoloji diye bir bilim var. Her insanın birkaç amacı ve birkaç temel düşüncesi vardır. Ve insanlar sürekli aynı şeyleri amaçlar ve tekrarlarlar. Eğer annenizi ve babanızı incelerseniz onların tepkilerini ve cümlelerini ezberlediğinizi fark edeceksiniz çünkü onlar robot. Siz de robotsunuz. Hayvanlar da robottur. Herşey sürekli aynı şeyleri yapar. Mesela bütün insanlar sevişmeyi sever. Mesela bütün erkekler çıplak bir kadın gördüğünde “acaba benimle sevişir mi” diye bilinçaltından geçirir yani sevişme arzusunda olur ve kadın “canım bir dakika bakar mısın” derse erkek bu sefer “bana mı” dedi diyecektir çünkü bu durum gerçek dışıdır ve gerçek olamayacak kadar sıra dışıdır. Kısacası insanların neye ne tepki vereceği önceden bellidir çünkü herşey atomlardan oluşur ve bu durumda herşey birbirinin aynısıdır. Bir köpeğin, veya bir maymunun veya bir filin veya bir kuşun sakın sizden farklı olduğunu düşünmeyin, hiç farkları yok sadece sizden daha salaklar. Aynı şekilde bitkilerin acı hissedebildiği ve korkabildiği kanıtlanmıştır, inanmayan gitsin araştırsın.

    Atomlar canlıdır. Atomlar daima hareket ederler ve asla durmazlar, durmaları imkânsızdır. Atomlar sıcaklığa, manyetizmaya tepki verirler çünkü onlar canlıdır. Evren atomdan oluşur, atom sıcaklık enerjisine dönüşebilir, ışığa dönüşebilir, manyetik enerji yayar ve elektrik akımı gerçekleştirebilir. Bütün evren enerjiden ve atomdan oluşur; zaten enerji ile atom aynı şeydir. Evren büyük patlama ile oluşmuştur. Bütün yıldızlar söndüğünde, bütün gezegenler öldüğünde evren birleşip yok olacak ve yeniden patlayıp yeni baştan oluşacaktır. Evren sürekli ölür ve sürekli kendini baştan yaratır, bu olaylar her 30 milyar yılda bir tekrarlanır.

    Hafıza bir protein sarmalı, bir RNA, bir DNA’dır. Hafıza denilen şey hücrelerin içine yazılır ve orada depolanır. Hatırlamadığımız hiçbir şey gerçekleşmemiştir yani annemiz ölürse ve bunu hatırlamazsak annemiz ölmemiş sanarız ve annemiz öldü diye üzülmeyiz. İnsanlar uyurken, baygınken olan şeyleri kendilerine geldiklerinde hatırlamazlar. İnsanlar rüyalarının uyanmadan önceki yarım saatini hatırlayabilir; ben hiçbir şey hatırlamıyorum. Bir insan baygınken ölürse öldüğünün farkına varmaz, yani acı hissetmez sadece uyumuştur ve uyanmayacağından haberi yoktur. Yani ölmek ile uyumak aynı şeydir.

    Hücreyi çekirdek yani DNA yönetir. Fakat bilim insanları kesinlikle hücrenin nasıl yönetildiğini anlayamamıştır ve deneyler her organelin kendi istediği şekilde hareket ettiğini göstermiştir fakat bazen bazı organeller hücreyi korumak için kendi kendilerini öldürmektedir. Herşey bir yana bizim ne olduğumuzu da bilim insanları bilmemektedir. Biz kendi beynimizin içindeyiz ama tam olarak beynimizin neresiyiz? Beynimizin merkezi neresi? Beynimizin neresi karar veriyor? Eğer beynimizin içindeki bir et parçasıysak toplamda kaç hücreden oluşuyoruz? Yani biz birkaç hücrenin bir araya gelmiş hâlimiyiz? Deneyler insan beyninin içinde pek çok kişinin yaşadığını bunların içorganlarımızı yönetterek bizi hayatta tuttuğu, duygularımızı yöneterek bizi zorla sevişmeye ve âşık olmaya zorladığı, hafızamızı yöneterek önemsiz şeyleri unutturduğu ve hatırlamak istemediğimiz şeyleri kayıt ettiğini göstermiştir. Bazı insanların ise vücudunu iki veya daha fazla birbirinden farklı insan kullanmaktadır. Bütün bunlar da insanların aslında kendi vücudunun ve insan ırkının evriminin kölesi olduğunu gösterir. Dolayısıyla bir insanı tecavüz etti veya taciz etti diye cezalandırmak bazen yanlış olabilir, bazen insanlar kendi vücutlarının kontrolünü kaybedebilirler.

    Evrim bilim insanları tarafından çoktan kanıtlanmış ve asla varlığı tartışılmayacak olan bir gerçektir. Evrim teorisi diye bir şey yoktur. Eğer canlıları dikkatlice incelerseniz siz de evrimi fark edersiniz ve bütün canlıların vücudunda kusurlar, hiçbir işe yaramayan organlar, eziklikler bulunur. Mesela ters dönen bir cüce hamster 10 saniye boyunca düz dönmeyi deneyebilir ve cüce hamsterların kafa şekli daire şeklindeki deliklerden geçmek için uygun değildir ama kapı altından geçmek için uygundur.

    Atomlar canlıdır ve bir araya gelip karmaşık yapılar oluşturmayı severler. İlk canlılar bu şekilde atomların yaratma arzusuyla oluşmuştur. Aynı şekilde gezegenler ve yıldızlar da canlıdır ama çok büyük oldukları için çok yavaştırlar. Son zamanlarda insanlığın mutsuzluğu ve nefreti dünyayı öfkelendirmiş ve pek çok depreme, çöküntüye, yer yarılmasına sebep olmuştur. Buna dikkat edin. Dünya’nın canlı olduğunu ve bitkilerin cömert ve yardımsever olduğunu unutmayın.

    Atomların amacı tanrıyı yani en kusursuz canlıyı yaratmaktır ve evrim o var olana kadar devam edecektir. Zeki insanlar çocuk yapmazlar ve bunun nedeni atomların kusursuz varlığı yarattıkları için evrimi devam ettirmemeye karar vermeleri olabilir. Aptal insanlar evrimin devamı için 13 çocuk yaparken zeki insanlar evrimin son noktasında oldukları için çocuk yapmamayı seçiyorlar.

    Arkeolojik ve tarihi bulgular Dünya’ya 10 bin yıl önce uzaylıların geldiğini göstermektedir. Uzaylılar dev, tek parça kayadan oluşan tapınaklar ve milyonlarca tonluk piramitler inşa etmekle kalmayıp Dünya’yı yönetmişlerdir. Bütün dinler uzaylılar tarafından gönderilmiştir. Kuran’da meleklere tecavüz edilmektedir bu da meleklerin aslında uzaylı olduğunu kanıtlar (Lut suresi, halkın meleklere tecavüz etmek istemesi peygamberin “kızlarımı alın beni konuklarıma rezil etmeyin” demesi). Ayrıca ortaçağ Avrupa’sında havada uçan, büyü yapan, cin çağıran cadılardan söz edilir ki bu kişiler yüzünden 9 milyon insan idam edilmiştir. İlluminati, satanizm, kapitalizm, Amerika, ingiliz kraliyet ailesi uzaylılarla bağlantısı olan kuruluşlardır. Uzaylılar insan vücudunu elegeçirmiş de olabilir, sahte insanlar da üretmiş olabilir. Türkiye’de Cem Yılmaz, Cem Yılmaz ile aynı filmde oynamış olan herkes, neredeyse bütün kadın pop, rock şarkıcılar, Hayko Cepkin, Acun Ilıcalı, Esra Erol Illuminati üyesidir. Illimunati’nin amacı eşcinsellik ve dinsizlik olsa da ne yazık ki paraya tapmakta, paraya çok önem vermek de, dolandırıcılık ve şerefsizlik yapmaktan çekinmemektedirler. Illimunati sürekli yalan söyler ve sizi kandırmaya çalışır, onlar asla gerçeği ve doğruyu söylemezler ve doğru konuşanlardan korkarlar. Uzaylılarla ilgili yaptığım araştırmalar şunları göstermektedir:
    Uzaylı mısın sorusuna hepimiz uzaylıyız yanıtı verirler.
    Duyguları yoktur, âşık olmazlar, cinsellik yaşamazlar.
    Daima gülümser, güven verir, arkadaşca, dostca davranırlar.
    Sürekli sizi onaylar size haklısın der daha sonra sizden küçük bir iyilik ister daha sonra da ona yardım ettiğiniz için teşekkür ederler. Eğer sizin haksız olduğunuzu düşünüyorlarsa size soru sorarak sizin haksız olduğunuzu fark etmenizi sağlarlar (ama öyle olursa da şöyle olmaz mı gibi sorular).
    Aşırı kusursuzlardır. Çok çekici, karizmatik, kibar olurlar.
    Bazıları zihninizi okuyabilir ve bazıları sizin hakkınızda sizden daha fazla şey bilebilir.
    Utanmazlar, rahatsız olmazlar, sadece zengin insanlarla para için sevişirler, fakirlerle sevişemezler çünkü onlar robot ve neye programlanmışlarsa onu yapıyorlar.
    Sorulara cevap vermez veya veremezler, beyinleri robot beyni gibi; sadece programlandıkları şeyleri yapıyorlar.
    Eğer onlara hayatın yolunda gitmediğini ve Dünya’nın yok olacağını söylerseniz “merak etme, bir şey olmaz, her şey yolunda, endişelenme güvendesin” gibi şeyler söylerler; elbette ki yalan söylüyorlar.
    Gözbebekleri kedi gibi çizgi şeklindedir. Beşgen yıldız, sekizgen şekline de girebilir. Eğer onlara dikkatlice bakarsanız gözlerini hemen insan gözü şekline sokarlar.
    Bir uzaylının yüzüne karşı dünyayı 10 bin yıldır uzaylılar yönetiyormuş, bütün zengin insanlar uzaylıymış derseniz sizinle konuşmaz; endişeli, korkmuş, sinirli bir şekilde oradan hızlı yürüyerek uzaklaşır.
    Dünyayı uzaylılar yönetiyormuş derseniz; ne güzel, yönetsinler işte yanıtını verirler.
    Eğer amerikalılarla bunları konuşursanız size “if aliens gave you lemons, make with them alien lemonades yani eğer uzaylılar sana limon verdiyse onlarla uzay limonatası yap” diyorlar. Bu da “eğer uzaylılar varsa onlardan faydalanmaya ve onlarla iş birliği yapmaya bak” demek oluyor.

    Illimunati’nin sembolü Amerikan dolarının üzerinde vardır. İlluminati’nin kuruluş yılı doların üzerinde ve özgürlük anıtında yazar, 1776. Illuminati’den önce uzaylılar tarafından başka örgütler de kurulmuştur ama artık bu örgütler devam etmemektedir. Illuminati ilk başta kusursuzluk, dinsizlik, eşcinsellik için kurulmuştur (yani bana uyan bir örgüt) ancak aradan 200 yıl geçince örgüt üyelerinin kalitesi bozulmuş; örgüt açgözlü, zengin, şımarık, bencil, görgüsüz insanların eline geçmiştir. Babadan zengin, tembel, şımarık bu veletler şu anda Illuminati’yi yönetmektedir ve bu insanlar doğrudan gerçek uzaylılardan emir alırlar. Bu yüzden karanlık ve gizli bir odada toplanırlar ve uzaylı kimliğini gizlemek için bir cüppe giyer.

    Muhammed son peygamberdir yani müslüman, hristiyan, yahudi uzaylılar Dünya’yı satanist uzaylılara satıp terk etmişlerdir. Muhammed’den önce Dünya’yı hep dindar insanlar yönetmiştir ve teknolojiyi onlar ilerletmiştir. Muhammed’den sonra ise Dünya’yı satanistler, reformcular, Illuminati yönetmiştir yani Dünya’nın sahibi artık satanistlerdir ve bütün teknoloji ateist, sapık, eşcinsellerin elindedir.

    Bilgisayarı insanlar icat etmemiştir, uzaylılar insanlara öğretmiştir. Teknolojinin hızlı gelişmesi uzaylıların yardımı sayesindedir. Ölümsüzlük bulunmuştur, içorganları değiştirerek, kök hücre naklederek, kemik iliği naklederek, kan naklederek sonsuza kadar yaşanabilinir ancak beyin ne duruma gelir, beyin ne kadar yaşar bilinmez.

    İngiliz kraliçesinin yüzü ve elleri örtülüdür, daima eldiven giyer ve yüzünü bir tül ile gizler; belki de uzaylıdır. Vampirler uzaylıdır. Amerika’da kel, güneş gözlüklü polisler vardır; onlar da uzaylı.

    Uzaylıların saçı olmaz. Saçları olmadığı için kadın başını örtsün, erkek saçını kısa kestirsin gibi dinler uydurup kendilerini gizlemeyi kolaylaştırdılar ve saçlarını kıskandıkları insanları köleleştirmiş oldular çünkü uzun saç güç ve kudret göstergesidir. Uzaylıların gözbebekleri şekil değiştirebilir ve normalde çizgi şeklindedir. Uzaylılar robot gibi davranır, çok güven verici, çok sevgi dolu, çok çekicidir. Mavi gözlü sarışın insanlar daha çok sevildiği için uzaylılar genelde mavi gözlü sarışın olmayı tercih eder. Uzaylılar ikna etmek için kadın olmayı, yönetmek için erkek olmayı tercih eder. Uzaylıların insan beyninde asalak bir yaratık olarak mı yaşadığı yoksa sahte insanlar mı ürettiği bilinmemektedir.

    Illuminati’nin kuralları:
    Bütün herkes eşittir yani kimin parası çoksa onun dediği olur ve o yönetir.
    Illuminati’ye girmek ve yükselmek için sınavları geçmen gerekir, sınavları geçtikçe sana daha çok para kazandıran, daha iyi işler vererek senin zenginleşmeni sağlarlar.
    Illuminati’den çıkan bir ile hiçkimse konuşmaz, iş yapmaz, selam bile vermez. Tekrar girebilmek için lideri bir daha çıkmayacağınıza inandırmanız gerekir.
    Dürüst kişiler Illuminati’ye giremez. İlk kurulduğunda yalancıları almıyorlardı, çok bozuldu bu örgüt.
    Illuminati’nin varlığını kabul ederseniz örgüt sırlarını anlatmakla suçlanıp atılırsınız ve her yerde sizin deli olduğunuz haberini yayarlar.
    Illuminati Türkiye’de artık üye kabul etmemektedir çünkü eski üyelerin çocuklarını yeni üye olarak kullanıyorlar.
    Illuminati’de doğan çocuklar kendi ayakları üzerinde durabilme, fakir insanların yaşadığı hayatı yaşama, insanları örgütleyip onlara eylem yaptırma gibi ayak işleri yaptıktan ve belli bir yaşa geldikten sonra eğitimlerini tamamlamış sayılıp daha ciddi işler yapmaya ve zengin bir insan olarak yaşamaya başlarlar.
    Illuminati üyeleri birbirleriyle rekabet hâlindedir. Şafak Sezer, Cem Yılmaz, Okan Bayülgen birbirleriyle kavga edebilir ama hepsi Illuminati üyesidir. Bu Erdoğan ile Bülent Arınç’ın ve Abdullah Gül’ün birbirleriyle kavga etmesi gibidir. Hatırlarsanız Melih Gökçek ile bir AKP’li de birbirlerine küfretmişlerdi yani Illuminati’de herkes tuttuğunu halleder ve sadece organize bir iş yapacakları zaman iş birliği yaparlar çünkü onlara emri veren uzaylılardır. Illuminati üyeleri insanları sevmezler, uzaylılara hizmet ederler; uzaylılara şeytan veya melek veya cin de denir, sonuçta hepsi de bu gezegenin dışından gelmektedir. Uzaylıların 10 bin yıldır Dünya’da yaşadığını ve aya insanların psikolojisini ve evrimini etkileyecek bir sinyal istasyonu yaptıklarını da unutmayın.

