Şimdi Ara

Dinlere neden ihtiyaç duyuldu?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
13
Cevap
0
Favori
365
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bir aslanın empati yapma yeteneğinin insan kadar geliştiğini düşünün, aldığı canlar için pişman olacak ve birgün hesap verme ihtiyacı duyacaktır.

    Sizce neden?



  • Mesela Orta Çağ'ın mutlak monarşileri gücünü "divine right" denilen bizdeki kut inancına benzer bir tanrısal hükümdarlık iddiasından aldı. Gücün tanrısal bir hükümdarda, yani merkezde toplanması demek daha büyük bir ordu, daha büyük bir ekonomi, daha büyük bir insan ağı demek. İlaç yapmayı bilenle demir döven, ata nal çakanla eli kılıç tutanın birbirlerinin yeteneğinden güvenli bir ortamda mutual yaşamla faydalanması doğada başka hiçbir hayvanda eşi benzeri görülmeyen bir hadise. Hayatta kalmamızı, zayıf olanlarımızı bile yaşatmamızı ve akıl almaz bir nüfusa erişmemizi sağlayan şeylerin temeli bu kurulan insan ağında yatıyor.

    Evet doğru, din varsa öldürdüğün adam için tanrıya hesap vermen gerekir; fakat din olmadığı sürece gücü bir odakta toplaman ve ortak karar alman çok zor. Dinin tarih sahnesine büyük işlevleri var yani.

    Bir de soruna direk cevap olarak şöyle söyleyeyim: bir aslanın empati yeteneği ve soyut düşünme kabiliyeti çok geliştiğinde aldığı canlar için pişman olmamak adına profesyonel bir ordu kurup kocaman bir haç dikecek veya cihat ilan ederek aldığı canları hesap vereceği Tanrı için aldığına ikna olacaktır

  • Uygarlık Yoluyoutube
    Celal Şengör - Din Nedir, Nasıl Ortaya çıkmıştır?
    https://www.youtube.com/watch?v=bb2oVYxeiDc




  • Mesela Orta Çağ'ın mutlak monarşileri gücünü "divine right" denilen bizdeki kut inancına benzer bir tanrısal hükümdarlık iddiasından aldı. Gücün tanrısal bir hükümdarda, yani merkezde toplanması demek daha büyük bir ordu, daha büyük bir ekonomi, daha büyük bir insan ağı demek. İlaç yapmayı bilenle demir döven, ata nal çakanla eli kılıç tutanın birbirlerinin yeteneğinden güvenli bir ortamda mutual yaşamla faydalanması doğada başka hiçbir hayvanda eşi benzeri görülmeyen bir hadise. Hayatta kalmamızı, zayıf olanlarımızı bile yaşatmamızı ve akıl almaz bir nüfusa erişmemizi sağlayan şeylerin temeli bu kurulan insan ağında yatıyor.

    Evet doğru, din varsa öldürdüğün adam için tanrıya hesap vermen gerekir; fakat din olmadığı sürece gücü bir odakta toplaman ve ortak karar alman çok zor. Dinin tarih sahnesine büyük işlevleri var yani.

    Bir de soruna direk cevap olarak şöyle söyleyeyim: bir aslanın empati yeteneği ve soyut düşünme kabiliyeti çok geliştiğinde aldığı canlar için pişman olmamak adına profesyonel bir ordu kurup kocaman bir haç dikecek veya cihat ilan ederek aldığı canları hesap vereceği Tanrı için aldığına ikna olacaktır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1AB9A40D5 -- 19 Mart 2020; 0:49:28 >




  • Bu Celal Şengör propagandasından gına geldi. Eskiden az buçuk dinlerdim bu adamı ama bu propoganda yüzünden iyice tiksindim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dinlere ihtiyaç duyulmadı. Serbest yaşamak ve inkar etmek için ateizme ihtiyaç duyuldu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Novagate -- 19 Mart 2020; 14:49:27 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • cahilleri savaş ganimet yapıt vs = sömürü için organize edebilecek en az maliyetli yol olduğu için..
  • Zaten inancımız olmasa var olmanın anlamı anlamsızlıktan başka bir anlama gelir miydi?
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • İnsanın barınma yiyecek giyinme VS. İhtiyaçları ortaktır. Ortak bir din bu ihtiyaçlara eşitliği gerektirirken Birden fazla din ise bu ihtiyaçları farklılaştırır özelleştirir diyebiliriz.

    Eskimo için kürklü elbise Afrikalı için kısa şort veya birinde balina eti diğerinde karınca yemek farklılaşmışlığa örnek olacaktır.


    .........

    Dinlerin ortak yapısı ile ihtiyaçların dağılımı ve şekli bakımından farklı iklim farklı coğrafi şartlar özelleşmiş mekanizmalar ortaya çıkarmış denebilir.

    Bu durum da aynı şeyin değişik görünümü şeklinde tezahür etmiş olmalı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dinler bence toplumu bir arada tutmak için gerekli. Dinler aslında toplumsal bir silah.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Toplam manada şu önemli olabilir. Mesela afrikada neden aç insan var. Neden Toplumsal sınıf farkı mevcut mesela Zengin kız fakir oğlan filmlerde bile modası geçen Bi kavram olmuşken.

