Şimdi Ara

- Ekonomik KRİZ kime KRİZ? - (30. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
869
Cevap
6
Favori
28.639
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 2829303132
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • HANEHALKI İŞGÜCÜ ARAŞTIRMASI 2009 YILLIK SONUÇLARI

    2009 yılında kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus bir önceki yıla göre 914 bin kişi artmıştır.

    2009 yılında Türkiye'de kurumsal olmayan nüfus bir önceki yıla göre 818 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 542 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 914 bin kişilik artış ile 51 milyon 686 bin kişiye ulaşmıştır.

    Tarım dışı istihdam 155 bin kişi azalmıştır.

    2009 yılında istihdam edilenlerin sayısı, bir önceki yıla göre 83 bin kişi artarak, 21 milyon 277 bin kişiye ulaşmıştır. 2009 yılında tarım sektöründe çalışan sayısı 238 bin kişi artarken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 155 bin kişi azalmıştır.

    İşsizlik oranı % 14 iken, tarım dışı işsizlik oranı % 17,4’tür.

    2009 yılında Türkiye genelinde işsiz sayısı bir önceki yıla göre 860 bin kişi artarak 3 milyon 471 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise 3 puanlık artış ile % 14 seviyesinde gerçekleşmiştir. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 3,8 puanlık artışla % 16,6, kırsal yerlerde ise 1,7 puanlık artışla % 8,9 olmuştur.





    <<TÜİK>>




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir
    madem istatiksel bir araştırma doğru sonucu verecek KİŞİ BAŞI TÜKETİM MİKTARI ve BU KİŞİLERİN YÖRELERE GÖRE DAĞILIMI nın incelenmesi doğru sonucu verecektir , demiştim.


    Aynı şeyi bir daha yazmışsınız. Daha önceki mesajlarımda bu konuda size hak verdim. Zaten bütün bilgiler elimizde olsa tartışılacak birşey kalmaz !

    Siz de bunu bildiğiniz için "majörlere" bakılması gerektiğini söylediniz.(*) Şimdi bakılması gereken şey "alkol izni alan büfe sayısı" demişsiniz. Ona itirazımı sundum. Bu söylediklerime itirazınız varsa siz de yazın. Böyle adım adım tartışalım ki konu dağılmasın.

    Sizi yanlış anlıyor değilim. Söylediklerinizi anlıyorum ama istediğim konularda görüşlerinizi alamıyorum. Genelde yazdıklarıma cevap vermek yerine bazı genel kavramları tekrar edip duruyorsunuz. Gerisi ise "dikkate almadığım" kişisel konular... Sanırım bu şekilde tartışamayacağım. Frekanslarımız uymuyor. İyi günler...

    (*) Benim varsayımlar yapmam da aslında majörleri ön plana çıkarmamdır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir
    madem istatiksel bir araştırma doğru sonucu verecek KİŞİ BAŞI TÜKETİM MİKTARI ve BU KİŞİLERİN YÖRELERE GÖRE DAĞILIMI nın incelenmesi doğru sonucu verecektir , demiştim.


    Aynı şeyi bir daha yazmışsınız. Daha önceki mesajlarımda bu konuda size hak verdim. Zaten bütün bilgiler elimizde olsa tartışılacak birşey kalmaz !

    Siz de bunu bildiğiniz için "majörlere" bakılması gerektiğini söylediniz.(*) Şimdi bakılması gereken şey "alkol izni alan büfe sayısı" demişsiniz. Ona itirazımı sundum. Bu söylediklerime itirazınız varsa siz de yazın. Böyle adım adım tartışalım ki konu dağılmasın.

    Sizi yanlış anlıyor değilim. Söylediklerinizi anlıyorum ama istediğim konularda görüşlerinizi alamıyorum. Genelde yazdıklarıma cevap vermek yerine bazı genel kavramları tekrar edip duruyorsunuz. Gerisi ise "dikkate almadığım" kişisel konular... Sanırım bu şekilde tartışamayacağım. Frekanslarımız uymuyor. İyi günler...

