Şimdi Ara

Dünya Petrol Krizi - Peak Oil (52. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
3.089
Cevap
40
Favori
190.293
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 5051525354
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Beğenisini belirtenlere cümleten teşekkür ederim. Eleştirilere de açığım.

    ihg;
    Bu grafiği koymamıştım. Grafikte yalancıların düştüğü gülünç durumdan bir kesit var. IEA'nın öngörüsü her güncellendiğinde çizgi biraz daha aşağı iniyor. Ben duruma uyandığım 2008'in başlarından beri göz attığım her kaynakta giderek daha "karamsar" eğriler görüyorum, ki tahmin eğrilerinin giderek aşağı kayması aslında ortada bir karamsarlığın filan var olmadığını gösteriyor. Sadece aptallar ve gerçekçiler var. "Krizden sonra" ifadelerini sağda solda gördükçe kendimi dev bir tımarhanede hissediyorum.

    __________________________________
    www.buyukcokus.com




  • Tam da faşizm, istibdat demişken...
    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/12988066.asp?gid=229
    Bugün reddedildi, yarın hay hay denecek. Haber 19 Kasım tarihli.
  • Benim okuduklarıma göre son aylarda dünyada karaparaya uygulanan tam saha pres Dubai krizi ile patlak verdi, kara para en iyi hangi şekilde aklanır, tabii ki inşaatlar ile, artık İsviçre'de de, Lüksemburg'da da, Güney Amerika'da da ve dünyanın bilimum yerlerinde de karaparaya karşı sıkboğaz uygulanıyor... Giderek artan bir şekilde..

    Tabii Türkiye'de bütçede net hata noksan kalemine bakarsak bunun son aylarda artmasının nedeni tamamen dışarıdaki değişimdir..

    FBI başkanının gelip de izometrik tarama istemesinin sebebi de budur zaten.. Türkiye üzerinden transit geçen bütün kaçakları tespit etmek amacıyladır..

    Türkiye'nin bunu reddetmesinin sebebi şu, bu girdiyi çıkartırsak ekonomi cumburlop olur, ama elbet sıra bize de gelicektir...

    Çünkü ABD bu işi sıkı tutuyor, yeni ekonomi sistemi oturtulurken bu karaparaların da üzerine gidilecek elbette..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 1 Aralık 2009; 15:07:36 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: hazardousmen

    Benim okuduklarıma göre son aylarda dünyada karaparaya uygulanan tam saha pres Dubai krizi ile patlak verdi, kara para en iyi hangi şekilde aklanır, tabii ki inşaatlar ile, artık İsviçre'de de, Lüksemburg'da da, Güney Amerika'da da ve dünyanın bilimum yerlerinde de karaparaya karşı sıkboğaz uygulanıyor... Giderek artan bir şekilde..

    Tabii Türkiye'de bütçede net hata noksan kalemine bakarsak bunun son aylarda artmasının nedeni tamamen dışarıdaki değişimdir..

    FBI başkanının gelip de izometrik tarama istemesinin sebebi de budur zaten.. Türkiye üzerinden transit geçen bütün kaçakları tespit etmek amacıyladır..

    Türkiye'nin bunu reddetmesinin sebebi şu, bu girdiyi çıkartırsak ekonomi cumburlop olur, ama elbet sıra bize de gelicektir...

    Çünkü ABD bu işi sıkı tutuyor, yeni ekonomi sistemi oturtulurken bu karaparaların da üzerine gidilecek elbette..

    Ben üzümü yerken bağcıyı da döveceklerini düşünüyorum. Yani toplumu, serfleri fişleme projesini de yürütmeye çalışıyorlar. Kendi serflerini fişleyebiliyorlar, mandalarına da bunu yavaş yavaş dayatacaklar.

    *

    Cum. enerji danışmanı Ediger 1913-1945 arası kömür arzındaki azalma süreci ile savaşları ilişkilendiriyor. Petrol için de aynısı olacak diyor. Ama zirve yılını 2013 olarak tahmin ediyor ki okuduğumuz bildiğimiz kadarıyla mümkün değil.
    http://www.v-energy.net/makaleler/dgd1.pdf




  • nlty2000
    Blogdaki son yazılarını da okudum. Bu mesajı yazmamın sebebi sırf sizin yazılarınızı okuduktan sonra yaşadığım sorgulamayı, gerçeklerle yüzleşmeyi bilfiil yaşamış olduğumu bildirmekti. Bunun size bir faydası olur mu olmaz mı bilemem ama içimden bilmenizin iyi olacağı geldi.