    Bi şekilde evlat denen kavramın haram olduğunu düşünmek lazım. Yani savaş oluyor milleti önemli olmaksızın insanlık olarak bir çok değerden anlamdan oluyoruz.

    Neden din var? Yaratıcı neden müdahil olmuyor? Gibi soruların çözümü adına bu durumu anlamak lazım.

    ............

    Konunun dinle Yaradana ilgisi yok. Konu hukukla ilgili. Yani insan denen kavramı kendisinden korumak adına bazı şeyleri anlatma meselesi önemli.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 22 Mart 2020; 9:0:29 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: veoniuta81

    Zaten inancımız olmasa var olmanın anlamı anlamsızlıktan başka bir anlama gelir miydi?
    Gelir miydi? bir düşün bakalım, diyelim ki tanrı diye bir şeyin olmadığını ispatladılar, insanlar üremeyi bırakır mıydı? aklı başına gelen bir birey yaşamanın anlamı yok diyip kendini öldürür müydü? benim cevabım hayır. Eğer birgün bu ispatlanırsa insanlar hayatını buna göre tekrar şekillendirecek (inançlılar hayatını dinlere göre şekillendirdiği için garip geliyor) ve yaşamaya devam edecek. Aslında konu dindi ama aklıma bir an yaratıcı geldi ona göre yazdım, ziyan olmasın
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-1AB9A40D5

    Mesela Orta Çağ'ın mutlak monarşileri gücünü "divine right" denilen bizdeki kut inancına benzer bir tanrısal hükümdarlık iddiasından aldı. Gücün tanrısal bir hükümdarda, yani merkezde toplanması demek daha büyük bir ordu, daha büyük bir ekonomi, daha büyük bir insan ağı demek. İlaç yapmayı bilenle demir döven, ata nal çakanla eli kılıç tutanın birbirlerinin yeteneğinden güvenli bir ortamda mutual yaşamla faydalanması doğada başka hiçbir hayvanda eşi benzeri görülmeyen bir hadise. Hayatta kalmamızı, zayıf olanlarımızı bile yaşatmamızı ve akıl almaz bir nüfusa erişmemizi sağlayan şeylerin temeli bu kurulan insan ağında yatıyor.

    Evet doğru, din varsa öldürdüğün adam için tanrıya hesap vermen gerekir; fakat din olmadığı sürece gücü bir odakta toplaman ve ortak karar alman çok zor. Dinin tarih sahnesine büyük işlevleri var yani.

    Bir de soruna direk cevap olarak şöyle söyleyeyim: bir aslanın empati yeteneği ve soyut düşünme kabiliyeti çok geliştiğinde aldığı canlar için pişman olmamak adına profesyonel bir ordu kurup kocaman bir haç dikecek veya cihat ilan ederek aldığı canları hesap vereceği Tanrı için aldığına ikna olacaktır
    Başka canlılarda mutual yaşam var ama onlarda çok daha mekanik ve sürüvari şekilde, diğer canlılarda insandaki kadar iş bölümü - yaşamsal çıkar dağılımlı organik organizasyon evrimi yok. Din ise organizmada soyutlamaların ve yaratımların hayat bulduğu bir sosyal yaşantıda adaptif ve maladaptif yaşamsal edimlerin legitimizasyonunun kritik ve dengesiz zeminini hayal gücü ve gerçekliğin karışımı sofistike ama çelişkili bir ürün olarak sağlıyor. Edim gerçekleşiyor din edimi legitimize ediyor veya eliyor. Bazen de etkili edimler dini modifiye ediyor veya yeni bir dinin inşaası eski dini zaman içerisinde eliyor. Legitimizasyon ve din zaten <dünyaya hükmeden büyük güçler>. Sözünüzün geçmesini istiyorsanız, bu dünyada güç istiyorsanız meşru olanı, legitimate olanı arayın. Meşru olan. Meşruiyet güçle veya talep edilenle, beklenenle konfirme ediliyor. İlk Hıristiyan devleti Roma'daki deyişiyle ek theou basileis Rhomaion (Tanrının izniyle Romalıların hükümdarı). Hıristiyan Roma'da bir kişi hükümdar olabildiyse ve hükümdar olarak kalabiliyorsa bu tanrının seçilmiş olan kuluna ihsanı anlamına geliyordu ama hükümdar tanrı sözüne - arkheye, yaşamın ve evrenin ana kaynağına - karşı geliyorsa hükümdarlık kişinin ayağının altından kaymaya başlıyordu ve genelde zaten gidiyordu da. Büyük bir su taşkını bile tanrının memnuniyetsizliğini yansıtabilirdi. Tabii Cengiz Han kadar kudretliysen, mutlak itaat kesin bir gereklilik talebiyse ve töre < Türk Moğol geleneğinde yasa da diyorlar> sert ve sonuç odaklı ise o zaman tüm insanları memnun etme zorunluluğu da giderek azalıyor gibi. İnsanları gözden çıkarmak bu şekilde daha kolaylaşıyor. Hitler'in Nihai Çözüm denilen soykırımı Nazi rejiminin en güçlü ve oturmuş olduğu zamanlara denk geldi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.