    (*) Benim varsayımlar yapmam da aslında majörleri ön plana çıkarmamdır.



    sayın neverlate ,
    Bir bilgi sunduğumda bunun sonucunu biliyor isem zaten artıyor yada azalıyor nedenleri şudur derdim. Sadece bunu bir tabloya bakarak söyleyen (sonradan siz de aynı tablodan yorum yapabildiniz) çıktığında majör faktörler bilinmeden sadece üretim artışının üreticileri bağlayacağını bunun ülkemiz insanının zoğazından geçtiğinin bir kanıtı olamayacağını belki direk değil dolaylı olarak ifade ettim.

    alkol izni alan veya izni kaldırılanlar sizce bir vakayı incelerken neyi gösterir. Bunun sizin görüşünüzü öğrenmeden açıklamayı doğru bulmuyorum. sonra uzun uzun anlatmaya çalıştığım ancak ''genel kavramlar '' ile size bir şey sunamamış olmanın burukluğunu hissediyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    sayın neverlate ,
    Bir bilgi sunduğumda bunun sonucunu biliyor isem zaten artıyor yada azalıyor nedenleri şudur derdim. Sadece bunu bir tabloya bakarak söyleyen (sonradan siz de aynı tablodan yorum yapabildiniz) çıktığında majör faktörler bilinmeden sadece üretim artışının üreticileri bağlayacağını bunun ülkemiz insanının zoğazından geçtiğinin bir kanıtı olamayacağını belki direk değil dolaylı olarak ifade ettim.


    Bir şey kanıtlamaya uğraşmadığımı söyledim.

    quote:


    alkol izni alan veya izni kaldırılanlar sizce bir vakayı incelerken neyi gösterir. Bunun sizin görüşünüzü öğrenmeden açıklamayı doğru bulmuyorum. sonra uzun uzun anlatmaya çalıştığım ancak ''genel kavramlar '' ile size bir şey sunamamış olmanın burukluğunu hissediyorum.


    İzin alan büfelerin ne anlama gelebileceğini de söyledim.

    Yine aynı şeyleri tekrar etmişsiniz. En çok yazıyı siz yazıyorsunuz ama konuya derinlik katan hiçbir bilgi veya görüş sunmuyorsunuz. İstatistikler kanıt değildir. Bunu anladık. Sizin dışınızdakiler cahildir. Bunu da anladık. Eee peki benim sorularımın yanıtları ne olacak?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dellci



    <<TÜİK>>


    Ben bu tabloyu hiç anlamıyorum. Eminim bir çok insanda anlamıyor ama hiç kimse kalkıpta kral çıplak ey TUİK demiyor. TUİK insanları fena halde uyutuyor. Şöyle ki;

    quote:

    31 Aralık 2009 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 72 561 312 kişidir.
    http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?tb_id=39&ust_id=11


    Bu nüfus verisi(kendi verisi), işsizlik tablosunda Kurumsal olmayan nüfus adı altında 70.542.000 olarak yuvarlanıyor? Almanya'nın gerçek nüfusu ne ise o rakam verilirken bizim TUİK niye mideden konuşuyor?

    Almanyanın nüfusu 82 135.000 olarak tablolarında gösteriliyor. Bunun 41 875.000 i (yani yarısı) işgücü ne dahil iken bizim neden 24.748.000 i (yani neredeyse üçte biri!) işgücüne dahil ediliyor?


    http://www.destatis.de/jetspeed/portal/cms/Sites/destatis/Internet/DE/Content/Statistiken/Bevoelkerung/MigrationIntegration/Migrationshintergrund/Tabellen/Content100/MigrationshintergrundBeteiligungErwerbsleben,templateId=renderPrint.psml


    Bizde de Almanyanın yaptığı gibi hesaplama yapılsa acaba gerçek işsizlik ne çıkar?

    İşgücü: 36.000.000
    İstihdam: 21.277.000
    ..............................
    İşsiz: 14.733.000
    İşsizlik oranı: % 40.9




  • peki kanıt değil ama bir araştırma vereceğim bir analiz nasıl yapılıyor bir incleyin ,sonra neden yüzeysel değerlendirmelere bu şekilde tepki verdiğimi belki daha kolay anlayabilirsiniz. Buyrun okuyun , katkı veya görüş istendiğinde bunun sadece bir alışveriş olmasını tavla maçı olmaması için gayret ediyorum

    http://eisemp8.inonu.edu.tr/bildiri-pdf/emec-gulay.pdf


    quote:




    Orijinalden alıntı: neverlate


    quote:

    Orijinalden alıntı: vezir

    sayın neverlate ,
    Bir bilgi sunduğumda bunun sonucunu biliyor isem zaten artıyor yada azalıyor nedenleri şudur derdim. Sadece bunu bir tabloya bakarak söyleyen (sonradan siz de aynı tablodan yorum yapabildiniz) çıktığında majör faktörler bilinmeden sadece üretim artışının üreticileri bağlayacağını bunun ülkemiz insanının zoğazından geçtiğinin bir kanıtı olamayacağını belki direk değil dolaylı olarak ifade ettim.


    Bir şey kanıtlamaya uğraşmadığımı söyledim.

    quote:


    alkol izni alan veya izni kaldırılanlar sizce bir vakayı incelerken neyi gösterir. Bunun sizin görüşünüzü öğrenmeden açıklamayı doğru bulmuyorum. sonra uzun uzun anlatmaya çalıştığım ancak ''genel kavramlar '' ile size bir şey sunamamış olmanın burukluğunu hissediyorum.


    İzin alan büfelerin ne anlama gelebileceğini de söyledim.

    Yine aynı şeyleri tekrar etmişsiniz. En çok yazıyı siz yazıyorsunuz ama konuya derinlik katan hiçbir bilgi veya görüş sunmuyorsunuz. İstatistikler kanıt değildir. Bunu anladık. Sizin dışınızdakiler cahildir. Bunu da anladık. Eee peki benim sorularımın yanıtları ne olacak?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 2 Mart 2010; 20:21:08 >




  • bir döküman linki daha veriyorum nu da pazarlama için temel kavramları ve satış için ele alınan ürünün değerlendirilmesi ile ilgili şeyleri özetleliyor.

    PazarlamayıEtkileyen Makro Ve Mikro DışÇevre Faktörleri,

    http://193.140.176.19/dersler/halkan/ol_pazarlama/pazarlama_2.pdf
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35


    Ben bu tabloyu hiç anlamıyorum.



    Belli oluyor zaten

    Sayın lehrer35, öncelikle kurumsal olmayan nüfusun ne olduğunu öğrenmelisiniz.
    Okul, yurt, otel, çocuk yuvası, huzurevi, hastane, hapishane, kışla ve ordu evlerinde ikamet eden vatandaşlarımız kurumsal nüfusa dahildir. Bu insanlar toplam nüfustan düşüldüğünde kurumsal olmayan nüfus bulunur.

    Tüik'in iş gücüne kimlerin dahil olup olmadığını belirleme yöntemi bellidir.



    Ayrıca siz "işsizlik oranı" diyerek istihdam oranını hesaplıyorsunuz.
    Türkiye'ye güvenmiyorsanız, bu rakamları AB 'nin resmi istatistik kurumu olan Eurostat'tan da takip edebilirsiniz.




  • Minareyi çalmak için kılıfı hazırlamak zorunlu tabi Dellci. Bu kılıflar belli de güya değişiklikler AB ye uyum için yapıldı deniliyor, öyleyse AB de niye yok bu kriterler? Eminim Almanya da kurumsal olan insan sayısı daha fazladır. Fakat onlar Alman istatistik hesaplarında bizdeki gibi hesap dışı tutulmuyorlar. Bizde ki minare kılıfı değilse nedir?

    Öyle yalanlar halka gerçek diye yutturuluyor ki insanın küçük dilini yutası geliyor. Mesela şu:

    quote:

    Emekli sayısı 100 ülkenin nüfusunu geçti
    Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, Türkiye'de 8 milyonu aşan emekli sayısı 100 ülkenin nüfusunu geçti.

    http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=597619


    Buradan ne anlaşılıyor? Ülkede korkunç sayıda emekli var. Oysa kazın ayağı hiç te öyle değil. Mesela Almanya'da 8 değil 20 milyon emekli var ve Almanlar 150 ülkenin nüfusunu geçti emekli sayımız diye çığırmıyorlar.
    http://www.sozialpolitik-aktuell.de/tl_files/sozialpolitik-aktuell/_Politikfelder/Alter-Rente/Datensammlung/PDF-Dateien/tabVIII4.pdf

    Yukarıdaki soruma yanıt alamadım. İşgücü sayımız neden AB gibi nüfusun yarısı değil de sadece 1/3 ü?
    Hangi AB ülkesinde işgücüne katılım oranı bu kadar düşük?
    İşgücüne katılım oranı düşük tutularak işsizlik oranları çarpıtılıyor mu?




