|
Dünyanın en zeki insanlarının sosyalist olması?
-
-
sosyalizmin moda oldugu donemlerde yasamis tipler?
sosyalizm masaldır
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-289234E80 -- 7 Mart 2024; 16:21:53 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Newton radikal dinci faşisttir.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Albert Einstein adam değildir, aldığı ödüllerin hepsini bir biliminsanı olan karısı sayesinde almıştır kendi bulduğu hiçbir şey yoktur
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Sosyalizm mantık olarak çok iyi bir şey zaten :) Mesele Uygulaması sıkıntı. Veya imkansız... ( İnsanlar eşit olmak istiyor mu bakalım herkesi zorla eşitlemeye çalışmak uygulamadan mantıksız. Zaten insanlar doğuştan eşit doğmuyor. )
Albert Einstein Yahudi bir ailenin çocuğu mesela İsrail'in kurulmasını isteyen savunan birisi. Ama ileriki dönemde kutsal kitaplara inanmadığını belirtiyor.
ABD'de yaşarken Sosyalizm e semapati duyuyorum demiştir sadece. Yoksa koyu bir Sosyalist olduğunu sanmıyorum.
-
Rastgele üç tane liberal görüşlü dahi sayarsın. Dünyanın en zekileri liberal bu neye işaret ediyor dersin. Bu tarz seçmece örnekler bence hiçbir şey göstermez.
Bu arada ister sosyalist, ister Taoist olsun; dahiler kesinlikle aptallıklardan veya yanlış tercihlerden azade değil.
Einstein'ın kendi izafiyet teorisine dair kavrayışı aslında pek çok fizikçiye nazarla teorisi hakkında ciddi derecede hatalı yorumlar yapmasına yol açacak derecede kısıtlıydı - misal tekillikler / karadelikler konusunda - ve Einstein'ın büyük katkılarda bulunduğu kuantum fiziğine karşı tavrı neredeyse ahmakçadır. Pek çok profesyonel fizikçi Einstein'ın çalışmalarına ve başat teorilerine hayranlık duysa da onu açıkça dar kafalı addedip görüşlerine burun kıvırıyordu. Einstein'ın büyük bilimsel buluşlarından sonra fizik dünyasındaki çekim gücünü giderek yitirip medyatik bir çekim gücü olmaya kaydığı ve ne yazık ki kendisinin de buna prim verdiği ve kendisini anlaşıldığı kadarıyla teorik bir çıkmaza mahkum ettiği bir gerçektir. O geriye kalan tüm hayatını buna adasa da hiçbir zaman kütleçekim ve elektromanyetizmayı birleştiremedi.
Robert Oppenheimer ise Einstein'dan çok çok daha fazla gri çizgilerde duran bir tarihsel figür. Bir kere sosyal anlamda çok sorunlu bir insan. Dersiniz ki, kim sorunlu değil hatta dehanın veya zekanın özelliği biraz sorunlu olmaktır. Ama Oppenheimer hem sorunlu hem de sorunlarını pek de düzeltmeye yeltenmeyen bir karakter olarak genel sosyal sorunları doğru teşhis ettiği iddiasında, bu sorunları doğru addettiği yöntemlerle aşma iddiasında. Kısaca dahi bir fizikçi sayılsa da düşük bir sosyal duruşu ve haliyle bu konuda görece zayıf bir kredibilitesi var. Ayrıca Oppy'nin astrofizik çalışmasını hor gördüğü ve genel göreliliğin etkin bir uygulaması olarak kıymetini idrak edemediği aktarılıyor. Yani dahi veya en zeki diyerek bir takım zorlu işleri başarmış insanları ve siyasi görüşlerini gözünüzde çok da büyütmeyin. Onlar da sizler biz gibi birer insan. Onların da zeka seviyelerinin, yeteneklerinin, görüşlerindeki kalitenin bir sınırı var.
Bir ideoloji ve sistemin değeri zaten zeki otorite birileri doğru ya da yanlış olduğunu söyledi diye tayin edilmemeli. Bu bir bilen safsatası ya da otorite safsatası denilen mantık safsatasına çıkar (argumentum ad verecundiam). Bir görüşün değerini teorik gücü ve uygulamadaki başarısı belirler. Bu anlamda sosyalizm pek de başarılı gözükmez ama sol düşünce zaten sosyalizmden ibaret değil veya zaruri olarak "sosyalizmin" her bir türü başarısız olacak diye bir kaide yok. Keza liberalizm. Çalışan tarafları var. Aksayan tarafları var. İsterse Adam Smith dirilsin veya Smith'in zekası 250 IQ olsun. Bu bize liberalizmin çalışan ve çalışmayan tarafları hakkında hiçbir fikir vermez. Smith'in kimisine göre yaratıcı ve dahiyane zekası bu görüşü çıkar ortaya koyar. Ama görüşün değeri Smith'in zeka seviyesinden kaynaklanmaz. Her ne kadar bir sübjektivite bulunsa da görüşün değeri esasında kişide değil, görüşün kendisinde biter.
