Dünya Bankasından Gelen 35 Milyar Dolar Kredinin Yarısı Mültecilere İstihdam İçin Harcanacak

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı eski program müdürü olarak uyarıyorum, bu dökümandaki şartlar Türkiye’yi küresel sömürge yapmak üzere hazırlanmıştır.

Bakın; krediyle yaratılan istihdamın yüzde 50’sinin mülteci olması şartı var!.. Tek başına bu şart bile niyeti ortaya koyuyor.

H. Bartu Soral (@BartuSoral) on Xtwitter

Dünya Bankası kredisinin neler için kullanılacağı açıklanmış. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı eski program müdürü olarak uyarıyorum, bu dökümandaki şartlar Türkiye’yi küresel sömürge yapmak üzere hazırlanmıştır. Bakın; krediyle yaratılan istihdamın yüzde 50’sinin mülteci…

https://twitter.com/BartuSoral/status/1779881857451983310

Mülteciler gidecek diye bekleyenler var hala bi de lol.

akp varken multecıler gıtmez bu ekonomide düzelmez

Aynen mültecilere iş bulunması için hepimiz borçlandırılıyoruz.

'Yeniden Osmanlı oluyoruz' dedikleri vakit bunların kitlesi 'Kanuni' dönemine dönüyoruz sandı ama adamların bizi döndürdükleri dönem Osmanlının batış yılları olan 18. ve 19.yüzyıl dönemleri...Osmanlının son iki yüz yılında başına ne bela olduysa alayını şu son 20 senede milletin başına bela ettiler.İşin en acı tarafı milletin yarısının onayını alarak bunu yaptılar ve yapmayada devam ediyorlar...

Tıpkı Osmanlının son iki yüz yılında olduğu gibi;

1-Diplomaside adeta yok sayılıyoruz

2-Kasıtlı yapıldığını düşündüğüm ekonomik hamleleri yüzünden ekonomi batmış,döviz fırlamış,enflasyon uçmuş vaziyette

3-Ülkedeki tüm yabancılar ve azınlıklar Türk milletinden üstün tutuluyor.Türk milliyetçisi olmak adeta 'suç' kabul ediliyor

4-Ülkeye döviz gelsin diye Türkiye aleyhine ne kadar anlaşma ve icraat varsa hepsine 'tamam' deniliyor

5-Peynir,ekmek dağıtır gibi parasını veren herkese vatandaşlık dağıtılıyor

6-Kaçakların ve sığınmacıların ruhsat almadan ve vergi ödemeden ticaret yapmalarına göz yumuluyor.Tıpkı Osmanlıda olduğu gibi Avrupalı güçlerin ülkemizdeki yabancıları koruma bahanesiyle iç işlerimize müdahale etmesine izin veriliyor.

7-Ülkenin içinde tıpkı Osmanlıda olduğu gibi bölücü faaliyetler güç kazanmış vaziyette (DEM ve PKK'nın tüm sivil alanlarda örgütlenmesi)

8-Tarikat ve cemaatler devlet bürokrasisini içten içe çürütüyor

Kısacası bu millet Sevr anlaşmasını,1912-1913 yılları arasında 300 küsur yıl vatan bellediğimiz Balkanlardan yalın ayak Anadolu'ya sürüldüğümüzü ve 1919-1922 yılları arasında Milli Mücadele olmasaydı Anadolu'dan da sürüleceğimizi,Osmanlı döneminde yabancılara tanınan kapitülasyonları,Düyun-u Umumiye idaresini,azınlıklara tanınan tüm hakları vs unutmanın bedelini çok ağır ödeyecek gibi görünüyor...

Hocam bu Suriye iç savaşı sonsuza kadar devam etmeyecek sonuçta. Bu gelen insanlarda Suriye vatandaşı. Esad'ın iç savaş bittikten sonra uluslarası hukuka göre vatandaşlarını ülkeye geri kabul etmemek gibi bir seçeneği yok.

Dolayısıyla bizim bir an önce bu iç savaşın sonlanmasını ve ülkemizdeki Suriye vatandaşlarının bir zarar görmeden ülkelerine dönmelerini sağlamamız gerekiyor.

Yani Suriyelilerin burada kalıcı olması gerektiği düşüncesi neden ısrarla savunuluyor anlamıyorum. Suriye iç savaşı bittiğinde neden Suriye vatandaşları hala Türkiye'de kalmalı sivil toplum örgütlerinin ve siyasetçilerin savunduğu gibi ?

Üstelik birtakım ortalıkta dolaşan haritalara göre Suriye nufusyu büyük oranda Suriye ile sınır illerinde yoğunlaşmış buda bir güvenlik riski. Elbette zor durumdaki insanlara yardım edeceğiz ancak bu insanların çocukları gelecekte Arap milliyetçiliği yapacaklar çünkü bu birazda eşyanın tabiatında olan birşey , bu tarz çatışmalara girmeye gerek olmadığını düşünüyorum çünkü bu insanların kendi vatanları var sonuçta.

Son olarak ise bu Suriyeli araplar burada bizim başımıza kalırsa Suriye'nin kuzeyinde bir çeşit etnik temizlik olmuş oluyor yani o bölge tamamen arapsızlaştırılmış dolayısıyla Pkk yapılanması için mükemmel bir alan haline geliyor. Oradaki Arap soylu kişilerin yurtlarından kalıcı olarak sürülmemesi Türkiye'nin güvenliği içinde önemli. Biz Arapların Suriye'den kalıcı olarak sürülmesini desteklememeliyiz. Bu topraklar onların vatanı ve bu insanlar Türkiye'deki bölücülerin büyük planı içinde bir engel teşkil ediyorlar.

O yüzden ben Arapları düşmanlaştırmak istemiyorum. Blakis bu insanlar Türkiye'nin toprak bütünlüğü için bile değerliler , biz bu insanları vatanlarına geri götürüp Suriye'de Pkk lehine yapılmak istenen etnik temizliğin önüne geçmek zorundayız.

yatırımlar istihdamın az olduğu illere uygulansa da bir şeye benzese.

bunu fırsata çevirmek bizim elimizde.

mültecileri anadolu ya yaymak lazım.

gördüğüm kadarıyla bundan sonra imf ve dünya bankası gibi yerlerden kredi istenirken mültecileri elimizde tutacak anlaşmalar söz konusu olacak.

Büyük ortadoğu projesini amacına uygun yürütüyorlar işte. Büyük bir mülteci devleti. Aynı ABD gibi karmakarışık bir demografik yapı.

Dünya Bankasinin verdigi borcun satlarinda bundan cok daha vahim maddeler var. Hayvanlarin metan salinimi azaltilacak ve bu azaltma icin ciftcilere tesvik ödenecek. Tarimda modernlestirme adi altinda hibrit tohumlara gecis vs. Kisaca olan hayvancilikta bitirilecek bitmesi icinde ciftcilerin eline para tutusturulacak. Sürekli üst akildan bahseden iktidar gidip üst aklin direkmen kendinden borc aldigi görülüyor. Borc karsiligi küresel planlarin hepsini yerine getirme emri alinmis. Bir ülkenin tarimiyla oynamak o ülkenin temeline dinamit dösemekle aynidir. Faiziyle ödenecek borc icin ciftcilik ve hayvancilik hepten bitirilecek. Ciftcilerin yerini küresel sirketler alip yapay gidalar üretip yedirecekler.

Yine ayni sartlar icinde Istanbul sözlesmesine geri dönülmeside yer aliyor.

sadece mültecilerle kalsa iyi

0 karbon emisyonu

ek vergiler

akıllı şehir ayağı altında düdüklemeler

büyük birader bizi izliyor