  • quote:

    Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Konseyi tarafından istihdam oranlarına ilişkin belirlenen Lizbon hedefi ne ulaşabilmesi için
    Türkiye’nin 2010 yılına kadar 14 milyon iş yaratması gerekecektir.
    Mevcut GSYİH ve istihdam büyüme oranları, gerçekte oluşturulacak iş sayısının 1,5 milyon civarında olacağına işaret etmektedir.


    http://siteresources.worldbank.org/INTTURKEY/Resources/361616-1144320150009/Ozet-Overview.pdf


    Benim yaptığım hesap dünya bankasının hesabını tutuyor. Bizim TUİK'in yaptığı hesaplamalar dünya için fasaryadan öte bir anlam ifade etmiyor. Öyleyse bu rakamlar ile dünya kıyaslamaları neyin nesi? Bunlar sadece Türk'ün Türk'e propagandası...




  • quote:


    Yukarıdaki soruma yanıt alamadım. İşgücü sayımız neden AB gibi nüfusun yarısı değil de sadece 1/3 ü?
    Hangi AB ülkesinde işgücüne katılım oranı bu kadar düşük?
    İşgücüne katılım oranı düşük tutularak işsizlik oranları çarpıtılıyor mu?


    Başladık gene...

    İşgücüne katılım niye az bunu bize değil ev hanımlarına falan sorun. Ekonomik değil daha çok sosyolojik bir konu.

    quote:


    Benim yaptığım hesap dünya bankasının hesabını tutuyor. Bizim TUİK'in yaptığı hesaplamalar dünya için fasaryadan öte bir anlam ifade etmiyor. Öyleyse bu rakamlar ile dünya kıyaslamaları neyin nesi? Bunlar sadece Türk'ün Türk'e propagandası...


    İstihdam oranı ve işsizliği birbirine karıştırıp yine çorba yapmışsınız.

    İstihdam oranı = çalışan insan / çalışabilir durumda olan insan (A)

    işgücüne katılım oranı = çalışmak isteyen insan / çalışabilir durumda olan insan (B)

    İşsizlik oranı = çalışmayan insan / çalışmak isteyen insan (C)

    Basit bir mantıkla:

    A=B*(1-C)




  • Soruları anlamıyorsanız yanıt vermek/veriyor gibi yapmak zorunda değilsiniz neverlate.

    TUİK'in hesapları gavur parası ile kaç para eder?
    Bu hesaplarla niye dünya kıyaslamalarına gireriz?
    Niye gerçek olmayan verilerle insanları uyutmaya çalışırız?

    Soruların asıl muhatabı Dell'cidir. O İspanyadan sonra ikinciyiz örneğini çok kullanıyor. Gerçek işsizlikte İspanyaya kaç basarız?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    quote:


    Yukarıdaki soruma yanıt alamadım. İşgücü sayımız neden AB gibi nüfusun yarısı değil de sadece 1/3 ü?
    Hangi AB ülkesinde işgücüne katılım oranı bu kadar düşük?
    İşgücüne katılım oranı düşük tutularak işsizlik oranları çarpıtılıyor mu?


    Başladık gene...

    İşgücüne katılım niye az bunu bize değil ev hanımlarına falan sorun. Ekonomik değil daha çok sosyolojik bir konu.

    quote:


    Benim yaptığım hesap dünya bankasının hesabını tutuyor. Bizim TUİK'in yaptığı hesaplamalar dünya için fasaryadan öte bir anlam ifade etmiyor. Öyleyse bu rakamlar ile dünya kıyaslamaları neyin nesi? Bunlar sadece Türk'ün Türk'e propagandası...


    İstihdam oranı ve işsizliği birbirine karıştırıp yine çorba yapmışsınız.

