Erkek ve kadın vücutlarının şekillenmesine dair yeni çalışma (13. sayfa)

Üniversitelerden patır patır yayınlar çıkıyor evrim teorisi ile ilgili. Millet çalışmalarını yapıyor. Sizin kahvehane ağzıyla laf gevelemelerinizi hiç takan yok maalesef üzgünüm. Ağlayan kim burada? "Evrim" kelimesi görünce ışık gören sivrisinekler gibi konulara üşüşüp uyduruk uyduruk iddialarla bilime saldıran, kuduran, evrim yalan diye salya akıta akıta ağlayan sizlersiniz.

Hocam bu arkadaşlar bir dine inanır gibi evrim teroisine inanıyorlar. Evrim teorisi onların dini olmuş.

Ama lafa geldi mi bilim bilim derler tanrının varlığı bilimsel olarak kanıtlanmadı derler ama aynı şekilde teori olarak kalmış olan evrim fikrine bilimsel bir gerçekmiş gibi yaklaşırlar. Gerçekten bu düpedüz ikiyüzlülüktür

Uyduruk uyduruk heriflere sarılıp dandik kitaplarla kendini haklı çıkarmaya çalışan sensin be. Ölüm ne alaka? Tek bir yayın gösteremiyor, kaynak diye verdiği herif kürtçü said, gelmiş burada halen laf geveliyor.

Demagoji ile bir yere varamazsınız. Yalan diye bir iddiada bulunan sizsiniz. Onlarca dergide yayınlanmış yüzlerce makale var evrim teorisi ile ilgili. Adamlar bakın şöyle şöyle, bundan dolayı bu var diyor. Merak eden açar okur adamlar oraya koymuş kaynaklarıyla birlikte. Yalan diye iddia edenler çıksın ispatlasın, tüm akademi camiası sizleri bekliyor.

Yoo, hiçte senin dediğin gibi değil. Çok fazla şey var o yüzden kolayından bir örnek vereyim.

Adamlar şundan dolayı şöyle oldu diyor demişsin, o "şundan dolayı" dediği şey kanıt mı yani? Mesela diyorlar ki: Evrim kişi özelinde değil, popülasyon genelinde gerçekleşir. Evrim bir adaptasyondur. Çevre şartlarına göre adaptasyon gerçekleşir, ve popülasyon halinde oluşur diyor örneğin

Şimdi açıyorum: diyor ki evrim çevreye göre oluşan bir adaptasyon.

Yani örneğin suyun içinde can bulmuş olan bir organizma, göremiyordu ve hayatta kalmaya devam etmek için görmesi gerekiyordu, adaptasyon süreci gereğince evrildi göz gelişti. Yani bu varlık bilmemkaç bin yıl boyunca gözsüz şekilde suyun içinde yaşamış yaşamış da sonra görebilen bir göz geliştirmiş su altı şartları gereği. Bu nasıl oluyor yani? Ne cins bi açıklama bu. Sen şimdi hayatta kalması için gözlere sahip olması lazımdı ve bu sebeple adapte olma sürecinde göz özelliğine bile sahip olmayan bir varlığın gözleri oldu dediğin zaman bu evrimin varlığına kanıt mı oluyor? Ne salak saçma bir şey bu?

Hala gözleri olmayan mikroorganizmalar aynı şekilde yaşamlarına devam ediyor, onların da evrilmesi için yeterli zaman vardı ama evrilmemişler ve yaşamışlar bu nasıl oldu o zaman? Şu anda hala var olan tek hücreti organizmalardan, insan gibi bir varlığa evrilinmiş, bu neymiş efendim, popülasyonla birlikte gerçekleşen adaptasyon süreciymiş. Bu şimdi cevap mı?

Peki o ilk canlı henüz bir popülasyon değildi, ona bir göz lazımdı gözü oldu. Evrim tek bir canlı özelinde oluşan bir olgu değilse, can bulan ilk organizma nasıl kendi özelinde göz çıkaracak kadar evrildi? Bunların cevabını veren hiçbir şey yok. Hayatta kalmak için adapte olması lazımdı ve oldu, bu mu yani?  

Senin o söylediğin bütün makaleler ve bütün üniversite çalışmaları çöp bu yüzden.  Çatır çatır çöp yayınlıyorlar siz de yiyorsunuz. Adaptasyon, cevap bu. Hadi gel şimdi evrime inan.

Cennet diye biryer olsaydı zenginler fakirlere bırakmazdı orayı. Savunduğunuz din gerçek olsa önce herşeyi bilen Amerika müslüman olurdu.

Gözün ortaya çıkması adaptasyon değil evrime örnek. Orada yanlışınız var.

Hiçbir zenginin umurunda değil görmediği tatmadığı bir dünya. Yaşadığı dünya bu. Sonuna kadar zevklerinin peşinden koşmakla meşguller. Ee insan da böyle bir varlık. Para kazanma hırsının da zevkin sınırı da yok insanda

Tamam evrime örnekte, evrim zaten adapte olmak, şartlara adapte oluyorsun evriliyorsun vs. Yani bu sebeple olmuş oluyor.