    Size çok önemli bilgiler verdim, daha detaylı bilgileri daha sonra sizin ilginiz koşuluyla verebilirim. Bu yazdıklarım yeteri kadar uzun oldu. Çok da sürekli uzun uzun yazmamak gerek çünkü okumak, okuyup anlamak da bir vakit harcıyor.

    Kapitalism
    Dünya’nın en zengin insanının 7 trilyon doları vardır. 7 trilyon demek 7000.000.000.0000 demektir. Türkiye’nin nüfusu 70.000.000’dur. 7000.000.000.000/70.000.000=100.000 yani adam parasını bize dağıtsa kişi başı 100.000 lira yapar bu da bu adam istese Türkiye’yi satın alır demektir. Şimdi siz Illuminati, uzaylılar, masonlar yok diyeceksiniz ve Allahu ekber diye bağıracaksınız ama ne yazık ki Dünya’yı eşcinsel, dinsiz insanlar yönetiyor ve müslümanların bu dünyaya hiçbir faydası yok. Dinsizlerin icat ettiği, ürettiği şeyleri kullanıp dinsiz kadınlara tecavüz edip dinsiz ülkelerde hapis yatıp dinsiz ülkelerde çalışmadan işsizlik maaşı alıp hâlâ daha dinsiz insanlardan nefret ediyorsunuz. Hayat müslümanlara, cahillere, aptallara güzeldir. Zeki insanı hiçkimse sevmez çünkü insanlara hepiniz malsınız diyince goril gibi hareket etmeye ve sizi öldürüp yemeye başlıyorlar.

    Dünya’daki bütün herşeyin %80’inin sahibi Dünya’daki insanların %5’idir. Yani insanların %5’i Dünya’daki paranın %80’ine sahiptir. İnsanların %95’inin mal varlığı ise Dünya’nın %20’si kadardır. Şöyle düşünün; 10 tane zengin adam bütün Dünya’daki her şeyin yarısını satın almış ve elegeçirmiş, siz de onların fabrikalarının birinde işçisiniz.

    İnsanlar Dünya’yı mahvetmektedirler. Dünya’da temiz su diye bir şey kalmamıştır. İçtiğimiz suyun parayla satıldığı, kendi yiyeceğimizi üretmek yerine yiyecekleri marketten aldığımız, başkasının evinde kira vererek yaşadığımız bir çağda yaşıyoruz ve herkesin birilerine borcu var. Fabrikalar atık maddeleri temiz akarsulara döküyorlar. Kanalizasyonumuz denize akıyor. Çamaşır suyu, çamaşır deterjanı, lavabo açacağı gibi maddeler kanalizasyon ile denize karışıyor; sonra da o denizden çıkan midyeleri ve balıkları yiyoruz. Kesinlikle denizde yaşayan hiçbir şeyi yemeyin. Zengin insanlar sizin yediğiniz şeyleri sağlığa zararlı diye yemiyorlar. Ucuz olan şey sağlığa zararlıdır, bunu asla unutmayın; bu gün yediğiniz tavuğun tadı kâğıt gibi çünkü fabrika her gün aynı şeyi yiyerek büyüyor o tavuklar ve normalde tavukların et yemesi gerekir; böcek, solucan, sinek, karınca yemeden büyüyen tavuklar besleyici ve sağlıklı olmaz; kâğıt gibi olur.

    Bütün devletler acilen bütün zengin insanların mal varlığına el koyup Dünya’yı kirleten bütün her şeyi yasaklamalıdır. Kozmetik, parfüm, deodorant, kablosuz yayın, radyo, kablosuz internet, sigara, alkol, uyuşturucu, renklendirici maddeler, bayatlamayı önleyen ama zekâ geriliğine sebep olan ve yediğimiz her şeye katılan maddeler tamamen yok edilmelidir.

    Bütün insanlar tehlikeli ve zararlı silahlar üretmekten vazgeçmelidir. Çanakkale savaşında 60.000 top mermisi kullanılmıştır ve bu topların %95’i hedeflerini ıskalamışlardır. Bütün bu patlayıcı silahların toprağı ve denizi ne kadar zehirlediğini düşünün! Bu gün artık hiçkimse savaşmamaktadır çünkü nükleer silahların Dünya’yı zehirli ve sağlıksız bir yere dönüştüreceğini bilmektedirler.

    Dünya’yı yöneten insanlar gerizekâlı mı? Neden hata yaptığınızı bildiğiniz hâlde hata yapıyorsunuz?

    Kapitalizm size sevişin emrini verir. Kadınlara ise süslenin, zayıf güçsüz ve çelimsiz olun, zengin koca bulun ve fuhuş yapın emrini verir. Gördüğünüz gibi bütün erkeklere sevişin diyor ama sadece zengin ve çok para kazanan erkekler sevişebilir çünkü kadınlar zengin erkek ve fuhuş istiyor. Kısacası bütün insanlık paranın ve cinsel organlarının kölesi olmuş durumda. Kimse hayattan zevk almıyor, herkes sömürülüyor. Hâlâ Dünya’yı uzaylıların yönetmediğini mi düşünüyorsun? Peki teknoloji nasıl bu kadar gelişti? Eğer bütün insanlar salaksa kim teknolojiyi böyle geliştirdi? Bu yazıya burada son veriyorum gelecek bölüm hukuk ve insanları cezalandırmak üzerine.

    İnsanları Cezalandırmak
    İsveç’te en ağır ceza 20 yıl hapistir. İsterseniz 60 tane kadına tecavüz edip öldürün yine 20 yıl hapis yatarsınız, yani daha ağır bir ceza almanız mümkün değil. Ve İsveç’te cezaevleri tatil köyü gibidir. Televizyon, internet, masa tenisi, spor aletleri, kurslar, okullar, yüzme havuzu, pizza, ton balığı, etli yemekler...... Asıl mesele şu, bu insanlar bu ülkeyi nasıl bu hâle getirdi? Türkiye’de bir yasa çıkartıyorsun halk hemen isyan ediyor ayaklanıyor; bunun sebebi de ülkemizin çok fazla büyük olması ve insanlarımızın çok ilkel ve mal olmasıdır. Ne zaman haber izlesem veya sokak röportajı görsem hep bi gerizekâlı çıkıp hülooğ, beyin bedava, herkesin popisine kimse karışamaz, eyorlamam bu kadar falan diyor. Vali geçiyor, vatandaş arabanın önüne atlayıp “beni evlendir, evlendirmek sevaptır” diyor.

    Geçen kızın birini öldürdüler kimse umursamadı. Ama kızın birini tecavüz edip öldürdükleri zaman büyüüük olay oldu. Tecavüz Türkiye’de çok abartılan bir mesele çünkü halkımız mal. Öldüğünüz zaman kimsenin umrunda olmuyor ama tecavüze uğrayınca bütün kadınlar ayaklanıp isyan ediyor. İnsanlarımız yaşamaktan bıkmış, bu yüzden öldürülmekten korkmuyorlar ve insanlarımız cinsellik hakkında hiçbir şey bilmiyor, bu yüzden de tecavüzü bir tabu olarak veya çok vahim bir olay olarak görüyorlar. Adam tecavüze uğradı diye kendi kızını öldürüyor. Kendi kızını öldüren adam kızının öldüğüne değil de tecavüze uğradığına üzülüyor. Sonra da niye Adolph Hitler’e hayranlık duyuyorsun diyorlar... Her neyse..

    Bakın kadınlar bize canlı lazım. Ve pek çok hayvan tecavüz eder. İnternette tavşana tecavüz edek minik köpek (küçük köpek cinslerinden) videosu var. İnternette ördeğe tecavüz eden kedi videosu var. Şempanzeler farklı kabileden olan şempanzeleri öldürüp yiyorlar. Az bilgili olun. Sümüklüböcekler aynı anda hem kadın hem de erkektir. Timsahlar sıcaklığa ve yediklerine göre yıldan yıla cinsiyet değiştirebilir. Kurbağalar da cinsiyet değiştirir. Balıklar da.. Sülükler. Yılanlar. Kelebekler. Hindiler çocuklarının cinsiyetini değiştirebilirler. Karıncalar ve arılar ilişki yaşamazlarsa erkek, ilişki yaşarlarsa kız çocuk yavrularlar. Köpekbalıklarının dişi olanları kendi kendilerini hamile bırakıp sağlıklı çocuklar yapabilirler yani köpekbalıklarında dişiler erkeklerden üstün ve baskın. Dişi sırtlanların pipisi vardır. Bazı kuşlar da cinsiyet değiştirebilir. Şimdi müslümanın biri çıkıp “Allah neler yaratıyor, sükret” diyecek. Kuran’da ne yazdığından haberiniz yok, anneniz babanız müslüman diye müslüman oluyorsunuz bir de ben Türkiye’de doğdum tabiki müslüman olucam diyorlar; adamlar robot, robot; bunlarla tartışmayın, robot bunlar. Ha birde AKP ne yaparsa yapsın her zaman AKP’ye oy verecekler. İsterse AKP genelev açsın, isterse kadınlar açık giyinmelidir desin onlar bu sefer de “AKP çok modern, İslam zaten hoşgörü dinidir, hadi sen de AKP’ye ver” diyecekler. Bu adamları AKP’ye oy vermekten vazgeçirmenin hiçbir yolu yok. Vermiycem diyip yine AKP’ye veriyorlar, yav he he diyip ne dediğinize bile kafa yormadan geçip gidiyorlar. Adam League of Legends oynuyor, CHP amerikan ajanı diyor; LOL’ü satanistler amerikalılar yaptı diyorum “bana ne, müslümanım diye onlardan yararlanmayacak mıyım” diyor. Valla o kadar yavşaksınız ki biraz daha konuşursam yine birileri dava açacak.

    Devlet kadınları fiziksel zararlara karşı korumalıdır. Suç işleyen kadınlar seks kölesi olmakla cezalandırılmalıdır. İşini düzgün yapmayan polis, asker, jandarma, hakim, savcı erkekler ve katil erkekler idam edilmelidir. İdam edilmeyecek olan suçlulara işkence yapılmalıdır. İşkence insanı ağlatacak ve yalvartacak sertlikte olmalıdır. İşkencede vücuda iğne batırılabilir, vücuda ciddi zararlar vermeyecek şekilde bir uzman tarafından elektrik verilebilir, çıplak insanlar iyice kızarıncaya kadar tokatlanabilir, insanlara kalıcı hasar vermeden ve kanatmadan ve çok eziyet etmeden aşağılayıcı ve rahatsız edici bir şekilde tecavüz edilebilir, ayrıca onları yatağa bağlayıp hareketsiz bir şekilde hiçbir şey yapmadan yatırabilirsiniz ve bu insanlar can sıkıntısından delirebilir veya sinir krizi geçirebilir veya üzüntüden ve bunalımdan ölebilirler. İşkence yapılan insanları tuvalete çıkarmayı ve sağlıklı bir şekilde beslemeyi unutmayın. Onlara diğer ülkelerde yenen iğrenç yemekler de yedirebilirsiniz, tabiki “ben müslümanım bu bana haram” diyeceklerdir; öyle derlerse “biz sana zorla yediriyoruz, sen günaha girmiyosun biz senin yerine günaha giriyoruz” diyip döve döve yedirin. Veya, suç işlemek haram değil mi lan diye bağırıp sağlam bi girin bu adama.

    İşkencelerde asla kemik kırılmamalı. İşkencede ölen olursa ölüme sebep olan bütün memurlar idam edilmeli. İşkencede kalıcı bir hasar oluşmamalı, herhangibir yerde yırtılma, genişleme, gevşeme, abdest tutamama olmamalı. İşkencenin amacı sadece insanları suç işlememeye ikna etmektir ve insanlar işkenceye rağmen suç işlemeye devam ettilerse bu sefer idam edilirler çünkü sürekli suç işleyen bir insan ölmelidir.

    Bütün devlet memurları internet üzerinden ulaşılabilinir olmalıdır ve herşey ortada olmalıdır, hiçbir şey gizlenmemelidir ancak bazı şeyleri radyo, televizyon ve gazeteden gizleyebiliriz çünkü insanlar televizyonda gördüklerini çok ciddiye alır ve gerçek sanarlar fakat internette biri bir şey yazınca herkes “yalan ya bu” der ve inanmaz.

    Devlet suçluları ucuza ve silah zoruyla çeşitli iş yerlerinde çalıştırabilir. İş yeri sahibi mahkum başı asgari ücretin %75’i kadar para verir ve bu parayı devlet alır, mahkum ise bedava çalışır çünkü suç işleyen insanlara canımız ne isterse yaparız...

    İnsanları doğrudan polis yargılayıp cezalandırmalıdır, yargı organları ise polisi denetlemekle görevlendirilmeli ve sevmediği polisleri idam ettirmelidir. Bütün devlet memurlarının maaşı asgari ücret olmalıdır (başbakan da dahil). Çünkü herkes eşittir ve madenlerde çalışan, köylerde sürünen insanları düşünün, ağzınızdan o ekmek nasıl giriyor. Hem devlet memuru vatan için canını da feda eder, bedava da çalışır.

    Suç işleyen zenginin 2 ev, 1 arsa, 1 işyeri hariç bütün mal varlığına el konulmalıdır.

    Böyle bir devlet kurun bakın bakalım herşey ne güzel oluyor. Bu sistemin neresinde açık var? Ayrıca sürekli zekâ testleri yapılmalıdır, yüksek puan alanlar devleti yönetmelidir, düşük puan alanlar da memur olur. Devlet eğitimi tamamen özel sektöre bırakmalıdır ve seviye belirleme sınavı yaparak üniversite mezunu insanların diplomalarının ne derece geçerli olduğunu ölçmelidir. Yani sen üniversiteden mezun olunca seninle aynı bölümden mezun olan herkesle beraber bir sınava gireceksin ve aldığınız diplomayı hak etmişmisiniz ortaya çıkacak.

    Ayrıca suç işleyen insanlar işkence gördükten ve cezalarını çektikten sonra tedavi edilmeli, eğitilmeli ve sınavları geçerlerse serbest bırakılmalıdır. Sınavı geçemeyenler tekrar eğitilir ve tekrar sınava sokulur. 2 yıl boyunca tutuklu kalan kişiler zaman aşımından serbest bırakılır.







  • Bunların hepsini kendin mi yazdın? Helal olsun...

    Benim görüşüm basitçe şudur...

    Devlet insanların hayatlarını şekillendiren değil, insanların hayatlarına uyum sağlayan bir yapıda olmalıdır.

    katılmadığım kısımlar olsa da yarın ayık kafayla tekrar okuyacağım.

    quote:

    Devlet suçluları ucuza ve silah zoruyla çeşitli iş yerlerinde çalıştırabilir. İş yeri sahibi mahkum başı asgari ücretin %75’i kadar para verir ve bu parayı devlet alır, mahkum ise bedava çalışır çünkü suç işleyen insanlara canımız ne isterse yaparız...


    Bu nasıl bir mantık? Suçların da kademeleri var, bu mantıkla IŞİD'den bir farkın kalmıyor. Ayrıca suçun tanımlanması da önemli. İranda namaz kılmamak suç iken, 4 kadınla evlenmek suç değil. suçu ve derecesini belirleme kriterleriniz nedir? İnsan haklarının sonuna kadar uygulanması taraftarıyım, insanlar zorla çalıştırılamaz, ayrıca isterlerse ötenazi hakları verilebilir.