    Çok sevdiğim, yazılarını adeta içercesine okuduğum, samimiyetinden asla şüphe etmediğim bir ekonomi yazarının aksine hükümetin gerek dış politikada, gerekse ekonomi yönetiminde büyük yanlışlar yaptığını, Prof. titrine sahip zatın bu yanlışları bile bile gerçeğin tam aksini yazdığını hissettim... Çünkü gerçek tek ve eninde sonunda ortaya çıkma gibi bir kötü huyu var.
    Bu bir yana son yazısında hükümet yerine, borç stokunun suçlusu olarak özel sektörü ilan etmesi çileden çıkmama yetti.
    Kara mizah örneği popülist politikalarla bütçeyi çarçur eden hükümetin hiç mi ayıbı yoktu yani?

    Prof.'un mail adresine "Hükümeti hiç eleştirmeyecek misin?" başlıklı bir posta gönderdim. Postanın içeriğini az çok tahmin edebilirsiniz dış borcun anormal düzeye çıkması, bütçenin rekor açık vermesi, vergi gelirlerindeki düşüşler, vergi adaletinin yaygınlaştırılması yerine belirli zümrelere bindirilen dolaylı vergilerin ve ötv oranlarının artırılması gibi konulardı.

    Bana gelen cevapta profesörümüz beni neredeyse vatan hainliği ile suçluyordu. Bir dövmediği kalıyordu. Ne yalan söyleyeyim mantıklı cevaplar vereceğini bekliyordum. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmakla suçluyordu beni ve çok sevdiği hükümeti yine yüceltiyordu. Bilgi sanki Doçent ve Profesörlerin inhisarındaymış gibi.... Bu maili okuduktan sonra derin bir üzüntüye kapıldım, ortaçağda keşişlerin kitapları neden mahzenlerde sakladığını, kimsenin erişmesini istemediğini daha iyi anlamaya başladım. Oysa gerçekler o kadar çıplak, o kadar göz kamaştırıcı ki ne inkarı kabil ne de sırt çevirilmesi...

    Merhum İzzet Molla ne kadar doğru söylemiş

    "Fısk ile olmaz cihan harap;
    Eyler anı müdahane-i aliman harap"

    alimlerin bu kadar düştüğü bir devir var mıdır acaba? Ölünceye kadar devletten geçim garantisinin karşılığı bu hakikati tersyüz etmek midir? İşkembeden bağımlı olmak bu olsa gerek.

    Sizi okumaya devam edeceğim...




  • Size bir soru: Peak oil olgusunun gerçekliğinden kuşkumuz asla yok ama, ABD'nin gerçekleşme zamanını daha önceymiş gibi gösterterek petrol fiyatlarını yukarı çekip ülkesindeki enflasyonu ihraç etmeyi amaçlaması gibi bir durum senaryosuna ne dersiniz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zizim -- 3 Aralık 2009; 3:06:21 >
  • Amerikanya ya da sistem, her neyse birkaç on yıl daha idare eder. Daha yüksekten düşeriz, daha acı bir ölüm olur lakin değişen bir şey olmaz herhalde. Madem Peak Oil söz konusu, o halde sonuçlar da farklı olmaz. Eh, ne de olsa uzaya atık boşaltmıyoruz. Yol, su, elektik olarak dönecektir bize...
  • quote:

    Size bir soru: Peak oil olgusunun gerçekliğinden kuşkumuz asla yok ama, ABD'nin gerçekleşme zamanını daha önceymiş gibi gösterterek petrol fiyatlarını yukarı çekip ülkesindeki enflasyonu ihraç etmeyi amaçlaması gibi bir durum senaryosuna ne dersiniz?


