Şimdi Ara

Din ve İnançlar Üzerine (16. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
362
Cevap
20
Favori
13.190
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1415161718
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neuro

    quote:

    Orijinalden alıntı: mehmet230023

    Söylediklerin yalan

    Söyledikleri şeyler kurandan.

    Hayırdır kelime oyunu mu oynuyoruz :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mehmet230023

    "En büyük sıkıntım kuran'da genelde kesinliklerin bulunmaması, pek çok şeyin okuyanların anlayışına yorumuna bırakılmış olması. Neden diyorum Allah mevcut kuran'ın atıyorum yüz misli uzunlukta inmesini sağlamamış ?"
    Kur’an sayfa sayfa ezberlensin diye yirmi üç yılda indirilmiştir.Ezberlensin diye diyoruz çünkü okuma-yazma oranının çok az olduğu bir toplum var ki Peygamberimiz okuma-yazma bilmiyor.Kur'an her konuyu net çizgilerle anlatsaydı 600 sayfa değilde 3000-4000 sayfa olabilirdi.Bugün 600 sayfa nasıl korunur diyenler 3000-4000 sayfa korunmamıştır bunlar yalandır derlerdi yani :) Bunu geçtim ezber konusunda bu kadar sayfa nasıl ezberlenirdi.O dönemde bu kadar sayfanın yazılması işte hafızların savaşlarda şehit olmasıyla Kur'an kitap haline getirilince ayetlerin doğru hali belki tehlikeye düşebilirdi.Bazı ayetler belki unutulabilirdi.Yani biraz geniş düşününce bu sorunun cevabını bulabiliyoruz..

    "Zamanında peygamber söylediklerinin yazılmasına asla izin vermemiş, bir kaç yüz yıl sonra yazılmaya başlanınca doğru olan bir tane varsa yanlış olan 10 tane de ilave gelmış."
    Peygamberimizin sözleri yazılmamış çünkü yeni bir Kur'an ortaya çıksın istememiş.Şimdi diyeceksin niye farklı şeyler mi söylüyor hayır aynı şeyleri söylüyor fakat Allah hadislerin değiştirilip değiştirilmeyeceği konusunda koruyacağını söylemiyor.Böyle bir durumda ne kadar zıtlıkların çıkabilieceğini siz düşünün.Ha günümüz de Buhari,Müslim,Tirmizi bunlardan bize aktarılan hadisler doğrudur yani bu konuda ayrıntılı bir çalışma yaparsınız hadis toplarken neler kullandığını bilirsiniz.Ha internette hadis olarak yazılan altına da Müslim vs yazılan yazılara çok dikkat edin :) Tirmiziydi yanlış hatırlamıyorsam kitabında olmayan bir yazıyı hadis olarak veripte alta numara yazmışlardı hani inandırıcı olsun :)

    "Eee o zaman zaten benim kaynağım kuran, Allah'ın verdiği akılla ben onu anlayamayacaksam, kavrayıp ona göre yaşayamayacaksam neden bana kuran'da direkt "ey müminler" diye sesleniyor ? Ey din bilginleri, hacılar, hocalar demiyor. "
    Tüm müslümanların kaynağı Kur'an tabiki.Allah'ın verdiği akılla onu çokta güzel anlarsınız ama her ayete balıklama atlamakta olmaz :) Mesela Ashâb-ı Sebt (Cumartesi Ashâbı) bu konu hakkında bilginiz olmadan veya okuduktan sonra araştırmadan Nisâ 47'yi nasıl anlayabiliriz :) Bu örnekleri çoğaltabiliriz.İşte bu tür durumlarda alimlerin veya din konusunda bilgili kişilerin görüşlerine danışmada fayda var.Yani ben bana yeterim demek yanlış bir görüştür.Dönemin şartları,ayetin indirilme sebepleri vs vs bunları araştırırken tabiki alimlerden faydalanmak gerekiyor..

    "Yanlış yaşarsam, hepsi cazip olan günah şeylere bulaşırsam adeta benim günah işmememi tuzak olarak kurmuş pusuda beni cezalandırmayı bekleyen bir Allah var ki cehennemde beni derimi değiştire değiştire sonsuza kadar kızartıp yakacak."
    Talihsiz bir cümle olmuş.Müslüman olmak için ne gerekiyor Kelime-i Şehadet tabiki.Peki bir de bu sözü biraz inceleyelim:
    "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü" demektir.
    Manası: "Ben şehadet ederim ki, (Yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki) Allah’tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Onun kulu ve resulüdür."
    Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini beğenmek demektir.
    Yani Allah diyor ki şehadetini tamamla ondan sonra ibadet konularına gel..

    "Diyelim ki dört dörtlük müslüman oldum ve cennete gittim. Ama sevdiklerim mesela oğlum, annem babam filan cehennemlik oldu. Biliyorsunuz kuran'da çeşitli ayetlerde açıkca yazar, genel bilgisizliğin aksine asla şefaat yoktur. Yani kimse kimseye yardım edemez, herkes kendinden sorumludur. Yani onlar cehennemde kızarırken ben cennette hurilerle mutluluk içinde olacağım ?"
    Bu düşündüklerinizi yakınlarınız da düşünsün.Sorunlarınız ortadan kalkar :) Açıkçası diyecek bir şey de bulamadım yani sorunuz biraz farklı olmuş.

    "Nasıl cennet bu ?! Dini bilgisi iyi olanlara bunu sorduğumda "öbür dünyadaki sen farklı olacaksın, onları zaten bilmezsin" Yahu bu dünyadaki ben ile öbür dünyadaki farklı ise diğerinden nasıl sorumlu oluyorum ? Ve nasıl o farklı ben için ibadet edip yaşayacağım ? "
    Kişi olarak aynı da karakter farklı.Şöyle ki burada aklınıza belki binbir türlü hile gelebilir veya şehvet duyguları farklı olabilir.Bu örnekler çoğaltılabilir KÖTÜLÜKLE İLGİLİ.İşte hayatınızda kötüyü siliyorsunuz böyle düşünün.Etrafınızda ki herkeste aynı şekilde kötüyü siliyor..

    Kendimce bir şeyler karaladım.İyi günler..


    quote:

    Kur’an sayfa sayfa ezberlensin diye yirmi üç yılda indirilmiştir.Ezberlensin diye diyoruz çünkü okuma-yazma oranının çok az olduğu bir toplum var ki Peygamberimiz okuma-yazma bilmiyor.Kur'an her konuyu net çizgilerle anlatsaydı 600 sayfa değilde 3000-4000 sayfa olabilirdi.Bugün 600 sayfa nasıl korunur diyenler 3000-4000 sayfa korunmamıştır bunlar yalandır derlerdi yani :) Bunu geçtim ezber konusunda bu kadar sayfa nasıl ezberlenirdi.O dönemde bu kadar sayfanın yazılması işte hafızların savaşlarda şehit olmasıyla Kur'an kitap haline getirilince ayetlerin doğru hali belki tehlikeye düşebilirdi.Bazı ayetler belki unutulabilirdi.Yani biraz geniş düşününce bu sorunun cevabını bulabiliyoruz..


    Kuran sadece infiği zamana değil tüm zamanlara atfen inmiştir ve asla indiği topluluğa ait değildir, tüm inananlara aittir. İşimize geldiğinde günümüzde veya tarihte yaşanan olaylarla bazı ayetlerle ne güzel bağlantılar kuruyoruz değil mi ? Dünya var olursa bundan 1 milyon yıl sonrasına da, o zaman yaşayan insanlara da hitap etmeyecek mi ? Yani indiği zamanki topluluğa ve zamana özel şeylerin yakıştırılması bana saçma geliyor. Okuma yazma çok azmış da vs.vs. Sizin mantığınızla şimdi inmiş olsa 50 sayfa yetecek miydi ?

    quote:

    Peygamberimizin sözleri yazılmamış çünkü yeni bir Kur'an ortaya çıksın istememiş.Şimdi diyeceksin niye farklı şeyler mi söylüyor hayır aynı şeyleri söylüyor fakat Allah hadislerin değiştirilip değiştirilmeyeceği konusunda koruyacağını söylemiyor.Böyle bir durumda ne kadar zıtlıkların çıkabilieceğini siz düşünün.Ha günümüz de Buhari,Müslim,Tirmizi bunlardan bize aktarılan hadisler doğrudur yani bu konuda ayrıntılı bir çalışma yaparsınız hadis toplarken neler kullandığını bilirsiniz.Ha internette hadis olarak yazılan altına da Müslim vs yazılan yazılara çok dikkat edin :) Tirmiziydi yanlış hatırlamıyorsam kitabında olmayan bir yazıyı hadis olarak veripte alta numara yazmışlardı hani inandırıcı olsun :)