    İstihdam oranı = çalışan insan / çalışabilir durumda olan insan (A)

    işgücüne katılım oranı = çalışmak isteyen insan / çalışabilir durumda olan insan (B)

    İşsizlik oranı = çalışmayan insan / çalışmak isteyen insan (C)

    Basit bir mantıkla:

    A=B*(1-C)


    İşsizlik oranının yüksek çıkması olarak bakanın biri ev kadınlarınında bu orana katılması yüzünden böyle oluyor demişti.Yalnız sizin hesaba göre ev kadınları bu orana girmiyor.Yani çalışmak isteyen insan olarak yazdığınız için böyle dedim.O zaman neden bakan böyle bir açıklamada bulundu..Ayrıca Tüik bu veriyi hazırlarken çalışabilir nüfusu ele alıyor..Şimdi 16 yaşında büyük olanlar çalışabilir nüfusa dahil ediliyor diye biliyorum ben.Bu durumda Tüik üniversitede öğrenci olanları,hapiste ve askerde bulunanları çıkartıyor mu yoksa onlarıda mı dahil ediyor.Yukarda Dellcinin verdiği tabloya baktım ama orada öğrenci olanlara 1 saat bir yerde çalıştınız mı tarzı soru var..Şimdi hesaplama yaparken elbette her öğrenciye bu sorulmuyordur.Bunları hesaplama yaparken belirli bir kişi üzerinden yaptığı ankete göre mi düzenliyor..Ayrıca türkiye de şuanda sigortalı olarak çalışan kişilerin net bir rakamı var mı..Mesela en az 1 yıllık sigortalı olan ve sigortası devam eden..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lehrer35

    Soruları anlamıyorsanız yanıt vermek/veriyor gibi yapmak zorunda değilsiniz neverlate.

    TUİK'in hesapları gavur parası ile kaç para eder?
    Bu hesaplarla niye dünya kıyaslamalarına gireriz?
    Niye gerçek olmayan verilerle insanları uyutmaya çalışırız?

    Soruların asıl muhatabı Dell'cidir. O İspanyadan sonra ikinciyiz örneğini çok kullanıyor. Gerçek işsizlikte İspanyaya kaç basarız?




    Sorularınızın yanıtları yukarıda sayın lehrer. TUIK'in hesaplarıyla Almanya'nın hesapları aynı standartlara göre yapılıyor. Gerçek olmayan bir veri yok.

    Ancak konu hakkında önemli bir bilgi eksiğiniz var. Öğrenmek istemiyorsanız zorlamaya gerek yok.

    Bu yaptığınızın adı "Çamur at izi kalsın" tekniğidir. Ama bu forumda işlemiyor gördüğünüz gibi. Foyanız hemen ortaya çıkıyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate


    Sorularınızın yanıtları yukarıda sayın lehrer. TUIK'in hesaplarıyla Almanya'nın hesapları aynı standartlara göre yapılıyor. Gerçek olmayan bir veri yok.

    Ancak konu hakkında önemli bir bilgi eksiğiniz var. Öğrenmek istemiyorsanız zorlamaya gerek yok.

    Bu yaptığınızın adı "Çamur at izi kalsın" tekniğidir. Ama bu forumda işlemiyor gördüğünüz gibi. Foyanız hemen ortaya çıkıyor.


    Anladım. Hokus pokus yani.
    A, B, C + Lizbon katkılı fettokulli = 14 milyon insan uçtu, yok, istemiyor. Elemtirefiş, kem gözlere şiş.

    Peki gerçek işsizlik oranı kaç?




  • quote:

    Anladım. Hokus pokus yani.
    A, B, C + Lizbon katkılı fettokulli = 14 milyon insan uçtu, yok, istemiyor. Elemtirefiş, kem gözlere şiş.
    Peki gerçek işsizlik oranı kaç?


    Galiba gerçekten bu kadar anlamışsınız.

    Neyse sizin seviyenizde anlatayım.

    Şimdi mesela Almanya'daki Frau Schmidt yaşam giderlerini karşılamak için bir işte çalışırken bizdeki Ayşe Hanım ise evimin hanımı olayım, çocuklarıma bakayım diyor. Kocamın parası yeter deyip çalışmak "istemiyor". Veya Almanya'daki Thomas amca bizdeki gibi beleşten emeklilik olmadığı için ileri yaşlara kadar çalışmak zorunda. Bizde ise Ahmet amca erkenden emekli olup keyfine bakıyor.