    Ben bu çapta fiziksel bir olayın ''önceymiş gibi gösterileceğine'' inanamıyorum, çünkü muazzam bir kontrol gerektirir, yani başarabileceklerine ihtimal vermediğimden inanmıyorum, bu işleri planlayanlar bence bütün parametrelerini doğanın saatine göre ayarlarlar, eğer tersini yaparlarsa senaryo sekteye uğrar.. Ayrıca başarmaları da çok zor bir iş..
  • Yarın en önemli dönemeçlerden birinin başlangıcını yaşıyacağız, belki çok nokta atışlık, evet budur diyebileceğimiz kararlar çıkmayacak, belki karar bile çıkmayacak ama şundan emin olabiliriz ki ileride yaşanacak hatta uğruna 3. dünya savaşı çıkacak çatışmaların başlangıcını, ve bu tartışmaları göreceğiz, çok sert geçiceği malum...

    Bu emtia için dünya 2 kere savaştı, üstelik o zaman kıtlık da yoktu, sebep ekonomikti şimdi ise kıtlık olduğu halde sözlü müzakereler ile azaltıma gidilmesi elbette hayalcilik olur, şimdi mücadele hayatta kalma mücadelesi, silahlar masada mı devreye girer, havada mı girer, bilemem ama elbet girecek...

    http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=967760&Date=06.12.2009&CategoryID=97

    http://unfccc.int/2860.php

    http://cop15.iklimicingenclik.com/

    http://www.yourclimate.tv/




  • Peak-Oil sonrasında toplumlar nasıl değişecek ve neler olacak konusunda çok değerli bir tecrübe:

    Power Of Community - How Cuba Survived Peak Oil

    Toplumun Gücü - Küba Petrolsüz Nasıl Ayakta Kaldı -
    (52 dakikalık belgesel, seyretmemiş olanlar için)

    http://www.livevideo.com/video/mercofspeech/CD893609A0CB495D9A9CF04AC9E4AEFF/power-of-community-how-cuba-.aspx
  • Beklenen gün geldi çattı. Merak içerisindeyim. Bu maça yürek dayanmaz :)
  • dur bakalim ne olucak




  • Duyumlara göre bazı uçaklar (RQ-170 Sentinel) artık nasıl uçaklarsa OrtaAsya üzerinde havada dolaşıyorlarmış, epey bir süredir..

    Tabii bu havasahasına Çin havasahası da dahilmiş.. Kaynak nereden, sağlam mı diye sormayın çünkü ben bile şüphe duyabilirim, ama sonuçta gerçek olma ihtimali de yüksektir...

    30. Keşif bölüğü

    http://en.wikipedia.org/wiki/RQ-170_Sentinel

    http://en.wikipedia.org/wiki/30th_Reconnaissance_Squadron

    (Kuşun tünediği haritaya dikkat)

    Teknoloji biraz fazla ilerledi, askeri teknoloji sanırım hayallerimizin de ötesinde.. Bilemediğimizden hayal bile kuramıyoruz, şahsen benim şüphe duyabilecek bilgim dahi yok..

    Bilhassa elektromanyetik silahlar tehlikeli olduğu kadar da bir sırdır..

     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil


     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 8 Aralık 2009; 0:26:47 >




  • Gelişmelerden haberdar olan var mı? Vizeler nedeniyle kafam balon haline geldi. Takip edemiyorum şu sıralar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hazardousmen

    Duyumlara göre bazı uçaklar (RQ-170 Sentinel) artık nasıl uçaklarsa OrtaAsya üzerinde havada dolaşıyorlarmış, epey bir süredir..

    Tabii bu havasahasına Çin havasahası da dahilmiş.. Kaynak nereden, sağlam mı diye sormayın çünkü ben bile şüphe duyabilirim, ama sonuçta gerçek olma ihtimali de yüksektir...

    30. Keşif bölüğü

    http://en.wikipedia.org/wiki/RQ-170_Sentinel

    http://en.wikipedia.org/wiki/30th_Reconnaissance_Squadron

    (Kuşun tünediği haritaya dikkat)

    Teknoloji biraz fazla ilerledi, askeri teknoloji sanırım hayallerimizin de ötesinde.. Bilemediğimizden hayal bile kuramıyoruz, şahsen benim şüphe duyabilecek bilgim dahi yok..

    Bilhassa elektromanyetik silahlar tehlikeli olduğu kadar da bir sırdır..