    ** ayrıca herkesin eşit maaş almasını haksız buluyorum, insanların saatte harcadığı kalori miktarı ve beynini kullanma yüzdesi ile orantılı olarak verilmeli bence maaşlar.

    Katıldığım ve katılmadığım noktalar mevcut

    Bence yeni neslin üretiminde hastalıklı insanların çoğalmasına engel olunması lazım. fasulye mercimek bile çaprazlanarak güçlü genlerden aşılanırken insan genlerini serbest bırakmak saçmalık bence



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi zimbabve milyarderi -- 22 Mayıs 2015; 12:08:40 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: zimbabve milyarderi

    Bunların hepsini kendin mi yazdın? Helal olsun...

    Benim görüşüm basitçe şudur...

    Devlet insanların hayatlarını şekillendiren değil, insanların hayatlarına uyum sağlayan bir yapıda olmalıdır.

    katılmadığım kısımlar olsa da yarın ayık kafayla tekrar okuyacağım.

    quote:

    Devlet suçluları ucuza ve silah zoruyla çeşitli iş yerlerinde çalıştırabilir. İş yeri sahibi mahkum başı asgari ücretin %75’i kadar para verir ve bu parayı devlet alır, mahkum ise bedava çalışır çünkü suç işleyen insanlara canımız ne isterse yaparız...


    Bu nasıl bir mantık? Suçların da kademeleri var, bu mantıkla IŞİD'den bir farkın kalmıyor. Ayrıca suçun tanımlanması da önemli. İranda namaz kılmamak suç iken, 4 kadınla evlenmek suç değil. suçu ve derecesini belirleme kriterleriniz nedir? İnsan haklarının sonuna kadar uygulanması taraftarıyım, insanlar zorla çalıştırılamaz, ayrıca isterlerse ötenazi hakları verilebilir.

    ** ayrıca herkesin eşit maaş almasını haksız buluyorum, insanların saatte harcadığı kalori miktarı ve beynini kullanma yüzdesi ile orantılı olarak verilmeli bence maaşlar.

    Katıldığım ve katılmadığım noktalar mevcut

    Bence yeni neslin üretiminde hastalıklı insanların çoğalmasına engel olunması lazım. fasulye mercimek bile çaprazlanarak güçlü genlerden aşılanırken insan genlerini serbest bırakmak saçmalık bence
    Eğer çok çalışana çok maaş verirsek en çok maaşı madendeki amele alır. En çok maaşı amele alırsa en zengin insanlar da en aptal insanlar olur. Aptal insanlar para kazandıklarında terör örgütü kurup şeriat getirmeye kalkışırlar.

    Suç işlemiş insanlar devletin faydalanması gereken bireylerdir. Hiçbir suçlu 2 yıldan fazla hapis yatmamalıdır ancak bu 2 yıl içinde ölürler mi, köle mi olurlar orası bizi ilgilendirmez. Bir insan ne kadar uzun süre hapis yatarsa devlete o kadar çok zararı vardır.




  • Mübarek destan yazmışsın. Helal olsun.
    Bize de okumak düşer.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • zimbabve milyarderi kullanıcısına yanıt
    quote:

    Devlet insanların hayatlarını şekillendiren değil, insanların hayatlarına uyum sağlayan bir yapıda olmalıdır.

    Bence tam tersi.
    Öyle bir devlet şeklini dünya üzerinde göremezsin.Çünkü her insanın hayata bakışı, yaşam tercihleri, standartları,hedonist duyguları farklıdır. Tek bir devlet,içinde bulundurduğu bu kadar farklılığın her birine nasıl uyum sağlayabilir?Devlet,gömlek değiştirir gibi paradigmalarını ve hukuk sistemini değiştiremeyeceğine göre?Devlet hakkında mutlak olan bir gerçeklik varsa bu da,devletin tüm insanlarını memnun edemeyeceğidir.Zaten memnuniyetsizlik insanın doğasında vardır.Devlet ne kadar toleranslı davranırsa davransın,ne kadar kendini şahıslara göre programlarsa programlasın; insan memnuniyetsizliği bir yerde,eninde sonunda patlak verecektir.
    Bundan dolayı; devlet insana göre değil,insan devlete göre şekil almalıdır.Böyle olduğu takdirde belki şahısların hedonist duyguları geri planda kalabilir; fakat gerek toplumsal açıdan, gerekse şahsi açıdan düşünüldüğünde; insanın devlete göre şekil almasının getirileri daha fazla olur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dar-ül Harb

    quote:

    Devlet insanların hayatlarını şekillendiren değil, insanların hayatlarına uyum sağlayan bir yapıda olmalıdır.

    Bence tam tersi.
    Öyle bir devlet şeklini dünya üzerinde göremezsin.Çünkü her insanın hayata bakışı, yaşam tercihleri, standartları,hedonist duyguları farklıdır. Tek bir devlet,içinde bulundurduğu bu kadar farklılığın her birine nasıl uyum sağlayabilir?Devlet,gömlek değiştirir gibi paradigmalarını ve hukuk sistemini değiştiremeyeceğine göre?Devlet hakkında mutlak olan bir gerçeklik varsa bu da,devletin tüm insanlarını memnun edemeyeceğidir.Bundan dolayı; devlet insana göre değil,insan devlete göre şekil almalıdır.Böyle olduğu takdirde belki şahısların hedonist duyguları geri planda kalabilir; fakat gerek toplumsal açıdan, gerekse şahsi açıdan düşünüldüğünde; insanın devlete göre şekil almasının getirileri daha fazla olur.


    O zaman şöyle sorayım soruyu...

    Devlet insanlar islamı seçtiği için mi cami yaptırmalıdır?

    yoksa camiyi yapıp halka islamiyeti mi seçtirmelidir?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yuno44907a

    Eğer çok çalışana çok maaş verirsek en çok maaşı madendeki amele alır. En çok maaşı amele alırsa en zengin insanlar da en aptal insanlar olur. Aptal insanlar para kazandıklarında terör örgütü kurup şeriat getirmeye kalkışırlar.

    Suç işlemiş insanlar devletin faydalanması gereken bireylerdir. Hiçbir suçlu 2 yıldan fazla hapis yatmamalıdır ancak bu 2 yıl içinde ölürler mi, köle mi olurlar orası bizi ilgilendirmez. Bir insan ne kadar uzun süre hapis yatarsa devlete o kadar çok zararı vardır.

    En çok çalışan demedim, tekrar oku. kalori kaybı ve beyin kullanım oranı dedim ikisi de %50 etkili. Yani akıl kullanım katsayısı düşük kalacağı için en yüksek maaşı alamayacaklar. Fakat bence dünyadaki hiçkimsenin maaş farkı 3 katı aşmamalı bence. asgari 1000 azami 3000 gibi




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Şikesi En Az Olan Ülke Söyleyin
    11 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orijinalden alıntı: zimbabve milyarderi

    quote:

    Orijinalden alıntı: yuno44907a

    Eğer çok çalışana çok maaş verirsek en çok maaşı madendeki amele alır. En çok maaşı amele alırsa en zengin insanlar da en aptal insanlar olur. Aptal insanlar para kazandıklarında terör örgütü kurup şeriat getirmeye kalkışırlar.

    Suç işlemiş insanlar devletin faydalanması gereken bireylerdir. Hiçbir suçlu 2 yıldan fazla hapis yatmamalıdır ancak bu 2 yıl içinde ölürler mi, köle mi olurlar orası bizi ilgilendirmez. Bir insan ne kadar uzun süre hapis yatarsa devlete o kadar çok zararı vardır.

    En çok çalışan demedim, tekrar oku. kalori kaybı ve beyin kullanım oranı dedim ikisi de %50 etkili. Yani akıl kullanım katsayısı düşük kalacağı için en yüksek maaşı alamayacaklar. Fakat bence dünyadaki hiçkimsenin maaş farkı 3 katı aşmamalı bence. asgari 1000 azami 3000 gibi

    Alıntıları Göster
    Şu bir gerçektir ki bilim insanları nerede daha çok para veriyorlarsa oraya kaçıp gidiyorlar. Türkiye müslüman ve aptal bir ülke olduğu için bütün üniversite mezunları Avrupa'ya Amerika'ya kaçtı gitti.

    Devleti ülkedeki en zeki insan yönetmelidir ve bu zeki insanlar internet üzerinden birbirleriyle ve bilim insanlarıyla ve zenginlerle tartışıp kararlar vermelidir. Sen vatandaşa özgürlük veremezsin vatandaşa özgürlük verirsen Bitlisli gidip İzmir'de İzmirli kadınlara tecavüz eder. Sen bu ülkenin insanlarına güveniyor musun? Çevrene bir dikkatlice bak, bu insanlar özgür ve zengin olurlarsa kesin çok kötü şeyler yaparlar. Tayyip'in götünün kılıyım, hüloğ, Tayibi ısırırım bide yalarım diyen insanlar var. Kimi insan çıkıp kadın evinde oturur diyor, kimisi de çıkıp kadın erkekten üstündür diyor. Herşeye devlet karar vermeli, vatandaşın karar vermeye ve düşünmeye hakkı olmamalı çünkü vatandaş daima hata yapar ve her zaman yanlış düşünür. Bu ülkede insanların %85'i donanım haberdeki insanlardan daha aptal. Çoğu insan internet kullanmıyor, okuma yazma bilmiyor, interneti öğrenmek ve araştırmak için kullanma ihtiyacı hissetmiyor. Kitap okumayan, belgesel izlemeyen bir halkın içinde yaşıyoruz. Onlara düşünme hakkı ve özgürlük vermeyin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: zimbabve milyarderi

    quote:

    Orijinalden alıntı: Dar-ül Harb

    quote:

    Devlet insanların hayatlarını şekillendiren değil, insanların hayatlarına uyum sağlayan bir yapıda olmalıdır.

    Bence tam tersi.
    Öyle bir devlet şeklini dünya üzerinde göremezsin.Çünkü her insanın hayata bakışı, yaşam tercihleri, standartları,hedonist duyguları farklıdır. Tek bir devlet,içinde bulundurduğu bu kadar farklılığın her birine nasıl uyum sağlayabilir?Devlet,gömlek değiştirir gibi paradigmalarını ve hukuk sistemini değiştiremeyeceğine göre?Devlet hakkında mutlak olan bir gerçeklik varsa bu da,devletin tüm insanlarını memnun edemeyeceğidir.Bundan dolayı; devlet insana göre değil,insan devlete göre şekil almalıdır.Böyle olduğu takdirde belki şahısların hedonist duyguları geri planda kalabilir; fakat gerek toplumsal açıdan, gerekse şahsi açıdan düşünüldüğünde; insanın devlete göre şekil almasının getirileri daha fazla olur.


    O zaman şöyle sorayım soruyu...

    Devlet insanlar islamı seçtiği için mi cami yaptırmalıdır?

    yoksa camiyi yapıp halka islamiyeti mi seçtirmelidir?

    Sorduğun soruda tutarsızlıklar var.
    Devletin dini mi olur ki cami yaptırıp insanlara islamı seçtiriyor?
    Burayı biraz aç istersen.

    Diğer tutarsızlık da şu:
    İnsanların inançları olur/olabilir.İbadetler ortaktır.ve aynı zamanda ibadet hakkı temel ihtiyaçtır. Hristiyana hristiyan olduğu için kilise, müslümana müslüman olduğu için cami yapılmalıdır. senin ilk mesajında kast ettiğin ise şu;
    Devletin insana göre şekil alması.Bu cümleyi kullanırsan işin içine insanların hedonist hislerini de katmış olursun. Verdiğin örnek ise bir dini örnek.Hedonist hisler ile dini ibadetleri aynı kefeye mi koyalım? Hedonist hisler ne temel ihtiyaçtır, ne de toplumun ortak bir noktasını oluşturan bir olgudur.
    Oysa ibadet, insanın hem temel ihtiyacıdır, hem de ortak alanıdır. Devletin adaleti ve güvenliği sağlaması temel sorumluluğu ise, ibadet alanlarını oluşturması da bir o kadar temel sorumluluktur.




  • Okumayı düşünüyorum, amma yazmışsın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kediyeyolgösterenadam

    Okumayı düşünüyorum, amma yazmışsın.
    Devlet halk gibi olmaz, devlet kusursuz ve muhteşem olur. Halk cahilse, kürtçe konuşuyorsa, arapların dinini kendi dini sayıyorsa orada devleti yönetenlerin oturup düşünmesi lazım. Zaten Türkiye İslam'a göre değil, Atatürk'e göre yönetilir ki o da taa 1900 yılında Avrupa yasalarını aynen çalıp bizim yasamız yapmıştır, kendisi bir yasa yazmamıştır.
    Ekonomi çok basit bir şeydir. Bankalar, döviz büroları gizli gizli bizi sömürmektedir. Amerika merkez bankası kendi kafasına göre istediği para biriminin değerini değiştirmektedir. Amerika merkez bankası bütün altınlarını satmıştır ama buna rağmen dolar değer kaybetmemiştir. Ekonomide Amerika hile yapıyor.
    Nezaket bir yalandır. Erdem kibar olmak değil, doğruyu ve gerçeği olması gerektiği gibi gizlemeden söylemektir. Bu gün siyasetçiler sigortasız işçi çalıştırıyor ve biz bu insanlara şerefsiz diyemiyoruz çünkü yasak. Ve gerçekte insanlar en çok karılarına, kardeşlerine küfür eder ve onlarla küfürlü konuşurlar. İstediğiniz köye gidin, hepsinde de herkes habire küfrediyor. İnsan normalde böyle.
    Para insanı mutlu etmez; aşk, sevgi, başarı, kusursuz olmak insanı mutlu eder.
    Amerika'nın başbakanı uzaylılar var dese bile yine de uzaylılara inanmazsınız. Birisi size Allah'ın fotoğrafını gösterse ona da inanmazsınız. İnanmayan inanmaz, inanan da inanır. Herkes canı neye inanmak istiyorsa ona inanır. Beyninizdeki her şey hafızanızdaki kayıttan ibarettir. Hafızanıza da inanmayın o zaman.




  • yuno44907a Y kullanıcısına yanıt
    Nasıl olurda insana düşünce hakkı vermezsin ?

    Yazdığın diğer şeylere katılıyorum ancak buna katılmıyorum.

    Tartışma olmazsa yeni fikirler üretilemez.İnsanlar saygı çerçevesi içerisinde ve başka kişilerin özgürlüğünü kısıtlamayacak şekilde protesto yapmalıdır.
    Zaten dötünün kılıyım diyen kişi protesto yapamaz.

    Sözün kısası insanın fikri salakça olsa dahi fikirlerini dile getirmeli.
    Çünkü aklı başında insan iyi ile kötüyü ayırt edebilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Bazı somut gerçekler soyut oluşumların iradesine göre değiştirilemez; aslen soyut kavramlar somut gerçeklerle şekillenir.

    Bence soyut kavramlar da somut gerçekleri biçimlendirebilir.Mesela duygularına güvenen bir insan,duygularıyla hareket ederek adımlarını atabilir. Yani bir bakıma soyut olguları,somut dünyasına yön verir.

    quote:

    Eğer devlet, toplum veya birey fark etmez herhangi birisinin somut gerçekliği ile çelişirse o devlet yürümez. Çünkü devlet, tamamiyle toplumundan ve bireylerinden güç alır. Toplum ne kadar zayıf ve insanları ne kadar bilgisiz ise o devlette o kadar basit ve zayıftır. Sadece itaat etmeye meyilli olan insanlar bilgisiz olduğuna göre ve toplumu -dolayısıyla devleti oluşturanlarda o insanlar olduğuna göre o devlet daha ne kadar güçlü kalabilir?Devleti şekillendiren birey ve toplumdur ki devletin işlevi birey-toplum arasındaki bağlantıyı kurup sosyal çarkların dönmesini sağlamaktır. Bir insanın devlete göre şekil alması demek sadece itaat eden tek tip bir insan yaratma girişimi olur; insanlar gerçeklikten kopup, soyut bir kavrama bağlanır. Çeşitlilik ve çok yönlülük bozulur. Dolayısıyla gelişim yavaşlar.