    Şu kişi yazmışsa o hadisler doğruymuş derken büyük günah içine düşüyorsunuz. Peygamberin tebliğden başka görevi yoktu. Buraya bu söylediğime ispat on taneden fazla ayeti yığabilirim. İslamda tek kaynak kuran'dır, direkt bana inmiştir ama ben indirenin bana verdiği akılla cevaplar bulamıyorum, derdim bu. Ha bu cevaplara ulaşmamda Allah'ın gönderdiği yetersizdir, peygamber tamamlayıcıdır derseniz o zaman ben de Allah'ın kudreti peygamberin söylediklerinin, yaptıklarının bize net ve eksiksiz ulaşmasına yetmemiş midir diye sorarım. Kitabımız tüm zamanlara hitaben inmedi mi ? Peygamber zamanında yaşayanlar çok şanslı olacak çünkü bire bir dinleyip, izleyebilecek ama ben acaba hangi hadis doğru, namazı şöyle kılmış diye anlatılanlardan hangisi doğru diye kıvranacağım. Doğrusuna inanıp tutturup yaşarsam ne ala !

    quote:

    "Eee o zaman zaten benim kaynağım kuran, Allah'ın verdiği akılla ben onu anlayamayacaksam, kavrayıp ona göre yaşayamayacaksam neden bana kuran'da direkt "ey müminler" diye sesleniyor ? Ey din bilginleri, hacılar, hocalar demiyor. "
    Tüm müslümanların kaynağı Kur'an tabiki.Allah'ın verdiği akılla onu çokta güzel anlarsınız ama her ayete balıklama atlamakta olmaz :) Mesela Ashâb-ı Sebt (Cumartesi Ashâbı) bu konu hakkında bilginiz olmadan veya okuduktan sonra araştırmadan Nisâ 47'yi nasıl anlayabiliriz :) Bu örnekleri çoğaltabiliriz.İşte bu tür durumlarda alimlerin veya din konusunda bilgili kişilerin görüşlerine danışmada fayda var.Yani ben bana yeterim demek yanlış bir görüştür.Dönemin şartları,ayetin indirilme sebepleri vs vs bunları araştırırken tabiki alimlerden faydalanmak gerekiyor..


    Bu yazdığınız sorumu doğruluyor. Sizin mantığınıza göre kuran'da "ey müminler" değil değil "ey din alimleri, sıradan kullarımın benim verdiğim aklı yetmez, anlamazlar, sizler yardımcı oluverin yoksa yanlış yaparlar ben de onları cehennemde kızartırım" demek gibi bir şey oluyor.

    quote:

    "Yanlış yaşarsam, hepsi cazip olan günah şeylere bulaşırsam adeta benim günah işmememi tuzak olarak kurmuş pusuda beni cezalandırmayı bekleyen bir Allah var ki cehennemde beni derimi değiştire değiştire sonsuza kadar kızartıp yakacak."
    Talihsiz bir cümle olmuş.Müslüman olmak için ne gerekiyor Kelime-i Şehadet tabiki.Peki bir de bu sözü biraz inceleyelim:
    "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü" demektir.
    Manası: "Ben şehadet ederim ki, (Yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki) Allah’tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Onun kulu ve resulüdür."
    Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini beğenmek demektir.
    Yani Allah diyor ki şehadetini tamamla ondan sonra ibadet konularına gel..


    Sorumla yazdıklarınızın hiç alakası yok.

    quote:

    "Diyelim ki dört dörtlük müslüman oldum ve cennete gittim. Ama sevdiklerim mesela oğlum, annem babam filan cehennemlik oldu. Biliyorsunuz kuran'da çeşitli ayetlerde açıkca yazar, genel bilgisizliğin aksine asla şefaat yoktur. Yani kimse kimseye yardım edemez, herkes kendinden sorumludur. Yani onlar cehennemde kızarırken ben cennette hurilerle mutluluk içinde olacağım ?"
    Bu düşündüklerinizi yakınlarınız da düşünsün.Sorunlarınız ortadan kalkar :) Açıkçası diyecek bir şey de bulamadım yani sorunuz biraz farklı olmuş.

    "Nasıl cennet bu ?! Dini bilgisi iyi olanlara bunu sorduğumda "öbür dünyadaki sen farklı olacaksın, onları zaten bilmezsin" Yahu bu dünyadaki ben ile öbür dünyadaki farklı ise diğerinden nasıl sorumlu oluyorum ? Ve nasıl o farklı ben için ibadet edip yaşayacağım ? "
    Kişi olarak aynı da karakter farklı.Şöyle ki burada aklınıza belki binbir türlü hile gelebilir veya şehvet duyguları farklı olabilir.Bu örnekler çoğaltılabilir KÖTÜLÜKLE İLGİLİ.İşte hayatınızda kötüyü siliyorsunuz böyle düşünün.Etrafınızda ki herkeste aynı şekilde kötüyü siliyor..


    Yakınlarım da düşünsün demişsiniz ama onların düşünüp cennet cehenneme gitmelerinde benim bir dahlim olamaz. Yazdığım gibi islamda herkes kendinden sorumludur, zorlama da olmaz. Yani sorum yine açık. Sevdiklerim cehennemde kızarırken ben cennette olmuşum ne yazar ?
    Ha sizin dediğiniz gibi aklımdaki kötüyü Allah cennette siliyorsa yani sevdiklerimin cehennemde kavrulduğunu bilmeyeceksem, yani farklı bir ben olacaksam şimdiki ben neden mücadele ediyorum ?

    Ve yine farklı bir soru olsun.
    "Allah kendisine şirk koşulmasını asla af etmez fakat bunun haricinde günahlar için dilediğini bağışlar" (Nisa:48)
    Diyelim ki benim ufak bir kızım var ve sapığın biri tecavüz etti ve öldürdü. Allah ise onun af dilemesi, kalan hayatı boyunca ibadet edip düzgün bir müslüman olması nedeniyle veya Allah'ı sorgulayacak değiliz, herhangi bir nedenle affetti ve cennete aldı. Alamaz mı ? Şirk dışında her şeyi affetmiyor mu ? Affediyor ve diyelim ki ben de cennete gittim ve tecavüzcüyü de orada gördüm. Ulan tecavüzcü de burada ben de buradayım, demeyecek miyim "bu nasıl adalet diye ?"




  • "Kuran sadece infiği zamana değil tüm zamanlara atfen inmiştir ve asla indiği topluluğa ait değildir, tüm inananlara aittir. İşimize geldiğinde günümüzde veya tarihte yaşanan olaylarla bazı ayetlerle ne güzel bağlantılar kuruyoruz değil mi ? Dünya var olursa bundan 1 milyon yıl sonrasına da, o zaman yaşayan insanlara da hitap etmeyecek mi ? Yani indiği zamanki topluluğa ve zamana özel şeylerin yakıştırılması bana saçma geliyor. Okuma yazma çok azmış da vs.vs. Sizin mantığınızla şimdi inmiş olsa 50 sayfa yetecek miydi ? "
    Galiba yazdıklarımı yanlış anladınız :) Kur'an da yazılanlar,uygulamalar her dönemde geçerli ben bu konuda görüş bildirmedim.Ben Kur'an'ın indirildiği dönemde toplumun o kadar sayfayı ezberleme konusunda sıkıntılar yaşayabileceğini söyledim.Yani sizin direk bu konuda SALDIRIYA geçmeniz bir hayli komik.Bu şekilde devam edecekseniz yazmaya devam etmem.Yazdıklarımı pusu da yatmış bir şekilde okursanız olmaz..

    "Şu kişi yazmışsa o hadisler doğruymuş derken büyük günah içine düşüyorsunuz. Peygamberin tebliğden başka görevi yoktu. Buraya bu söylediğime ispat on taneden fazla ayeti yığabilirim. İslamda tek kaynak kuran'dır, direkt bana inmiştir ama ben indirenin bana verdiği akılla cevaplar bulamıyorum, derdim bu. Ha bu cevaplara ulaşmamda Allah'ın gönderdiği yetersizdir, peygamber tamamlayıcıdır derseniz o zaman ben de Allah'ın kudreti peygamberin söylediklerinin, yaptıklarının bize net ve eksiksiz ulaşmasına yetmemiş midir diye sorarım. Kitabımız tüm zamanlara hitaben inmedi mi ? Peygamber zamanında yaşayanlar çok şanslı olacak çünkü bire bir dinleyip, izleyebilecek ama ben acaba hangi hadis doğru, namazı şöyle kılmış diye anlatılanlardan hangisi doğru diye kıvranacağım. Doğrusuna inanıp tutturup yaşarsam ne ala ! "
    Neden büyük günah işliyorum onu da açıklayın bi zahmet.Peygamberin tebliğden başka görevi yokmuydu :) Peygamberimizin hayatını tekrardan gözden geçirin.Ha Kur'an da olmayan şeyleri anlatma gibi bir görevi tabiki yoktu ama siz yazdıklarınızla bunu mu kastediyorsunuz onu pek anlamadım.Allah'ın gönderdikleri yetersizdir diye bir şey söylersem KÜFRE girmiş olurum.Kur'an ı okuduysanız biz onu eksik mi bıraktık diye ayet görürsünüz yani Kur'an tamdır.Açıklamak ayrıdır onun eksikliğini tamamlamak ayrıdır.Sapla samanı karıştırmayalım.Peygamberimiz zamanında ki insanlar şanslı da biz şansızmıyız :) Sen kendini şansız görüyorsan o ayrı ben çokta şanslıyım.Eskiden insanlara sizin sevaplarınız günahlarınız işte gösterilecek felan dediklerinde mi daha kolaydı yoksa ben günümüz teknolojisiyle tek tuşla bütün dünyadan haberdar oluyken mi? Kameralar sizi çekiyor felan bunları kavramak çok zor olmasa gerek..