     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil


     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil



    Duyumlar gerçek..
    Uzun zamandır varlığı tartışmalı bir UAV'dı RQ-170.
    Amerikan Hava Kuvvetleri tarafından varlığı aralık ayı içinde doğrulandı, doğrulanmak zorunda kaldı çünkü Afganistanda fotoğraflandı.
    Lockheed Martin Legendary Skunk Works tarafından geliştirilmiş stealth ozellikleri olan bi UAV..
    Silah taşıyamadığı keşif gözlem amaçlı kullanıldığı biliniyor bunun haricinde Afganistan'da bulunma amacı gerçek muharebe ortamında denenmesi, test edilmesi..
    Kimbilir belki Çin belkide İran için ordadırlar..
     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil




  • quote:

    Gelişmelerden haberdar olan var mı? Vizeler nedeniyle kafam balon haline geldi. Takip edemiyorum şu sıralar.


    Şimdilik haberler çok az, ama olanı koyayım... İlerleyen günlerde daha da belirginleşir sanırım...

    Konferans’ın amacı, sera gazı etkisi yaratan ve böylece atmosferin ısınmasına neden olan karbondioksit salımını azaltmak. Delegeler, bu amaçla, süresi 2012’de sona eren Kyoto protokolünün devamı olacak yeni bir anlaşma hazırlamak için çalışacak.
    Kopenhag öncesi yapılan çalışma ve açıklamalarda Zirve’den bir anlaşma çıkmayacağı havası yaratılmış olsa da, bugünkü açılıştaki konuşmalarda olumlu mesajlar verildi. Umutları artıran bir gelişme de 18 Aralık’ta sona erecek Konferans’a 109 devlet ve hükümet başkanının katılacağını açıklaması oldu. Oysa liderler 1997’de Kyoto Protokolü’nün kabul edildiği Konferans’a katılmamıştı.
    KOPENHAG’DA İLK GÜNDEN TARAFLAR BELİRGİNLEŞTİ
    BM İklim Zirvesi’nin hemen başında, Konferans sırasında aralarında tartışma yaşanması beklenen taraflar kendilerini belli etti. Küçük ada devletlerinden oluşan bir blok, karbon salımında önemli kesinti öngören ve hukuksal bağlayıcılığı olan bir metin dışında herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini açıkladı.
    Oysa Temmuz ayında toplanan ve G-8 diye bilinen endüstrileşmiş 8 ülkenin kabul ettiği hedef, endüstrileşme öncesindeki sıcaklık itibariyle 2 derecelik bir artıştı. Küresel ısınma nedeniyle su altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya olan küçük ada ülkeleri, bu hedefin deniz seviyesinin yükselmesini önleyemeyeceğini düşünüyor. Bu ülkelere göre hedef en fazla 1,5 derecelik bir artış olmalı
    CUMHURBAŞKANI GÜL KOPENHAG YOLCUSU
    Gazete Habertürk’ün resmi kaynaklardan aldığı duyumlara göre Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da 8-18 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek olan iklim değişikliği görüşmelerine katılma kararı aldı. Abdullah Gül, ülkelerin ulusal açıklamalarının yapıldığı 17 Aralık’ta Kopenhag’da olacak ve büyük bir olasılıkla aynı akşam Danimarka Kraliçesi tarafından ülke liderleri onuruna verilecek yemeğe de katılacak.
    Abdullah Gül, görüşmeler olumlu sonuçlanır ve toplantıda Kyoto Protokolü’nün yerini alacak tarihi bir karar alınırsa, kararın açıklanacağı 18 Aralık’ta Türkiye’den giden heyete başkanlık da etmiş olacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da eşlik edecek. Kulislerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Konferans’a katılabileceği konuşuluyor. Ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün Kopenhag’a gitmesi durumunda Başbakan’ın bu planını iptal edeceği belirtiliyor.


    Her ne kadar bazı ülkeler ''küresel ısınma'' nedeniyle de yaklaşsa da küresel ısınmanın arka plandaki görünmeyen ama önemli olan şey ''petrol zirvesi'' , ama küresel ısınma olgusu da eğer karar çıkabilirse buna yardımcı oluyor..

    Kutup ayılarından bir görüntü..