Şempanzeler (ya da ona benzer ortak ata) savanalara yerleşince şartlar gereği dikleşti, et yedi zekileşti vs. Bunların hepsi evrime örnek, ama sebep ne? Adapte olmak. Bunu konuşuyorum ben.

Saçma değil gözün evrimi gayet güzel açıklanıyor ya hiç okumadın ya da anlayacak kapasiten yok. Benden ya da forumdan değil git bu işe yıllarını adamış bilim adamlarından izle/oku o zaman aklında soru kalmaz.

Okus pokus diye göz oluşmuyor. Işığa duyarlı proteinler var bunlar bir araya gelince gece ve gündüz birbirinden ayırabiliyor bunun canlıya olan faydasından dolayı nesilden nesine seçiliyor ve frekansı artıyor bir süre sonra 1 oluyor. Sonra bu ışığa duyarlı kısımın git gide ovelleşiliyor ve hafiften yön algılanabiliyor. Daha sonra daha da ovelleşiyor mercek, kornea geliyor al sana günümüzdeki göz.

Harvard'a, Oxford'a, MIT'ye ve dahi Dünya'nın en saygın ve sayılı üniversitelerine çöp diyebilen birisinin diplomasını ve bilimsel yayınlarını görmeyi çok isterim gerçekten  

İyi arkadaşım git makaleni yaz kanıtla o zaman madem çöpse. Biyolojiden nobelini alırsın kutlama masrafların benden.

Hadi ya? Işığın ne olduğunu bile bilmeyen ışığa duyarlı bir fotoreseptör protein nasıl var olmuş nasıl evrilmiş o öyle? Neye göre ışığa duyarlı hale gelmiş acaba.  

Işığa duyarlı bir mevcudiyet, ve onun duyarlılığına uygun ışık var. Sonra da bunlar bir araya geliyor, git gide ovalleşiyor ve al sana gözümüzdeki göz işte sana evrim.   Bu demektir ki baya sağlam bir fabrika kurmuş birileri, bak sana önce ışığı yaratmış, sonra ışığa duyarlı varlığı yaratmış, sonra bunlara git gide ovalleşme yetisi vermiş, dahası "faydasını algılayıp nesilden nesile seçilme yetisini" vermiş. Nesilden nesile seçiliyor faydasından dolayı diyorsun, bu nasıl bir süreçtir? Seçen kim, hangi beyinle seçiyor, faydasını nereden algılamış? Beyni bile yok. Senin herhangi bir mevcudiyetin faydasını ve zararını algılamak için 1.400 gramlık bir beyine ihtiyacın var ve bu beyni işleten milyonlarca nörona ihtiyacın var, bahsettiğin onca evrimsel süreçte adı geçen ve faydaları algılayıp nesilden nesile aktarım yapan şeylerin beyni bile yok neresiyle algılamış bunların faydasını ve ayrıştırıp seçmiş? Algılamış bi de aktarmış üstelik sırf algılamakla da bitmiyor.

Yani bu kadar şey var ama gel gör ki bunu yapan bir zât yok, kendi kendine, tesadüfen bunlar hep.

İşte bu yüzden senin dinin sana, benim dinim bana. Dalga geçtikleriniz sizi direkman buluyor, sizin imanınız onun tesadüfüne, evrilmesine. Bu sizin dininiz, kitabınız bilimciler tarafından yazılmış. Oraya ne yazarsa ona inanmaktan başka çaren yok üstelik, hayatında ışığa duyarlı bir fotoreseptör görmüşlüğün bile yok neticede. Yazılana inanacaksın.

En inandırıcı yalan, içinde bir parça doğru olan yalandır. Işığa duyarlı bir protein var, şimdi bunu alıp evrime oturtup bilimsel makale olarak yayınladığın zaman bunun evrimine iman eden bir sürü insan çıkar. Sizin inancınızla bizim inancımız bu noktada ayrılır.

Kapasite konusuna hiç girmeyelim o yüzden. Senin okuduğun her şey benim de karşımda. Sana göre ben okuduklarımda bahsedilen varlıkların evrilme noktasını doğru bulmadığım için beyinsiz olmuş oluyorum. Böyle bir seviyeye inmeme gerek yoktur.

Daha doğal seçilimi bile anlayamamışsın senin daha temele inmen lazım en baştan eline bir kitap al ve oku.

JustinCase'in olaya getirdiği açıklama.

Ol dedi oldu.

Ol dedi oldu

Ol dedi oldu.

Ol dedi oldu.

Ol dedi oldu.

Ol dedi oldu.

Bilimmiş deneymis şuymuş buymuş boşuna uğraşıyorsunuz.

Ol dedi oldu. Bütün olay bu kadar.