    Eğer işgücüne katılmayanları işsiz saymak istiyorsanız buyrun sayın. Ama buna "işsizlik oranı" derseniz Avrupa'da ciddiye almazlar. Buna orana "lehrer işsizliği" diyelim mesela.

    Neyse acı gerçeği söylüyorum: "lehrer işsizliği" bu hükümet döneminde hep azalmış.

    Yine kendi kendinizi çürütmeyi başardınız, tebrikler...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dellci

    HANEHALKI İŞGÜCÜ ARAŞTIRMASI 2009 YILLIK SONUÇLARI

    2009 yılında kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus bir önceki yıla göre 914 bin kişi artmıştır.

    2009 yılında Türkiye'de kurumsal olmayan nüfus bir önceki yıla göre 818 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 542 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 914 bin kişilik artış ile 51 milyon 686 bin kişiye ulaşmıştır.

    Tarım dışı istihdam 155 bin kişi azalmıştır.

    2009 yılında istihdam edilenlerin sayısı, bir önceki yıla göre 83 bin kişi artarak, 21 milyon 277 bin kişiye ulaşmıştır. 2009 yılında tarım sektöründe çalışan sayısı 238 bin kişi artarken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 155 bin kişi azalmıştır.

    İşsizlik oranı % 14 iken, tarım dışı işsizlik oranı % 17,4’tür.

    2009 yılında Türkiye genelinde işsiz sayısı bir önceki yıla göre 860 bin kişi artarak 3 milyon 471 bin kişiye yükselmiştir. İşsizlik oranı ise 3 puanlık artış ile % 14 seviyesinde gerçekleşmiştir. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 3,8 puanlık artışla % 16,6, kırsal yerlerde ise 1,7 puanlık artışla % 8,9 olmuştur.





    <<TÜİK>>




    Buda genel açıklaması..
    quote:

    Krizde 860 bin kişi eklendi işsizlik yüzde 14’e yerleşti

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Hanehalkı İşgücü Araştırması, 2009 yıllık sonuçlarına göre, Türkiye genelinde işsiz sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 860 bin kişi artarak, 3 milyon 471 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı da bir önceki yıla göre 3 puan artışla yüzde 14 oldu.


    TÜRKİYE’de geçen yıl istihdam, bir önceki yıla göre 83 bin kişi artarak, 21 milyon 277 bin kişi oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Hanehalkı İşgücü Araştırması 2009 Yıllık sonuçlarına göre Türkiye genelinde işsiz sayısı 2008 yılına göre 860 bin kişi artarak, 3 milyon 471 bin kişiye ulaşırken işsizlik oranı da 2008’e göre yüzde 3 artarak yüzde 14 seviyesinde gerçekleşti. İstihdamın sektörel kompozisyonunda, tarımın istihdam içindeki payının 1 puan, hizmetler sektörünün payının 0.5 puan arttığı, sanayi sektörünün payının ise 1.6 puan gerilediği gözlendi. Buna göre, 2009 yılında, Türkiye’de kurumsal olmayan nüfus, bir önceki yıla göre 818 bin kişilik bir artışla 70 milyon 542 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus ise 914 bin kişi artarak, 51 milyon 686 bin kişiye ulaştı.
    Sektörlere göre durum
    2009’da tarım sektöründe çalışan sayısı 238 bin kişi artarken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı da 155 bin kişi azaldı. 2009’da istihdam edilenlerin yüzde 24.7’si tarım, yüzde 19.4’ü sanayi, yüzde 5.9’u inşaat, yüzde 50’si ise hizmetler sektöründe yer aldı. Önceki yılla karşılaştırıldığında, tarım sektörünün, istihdam edilenler içindeki payı 1 puan, hizmetler sektörünün payı 0.5 puan yükseldi, buna karşılık sanayi sektörünün payı 1.6 puan azaldığı, inşaat sektörünün payının değişmediği görüldü.
    Yaptığı işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı bir önceki yıla göre 0.3 puanlık artışla yüzde 43.8 olarak gerçekleşti. Bu dönemde, bir önceki yıla göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 87.8’den yüzde 85.8’e geriledi, tarım dışı sektörlerde ise yüzde 29.8’den yüzde 30.1’e yükseldi. 2009’da, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, bir önceki yıla göre 1 puanlık artışla yüzde 47.9 olarak gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranı bir önceki yıla göre 0.4 puanlık artışla yüzde 70.5, kadınlarda ise 1.5 puanlık artışla yüzde 26 oldu.