İsterse bir milyon kişi ya da bir milyon en zeki kişi bir yanlışa doğru desin veya tam tersi doğruya yanlış desin. Fark etmez. Doğru doğrudur. Yanlış ise yanlıştır. Algınız veya yorumunuz veya zeka seviyeniz bunu değiştirmez.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
malesef dünya bilmiyor. eşime benzer durumdan bahsetmiştim ve karadelik resim olayını örnek göstermiştim.
karadelik resmini çeken sistemi tasarlayan belçikalı katolik
yazılım yükünü çeken 3 tane birisi farsi ekip.
ama tv önüne bir tane yahudi kızı çıkarmışlardı. sanırsın komple sistemi yahudi tasarladı.
işte 3gram aklı ile dünya yorumlamaya çalışanlara kalırsa "agam sen yehudilere dahdın" diyenlerle uğraşmak zorunda da kalıyorsun. forum kültürünün açıklarından biri.
openheimer için de filmini izlemedim ama almanlar, uranyumu zenginleştirmeyi başarmış dioxide elde etmişlerdi. ama nasıl patlatacaklarını bilemiyorlardı. bir şekilde birileri bu bilgiyi sızdırdı ve japonya'ya bu u571 içinde giden bu yükü ele geçirdiler. amerika'ya getirip sonra bomba olarak japonya'da kullandılar. japonlar bomba yapmayı umarken, bombaları yemişlerdi.
filmde nasıl anlatıldı bilmiyorum.
lafı gelmişken unutmadan:
en zeki insanlar : Nasyo sosyalistlerden çıkmıştır. Vatanseverlerden yani. milletin karısını bacısını; fitneslarda kafelerde avmlerde kesenlere mi kaldı en zeki insanların siyasei görüşlerinin sentezi?
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pskillercheto -- 31 Aralık 2023; 3:20:59 >
-
yine geldi saçma sapan fikirler peşinde koşup biz en zekiyiz tiriplerine giren solcu tayfa
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Alıntı
metni:Albert Einstein adam değildir, aldığı ödüllerin hepsini bir biliminsanı olan karısı sayesinde almıştır kendi bulduğu hiçbir şey yoktur Ortada bir Marie ve Pierre Curie durumu yok; kusura bakmayın. Mileva Maric bir Marie Curie değildi. Einstein özellikle izafiyet teorilerini geliştirirken birçok kimseden - bilhassa matematiği konusunda - yardım aldı ama teoriler Einstein'ın. Bu kesin. Maric'in ilgili teorileri ve çalışmaları hazırladığı veya katkıda bulunduğu tarihsel olarak temellendirilmemiş bir efsanedir. @pskillercheto
Film Oppenheimer'a sempatik, politikacılara düşman bir drama. Fisyonun bombalaştırılabileceği bilgisi kuramsal olarak herkesçe biliniyordu ama fisyonu keşfedenler Almanlar (Otto Hahn ve Fritz Strassmann). Almanlar ama sonunda hem kuramsal hem de teknik sebeplerle tıkanıyor (Bunda büyük Alman fizikçi Werner Heisenberg'ün de kabahati var). Amerikalılar en iyi bilim insanlarını daha iyi biçimde organize edip daha çok kaynak pompalayarak kuramsal ve teknik sorunları aşıp bombayı imal ediyor (Oppenheimer'ın bilimsel şefliğini yaptığı Manhattan Projesi).
Bomba Amerikalıların sponsorluğunda ağırlıklı biçimde yarı veya tam Avrupalı bilim insanlarınca Nazilerin bombayı daha erkenden üreteceği korkusuyla yapıldı. Tabii tek sebep bu değildi ama bu korku en azından ABD ve mihver karşıtı müttefiklerin bu bombaya herkesten önce sahip olması için yeterince sağlam bir gerekçeydi.
Sovyetler de kuramsal olarak mümkün ama teknik olarak imkansız addettikleri Batılıların fisyon bombası girişimini istihbarat kanalıyla öğrenip gene istihbarat kanalıyla bilgi sızdırarak Amerikalılardan birkaç yıl sonra kendi bombalarını patlatıyor. Böylece Soğuk Savaş döneminin dehşet dengesi kuruluyor.
Japonlar mevcut aktörler içerisinde - büyük ihtimalle - bir nükleer bomba geliştirmekten en uzakta olanlardı. Fiziğin üstadı sayılabilecek müttefikleri Almanlar tıkanmışken Japonların onlardan önde olması beklemek biraz güç. En azından ben bu konuda Japon farkındalığı veya girişimleri hakkında bir şey okumadım ya da görmedim. Muhtemelen - en azından Japon bilim insanları ve mühendisleri - farkındaydılar ama ihtimal vermiyorlardı.