    "Bu yazdığınız sorumu doğruluyor. Sizin mantığınıza göre kuran'da "ey müminler" değil değil "ey din alimleri, sıradan kullarımın benim verdiğim aklı yetmez, anlamazlar, sizler yardımcı oluverin yoksa yanlış yaparlar ben de onları cehennemde kızartırım" demek gibi bir şey oluyor. "
    Siz yazdığımı iyice okumamışsınız.Kur'an okunurken yardımcı olunması gereken yerler vardır direk anlaşılacak yerler vardır.Ankebut 43 bu konuda yeterince açıklayıcı.Bakın Kur'an herkese indirilmiştir bu konuda hem fikiriz.Ben diyorum ki Kur'an'ı tam anlamıyla kavrayabilmek için araştırın,okuyun,cahil kalmayın her kaynakta faydalanın.Siz diyorsunuz ki hayır ben kendi kendime bu kitabı okur anlarım..
    "Ve şu misalleri ki, onları nâs için irâd ediyoruz. Maamafih onlara bilginlerden başkası akıl erdiremez."


    "Yakınlarım da düşünsün demişsiniz ama onların düşünüp cennet cehenneme gitmelerinde benim bir dahlim olamaz. Yazdığım gibi islamda herkes kendinden sorumludur, zorlama da olmaz. Yani sorum yine açık. Sevdiklerim cehennemde kızarırken ben cennette olmuşum ne yazar ?
    Ha sizin dediğiniz gibi aklımdaki kötüyü Allah cennette siliyorsa yani sevdiklerimin cehennemde kavrulduğunu bilmeyeceksem, yani farklı bir ben olacaksam şimdiki ben neden mücadele ediyorum ? "
    İyi güzel de siz ne sormak istiyorsunuz onu bir açıkça anlatın.Siz diyorsunuz ki ben cennetteyken yakınlarım cehennemde benim içim nasıl el verir.Ben diyorum ki yakınlarınıza anlatın farkına varsınlar birlikte olursunuz.Ee her cennete giren hak etmediği şekilde yakınlarını cennete sokacaksa ben ne anladım bu işten nerde kaldı adalet :) Hayırdır dünya da ki hatır gönül ilişkileriniz bir hayli fazla her halde.Arka kapıdan içeri alırım felan diye mi düşünüyorsunuz :) Cennet diyoruz güzellikler olacak kötülükler olmayacak diyoruz sen farklı bir ben diyorsun.Ne yani hırsızlık yapan adam cennete girdikten sonra ordada mı milleti soysun veya insanlar arasına nifak sokmayan isteyenler orayı da mı karıştırsın bu mudur yani?

    "Allah kendisine şirk koşulmasını asla af etmez fakat bunun haricinde günahlar için dilediğini bağışlar" (Nisa:48)
    Diyelim ki benim ufak bir kızım var ve sapığın biri tecavüz etti ve öldürdü. Allah ise onun af dilemesi, kalan hayatı boyunca ibadet edip düzgün bir müslüman olması nedeniyle veya Allah'ı sorgulayacak değiliz, herhangi bir nedenle affetti ve cennete aldı. Alamaz mı ? Şirk dışında her şeyi affetmiyor mu ? Affediyor ve diyelim ki ben de cennete gittim ve tecavüzcüyü de orada gördüm. Ulan tecavüzcü de burada ben de buradayım, demeyecek miyim "bu nasıl adalet diye ?"
    Ben Allah affeder affetmez konularında konuşmuyorum.Karar mercii ben değilim.Sadece bana verileni anlatırım sen cennete girecen sen cehenneme gireceksin gibi yazmam.Zira ŞİRK'e girmekten korkarım..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kei$er$oZe

    quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84


    öncelikle saygılı edepli diyorsun karşındakine çocuk diyorsun ve sonra hacı hoca ailesiyiz gibi bir savunma yapıyorsun ve herkeslede anlaştığını savunuyorsun bak ben geleceğim dememe rağmen yine tersliyor geçiyorsun. Kusura bakmada bu noktada hem herkesle çok iyi anlaşan ve iyi adam modunda değilsin. Yanlış anlama ama güven vermiyorsun.

    Ben sana ailnin çevrenin fihristesini çıkart demedim. Bu islamcı ve kendini savunur mod nedir anlayamadım. Neyse sanırım yaş farkımız çok seninle belli oldu. Boşuna uğraşmayalım ozaman selametle...

    Önce üslup öğren biraz aynı yazının sununda bir anda insaniyete bağladın herkeslede anlaşıyormuşsun bir şu forumdaki insanlarla anlaşamıyorsun. Demediğini bırakmadın. Gerçek hayattada anlaşabileceğine inanmıyorum.

    Not: Ben ayağına gelecektim defalarca dile getirdim. Seninde dediğin gibi yaş farkımız çok sanırım birşeylere gizlendiğine göre... Klavye arkasından ahkam kesmeye devam et...

    Bana üsluptan bahseden sen sana çocuk dedim diye nerde üslup diyorsun.Sen yeni yetme derken ne oluyor o zaman.Abdullah forumu çok önemsiyorsun.Sanal alemi o kadar önemsiyorsun ki sanki işin yokmuş gibi herkese gelin beraber konuşalım,tartışalım diyorsun.Üslup olayı karşıdakinin seviyesine bağlıdır.Bana saydıran adamlara alttan almam.Ben herkesle anlaşıyorum demedim.Ama bir görüş bildirirken yobaz kesimden birisi dişini gösterirse onun dişini kırarım.Ben ona diş göstermiyorsam oda bana gösteremez.Demişsin ki bu islamcı ve kendini savunur mod ne diye.Eğer ben sizin dediğiniz gibi birisi olsaydım dostum dediğim adamlardan bir tanesinin bile hayatında hiç namaz kılmayan,islamla alakası olmayan adamlardan oluşması gerekirdi.Ama öyle değil.Ben buradakiler gibi çevremi belirlerken;bu alevi,sunni,deist,ateist vs. gibi şeylere bakmam.Bu forumda anlaşamadığım kesim var ama duyanda onlar hep anlaşmacıda biz anlaşmacı değiliz.Aklı olan adam müslüman olur,Allaha inanır , akılsızlar inanmaz vb. gibi bir sözle başlayan arkadaşlara;canım kardeşim neden böyle diyorsun dememi beklemiyorsun sanırım.Herşey karşılıklıdır.Benim değer verdiğim şeylere saldıranlara karşı sus pus oturmayız.Onun değerlerine saldırayım desemde buna gerek kalmıyor.Zira onun değerlerinin gerçeklerini yazınca çıldırıyorlar.Çünkü işlerine gelmiyor.Bide iftira atsak intihar edecekler sanırım.Madem bu kadar objektifsin.Demediğini bırakmamışsın demişsin.Hadi ben dediğin gibiyim.Peki benim karşımdakilerin ağzından gül mü damlıyor.Sen beni blokla sende rahat et bende edim..

    Bende diyorumki sen benden sana karşı şucu bucu lafı duydunmu seninle insan gibi defalarca konuşmak için uğraştım buna rağmen bazı duvarların var gerisi önemsiz gibi davranıyorsun. Sana değil başka bir forum yazarına dahi ne hakaret nede yobaz hatta ve hatta temsil doğruysa siz kemalistler gibi.bir tabir bile kullanmamışken hala tavırların aynı o zaman seni yanlış anlamadığımı düşünüyorum. Forumu ciddiye alıyorsam karşımdakilerşnde benim gibi insan olduğundandır. Madden ciddi değil ne bu hararetli yazıların. Ayrıca ben sıkılmadan yazarım hiç merak etme. Mesele biribirimize laf sokmak değil amacı bu olmayan insanları ayırt ermeni dilerim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi abdullahors84 -- 17 Ekim 2013; 13:06:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    Bir tanrı var, 13 milyar ışık yılı genişliğinde bir evren yaratıyor... Galaksiler, kuasarlar, kara delikler, güneş sistemleri, yaşama elverişli gezegenler; hem de milyarlarca...

    Ve bu sonsuzluk içerisindeki küçücük bir gezegende, çevresine oranla çok daha akıllı fakat son derece basit ve aciz bir canlıya hitaben diyor ki: bütün bunlar senin için!

    Sonra korkunç evrenden minnacık bir gezegenin semalarına inen elçi-melek peygambere diyor ki, "peygamberin eşine perde arkasından baksınlar"

    Koskoca dünyanın büyüleyici manzarasından aşşağıya süzülüp bir mağaraya inen Cebrail... Doğa olaylarını, yoğun buharların aşağıya fizik kuralları gereğince düşerek yağmur olmasını sağlayan Mikail... Sürekli insanların yaptıklarını not eden melekler var. Büyük sonsuzluk insan için! Fakat bu kurguya sahip olanlar o muhteşem manzara içerisinde gözlerini insana çevirip diyorlar ki:

    "hiç sağır dilsiz sahibine yük insan ile "dilediğince yiyen" insan bir olur mu?"