    Toplumu ya da bireyi güçlü kılacak,güçlendirecek olan devletin kendisidir.Çünkü bireyin devlete sırtını dayamadan,kişisel çabaları ile yol alacağı mesafe sınırlıdır.Bireyin arkasında devlet desteğinin olması gerekmektedir.Devlet desteği; bireye hem güven duygusu aşılar,hem de bireyin elini rahatlatır,işini kolaylaştırır.Devletin bireylerine destek çıkabilmesi için de güçlü olması gerekmektedir.Devletin güçlü oluşu da mutlak otoriteye bağlıdır.Düzene bağlıdır.İnsan olma özelliklerini kazandıran kültürün, oluşup gelişmesi düzenle gerçekleşmiştir.En küçük sosyal birim olan aileden başlayıp, genişleyerek ve derinleşerek büyüyen, toplumsal teşkilatlanmaların taşıyıcı ilkesi, düzen olmuştur.Devlet modelini, bireylerin menfaatperest,hedonist,bencil,id(alt benlik) yapılarından yola çıkarak harmanlanmış idealarına göre kurup, devlete benimsetmek istemek,kuşkusuz tüm toplumsal düzeni sarsacak ve eninde sonunda bozacaktır.Devletin varlığı ve kuvveti için düzenin sürekliliği esastır. Sürekli değişen insan yapısını esas alarak düzeni oluşturan kuramları yap-boz gibi yenilemek ne kadar mantıklıdır? Uygun düzeni oturtamazsan ipler bir anda elinden kayar ve kontrolü bir dağa sağlayamayabilirsin.Bu da beraberinde yıkımı getirir.
    Modern devletlerde üç temel işlev görülür: Bunlardan birincisi kanun ve düzendir.Devlet, kamu adına bireyin belli biçimlerde davranmasını, belli davranışlardan kaçınmasını bir hak olarak talep etmekte ve bunu uygulayacak araçlara da sahip bulunmaktadır. Modern devletin ikinci temel işlevi, etkin bir kamu finansmanı sağlamaktır. Kanun ve düzeni sağlamak, içeride yerel güçlerin iktidarını kırmak ve diğer benzer devletlerle dünya pazarında yarışmak gerçeği sürekli bir orduyu
    ve yargı mekanizmasını gerekli kılmakta ve bu kurumlara kaynak sağlama, yani kamu finansmanı zorunlu kılmaktadır. Diğer bir ifade ile modern devlet para kaynağına gereksinim duymaktadır ve etkin bir kamu finansmanı sağlama gerekliliği etkin bir yönetsel mekanizmaya, bürokrasiye bağlıdır. Modern devletin üçüncü temel işlevi ise ekonomi politikası olarak merkantilizmin uygulanmasıdır.
    Merkantilizm, ticari kapitalizmi ve buna özgü sermaye birikimini ifade
    etmektedir. Modern devlet, kendi ulusal tüccarının üstünlük sağlaması için her türlü korumacı ekonomik önlemleri ve askeri düzenlemeleri içte ve dışta yapmıştır. Modern devlet, sermaye birikimi sürecine çok duyarlıdır.İşte bu modern devlet yapılanmasının sağlanabilmesi için içte ve dışta tam egemenlik, ülkesel ve siyasal bütünlük, güçlü merkezi idare gibi özellikleri öne çıkmaktadır.

    quote:

    Sizin dediğiniz şeye iman etmek denir. Sorgulamadan, düşünmeden sadece kendi oluşturdukları soyut bir kavrama yani devlete iman eden bireyler -dolayısıyla toplum ile doğru dürüst bir gelişim olmaz. Devlet istediği kadar başarılı olsun; eğer bütün bireyleri ona iman ediyorsa en sonunda kendisine iman etmiş vasıfsız vatandaşları devlete ayak bağı olmaya başlar ve sonunda devleti de kendilerine benzetirler. Gerçeklikten kopuk itaat eden toplum ve onun devleti büyük bir yıkımla karşı karşıya kalabilir. Örneğini Osmanlı'da görmekteyiz.


    Devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan kimselerin yasalara uyma ödevi bulunur, bu devletle birey arasındaki bir anlaşmadan kaynaklanır.Bireyin adaletsizlik olarak algıladığı durumlara,başka bir adaletsizlikle karşılık vermek yanlıştır. Peki, o halde adaletsiz olduğu düşünülen yasalara da itaat etmek zorunda mıyız? Bunun cevabı evettir. Çünkü devletin koymuş olduğu kurallara karşı gelmek, aynı zamanda devletle yurttaş arasında yapılmış olan anlaşmaya aykırı davranmak ve devletin geleceğini tehlike altına sokmak demektir. Adaletsiz olduğu düşünülen kanunlara karşı yapılabilecek şey, yine kurallar çerçevesinde bunları değiştirmek olabilir ancak. Bu da günümüzde ancak bir yasanın adaletsiz olduğuna ilişkin genel bir kanının var olmasıyla mümkündür.Burada önemli olan,devletin "ortak adalet" olgusunu oluşturma anlayışında olması ve bu anlayışı gerçekleştirebilmesidir.Anlayış, hayata geçirildiği müddetçe, bireyin devlete itaati hem ahlâkî, hem de siyasi yükümlülüktür.
    Burada erek,monarşiyi savunma değil, anarşiden korunmadır.
    Bu arada Osmanlı örneklemesi yanlıştır.Ona bakarsanız, Osmanlı'nın yıkıma uğradığı dönemlerde varlıklarını sürdüren pekçok devlette mutlakiyetçi yönetim görülmekte.

    quote:

    Günümüzdeki en başarılı devlet modeli örneği aydınlanma çağı ile birlikte ortaya çıkan bilime yatkın sanayileşmiş toplumların gelişmesi sonucunda oluşan bir sistem olan laik-seküler demokratik rejimlerdir. Peki Ortaçağ'da niye böyle bir devlet modeli uygulanmadı? Birisi mutlaka bu sistemi akıl etmiştir zaten birçok temeli çok önceden atılmıştı. Ancak uygulanmadı yahut uygulanamadı çünkü ortaçağlı bireyler ve toplumlar böyle bir modeli ortaya çıkaracak ve işleyecek bilgi ve beceriden yoksundular.Dolayısıyla Ortaçağ insanın oluşturduğu devlet-kilise-derebeylik düzenleri itaat ve iman etme geleneğine dayanıyordu. Matbaa sayesinde kitapların çok yaygınlaşması ve Rönesans sonucu başlayan bilimsel-coğrafi keşiflerin hız kazanması ile Avrupa ülkelerinde biat eden insan yerini eleştiren ve arayan insana bıraktı; bütün bireyler sorgulamaya başlayınca toplum dönüşüm geçirdi ve biat geleneğine dayanan dogmatik devletlerde yerlerini daha rasyonel devlet modellerine bırakmaya başladı. Günümüze kadar devlet çeşitli aşamalardan geçerek laik-seküler demokratik devlet modeline sahip oldu.

    Temelden saçma. Avrupa aydınlanırken yalnızca bireyciliği savunan "John Locke ekolü" ile aydınlanmadı.Aynı zamanda Muktedirin mutlakiyetçiliği düşüncesinin önde gelen savunucularından "Thomas Hobbes öğretilerini" de kendilerine örnek aldılar.Hobbes, Batı siyaset felsefesinin en temelinde yer alan yapıyı, toplum sözleşmesi kuramı perspektifinden oluşturan kişidir.Thomas Hobbes, modern çağın en etkili siyasal düşünürlerinden biridir. Batı siyaset felsefesinin temellerini atmıştır. Öğretisi, Orta Çağ’ın parçalanmışlığından merkeziliğe geçişi sağlayan devlet anlayışının en açık ifadelerinden birisidir. Mutlak iktidarı sağlam ve orijinal bir temele oturtmuştur.
    Ki 19 ve 20. yüzyıl dünyasına bakıldığında; toplumların, "modern-ulus devlet" oluşturdukları gözlemlenir. Ulus devletler incelendiğinde de totaliter ve otoriter rejimlerin devleti yöneten unsur olduğu görülür.Zaman zaman diktatörlüğe de kayar bu yönetim çizgisi.

    quote:

    En çok kabul gören ve başarılı olan laik-seküler demokratik model, önceki modellere göre daha objektif, daha özgürlükçü ve toplumcudur. Çünkü bahsedilen başarılı devlet sistemi genel olarak herkese ve bütün farklılıklara daha iyi uyum sağlayabilmektedir; her bireyini gözetmeye çalışmaktadır. Çünkü devlete itaat etmekten ve ona göre şekil almaktan ziyade farklı düşünceler ve çeşitlilik saygı görmüş; ağırlık kazanmıştır.

    Bu kısmı yazmandaki temel neden; zihninde yerleşmiş olan önkabullerden kaynaklanmaktadır. Önkabullerin doğmasının nedeni de bilinçaltına kazınmış dogmalardır.Çünkü ilk bakışta, laik-seküler devletlerin bireyleri için hukuki haklar hazırladığını ve toleranslar gösterdiğini düşünürsün. Kafandaki kurgulamış olduğun izlenim seni bi yöne iter.Bireylerin yeterince özgür olduğunu,devletin bireylere etkisinin sınırlı olduğu yanılgısına kapılırsın.
    Aslında işin aslı öyle değildir.Teoride; bireylere yönelik tasarlanan haklar,birey için esnetilen ve genişletilen yasalar, pratiğe yansımamakta,bilakis; pratikte devlet "katı ve sert" yüzünü toplumuna hissettirmektedir.Bir iki veri ile açıklamak gerekirse;
    -En demokratik ülke ABD'de suç sayısı düşmesine rağmen polis şiddeti sürekli artmakta.
    http://thefreethoughtproject.com/prison-statistics/
    -En demokratik ülke ABD'de bu yıl şuana kadar polisin öldürdüğü insan sayısı 447.
    http://www.killedbypolice.net

    Ayrıca şunu da söyleyeyim.Rejimin otoriter ve mutlakiyetçi olması,bilimsel ilerlemeyi durdurmaz.Eğer öyle olsaydı, baskıcı rejim ile yönetilen İran'da-http://www.scimagojr.com/countrysearch.php?country=IR -böyle bir bilimsel atılım, yükseliş yaşanmaz(yükselişte dünya ikincisi), yılda 34 bin bilimsel makale yazılarak Türkiye ve İsviçre gibi ülkeler geride bırakılamazdı.-"According to Scopus, Iran ranked 17th in terms of science production in the world in 2012 with the production of 34,155 articles above Switzerland and Turkey."-

    Biraz karman çorman olmuş olabilir ama toparlamaya çalıştım.




  • Şöyle bir göz gezdirdim bir yerde siyaset öteki yerde kimya Maximes okuyorum sandım bir an

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-EB772A469

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster
    Devlet, devletin vatandaşlarının istediği şekilde olmamalıdır. İslam ülkelerinde kadınların açık kıyafet giymesine ve evli bir kadının başka erkeklerle yalnız başına görüşmesine izin verilmez. Bu kadın haklarına aykırıdır ve tamamen yanlıştır. İslam ülkelerinde kadınlar mutsuzdur ancak aptal ve güçsüz oldukları için haklarını arıyamazlar, erkeklerin de kadını bir eşya, bir mal gibi görmesi kadınlar için hayatı kölelik hâline getirir. Erkek elbetteki kadından tamamen üstündür ancak kadının mutlu ve özgür olmaya hakkı vardır. Bir insanın kendinden güçsüz bir insana zarar vermesi ve eziyet etmesi çoğu hayvan türünün yapmayacağı bir şeydir. Bu gibi nedenlerle devlet halkın istediği gibi değil olması gerektiği gibi olmalıdır. Devletle silahlı çatışmaya giren ve bir şeyleri yakarak devlete olan nefretini dile getiren insanlar katledilmelidir çünkü onların bu ülkeye ve Dünya’ya ancak zararı olur.

    Nezaket ve kibarlık bir yalandır. İnsanlar oldukları gibi, çıplak, dürüst, net olmalıdır. Eğer bir siyasetçinin veya devlet memurunun akrabası sigortasız işçi çalıştırıyorsa bizim o siyasetçiye küfretmeye hakkımız kesinlikle olmalıdır. İnsanlar doğal ortamlarında ve doğal hayatlarında bol bol birbirlerine küfretmekte ve sapıkça şeyler yapmaktadır. Köylere gittiğinizde orada insanların kendi annelerine küfrettiğini görürüz; Demek ki küfür bir sevme biçimiymiş.

    Para insanı mutlu etmez; aşk, sevgi, başarı, kusursuz olmak insanı mutlu eder. Her kim ihtiyacından fazla paraya sahipse ve diğer insanlar “bana bu kadar para yeter” derken o kişi hâlâ daha çok para istiyorsa, o kişi hiç şüphesiz ki bütün insanlığa ihanet etmiştir. Şunu unutmayın ki siz para kazanırken diğer insanlar fakirleşir ve zor durumda kalır. O hâlde hiçkimse çok fazla çalışmamalı ve çok fazla para kazanmamalıdır. Tatil yapmayı, emekli olmayı, para harcamayı da bilin. Paranızı harcarken ülkenizin içinde harcayın ve yurtdışından alışveriş yaparak ülkemizin parasının değer kaybetmesine sebep olmayın. Dünya’da en büyük sorumluluk ve suç zengin insanlardadır. Yanlış şeyler yapmamaya dikkat edin ve para harcarken bile harcadığınız paranın kimin cebine girdiğini düşünün.

    Hiçkimse uzaylıların Dünya’yı yönetip yönetmediğini bilemez. Bu bir paradokstur. Birisi ben uzaylıyım der, ötekisi ben insanım ama beni uzaylılar laboratuarda üretti der ve siz kimin doğru söylediğini veya kimin yalan söylediğini asla bilemezsiniz. Bazı insanlar Amerika’nın sahte UFOlar üretip uzaylı kılığına girerek Rusya’ya saldırdığına inanmaktadır. Bu aynı Allah’a benzer. Hiçkimse size Allah’ın olmadığını kanıtlayamaz. Hiçkimse size Allah’ın olduğunu da kanıtlayamaz. Birisi Kuran’da mucize var der. Ötekisi mucize falan yok, sen ayeti değiştirmişsin, mealini yanlış yapmışsın der. İnsan neye inanmak isterse ona inanır. İnsan kime isterse ona inanır. O yüzden hiçkimseye inanmayın.