-
Çünkü iktisat ve siyaset felsefesi bilmiyorlardı. Ayrıca hangi sosyalizmden söz ettiğin de belli değil. Marksist sosyalizm mi, sosyal demokrasi mi? Marksistlere göre bilimsel olmayan pek çok sosyalizm türü de vardır: feodal sosyalizm, (küçük)burjuva sosyalizmi, Alman sosyalizmi gibi.
Marksist(bilimsel) sosyalizmin girişimcilik(dar anlamıyla değil) dışındaki liberal çevrelerden gelen iktisadi eleştirileri göğüsleyebileceğine inanıyorum. Buna rağmen Marx'ın ılımlı yaklaşımlarının aksine insanlar böyle bir sistemi arzu etmezler. Proletarya marifeti sadece bir topa vurmak olan futbolcunun milyon dolarlar kazanmasını umursamaz, hatta bu parayı cebinden öder. İnsanlar iktisadi sistemlerini ya da sınıflarını arz-talep doğrultusunda belirlemekte sorun görmezler. Tarih boyunca proletaryanın isyanları da bu minvalde olmuştur, proletaryanın isteği kendi yaşam koşullarının düzeltilmesidir. Diyalektik materyalist anlayıştaki gibi sınıf çatışmasına dayanan isyanlar görülmemiştir. Proletarya kendi sınıfından olan diğerlerini hiçbir zaman umursamaz. Dolayısıyla insanlara hitap eden hakim ideoloji sosyal demokrasi olmuştur.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-A0041A01F -- 31 Aralık 2023; 15:44:39 >
-
Sıkıntı şurada, yaygın olarak benimsediği dinin kutsal kitabını bile okumayan bir toplumda liberalizm, Marksizm, sosyal demokrasi ve benzerine ilişkin literatürü, yani günümüz dünyasını şekillendirmiş bu akımlar ve fikirler hakkında bir şeyleri insanlara nasıl okutacaksın?
Yukarıda az biraz bahsettiğim şekilde kendi alanlarında dahi majör biçimde yanılsalar bile bu konuda bahsi geçen Einstein, Oppenheimer gibi bilimin geçmiş ağır topları en azından iktisat ve siyaset felsefesi hakkında - artık anlayabildikleri kadar - okuma yapıyorlardı. Bizim toplum onu bile yapmıyor. Sadece kulaktan dolma yarım yamalak bilgisiyle, bazen ortada o bile olmadan doğaçlama yapıyor. O yüzünden Türkiye'de günümüz standartlarında aslında kabul edilemez derecede felaket bir siyaset ve ekonomi icrası var. Çünkü Türkiye bilgi ve veri çağında entelektüelizm karşıtı veya antisi bir ülke. Bu devirde entelektüel olmamak gibi lüksün yok. Yoksa çağa ayak uyduramazsın.
Türklerin çoğunluğu hakkıyla sosyalizm, liberalizm ve benzerinin eleştirisini yapabilecek vaziyette değil. Önce insanların oturup bunları çalışması ve en azından az biraz bunlardaki belirli ana fikirleri özümsemesi lazım. Ana fikirler bile olmadan bir insanda herhangi bir akımın diğer veya alt cinslerinine dair bilgi ve yerinde yorumlar bekleyemeyiz.
Senin veya benim biraz olsun mürekkep yalamış biçimde yazdığımızın sıradan ortalama bir elemana Çince veya entelektüel laf salatası gibi gelmesi en büyük sıkıntımız. Cehaletin feraseti yoktur. Atatürk'ün dediği gibi cehaletle yalnızca savaşılır.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Açıkçası insanların entelektüel açıdan ne durumda oldukları benim umurumda değil. Ben insanlara değer veren bir insan değilim. Değerden kastım çok geniş bir anlamı ifade ediyor. Yaşam hakkı bunlardan biri. Bir gecede milyarlarca insan ölseydi dahi hiç umurumda bile olmazdı.
Sadece Türklerin değil en gelişmiş ülkelerin vatandaşları da aynı durumda. Türkiye'ye göre durumları biraz daha iyi.
Konuyla hiç ilgisi olmayan bir insana anlaşılmaz gelmesi normal. Ben yine de buranın seviyesine uygun bir dille yazıyorum. Genel üslubumla yazsam daha da anlaşılmaz olacak. Yorumumu anlamayan biri temel kitaplardan başlaması gerektiğinin farkına varmalı. Fakat kendi bildiğini okuyan cahil insanlar her zaman karşısındakini laf salatası yapan biri olarak görme eğiliminde olacaktır.