    Milyarlarca canlı, milyarlarca insan... Tanrı diyor ki, bu yarattığımız bazı canlılar "pisliktirler"; onları gördüğünüz yerde öldürün! (Çünkü onlar da sizi öldürecekler fırsatını bulurlarsa, çünkü ben işi böyle bir duruma getirdim, idare edin...)

    Dünya'da harika ırmaklar, nefis doğa manzaraları, denizler-göller, olağanüstü ormanlar, güzel kadınlar... Tanrı demiyor ki burası senin yuvan!

    Diyor ki ben sana "Baldan akan ırmaklar, göğüsleri yeni tomurcuklanmış huriler" vaad ediyorum.

    Bu dünya geçici; sana görmediğin, bilmediğin, anlayamadığın ama daha güzeli var! Bu geçici dünyayı boşver ve erdemli ol, sabırlı ol, diğeri için uğraş. Benim için uğraş, "insan" olmanın gayesi ve senin amacın bu!

    Öte yandan savaşlardaki ganimetler ve amca-teyze kızları, göğüsleri yeni tomurcuklanmış kızlar dünyada birilerine "cennet" oluyor... Kızabilirsiniz, yaşananlar "etik" değildi çünkü.

    Eğer anlattıklarımda gerçeklik payı olmasa idi, çelişkiler yumağı olmasa idi, tanrının ve elçilerinin "etik" olduğuna ve "gayelerine" inanılabilirdi. Ama perhiz-lahana turşusu olunca, tanrının "insansı" gayesi de gözler önünde oluyor...

    Deyin ki söylediklerin "yalan". Şöyle samanyoluna tanrının dışında kalmış "uzaktan bir yabancı edasıyla" bakınca, görünen bu...

    Hayır, işin garibi gerçekten söylediklerin yalan.

    Çünkü Kuran sadece insanların yaratıldığı söylemiyor. Hatta sadece insanların imtahana tabi olduğunu da yazmıyor.

    Nereden okuyorsunuz veya nerenizle okuyorsunuz bu Kuran'ı anlamıyorum ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 0971

    quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    Bir tanrı var, 13 milyar ışık yılı genişliğinde bir evren yaratıyor... Galaksiler, kuasarlar, kara delikler, güneş sistemleri, yaşama elverişli gezegenler; hem de milyarlarca...

    Ve bu sonsuzluk içerisindeki küçücük bir gezegende, çevresine oranla çok daha akıllı fakat son derece basit ve aciz bir canlıya hitaben diyor ki: bütün bunlar senin için!

    Sonra korkunç evrenden minnacık bir gezegenin semalarına inen elçi-melek peygambere diyor ki, "peygamberin eşine perde arkasından baksınlar"

    Koskoca dünyanın büyüleyici manzarasından aşşağıya süzülüp bir mağaraya inen Cebrail... Doğa olaylarını, yoğun buharların aşağıya fizik kuralları gereğince düşerek yağmur olmasını sağlayan Mikail... Sürekli insanların yaptıklarını not eden melekler var. Büyük sonsuzluk insan için! Fakat bu kurguya sahip olanlar o muhteşem manzara içerisinde gözlerini insana çevirip diyorlar ki:

    "hiç sağır dilsiz sahibine yük insan ile "dilediğince yiyen" insan bir olur mu?"

    Milyarlarca canlı, milyarlarca insan... Tanrı diyor ki, bu yarattığımız bazı canlılar "pisliktirler"; onları gördüğünüz yerde öldürün! (Çünkü onlar da sizi öldürecekler fırsatını bulurlarsa, çünkü ben işi böyle bir duruma getirdim, idare edin...)

    Dünya'da harika ırmaklar, nefis doğa manzaraları, denizler-göller, olağanüstü ormanlar, güzel kadınlar... Tanrı demiyor ki burası senin yuvan!

    Diyor ki ben sana "Baldan akan ırmaklar, göğüsleri yeni tomurcuklanmış huriler" vaad ediyorum.

    Bu dünya geçici; sana görmediğin, bilmediğin, anlayamadığın ama daha güzeli var! Bu geçici dünyayı boşver ve erdemli ol, sabırlı ol, diğeri için uğraş. Benim için uğraş, "insan" olmanın gayesi ve senin amacın bu!

    Öte yandan savaşlardaki ganimetler ve amca-teyze kızları, göğüsleri yeni tomurcuklanmış kızlar dünyada birilerine "cennet" oluyor... Kızabilirsiniz, yaşananlar "etik" değildi çünkü.

    Eğer anlattıklarımda gerçeklik payı olmasa idi, çelişkiler yumağı olmasa idi, tanrının ve elçilerinin "etik" olduğuna ve "gayelerine" inanılabilirdi. Ama perhiz-lahana turşusu olunca, tanrının "insansı" gayesi de gözler önünde oluyor...

    Deyin ki söylediklerin "yalan". Şöyle samanyoluna tanrının dışında kalmış "uzaktan bir yabancı edasıyla" bakınca, görünen bu...

    İnsanı ateist yaparsınız siz.

    Buna benzer bir word dosyasında yıllardır toparladığım 14 sayfalık pek çok sorum var. İnançlı biriyim ama beni tatmin eden cevapları bulamıyorum. Farklı meallerden kuran'ı defalarca okudum, okudukça cevaplar bulmakla beraber sorularım daha çok artıyor. En büyük sıkıntım kuran'da genelde kesinliklerin bulunmaması, pek çok şeyin okuyanların anlayışına yorumuna bırakılmış olması. Neden diyorum Allah mevcut kuran'ın atıyorum yüz misli uzunlukta inmesini sağlamamış ? Dini yönden daha yeterli görülen insanlara sorularımın kesin cevaplarını sorduğum zaman ya tatmin olmuyorum ya da peygamberin veya din zamanınbüyüklerinin uygulamalarını, söylediklerini anlatıyorlar. Zamanında peygamber söylediklerinin yazılmasına asla izin vermemiş, bir kaç yüz yıl sonra yazılmaya başlanınca doğru olan bir tane varsa yanlış olan 10 tane de ilave gelmış. Allah bu karışıklığı görememiş mi ? O zaman şu cevap geliyor : Kuran'la çelişmiyorsa hadis doğrudur. Eee o zaman zaten benim kaynağım kuran, Allah'ın verdiği akılla ben onu anlayamayacaksam, kavrayıp ona göre yaşayamayacaksam neden bana kuran'da direkt "ey müminler" diye sesleniyor ? Ey din bilginleri, hacılar, hocalar demiyor.
    Bir yandan bir sürü soru ve bilinmezin boşluğu ile itikadımı korumaya çalışıyorum bir yandan sorularım artıyor ve korkuyorum. Yanlış yaşarsam, hepsi cazip olan günah şeylere bulaşırsam adeta benim günah işmememi tuzak olarak kurmuş pusuda beni cezalandırmayı bekleyen bir Allah var ki cehennemde beni derimi değiştire değiştire sonsuza kadar kızartıp yakacak. Diyelim ki dört dörtlük müslüman oldum ve cennete gittim. Ama sevdiklerim mesela oğlum, annem babam filan cehennemlik oldu. Biliyorsunuz kuran'da çeşitli ayetlerde açıkca yazar, genel bilgisizliğin aksine asla şefaat yoktur. Yani kimse kimseye yardım edemez, herkes kendinden sorumludur. Yani onlar cehennemde kızarırken ben cennette hurilerle mutluluk içinde olacağım ? Nasıl cennet bu ?! Dini bilgisi iyi olanlara bunu sorduğumda "öbür dünyadaki sen farklı olacaksın, onları zaten bilmezsin" Yahu bu dünyadaki ben ile öbür dünyadaki farklı ise diğerinden nasıl sorumlu oluyorum ? Ve nasıl o farklı ben için ibadet edip yaşayacağım ?
    Neyse bu sorular tükenmez ama yakında kafayı yiyip ben tükeneceğim.

    Bu arada; Tanrı 13 milyar ışık yılı genişliğinde bir evren yaratıyor demişsin. Bu evrenin bitiminde ne var ? Başka bir evren varsa onun bitiminde ne var ? Tüm evrenlerin sonunda duvar mı var ? Onun ardında ne var ?

    Öncelikle şunu belirteyim.

    İslam'da din görevlisi yoktur. İslamda bugün toplumun bize öğretmeye çalıştığı hayatımıza soktuğu hacı hoca imam müezzin kavramı da aslen yoktur.

    5- 10 Müslüman bir araya gelirse içlerinden hangisi layık ise o cemaate önderlik eder ve namaz kıldırır. Eğer başka bir konuda yine Müslümanlar toplanmışsa yine o konuda ehil olan öne geçer.

    Sana bir tüyo vereyim. İslam hakim olsa iyimser bir tahminle Meclisteki Milletvekillerinden muhtemelen 500 tanesi vekil olamaz. Bu tahminim çok iyimser. O yüzden hemen hiç kimse İslam'ın tam olarak anlaşılmasını istemiyor.