    Metanetlisinizdir diye tahmin ettiğimden görüntüyü koyuyorum... Ayrıca suçlu olduğumuz için bu görüntüyü görmek zorundayız..

     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil


    Bu normal bir olay mı diye düşündüm, ama memeliler kendi yavrularını yemiyorlar sanırım, olağandışı bir durum olmalı, malum buzullar azalıyor artık... Yanlışım varsa beni düzeltin...

    Ayrıca buzullar kopuyorlar onar onar, yüzer yüzer...

    http://www.hurriyet.com.tr/dunya/13156676.asp?gid=229

    quote:

    Antartika'dan kopan dev bir buz parçası Avustralya kıyılarına doğru sürükleniyor. Kısa bir süre önce yine dev bir buz parçası koparak Yeni Zelanda açıklarına vurmuştu. Bilim insanları 19 kilometre uzunluğunda ve 8 kilometre genişliğindeki dev buz parçasını yüzyılın en önemli iklim olayları arasında gösterdi.

    NASA'da görev yapan Avustralyalı bilim insanları tarafından bulunan dev buz parçası, Antartika'dan koptuktan sonra Avustralya kıyılarına doğru sürüklenmeye başladı. Buz parçasını uydu fotoğrafıyla keşfeden Neal Young, dev kütlenin şu anda Avustralya kıyılarından bin 700 kilometre uzaklıkta olduğunu, kıyıya doğru yaklaştıkça erimeye devam ettiğini söyledi.


     Dünya Petrol Krizi - Peak Oil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 9 Aralık 2009; 16:15:39 >




  • ABD'nin ufak da olsa bir adım attığını izledim şimdi BBC Türkçe'de. Kongrenin onayı olmadan Obama ve saz arkadaşları hareket edebilme özgürlüğüne kavuşacaklar gibi duruyor.

    Cumhuriyetçi kanat bu hareketi "küstahça" olarak nitelendirmekte geç kalmamış tabii ki. Greenpeace üyesi de açıklamasında "kongrenin hiçbir şeye katkısı yok" yorumuna yer verdi izlediğim kadarıyla.

    Bolivya (La Paz) ise susuzluk ile başbaşa kalmış. Takip etmiyordum ama durum gerçekten vahim. Buzullardan gelecek olan suya bağlı olduklarını öğrendim. Daha kötüsü olamazmış sanırım. Kar yağışının, erime hızından düşük olması... İronik olan ise, iklim uzmanının "sorunu biz yaratmadık, ceremesini biz çekiyoruz" demesiydi.

    Aynı şeyin başımıza gelmemesi için hiçbir sebep yok.

    Kutup ayısı da içimi acıttı. Çok fena çok...




  • Evettttt..... Şu serverlarda bakım da bir bitmedi, en önemli haberi koyucağım bir türlü giremedim siteye be..


    Kopenhag'dan ilk olarak beklediğimiz haber geldi...


    Metne göre gelişmekte olan ülkeler kişi başı karbon salımında 1,44 sınırına kadar çekilecek 2050 yılına kadar, iş BM den Dünya Bankasına devrediliyor, gelişmiş ülkelere ise sınır 2,67 ton, ama onların bu sınırı metne gelişmekte olan ülkeleri oltaya düşürmek için soktuklarını tahmin ediyorum, ya da ''Karbon piyasası'' adını verdikleri dalavereyi kullanarak parayla karbon kotası satın alıcaklar, o zaman gelişmekte olanlar daha da ezilecek, şu anda Türkiye 2007 rakamına göre 5,3 ton/kişibaşı emisyona sahip..

    Metin yalanlanmadı, ama sonuçta kutupların şekillendiğini gördük, bakalım artık kim imza atıcak, kim atmayacak onu göreceğiz...


    Asıl fırtına şimdi başlıyor...


    Ayrıca bizim medyada bu haberi ''Ara ki bulasın''.. Ayda yaşıyoruz..


    http://www.guardian.co.uk/environment/2009/dec/08/copenhagen-climate-summit-disarray-danish-text


    quote:

    Danimarka başbakanı Lars Lökke Rasmussen tarafından, İngiltere ve ABD ile işbirliği içinde hazırlandığı ileri sürülen İklim zirvesi Nihai anlaşma metni basına sızdırıldı. Metnin içeriği zirvede gelişmekte olan ülke temsilcileri tarafından sert tepkilerle karşılandı.