    İnsanlara özgürlük, düşünme hakkı ve karar verebilme hakkı verdiğinizde kendi kızlarını evlenmeden cinsel ilişki yaşadıkları için öldürüyorlar, kendi karılarını dövüyorlar ve travestilere tecavüz edip onların boğazını kesiyorlar. Bir İŞİD militanına özgürlük ve eşitlik hakkı verirsen adam “benim düşünceme göre siz kâfirsiniz ve siz ölseniz iyi olur zaten sizi öldürmek de günah değil” der. Bir avuç beyni olan, Türkçe konuşamayan, imlâ ve yazım kurallarını bilmeyen, Kuran’da ne yazdığını bilmeyen gidip de imama “sakız çiğnersem orucum bozulur mu”, “imam nikâhı helal midir” gibi sorular soran bir maymuna düşünme ve karar verme hakkı tanıyamazsınız, tanırsanız kendisi gibi maymun olan insanları başbakan yapmaya kalkışır. Bu konuda hiçkimseyle hiçbir şeyi tartışmam çünkü haklıyım. Eğer haksız olduğumu düşünüyorsanız kendi kendinizi kandırıyor ve evrenin gerçeklerini görmezden geliyor ve de kendi hayali şizofrenik ve saçma dünyanızda yaşıyorsunuz demektir. Gerçek birdir. Doğru birdir. Herkesin kendi doğrusu, kendi gerçeği olmaz. Bir şey ya vardır ya yoktur, ya doğrudur ya da yanlıştır. Bizler insanların özgür bırakıldıklarında terör örgütü kurduklarını ve başbakanı öldürmeye kalktıklarını çok iyi biliyoruz bu yüzden insana kendi dinini ve kendi doğrularını seçme imkânı vermemeliyiz yoksa gidip Dünya’daki en tehlikeli dinlere inanır ve “bize saygı duymayan veya bizimle aynı ülkede yaşamayan herkesi öldürelim” derler. Adamın biri çıkıyor diyor ki ben Rusya’lıyım, öteki de diyor ki ben de Amerika’lıyım lan; sonra da birbirlerini öldürmeye başlıyorlar. Siz savaşlarda mantık görüyor musunuz?

    İnsanlara düşünme hakkı verirseniz birbirlerini öldürürler, aptallar düşünmemeli; aptalların düşünmesi yasaklanmalı.

    Devlet sizin düşünmenizi, gelişmenizi, dinsizleşmenizi, kadın erkek eşittir demenizi, karınızı dövmemenizi, çocuklarınızı köleleştirmemenizi bekleyemez. Devlet sizin gelişmenizi ve Avrupa veya Japonya gibi gelişmiş olmanızı bekleyecek değildir. Türkiye kurulduğu günden beri Avrupa’nın 100 yıl gerisinden gitmektedir. Başbakan “1932 yılında da Fransa’da elektrikler kesilmişti, bu tür kesintiler Avrupa’da da oluyor” demiştir. Ayrıca Avrupa ülkeleri nükleer enerjiyi yasaklayıp rüzgâr enerjisine geçerken Türkiye termik enerjiden nükleer enerjiye geçmektedir. Avrupa 1940’dan beri mikroçip üretirken Türkiye 2004 yılında mikroçip üretmeye karar vermiş daha sonra o mikroçip fabrikası da kapanmıştır. Türkiye’de teknoloji ya kapanır ya da satılır. Yani biz sizin 70 yıl sonra bu günkü Hollanda’yı veya Norveç’i veya İsveç’i yakalamanızı bekleyemeyiz. Ve beklememeliyiz de. Dünya’da pek çok madde tükenmek üzere ve Dünya çok kirlendi; hayat kısa, bir an önce adam olun.

    Eğer lideriniz kusursuzsa ona kulluk etmeniz yanlış değildir. Yok lideriniz hata yapıyorsa hatalarını söyleyin ve onu eleştirin. Daha da beğenmediyseniz ülkeyi siz yönetin. Bu gün Türkiye’yi yönetmek için çoook zengin olmanız, iyi reklam yapıp seçimi kazanmanız gerekiyor. Seçime girmek için en az 10.000 lira ödemeniz gerek. Yani demokrasi doğru bir şey ama diktatörlük yanlış öyle mi? Yönetim şekilleri yanlış olmaz, yöneticiler yanlış olur; işte o kadar. Ülkenizi saçma sapan bir adam yönetiyorsa ülkenizin hangi yönetim şekliyle yönetildiğinin bir önemi yoktur.

    Bu gün Dünya’nın en muhteşem ülkesi bile her şeyi sürekli sansürlemek de ve Afrikalı, Arap, Müslüman katillere sevgi ve hoşgörü ile yaklaşmaktadır. Düşünün, Afrikalının biri Türkiye’ye geliyor ve ben buranın vatandaşı olayım diyor, sonra bir kıza mini etek giyiyor çıplak geziyor diye tecavüz edip öldürüyor; işte bu insana anlayışla ve hoşgörü ile yaklaşıp onu idam etmemek tam bir öküzlüktür. Sen benim 4 yıl sonra ilişkiye gireceğim kıza tecavüz et öldür, sonra ben senin yüzünden kadınsız kalayım sonra birde seni idam etmeyelim sen birde hapisten çık bir türkle evlen çocuk yap bide senin torunlarınla muhattap olalım; ne güzel...

    Şunu da asla unutmayın; eğer bir şeyi çoğunluk seviyor ve beğeniyorsa o şey kesinlikle yanlış ve hatalıdır çünkü çoğunluk daima ve hiç vazgeçmeden ve her zaman hata yapar. Savaşlara, zengin insanların doymak bilmezliğine ve denizlerin kirlenmesine baktığımızda zaten insan denen hayvanın bir avuç embesilden oluştuğunu görürüz. Dünya hiçbir şey hiçbir zaman yolunda gitmez, herşey her zaman kötüye gider. Teknoloji mi gelişti? Demek ki artık doğayı daha çok kirleteceğiz. Nüfus mu arttı? Demek ki artık daha fazla gereksiz insan var. İnsanlar artık daha mı uzun yaşıyor? Harika, artık heryerde bir sürü yaşlı insan olacak, birde onlarla uğraşacağız.

    Gördüğünüz gibi Dünya’da yaşanan hiçbir olay iyi değildir. Hiçbir fikir de doğru değildir. Çoğunluk daima hata yapar ve çoğunluk daima yanlıştır çünkü insanların sadece 2000 tanesinden 1 tanesi bilgisayar oyunu yapabilecek kadar zekidir, geri kalan 1999 kişi çöptür ve yaşamasalar daha iyi olur ama işte birilerinin köyde, madenlerde, fabrikalarda amelelik yapması lazım işte o amelelik yapan, çobanlık yapan insanlar da çoğunluk oldukları için ülkeyi kimin yöneteceğine onlar karar veriyor. Türkiye’deki Müslümanların %98’i Kuran’da ne yazdığını bilmez. Kuran bir anayasadır. İslam ülkeleri Kuran’daki kurallara ve kanunlara göre yönetilir. Şimdi size sorsam siz çoğunuz da bilmezsiniz. Çoğu müslüman İslam’ın ne olduğunu bilmiyor. Onlara “bak müslümanlar barbar, terörist; kadınlara işkence yapıyorlar” diyorsun, onlar sana “hayır Amerika İslam’ı karalamak için öyle gösteriyor, onlar yalan” diyorlar. Canınız neye inanmak istiyorsa ona inanıyorsunuz. Kuran’da Allah sizi tehdit etmiyor mu? Size emirler göndermiyor mu? İslam’da herşey yasak değil mi? Adam diyor ki “sigara haram değil”. Herkes kendi kafasına göre kendi kafasından bir müslümanlık uydurmuş, kimse Kuran’da ne yazdığını merak edip incelemiyor, sakallı hocalar ne derse herkes ona inanıyor. Daha dün Fethullah’ı sevenler bu gün Fethullah’a hain diyorlar. Peki Erdoğan’ı Fethullah yetiştirmedi mi? Erdoğan’ı üniversiteye Fethullah göndermedi mi? Kim hain? Necmettin Erbakan’ın partisini terk eden Erdoğan değil mi? Esad’ı sevip sonra Esad’a küfreden Erdoğan değil mi? Ben hiçkimseyle hiçbir şey tartışmam çünkü ben her zaman haklıyım. Ben haksız olsam ben zaten haklı olduğumu iddia etmem.

    Salak insanlar salak insanları zenginleştirirler. Türkiye’de gerizekâlı olduğu hâlde zengin olmuş yüz binlerce insan var. Gidin güneydoğudaki köy ağalarına bir bakın, İstanbul’da görseniz yüzüne tükürmezsiniz. Bu yüzden salak insanların düşüncelerini söylemeleri yasaklanmalı ve televizyonlarda da din ve siyaset konuşmak yasaktır çünkü salak insan konuşursa sıçar. Televizyonlarda sadece zeki insanların tartışmasına izin verilir.

    İnsanlarla tartışılmaz, onlara sorular sorarsın, onlar da cevap verirler; ondan sonra da ne yapacağına sen kendin karar verirsin. Konuşmayı bile beceremeyen insanla ne tartışacaksın?

    Duygular insanın kontrolünde olmayan başka bir insan tarafından insana dikte edilen bilgilerdir. Ortada hiçbir sebep yokken gerizekâlı, çelimsiz bir kıza âşık olursun çünkü duyguların öyle ister. Bir insan ne kadar duygusuzsa o kadar kusursuzdur. Duygular saçma ve ilkeldir. Ağaçları yakmak sizi üzmez ama bir koyunun boğazını kesmek sizi ağlatır çünkü koyun memeli bir hayvandır ve insana benzer, insan da ya aynı şeyi bana da yaparlarsa diye düşünüp üzülür ve korkar. İşte bu yüzden ölen insanlar görünce rahatsız oluyoruz. Yani duygusal olmak mantıksız. Duygular karanlıktan ve yalnızlıktan korkmak; ve cinsel ilişki istemek kadar saçma ve gereksizdir.

    İnsanların doğal tabiatı İslamiyetin nefis diyerek, şeytani arzular diyerek yasakladığı şeydir. İnsanların doğal tabiatı bünyesinde eşcinselliği, anal seksi, oral seksi, sapıklığı, tecavüzü, çok eşliliği barındırır. Bütün bunlar serbest olmalıdır yoksa insanlar mutlu olamaz. Neden insanların grupseks yapmasını yasaklayarak insanları bunaltalım ki; bu çok mantıksız.

    İnsanların utanmasının sebebi çıplak olmaya ve sevişmeye alışık olmadıklarından kaynaklanır. İnsan soyunmaya ve sevişmeye alışırsa utanmaz ve çekinmez, ve hatta diğer insanlara tecavüz etmeye bile başlayabilir. Herkes çocukken utangaç ve korkaktır ancak soyundukça ve seviştikçe sapıklaşırız ve en sonunda tamamen özgürleşiriz. İnsanları zorla sünnet etmek ve müslümanlaştırmak ve bâkire olmayanı hor görmek insanlara baskı yapmaktır ve Türk insanının sağlıksız olmasının sebebi de sürekli bütün sapıklığı içine atmasından kaynaklanır. İnsan cuma namazı kılar sonra bir kadına tecavüz edip öldürüp cesedini yakar; ondan sonra da Allah beni affetsin der. İşte insanlara baskı yaparsanız aynen bu şekilde delirirler. Belirli bir yaşa gelen herkes sürekli olarak sevişmelidir yoksa sinirlenir, saldırganlaşır ve suç işlerler. Kadınları öldürmenin en büyük sebebi kadınlar tarafından yeteri kadar sevilmemektir. Bu da zengin insanların bütün kadınları satın almasından veya kadınların zengin olmayan erkekle sevişmemesinden kaynaklanır.

    Şunu unutmayın ki devletlerin gelişmesinin en büyük sebebi savaşlarla, katliamlarla, içsavaşlarla ve devrimlerle gerizekâlı insanları katlederek kanlarını temizlemeleridir. Adolph Hitler yahudileri ve hristiyanları katlederek bu günkü özgürlükçü Almanya’yı kurmuştur. Tabiki Hitler’in baskıcı ve vahşi rejimi de halka savaşmayı ve isyan etmeyi öğretmiştir ancak Hitler dindar insanları katletmeseydi bu gün Almanya’yı kadın bir başbakan yönetiyor olmazdı ve eşcinselliği de yasaklarlardı. Japonya da kötü günler yaşamıştır ancak Amerika ile savaşması, atom bombaları ve içsavaş sonucu bütün gerizekâlıları öldürerek Dünya’nın zekâ seviyesi en yüksek ülkesi olmuştur. Atatürk de zamanında soykırım yaptı ama sağcılar en az 5 en çok 13 çocuk yaparak tekrar ürediler. Zaten bu ülkede herşey yarım yamalak yapılıyor.

    Eskiden insanlar mal oldukları için onlara “beni Allah gönderdi, ben peygamberim hadi şimdi şu kutsal kitapta emredildiği gibi muhteşem bir devlet kuralım” diyorlardı. Türkler de bütün devlet hükümdarlarını göktanrının seçtiğine inanırlardı. 1700 yılından önce kurulmuş olan bütün devletlerde devleti yöneten kişiyi tanrının seçtiğine inanılıyordu ve onların kanının akıtılması günahtı; bu bütün dünyada böyleydi. Ama artık insanlar azıcık daha zeki oldukları için dinin kurallarına göre değil birkaç yüz kişinin beraber yazdığı bir anayasa göre yönetiliyorlar. Bu gün birisi çıkıp ben peygamberim dese, ona da kimse inanmayacak çünkü insanlar eskisi kadar gerizekâlı değil ama hocalara gidip bebek yaptıran pek çok kadın var tâbi.

    Bir ülke diktatörlük ile yönetilmiyorsa o ülkeyi zengin insanlar ve Amerika yönetiyordur. Bu gün katı yönetimi olmayan bütün ülkelerde Amerika askeri üssü bulunmaktadır. Bir ülkede en büyük yetki o ülkenin en zeki yöneticisinde olmalıdır. Eğer bir ülkede başbakana dava açılıyorsa veya darbe yapılıyorsa ya o ülkenin yönetim şekli yanlıştır yada o ülkeyi yöneten kişi kukladır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yuno44907a

    Devlet, devletin vatandaşlarının istediği şekilde olmamalıdır. İslam ülkelerinde kadınların açık kıyafet giymesine ve evli bir kadının başka erkeklerle yalnız başına görüşmesine izin verilmez. Bu kadın haklarına aykırıdır ve tamamen yanlıştır. İslam ülkelerinde kadınlar mutsuzdur ancak aptal ve güçsüz oldukları için haklarını arıyamazlar, erkeklerin de kadını bir eşya, bir mal gibi görmesi kadınlar için hayatı kölelik hâline getirir. Erkek elbetteki kadından tamamen üstündür ancak kadının mutlu ve özgür olmaya hakkı vardır. Bir insanın kendinden güçsüz bir insana zarar vermesi ve eziyet etmesi çoğu hayvan türünün yapmayacağı bir şeydir. Bu gibi nedenlerle devlet halkın istediği gibi değil olması gerektiği gibi olmalıdır. Devletle silahlı çatışmaya giren ve bir şeyleri yakarak devlete olan nefretini dile getiren insanlar katledilmelidir çünkü onların bu ülkeye ve Dünya’ya ancak zararı olur.

    Nezaket ve kibarlık bir yalandır. İnsanlar oldukları gibi, çıplak, dürüst, net olmalıdır. Eğer bir siyasetçinin veya devlet memurunun akrabası sigortasız işçi çalıştırıyorsa bizim o siyasetçiye küfretmeye hakkımız kesinlikle olmalıdır. İnsanlar doğal ortamlarında ve doğal hayatlarında bol bol birbirlerine küfretmekte ve sapıkça şeyler yapmaktadır. Köylere gittiğinizde orada insanların kendi annelerine küfrettiğini görürüz; Demek ki küfür bir sevme biçimiymiş.

    Para insanı mutlu etmez; aşk, sevgi, başarı, kusursuz olmak insanı mutlu eder. Her kim ihtiyacından fazla paraya sahipse ve diğer insanlar “bana bu kadar para yeter” derken o kişi hâlâ daha çok para istiyorsa, o kişi hiç şüphesiz ki bütün insanlığa ihanet etmiştir. Şunu unutmayın ki siz para kazanırken diğer insanlar fakirleşir ve zor durumda kalır. O hâlde hiçkimse çok fazla çalışmamalı ve çok fazla para kazanmamalıdır. Tatil yapmayı, emekli olmayı, para harcamayı da bilin. Paranızı harcarken ülkenizin içinde harcayın ve yurtdışından alışveriş yaparak ülkemizin parasının değer kaybetmesine sebep olmayın. Dünya’da en büyük sorumluluk ve suç zengin insanlardadır. Yanlış şeyler yapmamaya dikkat edin ve para harcarken bile harcadığınız paranın kimin cebine girdiğini düşünün.