    Kafa karışıklığında zaten bu yüzden geliyor. Zaten Amcalarının Peygambere karşı çıkmasının nedeni de bu. İçlerinden Allah'a inanmakta bir sorun olmadığını onun peygamberliğini kabul edeceklerini, ona para mevki makam vereceklerini söylemelerine rağmen ticaretlerine ve sistemlerine mani olmamaları yönünde isteklerde bulunmuşlardır.

    Yine Kuran'da verilen onca yetkiye rağmen Peygamber A.S.V. vefat ettiğinde hırka ve battaniye haricinde bir mirası yoktu. Ama onu karalamak için Kuran Ayetlerini getirip ganimetlerin Peygambere ait olduğunu söylerler.

    İşte bunların bir çoğu çeviri ile ilgili sorunlardır.

    Kuran, zamanında Allah tarafından yaratıldığını bahseder. Zamanı çıkarttığında bir şeyin öncesi ve sonrasının olmayacağı için her şey "sonsuz" olur. Sonsuzluk kavramını kafamıza bu yüzden oturtamıyor olabiliriz.

    Bugün Elmalı tefsirleri evlerde en çok bulunan tefsirdir. Bir kez de sadeleştirilmiştir. Çevirilerden sonra günümüz ilahiyatçaılarının anlaşamadığı bir çok konu var. Şöyle mi böyle mi diye.

    Ama bu tartışmalar işin esasını örtüyor.
    İşin esası bir Yaratıcı var, bir Peygamber var ve iyilik, dürüstlük, paylaşmak esasına üzerine kurulmuş bir din var. Bunun üzerine anlamadığın ne var ?
    Namaz kılarken parmak kalkar mı, kalkmaz mı, 4 kadın olur mu olmaz mı, Oruç ne zaman başlar ne zaman biter gibi konular mı sıkıntı ?

    Sıkıntı olan konu sonsuzluk mu ? Bir matematikçi Gaus metodu böyledir deyince küçük sayılarda doğrulamasını yapıyorsun da neden çok büyük hanelerde yapmıyorsun ?

    O zaman kısa vadelerin muhakemesini yaparken hatta yapmazken neden çok uzun zamanların muhakemesini yapıyorsun ?




  • Hac nedir? Bir ibadet, daha da ötesinde tarihsel bir gelenek... Hac'ın amacı nedir? Eğer tek "saf" bir amaca hizmet etmiş olsa idi, "gayesi" daha etik olacaktı.

    Peygamber, "ticaretçi". Eşi, büyük bir "ticaretçi". Amcası, daha da büyük bir "ticaretçi." O zamanki ticaret erbabları sanıyorum ki araba satmak yerine, büyük-küçük baş hayvan ticareti yapıyorlardır herhalde değil mi? İncik boncuk satmıyordur bu insanlar...

    Hac ne ile biter? Kurban ile. Farklı şehir ve coğrafyalardan gelen insanlar, Allah uğruna kesilecek kurbanları nereden alırlar? "Ticaretçilerden".

    Eğer şu Hac ibadetini "güçlendirmek" adına, böyle bir "kelime oyunu" olmasa idi, daha samimi olurdu:

    "Sana, hilalleri sorarlar. De ki: "O, insanlar ve hacc için belirlenmiş vakitlerdir..."

    Hayır, Hac hilallere göre oluşturulmuştur halbuki. İnsanların doğaya göre oluşturduğu zaman dilimleri, doğanın insan için olduğunun kanıtı değildir. Tanrısallıktan uzak nasit bir mantık manipülasyonu maalesef.

    Bir nüans var, çok önemli bir nüans. Bilinçaltından bir nüans, koyu kelime:

    "İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler."

    Hemen sonra:

    "Sonra kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atik'i (Kâbe'yi) tavaf etsinler."

    Allah yarattığı hayvanların sadece bazılarını "helal" kıldığı vakit, bu konuda "çıkar" sağlamak daha kolaylaşmamış mıdır?

    "Bu böyle. Kim Allah'ın hükümlerine saygı gösterirse bu Rabbi katında kendisi için bir hayırdır. Haramlığı size okunanların (bildirilenlerin) dışında bütün hayvanlar size helal kılındı. Artık putlara tapma pisliğinden kaçının, yalan sözden kaçının."

    Esas bomba bölüm:

    "Kurbanlık "büyük baş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık." Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik."

    Sadece bizim için mi" hayır" var tanrım? Yoksa ticaretçiler için de mi bir "hayır" söz konusu? Özel olarak "büyük baş" vurgusu çok "insani" görünmüyor mu? Tanrı, niyetten çok "büyüklüğe" önem veriyor gibi... Evet Kuran'da kesinlikle güzel şeyler de var. Fakire yedirmek gibi, ama güzel sözlerden "öncesi" veya "sonrası" genelde daha mühim duruyor.

    Bütün bunlardan sonra, hele şu ayetten sonra nasıl da Allah'tan şüphe edilir?

    "Allah'ın gökten yağmur indirdiği, böylece yeryüzünün yemyeşil olduğunu görmedin mi? Şüphesiz, Allah çok lütufkârdır, hakkıyla haberdardır"

    Yine "Hac" suresinden "insani" bir nüans:

    "Görmüyor musun ki, Allah bütün yerdekileri ve emri uyarınca denizde akıp gitmekte olan gemileri sizin hizmetinize vermiştir. İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir."

    Buradaki "göğün", dünyanın atmosferi olduğunu kesinlikle varsaymayacağım. Çok basit olur ve tanrı zor duruma düşerdi çünkü. Buradaki gök, yıldızlar ve "sema" dır dersek; koskoca "sema" nın dünyanın üzerine düşmesi, dünyayı 13 milyar ışık yıllık evrende biraz fazla "merkeze" almış olmak olmaz mıydı? Sanki uzay hakkında yoğun bilgi eksikliğine sahip birisinin, dünyayı haddinden "önemli" sanması gibi...

    Yani örnek şuna benziyor... Allah, "mikrobun üzerine filin düşmesini" engelliyor. Çünkü o esirgeyici ve bağışlayıcıdır. Ufak ama önemli "insani" nüanslar var




  • quote:

    Orijinalden alıntı: X Files

    Hayır, işin garibi gerçekten söylediklerin yalan.

    Çünkü Kuran sadece insanların yaratıldığı söylemiyor. Hatta sadece insanların imtahana tabi olduğunu da yazmıyor.

    Nereden okuyorsunuz veya nerenizle okuyorsunuz bu Kuran'ı anlamıyorum ?



    Her zamanki tipik yanıt X Files...

    Söylenenlerin "yalan" olduğunu iddia etmek için, söylenenlerin "eksik" olduğunu iddia etmek Ben Kuran'a "yalan" demek için Kuran "eksik" deyip işin kolayına kaçmıyorum halbuki. İçeriğe iniyorum, sizin hiç yapmadığınız bir şey.

    Evrenin sonsuzluğu ve insanın evren karşısındaki acizliği penceresinden bakıldığında Kuran'ın insana seslenişindeki "ironik" durum ortadadır. İsterse 17 milyon tane "alem" olsun, isterse peygamber o "17 milyon alemin peygamberi" olsun, evren-insan gerçekliği ve Kuran-insan ilişkisi ortada. Benim dikkat çekmek istediğim de buydu.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    quote:

    Orijinalden alıntı: X Files

    Hayır, işin garibi gerçekten söylediklerin yalan.

    Çünkü Kuran sadece insanların yaratıldığı söylemiyor. Hatta sadece insanların imtahana tabi olduğunu da yazmıyor.

    Nereden okuyorsunuz veya nerenizle okuyorsunuz bu Kuran'ı anlamıyorum ?



    Her zamanki tipik yanıt X Files...

    Söylenenlerin "yalan" olduğunu iddia etmek için, söylenenlerin "eksik" olduğunu iddia etmek Ben Kuran'a "yalan" demek için Kuran "eksik" deyip işin kolayına kaçmıyorum halbuki. İçeriğe iniyorum, sizin hiç yapmadığınız bir şey.

    Evrenin sonsuzluğu ve insanın evren karşısındaki acizliği penceresinden bakıldığında Kuran'ın insana seslenişindeki "ironik" durum ortadadır. İsterse 17 milyon tane "alem" olsun, isterse peygamber o "17 milyon alemin peygamberi" olsun, evren-insan gerçekliği ve Kuran-insan ilişkisi ortada. Benim dikkat çekmek istediğim de buydu.


    Her zamanki tipik kıvırmaların.

    Şu lafı neden net konuşamıyorsun ki ?

    Bak Hac ile ilgili yazdıkların süper ötesi olmuş. Ama sana bir tavsiyem var. İlk okul seviyesinde toplama çıkarma yapabiliyorsan senden istediğim hesaplamaları yapman için yeterli olacak. Bilmiyorsan bir arkadaşından yardım al.

    Peygamber Efendimiz ile H.z. Hatice'nin evlendiği tarihi. H.z. Haticenin öldüğü tarihi, Hicretin tarihi ve ilk Hac tarihlerini bir kenara yaz. H.z. Haticenin ölürken ne kadar malları vardı, mallar ne üzere harcandı gibi konulara girmiyorum bile.