    Gençlerin yüzde 25.3’ü işsiz

    İŞSİZLİK oranının yüzde 14 olduğu 2009’da kentsel yerlerde işsizlik oranı 3.8 puanlık artışla
    yüzde 16.6, kırsal yerlerde ise 1.7 puanlık artışla yüzde 8.9 oldu. Türkiye’de tarım dışı işsizlik oranı bir önceki yıla göre 3.8 puanlık artışla yüzde 17.4 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 3.7 puanlık artışla yüzde 16’ya, kadınlarda ise 3.8 puanlık artışla yüzde 21.9’a yükseldi. Genç nüfusta işsizlik oranı ise yüzde 25.3 olarak açıklandı. 2008 yılında söz konusu oran yüzde 20.5 düzeyindeydi.

    Güneydoğu istihdam artışında hızlı çıktı

    2009’da en yüksek istihdam artışı 72 bin kişi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleşti. Buna karşılık en fazla istihdam azalışının yaşandığı bölge ise İstanbul oldu. Bu bölgede toplam istihdam 197 bin kişi azaldı ve bu azalışın da yüzde 82.2’si sanayi istihdamından kaynaklandı. İşgücüne katılma oranının en yüksek olduğu bölge ise yüzde 60.7 ile Doğu Karadeniz oldu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ssff_allthing -- 3 Mart 2010; 5:22:21 >




  • 2009’da 860 bin kişi işsiz kalmış

    Ortalama bir Anadolu kentinden daha çok bir sayı!

    her geçen gün kepenk kapatmış bir esnaf daha görüyorum, kapatılan fabrikalar, Büyük kentlerden anasının köyüne dönen aileler...

    Bizans rahipleri gibisiniz
  • quote:

    Krizde 860 bin kişi eklendi işsizlik yüzde 14’e yerleşti

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Hanehalkı İşgücü Araştırması, 2009 yıllık sonuçlarına göre, Türkiye genelinde işsiz sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 860 bin kişi artarak, 3 milyon 471 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı da bir önceki yıla göre 3 puan artışla yüzde 14 oldu.


    türkiyedeki işsizliğin gerçek etkisini avrupa ile kıyaslarken hane halkı sayısını da göz önüne almak gereklidir. Sanırım türkiyedeki hane halkı ortalaması 4 sayısına yakın yani bir evde 4 kişi yaşıyor.Ev hanımı sayısı da bakılacak nufus olarak görüldüğüne göre bir evde 4 kişi sizin maaşınıza bakıyor. Büyük şehirlerde karı koca çalışması artık zorunluk olarak çalışmak zorunda ki kalan nufusa ve kendilerini geçindirebilsinler. bu kişilerden birsi işsiz kalınca evin tüm dengesi bozulmaktdır halbuki avrupadaki işsizlik maaşları ve iş bulma oranını göz önüne aldığımızda , sosyal patlamalar ve halkın çaresizliğini göz ardı etmenin sonuçları ağır olacaktır. Belki tablolar ile bir şeyler iyi veya kötü gösterilebilir buradaki parametreler den çok sokaktaki inanların durumları kresi kartlarındaki borçların ödenebilme borç seviyesi , icra sayıları gibi gerçek verilerden yola çıkıldığında durumumuzun vahim olduğu aşıkardır .Anlayamayanlar daha çok tablo verebilirler ama çare bekleyenler için tablolar ilaç değildir. millet ilaç bekliyor, laf salatası değil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: as74

    2009�da 860 bin kişi işsiz kalmış



    Aynı zamanda çalışma çağındaki nüfus bir önceki yıla göre 914 bin kişi artmıştır.

    quote:

    Anlayamayanlar daha çok tablo verebilirler

    "Yarası olan gocunur" gitti, "tablo verenler" geldi.
    Laf çarpmadan duramıyorsunuz sayın vezir...
    Yıllardır edebiyatını yaptığınız şu "sosyal patlama" ve büyük savaş başlasa da rahatlasanız artık
  • 
Sayfa: önceki 2829303132
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.