    Hiçkimse uzaylıların Dünya’yı yönetip yönetmediğini bilemez. Bu bir paradokstur. Birisi ben uzaylıyım der, ötekisi ben insanım ama beni uzaylılar laboratuarda üretti der ve siz kimin doğru söylediğini veya kimin yalan söylediğini asla bilemezsiniz. Bazı insanlar Amerika’nın sahte UFOlar üretip uzaylı kılığına girerek Rusya’ya saldırdığına inanmaktadır. Bu aynı Allah’a benzer. Hiçkimse size Allah’ın olmadığını kanıtlayamaz. Hiçkimse size Allah’ın olduğunu da kanıtlayamaz. Birisi Kuran’da mucize var der. Ötekisi mucize falan yok, sen ayeti değiştirmişsin, mealini yanlış yapmışsın der. İnsan neye inanmak isterse ona inanır. İnsan kime isterse ona inanır. O yüzden hiçkimseye inanmayın.

    İnsanlara özgürlük, düşünme hakkı ve karar verebilme hakkı verdiğinizde kendi kızlarını evlenmeden cinsel ilişki yaşadıkları için öldürüyorlar, kendi karılarını dövüyorlar ve travestilere tecavüz edip onların boğazını kesiyorlar. Bir İŞİD militanına özgürlük ve eşitlik hakkı verirsen adam “benim düşünceme göre siz kâfirsiniz ve siz ölseniz iyi olur zaten sizi öldürmek de günah değil” der. Bir avuç beyni olan, Türkçe konuşamayan, imlâ ve yazım kurallarını bilmeyen, Kuran’da ne yazdığını bilmeyen gidip de imama “sakız çiğnersem orucum bozulur mu”, “imam nikâhı helal midir” gibi sorular soran bir maymuna düşünme ve karar verme hakkı tanıyamazsınız, tanırsanız kendisi gibi maymun olan insanları başbakan yapmaya kalkışır. Bu konuda hiçkimseyle hiçbir şeyi tartışmam çünkü haklıyım. Eğer haksız olduğumu düşünüyorsanız kendi kendinizi kandırıyor ve evrenin gerçeklerini görmezden geliyor ve de kendi hayali şizofrenik ve saçma dünyanızda yaşıyorsunuz demektir. Gerçek birdir. Doğru birdir. Herkesin kendi doğrusu, kendi gerçeği olmaz. Bir şey ya vardır ya yoktur, ya doğrudur ya da yanlıştır. Bizler insanların özgür bırakıldıklarında terör örgütü kurduklarını ve başbakanı öldürmeye kalktıklarını çok iyi biliyoruz bu yüzden insana kendi dinini ve kendi doğrularını seçme imkânı vermemeliyiz yoksa gidip Dünya’daki en tehlikeli dinlere inanır ve “bize saygı duymayan veya bizimle aynı ülkede yaşamayan herkesi öldürelim” derler. Adamın biri çıkıyor diyor ki ben Rusya’lıyım, öteki de diyor ki ben de Amerika’lıyım lan; sonra da birbirlerini öldürmeye başlıyorlar. Siz savaşlarda mantık görüyor musunuz?

    İnsanlara düşünme hakkı verirseniz birbirlerini öldürürler, aptallar düşünmemeli; aptalların düşünmesi yasaklanmalı.

    Devlet sizin düşünmenizi, gelişmenizi, dinsizleşmenizi, kadın erkek eşittir demenizi, karınızı dövmemenizi, çocuklarınızı köleleştirmemenizi bekleyemez. Devlet sizin gelişmenizi ve Avrupa veya Japonya gibi gelişmiş olmanızı bekleyecek değildir. Türkiye kurulduğu günden beri Avrupa’nın 100 yıl gerisinden gitmektedir. Başbakan “1932 yılında da Fransa’da elektrikler kesilmişti, bu tür kesintiler Avrupa’da da oluyor” demiştir. Ayrıca Avrupa ülkeleri nükleer enerjiyi yasaklayıp rüzgâr enerjisine geçerken Türkiye termik enerjiden nükleer enerjiye geçmektedir. Avrupa 1940’dan beri mikroçip üretirken Türkiye 2004 yılında mikroçip üretmeye karar vermiş daha sonra o mikroçip fabrikası da kapanmıştır. Türkiye’de teknoloji ya kapanır ya da satılır. Yani biz sizin 70 yıl sonra bu günkü Hollanda’yı veya Norveç’i veya İsveç’i yakalamanızı bekleyemeyiz. Ve beklememeliyiz de. Dünya’da pek çok madde tükenmek üzere ve Dünya çok kirlendi; hayat kısa, bir an önce adam olun.

    Eğer lideriniz kusursuzsa ona kulluk etmeniz yanlış değildir. Yok lideriniz hata yapıyorsa hatalarını söyleyin ve onu eleştirin. Daha da beğenmediyseniz ülkeyi siz yönetin. Bu gün Türkiye’yi yönetmek için çoook zengin olmanız, iyi reklam yapıp seçimi kazanmanız gerekiyor. Seçime girmek için en az 10.000 lira ödemeniz gerek. Yani demokrasi doğru bir şey ama diktatörlük yanlış öyle mi? Yönetim şekilleri yanlış olmaz, yöneticiler yanlış olur; işte o kadar. Ülkenizi saçma sapan bir adam yönetiyorsa ülkenizin hangi yönetim şekliyle yönetildiğinin bir önemi yoktur.

    Bu gün Dünya’nın en muhteşem ülkesi bile her şeyi sürekli sansürlemek de ve Afrikalı, Arap, Müslüman katillere sevgi ve hoşgörü ile yaklaşmaktadır. Düşünün, Afrikalının biri Türkiye’ye geliyor ve ben buranın vatandaşı olayım diyor, sonra bir kıza mini etek giyiyor çıplak geziyor diye tecavüz edip öldürüyor; işte bu insana anlayışla ve hoşgörü ile yaklaşıp onu idam etmemek tam bir öküzlüktür. Sen benim 4 yıl sonra ilişkiye gireceğim kıza tecavüz et öldür, sonra ben senin yüzünden kadınsız kalayım sonra birde seni idam etmeyelim sen birde hapisten çık bir türkle evlen çocuk yap bide senin torunlarınla muhattap olalım; ne güzel...

    Şunu da asla unutmayın; eğer bir şeyi çoğunluk seviyor ve beğeniyorsa o şey kesinlikle yanlış ve hatalıdır çünkü çoğunluk daima ve hiç vazgeçmeden ve her zaman hata yapar. Savaşlara, zengin insanların doymak bilmezliğine ve denizlerin kirlenmesine baktığımızda zaten insan denen hayvanın bir avuç embesilden oluştuğunu görürüz. Dünya hiçbir şey hiçbir zaman yolunda gitmez, herşey her zaman kötüye gider. Teknoloji mi gelişti? Demek ki artık doğayı daha çok kirleteceğiz. Nüfus mu arttı? Demek ki artık daha fazla gereksiz insan var. İnsanlar artık daha mı uzun yaşıyor? Harika, artık heryerde bir sürü yaşlı insan olacak, birde onlarla uğraşacağız.

    Gördüğünüz gibi Dünya’da yaşanan hiçbir olay iyi değildir. Hiçbir fikir de doğru değildir. Çoğunluk daima hata yapar ve çoğunluk daima yanlıştır çünkü insanların sadece 2000 tanesinden 1 tanesi bilgisayar oyunu yapabilecek kadar zekidir, geri kalan 1999 kişi çöptür ve yaşamasalar daha iyi olur ama işte birilerinin köyde, madenlerde, fabrikalarda amelelik yapması lazım işte o amelelik yapan, çobanlık yapan insanlar da çoğunluk oldukları için ülkeyi kimin yöneteceğine onlar karar veriyor. Türkiye’deki Müslümanların %98’i Kuran’da ne yazdığını bilmez. Kuran bir anayasadır. İslam ülkeleri Kuran’daki kurallara ve kanunlara göre yönetilir. Şimdi size sorsam siz çoğunuz da bilmezsiniz. Çoğu müslüman İslam’ın ne olduğunu bilmiyor. Onlara “bak müslümanlar barbar, terörist; kadınlara işkence yapıyorlar” diyorsun, onlar sana “hayır Amerika İslam’ı karalamak için öyle gösteriyor, onlar yalan” diyorlar. Canınız neye inanmak istiyorsa ona inanıyorsunuz. Kuran’da Allah sizi tehdit etmiyor mu? Size emirler göndermiyor mu? İslam’da herşey yasak değil mi? Adam diyor ki “sigara haram değil”. Herkes kendi kafasına göre kendi kafasından bir müslümanlık uydurmuş, kimse Kuran’da ne yazdığını merak edip incelemiyor, sakallı hocalar ne derse herkes ona inanıyor. Daha dün Fethullah’ı sevenler bu gün Fethullah’a hain diyorlar. Peki Erdoğan’ı Fethullah yetiştirmedi mi? Erdoğan’ı üniversiteye Fethullah göndermedi mi? Kim hain? Necmettin Erbakan’ın partisini terk eden Erdoğan değil mi? Esad’ı sevip sonra Esad’a küfreden Erdoğan değil mi? Ben hiçkimseyle hiçbir şey tartışmam çünkü ben her zaman haklıyım. Ben haksız olsam ben zaten haklı olduğumu iddia etmem.

    Salak insanlar salak insanları zenginleştirirler. Türkiye’de gerizekâlı olduğu hâlde zengin olmuş yüz binlerce insan var. Gidin güneydoğudaki köy ağalarına bir bakın, İstanbul’da görseniz yüzüne tükürmezsiniz. Bu yüzden salak insanların düşüncelerini söylemeleri yasaklanmalı ve televizyonlarda da din ve siyaset konuşmak yasaktır çünkü salak insan konuşursa sıçar. Televizyonlarda sadece zeki insanların tartışmasına izin verilir.

    İnsanlarla tartışılmaz, onlara sorular sorarsın, onlar da cevap verirler; ondan sonra da ne yapacağına sen kendin karar verirsin. Konuşmayı bile beceremeyen insanla ne tartışacaksın?

    Duygular insanın kontrolünde olmayan başka bir insan tarafından insana dikte edilen bilgilerdir. Ortada hiçbir sebep yokken gerizekâlı, çelimsiz bir kıza âşık olursun çünkü duyguların öyle ister. Bir insan ne kadar duygusuzsa o kadar kusursuzdur. Duygular saçma ve ilkeldir. Ağaçları yakmak sizi üzmez ama bir koyunun boğazını kesmek sizi ağlatır çünkü koyun memeli bir hayvandır ve insana benzer, insan da ya aynı şeyi bana da yaparlarsa diye düşünüp üzülür ve korkar. İşte bu yüzden ölen insanlar görünce rahatsız oluyoruz. Yani duygusal olmak mantıksız. Duygular karanlıktan ve yalnızlıktan korkmak; ve cinsel ilişki istemek kadar saçma ve gereksizdir.

    İnsanların doğal tabiatı İslamiyetin nefis diyerek, şeytani arzular diyerek yasakladığı şeydir. İnsanların doğal tabiatı bünyesinde eşcinselliği, anal seksi, oral seksi, sapıklığı, tecavüzü, çok eşliliği barındırır. Bütün bunlar serbest olmalıdır yoksa insanlar mutlu olamaz. Neden insanların grupseks yapmasını yasaklayarak insanları bunaltalım ki; bu çok mantıksız.

    İnsanların utanmasının sebebi çıplak olmaya ve sevişmeye alışık olmadıklarından kaynaklanır. İnsan soyunmaya ve sevişmeye alışırsa utanmaz ve çekinmez, ve hatta diğer insanlara tecavüz etmeye bile başlayabilir. Herkes çocukken utangaç ve korkaktır ancak soyundukça ve seviştikçe sapıklaşırız ve en sonunda tamamen özgürleşiriz. İnsanları zorla sünnet etmek ve müslümanlaştırmak ve bâkire olmayanı hor görmek insanlara baskı yapmaktır ve Türk insanının sağlıksız olmasının sebebi de sürekli bütün sapıklığı içine atmasından kaynaklanır. İnsan cuma namazı kılar sonra bir kadına tecavüz edip öldürüp cesedini yakar; ondan sonra da Allah beni affetsin der. İşte insanlara baskı yaparsanız aynen bu şekilde delirirler. Belirli bir yaşa gelen herkes sürekli olarak sevişmelidir yoksa sinirlenir, saldırganlaşır ve suç işlerler. Kadınları öldürmenin en büyük sebebi kadınlar tarafından yeteri kadar sevilmemektir. Bu da zengin insanların bütün kadınları satın almasından veya kadınların zengin olmayan erkekle sevişmemesinden kaynaklanır.

    Şunu unutmayın ki devletlerin gelişmesinin en büyük sebebi savaşlarla, katliamlarla, içsavaşlarla ve devrimlerle gerizekâlı insanları katlederek kanlarını temizlemeleridir. Adolph Hitler yahudileri ve hristiyanları katlederek bu günkü özgürlükçü Almanya’yı kurmuştur. Tabiki Hitler’in baskıcı ve vahşi rejimi de halka savaşmayı ve isyan etmeyi öğretmiştir ancak Hitler dindar insanları katletmeseydi bu gün Almanya’yı kadın bir başbakan yönetiyor olmazdı ve eşcinselliği de yasaklarlardı. Japonya da kötü günler yaşamıştır ancak Amerika ile savaşması, atom bombaları ve içsavaş sonucu bütün gerizekâlıları öldürerek Dünya’nın zekâ seviyesi en yüksek ülkesi olmuştur. Atatürk de zamanında soykırım yaptı ama sağcılar en az 5 en çok 13 çocuk yaparak tekrar ürediler. Zaten bu ülkede herşey yarım yamalak yapılıyor.

    Eskiden insanlar mal oldukları için onlara “beni Allah gönderdi, ben peygamberim hadi şimdi şu kutsal kitapta emredildiği gibi muhteşem bir devlet kuralım” diyorlardı. Türkler de bütün devlet hükümdarlarını göktanrının seçtiğine inanırlardı. 1700 yılından önce kurulmuş olan bütün devletlerde devleti yöneten kişiyi tanrının seçtiğine inanılıyordu ve onların kanının akıtılması günahtı; bu bütün dünyada böyleydi. Ama artık insanlar azıcık daha zeki oldukları için dinin kurallarına göre değil birkaç yüz kişinin beraber yazdığı bir anayasa göre yönetiliyorlar. Bu gün birisi çıkıp ben peygamberim dese, ona da kimse inanmayacak çünkü insanlar eskisi kadar gerizekâlı değil ama hocalara gidip bebek yaptıran pek çok kadın var tâbi.

    Bir ülke diktatörlük ile yönetilmiyorsa o ülkeyi zengin insanlar ve Amerika yönetiyordur. Bu gün katı yönetimi olmayan bütün ülkelerde Amerika askeri üssü bulunmaktadır. Bir ülkede en büyük yetki o ülkenin en zeki yöneticisinde olmalıdır. Eğer bir ülkede başbakana dava açılıyorsa veya darbe yapılıyorsa ya o ülkenin yönetim şekli yanlıştır yada o ülkeyi yöneten kişi kukladır.