    Yani bir insan iftira atar da bu kadar desteksiz atarsa senin gibi kendini çoluk çocuğa rezil etmekten başka bir şey yapmaz. :))




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    quote:

    Orijinalden alıntı: mehmet230023

    Söylediklerin yalan

    Yalan olan kısımları gösterin, söylediklerimin 2 katı kadar kanıt ile Kuran'dan yanıt vereyim olur mu? Siz gözler önündeki gerçeklere "yalan" dedikçe, beni mutlu ediyorsunuz. Çünkü aklınızın, mantığınızın esasında İslam'ın ve dinlerin özünü kabullenemediğini görmüş oluyorum. Sevindirici...

    Şu cümlelere bak ya Söylediklerimin 2 katı kadar kanıt ile Kur'andan yanıt vereyim Daha geçen gün dilsiz ile ilgili ayeti Kur'an sakatlarla dalga geçiyor diye veren sen değil miydin? Bugün aynı şeyleri tekrarlamışsın
    "Çünkü aklınızın, mantığınızın esasında İslam'ın ve dinlerin özünü kabullenemediğini görmüş oluyorum. Sevindirici..."
    Fakir avuntusu diyoruz biz buna




  • Sakın ola bir daha "MADDE" yi küçümsemeyin. Çünkü cennet-cehennem de "maddesel" dir. Hatta tanrı maddeden bağımsız değildir, yararlanmıştır. Neredeyse tanrı bile "maddenin" gerçek tanrı olduğunu kabul etmiştir. Şaka gibi geldi değil mi, değil Bu hiç "derinlemesine" düşünmemekten kaynaklı...

    Yine "hac" suresini ele alalım, "tanrı" versus "madde":

    "İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan inkar edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür."

    Hafiften bir giriş yaptık. Kuran'ın bir çok bölümünde "insani" bir hayal gücü ile cennet-cehennem tasvirleri yapılır. Çok net, çok açık, çok simgesel olarak hem de. Hani, "orada öyle söylenirken "soyut anlamda" bahsediliyor" diyemeyeceğimiz kadar açık. Ateşten giysiler, kaynar sular... Maddesel olmadığını düşündüğümüz cennette apaçık "madde" belirtileri. Ne de olsa "bana göre" 1500 yıl öncesinin hayal gücü ile oluşturuldu.

    Hadi "kaynar sular" a "soyut" dedik. Peki "kaynar sular" ın "somut etkisi" ne olacak?

    "Onunla, karınlarının içindekiler ve derileri eritilir."

    Hadi buraya kadar bütün pozisyonlara ofsayt dedik ve gol saymadık. İşte şimdi net olarak madde 1, tanrı 0:

    "Onlar için bir de demirden topuzlar vardır."

    Bakın "Sert" topuzlar değil, "Azap verici" topuzlar değil, "hayal edemeyeceğiniz" topuzlar değil. Bildiğin, bildiğimiz, "dünyasal" DEMİR topuzlar var cehennemde

    İşte şimdi "en sevdiğim" tarzda betimlemelere geldik. Hakikatten bir tanrı cenneti anlatırken, ancak bu kadar tanrısal! olabilir:

    "Şüphesiz, Allah iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada ALTINDAN BİLEZİKLERLE, İNCİLERLE süsleneceklerdir. Oradaki giysileri ise İPEKTİR"

    madde 3, tanrı 0

    Tasvirlerde bilmediğimiz bir madde var mı? Bilezik "insan ürünü" değil miydi, ne işi var cennette? Hani biz orada "başka bir bilinç" boyutunda olacaktık? Neden cennet dünyanın "yansıması" olur ki? Ben orada "ipek" yerine "uranyum" giysem veya maddesellikten uzak "nurdan" elbiseler giysem; cenneti mi yadırgayacağım?

    Yoksa bunlar bir "hayal dünyasının" tezahürüdür ve insanı "en değer verdiği" şeyler ile "etkilemek" amacında mıdır demeliyiz? "Madde" tanrıyla eşdeğer olamayacağına göre, geriye bu olasılık kalıyor gibi...


    İşin şakasını geçtim, hakikatten müthiş bir buhran içerisindeyim şimdi. NÖTR "mantık" için, şöyle açıklayayım...

    Cennet, insandan önce yaratıldı.

    İnsan, bileziği ve ipeği sonra yarattı.

    Tanrı, insandan üstün.

    Ama tanrının evinde, "insan icatları" mevcut.

    Açıklayabilene "saygı" duyacağım...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    Sakın ola bir daha "MADDE" yi küçümsemeyin. Çünkü cennet-cehennem de "maddesel" dir. Hatta tanrı maddeden bağımsız değildir, yararlanmıştır. Neredeyse tanrı bile "maddenin" gerçek tanrı olduğunu kabul etmiştir. Şaka gibi geldi değil mi, değil Bu hiç "derinlemesine" düşünmemekten kaynaklı...

    Yine "hac" suresini ele alalım, "tanrı" versus "madde":

    "İşte iki hasım taraf ki, Rableri hakkında tartışmaya girmişlerdir. Bunlardan inkar edenler için ateşten giysiler biçilmiştir. Başlarının üstünden de kaynar su dökülür."

    Hafiften bir giriş yaptık. Kuran'ın bir çok bölümünde "insani" bir hayal gücü ile cennet-cehennem tasvirleri yapılır. Çok net, çok açık, çok simgesel olarak hem de. Hani, "orada öyle söylenirken "soyut anlamda" bahsediliyor" diyemeyeceğimiz kadar açık. Ateşten giysiler, kaynar sular... Maddesel olmadığını düşündüğümüz cennette apaçık "madde" belirtileri. Ne de olsa "bana göre" 1500 yıl öncesinin hayal gücü ile oluşturuldu.

    Hadi "kaynar sular" a "soyut" dedik. Peki "kaynar sular" ın "somut etkisi" ne olacak?

    "Onunla, karınlarının içindekiler ve derileri eritilir."

    Hadi buraya kadar bütün pozisyonlara ofsayt dedik ve gol saymadık. İşte şimdi net olarak madde 1, tanrı 0:

    "Onlar için bir de demirden topuzlar vardır."

    Bakın "Sert" topuzlar değil, "Azap verici" topuzlar değil, "hayal edemeyeceğiniz" topuzlar değil. Bildiğin, bildiğimiz, "dünyasal" DEMİR topuzlar var cehennemde

    İşte şimdi "en sevdiğim" tarzda betimlemelere geldik. Hakikatten bir tanrı cenneti anlatırken, ancak bu kadar tanrısal! olabilir:

    "Şüphesiz, Allah iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada ALTINDAN BİLEZİKLERLE, İNCİLERLE süsleneceklerdir. Oradaki giysileri ise İPEKTİR"

    madde 3, tanrı 0

    Tasvirlerde bilmediğimiz bir madde var mı? Bilezik "insan ürünü" değil miydi, ne işi var cennette? Hani biz orada "başka bir bilinç" boyutunda olacaktık? Neden cennet dünyanın "yansıması" olur ki? Ben orada "ipek" yerine "uranyum" giysem veya maddesellikten uzak "nurdan" elbiseler giysem; cenneti mi yadırgayacağım?

    Yoksa bunlar bir "hayal dünyasının" tezahürüdür ve insanı "en değer verdiği" şeyler ile "etkilemek" amacında mıdır demeliyiz? "Madde" tanrıyla eşdeğer olamayacağına göre, geriye bu olasılık kalıyor gibi...


    İşin şakasını geçtim, hakikatten müthiş bir buhran içerisindeyim şimdi. NÖTR "mantık" için, şöyle açıklayayım...

    Cennet, insandan önce yaratıldı.

    İnsan, bileziği ve ipeği sonra yarattı.

    Tanrı, insandan üstün.

    Ama tanrının evinde, "insan icatları" mevcut.

    Açıklayabilene "saygı" duyacağım...






    Ya sen şu hac meselesini anlatsana bize. Ben söz bunu açıklayacağım :))

    Açıklamada zorlanıyorsan kankalarına söyle konuyu kilitlesinler !!! Böylesini daha iyi beceriyorsunuz !



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi X Files -- 17 Ekim 2013; 14:20:43 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mehmet230023

    quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    quote:

    Orijinalden alıntı: mehmet230023

    Söylediklerin yalan

    Yalan olan kısımları gösterin, söylediklerimin 2 katı kadar kanıt ile Kuran'dan yanıt vereyim olur mu? Siz gözler önündeki gerçeklere "yalan" dedikçe, beni mutlu ediyorsunuz. Çünkü aklınızın, mantığınızın esasında İslam'ın ve dinlerin özünü kabullenemediğini görmüş oluyorum. Sevindirici...

    Şu cümlelere bak ya Söylediklerimin 2 katı kadar kanıt ile Kur'andan yanıt vereyim Daha geçen gün dilsiz ile ilgili ayeti Kur'an sakatlarla dalga geçiyor diye veren sen değil miydin? Bugün aynı şeyleri tekrarlamışsın
    "Çünkü aklınızın, mantığınızın esasında İslam'ın ve dinlerin özünü kabullenemediğini görmüş oluyorum. Sevindirici..."
    Fakir avuntusu diyoruz biz buna

    Fakir avuntusu nedir biliyor musun Mehmet Bey, cevap veremediği iddialara karşı "" göndererek "alay etmeye" çalışmaktır

    Evet sürekli "aynı" iddialarımı yineliyorum. Çünkü cevap gelmiyor ve ben bütün Kuran'ı buraya serip "şurda şu var, burda bu var, hadi bunu açıkla, bak bu da var" diyecek kadar uğraş veremem, "32 yılım" yok benim.