-
İktisat bilsen nolur bilmesen nolur? İktisat bilim değil, zırvadır.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Bilmem ne olur?
-
Ben de aksine bilgisi, zekası, hareketleri ölçüsünde insanlara değer veriyorum. Bunu da açıkçası yaşam ve ölüm çizgisinde değerlendirmedim; daha doğrusu benim kafamda "değersiz birisinin" yaşaması veya ölmesi arasında fazla bir fark yok. Herhalde bu da beni değersiz insanlar kaybolsalardı onlara karşı en az varlıkları kadar umursamaz kılardı. Değer yüklediğim herkesin kesinlikle yaşamasını isterim ama. Bir yandan müdanasızlığıma ve yüksek beklentilerime nazaran bence biraz fazla sayıda kişiye değer biçiyorum. İnsanların çoğunluğunun kaybolmasını - yıkıcı bir felaket göstergesi olmadan bir büyüyle beraber anlık bile olsa - istemem. Onlar hakkında fazla düşünemem yoksa çıldırırım. Onlar hakkındaki bilgisizliğim ve tahayyülsüzlüğüm beni / ruh sağlığımı ancak koruyacaktır.
İnsanlar önce bencil yaratıklar ve Batı dünyası bencilliği yönetmede veya toplumsal erdem sergilemede bizden birkaç tık daha iyi. Ama bencillik ile tam teşekküllü bir nihilizm ayrı mıdır diyeyim? İnsanlar bence düpedüz nihilist olmaktan ziyade daha çok algıda seçici, sınıflandırıcı ve pragmatik. Onun için Filistinliler bazılarının çok umurundayken Ukraynalılar onların umurlarında değil (daha çok Türkler örneğinde) ya da İsrailliler bazıları için değerliyken Filistinliler onların umurunda değil (daha çok Batılıların örneğinde). Ancak kutup ayıları ve imparator penguenleri birkaç aktivist ve bilim insanı hariç kimsenin umurunda değil! Sıradan insan diyor ki yeter ki modern yaşamım mevcut konforuyla devam etsin; mümkünse kötüleşmeyip iyileşsin. Çeşitli kişisel isteklerimi ve arzularımı bu bağlamda toplayayım ve kavrayayım. Politik veya sermayeci elit de diyor ki işler tıkırında dönsün; imparatorluğum mümkünse büyüsün. Bencilliğin yol açtığı kısmi bir nihilizm her yere hakim. Ama herkes sınırlı kaynaklarla ve risklerle seçici şekilde değer biçtiğini - kısmen - kollama peşinde. Geri kalan umursanmama eğiliminde. Bizden ırak olanla öznesellik ve empati seviyemiz şaşırtıcı biçimde düşmekte. Onun için savaşta bir asker için bir roketin düğmesine basmak birisini gözünün içine bakarak öldürmekten daha kolaydır. Tüm bunları söylemek zaten yapmaktan çok daha kolaydır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında pek çok askerin düşmanı vurmak için ateş etmediği fark edilmiş. İnsanlara sosyal yapılar ve sistemlerce biraz da zorla bir takım roller biçildiğini ve sosyal konjonktür genel başlığı altında çeşitli tartışmaya açık dayatmaların bizlere dikte edildiğini fark etmek önemli.
Dürüstlüğün ve açık sözlülüğün için teşekkür ederim.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Zırva ile ne demek istedin?
-
TDK
Ara
Ara Close
GÜNCEL TÜRKÇE SÖZLÜK
zırva (I)
isim
Saçma, saçma sapan, boş, anlamsız söz:
"Nedir bu bir alay zırva? Hem unutmasın ben nişanlıyım, söyle düşmesin peşime!" - Füruzan
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Yani senin söylediğin gibi değil mi? "İktisat bilim değil zırvadır" ifadesi sence de zırvadır değil mi?
-
iktisat fakülteleri kapatılsa yerine arı yetiştiriciliği açılsa gençler iktisat yerine onu okusa daha hayırlı olur. boş boş teorilerle 4 senelerini kaybetmemiş olurlar. ayrıca finans, bankacılık vs. işler de lise mezunu işidir. lise mezunu herhangi biri de banka ceo'su olup bankayı yönetebilir.
-
Bu yazdığının İktisat ile bir alakası yok ki. Gençlerin ne okuyup okumamaları gerektiğini bilemeyeceğim, konu da bu değil zaten.
Boş teori deyip geçtiğin nedir? Dolu teori ne demek ki boşu olsun? Faiz sebeptir diye teori yok mesela eğer iddia ettiğin bunun gibi şeylerse Bilimsellikten uzaklaşan iktisatı birebir yaşayan bir toplumuz bilmem farkında mısın.
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X