    Alıntıları Göster
    En büyük sorun başı boşluktur. Siz Dünya’yı uzaylılar, illuminati yönetiyor diyorsunuz ama onlar aslında hiçbir halt yapmıyorlar. Amaçları İslam’ı bitirmekse neden %50’si Erdoğan’dan nefret eden ülkede Erdoğan’ı vurmadılar? Erdoğan bu ülkeyi 15 yıldır yönetiyor ve 20 yıl da yönetecek ancak ondan sonra birisi bombayı patlatır mı onu bilemem. Bu Dünya’yı yöneten gizli güçler ikinci Dünya savaşını ve korkunç sahte komünizm katliamlarını yapmış olabilir ancak şu anda Türkiye’de hiçbir halt yaptıkları yok. Madem sistem onların elinde o hâlde neden zengin şeriatçılar, osmanlıcılar var? Bu insanları dolandıramadılar mı? Soyamadılar mı? Öldüremediler mi? Şunu anlayın, yeni Dünya düzeni yıkıldı. Çin ile, Rusya ile, Türkiye ile baş edemediler. Terör örgütü kurdular ama terör örgütünü yok edemediler. İŞİD illuminati’dir ancak 10 yıl sonra illuminati’ye karşı savaşacaktır ve yenemeyecekler. Vietnam’da da yenildiler. Osmanlı’yı yok ettiler ama bakın her seçimde halk tekrar Osmanlı isteriz dedi.

    İlluminati iyi niyetli bir örgütse neden denizlerin kirlenmesine karşı koymuyor? Neden Amerika’nın nükleerini yok etmiyor? Her şey bombok. İlluminati insanlara kendi sırlarını öğretti ve insanlar o yalan söyleme ve ikna etme yöntemleriyle İslamiyeti, homofobiyi, ırkçılığı yaydılar. Zeki insanlar para peşinde koşup karı kız kovaladı. Ve Dünya cahil, kötü, kalitesiz insanların eline geçti. Sen gidip Çin’e teknoloji götürürsen bu Dünya’nın sonunu getirmişsin demektir. Nerede o eskiden insanları katleden İlluminati? Nerede o eskiden bilim ve eşcinsellik için mücadele veren tapınak şovalyeleri? Nerede o eski grupsex ritüelleri? Siz her şeyi kendi elinizle yıktınız. Teknoloji o kadar gelişti ki, artık savaşmaya bile korkuyoruz çünkü Dünya yok olacak.

    Dünya başı boşdur. Herkes canı ne isterse onu yapar. Herkes bencil, ezik ve zayıftır. Size baktığımda kendimi insan olarak değil tanrı olarak kabul ediyorum çünkü sizinle aramızdaki fark bu kadar yüksek.

    Kusursuz Ceza Kanunu
    Eğer bir erkek bir insanı öldürürse onu hemen öldürün. Teslim olursa ona iyi davranın ve daha sonra öldürün. Eğer suç işleyen kişiler önemli ve gerekli insanlarsa öldürmeyin, köle yapın. Köleleştirilmiş bilim insanı mutlu olmayı hak eder ancak kendisine verilen görevleri yapmak zorundadır. İyi davranışlar ödüllendirilir, kötü davranışlar ise cezaya sebebiyet verir. İnsanların iyi ve hoş olduklarına karar verirseniz onların suçunu affedin ama önce onları zorla eğitin, onlara işkence yapın ve onlara tecavüz edin; ancak bunlardan sonra bir suçluyu serbest bırakabilirsiniz.

    Tecavüz her zaman abartılmış bir olaydır. Çünkü insanlar kendilerine kendi istekleri dışında bir şey yapıldığında bunu kabul edemez ve çok sinirlenirler. İşte insanların sakin kalmayı ve öfkelenmemeyi öğrenmesi için onlara tecavüz etmeli ve işkence yapmalıyız. Böylece kolay sinirlenmeyen, kolay üzülmeyen, durgun duygulara sahip, sakin bir insan elde etmiş oluruz. Şunu unutmayın ki evrendeki her varlık robottur. İnsanları köleleştirmenin, kandırmanın, ikna etmenin çok basit yöntemleri vardır. Mesela erkekler bir reklamda güzel bir kadın oynarsa o reklamı asla unutmuyorlar ve ne olursa olsun o ürünü satın alıyorlar. Kadınlar biraz daha salak ve duygusuz oldukları için kadını kontrol etmek şiddet uygulayarak ve ardından ona sevgi gösterip onu ödüllendirerek yapılır. Kadın en başından beri kendisini yönetecek, kendisini kullanacak bir erkek arar çünkü insan kadınları asıl baskın ve ilk tür olan insan erkekleri tarafından hamile kalsın ve bebek büyütsün diye yaratılmıştır. Eskiden insanlar kunduz falanken bütün insanlar hem erkek hem kadındı ve sırayla birbirimizi hamile bırakarak çoğalıyorduk. Bu yüzlerce milyon yıl önceydi. Bu arada en eski insan 100.000 yıl önce yaşamıştır ancak insanlar yemek pişirmeye, tarım yapmaya, devlet kurmaya 10.000 yıl önce başlamıştır. Eski insan türleri bizim tarafımızdan öldürülüp yenilmiştir. İnsana en çok benzeyen canlı olan şempanzeler de tanımadıkları şempanzeleri öldürüp yerler. İnsan ateşi aslanları öldürmek ve birbirinin üzerine ateş topu fırlatarak birbirini katletmek için kullanmıştır ancak daha sonra yanan etin kokusu insana yanmış etin lezzetli ve çiğnemesi kolay olduğunu öğretmiştir. Şehir kurmak ise insanların kendi bölgelerini diğer insanlar yaklaşmasın diye işaretlemesiyle başlar. Daha sonra kendini bir halt sanan insan kendi bölgesine büyük heykeller inşa edip diğer insanlara hava atmaya başlar. En sonunda insan ev yapmaya karar verir. Daha sonra da kışları evde kalmaya karar verir. İnsan daha sonra birbirini öldürmeye ve sürü halinde yaşamaya devam eder. İnsan sürüleri 70 kişiden oluşabilir. Ölmekten korkan insan diğer insanlarla yakınlaşıp anlaşarak kalabalık devletler kurmaya başlar ve böylece devleti olmayan bütün sahipsiz insanları kolayca öldürüp yerler. Bütün bunlar 4.000 yıl önce falan yaşanmış olaylar. Dünya’da hâlâ çıplak gezen ve 20 kişilik gruplar hâlinde yaşayan insanlar vardır. Bunlar evrimde biraz geri kalmış, diğer insanların olmadığı bölgelerde yaşayan son vahşi insanlardır. Bu günlerde bu insanlar bile cep telefonu kullanıyor.

    Bu gün insanların soğuğa, rüzgâra, yazın öğlen vuran Güneş’e, kıymıklara, fiziksel darbelere, çok çalışmaya, yüzlerce kilometre yürümeye dayanıksız hâle geldiğini en gerizekâlı müslüman bile bilir. Evrim herkesin gördüğü ve farkında olduğu bir şey olmasına rağmen dindar insanlar bir türlü evrimi kabul etmez çünkü kendilerini kutsal ve yüce bir varlık olarak görmeyi ve ölünce Cennet’e gideceklerine inanmayı severler. İnsanların dişleri çiğ et yiyemez hâle gelmiş ve vücutları ağaca tırmanamaz hâle gelmiştir fakat yüzme, saatlerce oturabilme, uzun boylu olma, cinsel çekicilik, zekâ, hafıza konularında iyi yönde bir ilerleme görülmektedir. Eskiden esmer, zenci, kırmızı tenli olan insanlar şimdi beyaz tenli ve daha kibardır. Köyden şehire göçen ailelerin çocukları kendi anne ve babalarından nefret edebilir çünkü insan evrimi çok hızlı ilerlemekte ve insanlar kendi akrabalarına karşı kendilerini başkalaşmış hissetmektedir. İnsandan insana kemik, kan, kas, yüz, göz, beyin yapısı ciddi oranda değişmektedir. Aslında insan ırkının şu an köpeklerden farkı yoktur. İnsanlar farklı renklerde, boylarda ve türlerde olabilirler ve hatta bazı insanlar bazı insanlardan çocuk yapamaz (kan uyuşmazlığı) ve bu da bizim artık birbirimizden farklı bir tür olduğumuzu kanıtlıyor, zaten ırkçılığın sebebi de bu evrimsel farklardır. Zenci bir insan ile bir japonu yan yana koyarsanız insanların ne kadar farklı farklı olduğunu görürsünüz ve 20 bin yıl sonra eğer birbirimizi öldürmemiş veya birbirimizden çocuk yapıp birbirimizle karışmamış olursak artık birbirinden tamamen farklı hayvan türleri olacağız. İşte ben bu yüzden aptal insanlarla konuşmuyorum ve tartışmıyorum. Bir de bana deli diyorlar çünkü çok gururlu oldukları için “sen benden zekisin” veya “teşekkür ederim” veya “özür dilerim” veya “sen haklısın, ben gerizekâlıyım, şimdi fark ettim” gibi cümleleri kullanamıyorlar.

    Herneyse, kısacası kadınlara tecavüz etmeliyiz çünkü bunu istiyoruz çünkü bunu seviyoruz çünkü olması gereken bu. Siz duygusal ve ahmakça davranıyor bir avuç gerizekâlı tarafından yönetiliyorsunuz. Eğer gerekirse kendi babanızı bile öldürmelisiniz çünkü onun görevi evrimin devamı için sizi üretmek ve sizin ihtiyaçlarınızı karşılamaktır, o da içgüdüsel olarak size yük olmaması ve size zarar vermemesi ve sizi sevmesi gerektiğini bilir çünkü insanların duyguları ve zevkleri onların evrimsel zekâsı ve DNA’sı tarafından belirlenir.

    İnsanın cinsiyetini babasından gelen sperm belirler. Spermin cinsiyetini ise insanın evrimsel zekâsı belirler ve bu bilinç bizden gizli, bizimle muhattap olmadan hareket edip bizim neyi seveceğimize, ne isteyeceğimize, neyden nefret edeceğimize karar vermektedir. Dediğim gibi aslında bütün varlıklar robottur ve duygularımız bizim kim olduğunu bilmediğimiz başka birisi tarafından bize sorulmadan belirlenir. Unutmayın ki içorganlarımızı da bizden habersiz bir şekilde beyinciğimizin içindeki başka birisi kontrol etmektedir. Kadının tek varoluş görevi çocuk yapmak, çocuk beslemek ve çocuk yetiştirmektir. Elbetteki kadınlar doğum yapmak, erkeklerle sevişmemek isteyebilir ve buna hakları da vardır çünkü onlar da insan ama bir toplumda erkekler tavuğa tecavüz edecek hâle gelmişse orada bu erkeği yetiştiren kadına ve bu erkeği böyle yalnız ve çaresiz bırakmış olan kıza birkaç soru sormak gerekir. Lezbiyenliğin yani kadınlar arasında eşcinselliğin artışı çok kötü ve zararlı bir şeydir çünkü cinsel ihtiyacı giderilmeyen erkek saldırgan, tecavüzcü, katil bir canavara dönüşecektir. Evet erkekler kadınları dövüyor ve kadınlara eziyet ediyor; o hâlde devlet yaramazlık yapan erkekleri idam etmeli ve kadınları korumak için bütçe ayırmalıdır ancak devlet kadınları cinsel ilişkiye de zorlamalı veya psikolojik yöntemlerle ikna etmelidir.

    Devlet sizin fikrinizi ciddiye almamalıdır, devlet yapması gerekeni ve doğru olanı yapmalıdır. Eğer cinsel ihtiyaçları olan bir erkek varsa onunla ya para karşılığı ya da ücretsiz olarak sevişeceksin; eğer sevişmezsen o yaşamaktan bıkmış adam dağa çıkar terörist olur; çocuğu olan adam teröristlik yapmaz, yapsa bile bekâr erkekler daha tehlikelidir. Eğer bir kadın suç işlerse onu devlet genelevinde zorla çalıştırın. Fakir ve 1 yıldan uzun süredir yalnız kalmış erkekler devlet genelevinden ücretsiz yararlanabilir ancak bu 2 saatlik hizmetten sonra 1 yıl boyunca tekrar ücretsiz olarak geneleve gidemez. Ücret vermişse bedavaya girmesi için tekrar yine 1 yıl tek tabancı olması gerekir. Devlet genelevi yasal, ucuz, hastalıksız kadın sunar. Kondom kullanmayan erkek idam edilir. Kendi özel hayatında kondom kullanmayan erkek de şikâyet edilirse cezalandırılır ancak idam edilmez. Devlet kesinlikle erkeklerin gurur ve onurunu kırıp onların kibrini, kendini beğenmişliğini bitirmek için onlara çeşitli bahanelerle tecavüz ve işkence etmelidir yoksa insanlar 4x4’e binip fakir insanları ezmeye devam eder.

    Hiçbir suçun cezası 2 yıl hapisten uzun olmamalıdır çünkü zaman kıymetlidir ve devletin sizinle uğraşacak parası yok. İnsanlar ya idam edilmeli, ya da işkence ve tecavüz ve köle gibi çalıştırılma ve tedavi ve zorunlu eğitim görmelidir. Bütün bu şeylerin toplamı da 2 yılı geçemez. Eğitim sınavını geçenler erken tahliye edilir. Hapishanelerde insanları döve döve makina mühendisi yapabiliriz ve bence kesinlikle bunu yapmalıyız çünkü Türkiye’nin gelişmesi şart; hem de eğitim sistemini geliştirmek için bilimsel deney yapmış oluruz.

    Devlet eğitimi bırakmalıdır ancak özel kurumları Türkiye geneli diploma geçerlilik sınavlarıyla denetleyip kimin iyi, kimin kötü eğitim verdiğini ifşa etmelidir. Yüksek puan alanların diploması geçerlilik kazanırken düşük puan alanlar boşuna okumuş olur. İnsanların Türkiye geneli sınavlardan aldığı puanlar onların nüfus cüzdanında yazılı olacaktır. Bundan sonra herşey devlet memurları tarafından internete kayıt edilecek ve kişilerin hastalıkları, davranışları, sevdiği renkler gibi her özelliği devlet ve bütün devlet memurları tarafından bilinecektir. Bu sayede herkes kendini özel ve önemli hisseder.

    Devlet memurlarının hepsi yavaş yavaş kovulacak ve yerine devleti yöneten kişinin hazırladığı zekâ sınavından yüksek puan alanlar memur yapılacaktır. Aptal insanların uzman çavuş bile olmasına izin vermemek gerekir.

    Devletin kasası kurduğum muhteşem sistem ile dolup taşacağından bu para işsizlere iş sağlamak için yatırım yaparak, asgari ücrete zam yapılarak veya vergi almayarak değerlendirilebilir. Memur maaşları asgari ücret olacaktır çünkü bütün insanlar eşittir ve devlet memurlarının işi rahat, kolay ve eğlencelidir. İnsanların günde 6 saatten fazla çalışması ve art arda 3 günden fazla çalışması yasaklanacak. Yasaya uymayan zengin kişilerin 2 ev, 1 işyeri, 1 arsa dışında bütün mal varlığına el konulacak ve bu mallar hiçbir mal varlığı olmayan insanlara açık arttırma ile satılacak. İşte gelir eşitliği ve kapitalizmin yıkılışı bu şekilde olur.