    Bir de utanmadan, "daha geçen gün dilsiz ile ilgili ayeti veren sen değil miydin, bak yine tekrarlamışsın" diyorsunuz Bana bunu diyeceğinize şunu sorun, kral neden çıplak?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: X Files

    Ya sen şu hac meselesini anlatsana bize. Ben söz bunu açıklayacağım :))

    Açıklamada zorlanıyorsan kankalarına söyle konuyu kilitlesinler !!! Böylesini daha iyi beceriyorsunuz !

    Ben açıklayacağımı YİNE açıkladım X Files, ve göreceğimi YİNE gördüm.

    Forumda hiç bir yöneticiyi tanımam, hatta sürekli konuştuğum ve yazıştığım tek bir insan bile yok

    Sinirinize hakim olun zira gerek yok. İddialar ortada, uzuuunca vaktiniz var. Sadece "fikir" beyan ettiğim için konunun kilitlenmesine ve yöneticiye de gerek yok. Hatta "etmediğim" hakaretler için bile her birinizden özür dilerim. Cevap verip vermemek size kalmış. İyi günler, iyi bayramlar dilerim herkese...




  • ARAFTAYIM RESMEN
  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    quote:

    Orijinalden alıntı: mehmet230023

    quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    quote:

    Orijinalden alıntı: mehmet230023

    Söylediklerin yalan

    Yalan olan kısımları gösterin, söylediklerimin 2 katı kadar kanıt ile Kuran'dan yanıt vereyim olur mu? Siz gözler önündeki gerçeklere "yalan" dedikçe, beni mutlu ediyorsunuz. Çünkü aklınızın, mantığınızın esasında İslam'ın ve dinlerin özünü kabullenemediğini görmüş oluyorum. Sevindirici...

    Şu cümlelere bak ya Söylediklerimin 2 katı kadar kanıt ile Kur'andan yanıt vereyim Daha geçen gün dilsiz ile ilgili ayeti Kur'an sakatlarla dalga geçiyor diye veren sen değil miydin? Bugün aynı şeyleri tekrarlamışsın
    "Çünkü aklınızın, mantığınızın esasında İslam'ın ve dinlerin özünü kabullenemediğini görmüş oluyorum. Sevindirici..."
    Fakir avuntusu diyoruz biz buna

    Fakir avuntusu nedir biliyor musun Mehmet Bey, cevap veremediği iddialara karşı "" göndererek "alay etmeye" çalışmaktır

    Evet sürekli "aynı" iddialarımı yineliyorum. Çünkü cevap gelmiyor ve ben bütün Kuran'ı buraya serip "şurda şu var, burda bu var, hadi bunu açıkla, bak bu da var" diyecek kadar uğraş veremem, "32 yılım" yok benim.

    Bir de utanmadan, "daha geçen gün dilsiz ile ilgili ayeti veren sen değil miydin, bak yine tekrarlamışsın" diyorsunuz Bana bunu diyeceğinize şunu sorun, kral neden çıplak?

    Cevap veremediği iddialara mı Okumada sıkıntı var galiba bir kaç sayfa geriye giderseniz cevabı görürdünüz.Neyse siz uğraşamayın ben geçen yazdığım yazıyı aynen kopyalıyorum..

    quote:

    Oysa kuran ilk indiği zamanlarda çevresinde bulunan başka dinlere mensup insanların ilgisini çekebilmek için gelen ayetler daha ılımandı;

    BAKARA - 62 Muhakkak ki, âmenû olanlar ve yahudi, hristiyan ve sabii olanlardan kim, Allah'a ve ahiret gününe inandı ve ıslâh edici ameller işlediyse (nefsini tezkiye etti ise ), artık onların mükâfatları Rab'lerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.

    MÃİDE - 69. Muhakkak ki, âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler), ve Yahudiler, Sâbiiler ve Nasrânilerden (Hristiyanlardan) kim Allah'a ve âhir güne îmân eder ve nefsini ıslâh edici ameller (nefs tezkiyesi ) yaparsa onlara artık korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar.

    Bakara ve Maide süreleri Medine'de inmiştir.Bakara Hicretin 2. veya 3. yılında,Maide ise Kur'an'ın indirilme sırasında sondan 3.sırada bulunan bir süredir.Bir önceki paragrafta Nisa süresini veripte "Oysa kuran ilk indiği zamanlarda" cümlesini kuranlar NİSA ve HACC sürelerinin BAKARA süresinden sonra indiğini birilerinin söylemesi gerekir.İnsanların araştırmadan c/p yöntemiyle forumlara bilgi paylaşması ve KUR'AN ı incelediğini söyleyen bir takım ateistlerin buna MÜDAHALE etmemesi ne kadar ironik..
    * * * * * * * * * * * *
    Ayrıca sakatlarıda hiçe saymıştır;

    NAHL 16/76.; Allah iki adamı misal veriyor: Biri hiçbir şeye gücü yetmeyen bir dilsiz ki efendisine yüktür, nereye gönderse bir hayır çıkmaz; bu, doğru yolda olan, adaletle emreden kimse ile bir olabilir mi? ( bu sureyi yazarken tanrının Stephen Hawking'den daha haberi yoktu heralde)

    Nahl 76'da " Biri hiçbir şeye gücü yetmeyen bir dilsiz ki efendisine yüktür" cümlesinde DİLSİZ ibaresiyle PUTLAR anlatılırken birinin çıkıp SAKATLARLA DALGA GEÇİLİYOR diye yaygara çıkarması başka birinin de ona destek vermesi birde bu kişinin ben dürüstüm ben şöyleyim demesi ironinin farklı bir boyutudur.
    * * * * * * * * * * * *
    BAKARA - 62 Muhakkak ki, âmenû olanlar ve yahudi, hristiyan ve sabii olanlardan kim, Allah'a ve ahiret gününe inandı ve ıslâh edici ameller işlediyse (nefsini tezkiye etti ise ), artık onların mükâfatları Rab'lerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.

    MÃİDE - 69. Muhakkak ki, âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler), ve Yahudiler, Sâbiiler ve Nasrânilerden (Hristiyanlardan) kim Allah'a ve âhir güne îmân eder ve nefsini ıslâh edici ameller (nefs tezkiyesi ) yaparsa onlara artık korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar.

    Bu iki ayette Yahudi,Nasara ve Sabii'lerin vaktiyle peygamberlerine uyup iman etmiş kimseler için rableri katında mükâfatı vardır.Allah katında hak din İslamdır.Bunu defalarca tekrarlamamıza rağmen halen bir takım şahısların bu ayetler üzerinden prim yapması cahilliktir
    * * * * * * * * * * * *
    NÛR - 2 Meali Diyenet İşlerinden

    Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü'minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.


    Şimdi iki adam düşünelim. Birisi izbandut gibi 150 kilo diğer cılız sıska bir şey 55 kilo. İkisine de 100 sopa mı vuracaksın zina yaptığı için? Bu 100 sopanın yazdığım iki adamda da tesiri aynı mı?

    Neye göre sağlayacaksın adaleti? Birine daha mı yavaş vuracaksın? Ne kadar yavaş vuracağına kim karar verecek? Sopayı vuran kişiye mi bırakacaksın adaletin tecellisini?

    Verilen ayete karşılık komik yoruma cevap yazmaya utanıyorum..
    * * * * * * * * * * * *
    Konuda dikkatimi çeken bir takım yorum ve ayetleri toparladım.Kur'an ı önce bir okuyun sonra sıralarını öğrenin sonra gelin burada tartışmalara katılın..


    Ben utanmadan onu diyorum da siz gerçekleri yazdığımız halde utanmadan halen bazı şeyleri tekrar ediyorsunuz..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    quote:

    Orijinalden alıntı: X Files

    Ya sen şu hac meselesini anlatsana bize. Ben söz bunu açıklayacağım :))

    Açıklamada zorlanıyorsan kankalarına söyle konuyu kilitlesinler !!! Böylesini daha iyi beceriyorsunuz !

    Ben açıklayacağımı YİNE açıkladım X Files, ve göreceğimi YİNE gördüm.

    Forumda hiç bir yöneticiyi tanımam, hatta sürekli konuştuğum ve yazıştığım tek bir insan bile yok

    Sinirinize hakim olun zira gerek yok. İddialar ortada, uzuuunca vaktiniz var. Sadece "fikir" beyan ettiğim için konunun kilitlenmesine ve yöneticiye de gerek yok. Hatta "etmediğim" hakaretler için bile her birinizden özür dilerim. Cevap verip vermemek size kalmış. İyi günler, iyi bayramlar dilerim herkese...

    Lafı evirip çevirme.

    Google ı açıp bakman 5 dakikanı almaz. Yediğin haltın arkasında dur biraz...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: X Files

    quote:

    Orijinalden alıntı: 0971

    quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    Bir tanrı var, 13 milyar ışık yılı genişliğinde bir evren yaratıyor... Galaksiler, kuasarlar, kara delikler, güneş sistemleri, yaşama elverişli gezegenler; hem de milyarlarca...