    Önceki akşam saatlerinde İngiliz gazetesi The Guardian tarafından yayınlanan anlaşma metninin sanayileşmiş zengin ülkeleri kayırdığı öne sürülürken, gelişmekte olan ülkelere yapılacak yardımın da Dünya bankası aracılığıyla ve bankanın kontrolünde yapılmasını öngörüyor.
    Taslak metni ayrıca Kyoto anlaşmasına göre gelişmiş ülkelerin Karbondioksit salımlarında herhangi bir sınırlama getirilmemişken önümüzdeki dönemde bu ülkeler sınırlamaya gitmek zorunda bırakılacak.
    Gelişmekte olan ülkelerin temsilcileri anlaşma taslağına sert tepki gösterdiler. Tepkilerin nedeni ise gelişmekte olan ülkelerin karbondioksit salımlarının sınırlandırılacak olması ve kendilerine verilen hedeflere ulaşmak için alacakları para yardımının Dünya Bankası ve gelişmiş ülkeleri onayına bırakılacak olması
    The Guardian gazetesinin gündeme bomba gibi düşen haberinin yayını zirve esnasında yaşanan ikinci skandal olarak değerlendiriliyor. Gelişmekte olan ülkelerin zirvedeki müzakerecileri, Danimarka’nın ev sahipliğinde düzenlenen zirvede önemli görüşmelerin zengin sanayileşmiş ülke temsilcilerinin katılımıyla yapıldığı, kendilerine bilgi verilmediği ve neredeyse şantaja maruz bırakıldıklarını öne sürüyorlar. Gelişmekte olan ülke temsilcileri ayrıca Birleşmiş Milletlerin yeni anlaşma metniyle pasif hale getirileceğini ve gelişmekte olan ülkelerin sanayileşmiş zenginlere mahkum bırakılacağını öne sürüyorlar.
    Danimarka başbakanı Lars Lökke Rasmussen tepkiler ve uyarılar ardından dün bir açıklama yaparak söz konusu metni basına sızdıranın kendisi olmadığını öne sürdü ve taslak metin bu hafta yapılacak görüşmeler sonunda şekillenecek

    Danimarka’ya ırkçılık ve ayrımcılık suçlaması
    Bazı sivil toplum örgütleri, Danimarka’nın zengin ülkelerden gelen büyüklü, küçüklü sivil toplum kuruluşları ve eylemcilerle görüşmeler yaptığını ancak 3. Dünya ülkelerden grupları bu görüşmemelere davet etmeyerek ayrımcılık yaptıklarını bildirdi.
    26 sivil toplum örgütünün ortaklaşa yayınladıkları bildiride Danimarka hükümetinin ayrımcılık yaptığı ve zenginlerin yanında yer alarak, ev sahibi olarak tarafsızlığını yitirdiği iddia edildi.




  • Araya giricem ama domuz gribi ile ilgili bana gelen bir maili sizlerle paylaşmak istedim. Doğruluğu vs. tartışılır çünkü araştırmadan forward ediyorum fakat ilginç bir yaklaşım:

    quote:

    Finlandiya eski Sağlık Bakanı Dr. Rauni Kilde'den domuz gribi hakkında çor cesur açıklama.Domuz gribi aşısının bir aldatmaca olduğunu itirafa eden Dr.
    Kilde, "Bu aşı ile mümkün olduğunca dünya nüfusunun çoğu öldürülmek isteniyor" dedi. Bu düşüncenin eski ABD Başkanlarından Henry Kissinger'e ait olduğunu söyleyen Dr. Kilde, 14-15 Mayıs 2009 tarihinde yapılan Bilderberg toplantısında bu kararın alındığını belirtti.Dr. Kilde, bir televizyona yaptığı açıklamasında, "ABD, hiçbir maddi kayıp yaşamadan hatta milyarlarca dolar kazanarak dünya nüfusunu üçte iki oranında azaltmayı hedeflemektedir" diye konuştu.Dünya Sağlık Örgütü'ne domuz gribinin ölümcül bir salgın olduğu yönünde beyanda bulunması için baskı yaptıklarını belirten Rauni Kilde, "Böylece aşıyı tercihli değil zorunlu yapmak istiyorlardı. Özellikle hamile kadınların ve çocukların ilk önce aşı ile zorunlu tutulması gelecek nesilleri hedeflediğini göstermektedir"
    açıklamasında bulundu.Finlandiya hükümetinin sınıflandırmayı kabul etmediğini ve hastalığın derecesini normal hastalık olarak gösterdiğini ifade eden Kilde sözlerini şöyle sürdürdü; "Hiç kimse aşının bir yıl, beş yıl ya da 20 yıl sonra ne gibi etkilerinin olacağını bilmiyor: Mutlak kısırlık mı? Kanser mi? Ya da ölümcül herhangi bir hastalık mı?" Dr. Rauni Kilde, "Amerikan yönetimi ileride bundan dolayı doğacak herhangi bir sıkıntıdan dolayı ilaç şirketlerine bir sorumluluk yüklenmemesi için şimdiden önlemini aldı ve onları tüm sorumluluklardan muaf tuttu. Bu bile işin ciddiyetini göstermeye yeter" dedi.




  • quote:

    Kopenhag Bülteni – 9.12.2009 – Danimarka’nın Taslağı

    KOPENHAG’DAKİ TEK BELGE DANİMARKA’NIN ÇOK ELEŞTİRİLEN TASLAĞI
    Danimarka’nın önerisi Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi’ne bomba gibi düştü. Kopenhag’da devam eden Konferans’ın ikinci gününün sonlarına doğru, Danimarka tarafından hazırlanan bir anlaşma taslak metninin basına sızması büyük bir skandala yol açtı. Metin, Kyoto Protokolü’nün bağlayıcı mekanizmalarını bir kenara bırakarak iklim değişikliği konusunda Birleşmiş Milletleri baypas edebilecek hükümler içeriyor. Taslağın en çok eleştirilen noktası kişi başı emisyonlarla ilgili oluşturulan kota. 2050 yılı itibariyle oluşturulması öngörülen karbon salım kotasına göre zengin ülkelerin kişi başı emisyonu 2.67 ton olarak öngörülürken, yoksul ülkeler için bu oran kişi başı 1.44 tonda sabitleniyor.
    Taslağa getirilen bir eleştiri de, kısa dönem emisyon azaltım oranı konusunun muğlak bırakılması. Öte yandan, metinde iklim değişikliğine uyum konusunda sağlanacak mali yardımın Dünya Bankası tarafından yönetilmesi önerisi yer aldı ve buna bağlı olarak 2012-2015 yılları arasındaki dönemde yoksul ülkelere sağlanacak yardım miktarı yılda 10 milyar dolar olarak öngörüldü. Bunlara ek olarak taslak metin, sağlanacak mali yardım için, yoksul ülkelerin de iklim değişikliği ile mücadele konusunda adım atmaları şartını arıyor.
    Danimarka başbakanı Rasmussen’in varlığını kabul ettiği taslak metin, Konferans’a katılanlar tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Danimarka metninin tartışma zemini olarak kabul edilmesini reddeden bir grup metnin yasaklanması için çağrıda bulundu. Türkiye Yeşiller Partisi heyeti de Battal Erdoğan’ın öncülüğünde bu çağrıya katılıyor. Bakalım taslak metnin geri çekilmesi sağlanabilecek mi? Hep beraber izleyeceğiz…

    HİNDİSTAN VE ÇİN’DEN ÇATLAK SESLER
    Küresel ısınma nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan ada ülkelerinin bu çığlıklarına karşılık, Hindistan ve Çin’den ekonomik çıkarlarını gözeten açıklamalar geldi. Bu iki ülke, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 17. maddesi altında yeni bir Protokolü desteklemeyeceğini açıkladı. Sözleşme’nin 17. Maddesi hukukî yöntemleri düzenliyor. Örneğin, Kyoto Protokolü söz konusu 17. Maddeye göre düzenlendi. Ancak Hindistan ve Çin bu tür yeni bir belge istemediklerini belirtiyor.





  • 
Sayfa: önceki 5051525354
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.