    Kadınlara tecavüz etmek yasak değildir ancak onlara fiziksel bir zarar vermek, onların intihar etmesine veya intihara kalkışmasına veya kendini yaralamasına sebep olmak idam edilme sebebidir. Şunu unutmayın ki kadın erkekten değerlidir ve kadınların sayısını erkeklerin sayısından yüksek tutmak bu halkın mutluluğ için gereklidir. Bu uğurda gerizekâlı olan erkeklerin idam edilmesi gerekse de bu yapılacaktır çünkü devlet yönetiminde duyguya yer yoktur ancak anlamaya ve hissetmeye gerek vardır. Devlet hayatı kendi, acı çeken ve ağlayan vatandaşlarının bakış açısından da anlamalıdır. Pek çok kadın bana tecavüz etti diye yırtınırken pek çok kadının da erkekleri seks ile kandırıp seks yapmadan paralarını alıp kaçtığını unutmayın. Şüphesiz ki Türk kadınını en iyi Türk polisi bilir. Namuslu kadın yoktur, sizin yanlış tanıdığınız kadın vardır. Siz o başı örtülü kadınların gece gündüz seks filmleri veya romantik komedi filmleri izleyip komşularıyla lezbiyen ilişki yaşadığını nereden bileceksiniz? Sizin kendi akrabalarınızdan bile haberiniz yok. Önce 14 yıl bir doktorla ilişkiye girerler. Sonra da beni evlenme vaadiyle kandırdı diyerek dava açarlar. Hem erkeklerle zengin diye parası var diye ilişkiye girerler hem de tecavüze uğrayınca çığlık atarlar. Hem mini etek giyerler hem de orospu diyince sinirlenirler. Şunu bilin ki namus sizin büyüttüğünüz bir yalandır. Bütün zengin insanlar sapık ve namussuzdur. Siz de namus namus diye fakir fakir, amele amele gezinin. Camiye gittiğiniz yok, birayı sigarayı bıraktığınız yok, birisi kız kardeşinize sulanınca hemen bıçaklar çekilir. Hem öylesiniz, hem de böylesiniz. Hem CHP’lisiniz, hem de AKP’lisiniz, hem AKP istiyorsunuz hem de Atatürk’ü seviyorsunuz. Hem müslümansınız hem de CHP’ye veriyorsunuz. Siz sadece cahil, salak, bilgisiz insanlarsınız ve sizin ne düşündüğünüz veya ne istediğiniz de önemli değil çünkü ben sizin ne istediğinizi ve ne düşündüğünüzü zaten biliyorum; o yüzden konuşmayın çünkü ne söyleyeceğinizi biliyorum.

    Yaşlı ve engelli insanlara devlet yardım etmemelidir. Devlet dinsiz olmalıdır. Eğer halk din isterse devlet yeni bir din uydurur ve bu dini gerçek bir dinmiş gibi ciddiye alır çünkü zaten bütün dinleri insanlar uydurdu, biz daha iyi ve daha düzgün ve daha kusursuz bir din yaratabiliriz. Ey müslüman; Allah bizi niye sınav yapıyor? Niye 2 kadın 1 erkeğe eşit ama 1 erkeğe 1 kadın düşüyor? Niye zenginler 4 kadınla evlenebilir denmiş, dünyada o kadar çok kadın yok ki; fakir erkekler kadınsız kalıyor. Neden namaz kılmayan Cehennem’e gidiyor? Müslüman olmadığı hâlde düzgün olan insanlar neden Cehennem’e gidiyor? Neden peygamber bile ölümden sonraki sorgudan korkuyor? Neden Allah herkesi korkutuyor? Sizce Allah iyi birisi mi? Neden Allah bizi bencil olmayacak, günah işlemeyecek, temiz kalpli insanları öldürmeyecek şekilde yaratmamış? Bakın dinin amacı sizi uyutmak, sizi kandırmaktır; sizi sömürüyorlar. Sana diyor ki zina yapma, uçkurunun peşinde dolanma, çok çalış, sabret; sonra bir bakıyorsun zina yapan hocanın kendisi, yan gelip yatan hocanın kendisi, karı kız kovalayan da hoca. Sizi kandırıp yoğurdun kaymağını kendileri yiyorlar. Sana diyor ki içki içme, sonra gidip kendisi içki içiyor. Dünya’da güzel olan her şey ya yasaktır ya da kötüdür çünkü zengin insanlar bunları siz kullanmayın diye yasaklıyorlar. Budistlerin hocaları budistlere diyorlar ki et yemeyin günahtır, sonra bir bakmışlar bütün eti budistlerin hocası götürmüş. Enayi olmayın, hacı ayağına yatanların hepsi şerefsiz, yalancı insanlar.

    Zenginlerden nefret ediyorsunuz, haklısınız. Kötü insanlardan nefret ediyorsunuz haklısınız. Kadın istiyorsunuz, sevişmek istiyorsunuz; haklısınız. Devlet daha düzgün, daha olması gerektiği gibi olsun diyorsunuz, haklısınız. E o hâlde benim dediğimi yapacaksınız. Mevcut sisteme şükretmeyin; daha iyisini daha güzelini isteyin. Enayi olmayın. Sizi diyorum ki adamlar bal yiyor bal, siz ise su içtiğinize şükrediyorsunuz ve bana karşı çıkıp asgari ücrete zam yapmayan, işçileri öldüren, doları fırlatan insanları destekliyorsunuz. Altın yükselmedi; dolar, euro, TL düştü çünkü bütün Dünya’da insanlar isyan ediyor; artık yeter bizi sömürdüğünüz diyor ama siz gidip kasaba kellenizi uzatıyorsunuz. Bekâr erkek kalmayacak, kadın yetmiyorsa 1 kadınla 2 erkek evlenir. Kendi karısından başkasıyla ilişkiye giren zengin erkeğe de ceza veririz. Bir adamın 6 tane karısı olmaz. ****’ı görmüyor musunuz? Yaşar Nuri Öztürk’un nişanlısı ondan 50 yaş küçük.




  • yuno44907a Y kullanıcısına yanıt
    İlluminati ve Uzaylılar dışında iyi ve yapıcı yazmışsın. Bir de seks takıntılısın. Onun dışında erlik sana yakışmıyor diyebilirim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: heyecanlı92

    İlluminati ve Uzaylılar dışında iyi ve yapıcı yazmışsın. Bir de seks takıntılısın. Onun dışında erlik sana yakışmıyor diyebilirim.
    Çok konuşan fazla yaşamaz. He diyip başını sallarsan başbakan olursun. Dünya'yı zenginler yönetir, bütün o siyasetçiler falan palavra. Sen hiç demiyor musun bu başbakan niye salak gibi konuşuyor, niye geri kafalı diye? Çünkü hepsi tiyatro, amaç içsavaş çıkartıp asgari ücrete zam isteyenleri öldürmek sonra da askeri darbe yapıp milleti bedavaya çalıştırmak.

    Seks herşeydir. İnanmıyorsan zenginler kaç kişiyle yatmış, kaç defa evlenmiş git araştır. Size zina kötüdür diyip, bakire kızları götürüyorlar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yuno44907a

    Çok konuşan fazla yaşamaz. He diyip başını sallarsan başbakan olursun. Dünya'yı zenginler yönetir, bütün o siyasetçiler falan palavra. Sen hiç demiyor musun bu başbakan niye salak gibi konuşuyor, niye geri kafalı diye? Çünkü hepsi tiyatro, amaç içsavaş çıkartıp asgari ücrete zam isteyenleri öldürmek sonra da askeri darbe yapıp milleti bedavaya çalıştırmak.

    Seks herşeydir. İnanmıyorsan zenginler kaç kişiyle yatmış, kaç defa evlenmiş git araştır. Size zina kötüdür diyip, bakire kızları götürüyorlar.

    Alıntıları Göster
    Seks hayatın amacıdır. Ancak kadınların hayatının amacı düzgün bir erkek bulmaktır. Çoğu insan salak olduğu için kadınlar %70 ihtimalle yanlış erkekle evlenirler ve genellikle onun peşini asla bırakmazlar. Sonuçta kadınlar “1 erkek 2 kadına eşittir ve zengin erkekler 4 kadınla evlenebilir” dediği hâlde İslamiyet’i seçmekte ve sevmektedir. Doğuda kuması olan kadınlar vardır ve bu kadınlar yine de kocalarını öldürmezler. İşte zenginler örgütü sizi kadınlara, kadınları zenginliğe özendirir. Tüm kadınlar zengin koca ister ve böylece siz de çalışmak, zengin olmak zorunda kalırsınız. Illuminati fakir erkeklere “para kazan, paranı kadınlarla harca” mesajı verir. Böylece herkes paranın kölesi olur. Kadınlar ise zengin koca, makyaj, estetik ameliyat isterler. Bütün Dünya’daki bütün zengin insanlar İlluminati üyesidir. Zenginlerin amacı insanları paraya tapan, cahil, aptal, çalışkan, düşünmeyen, açgözlü, bencil, çıkarcı yaratıklara dönüştürmektir. İnsanlar para için yani zenginler için her şeyi yapmalıdır ve hatta para kazanmak için birbirini öldürmekten çekinmemelidir. Şiddet, kan yasak değildir ancak porno ve cinsellik yasaktır çünkü bir insan ne kadar çok sevişiyorsa o kadar özgürdür ve çok sevişen insanlar paraya değer vermezler çünkü parayı değerli yapan şey kadınların zengin erkeklerle yatmasıdır.

    Hâlâ anlamamış olabilirsiniz ama sizi zenginler, zenginleri devlet, devleti İlluminati, İlluminati’yi uzaylılar yönetir. Yani hepiniz başkalarının evinde oturup, başkalarının iş yerinde çalışıp kazandığınız parayla evlenmek istiyorsunuz ancak evlenecek kadar bile paranız yok; bu yüzden de borç alıyorsunuz ve artık herşeyiniz zenginlerin oluyor.

    Sistemin yıkılması için her erkeğin 1 kadını olmalı, kadınsız erkek kalmamalı, hırsız ve katil kadınlara fakirler tecavüz etmeli ve devlet genelevler açıp fakir ve aç insanlara kadın vermeli. İşte bu yüzden kadınlara tecavüz etmeliyiz çünkü tecavüz güzeldir ve insanı mutlu eder ancak kadınları üzen ve onlara eziyet eden herkes idam edilecek. Kadınlara öyle güzel tecavüz edin ki kadın size âşık olsun ve size daha fazlası için yalvarsın ama siz kadını kondom kullanmayarak hasta veya hamile ederseniz veya kadına eziyet ederseniz o zaman fazla erkek sayısını azaltmak ve yanlış davranışı cezalandırmak için sizi idam etmemiz gerekir.

    Ben bir şeyi on defa yazıyorum ama hâlâ bana itiraz edenler oluyor. Ben size sizin düşüncenizi tekrar etmiyorum; ben sizin yanlış düşündüğünüzü ve salak olduğunuzu söylerek size doğrusunun ve iyisinin nasıl olması gerektiğini söylüyorum. Siz benimle aynı düşünmek zorundasınız, siz hatalarınızı fark edip doğru yolu bulmak zorundasınız. Size yalan söylüyorlar, herkes yalancı; yalan söylemeyen hiçkimse yok. Rol yapıyorlar, olduklarından farklı gözüküyorlar. Size din diyorlar, edep ve ahlâk diyorlar ama sizi dindarlaştıran insanların kendisi dinsiz. Dinsiz bir adam sizi müslüman yaparak sizi sömürmek istiyor. Müslüman olmak demek; şükretmek, itaat etmek, isyan edenlere saldırmak, cahil olmak, liderin her dediğini yapmak, kendi karısından başkasıyla sevişmemek demektir. Sizi bedavaya çalıştırıp, sizin kızınızla zina yapıp, ondan sonra da kızın namusunu temizlemek için kızınızla evleniyorlar. Ve sevmedikleri insanlara “öldürün şu kâfiri” diyip müslümanları devrimci, dürüst, iyi kalpli insanların üzerine salıyorlar.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yuno44907a

    Seks hayatın amacıdır. Ancak kadınların hayatının amacı düzgün bir erkek bulmaktır. Çoğu insan salak olduğu için kadınlar %70 ihtimalle yanlış erkekle evlenirler ve genellikle onun peşini asla bırakmazlar. Sonuçta kadınlar “1 erkek 2 kadına eşittir ve zengin erkekler 4 kadınla evlenebilir” dediği hâlde İslamiyet’i seçmekte ve sevmektedir. Doğuda kuması olan kadınlar vardır ve bu kadınlar yine de kocalarını öldürmezler. İşte zenginler örgütü sizi kadınlara, kadınları zenginliğe özendirir. Tüm kadınlar zengin koca ister ve böylece siz de çalışmak, zengin olmak zorunda kalırsınız. Illuminati fakir erkeklere “para kazan, paranı kadınlarla harca” mesajı verir. Böylece herkes paranın kölesi olur. Kadınlar ise zengin koca, makyaj, estetik ameliyat isterler. Bütün Dünya’daki bütün zengin insanlar İlluminati üyesidir. Zenginlerin amacı insanları paraya tapan, cahil, aptal, çalışkan, düşünmeyen, açgözlü, bencil, çıkarcı yaratıklara dönüştürmektir. İnsanlar para için yani zenginler için her şeyi yapmalıdır ve hatta para kazanmak için birbirini öldürmekten çekinmemelidir. Şiddet, kan yasak değildir ancak porno ve cinsellik yasaktır çünkü bir insan ne kadar çok sevişiyorsa o kadar özgürdür ve çok sevişen insanlar paraya değer vermezler çünkü parayı değerli yapan şey kadınların zengin erkeklerle yatmasıdır.

    Hâlâ anlamamış olabilirsiniz ama sizi zenginler, zenginleri devlet, devleti İlluminati, İlluminati’yi uzaylılar yönetir. Yani hepiniz başkalarının evinde oturup, başkalarının iş yerinde çalışıp kazandığınız parayla evlenmek istiyorsunuz ancak evlenecek kadar bile paranız yok; bu yüzden de borç alıyorsunuz ve artık herşeyiniz zenginlerin oluyor.

    Sistemin yıkılması için her erkeğin 1 kadını olmalı, kadınsız erkek kalmamalı, hırsız ve katil kadınlara fakirler tecavüz etmeli ve devlet genelevler açıp fakir ve aç insanlara kadın vermeli. İşte bu yüzden kadınlara tecavüz etmeliyiz çünkü tecavüz güzeldir ve insanı mutlu eder ancak kadınları üzen ve onlara eziyet eden herkes idam edilecek. Kadınlara öyle güzel tecavüz edin ki kadın size âşık olsun ve size daha fazlası için yalvarsın ama siz kadını kondom kullanmayarak hasta veya hamile ederseniz veya kadına eziyet ederseniz o zaman fazla erkek sayısını azaltmak ve yanlış davranışı cezalandırmak için sizi idam etmemiz gerekir.

    Ben bir şeyi on defa yazıyorum ama hâlâ bana itiraz edenler oluyor. Ben size sizin düşüncenizi tekrar etmiyorum; ben sizin yanlış düşündüğünüzü ve salak olduğunuzu söylerek size doğrusunun ve iyisinin nasıl olması gerektiğini söylüyorum. Siz benimle aynı düşünmek zorundasınız, siz hatalarınızı fark edip doğru yolu bulmak zorundasınız. Size yalan söylüyorlar, herkes yalancı; yalan söylemeyen hiçkimse yok. Rol yapıyorlar, olduklarından farklı gözüküyorlar. Size din diyorlar, edep ve ahlâk diyorlar ama sizi dindarlaştıran insanların kendisi dinsiz. Dinsiz bir adam sizi müslüman yaparak sizi sömürmek istiyor. Müslüman olmak demek; şükretmek, itaat etmek, isyan edenlere saldırmak, cahil olmak, liderin her dediğini yapmak, kendi karısından başkasıyla sevişmemek demektir. Sizi bedavaya çalıştırıp, sizin kızınızla zina yapıp, ondan sonra da kızın namusunu temizlemek için kızınızla evleniyorlar. Ve sevmedikleri insanlara “öldürün şu kâfiri” diyip müslümanları devrimci, dürüst, iyi kalpli insanların üzerine salıyorlar.

    Alıntıları Göster
    okumadım ama helal olsun ne yazmışsın öyle biraz daha yaz kitap bastır bari




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.