    Ve bu sonsuzluk içerisindeki küçücük bir gezegende, çevresine oranla çok daha akıllı fakat son derece basit ve aciz bir canlıya hitaben diyor ki: bütün bunlar senin için!

    Sonra korkunç evrenden minnacık bir gezegenin semalarına inen elçi-melek peygambere diyor ki, "peygamberin eşine perde arkasından baksınlar"

    Koskoca dünyanın büyüleyici manzarasından aşşağıya süzülüp bir mağaraya inen Cebrail... Doğa olaylarını, yoğun buharların aşağıya fizik kuralları gereğince düşerek yağmur olmasını sağlayan Mikail... Sürekli insanların yaptıklarını not eden melekler var. Büyük sonsuzluk insan için! Fakat bu kurguya sahip olanlar o muhteşem manzara içerisinde gözlerini insana çevirip diyorlar ki:

    "hiç sağır dilsiz sahibine yük insan ile "dilediğince yiyen" insan bir olur mu?"

    Milyarlarca canlı, milyarlarca insan... Tanrı diyor ki, bu yarattığımız bazı canlılar "pisliktirler"; onları gördüğünüz yerde öldürün! (Çünkü onlar da sizi öldürecekler fırsatını bulurlarsa, çünkü ben işi böyle bir duruma getirdim, idare edin...)

    Dünya'da harika ırmaklar, nefis doğa manzaraları, denizler-göller, olağanüstü ormanlar, güzel kadınlar... Tanrı demiyor ki burası senin yuvan!

    Diyor ki ben sana "Baldan akan ırmaklar, göğüsleri yeni tomurcuklanmış huriler" vaad ediyorum.

    Bu dünya geçici; sana görmediğin, bilmediğin, anlayamadığın ama daha güzeli var! Bu geçici dünyayı boşver ve erdemli ol, sabırlı ol, diğeri için uğraş. Benim için uğraş, "insan" olmanın gayesi ve senin amacın bu!

    Öte yandan savaşlardaki ganimetler ve amca-teyze kızları, göğüsleri yeni tomurcuklanmış kızlar dünyada birilerine "cennet" oluyor... Kızabilirsiniz, yaşananlar "etik" değildi çünkü.

    Eğer anlattıklarımda gerçeklik payı olmasa idi, çelişkiler yumağı olmasa idi, tanrının ve elçilerinin "etik" olduğuna ve "gayelerine" inanılabilirdi. Ama perhiz-lahana turşusu olunca, tanrının "insansı" gayesi de gözler önünde oluyor...

    Deyin ki söylediklerin "yalan". Şöyle samanyoluna tanrının dışında kalmış "uzaktan bir yabancı edasıyla" bakınca, görünen bu...

    İnsanı ateist yaparsınız siz.

    Buna benzer bir word dosyasında yıllardır toparladığım 14 sayfalık pek çok sorum var. İnançlı biriyim ama beni tatmin eden cevapları bulamıyorum. Farklı meallerden kuran'ı defalarca okudum, okudukça cevaplar bulmakla beraber sorularım daha çok artıyor. En büyük sıkıntım kuran'da genelde kesinliklerin bulunmaması, pek çok şeyin okuyanların anlayışına yorumuna bırakılmış olması. Neden diyorum Allah mevcut kuran'ın atıyorum yüz misli uzunlukta inmesini sağlamamış ? Dini yönden daha yeterli görülen insanlara sorularımın kesin cevaplarını sorduğum zaman ya tatmin olmuyorum ya da peygamberin veya din zamanınbüyüklerinin uygulamalarını, söylediklerini anlatıyorlar. Zamanında peygamber söylediklerinin yazılmasına asla izin vermemiş, bir kaç yüz yıl sonra yazılmaya başlanınca doğru olan bir tane varsa yanlış olan 10 tane de ilave gelmış. Allah bu karışıklığı görememiş mi ? O zaman şu cevap geliyor : Kuran'la çelişmiyorsa hadis doğrudur. Eee o zaman zaten benim kaynağım kuran, Allah'ın verdiği akılla ben onu anlayamayacaksam, kavrayıp ona göre yaşayamayacaksam neden bana kuran'da direkt "ey müminler" diye sesleniyor ? Ey din bilginleri, hacılar, hocalar demiyor.
    Bir yandan bir sürü soru ve bilinmezin boşluğu ile itikadımı korumaya çalışıyorum bir yandan sorularım artıyor ve korkuyorum. Yanlış yaşarsam, hepsi cazip olan günah şeylere bulaşırsam adeta benim günah işmememi tuzak olarak kurmuş pusuda beni cezalandırmayı bekleyen bir Allah var ki cehennemde beni derimi değiştire değiştire sonsuza kadar kızartıp yakacak. Diyelim ki dört dörtlük müslüman oldum ve cennete gittim. Ama sevdiklerim mesela oğlum, annem babam filan cehennemlik oldu. Biliyorsunuz kuran'da çeşitli ayetlerde açıkca yazar, genel bilgisizliğin aksine asla şefaat yoktur. Yani kimse kimseye yardım edemez, herkes kendinden sorumludur. Yani onlar cehennemde kızarırken ben cennette hurilerle mutluluk içinde olacağım ? Nasıl cennet bu ?! Dini bilgisi iyi olanlara bunu sorduğumda "öbür dünyadaki sen farklı olacaksın, onları zaten bilmezsin" Yahu bu dünyadaki ben ile öbür dünyadaki farklı ise diğerinden nasıl sorumlu oluyorum ? Ve nasıl o farklı ben için ibadet edip yaşayacağım ?
    Neyse bu sorular tükenmez ama yakında kafayı yiyip ben tükeneceğim.

    Bu arada; Tanrı 13 milyar ışık yılı genişliğinde bir evren yaratıyor demişsin. Bu evrenin bitiminde ne var ? Başka bir evren varsa onun bitiminde ne var ? Tüm evrenlerin sonunda duvar mı var ? Onun ardında ne var ?



    İşin esası bir Yaratıcı var, bir Peygamber var ve iyilik, dürüstlük, paylaşmak esasına üzerine kurulmuş bir din var. Bunun üzerine anlamadığın ne var ?




    Bu kadar basit mi ?
    İslam bu yazdığından mı ibaret ?
    iyi ve dürüst olsam, paylaşsam cennete gitmeme yetecek mi ?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 0971

    Bu kadar basit mi ?
    İslam bu yazdığından mı ibaret ?
    iyi ve dürüst olsam, paylaşsam cennete gitmeme yetecek mi ?


    Ben hiç kimsenin bireysel anlamda cennete gideceğini garanti edemem. Edecek olsam önce kendimi garanti ederdim.

    Cennette girmek Allah Rızası ile olur. Allah Rızasını kazanmak önce ona iman etmekle sonrasında gönderdiği kurallara uymaya çalışmakla olur. Kılavuz arıyorsan Kuran'a baş vurmalısın.

    Zira Kuran okuyan bir insan benim sana bu söylediklerimi zaten biliyor olacaktır.
  • Yalan söylüyorsun, hayır söylemiyorum tartışması!

    tomurcuklanmış göğüs mü yoksa tomurcuk kelimesi yerine başka bir kelime mi..
    ne olursa olsun ortada bir göğüs olduğu kesin, hemfikir miyiz, hemfikiriz.
    gerisi teferruat!

    Konu ayetten açılmışken aklıma diğer konudaki mesajım ve vakıa 22 23 geldi ve neden kadınların çarşafa ve peçeye büründüklerini çözdüm sanırım..
    ""Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır."" diyanet çevirisi.

    İri gözler.. demekki göz çok önemli.

    Kitlenen konudaki mesajımı alıntıladım;
    ve bu mesajı yazarken aklıma vakıa süresi gelmemişti..

    Kadının islami kurallara göre en doğru örtünmesi gözleri dahil tamamen kapanmasıdır..
    Saçın örtülmesi gerekiyor mu ,gerekiyor..
    başka bir yerin örtülmesinden bahsediyor mu , bahsetmiyor(bahsetsede farketmez ya), çünkü bütün kavga saç ve baş üzerine..
    şimdi bu durumda akıllı ve mantıklı bir müslüman aklını kullanmalı ve demeli ki;
    saçı örtmek müslümanlığın gereği ise diğer uzuvları göstermekte neyin nesi...!
    "saçını örtecek ama o cazibeli dudaklar, gözler , hele hele o narin eller açıkta kalacak"
    cayır cayır yanarsın..
    hem müslüman hem ağzı burnu gözleri elleri açıkta olmaaaaz, ikisi birarada olmaaaaz..
    ters mıknatıslanma yapar.


    Hani eleştiririz ya """biz bilinçli ve çağdaş müslümanlar""", deriz ki bu çarşaflı peçeli hanımlara;
    "müslümanlık bumu, siz yanlış anlıyorsunuz"

    gelin hep beraber bu çarşaflı ve peçeli kadınlardan özür dileyelim..

    **********************************************************




  • 
Sayfa: önceki 1415161718
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.